Yazanlarda |
|
Kumru Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 08 mart 2006 Gönderilenler: 75
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Ehl-i Sunnet denen dinin temmlerinin ne oldugunu alatan bir yazi. Buyrun bu dinin Kuran ile bir alakasi var mi. Basortusu Mucahidleri ne derler. Bu dinin Kuran ile Alakasi ne bilen varsa bizde ogrenelim. Ehli Sünnet velCemaat’in alametlerinin birincisine dikkat edelim. Musriklik degilde nedir bu
1. En azından Ehli Sünnet velcemaat, mezheblere tabi'dir. Bütün fikirlerini hayat ölçülerini mezheb imamlarından alıyor
Bunlar gercekden Kurana iman ediyor mu ? Bu din benim dinim degil olamazda. Bütün fikirlerini hayat ölçülerini mezheb imamlarından alıyormus. Nerde Kuran
ALINTI
EHLİ SÜNNET VELCEMAAT İTİKADI MESELESİ
Bir adam " Ben Ehli sünnet velCemaatim." diyor. Alevi olsun, sünnî olsun, mu'tezile olsun, havârici olsun herkes dava ediyor, iddia ediyor: " Ben Ehli Sünnet velCemaatim... " Ama Şeyh Ahmed Ziyâeddin Gümüşhanevi Hazretlerinin buraya dikkat çekerek buyurduğu gibi, iş davada kalmıyor. Ehli Sünnet velCemaat’in alametleri vardır.
En azından Ehli Sünnet velcemaat, mezheblere tabi'dir. Bütün fikirlerini hayat ölçülerini mezheb imamlarından alıyor. Mezheb imamlarının görüşleri ayet ve hadisin dışına çıkmıyor. En güzeli birinci asırda olan ulema, sonra ikinci asırda olan ulema, sonra üçüncü asırda.. Ki bu üç asır hakkında Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem müsbet bir şahitlik yapmıştır; en hayırlı cemaat olduğunu beyan etmiştir. Ehli sünnete tabi olanlar hayat ölçülerini bu üç asrın içerisinde yaşayan alimlerden alıyor.
Şeyh Ahmed Gümüşhanevi Hazretleri diyor: " Mesela, birisi - İmam Şafiî şöyle dedi, İmam Malikî yahud İmam Hambelî böyle dedi- dediği vakitte başka birisi de, - bu benim görüşüm... aklım öyle demez- diyorsa mezhebe karşı çıkmış olur. " Madem ki biz Hanefîyiz, Hanefî mezhebine göre hayatımızı tasnif etmeye mecburuz.
Ehli Sünnet alimleri namaz kılan bir kimseyi nifakla veya küfürle suçlamamışlardır. Gıybetten sakınmıştır. Birinci haslet budur. Ehli sünnet velCemaat beş vakit namazlarını cemaatle kılmıştır. İkinci alamet de budur. Ehli Sünnet velCemaat bir araya geldiklerinde, cemaat zamanında, birbirlerini günahlardan vazgeçirmeye çalışmışlardır. Eğer bir cemaat birbirini günah işlemekten vazgeçirmeye çalışmazsa Ehli sünnet velCemaat değildir.
Mezhebler; ayet ve hadisin izahı demektir. Görüş ve fikirleri, İslamın bütün ahkamı, hükümleri temel itibarıyla ikidir:
Bir kısmı ictihadı kabul etmez, yani görüş kabul etmez; buna usûl-ü din denilir. Peygamber Sallallahu aleyhi ve sellem ve ashab-ı kiram tarafından kemiyet ve keyfiyet bakımından apaçık olan hükümlerde ictihad yoktur; zinanın haramlığı gibi, namazın farz oluşu gibi, orucun tutulması gibi, namaz kılmayana ceza vermek, oruç tutmayana ceza vermek meseleleri gibi.
Bir kısım da vardır ki, açık olarak ashab tarafından hükmü beyan edilmemiştir. Mesela namazda el bağlamak veya bağlamamak; bir kısım ashab-ı kiram bağlamış, bir kısım bağlamamıştır. Namazda el kaldırmak veya kaldırmamak; Kunut okumak veya okumamak.. İkinci şeklinde olan, bunlar ictihâdî olur. İctihad araya girer. Ama Asr-ı saadet'te veya ikinci ve üçüncü asırda açık olarak hükmü beyan edilen şeyler ictihad kabul etmez.
Allah'ın Rasulu sallallahu aleyhi ve sellem, müctehidlerin hakkında bir müjde vermiştir. Müctehidler hata yaptıklarında, Allah onu afuv eder. Fikri isabetli olduğu vakitte, ona iki mükafat verir. bizim zamanımızda ictihad kapısı açık olsa dahi, ictihad edecek derecede, şartlarına haiz bir kimse yoktur. Beşinci asırdan bu yana, kıyamete kadar mehdi aleyhisselam müstesna, diğerlerinin hepsinin mezheb arkasından gitmek mecburiyeti vardır.
Ehli Sünnet velCemaat çizgisine dahil olan tüm mezhebler hak mezhebdir. Aslı on sekiz mezhebdir; zamanımızda devam eden mezhebler dört tanedir. Hanefî, Şafiî, Mâlikî, Hanbelî mezhebleridir. Yalnız Ehli Sünnet velCemaat; gençleşmiş, İslam kardaşlığını temin etmiş, birbirine emr-i ma'ruf, nehy-i an-il-münkeri tebliğ eden cemaattir.
Özet olarak Ehli Sünnet velCemaat’in beş alameti vardır.
1- Hiç birini diğeri tekfir etmez. Her biri diğerini takdir eder.
2- Emr-i ma'ruf ve nehy-i an-il-münkeri, bir araya gelirlerse birbirlerine tebliğ eder. Farz, vacibleri öğretir, günahlardan vazgeçirmeye çalışırlar.
3- Beş vakit namazı ta'dil-i erkanla cemaat ile kılmaya çalışırlar.
4- Şeriat ahkamını icra etmeye çalışırlar. Kendi nefsinde, iyalinde veyahut da toplumda Allah'ın hükümlerini tatbik etmeye çalışırlar.
5- Kendisinden olmayanları dahi, ehli kıble olanları da iman çerçevesinde görürler. Büyük günah işleyen kimseye kafir demezler. Nitekim İmam Azam radıyallahu anh zamanında bir soru kendisinden sorulmuştur. İmam şöyle cevap veriyor:
" Yüzde doksan dokuz küfür ihtimali olan bir kimsenin, ( yüzde bire binâen) imanı hakkında hükmeder; mü'mindir deriz." Bundan gayrı, Ehli sünnet velCemaati parçalayacak olan hal hareket ve sözler, tefrikaya sebeb olur; tefrika denir.
Hatırlıyorum bir zamanda bu mesele ortaya konulmuştu. bir alim Ehli sünnet hakkında konuşuyordu. -Dürzî diye tabir ettiğimiz; alevilerden bir taifedir bunlar, geceleri var filan.. Tunceli tarafında, Diyarbakır tarafında bunlar çoktur. Bunlardan birisi de orada oturmuştu:
Ben de Ehli Sünnetim dedi. O alim de bunu tanıyor:
Arkadaş, senin Ehli Sünnet olmana hayret ediyorum! Neyle Ehli sünnetsin sen!?..
Ben sünnet olmuşum!!! ..
Bu da iddia ediyor: Ben de Ehli Sünnetim, diye ve Ehli sünnet olduğu iddiasının delili de var. Ben sünnet oldum diyor.
Cemaatsiz dini yaşamak imkanı yoktur. Üç kişi bir araya gelirse cemaat sayılır. Küçük cemaat, büyük cemaat, birisi burada, birisi burada.. Bir camide imamın arkasında namaz kılanlar, o saatte hepsi namaz kılıyorsa burada birleşiliyor.
Particilik yüzünden, ırk yüzünden, ticaret yüzünden, Müslümanların birbirlerinin aleyhine girmeleri doğru değildir. Partiler gelip geçici şeylerdir... Alış veriş gelip geçici şeydir. Ebedi hayat içinde; insan çalışmak, Müslüman olarak çalışmak mecburiyetindedir. Ebedi hayatı nazar-ı itibara alarak insan, cennette karşı karşıya oturur, bir araya gelir ve ister. Dini bir gaye olmaksızın Müslümanların birbirlerinin aleyhinde olmaları doğru değildir. Türk olsun Arab olsun, ne olursa olsun Lâ ilâhe illallah; Muhammeden Rasûlullah der büyük günahlardan sakınır bir kimse, birbirine kardaştır. Kardaş kardaşın aleyhinde bulunamaz, malına tecavüz edemez. Onun şerefini korur, namusunu korur, kendi nefsini koruduğu gibi... Böyle olursa Ehli sünnet velCemaattir.... Dürzî dedi: Ben Ehli Sünnetim!.. :Ben de sünnet olmuşum!..
Dini, namusumuzu, toprağımızı, Müslüman olmayanlara çiğnetmeye hakkımız yoktur, korumak mecburiyetindeyiz ve her şeyden üstün tutmak mecburiyetindeyiz. Bütün dünya kafir olsa, bir Müslüman İslamiyeti kabul ettiği andan itibaren, İslamiyeti kendi nefsinde iyalinde, elinden gelirse çevresinde tatbik etmeye mecburdur
http://www.kerbela.be/ehlisunnet/2.html
__________________ Okuyoruruz ve izliyoruz Ama hic bir zaman uyumuyoruz
|
Yukarı dön |
|
|
Kumru Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 08 mart 2006 Gönderilenler: 75
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Ehl-i Sunnet dininden olanlarin. Neden o dinden olduklarina dair verdikleri cevaba bakalim. Ayni siteden. Bu bambaska bir din degil mi ?
------
EHLİ SÜNNET HAK ÜZERİNEDİR
Bidatçiler şöyle bir soru sorabilirler: Niçin hak üzerinde bulunduğunuzu ve niçin Hz. Peygamber sav., Sahabe ve Tabiin ce Salihlerin yolu üzerine Ehli Sünnet vel Cemaat olduğunuzu söylüyorsunuz? Buna cevabımız aşağıdaki gibidir:
Hz. Peygamber’den sav. kader’in isbatı konusunda çok hadis rivayet edilmiştir. Allah’ın görülmesi konusunda da Sahabe ve Tabiinden hadisler nakledilmiştir. Şefaat hakkında da hadisler vardır. Filler, sıfatlar konusnda ayetler ve hadisler fazlasıyla mevcuttur. Hadisler gösteriyor ki geçmiştekiler Hak üzere idiler ve Ümmeti Allah’ın kitabıyla amel etmeye, davetlerinde Allah’ın kitabına aykırı hareket etmiyorlardı. Bizim onların yolu ve sünnetleri üzere oluşunuz sabittir. Mezhep olarak bizim olduğumuz şey üzere onların olduklarına delil şudur: Bizim mezhebimiz mezheplerin ortasıdır. Akıl sahipleri şeylerin ortasına seçerler, onlar aynı zamanda yürümede orta olanı, giymede, yemede, ortayı seçerler. Bütün hasletlerde ortayı, şecaatta da orta olanı seçerler. Meselde şöyle gelmiştir: <<Tatlı olma yutulursun, acı olma kalırsın>>
Hz. Ömer ra. Ebu Musa el-Eşari’ye ra. siyasette şöyle emretmiştir: <<Şiddet göstermeksizin kuvvetli ol, zayıflık belirtmeksizin yumuşak ol.>> Bizim mezhebimiz orta mezhep ise gerçekten biliriz ki Hz.Peygamber sav. ve ondan sonraki Sahabe, Tabbin ve Salihler de o mezhep üzere idiler.
Bizim mezhebimizin mezheplerin ortası olması ayrıca şu husutan dolayıdır: Cehmiyye, Mutezile ve Kaderiye gibi ilim, kudret, icad ve tekvin gibi bütün sıfatları nefyetme konusunda aşırılığımız yoktur. Buna karşılık biz isbatta da Vahabiler, Kerramiler ve Mücessime gibi cisim, organlar, intikalle birlikte inme ve arşa oturmayı isbatta aşırı değiliz.
Aksine Allah’ın ilmi, kudreti, işitmesi, görmesi, tekvini ve bütün sıfatları vardır, deriz. Allah bütün sıfatlarıyla kadim olup cisim değildir.Onun için organlar, intikal, tegayyür söz konusu değildir. Bunlar orta mezheptir, yoldur. Bütün bunlardan dolayı biz Vahabileri, Kerramileri ibtal edersek bizi kadar ve itizale mensup sayıyorlar. Kader ve itizalı(Mutezile) ibtal ettiğimizde bizi Vahabi ve Kerramiyye’ye mensup kılıyorlar Allah her iki sapık fıkraya rahmet etmesin…
Biz ayrıca şunlarıda kabul ediyoruz.: Bizim fiilerimizle gerçekte bizim irademiz vardır. Fiil bizden olup yaratma Allah Tealadandır.
Mutezileye göre fill de yaratmada kuldandır.
Mücebbire’ye göre fiil de yaratma da kuldandır.
Biz büyük günah sahipleri temelli cehennemde kalmazlar görüşündeyiz. Ayrıca büyük günahla imanın faydası ibtal edilmediği gibi büyük günahın zararı imanla yok olmaz. Hatta kişi imanı olmakla birlikte büyük günahından dolayı sorguya çekilir. Bu da orta yoldur. Bundan dolayı da bizi şuraya buraya nisbet edenler vardır.
Bize göre bütün Sahabe’ye sevgi beslemek gerekir, onlardan bazılarına buğzetmek caiz değildir. Biz sevgide aşırı değiliz, ama Şiiler Hz. Ali ra. sevgisinde aşırıdırlar. Hatta ona olan sevgilerinden dolayı Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer ve Hz. Osman’a ra. buğzederler.
Hariciler Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer ra. sevgisinde aşırı olup Hz. Ali’ye buğz ederler. Hatta hariciler bizi Şiilere nisbet ederken Şiiler ise bizi Haricilere mensub sayıyorlar. Biz ise söz konusu her iki sapık fıkran uzağız. Bizim mezhebimiz orta mezheptir.
__________________ Okuyoruruz ve izliyoruz Ama hic bir zaman uyumuyoruz
|
Yukarı dön |
|
|
Kumru Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 08 mart 2006 Gönderilenler: 75
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Eger bu kisi Kuran'in açik oldugu iddiasinda samimiyse Kurani anlamak için hadise ve sünnete ihtiyaç vardir demesi mümkün degildir. Ama bu kisinin uslubuna bakarak ben onun Kuran'in mubin (açik) ve mufassal (detayli) olduguna inanmadigi kanaatindeyim.
42.021] [SY] "Yoksa Yüce Allah’in izin vermedigi birtakim seyleri kendilerine din diye kabul ettirmek isteyen putlari mi var? Sayet Allah’in cezayi ertelemeye dair hükmü olmasaydi isleri çoktan bitirilmisti. Zalimlere elbette gayet aci bir azap vardir."
varmis Ehl-i Sunnetin Mezhep imami denen putlari varmis !!!!!!!!!! Ehl-i Sunnet olmanin birinci maddesi ne diyordu.
1. En azından Ehli Sünnet velcemaat, mezheblere tabi'dir. Bütün fikirlerini hayat ölçülerini mezheb imamlarından alıyor
Bakara 170: Onlara, "Allah'ın indirdiğine uyun" dendiğinde: "Hayır! Biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız" derler. Peki, ataları bir şeye akıl erdiremiyor, doğruya ve güzele ulaşamıyor idiyseler!-
Sonra Allah bizi uyarmadi demeyin. Ayet Gayet acik
(7/3)"Rabbinizden size indirilene uyun. O'nu bırakıp da başka dostların peşlerinden gitmeyin. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz! "
Atalariniza uymaya devam edin.
__________________ Okuyoruruz ve izliyoruz Ama hic bir zaman uyumuyoruz
|
Yukarı dön |
|
|
Papatya Uzman Uye
Katılma Tarihi: 14 mart 2006 Gönderilenler: 211
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Kumru Yazdı:
Eger bu kisi Kuran'in açik oldugu iddiasinda samimiyse Kurani anlamak için hadise ve sünnete ihtiyaç vardir demesi mümkün degildir. Ama bu kisinin uslubuna bakarak ben onun Kuran'in mubin (açik) ve mufassal (detayli) olduguna inanmadigi kanaatindeyim.
42.021] [SY] "Yoksa Yüce Allah’in izin vermedigi birtakim seyleri kendilerine din diye kabul ettirmek isteyen putlari mi var? Sayet Allah’in cezayi ertelemeye dair hükmü olmasaydi isleri çoktan bitirilmisti. Zalimlere elbette gayet aci bir azap vardir."
varmis Ehl-i Sunnetin Mezhep imami denen putlari varmis !!!!!!!!!! Ehl-i Sunnet olmanin birinci maddesi ne diyordu.
1. En azından Ehli Sünnet velcemaat, mezheblere tabi'dir. Bütün fikirlerini hayat ölçülerini mezheb imamlarından alıyor
Bakara 170: Onlara, "Allah'ın indirdiğine uyun" dendiğinde: "Hayır! Biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız" derler. Peki, ataları bir şeye akıl erdiremiyor, doğruya ve güzele ulaşamıyor idiyseler!-
Sonra Allah bizi uyarmadi demeyin. Ayet Gayet acik
(7/3)"Rabbinizden size indirilene uyun. O'nu bırakıp da başka dostların peşlerinden gitmeyin. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz! "
Atalariniza uymaya devam edin.
|
|
|
uhhh. Edecekler. Eger akillarini kullanmazlarsa Boyle gelmis boyle gider. Cember sakalli amca bu yaziyi yazarken buyurmuslarki :
"1. En azından Ehli Sünnet velcemaat, mezheblere tabi'dir. Bütün fikirlerini hayat ölçülerini mezheb imamlarından alıyor"
Eyvallah amca ellerinden operiz. Bundan daha guzel dinini ifade edemezdin. Keske digerleride senin gibi "DInlerini boyle ilan edebilseler" Hani o bababim arkadaslari olan onu haftadada bir ziyarete edip sohbet pohbet yapanlar oyle demiyor. O amcalar, Senin gibi acika bizim dinimiz bu diyemiyorlar.
Yok onlar Kurandan baska birsey uymamisda, onlar Kurani yasamislarda. Sevgili amcacigim onlar yasamis olabilirler. Onlar Kurani en guzeli ile yasamis olabilirler. Hic ASLI ile FOTOKOPI bir olur mu. Sen diyorsun ki bosver Kurani, biz gidip bozuk fotokopi kopyalari olan Mezhep imamlarini takip edelim.
Yani FOTOKOPININ FOTOKOPISI olun diyorsun. Ondan sonra onlari fotokopi etmis olan, seyler imamlar var onlari da takip etmemiz gerekiyor. Yahu amcacigim bu isin tadi kacti. Fotokpinin fotokopisi onunda fotokopisi, sen hic boyle bir resim kopyaladin mi ? Boyle yaparsan 6-7 fotokopiden sonra, resimdeki cember sakal ile ayaklar birbirine karisir.
Ama seni denize atamayacam, sen en azindan acikca ..... (saka)
". En azından Ehli Sünnet velcemaat, mezheblere tabi'dir. Bütün fikirlerini hayat ölçülerini mezheb imamlarından alıyor"
diyerek dinini ilan ettin.......................
Ama gercek musluman Kurana tabi'dir. Cunku Allah oyle diyor vede Bütün fikirlerini hayat ölçülerini Kurandan alir. Allahin serbest biraktigi alanlardada kendi karar verir.
__________________ Müslümanim diye hic utanmiyorum.... Mevsim Bahar..Ben artık özgur bir müslümanım. Bir elimde KURAN, Bir elimde bahar çiçekleri ve arkamda 1400 yıllık hurafe, hadis, mezhep ve şeyhlerın enkazı.
|
Yukarı dön |
|
|
Abdullah16 Uzman Uye
Katılma Tarihi: 21 eylul 2005 Yer: Turkiye Gönderilenler: 727
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Papatya yazdı:
''Yok onlar Kurandan baska birsey uymamisda, onlar Kurani yasamislarda. Sevgili amcacigim onlar yasamis olabilirler. Onlar Kurani en guzeli ile yasamis olabilirler. Hic ASLI ile FOTOKOPI bir olur mu. Sen diyorsun ki bosver Kurani, biz gidip bozuk fotokopi kopyalari olan Mezhep imamlarini takip edelim. ''
Evet Papatya güzel bir şekilde ifade ettiğin gibi,bizi hep bozuk fotokopilerle oyaladılar.Oysa Rabbimiz,herkesin yaptığının kendisine faydası olduğunu bildirerek bizim onlardan onların da bizden sorulmayacağını açıklıyor.
Hepsi Allame-i cihan olsalar bile görüş ve düşünceleri bizim yaşama tarzımız,milletimiz olamazlar.Bizim milletimizin sınırlarını belirleyici olan salt Kur'andır,başka birşey değil.
__________________ ''Eğer biz bu Kur'anı bir dağın üzerine indirseydik,kesinlikle onun,Allah korkusuyla baş eğerek parça parça olduğunu görürdün..''Haşr:21
|
Yukarı dön |
|
|
Ebru Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 02 mart 2006 Gönderilenler: 60
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Kumru Yazdı:
Eger bu kisi Kuran'in açik oldugu iddiasinda samimiyse Kurani anlamak için hadise ve sünnete ihtiyaç vardir demesi mümkün degildir. Ama bu kisinin uslubuna bakarak ben onun Kuran'in mubin (açik) ve mufassal (detayli) olduguna inanmadigi kanaatindeyim.
42.021] [SY] "Yoksa Yüce Allah’in izin vermedigi birtakim seyleri kendilerine din diye kabul ettirmek isteyen putlari mi var? Sayet Allah’in cezayi ertelemeye dair hükmü olmasaydi isleri çoktan bitirilmisti. Zalimlere elbette gayet aci bir azap vardir."
varmis Ehl-i Sunnetin Mezhep imami denen putlari varmis !!!!!!!!!! Ehl-i Sunnet olmanin birinci maddesi ne diyordu.
1. En azından Ehli Sünnet velcemaat, mezheblere tabi'dir. Bütün fikirlerini hayat ölçülerini mezheb imamlarından alıyor
Bakara 170: Onlara, "Allah'ın indirdiğine uyun" dendiğinde: "Hayır! Biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız" derler. Peki, ataları bir şeye akıl erdiremiyor, doğruya ve güzele ulaşamıyor idiyseler!-
Sonra Allah bizi uyarmadi demeyin. Ayet Gayet acik
(7/3)"Rabbinizden size indirilene uyun. O'nu bırakıp da başka dostların peşlerinden gitmeyin. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz! "
Atalariniza uymaya devam edin.
|
|
|
Ne kadar da az öğüt alıyoryorlar Oyle degil mi ? Asli birakp reseme taptiklarinin farkinda bile degiller. Hic Resim ile ASIL bir olur mu ? Kurani birakip onun en guzel sekilde resmini yaptiklarini iddia edenlerin, dediklerine iman etmek. Gozlerinin onune konulan resmin renklerinden gozlerini ayirip bir turlu, Kuran pinarini goremiyorlar.
"Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz"
__________________ Bayanlar UYANIN ARTIK, Basörtüsü ve ÇARÇAFLARINIZDAN baska kaybedecek bir şeyiniz YOK. SIRF KURANA inanmanin özgürlügünü TADIN
|
Yukarı dön |
|
|
secretpoint Newbie
Katılma Tarihi: 26 mart 2006 Gönderilenler: 8
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Müslümanlık, eşittir türban mıdır?
Bugün ülkede, insanların hiç bir konusu kalmamış gibi, “müslümanlık” denilince ortaya hep aynı konu atılıyor... Başörtüsü!.
Kimi, başını örtmeyen hanımı müslüman saymıyor!. Kimi yobazlar da başörtülü olanı insandan saymayıp, insanlık haklarını elinden almaya kalkışıyorlar!.
Kimilerine göre baş örtmemek sanki en büyük insanlık suçu; kimilerine göre de başını örtmüş olmak!.
23 yılda tamamlanmış olan Kur`ân tebliğinin, 17.yılında müslüman kadınlara yapılan bir teklif, baş örtmek!.
Kurân‘da, müslüman kadınların baş örtmelerinin yararlı olacağı konusunda birkaç âyet var.
Dinî bir gereklilik baş örtmek, müslüman hanımlar için!. Bu teklifi yerine getirebilmek, o kişi için elbette ki çok kazançlı bir davranış. Ayrıca, Dinî inancı dolayısıyla başını örten bir hanıma, medenî bir insan isek, saygı duymamız gerekir!. İnancı gereği, oldukça sıkıntı veren bu duruma katlanan bir hanım kardeşimize saygı duymamak mümkün değildir.
Ancak inancı dolayısıyla bu kıyafeti giyen insanları kınayan, onlara hor bakan, insanlık ve yaşama haklarını elinden alan çağdaş yobazlar da var aramızda ne yazık ki!.
Bu inanan kişilerin üniversitelerde okuma haklarına karşı çıkan, hemşirelik, doktorluk, avukatlık, öğretmenlik gibi serbest meslek erbabı olarak görev yapmalarına olanak tanımayan insanlık ve medeniyet özürlüsü insanlar da aramızda bir hayli fazla!. Bu davranışlar, onların haklarını koruma amacıyla siyasilere, dinsel inancı savunma hakkı sağlıyor; ve böylece de Din ile siyasetin birleşmesine yol açılıyor.
Başörtüsüne karşı çıkmak, insan haklarına ve medeniliğe karşı çıkmaktır! İnsanların inançları doğrultusunda kimseye zarar vermeden yaşama hakkına karşı çıkmaktır!. Ki bu da ancak, aklı kıt mâzurlar için mümkün olan bir davranış türüdür!.
BAŞÖRTÜLÜ GENÇLERİN OKUMA HAKKININ ELİNDEN ALINMASI,
EVRENSEL İNSAN HAKLARIYLA, ÖZGÜRLÜK VE
DEMOKRASİYLE ASLA BAĞDAŞMAZ! |
Nasıl anlatabilirim, Rasûlü’n dahi, insanları, uygulamada zorlama yetkisi yokken; dinin gereklerini uygulamaya müslümanları mecbur etmenin dinde kesinlikle yeri olmadığını?
Nasıl anlatabilirim inancı dolayısıyla başörtüsü takan genç insanların okuma hakkının ellerinden alınmasının, evrensel insan haklarıyla, özgürlük ve demokrasi ile asla bağdaşamayacağını?
KADININ ZİYNET YERLERİNİ GÖSTERMEYECEK ŞEKİLDE
ÖRTÜNMESİ KURÂN’I KERİM HÜKÜMLERİNE GÖRE
FARZLARDAN BİRİDİR. ANCAK… |
Baş örtmeyen inançlı hanımları müslüman saymayan, hattâ "kâfir" ilân eden bilgisizliğe gelince...
Kur`ân ve Hazreti Muhammed, insanlara tanrılara tapınmamaları ve ölümötesi yaşama kendilerini hazırlamaları amacıyla çeşitli teklifler sunmuşlardır. İnsanlar bu tekliflerden yapabildikleri kadarını yaparlar; sonucunu kendileri yaşarlar!.
Sahihi Buhari'deki Allah Rasûlü açıklamasına göre; aklı başında insanın "Lâ ilâhe illallah" düşüncesi, onun imanlı olduğunun ifadesidir. Ve ona kim "kâfir" yani "gerçeği örten" derse, diyen kişi kendisi "kâfir" olur!. Yani imanlı bir kadına yanlış veya yetersiz davranışı yüzünden "kâfir" diyenin kendisi "kâfir"dir!
Şâyet İslâm’ın tekliflerini sıralamak gerekirse; başta namaz, oruç, hac, zekât gibi çeşitli çalışmalar; insan öldürmemek, dedikodu yapmamak, ölü kardeşinin çiğ etini yemekle eşdeğer olan gıybet etmemek gibi konulara ilâve olarak yapılan bir teklif vardır; hanımların başlarını örtmesi!.
Bir müslüman hanım, elinden geliyorsa Kurân‘daki bu teklifi de yerine getirir.
Ama bu teklifi yerine getiremiyorsa da, onu müslüman saymamak, dinden çıkmış kabul etmek, hattâ ona "kâfir" demek, hiç bir aklıbaşında müslümanda görülmeyecek davranıştır. O kişi başını örtememesine rağmen gene de elinden geldiği kadar namazını edâ eder, orucunu tutar ve hattâ dönüşte başını örtemeyecek olsa da haccını yapar!. Kimsenin de onu, bu yaptıkları dolayısıyla suçlamaya hakkı yoktur. Başını örtmeyen kadınının müslüman olamayacağını söylemek safsatadan başka bir şey değildir!.
Dîn'de yapılması gereken şeyler bellidir, yapılmaması gereken şeyler bellidir.
Kadının ziynet yerlerini göstermeyecek şekilde örtünmesi de Kur'ân-ı Kerîm hükümlerine göre farzlardan biridir. Ancak bir kadın; "evet bu Allah'ın hükmüdür ancak ben bunu yerine getiremiyorum" derse, bu sözü ve inancı ile Allah diler affeder; diler cezalandırır ama asla bu kadın kâfir olmaz!.
Biz yeryüzüne, insanları yargılamak ve suçlamak için değil; "Hakikat"imiz olan Allah`ı tanımak; kulluğumuzun gereğini yaparak, ölümötesi yaşama kendimizi hazırlamak için geldik!.
BAŞINI ÖRTMEYEN HANIM NAMAZ KILABİLİR,
ORUÇ TUTABİLİR, HAC’CA GİDEBİLİR! |
Günümüzde çok önemli bir konu, kadınların başını örtmesi olayıdır.
Namaz-oruç-hac-zekât gibi hükümlerin bir insan için son derece önemli olduğu ve bunları yerine getirmeyenlerin neleri kaybetmekte olduğu Hz.Rasûlullah tarafından açıklanmıştır.
Bu hükümler bu kadar önemliyken maalesef bazı kişiler Din olayını, Müslümanlık olayını sadece ve sadece kadınların başörtmesi üzerine kurarak; başını örtmeyen kadının âdeta İslâmiyette yeri olmayacağını, kâfir olacağını vurgulama noktasına kadar gitmektedirler.
Bize göre bu, çok yanlış bir değerlendirmedir!.
Kurân’da kadının başını örtmesi konusunda âyetler vardır. Yani bu, hanımlara yapılan bir tekliftir!
Fakat, bir hanım başını örtmediği takdirde ne olacağına dair ne bir Kurân âyeti vardır; ne de Hz.Rasûlullah’ın getirdiği bir açıklama vardır.
Dolayısıyla, İslâm Dini’ni kabul etmiş olan bir hanım, eğer başını örtmüyorsa, biz onun hakkında hiçbir yorumda ve değerlendirmede bulunmayız.
“Yaptığı hareket, onunla Allah arasında çözümlenecek bir olaydır. Allah nasıl dilerse onun hakkında öyle hüküm verir” deriz ve geçeriz .
Ama o hanımın “ben başımı örtemiyorum öyleyse namaz da kılmayayım” demesi kadar büyük bir yanlış da olamaz!.
Eğer başını örtemiyorsa, örtemeyebilir. Ama gene de namazını kılabilir, orucunu tutabilir, hacca gidebilir. Nasıl namaza durduğu zaman, başını örtüp namazını kılıyor, daha sonra da günlük kendi kıyafeti içinde çıkıp dolaşabiliyorsa, aynı şekilde o hanım Hacca da gider. Hac görevini de oranın şartları içinde îfa eder, döndükten sonra da gene kendi kıyafeti ile yaşamına devam eder.
Başını örtmemişse, bu, Allah’la onun arasında bir olaydır. Ama başını örtmemesi, Hacca gitmemesi konusunda kesinlikle bir engel teşkil etmez!.
Ahmed Hulûsi
|
Yukarı dön |
|
|
secretpoint Newbie
Katılma Tarihi: 26 mart 2006 Gönderilenler: 8
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
EHL-İ SÜNNET: Îtikâdda (inanılacak şeylerde) ve yapılacak işlerde Peygamber efendimizin ve O'nun Eshâbının (arkadaşlarının) ve sonra gelen müctehid İslâm âlimlerinin yolunda bulunan müslümanlar, sünnîler. Resûlullah efendimiz, ümmetinin başına gelecekleri bildirirken; "Benî İsrâil yetmiş iki kısma ayrıldı. Ümmetim de yetmiş üç fırkaya ayrılacaktır. Bunlardan yalnız biri kurtulacak, diğerlerinin hepsi Cehennem'e gidecektir." Eshâb-ı kirâm bunu işitince, "O hangisidir yâ Resûlallah!" dediler. "Benim ve Eshâbımın yolunda olanlardır" buyurdu. İslâm âlimleri, bu hadîs-i şerîfte bildirilen tek kurtuluş fırkasının Ehl-i sünnet olduğunu bildirdiler. (Abdülhak-ı Dehlevî, İmâm-ı Rabbânî) Ehl-i sünnet olanlar bugün dört mezhebde toplanmış olup, bunlar: Hanefî, Mâlikî, Şâfiî ve Hanbelî mezhepleridir. (Tahtâvî) Ehl-i beyti (Peygamber efendimizin soyundan gelenleri) sevmek, Ehl-i sünnetin sermâyesidir. (Abdülhakîm Arvâsî) Ehl-i sünnete uymadan kurtuluş imkânsızdır. (İmâm-ı Rabbânî)
Ehl-i Sünnet Âlimleri: İnanılması lâzım olan din bilgilerini Eshâb-ı kirâmdan (Peygamber efendimizin arkadaşlarından) doğru olarak öğrenip, kitablara yazan ve Ehl-i sünnet îtikâdında olan İslâm âlimleri. Ehl-i sünnet âlimlerinin yolunda gitmedikçe, kurtuluş olamaz, seâdete kavuşulamaz. (İmâm-ı Rabbânî) Akıllı ve ergenlik çağına ulaşan her erkek ve kadının birinci vazîfesi, Ehl-i sünnet âlimlerinin yazdıkları akâid bilgilerini (îmân bilgilerini) öğrenmek ve bunlara uygun olarak inanmaktır. (İmâm-ı Rabbânî) Cüneyd-i Bağdâdî, Sırrî-yi Sekatî, Fudayl bin Iyâd, İbrâhim bin Edhem, Şâh-ı Nakşibend, Ubeydullah-ı Ahrâr, Abdülkâdir-i Geylânî, Ahmed Rufâî, Ahmed-i Bedevî, İmâm-ı Rabbânî gibi tasavvuf büyükleri aynı zamanda Ehl-i sünnet âlimidirler. (S. Abdülhakîm bin Mustafâ)
Ehl-i Sünnet Îtikâdı: Peygamber efendimizin veEshâb-ı kirâmın (arkadaşlarının) ve onların yolunda bulunan İslâm âlimlerinin bildirdikleri doğru îtikâd, inanış. Ehl-i sünnet îtikâdında olmayan din adamlarının yazılarını okuyanın kalbi kararır. (Süleymân bin Cezâ) Kalbe gelen bütün keşifleri, hâlleri bize verseler, fakat kalbimizi Ehl-i sünnet îtikâdı ile süslemeseler, kendimi mahvolmuş ve hâlimi harâb bilirim. Bütün harâblıkları, felâketleri üzerime yığsalar, lâkin kalbimi Ehl-i sünnet îtikâdı ile şereflendir seler, hiç üzülmem. (Ubeydullah-ı Ahrâr) Ehl-i sünnet îtikâdından hardal tânesi kadar ayrılanla sohbet, arkadaşlık, öldürücü zehirdir. (İmâm-ı Rabbânî) Ehl-i sünnet îtikâdında olmayan hiç kimse evliyâ olamamıştır. (İmâm-ı Rabbânî) Ehl-i sünnet îtikâdı sana önce lâzım olan, Yetmiş üç fırka var amma, Cehennemlik geri kalan, Müslümanlar hep sünnîdir, cümlenin reîsi Nu'mân, Cennet ile müjdelendi, îmânda bunlara uyan. (İmâm-ı Rabbânî)
|
Yukarı dön |
|
|
Abdullah16 Uzman Uye
Katılma Tarihi: 21 eylul 2005 Yer: Turkiye Gönderilenler: 727
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam Secretpoint,
Hoşgeldin ama bir iyi,bir kötüyle yani fifti-fifti geldin.İlk yazın insanları itidale davet etmesi açısından iyi.2. ise hiç şık olmamış.
O kadar ehli sünnet sitesi varken,gelip bunu buraya asman yakışıksız olmuş.Bu site başta ehli sünnet ve şia başta olmak üzere hiçbir beşeri ideolojiye prim vermeyen bir site olup Allahın kitabını rafa kaldıran bütün bu sistemlere karşı mücadele içindedir.Lütfen oyun oynamayalım.
Burada Kuranla ilgili açıklamalara itirazın varsa temel gerekçelerini açıkla,anlayalım.Yoksa propaganda yapmak için başka kapıya lütfen.
__________________ ''Eğer biz bu Kur'anı bir dağın üzerine indirseydik,kesinlikle onun,Allah korkusuyla baş eğerek parça parça olduğunu görürdün..''Haşr:21
|
Yukarı dön |
|
|
secretpoint Newbie
Katılma Tarihi: 26 mart 2006 Gönderilenler: 8
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam Abdullah16,
Pek hoş karşıladığım söylenemez. Bir konu açılmış, ki bu konuyu yani Ehli sünnet dinini anayasası konusunu açan ben değilim. Madem açılmış, bu konuya kendimce katkıda bulundum, tıpkı, bu konu hakkında diğer katkıda bulunanlar,yorum ekleyenler gibi. Kendi yorumum mu? Gördüğün gibi değil. İmam-ı Rabbani'yi eleştiriyorsan cahilliğine veririm.
Bakıyorum bana taş atmışsın. Eyvallah. Hiçbir fikri eleştirmedim, polemiğe girmedim,fikirlere saygısızlık etmedim. Oyun oynuyorsun demişsin. Bana değil İmam-ı Rabbaniye diyorsun.
Diyorsun ki: ehli sünnet ideolojidir, Allah'ın kitabımı rafa kaldırır diyorsun. Sana en güzel cevabı İmam-ı Rabbani veriyor.
Katılırsın ya da katılmazsın. Senin gibi düşünmek zorunda değil hiç kimse hak verebilirsen. Karşı fikrini ortaya koyabilirsin ama bana dil uzatamasın.Hassas bir konu olduğu için kendi ağzımdan ehli sünnet konusunda hiçbirşey yazmadığımı da gördün.
İnsanların düşünce ve fikirlerini eleştirmekle asıl oyunu oynayan sensin ben değil. Eleştirin olacaksa orta somut karşı fikirler ,düşünceler koymalısın.
|
Yukarı dön |
|
|
|
|