Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
kimsenin sesi çikmayacak duvarin kösesinde babasinin kucagina siginan 12 yasindaki çocugun tam gögsüne nisan alacaksin babasinin kollarinda can cekisirken çocuk bütün dünyaya göstereceksin ne demekmis insanca savas dozerlerle girmelisin evlerin kapilarindan mülteci kamplarina düzenledigin operasyonlarda gelmeli ölüm tas atan çocuklar için top atan tanklar bulundurmalisin ördügün 15 metrelik duvarin arkasinda görünmez nasil olsa zulüm insanlik seni anlayisla karsilayacaktir nasil olsa
ABD'nin Irak'a girmesi için her türlü çabayı gösteren İsrail'in 2002 yılındaki Başbakanı Ariel Şaron'un istediğini başardığı ve ABD ordusuna yerleştirdiği İsrail birliklerinin mevcut olduğu öne sürüldü.
18 Mart 2008 15:12
Yazı boyutunu büyütmek için
İsrail Başbakanı'nın Irak'ı elindek nükleer silahlar olduğu ve bunların her geçen gün çoğaltıldığı yönünde sürekli Beyaz Saray'a baskı uyguladığı iddia ediliyor.
ABD'nin Irak'tak ordusunun içinde hala yaklaşık 3 bin 500 kişilik bir İsrail askerî birliği olduğu ve bunun da bütün dünyadan saklandığı sanılıyor.
Konu hakkında çarpıcı iddialarda bulunan Muhammed Halife'nin makalesi şu şekilde:
Irak'ta her şey ölüyor, vicdanlar acıyla kanıyor. Bomba yüklü araçlar patlıyor, gecenin ıssız karanlığını patlama sesleri aydınlatıyor, kurşun vızıltıları ölüm korkusunu canlı tutuyor. İsrail'in istediği bu savaş yüzünden ağaçlar ölüyor, kuşlar dumanların arasında kendilerine güvenli bir yerler arıyor.
ABD'de yayınlanan "USA Today" gazetesinin 03.11.2002 tarihinde yayınladığı bir raporda Amerika Birleşik Devletleri'ne Irak'a karşı savaş hazırlığında İsrail'in askerlere ve deniz güçlerine eğitim verme yoluyla yardım ettiği yer almıştı. Bu rapora göre, o zamanın İsrail başbakanı Şaron, Irak savaşı bağlamında Pentagon istihbaratçılarıyla yardımlaşmayı öngören yeni bir askeri strateji belirlemeyi talep ederek ABD başkanından askeri operasyonu ertelememesini istedi. Bunun ertelenmesi tehlikenin büyümesine ve Irak'ın nükleer silahlarını artırmasına imkan sağlayacaktı.
25.02.2008 tarihinde İsrail Mearif gazetesinin Irak'ın başkenti Bağdat'ta İsrail askerinin öldürülmesine dair haberi bu raporu doğrular mahiyettedir. Asker içinde bulunduğu arabanın mayına çarpmasının ardından meydana gelen patlamada öldü. Gazeteye göre, öldürülen asker Ami Hai Biton orada ABD ordusunun saflarında gönüllü hizmet veriyordu.
Öncelikle şunu söyleyelim ki, bu askerin ABD ordusunda gönüllü hizmet verdiği hikayesi ahlaksız bir uydurma. Çünkü İsrail'in ABD işgal ordusunun içinde savaşan ve üç bin askerden oluşan bir birliği var.
İşgal güçleriyle uğraşan ve söz konusu durumdan fazlasıyla zarar gören Irak'ın resmi düzeyde tepkisinden korkularak itiraf edilmeyen Irak'ta Siyonist birliğin varlığı etrafında meydana gelen sorular ortada duruyor.
Diğer taraftan burada Siyonist birliğin varlığının ortaya çıkması ABD ile müttefik olan Arap ve İslam devletleri açısından da yaralayıcı bir durum oluyor. Bu sebeple Irak'taki ABD işgal güçleri İsrail birliğinin varlığını gizlemeye çalışıyor ve başka bir devletin değil de ABD ordusunun bir parçası olduğu esasına dayanarak bu birliğin sahada faaliyet göstermesini sağlıyor.
Öldüklerinde tanınmaları için bileklerinin üzerindeki Davut yıldızı dövmelerinin haricinde bu birliğin askerlerini ABD askerlerinden ayıracak herhangi bir işaret yok. Normalde gizledikleri bu dövmeler sadece istirahat saatlerinde görülebiliyor. Söz konusu Siyonist birlik,Irak'ta yüksek derecede yıkıcı bir rol üstleniyor. Gezici ölüm mangaları oluşturuyorlar ve onları Irak'ın akil adamlarını yok etmek amacıyla bilim adamlarını, doktorları, üniversite hocalarını ve aydınları öldürmek üzere üst derecede uzmanlaştırıyorlar.
Yine gerek Sünnilerin ve gerekse Şiilerin yaşadığı bölgelerde meydana gelen patlamalar yoluyla bu iki grup arasında fitne oluşturmak için çalışıyorlar.
Irak'ta meydana gelen bütün suçları Siyonistlere atfetmek haksızlık değil mi diyorlar. Bizce, Irak'ın yıkımı her şeyden önce İsrail'in çıkarınadır. Siyonizm, uzun yıllardan beri İsrail'in bölgedeki varlığı için tehlike oluşturduğundan hareketle Irak'a savaş açmaya direnen ABD yöneticilerini ikna etmeye çalıştı. ABD 2003 yılında Irak'a savaş açıp ülkeyi istila ederek yerle bir edince rüyaları gerçek olan Siyonistlerin mutluluğu tasvir bile edilemez. Zafer için ve işgale yardım etmek için bütün güçlerini seferber ettiler. Çünkü Irak'ın bir ve bütün kalmasını ve toprakları üzerinde tek bir canlı kalmasını istemiyorlardı. İlk taarruz sırasında ve sonrasında da bu amaçları için çalışacak yüksek derecede eğitilmiş örgütlü yapılarını gönderdiler.
Bu ölüm mangaları Irak'ta büyük tahribata sebep oldular. Birçok seçkin aydını öldürdüler. Sünni ve Şii semtlerinde, şehirlerinde, köylerinde kalabalık çarşılarda bomba yüklü araçlarla birçok masum vatandaşı katlettiler. Bunlar öldürmeye ve suç işlemeye devam ediyorlar. Irak hükümeti, Irak polisi ve ulusal Irak ordusuyla Irak'ın bütün bölgelerine hakim olduğunu iddia ediyor. Fakat gerçekte Irak'ta ne olup bittiğini çok az kişi biliyor. Ordunun neler yaptığını, katillerin kimler olduğunu, Irak'lıların haklarını kimlerin gasbettiğini, Irak'ın zenginliklerini, bugününü ve geleceğini kimlerin çaldığını çok az kişi biliyor. Şüphesiz Amerikalılar ve işbirlikçileri terörle, suikastlarla, kovuşturmalarla, hapisle, açlıkla, sürgünle gözlerini korkutup vazgeçirmeye çalışsalar da Irak halkı, vatanlarının işgal altında olduğuna inandıkları için direnmeye devam ediyorlar. Tarih boyunca en büyük düşünürleri, filozofları, edipleri yetiştiren bu halk, Allah'ın izniyle başarılı bir şekilde vatanlarını özgürleştirecektir.
Veli Küçük`ün evinde 1993`te öldürülen Gazeteci Uğur Mumcu`ya suikastı ile ilgili belge bulunduğu iddia edildi. Eski MİT müsteşarı Sönmez Köksal imzalı belgede 6 kişilik İsrail timi...
Resmi belgenin içeriği şöyle: "Türkiye `nin dine dayalı bir yönetim altına girmesini önlemek amacıyla ABD haber alma servisi CIA denetiminde, İsrail kabine görevlisi Haim Bar-lev kontrolünde,İsrail `OADNA` birliklerinde eğitim gören 6 kişilik özel timin `HAYRE` deniz üstünden botla Türkiye `ye giriş yaptıkları, bahse konu olan timin hedefinin Mumcu ve Birand `ı öldürtmek olduğu, Mumcu`yu öldüren tim elemanlarının ikinci görevleri Birand `ı öldürmek için ülkemizden çıkış yapmadıkları tim elemanlarının İsrail temsilciliğinde kaldıklarının tespit edildiğine dair istihbarat raporu elde edilmiştir." Küçük`ün bu belgeyi önemli olduğu için sakladığını söylediği belirtildi. (Sabah)
Siyonist İsrail, Filistin işgalinin 60. yılını, yarın akşamdan itibaren “görkemli” tören ve etkinliklerle kutlamaya hazırlanıyor. Bu vesileyle Siyonist destekçisi lider ve ünlüler İsrail’de buluşuyor.
İşgal kutlamalarına kimler katılıyor?
Aralarında terör devletinin en büyük destekçisi olan ABD Başkanı Bush, ünlü yönetmen Steven Spielberg, Sovyetler Birliği'nin son Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov, eski ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger, eski İngiltere Başbakanı ve Dörtler Grubunun Orta Doğu temsilcisi Tony Blair, Gürcistan Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili, eski Endonezya Cumhurbaşkanı Abdurrahman Vahid, Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner, eski Alman Dışişleri Bakanı Joschka Fisher, eski Çek Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Vaclav Havel, dünyaca ünlü medya patronu Rupert Murdoch, Hindistan'ın Tata Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ratan Tata, Amerikan Dolar milyarderi Sheldon Adelson, Fransız filozof Bernard-Henri Levy, Nobel ödüllü Eli Weisel, Facebook paylaşım sitesinin kurucusu Mark Zuckerberg ve Google'un kurucu ortaklarından Sergey Brin'in de bulunduğu kalabalık bir konuk listesinin, kuruluş yıldönümü için İsrail'de olmaları bekleniyor.
İşgal kutlamalarına Türkiye'den de katılımın olması bekleniyor. Hatırlanacağı üzere Siyonist İsrail şefi Şimon Peres Kasım 2007'de Türkiye'ye yaptığı ziyarette "Yahudi tarihi" için büyük önemi bulunan 'Siloam Kitabeleri'ni 60. yıl dolayısıyla Kudüs'te sergilemek için Türkiye'den istemişti. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ise bu konuda elinden geleni yapacağını söylemişti. Ankara, gerekli güvenlik şartlarının yerine getirilmesi halinde kitabelerin İsrail'de sergilenmesine sıcak bakıyor.
'Teşekkürler Amerika'
Filistin halkının acıları üzerine kurulan işgal devletinin 60. yıldönümünün çeşitli gösterilerle kutlanması bekleniyor. Şimon Peres, kutlamalara 10 devlet başkanı, 6 eski devlet başkanı, başbakanlar, bakanlar, bilim adamları ve sanatçıların katılacağını belirtti. Kutlama etkinlikleri çerçevesinde ayrıca "İsrail ve Yahudilerin insanlığa katkısı" konulu bir konferans da düzenlenecek. İnsanlığa ne de büyük katkısı olmuş İsrail'in gösterilecek!!! Peres, "60 yıldan sondan bizler 'Teşekkürler Amerika' demek istiyoruz." şeklindeki sözleriyle de ABD'ye duydukları minneti bir kez daha ortaya koydu.
Filistin halkının ise işgal değil 60 yıl; 100 yıl da sürse direneceği ve bu karanlık zindandan çıkacağı istikrarlı bir şekilde ortaya koyduğu iradeden besbelli...
HAKSÖZ-HABER
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
Ülkemiz,
demokratikleşme ve serbest pazar ekonomisi gibi konularda küresel vahşi
kapitalizm tarafından kontrol altına alınmak, eşzamanlı olarak ise
İslam dünyasına bir model olarak sunulmak istenmektedir. Bu bir projedir.Bu projenin kullandığı dildeki liberalizm, demokrasi, özgürlük, insan hakları gibi temel kavramlar kuşatmanın yapı taşlarıdır. Mesele sadece İslam coğrafyasındaki enerji havzalarının bu eli kanlı çete tarafından kontrolü müdür? Elbette değil. Bin yıllık bu savaşın günümüzdeki yeni evresinde temel hedefler değişmemiştir. Meseleye
vahyi ölçülerde bir anlayışla, aracısız, baktığınızda egemenlerin ne
düzeyde bir kuşatma ile bir kez daha Müslümanların karşısına
dikildiğini görebilirsiniz. Bu kuşatmaya hangi enstümanla direneceğimize dair bir ipucu tespitte saklıdır. Fethullah Gülen cemaati 80’li yıllarda ve özellikle 2001’den sonra bu projeye, gönüllü, eklemlenmiştir. Tevhid sosuna bulanmış şirk bir haysiyet intiharı değil midir? Kulu
bir başka dünyevi iktidara mahkum kılan bu anlayışın küreselleşme
adındaki gözü dönmüş canavarla yan yana durmadığını kim nasıl
savunabilir? Biriniz kalkın köşelerinizde Filistin’i açıkça savunun. Savunduğunuzu mu savunuyorsunuz? O
halde Fatih Üniversitesi’nde başörtülü bir kız neden Filistin’de
bebekleri katleden İsrail’in Başkonsolosu’nun önünde eğilip ona çiçek
sunmak zorunda bırakılıyor? Bunu biz Müslümanlara nasıl izah edeceksiniz? Haysiyetsizleştirilmek budur... Elbette o başörtülü o kıza tepki duymuyorum. Emir ve komuta... Oysa Müslümanlık bireysel özgürlük değil midir? İslam bir gizli devrim değil kişisel bir isyandır. İslam köleleştirmez özgürleştirir. Amerika Irak’ta bir milyondan fazla Müslüman’ı katletti. Telafer’de
ramazan ayında iftar sofrasından kaldırılıp topluca tecavüz edilen o
çocuklar ve anneleri için bu gözü dönmüş katillere lanet okumak
gerekmez mi?
“Dick Cheney’nin ayağına gittiniz” dedim. Giden isim kendisinin olmadığını iddia etti. Bu köşede derhal düzeltmesini yayınladım. Peki
cemaatten hiç kimsenin eli kanlı Müslüman katili Cheney’nin
başdanışmanlarına ve diğer adamlarının ayağına gitmediğini savunabilir
misiniz? Bu dünyada özgürlük adına, bedenine bomba bağlayıp şehadete eren adlarını bile bilmediğimiz binlerce Müslüman var. Haysiyet budur. O kişisel bir isyandır. Gücünü de Kuran’dan alır. Hesabını da sadece Allah(c.c.)’a verir. Siz ne yapıyorsunuz? Bu egemen yapıya biat eden; sessiz kalan başta kendisine samimiyetsiz bir anlayış inşa ediyorsunuz. Burada inanan Müslümanları değil, siz tepedeki kanaat önderlerini itham ediyorum. Benim bu ülkeye dair onulmaz aşkım özgürlük türküsünü söyleyebilmiş olmasıdır. Akif bunu anlatır. O nedenle sadece Kur’an-ı Kerim’i okuyarak, sadece Allah’a(c.c.) hesap vererek tevhide ulaşılabileceğine inanıyorum. İslam’ın bir isyan olduğunu ruhumda hissedip eli kanlı katillere; Amerika’ya ve İsrail’e kelimelerle saldırabiliyorum. Bu vatanı gerçek İslam adına değil, küresel bir ihalenin müteahhidleri olarak parçalamaya soyunmanıza ise katlanamıyorum. İntifadayı açıkça ve dürüstçe sahiplenemeyen bir Müslüman’ın önce haysiyetsiz olduğunu düşünüyorum. Lafım bu size.Ki yeter...(AKŞAM-Serdar Akinan)
__________________ "Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
DIŞ HABERLER ABD'nin 1977'de Somali ile Etiyopya arasında yaşanan savaşta Etiyopya'nın işlediği savaş suçlarına ortaklık ettiği ve bunun için Etiyopya'yı desteklediği, ele geçirilen uydu görüntüleriyle kanıtlandı. O yıllarda Somali ile yürüttüğü sınır savaşında Etiyopya bir çok sivilin öldürülmesinde rol almış ve olayın arkasında ABD desteğinin olduğu öne sürülmüştü. ABD iddiaları bugüne kadar reddetti. Ancak araştırmalar sonucunda analiz edilen ve Somali'de ABD hava saldırısıyla haritadan silinen kasabaların bulunduğu bölgeye ait görüntüler Bush yönetiminin de kendisinden önceki devlet yalanlarını sürdürdüğünü ortaya çıkardı.
30 Haziran 2008 13:16 İsrail gizli servisi Mossad'a İran'ın askerî iletişimiyle ilgili bilgi sızdırmaktan suçlu bulunan Ali Aştari idam cezasına çarptırıldı.
Dubai'den elektronik cihazlar ithal ederek İran Ordusu'na satan Ali Aştari (43), 18 ay önce İran istihbaratı tarafından yakalanmıştı. Hakkındaki suçlamaları kabul eden Aştari, Mossad ajanlarıyla Türkiye, Tayland ve İsviçre'de görüştüğünü söyledi. İsrail ajanlarının kendilerini Fortis Bank'ın çalışanı gibi tanıttığını öne süren Aştari, bu kişilerin masraflarını karşıladığını ve 50 bin dolar kredi verdiğini belirtti.
Askeri tesislerle savunma ve araştırma merkezleri hakkındaki hassas bilgileri Mossad'a vermekten suçlu bulunan Ali Aştari, 20 gün içerisinde idam kararına itiraz edebilecek. (Cihan)
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
09 Temmuz 2008 10:05 Yaralı bir Iraklı çocuğu kurtardığı fotoğrafıyla ünlenen ABD’li asker Dwyer, görevi bitince ülkesine döndü. Ama tanık olduğu korkunç olaylara dayanamadı...
Yaralı bir Iraklı çocuğu kurtardığı fotoğrafıyla ünlenen ABD’li asker Dwyer, görevi bitince ülkesine döndü. Ama tanık olduğu korkunç olaylara dayanamadı
Joseph Dwyer, 11 Eylül’den iki gün sonra ABD ordusuna yazıldı. 2003’te Irak’a gönderildi. Savaşın ilk günlerinde çatışma sırasında yaralanan Iraklı çocuk Ali’yi kucağında taşırken çekilen fotoğrafıyla ABD’lilerin sembolü oldu.
Fotoğraf, ordunun propaganda aracı olurken Dwyer kahraman ilan edildi. Ancak, 4 aylık görev süresi bitip ülkesine döndüğünde bambaşka biriydi. Birçok çatışmaya girmiş, arkadaşlarınının parçalanmış cesetlerine tanıklık etmişti. Savaş öncesi sevgi dolu birisiyken, ilk önceleri dindar oldu. Sonra da karamsarlığı arttı. Alkolik ve esrarkeş oldu. Her gece kabuslar gören Dwyer, ‘Vietnam Sendromu’na yakalanmıştı. 2005’te trafik kazası geçirdi. Yolun ortasında bir bomba paketi gördüğünü söyledi. Gördüğü sadece halisilasyondu. Birkaç ay sonra da sağa-sola ateş etmeye başladı. Polislerin 3 saatlik ikna çabası sonucunda kimse zarar görmeden silahı bıraktı. Bu kez de Iraklılarla savaştığını sanıyordu. Travmatik davranış bozukluğu tehşisi konan Dwyer, 31 yaşında aşırı dozda ilaç alarak ve bilgisayar temizlemede kullanılan gazı soluyarak intihar etti.
nedense, okyanus ötesinden gelip, hiç tanımadığı yüz binlerce insanı öldüren, yüzbinlercesinden fazlasını yaralayan, milyonlarcasını da TECAVÜZ VE MADDİ - MANEVİ İŞKENCELERİYLE BUHRANA, en ağır ruhi sıkıntılara , insanlık krizine sokması çok önemli değildir de, Irak'ta yaşanan vahşet ötesi durumdan çok etkilenen bir ameriKAN askerinin akibeti, medya'ya konu olur işte...
o ameriKAN askerini, YEŞİLLERİ göstererek, ta okyanus ötesinden, Irak'a bu vahşet ötesi fiillerini ve gasplarını işlettirmek için gönderenler ve bir de orada bilfiil görevde bulunanlar / görev yapanlar UTANSINLAR... utanacak yüzleri varsa tabi...
cehennem, boşuna yaratılmamıştır...
Sevgiyle
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
Katılma Tarihi: 30 haziran 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 484
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selamlar
Hasan abi, Özgürlük ve Demokrasi naraları ile İŞGAL edilen Irak, Bugün adeta mahrumiyet bölgesi haline geldi.
Bu Özgürlük söylemleri o denli ciddi bir kalkan oldu ki, Türkiye'de bile, ÖZGÜRLÜK narası atarak Özgürlüklerimizin kısıtlanması adına mücadele eden bilinçsiz kitlelerimiz var.
Amerikan Emperyalizmini ABD odaklı görmemek gerek, bu uzun bir proje, bir ucu templiyerlerde, diğer ucu meggido vadisinde.
Irak bunun aleni hali, türkiye'de en sessiz operasyonların yapıldığı en büyük ülke.
İnsan düşünmüyor da değil, Aklı işletenin üzerine pislik yağarmı ?
Irak'ta kardeşlerimiz de aklı işletemediler, Güdümlü kitle olarak koyun misali yıllarca sürüklendiler durdular.
Sonunda olan bu, Rabbim onlara yardım etsin inşaAllah.
Türkiye'de gidiş aynı, strateji aynı.
Koy önemli odaklara kendinle işbirliği içinde olan adamları, zamanı gelince teslim al ülkeyi.
Evet, tüm temel odaklarda bugün Amerikan işbirlikçisi kişiler mevcuttur.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma