Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
orucun kaç gün olduğu bahsi: bizden önceki ümmetlerede yazılmiş;yahudiler 3 gün tutuyor. sayılı günler ifadesi;kuranın bazı yerlerinde geçmekte olup; oruç ayetine ışık tutuyor.gelenekçi islam halen aksini iddea ediyor.oruç kuranda diğer yerlerde süresi belirli. ama en belirgin olması gereken yerde niye belirsiz olsun.yani;yemin bozma ; hac orucu vs: burda gün belli. bakınız bakara 80. mesala sayılı günlerde allahı anın deniyor . nedir bu sayılı günler. kafayı yedim yardım
:) Hizmetkar kardeşim öncelikle hoş geldin..demekki yalnız değilmişim çünkü bende bu oruç konusunda kafayı yemiş durumdayım..
evet çok ilginç..her orucun süresi belirlenmiş ne hikmetse ramazan orucu belirtilmemiş..ceza orucu 2 ay..mükafat orucu 1 ay..mı acaba diye sormadan edemiyorum..
Ey o bütün iman edenler! Üzerlerinize oruc yazıldı, netekim sizden evvelkilere yazılmıştı gerek ki korunursunuz bakara 183
Sayılı
günler, içinizden hasta olan veya seferde bulunan ise diğer günlerden
sayısınca, ona dayanıb kalacaklar üzerine de fidye: bir miskin doyumu,
her kim de hayrına fidyeyi artırırsa hakkında daha hayırlıdır, bununla
beraber oruc tutmanız sizin için daha hayırlıdır eğer bilirseniz 184
ve esas nokta,
O
Şehri Ramazan ki insanları irşad için hak fürkanı, hidayet delili
beyyineler halinde Kur'an onda indirildi, onun için sizden her kim bu
Ay şuhudda -ya'ni hazarda- ise onu oruç tutsun, kim de hasta yahud
seferde ise tutamadığı günler sayısınca diğer günlerden kaza etsin,
Allah size kolaylık irade buyuruyor zorluk irade buyurmuyor, hem
buyuruyor ki sayıyı ikmal eyleyesiniz de size hidayet buyurduğu veçh
üzere Allahı tekbir ile büyükleyesiniz ve gerek ki şükredesiniz 185
1-Savm bize farz kılındı..kendini engellemek..peki haram aylarda bu sağlanmamış mıdır?
2-Hz Meryem filmini izlerken orada zekeriyya rolunde oynayan adamın bir repliği dikkatimi çekmişti..
demiştiki
sizin için oruç şudur:yoksulları doyurmak,iftira etmemek,kölelerin
zincirlerini kırmak..adil davranmak..sizin orucunuz bu .alaka
şu ki biz kendimizi esas yemek içmek vs den uzak tutuyoruz ve basit bir film işte diyebiliriz lakin kesinlikle yahudi
inançları esasları üzerine çevrilmiş bir film olması sebebiyle ve
orucun mahiyetini o şekilde açıklamış olmasıda konumuz açısından bana
manidar geliyor...ancak şu var ki ne hikmetse bakara 184 de yahudilerin
bu inanışını iptal eder vaziyettedir..şöyleki orucu tutamayanlar
yoksula fidye verecekler eğer fidyeyi artırırlarsa bu onlar için
hayırlı olacak fakat orucun tutulmasının daha taktire şayan olduğunun
bildirilmesi...
3-bakara 185 te oruca dayanamama? veya sağlık
sorunları dışında kalan yolcu olma sebebiyle oruçlarını
tutamayanların diğer günlerde sayıyı tamam etmesi istenmiştir..bu nokta
ilginç..çünkü kuranda geçen diğer tüm oruçların sayıları belirtilmesine
rağmen,kuran sayılı gün ifadesini ramazan ayı için kullanmış lakin bir
sayı vermemiştir..bunlar bana üzerinde düşünülmesi gereken ciddi
konular gibi görünüyor..
birde dikkatimi çeken nokta şu ki;kim de hasta yahud
seferde ise tutamadığı günler sayısınca diğer günlerden kaza etsin, kısmına göre hasta olan mani ise orucu ertelesin..bu tamam..yani hasta adam kendi derdindedir aç kalamaz/bir yere gidemez/denileni kavramaz..
peki sefer dediği yolculuk hali için orucu erteleme durumu nedir? Kişi yolculuk yapıyorsa orucu tutup tutmama serbestisi var mıdır?
yani bir zorunlu olma hali var mıdır?bana göre düğüm burada..şimdi bazı meallerde yolculuk halindeyken ''TUTAMADIĞI'' orucunu sonra tutsun derken,bazı meallerdeyse TUTMADIĞI'' orucunu denmektedir...
şimdi bakara 185 veya diğer oruç ayetlerinde yüce Mevla insanlara böyle bir KOLAYLIK tanımış mıdır?
Bu kolaylık nedir? Tutamadığını sonra tutmak mı? Yoksa Tutmadığını sonra tutmak mı? Ayrıca ayetten ''yolculuk halinde''oruç tutmayın veya tutun size kalmış gibi bir anlam çıkmakta mıdır? Eğer oruç ayetlerinden ''yolculuk'' için Allah tarafından herhangi bir şart getirilmediği ve belirtilmediği halde ancak ''TUTULAMAYAN VEYA tutulmayan'' orucun sonradan tutulabileceği ve önemli olduğu bilgisine rağmen,ramazana denk gelipte o ayda yolculuğa çıkılmış olması orucun farzıyyetini anında düşürür mü yoksa kişinin vicdanına mı bırakır?
velhasılı kısaca;
Yolculuk için Allahu teala TUTMAZSANIZ veya TUTAMAZSANIZ 'dan hangisini söylemiştir..?
eğer tutmazsanız çıkarsa sonuç o halde bu savmın geleneğin anladığı manadan epey uzaklaştığını söyleyebilir miyiz?
şöyle ki;o devirde ramazan ayında, kurallarına riayet edilen savm kavramı eğer yolculuk halinde yapılması mümkün olmayan bir yapı ise..savmın o dönemin kavrayışıyla,savmın esas şartının yalnızda elçi dönemi ve çevresinde uyulabilirliği mümkünse ve savmın ŞARTININ elçi ve onun yanı haricinde/elçiden uzakta,İPTAL olduğu değilde yapılamaz olduğu,yapılmasının anlam ifade etmediği yapılmasının mümkün olmadığı şeklinde olabilirliği babında..
ve bakara 184 de oruca dayanamamak...
Oruç, sayılı günlerdedir. Sizden kim hasta, ya da yolculukta olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutar. Oruca gücü yetmeyenler ise bir yoksul doyumu fidye verir. Bununla birlikte, gönülden kim bir iyilik yaparsa (mesela fidyeyi fazla verirse) o kendisi için daha hayırlıdır. Eğer bilirseniz oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.
Oruca gücü yetmemek olarak çevrilmiş bu mealde..peki gücü yetmemek ile oruca dayanamamak aynı anlama mı gelmektedir Kuran bütünlüğü açısından?
Şimdi diyanetin bu çevirisine göre oruca gücü yetmeyenler..hasta ve yolcu olanlar..
ancak bir grup daha var..onlarda hasta veya yolcu olmadıkları halde oruç tutamayanlar..
şimdi burada hasta,yolcu ve oruca dayanamayanlar diye 3 grup mu vardır?yoksa oruca gücü yetmeyenler derken hasta ve yolcu olanlar mı anılmıştır?yoksa orucu tuttuğu halde yinede fidye veren 4.grup?
yaşlıları aç kalamayanlar olarak işaretlersek,
bu ayette yaşlı kalan grup anılmış mıdır?yoksa onlarla alakalı en ufak bir iz bile anılmamış mıdır?yaşlılar diye bir grup anılmamışsa onlar dikkate mi alınmamıştır..
yoksa bu SAVM kavramı hasta olup bu ibadete dahil olamayan ve yolcu olduğu için mecburen dışta kalan ancak bunların haricinde herkesin dahil olabileceği bir ibadet midir?
Eğer öyleyse bu savm kavramı gerçekte aç susuz kalmak mıdır?
Ey o bütün iman edenler! Üzerlerinize oruc yazıldı, netekim sizden evvelkilere yazılmıştı gerek ki korunursunuz bakara 183
Sayılı
günler, içinizden hasta olan veya seferde bulunan ise diğer günlerden
sayısınca, ona dayanıb kalacaklar üzerine de fidye: bir miskin doyumu,
her kim de hayrına fidyeyi artırırsa hakkında daha hayırlıdır, bununla
beraber oruc tutmanız sizin için daha hayırlıdır eğer bilirseniz 184
ve esas nokta,
O
Şehri Ramazan ki insanları irşad için hak fürkanı, hidayet delili
beyyineler halinde Kur'an onda indirildi, onun için sizden her kim bu
Ay şuhudda -ya'ni hazarda- ise onu oruç tutsun, kim de hasta yahud
seferde ise tutamadığı günler sayısınca diğer günlerden kaza etsin,
Allah size kolaylık irade buyuruyor zorluk irade buyurmuyor, hem
buyuruyor ki sayıyı ikmal eyleyesiniz de size hidayet buyurduğu veçh
üzere Allahı tekbir ile büyükleyesiniz ve gerek ki şükredesiniz 185
1-Savm bize farz kılındı..kendini engellemek..peki haram aylarda bu sağlanmamış mıdır?
2-Hz Meryem filmini izlerken orada zekeriyya rolunde oynayan adamın bir repliği dikkatimi çekmişti..
demiştiki
sizin için oruç şudur:yoksulları doyurmak,iftira etmemek,kölelerin
zincirlerini kırmak..adil davranmak..sizin orucunuz bu .alaka
şu ki biz kendimizi esas yemek içmek vs den uzak tutuyoruz ve basit bir film işte diyebiliriz lakin kesinlikle yahudi
inançları esasları üzerine çevrilmiş bir film olması sebebiyle ve
orucun mahiyetini o şekilde açıklamış olmasıda konumuz açısından bana
manidar geliyor...ancak şu var ki ne hikmetse bakara 184 de yahudilerin
bu inanışını iptal eder vaziyettedir..şöyleki orucu tutamayanlar
yoksula fidye verecekler eğer fidyeyi artırırlarsa bu onlar için
hayırlı olacak fakat orucun tutulmasının daha taktire şayan olduğunun
bildirilmesi...
3-bakara 185 te oruca dayanamama? veya sağlık
sorunları dışında kalan yolcu olma sebebiyle oruçlarını
tutamayanların diğer günlerde sayıyı tamam etmesi istenmiştir..bu nokta
ilginç..çünkü kuranda geçen diğer tüm oruçların sayıları belirtilmesine
rağmen,kuran sayılı gün ifadesini ramazan ayı için kullanmış lakin bir
sayı vermemiştir..bunlar bana üzerinde düşünülmesi gereken ciddi
konular gibi görünüyor..
birde dikkatimi çeken nokta şu ki;kim de hasta yahud
seferde ise tutamadığı günler sayısınca diğer günlerden kaza etsin, kısmına göre hasta olan mani ise orucu ertelesin..bu tamam..yani hasta adam kendi derdindedir aç kalamaz/bir yere gidemez/denileni kavramaz..
peki sefer dediği yolculuk hali için orucu erteleme durumu nedir? Kişi yolculuk yapıyorsa orucu tutup tutmama serbestisi var mıdır?
yani bir zorunlu olma hali var mıdır?bana göre düğüm burada..şimdi bazı meallerde yolculuk halindeyken ''TUTAMADIĞI'' orucunu sonra tutsun derken,bazı meallerdeyse TUTMADIĞI'' orucunu denmektedir...
şimdi bakara 185 veya diğer oruç ayetlerinde yüce Mevla insanlara böyle bir KOLAYLIK tanımış mıdır?
Bu kolaylık nedir? Tutamadığını sonra tutmak mı? Yoksa Tutmadığını sonra tutmak mı? Ayrıca ayetten ''yolculuk halinde''oruç tutmayın veya tutun size kalmış gibi bir anlam çıkmakta mıdır? Eğer oruç ayetlerinden ''yolculuk'' için Allah tarafından herhangi bir şart getirilmediği ve belirtilmediği halde ancak ''TUTULAMAYAN VEYA tutulmayan'' orucun sonradan tutulabileceği ve önemli olduğu bilgisine rağmen,ramazana denk gelipte o ayda yolculuğa çıkılmış olması orucun farzıyyetini anında düşürür mü yoksa kişinin vicdanına mı bırakır?
velhasılı kısaca;
Yolculuk için Allahu teala TUTMAZSANIZ veya TUTAMAZSANIZ 'dan hangisini söylemiştir..?
eğer tutmazsanız çıkarsa sonuç o halde bu savmın geleneğin anladığı manadan epey uzaklaştığını söyleyebilir miyiz?
şöyle ki;o devirde ramazan ayında, kurallarına riayet edilen savm kavramı eğer yolculuk halinde yapılması mümkün olmayan bir yapı ise..savmın o dönemin kavrayışıyla,savmın esas şartının yalnızda elçi dönemi ve çevresinde uyulabilirliği mümkünse ve savmın ŞARTININ elçi ve onun yanı haricinde/elçiden uzakta,İPTAL olduğu değilde yapılamaz olduğu,yapılmasının anlam ifade etmediği yapılmasının mümkün olmadığı şeklinde olabilirliği babında..
ve bakara 184 de oruca dayanamamak...
Oruç, sayılı günlerdedir. Sizden kim hasta, ya da yolculukta olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutar. Oruca gücü yetmeyenler ise bir yoksul doyumu fidye verir. Bununla birlikte, gönülden kim bir iyilik yaparsa (mesela fidyeyi fazla verirse) o kendisi için daha hayırlıdır. Eğer bilirseniz oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.
Oruca gücü yetmemek olarak çevrilmiş bu mealde..peki gücü yetmemek ile oruca dayanamamak aynı anlama mı gelmektedir Kuran bütünlüğü açısından?
Şimdi diyanetin bu çevirisine göre oruca gücü yetmeyenler..hasta ve yolcu olanlar..
ancak bir grup daha var..onlarda hasta veya yolcu olmadıkları halde oruç tutamayanlar..
şimdi burada hasta,yolcu ve oruca dayanamayanlar diye 3 grup mu vardır?yoksa oruca gücü yetmeyenler derken hasta ve yolcu olanlar mı anılmıştır?yoksa orucu tuttuğu halde yinede fidye veren 4.grup?
yaşlıları aç kalamayanlar olarak işaretlersek,
bu ayette yaşlı kalan grup anılmış mıdır?yoksa onlarla alakalı en ufak bir iz bile anılmamış mıdır?yaşlılar diye bir grup anılmamışsa onlar dikkate mi alınmamıştır..
Yine bir soru geliyor akla,bu ayetlerde münafıklar devre dışımı tutulmuştur..?
yoksa bu SAVM kavramı hasta olup bu ibadete dahil olamayan ve yolcu olduğu için mecburen dışta kalan ancak bunların haricinde herkesin dahil olabileceği bir ibadet midir?
Eğer öyleyse bu savm kavramı gerçekte aç susuz kalmak mıdır?
umarım meramımı anlatabildim..
sağlıcakla
Hayrullah kardeşim,
öncelikle birşeyin doğrusunu bilsek ve sonra onu savunsak olmaz mı? orucun da salat kavramı gibi tersyüz edilmemiş olduğunundan eminmiyiz?Öncelikle şurada sorduğum sorulara yanıt arayalım..
RAMAZANDAki talep patlamasından FİYAT artmaz, uyanık geçinen, aç gözlü insanoğlu bunu FIRSAT bilir ve fiyatları artırır.
Bunda RAMAZANIN hiç ama HİÇ suçu yok :)
Nedense birisi BIÇAĞI yanlış kullanıyor diye,HEP bıçağı suçlar
olunuyor. Yahu zühre elma seviyor diye, elma da zühreyi sevmek zorunda
değil ki!!!
Şimdi Hayrullah kardeşim biri bıçağı yanlış kullanıyor..ve aç gözlü uyanık geçinen insanda bunu fırsat biliyor demişsin..şimdi ramazanda gıda fiyatları hatta tavuk cesedinin fiyatı bile arttı,bu şu demek mi oluyor;Ramazanda aç gözlü olunmak/gereksiz zamlı satmak;ramazanın özelliğidir''..
bundan belkide 10 sene evvel falan tam hatırlayamıyorum..tavukçuya dedim ki..bi ceset ver..o da tabi hemen poşete koyup beni gönderecek..dedim bir saniye..ben merak ettim bu tavuk neden ölmüş..?? şuna bi otopsi yapta ölüm sebebini öğrenelim...neyse otopsi bitti,ölüm sebebinin kalp olduğuna hükmettik,aşırı sigara ve kahve tüketmiş olabileceği üzerinde veya aile geçindirme zorluğu içinde kahırdan gitmiş olabileceği üzere mülahazalar yaptık..sıra parayı ödemeye geldi..bi baktım..ovvvv breh breh ve yine breh..tavuk fiyatı nerdeyse iki katına çıkmış..adama neden böyle diye sorduğumda o da:yav neydeyim gardaş benede böyle geliyor dedi..yani birileri onada kazık atıyormuş...
şimdi kardeşim kafalardaki Ramazan anlayışındaki Ramazanın hiç mi suçu yok..
Selamlar, 3-bakara 185 te oruca dayanamama? veya sağlık sorunları dışında kalan yolcu olma sebebiyle oruçlarını tutamayanların diğer günlerde sayıyı tamam etmesi istenmiştir..bu nokta ilginç..çünkü kuranda geçen diğer tüm oruçların sayıları belirtilmesine rağmen,kuran sayılı gün ifadesini ramazan ayı için kullanmış lakin bir sayı vermemiştir..bunlar bana üzerinde düşünülmesi gereken ciddi konular gibi görünüyor.. birde dikkatimi çeken nokta şu ki;kim de hasta yahud seferde ise tutamadığı günler sayısınca diğer günlerden kaza etsin, kısmına göre hasta olan mani ise orucu ertelesin..bu tamam..yani hasta adam kendi derdindedir aç kalamaz/bir yere gidemez/denileni kavramaz.. peki sefer dediği yolculuk hali için orucu erteleme durumu nedir? Kişi yolculuk yapıyorsa orucu tutup tutmama serbestisi var mıdır? yani bir zorunlu olma hali var mıdır?bana göre düğüm burada..şimdi bazı meallerde yolculuk halindeyken ''TUTAMADIĞI'' orucunu sonra tutsun derken,bazı meallerdeyse TUTMADIĞI'' orucunu denmektedir... şimdi bakara 185 veya diğer oruç ayetlerinde yüce Mevla insanlara böyle bir KOLAYLIK tanımış mıdır? Bu kolaylık nedir? Tutamadığını sonra tutmak mı? Yoksa Tutmadığını sonra tutmak mı? Ayrıca ayetten ''yolculuk halinde''oruç tutmayın veya tutun size kalmış gibi bir anlam çıkmakta mıdır? Eğer oruç ayetlerinden ''yolculuk'' için Allah tarafından herhangi bir şart getirilmediği ve belirtilmediği halde ancak ''TUTULAMAYAN VEYA tutulmayan'' orucun sonradan tutulabileceği ve önemli olduğu bilgisine rağmen,ramazana denk gelipte o ayda yolculuğa çıkılmış olması orucun farzıyyetini anında düşürür mü yoksa kişinin vicdanına mı bırakır? velhasılı kısaca; Yolculuk için Allahu teala TUTMAZSANIZ veya TUTAMAZSANIZ 'dan hangisini söylemiştir..? eğer tutmazsanız çıkarsa sonuç o halde bu savmın geleneğin anladığı manadan epey uzaklaştığını söyleyebilir miyiz? şöyle ki;o devirde ramazan ayında, kurallarına riayet edilen savm kavramı eğer yolculuk halinde yapılması mümkün olmayan bir yapı ise..savmın o dönemin kavrayışıyla,savmın esas şartının yalnızda elçi dönemi ve çevresinde uyulabilirliği mümkünse ve savmın ŞARTININ elçi ve onun yanı haricinde/elçiden uzakta,İPTAL olduğu değilde yapılamaz olduğu,yapılmasının anlam ifade etmediği yapılmasının mümkün olmadığı şeklinde olabilirliği babında.. ve bakara 184 de oruca dayanamamak... Oruç, sayılı günlerdedir. Sizden kim hasta, ya da yolculukta olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutar. Oruca gücü yetmeyenler ise bir yoksul doyumu fidye verir. Bununla birlikte, gönülden kim bir iyilik yaparsa (mesela fidyeyi fazla verirse) o kendisi için daha hayırlıdır. Eğer bilirseniz oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır. oruca gücü yetmemek olarak çevrilmiş bu mealde..peki gücü yetmemek ile oruca dayanamamak aynı anlama mı gelmektedir Kuran bütünlüğü açısından? Şimdi diyanetin bu çevirisine göre oruca gücü yetmeyenler..hasta ve yolcu olanlar.. ancak bir grup daha var..onlarda hasta veya yolcu olmadıkları halde oruç tutamayanlar.. şimdi burada hasta,yolcu ve oruca dayanamayanlar diye 3 grup mu vardır?yoksa oruca gücü yetmeyenler derken hasta ve yolcu olanlar mı anılmıştır?yoksa orucu tuttuğu halde yinede fidye veren 4.grup? yaşlıları aç kalamayanlar olarak işaretlersek, bu ayette yaşlı kalan grup anılmış mıdır?yoksa onlarla alakalı en ufak bir iz bile anılmamış mıdır?yaşlılar diye bir grup anılmamışsa onlar dikkate mi alınmamıştır.. yoksa bu SAVM kavramı hasta olup bu ibadete dahil olamayan ve yolcu olduğu için mecburen dışta kalan ancak bunların haricinde herkesin dahil olabileceği bir ibadet midir? Eğer öyleyse bu savm kavramı gerçekte aç susuz kalmak mıdır? umarım meramımı anlatabildim.. sağlıcakla
Yusuf kardeş burada da püf noktayı yakalamışsın.
1- Yolcu ve hastanın sıyamı, kesilinkle yolculuk sona erdikten ve hastalıktan iyileştikten sora tespit edilecek sair günlerdedir.
2- "Oruca gücü yetmeyeler/tutmayanlar/tutamayanlar" ifadesi ayette yer almıyor. "Gücü yetenlere yoksulu yedirmek farzdır". İfade böyle. Neye gücü yetecek? tabii ki yedirmeye gücü yetecek.
İnsanlara bilmeleri uymaları gereken temel hususlar veriliyor bu siyam günlerinde. Bu ilkelerden birisi de gücü yetenin yoksulu doyurmasıdır. Bunu gönülden yaparsa bu onun için hayırlı olur. Yoksa "ona zorla bu yaptırılır" demek isteniyor, "Ve men tetavvaa xayran fe huve xayrun lehu" ifadesiyle. "Ve en tesûmû xayrun lekum": Ve/sonuç olarak, söylenenlere/kurallara uymanız sizin için iyi olur. (Şayet tutmaz/uymazsanız sizin için iyi olmaz,...sizi cezalandırırız vs. )"
İnsanlara bilmeleri uymaları gereken temel hususlar veriliyor bu siyam günlerinde. Bu ilkelerden birisi de gücü yetenin yoksulu doyurmasıdır. Bunu gönülden yaparsa bu onun için hayırlı olur.
Şimdi Bakara suresi zaten İNFAK EDERLER tanımlaması ile başlarken, yoksulu doyurma eğitimi demek ki, sonlara bırakılmış. Demek ki, infak da yanlışmış!!!
Yusuf kardeş,
aldığın bu gazla, istersen bir de İNFAK kelimesi üzerinde derinleş. Belki de yanlıştır!!!
Ama yine de tavsiyem, BASİT düşünelim.
Selametle,
Hayrullah kardeşim şimdi mesela gaz maz değil..mesele şu:
önümüzde 1400 yıllık bir geçmiş var..ve tablo ortada..nedir ortada olan tablo?
şöyle anlatayım:
Namazı 50 vakitten 5 e düşürdüler yetmedi hala bunu yayıyorlar istersen dine hıyanet işleri başkanlığının yayınlarına bak.. Salat kavramını zaten namaz diyerek adını anmaz olmuşlar zayii etmişler..türbeler,geceler,kandiller,cami süslemeler..yav cebimde param yokken adam camiye yardım istedi benden..yav bana kim yardım edecek?tövbe estafurullah töbe..sonra bunların mehdi beklemeleri deccalleri gözlemeleri,uçanı kaçanı..ilmi ledunları..ha bak böyle bir ilim bile yok..neyse..
buyur arapları..kafa kes kol kes el kes ayak kes..yetmedi recm et.. bak geçenlerde kıyamet koptu..hırkai şerif mi tüy mü ne yanmış..hala anlamıyorlar,nasıl yanar?yanmamalıydı..yanamaz..
neden?
çünkü elçi bunu giymişti..hala akıl edemiyorlar.. tarikatlar,tekkeler din adamları vs vs vs işte 1400 yıllık birikim bunlar abi..gerisi?
gerisi yok..neden?
çünkü onlara göre Kuran anlaşılmaz sadece hint mantraları gibi inleyerek hafif sağ ve sola salınımla dinlenilir..
abi bu sancıdır..düşünceler doğruya gebe kaldığında elbet sancı kaçınılmaz olacaktır..senin tepki vermeni anlıyorum..zaten biride dedi bana..sen iyce kafir oldun diye..
geleneğin bize dayattığı her put,Kuran baltasıyla yıkıldıkça elbet çığlıklar yükselecek..hiç o puta yolu düşmemiş olanlar bile...''yav keşke kırılmasaydı,onun mermeri çok pahalıydı veya onu yapan sanatçı çok değerliydi diye hayıflanabileceklerdir...
velhasılı Kurana kulak kabartmak gerek..baksana Kuran derken bile geleneğin etkisinde kalanların yorumlarını ;''işte kuran bunu emretti'' diye söyleyebiliyoruz...şimdi bu nedir?
işin aslı bana göre şu ki..Memlekette güvenilecek tek meal bile yok..bu sebeple Hayrullah kardeşim,senin o İNFAK kavramını da araştır sözünü yabana atmayacağım..atmamda zaten..ve bu arada sen çok kıymetli bir dostsun..vallahi seni seviyorum..ha son olarak,
dikkat edemedin sanırım..ben hiçkimsede güven uyandıran bir tip değilim..hiçkimse bana güvenemez,onlara asla güven vermem..
bu benim suçum mu?elbet değil..onlar öyle algılıyor o başka..
neyse Hayrullah kardeşim araştırmaya devam inşallah..
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma