Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Amel defterinin buradaki gibi düzeltilemeyeceği o çetin günün azabından, alemlerin Rabbi olan Allah'a sığınırım.

Alim olan Allah EN doğrusunu bilir.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Amel defterinin buradaki gibi düzeltilemeyeceği o çetin günün azabından, alemlerin Rabbi olan Allah'a sığınırım.

Alim olan Allah EN doğrusunu bilir.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

"İslam beş esas üzerine bina edilmiştir,kelime-i şahadet,oruç,hac,namaz,zekat"

Binayı bu yanlış üzerine kurmuşlar ancak işin ilginci bununlada yetinmeyip bütün esasların içini boşaltmışlar.Muhammedin dışında başka resul yokmuş gibi kelime-i şahadeti bir kişiyle sınırlamışlar,tıpkı zekatı 40 ta 1 oranıyla sınırladıkları gibi.Günün belli saatlerinde aç kalacak,yine belli saatlerinde anlamsızca yatıp kalkacak ve yılın bir aylık zaman diliminde kara taşın etrafında manasızca dolanıp geleceksin.Kuran müminlerinin bunlara şüpheyle bakmasından daha doğal ne olabilir?Elbette bunları yeniden anlamaya çalışırken bazı tehlikeler bizi beklemektedir(Örneğin zihinselci yaklaşım vs.vs) Ancak kafamızı kuma gömmek asla bir çözüm olamaz.Burada ki en büyük eksiğimiz bunları belli bir düzende ve zeminde müminlere ve insanlığa sunacak yapıların oluşmasıdır.Bizim en çok üzerinde yoğunlaşacağımız nokta burasıdır bence..

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Amel defterinin buradaki gibi düzeltilemeyeceği o çetin günün azabından, alemlerin Rabbi olan Allah'a sığınırım.

Alim olan Allah EN doğrusunu bilir.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

sevgili hayrullah

hristiyanların "pece originale" adıyla sistemleştirdikleri saçmalık olan Adem ve Havva'nın ilk günahından "arınmak" manasına indirgedikleri Kuran'ın insanlığa temel HEDEF-AMAÇ olarak gösterdiği ZEKAT = ARINMIŞLIK kelimesine haksızlık ediyorsun gibime geliyor.

bu kelimeyi zerdüşt de hristiyanda şintoist de inkalarda budistlerde tibet lamaları da tüm dini-mistik söylemler kullanır insanlı tarihi boyunca. İMAN kelimesini kullandıkları gibi.

sırf onlar kullanıyor diye BU TEMEL HEDEFİ İFADE EDEN KELİMEYİ tahrif etmemeli daha doğrusu SENİN DE BİR MANASINI VERDİĞİN SÖYLEME İNDİRGEMEMELİ,

inceleyelim :

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

dermanbeg yazdı.

İslam beş esas üzerine bina edilmiştir,kelime-i şahadet,oruç,hac,namaz,zekat"

Binayı bu yanlış üzerine kurmuşlar ancak işin ilginci bununlada yetinmeyip bütün esasların içini boşaltmışlar.Muhammedin dışında başka resul yokmuş gibi kelime-i şahadeti bir kişiyle sınırlamışlar,tıpkı zekatı 40 ta 1 oranıyla sınırladıkları gibi.Günün belli saatlerinde aç kalacak,yine belli saatlerinde anlamsızca yatıp kalkacak ve yılın bir aylık zaman diliminde kara taşın etrafında manasızca dolanıp geleceksin.Kuran müminlerinin bunlara şüpheyle bakmasından daha doğal ne olabilir?Elbette bunları yeniden anlamaya çalışırken bazı tehlikeler bizi beklemektedir(Örneğin zihinselci yaklaşım vs.vs) Ancak kafamızı kuma gömmek asla bir çözüm olamaz.Burada ki en büyük eksiğimiz bunları belli bir düzende ve zeminde müminlere ve insanlığa sunacak yapıların oluşmasıdır.Bizim en çok üzerinde yoğunlaşacağımız nokta burasıdır bence..

selam,

bu güzel tespitinize candan katılıyorum dermanbeg,sanırım hayrullah kardeşte bu kelime-i şehadetin ve diğer şartların içeriğinin batıl olduğunu anlamıştır,inşaallah hergeçen gün kendini geliştiren samimi olduğu her halinden belli olan hayrullah kardeş kuranın dışındaki tüm safsataları elinin tersi ile itip kuranın lezzetini alır.

rabbim yar ve yardımcımız olsun

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

ebuekrem yazdı

haşa Rabbimiz Musa'yı firavuna 40 da bir vermek ister misin diye mi gönderiyor? haşa..

evet, daha onlarca ayetten anlaşılır ki ZEKAT arınmışlık kavramı ile anlatılmakta ve insanın dünya imtihanındaki ana hedefi olarak gösterilmektedir.

tabiki BENCİLLİK ve CİMRİLİKTEN ARINMIŞLIĞA ULAŞMAK DA yasal vergi olan SADAKA ( TEVBE 60- 113) ve tüm güzel şeylerden karşılıksız vermek olan İNFAK ile mümkün kılınmıştır ve ZEKAT kavramı onları da kapsar. ama o işin bir kısmıdır.

selam ebu ekrem,yapmış olduğunuz açıklamalar için allah razı olsun,yanlız takıldığım bir nokta var bu konuda yardımcı olursanız sevinirim,firavun gibi bir zalime musa yı yollayıp arınma yolunu açan ALLAHIN bu fırsatı bize de verdiğini nasıl anlayacağız,özellikle aşşağıdaki ayetin bende nasıl bir etki yaptığını düşünemessiniz,ben bu ayette bir musa mı arayacağım,şimdiden allah razı olsun.

103. Bunların mallarından bir sadaka al ki, onunla kendilerini iyice temizleyip arıtasın. Onlar için dua et/onlara destek ol; çünkü senin duan/desteğin onlar için bir sükûnettir. Allah Semî'dir, Alîm'dir.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

selam mürselat,

duanız için teşekkürler, Rabbim sizden de razı olsun.

Rabbimiz Musa'yı Firavun'a göndermiş ve Kuran'ın en ciddi siyasi tağut olarak örneklendirdiği Firavunu hidayete davet ettirmiştir. tıpkı diğer tüm rasullerin de davet ettiği, Muhammed peygamberin de davet ettiği gibi ARINMAYA yani RİCS HAYATI bırakıp ALLAH'IN gösterdiği yolu seçerek kendini bu dünya imtihanındaki başarı kriterine..

tevbe 103 ayeti, içindeki pasajın bütünlüğünde okunmalı.. Savaşa gitmeyen, ama günahlarını itiraf edenlerle ilgili hükmün açıklandığı kısım.

"onların mallarından sadaka al"  YANİ ONLARLA KESMİŞ OLDUĞUNUZ SİYASİ SOSYAL İLİŞKİYİ BAŞLAT demektir. çünkü resmi vergi olan SADAKA zaten alınmakta olan bir şeydi. Savaştan kaçanlar ile atılan siyasi ve sosyal ilişkilerin, Münafıklara şiddetle uygulanmasını emreden bölümün ardından günahlarını itiraf eden kişiler için atılan sosyal ve siyasi ilişkinin yeniden başlatılması.

ayetin devamında "onlara dua et" şeklindeki çeviriye katılmıyorum. çünkü fe salli aleyhim diyor. ve bu konu başlamında ONLARA DESTEK/YARDIMCI OL, Çünkü SENİN DESTEĞİN/YARDIMIN ONLARA HUZUR VERİR. şeklindeki anlamın daha doğru olduğunu düşünüyorum.

Zaten hemen ardından gelen 104. ayete dikkat ederseniz tevbeleri ve SADAKALARI kabul edecek olanın GERÇEKTE ALLAH OLDUĞUNU VURGULAMAKTA, Rasuller ölür ama Allah ölümsüzdür.

pratikte biz ne yapacağız şeklinde algıladığım sorunuza cevap olarak sadece şahsi düşüncemi örnek verebilirim. EKIMIS SALAT ve ATÜZ ZEKAT olabilmek için yani İSLAMI HAYATIMIZA HAKİM KILMAK ve ARINMIŞLIĞA ULAŞMAK İÇİN Allah'ın verdiği tüm imkanları kullanmalıyız, AKIL-FITRAT-VİCDAN-TECRÜBELER-BİRBİRİMİZ ve tabiki referans VAHİY.

bizim Musamız İsamız ve Muhammedimiz onların bize bıraktığı İSLAM yani VAHİY olacak ve SADAKALARI DA TEVBELERİ DE DOĞRU VE SALİH AMELLERİ DE KABUL EDENİN YALNIZ ALLAH OLDUĞUNU BİLEREK gerekeni yapmak kalacak diye düşünüyorum.

umarım başaranlardan oluruz.

selam ile..

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Mürselat kardeşin sorduğu güzel soruya Ebukerem kardeş gayet güzel yanıtlamış. Ancak ben şahsen "salli alé"ya; ilgi, alaka, irtibat kur/ ilişki kur/ bağlantıya geç!" olarak anlıyorum. Daha önce dışlanmışların bir kısmının Allah tarafından tevbelerinin kabul edildiğini bildirerek Allah resulüne, "şimdi yeniden bunlarla bağlantıya geç/ilgilen, çünkü senin onlarla ilgilenmen onlara huzur sağlayacak/ bunaldıkları "kafir olduk, münafık olduk, Allah bizi bağışlamaz artık..." çektikleri  sıkıntıdan kurtaracak diyor.

Allah'ın ve meleklerin Resul'e salatını da O'nunla vahiy bağlantısı, İnanalarında ha keza O'na bağlanmaları; ilgili ve alakalı olmaları olarak anlıyorum.