Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
namazla ilgili sorularının birinci kısmında 3 rekat, ikinci kısmında 5 rekat kılmış sayılacaksın.tabi: kıyam - rüku - sücudu yapman şartıyla.
gelelim yahudi ineğine:
sen bu konu ile ilgili Ayetleri okudun mu?
Yüce Allah son derece açık bir emirle, şöyle buyuruyor:
Bakara 67:hani o zaman Musa halkına :''dinleyin! Allah bir sığır kurban etmenizi emrediyor demişti.
onlar: sen bizimle alay mı ediyorsun? dediler.
O: bu kadar cahil olmaktan Allah'a sığınırım diye cevap verdi.
devamını göndereceğim.
peki bu Ayetlerde Yüce Allah'ın emri son derece açık değil mi? eğer yahudi bu açık emri şimdi size göndereceğim diğer kalan Ayetlerdede görüldüğü gibi Ayetteki açık emri yerine getirmemek için bin dereden su getiriyorsa , bizim bundan ibret almamız gerekir .
bilmiyorum, eskiden kardeşlik bu değildi. benimle ilgili bir problemin varsa söyle. akcay ile iki kardeş gibi fıkhi bir konuyu müzakere etmiş ve şimdilik anlaşamamışız. ve ben, Hasan Akcay ın samimiyetinden kesinlikle şüphe etmediğim, kendisinide takdir ettiğim halde, senin bu ortalığı alevlendirmeğe çalışan konuşmalarından hiç bir şey anlamıyorum. Müslümanlar tabiki tartışacaklar ve birbirlerini sevseler bile, birbirlerinin hatırına ikna olmadıkları fikri kabul etmeyecekler. aksi halde buna münafıklık denir öyle değil mi?ve iman kardeş dikkat etki , fitne katlden beterdir. akcay burada olsa, arkasında namaza dururum,o da benim arkamda namaza durur ,ama bu onun her yorumuna katılacağım anlamına gelmez.o da benim her yorumuma katılmıyor .senin ise şu söylediklerine bak.gözlerime inanamıyorum.
Bakara 67-68- 69-70-71 Ayetlerinde Yüce Allah bu konuyu apaçık bir şekilde işliyor/ yahudilerin ,Allah'ın emirlerini dinlememek amacıyla, bin dereden su getirdiğini BU Ayetler apaçık bir şekilde bize gösteriyor.Yüce Allah açıkça'' bir sığır kurban edin'' derken,açık emre karşı çıkmak niyetindeki yahudiler, bin dereden su getirip emri yerine getirmek istemiyorlar.en sonunda bakara 71 de :
(Musa)nın cavabı şu oldu: ''O'' bu kurbanın ekinleri sulamak veya toprağı sürmek için hiç koşulmamış, kusursuz,alacasız bir sığır olmasını istiyor.''
onlar:'' işte, sonunda gerçeği bildirdin''dediler; ve hemen (onu) kurban ettiler, halbuki neredeyse hiçbirşey yapmadan kalacaklardı.
Katılma Tarihi: 16 haziran 2006 Gönderilenler: 751
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
kardeşim
yorulduk. hakikatı bulmak için.
ve gayretine teşekkür ederim.
heyecandan moralin bozulmayacak
belkide benim gibi birini çalıştırdığın için
allah gayretini salat yerine sayacak
ama eğer tehlikede iseniz, yürürken ve binek (üzerin)de namazınızı ifa edin; tekrar güvenliğe kavuşunca Allah'ı anın, çünkü daha önce bilmediklerinizi size öğreten O' dur.
Ayetin Arapça metninde "çünkü"nün karşılığı yok. Onu meale Esed eklemiş ve gibi/şekilde anlamına gelen "ke"yi gözardı etmiş. Oysa doğru çeviri için asıl önemli olan, gibi/şekilde kelimesidir.
Esed örneğinde görüldüğü üzere çevirinin "gibi"siz ama "çünkü"lü yapılması ayeti anlamca çarpıtıyor ve Allah'ın öğrettiği şeyin salâtın şekliyle ilgisi yokmuş gibi gösteriyor:
Bu bakımdan Süleyman Ateş'in çevirisi Arapça metinle daha uyumlu:
Eğer (bir tehlikeden) korkuyorsanız yaya yahut binmiş olarak kılın; güvene kavuştuğunuz zaman bilmediğiniz şeyleri size öğrettiği şekilde Allah'ı anın.
Çeviri bir önceki ayet te gözönüne alınarak ve Arapça metne bağlı kalınarak yapılırsa şöyle olabilir:
Salâtlarınızı koruyun ve bilinçle salât edip Allah'ın önünde saygıyla durun (238). Eğer korkuyorsanız ayakta ya da binek üstünde. Ama güvene kavuşunca Allah'ı, bilmediğinizi size öğrettiği gibi, anın.
Ve in hıftüm fe ricâlen ev rukbânen fe iza emintüm fe'zkürû 'llahe kema allemeküm mâ lem tekûnû ta'lemûn.
Allah'ın öğrettiği nedir; salâtın süresi mi?
Hayır. "Salâtınızı beş dakkada eda edin, 10 dakkada... eda edin!" diyen hiçbir ayet yok. hasan öktem o kapıya varan bir şeyler söylemeye çalışıyor ama akıl yürütme yoluyla yapıyor bunu. Ama beşer, akıl yürütme yoluyla din hükmü verirse hükümde Allah'a ortak olur. Allah hükmüne kimseyi ortak etmediği halde -lâ yüşriku fî hükmihî ehada (18:26).
Peki Allah salâtın şeklini öğretiyor mu? Evet, Nisa suresinde:
Araziye çıktığınızda eğer kafirlerin fitne çıkaracağından korkarsanız salâtınızı kısaltabilirsiniz. (Zira) kafirler size apaçık düşmandır (101). Sen (müminlerin?) içinde iken onların bir bölüğü, silahlı olarak, seninle salâta dikelsinler ve secdeye varınca arkanızda yer alsınlar ki henüz salât etmemiş olan başka bir bölük gelip seninle salât edebilsin. Ve silahlarını alıp hazır olsunlar. Kafirler sizi silahsız ve eşyasız iken gafil avlayıp birden bastırmak isterler...
Görüldüğü gibi Yüce Allah Nisa 102'de, uygulamalı izah yöntemiyle, kıyamlı-rükûlu-secdeli salâtı öğretiyor. 2:239'da sözü edilen ilahî öğtreti işte bu. Yani şu söyleniyor:
Güvene kavuştuğunuz zaman Allah'ı, (4:102'de) size öğrettiği gibi yani kıyamlı-rükulu-secdeli (tam) salât içinde, anın.
Kısa salâttan kastın rekat sayısı mı süre mi olduğu müzakere edilirken bir de şunu gözönünde bulundurmak gerekiyor bence:
Salâtı 2 rekat yerine 1 rekat eda eden müminler zaten süreyi de kısaltır. Yani iki rekatı 10 dakkada eda ediyorsa 1 rekatı 5 dakkada eda eder.
Bu, şunu gösterir:
Durduk yerde mesele yapılıp tartışmaya açılan, süre-rekat sayısı değil. Onlar zaten birlikte gerçekleşiyor. Yani zaten daha az rekat, daha kısa süre demek. Onlar mesele değil.
Peki madem gerçekte rekat sayısı-süre diye bir mesele yok neden mesele yapıyorlar? Eğer kanıtlanırsa ki Allah rekatları güven yokluğunda dahi gûya üzerinde durmaya değecek kadar önemli saymamıştır... aslında ne kanıtlanmış olacak; Kur'anın tam olduğu mu eksik olduğu mu?
Güven yokluğunda edilen salât, Nisa 102 gösteriyor ki, 1 rekat. Bunun tamamı 2 rekattır.
Dikkat edilirse burada bir olasılıktan söz edilmiyor; yüzde yüz öyledir. Ve akıl yürütme yoluyla üretilen bir hüküm değildir; o hüküm zaten var. İşleyen aklaonun varlığı anımsatılıyor, o kadar.
Güvene kavuşan müminlerin eda etmeleri gereken tam salât budur. Yani 2 rekat.
Eğer kısaltılmış uygulaması 1 rekat olan tam salât 2 rekat olmayabilirse benim de dinde bulunmayan bir hükmü akıl yürütme yoluyla ürettiğim, dolayısıyla şirk günahı işlediğim ortaya çıkar. Allah saklasın.
Peki, 2 rekatın daha üstü (örneğin 3 rekat) kılınacak mı; kılınması gerekli mi?
Hayır, oyalnızca bir olasılık. Olabilir, tamam. Ama olmayabilir de. Çünkü 3 rekatın kısa uygulaması 2 de olabilir. Oysa Nisa 2’deki uygulamada 2 rekat yok. O olmadığı sürece 3 rekatlık tam salât ta bir gereklilik olarak yok.
Yüce Allah 2 rekatlık kısa salâtı onaylamamış; dışlamış. İlahî onaydan böylesine yoksun bir uygulamayı gerekli ilan etmek bana yine haddi aşmak gibi geliyor.
İsteyen mümin istediği kadar rekattan oluşan salâtlar edebilir; ne kadar ihtiyaç hissediyorsa. O başka. Ama 2'nin üstü gerekir denemez, denip te dayatılamaz.
Peki Allah salâtın şeklini öğretiyor mu? Evet, Nisa suresinde:
Araziye çıktığınızda eğer kafirlerin fitne çıkaracağından korkarsanız salâtınızı kısaltabilirsiniz. (Zira) kafirler size apaçık düşmandır (101). Sen (müminlerin?) içinde iken onların bir bölüğü, silahlı olarak, seninle salâta dikelsinler ve secdeye varınca arkanızda yer alsınlar ki henüz salât etmemiş olan başka bir bölük gelip seninle salât edebilsin. Ve silahlarını alıp hazır olsunlar. Kafirler sizi silahsız ve eşyasız iken gafil avlayıp birden bastırmak isterler...
Görüldüğü gibi Yüce Allah Nisa 102'de, uygulamalı izah yöntemiyle, kıyamlı-rükûlu-secdeli salâtı öğretiyor. 2:239'da sözü edilen ilahî öğtreti işte bu. Yani şu söyleniyor:
Güvene kavuştuğunuz zaman Allah'ı, (4:102'de) size öğrettiği gibi yani kıyamlı-rükulu-secdeli (tam) salât içinde, anın.
Kısa salâttan kastın rekat sayısı mı süre mi olduğu müzakere edilirken bir de şunu gözönünde bulundurmak gerekiyor bence:
Salâtı 2 rekat yerine 1 rekat eda eden müminler zaten süreyi de kısaltır. Yani iki rekatı 10 dakkada eda ediyorsa 1 rekatı 5 dakkada eda eder.
Bu, şunu gösterir:
Durduk yerde mesele yapılıp tartışmaya açılan, süre-rekat sayısı değil. Onlar zaten birlikte gerçekleşiyor. Yani zaten daha az rekat, daha kısa süre demek. Onlar mesele değil.
içine düştüğünüz çelişkiyi göstermek için sadece bu alıntıyı koymak ve hiç bir şey konuşmamak yeterli gelirdi aslında ...
görüyorum ki adaşım bu sefer bu meali kabul etmiyorum, illede bana şu meali getirin demeye başladı.tamam tamam istediğiniz S.Ateş meali ise o meali baz alalım: ( Ayetleri olduğu gibi kabul edin yeterki )
'' fe in ğiftum fe ricelen ev rukbenen, fe ize emintum fezkurullahe keme allemekum me lem tekunu ta 'lemun ''
sizin kabul ettiğiniz S.Ateş 'e göre meali:
eğer ( bir tehlikeden ) korkarsanız, yaya, yahut binmiş olarak kılın ;güvene kavuştuğunuz zaman, bilmediğiniz şeyleri size öğrettiği şekilde Allah'ı anın.
peki sonuçta ne demek istiyorsunuz? yani bu Ayetteki :'' güvene kavuştuğunuz zaman, bilmediğiniz şeyleri size öğrettiği şekilde Allah'ı anın'' emri ilahisinden kasıtın : sizin bize zorla dikte etmeye çalıştığınız, tamamen şahsi yorumunuz olan , kısaltılmışı 1 rekattan 2 katı olan :2 rekat farzı kastettiğini mi söylüyorsunuz? yani Ayet sizin bu '' bilmediğiniz şeyleri size öğrettiği gibi '' diye emir buyururken sizin bu şahsi yorumunuzu mu kastettiğini söylüyorsunuz? bu Ayetin neresinde 2 rekat farzdır diye buyruluyor söyler misiniz? ne kadar garip ve Ayete uzak bir yorum yapıyorsunuz?
Nisa 101 Ayeti de sizin bu iddianızı kesinlikle doğrulamıyor:
ve ize daraptum fil ardi '' feleyse aleykum cunehun '' en teksuru alassalavati, in ğiftum en yeftinekumullezine keferu innel kefirine kenu lekum aduvven mubin.
sonra tekrar mealine itiraz etmemeniz için bu Ayetin de mealini sizin onayladığınız S.Ateş mealinden veriyorum:
''yeryüzünde sefere çıktığınız zaman inkar edenlerin size bir kötülük yapmalarından korkarsanız, namazı kısaltmanızdan ötürü size bir günahyoktur.muhakkak ki kafirler , sizin açık düşmanınızdır.''
yoksa bu Ayet mi, bize 2 rekatın farz olduğunu emrediyor?kesinlikle 2 rekat farzdan bahsetmiyor.mantığınıza ve yorumunuza göre.madem akıl yürüttüğüm söylemiyle beni şirke götürecek kadar pervasızca suçluyorsunuz, o halde sizde akıl yürütmeden ve tevile/yoruma kaçmadan bize 2 rekat farzın namazdan bahseden 10 ' larca Ayetten hangisinde bulunduğunu bize gösterirmisiniz?namazdan bahseden 10 larca Ayetten hiçbir Ayette 2 rekatın farz olduğu emredilmemiştir.ben size en ince ayrıntıyı gösteren :::ses tonu /ayarını/ şiddetini gösteren Ayeti apaçık bir şekilde gösterebiliyorumda siz neden , iddia ettiğiniz 2 rekatın farz olduğunu gösteremiyorsunuz?efendim neymiş :'' bilmediğiniz şeyleri size öğrettiği şekilde Allah'ı anın'' Ayeti Hasan Akcay'ın '' 2 rekat farzdır '' yorumuna işaret ediyormuşmuş. nedense aklıma ehl-i tarikat mensupları ve nurculuk dini mensuplarının : işte Kur'andaki şu Ayet: benim bu sözüme işaret ediyor , benim şu sözlerimi ima ediyor demeleri geldi.lütfen kendinize gelin ve toparlanın artık.
peki bu sizin bu yaptığınız beni suçlarken söylediğiniz ''akıl yürütme yoluyla din hükmü verme '' nin alası değil mi? hatta o bile değil. Kur'an bize aklımızı kullanmamız gerektiğini, akıllarını güzelce kullanmayanları kötülediği gibi(Yunus 100, '' artık akıllanmayacak mısınız - Hud 51) emriyle bize aklımızı kullanmamızı emretmektedir.fakat Ayetlerin arkasından gitmek üzere aklımızı kullanacağız , önünden ve çekiştirerek götürmek üzere değil.
'' salatı 2 rekat yerine 1 rekat eda eden mü'minler, zaten süreyide kısaltır.yani 2 rekatı 10 dakikada kılıyorsa , 1 rekatı 5 dakikada eda eder. Hasan Akcay ) gece geç yattığımı biliyorumda , acaba uykudan yeni kalktığım için gözlerim yanlış mı görüyor. adaşım '' süre '' den bahsetmeye başladı en nihayet.( yani gardını mı alıyor dersiniz?) fakat maalesef umudum akamete uğradı. sevgili adaşımın zorlama yorum merakı, burdada büyük yanılgıya düşmesine neden oluyor. acaba , kabul etmesi için ( daha önce olduğu gibi) yine bir misal mi bulmam gerekiyor? geçmiş mesajları okuyanlar bilir,anlattığım olayda: ben 4 rekat salatı bitirinceye kadar, yanımda namaz kılan bir sünni vatandaş 10 rekat namazı bitirmişti bile. adaşım, yine yanlış hesap yapıyor maalesef. 2 rekat =10 dakika, 1 rekat = 5 dakika diye hiç kimse hesap yapıp, kuramını bu yorumun üstüne kuramaz.( adaşım hariç tabi) . ya 2 rekat kılan 2 tane kıyamda sadece İhlas ve Kevser surelerini okursa VE fakat 1 rekat kılan kişi ise Yasin suresini okursa sizin bu kuramınız suya düşmeyecek mi ? lütfen düşünün artık.
Nisa 102 de : '' süre/ zamanlama '' ile ilgili '' ani bir baskınla '' saldırı olasılığından bahisle bir önceki iletimde bu emirin ''süre '' ile ilgisinden söz etmiştim.o iletime bakmanızı rica ediyorum.( sizi sıkıp ikinci - üçüncü kez anlatmak istemiyorum artık)
ve adaşıma son olarak :Ayetleri orasından burasından lastik gibi çekiştirmeyi bırakın lütfen .büyük bir vebale girersiniz (Allah korusun)hem hani ben bitmiştim. bitmiş insanın üstüne bu kadar çok gidilir mi?
Sevgili hasan oktem, bu konuyu artık seninle müzakere etmeye son verdiğimi açıkladıktan sonra yazılarımda sana hitp etmedim; etmiyorum. Rahat ol.
Hasan Akcay Yazdı:
M.Esed meali:
ama eğer tehlikede iseniz, yürürken ve binek (üzerin)de namazınızı ifa edin; tekrar güvenliğe kavuşunca Allah'ı anın, çünkü daha önce bilmediklerinizi size öğreten O' dur.
Ayetin Arapça metninde "çünkü"nün karşılığı yok. Onu meale Esed eklemiş ve gibi/şekilde anlamına gelen "ke"yi gözardı etmiş. Oysa doğru çeviri için asıl önemli olan, gibi/şekilde kelimesidir.
Esed örneğinde görüldüğü üzere çevirinin "gibi"siz ama "çünkü"lü yapılması ayeti anlamca çarpıtıyor ve Allah'ın öğrettiği şeyin salâtın şekliyle ilgisi yokmuş gibi gösteriyor:
Bu bakımdan Süleyman Ateş'in çevirisi Arapça metinle daha uyumlu:
Eğer (bir tehlikeden) korkuyorsanız yaya yahut binmiş olarak kılın; güvene kavuştuğunuz zaman bilmediğiniz şeyleri size öğrettiği şekilde Allah'ı anın.
Çeviri bir önceki ayet te gözönüne alınarak ve Arapça metne bağlı kalınarak yapılırsa şöyle olabilir:
Salâtlarınızı koruyun ve bilinçle salât edip Allah'ın önünde saygıyla durun (238). Eğer korkuyorsanız ayakta ya da binek üstünde. Ama güvene kavuşunca Allah'ı, bilmediğinizi size öğrettiği gibi, anın.
Ve in hıftüm fe ricâlen ev rukbânen fe iza emintüm fe'zkürû 'llahe kema allemeküm mâ lem tekûnû ta'lemûn.
Allah'ın öğrettiği nedir; salâtın süresi mi?
Hayır. "Salâtınızı beş dakkada eda edin, 10 dakkada... eda edin!" diyen hiçbir ayet yok. hasan öktem o kapıya varan bir şeyler söylemeye çalışıyor ama akıl yürütme yoluyla yapıyor bunu. Ama beşer, akıl yürütme yoluyla din hükmü verirse hükümde Allah'a ortak olur. Allah hükmüne kimseyi ortak etmediği halde -lâ yüşriku fî hükmihî ehada (18:26).
Peki Allah salâtın şeklini öğretiyor mu? Evet, Nisa suresinde:
Araziye çıktığınızda eğer kafirlerin fitne çıkaracağından korkarsanız salâtınızı kısaltabilirsiniz. (Zira) kafirler size apaçık düşmandır (101). Sen (müminlerin?) içinde iken onların bir bölüğü, silahlı olarak, seninle salâta dikelsinler ve secdeye varınca arkanızda yer alsınlar ki henüz salât etmemiş olan başka bir bölük gelip seninle salât edebilsin. Ve silahlarını alıp hazır olsunlar. Kafirler sizi silahsız ve eşyasız iken gafil avlayıp birden bastırmak isterler...
Görüldüğü gibi Yüce Allah Nisa 102'de, uygulamalı izah yöntemiyle, kıyamlı-rükûlu-secdeli salâtı öğretiyor. 2:239'da sözü edilen ilahî öğtreti işte bu. Yani şu söyleniyor:
Güvene kavuştuğunuz zaman Allah'ı, (4:102'de) size öğrettiği gibi yani kıyamlı-rükulu-secdeli (tam) salât içinde, anın.
Kısa salâttan kastın rekat sayısı mı süre mi olduğu müzakere edilirken bir de şunu gözönünde bulundurmak gerekiyor bence:
Salâtı 2 rekat yerine 1 rekat eda eden müminler zaten süreyi de kısaltır. Yani iki rekatı 10 dakkada eda ediyorsa 1 rekatı 5 dakkada eda eder.
Bu, şunu gösterir:
Durduk yerde mesele yapılıp tartışmaya açılan, süre-rekat sayısı değil. Onlar zaten birlikte gerçekleşiyor. Yani zaten daha az rekat, daha kısa süre demek. Onlar mesele değil.
Peki madem gerçekte rekat sayısı-süre diye bir mesele yok neden mesele yapıyorlar? Eğer kanıtlanırsa ki Allah rekatları güven yokluğunda dahi gûya üzerinde durmaya değecek kadar önemli saymamıştır... aslında ne kanıtlanmış olacak; Kur'anın tam olduğu mu eksik olduğu mu?
Kur'anın eksik olması kimin işine yarayacak?
Güven yokluğunda edilen salât, Nisa 102 gösteriyor ki, 1 rekat. Bunun tamamı 2 rekattır.
Dikkat edilirse burada bir olasılıktan söz edilmiyor; yüzde yüz öyledir. Ve akıl yürütme yoluyla üretilen bir hüküm değildir; o hüküm zaten var. İşleyen aklaonun varlığı anımsatılıyor, o kadar.
Güvene kavuşan müminlerin eda etmeleri gereken tam salât budur. Yani 2 rekat.
Eğer kısaltılmış uygulaması 1 rekat olan tam salât 2 rekat olmayabilirse benim de dinde bulunmayan bir hükmü akıl yürütme yoluyla ürettiğim, dolayısıyla şirk günahı işlediğim ortaya çıkar. Allah saklasın.
Peki, 2 rekatın daha üstü (örneğin 3 rekat) kılınacak mı; kılınması gerekli mi?
Hayır, oyalnızca bir olasılık. Olabilir, tamam. Ama olmayabilir de. Çünkü 3 rekatın kısa uygulaması 2 de olabilir. Oysa Nisa 2’deki uygulamada 2 rekat yok. O olmadığı sürece 3 rekatlık tam salât ta bir gereklilik olarak yok.
Yüce Allah 2 rekatlık kısa salâtı onaylamamış; dışlamış. İlahî onaydan böylesine yoksun bir uygulamayı gerekli ilan etmek bana yine haddi aşmak gibi geliyor.
İsteyen mümin üzerine farz olan 2 rekattan sonra istediği kadar rekatlı salât edebilir; ne kadar ihtiyaç hissediyorsa. Düşünce özgürlüğüne benzer bu. İnsanların düşünmesine nasıl sınır konamazsa salât etmesine de sınır konamaz.
Ama "2'nin üstü gerekir," denip dinde hüküm verilemez (42:21) Verilip te salâtlara salâtlar eklenemez.
sonuç olarak dediklerimi şöyle toparlamak istiyorum:
savaş durumunda : 1 rekat kılmak , normal durumda ( savaş durumu yoksa ) 2 rekat ve üstü kılınabilir. ancak şurası çok önemli arkadaşlar, lütfen yanlış anlaşılmasın: 2 rekat üstü kılmakgerekli veya şart veya farz değildir. böyle bir farzı Yüce Allahtan başka kimse koyamazdı.o da koymadığına göre , 2 rekat üstü kılmak gerekli veya şart değildir. ancak , benim söylediğim şudur ki, '' uscud vaktarip'' (secde et ve yaklaş )emri ilahisi gereğince , 2 rekat üstü namaz kılıp, daha çok salat edip arınma / takva kazanma yolunda ilerlemek isteyen bir Müslüman'a da bu konuda herhangi bir engel yoktur. böyle bir engel konamaz.
lütfen dikkat ediniz, 2 rekat üstü kılabilir ayrı bir ifade, 2 rekat üstü kılmak GEREKLİDİR / ŞARTTIR demek bambaşka bir ifadedir. ben şimdiye kadar :Ayetlere göre,(haşa) 2 rekat üstü kılmak şarttır / gereklidir diye bir ifade kullanmadım. böyle bir şeye inanmıyorum ki kullanayım. niye benim söylemediğim bir ifade kullanılıyor? hayret ediyorum doğrusu.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma