Yazanlarda |
|
savana Uzman Uye
Katılma Tarihi: 30 nisan 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 1235
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam
Son durum ne?30 gün mü 10 gün mü?
Ramazan bitiyor çabuk karar verin:)
__________________ O, yaratıp şekillendiren, âhenk veren ve düzene koyandır
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
selam
savana arkadaş günü boş var sen gece oluncaya kadar siyamı tamamla yani ölüm sana gelip çatıncaya kadar Allah'ın yasaklarından uzak dur. emirlerini de tut.
esenlikle
|
Yukarı dön |
|
|
bisaniye Groupie
Katılma Tarihi: 19 haziran 2007 Yer: Nauru Gönderilenler: 97
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
selam tüm samimi inanan dostlarımıza olsun inşallah.
bu meseleyi samimiyetle öğrenmek isteyen kaç arkadaşımız var?
lutfen yazsın.?
Ancak şuna dikkat edelim.bu zor ve sabır isteyen bir bilgi edinme ve anlam paylaşım girişimi olacaktır.lutfen paylaşım yapamayacak veya konuyu saptırmak niyetli arkadaşlar bu paylaşıma girmesinler.bu bir zaman sürecektir belki bir ay, belki bir yıl.Allah Bilir.Samimi olan kaç kişi var.ve öğrendiğiniz bilgiler sizi bağlayacak ve yaşamak zorunda bırakacaktır. Samimi olan kaç kişi.fedakar kaç kişi bir veya birkaç yıllık araştırmaya katılacak kaç kişiyiz.? Sarsılmaya hazır kaç kişiyiz?Kaçımızın imanı buna dayanacak kadar kuvvetli?Kaç kişi benim başkanlığımda bu platforma katılacak ve itaat ederek görev üstlenecektir.(Hakkımda referans isteyenler lutfen forumdaki diğer ilettiğim mesajları okuyup kararlarını, 10 gün sonra özel mesajdan bildirsin katılmak isteyenler.ve ben dahil 12 zatı geçmesin.yani sizlerden 10 bizden +1 özelden (+1).)
NOT:Samimiyetle söylüyorum Maddi ve Manevi külfetleri olacaktır.bir dayanışma platformu olarak şimdiye kadar hiç üstlenmediğim bir organizasyon olması planlanmaktadır.Ortak akıl, sabır ve dayanışma ve paylaşma platformu olması planlanmaktadır.İnşallah.Rabbimiz olan Hz.Allah CC. utandırmasın.
Bu hepimiz için bir samimiyet ve dayanıklılık testi olacaktır lutfen zorlukları göz ardı etmeyiniz.Ben dahi bunları size iletirken sarsılıyorum. Platform katılımcılarının forumlarda ilettikleri mesajlar göz önüne alınarak üye değerlendirme yapılacaktır.
Takdir Herşeyin Özel Sahibi Hz.Allah CC. dendir.Hamd ve büyüklük yalnızca O na aittir.Elhamdulillahirrabbilalemiyn.
Vallahu Semiun Alim.
|
Yukarı dön |
|
|
arciden Groupie
Katılma Tarihi: 26 haziran 2009 Yer: Turkiye Gönderilenler: 66
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
saygıdeğer hanifdost kardeşlerim,lütfen şu ayetleri bir inceleyin,gece,akşam,fecr
KURAN'DA GECE:
naziat suresi 29. Gecesini kararttı, kuşluğunu çıkardı.
Ve agtaşe leylehâ ve ahrece duhâhâ.
1. ve agtaşe : ve kararttı, karanlıklaştırdı 2. leyle-hâ : onun gecesi 3. ve ahrece : ve çıkardı 4. duhâ-hâ : onun duhasını, kuşluk vaktini, aydınlığını (gündüzü)
lokman suresi 29. Görmedin mi Allah geceyi gündüze sokuyor gündüzü de geceye sokuyor. 1. e : mı 2. lem tere : görmedin 3. ennallâhe (enne allâhe) : muhakkak ki Allah 4. yûlicu : sokar 5. el leyle : gece 6. fî en nehâri : gündüzün içine 7. ve yûlicu : ve sokar 8. en nehâre : gündüz 9. fî el leyli : gecenin içine 10. ve sehhare : ve musahhar kıldı, emrine amade kıldı
nebe suresi 10. Geceyi bir örtü yaptık.
1. ve cealnâ : ve kıldık, yaptık 2. el leyle : gece 3. libâsen : örtü
şems suresi 3. onu açıp ortaya çıkardığında gündüze, 1. ve : ve 2. en nehâri : gündüz 3. izâ : olduğu zaman 4. cellâ-hâ : onu açığa çıkardı, izhar etti
şems suresi 4. onu sardığında geceye, 1. ve : ve 2. el leyli : gece 3. izâ : olduğu zaman 4. yagşâ-hâ : onu kapladı, sardı
enam suresi 76. Üzerini gece kaplayınca bir yıldız gördü: "Bu imiş Rabbim!" dedi. Batıverince de: "Ben böyle batanları sevmem." dedi.
1. fe lemmâ : olduğu zaman 2. cenne : örttü, bürüdü 3. aleyhi el leylu : gece onun üzerini 4. raâ : gördü
enam suresi 96. Tan attırıp sabahı çıkaran O'dur. Geceyi dinlenme zamanı, güneş ile ayı da vakit ölçüsü yapmıştır. İşte bu, o güçlü ve herşeyi bilenin takdiridir.
1. fâliku el ısbâhı : sabahı yarıp çıkaran 2. ve ceale el leyle : ve geceyi kıldı (yaptı) 3. sekenen : bir sukûn (dinlenme) vakti 4. ve eş şemse : ve güneş 5. ve el kamere : ve ay 6. husbânen : bir ölçü olarak, hesaplama ünitesi, hesap vasıtası
yasin suresi 37. Gece de onlara bir delildir. Ondan gündüzü soyarız (çekip alırız), bir de bakarlar ki, karanlığa dalmışlar.
1. ve âyetun : ve bir âyet, delil, mucize, ibret 2. lehum : onlar için, onlara 3. el leylu : gece 4. neslehu : sıyırırız, çekip alırız 5. min-hu : ondan 6. en nehâre : gündüz 7. fe : o zaman 8. izâ : olduğu zaman 9. hum : onlar 10. muzlimûne : karanlıkta kalan kimseler, karanlıkta kalanlar
ARAF SURESİ 54. Gerçekte Rabbiniz gökleri ve yeri altı gün içinde yaratan sonra Arş üzerinde hükümran olan Allah'tır, geceyi gündüze bürür;
10. yugşî : örter, bürür 11. el leyle : gece 12. en nehâre : gündüz 13. yatlubu-hu : onu takip eder, talep eder 14. hasîsen : süratli olarak 15. ve eş şemse : ve güneş 16. ve el kamere : ve ay 17. ve en nucûme : ve yıldızlar 18. musahharâtin : boyun eğmişlerdir
NEML SURESİ 86. Onlar, içinde istirahat etsinler diye geceyi, göz açmaları için gündüzü yarattığımızı görmediler mi? Kesinlikte bunda iman edecek bir topluluk için birçok ibretler vardır.
1. e : mi 2. lem yerev : görmediler 3. ennâ : nasıl 4. cealnâ : kıldık 5. el leyle : gece 6. li yeskunû : sükûn bulsunlar, dinlensinler diye 7. fî-hi : orada, onun için 8. ve en nehâra : ve gündüz 9. mubsıren : görünen, aydınlık (olan) 10. inne : muhakkak ki 11. fî zâlike : işte bunda vardır 12. le : muhakkak, mutlaka 13. âyâtin : âyetler, mucizeler, deliller 14. li kavmin : bir kavim için 15. yu'minûne : mü'min olanlar, inananlar
FURKAN SURESİ 47. Size geceyi geygi (örtü), uykuyu dinlenme, gündüzü de yeni bir hayat kılan O'dur.
1. ve huve : ve o 2. ellezî : o ki 3. ceale : kıldı, yaptı 4. lekum : sizin için, size 5. el leyle : gece 6. libâsen : elbise, örtü 7. ve en nevme : ve uyku 8. subâten : dinlenme 9. ve ceale : ve kıldı, yaptı 10. en nehâre : gündüz 11. nuşûren : yayılma
FURKAN SURESİ 62. Yine O, düşünmek veya şükretmek isteyenler için gece ile gündüzü birbiri ardınca getirdi.
1. ve huve : ve o 2. ellezî : ki o 3. ceale : kıldı, yaptı 4. el leyle : gece 5. ve en nehâre : ve gündüz 6. hılfeten : karşılıklı ardarda, birbirini takip eden
MÜMİN SURESİ 61. Allah O'durki, içinde dinlerlesiniz diye sizin için geceyi yarattı, göz açıcı olarak da gündüzü! Doğrusu Allah, insanlara karşı bir lütuf sahibidir. Fakat insanların çoğu şükretmezler.
1. allâhu : Allah 2. ellezî : ki o 3. ceale : kıldı, yaptı, yarattı 4. lekum(u) : sizin için 5. el leyle : gece 6. li teskunû : sükûn bulmanız için 7. fîhi : onda, içinde, de 8. ve : ve 9. en nehâre : gündüz 10. mubsıren : gösterici, aydınlatıcı 11. inne : muhakkak 12. allâhe : Allah
İSRA SURESİ 12. Oysa Biz geceyi, ve gündüzü iki delil yaptık; sonra gece delilini silip gündüz delilin! gösterici yaptık ki, Rabbinizden lütuf ve ihsan isteğinde bulunasınız; bir de yılların sayışım ve hesabım bilesiniz. Artık herşeyi ayrıntılı olarak anlattık.
1. ve cealnâ : ve kıldık 2. el leyle : gece 3. ve en nehâre : ve gündüz 4. âyeteyni : iki âyet 5. fe : böylece 6. mehavnâ : mahvettik, sildik, giderdik 7. âyete : âyet, delil, alâmet, belirti 8. el leyli : gece 9. ve cealnâ : ve biz kıldık 10. âyete : âyet 11. en nehâri : gündüz 12. mubsıraten : gösteren, gösterici olan 13. li tebtegû : istemeniz için 14. fadlen : bir fazl 15. min rabbi-kum : Rabbinizden 16. ve li ta'lemû : ve bilmeniz (öğrenmeniz) için
İSRA SURESİ 78. Güneşin kaymasından, gecenin kararmasına kadar namazı güzel kıl; bir de kıraatıyle seçkin olan sabah namazını; çünkü sabah Kur'an'ı gerçekten şahitlidir.
1. ekımı es salâte : namazı kıl, ikame et 2. li dulûki : dönmesi 3. eş şemsi : güneş 4. ilâ gasakı el leyli (gasaka) : gecenin kararmasına kadar (karardı) 5. ve kur'âne : ve Kur'ân-ı Kerim 6. el fecri : fecr vakti, günün ilk aydınlanmaya başladığı vakit 7. inne : muhakkak 8. kur'âne : Kur'ân-ı Kerim 9. el fecri : fecr vakti, günün ilk aydınlanmaya başladığı vakit 10. kâne : dir, idi, oldu 11. meşhûden : şahitli olan, şahit olunan, müşahede edilen
LEYL SURESİ 1. Andolsun bürürken o geceye,
1. ve : andolsun 2. el leyli : gece 3. izâ : olduğu zaman, olduğu an, olacağı an 4. yagşâ : örtecek
2. açıldığı zaman o gündüze,
1. ve en nehâri : ve gündüze 2. izâ : olduğu zaman, olduğu an, olacağı an 3. tecellâ : tecelli edecek, parıldayıp aydınlanacak
HAC SURESİ 61. Çünkü Allah, geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü de gecenin içine sokar. Ve Allah herşeyi işiten ve herşeyi görendir.
1. zâlike : bu, işte böyle 2. bi enne : sebebiyle, çünkü 3. allâhe : Allah 4. yûlicu : girdirir, sokar 5. el leyle : gece 6. fî en nehâri : gündüzün içine 7. ve yûlicu : ve girdirir, sokar 8. en nehâre : gündüz 9. fî el leyli : gecenin içine 10. ve enne allâhe : ve muhakkak Allah 11. semîun : en iyi işitendir 12. basîrun : en iyi görendir
CASİYE SURESİ 5. Gece ile gündüzün değişmesinde, Allah'ın gökten rızık (kaynağı yağmuru) indirip de onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltmesinde ve rüzgarları çevirmesinde (yönlendirmesinde) aklı olan bir kavim için bir çok deliller vardır.
1. vahtilâfi (ve ihtilâfı: ve ihtilâflı, karşılıklı olması, birbirini takip etmesi 2. el leyli : gece 3. ve en nehâri : ve gündüz 4. ve mâ enzele : ve indirmedi 5. allâhu : Allah 6. min es semâi : semadan, gökten
İNŞİKAK - 17 Ve geceye ve örttüğü (barındırdığı) şeylere
Vel leyli ve mâ vesak(vesaka).
1. ve el leyli : ve geceye 2. ve mâ : ve şeylere 3. vesaka : derleyip topladı, kapladı, örttü, barındırdı
Duha 93 1. Andolsun kuşluk vaktine Ved duhâ. a. ve : andolsun b. ed duhâ : kuşluk vaktine
2. ve dindiği zaman o geceye ki, Vel leyli izâ secâ. a. ve el leyli : ve gece b. izâ : olduğu zaman c. secâ : zifiri karanlık çöktü (gecenin karanlığının en derin, en sessiz zamanı)
KURANDA SABAH--AKŞAM--FECR: ------------------------------------------------- TAHA 130. O halde onların dediklerine sabret, güneşin doğmasından önce ve batmasından önce Rabbini hamd ile tesbih et. Gece saatlerinde de gündüzün uçlarında da tesbih et ki, hoşnutluğa eresin.
1. fasbir (fe ısbir) : artık sabret 2. alâ : üzerine, ...e 3. mâ yekûlûne : onların söyledikleri şey(ler) 4. ve sebbih : ve tesbih et 5. bi hamdi : hamd ile 6. rabbi-ke : senin Rabbin 7. kable : önce 8. tulûı eş şemsi : güneşin tulû edişi, doğuşu 9. ve kable : ve önce 10. gurûbi-hâ : onun gurub edişi, batışı 11. ve min ânâi : ve vakitlerden, saatlerden 12. el leyli : gece 13. fe : artık, böylece 14. sebbih : tesbih et 15. ve etrâfen nehâri : ve gündüz zamanı, gün boyunca, günün etrafında 16. lealleke : umulur ki, böylece 17. terdâ : rızaya ulaşırsın
kehf suresi 28. Sabah akşam Rablerine rızasını dileyerek dua eden kimselerle beraber nefsince sabret! Sen dünya hayatinin süsünü arzu ederek onlardan gözlerini ayırma. Kalbini, Bizi anmaktan gafil kıldığımız, keyfinin ardına düşmüş ve işi aşırılık olmuş kimseye uyma!
6. bi el gadâti : sabah 7. ve el aşiyyi : ve akşam 8. yurîdûne : isterler, istiyorlar
furkan suresi 5. Yine dediler ki: "Bu eskilerin masallarıdır, onları yazdırtmış da akşam sabah onlar kendisine okunuyor."
1. ve kâlû : ve dediler 2. esâtîru : masallar, efsaneler 3. el evvelîne : evvelkiler 4. iktetebe-hâ : onu yazdırdı 5. fe : böylece 6. hiye : o 7. tumlâ : imlâ ettirilen, okunan 8. aleyhi : ona 9. bukreten : sabah 10. ve asîlen : ve akşam
Âl-i İmrân 41 Zekeriyya: Rabbim! (Oğlum olacağına dair) bana bir alamet göster, dedi. Allah buyurdu ki: Senin için alamet, insanlara, üç gün, işaretten başka söz söylememendir. Ayrıca Rabbini çok an, sabah akşam tesbih et.
9. ve uzkur rabbe-ke : ve Rabbini zikret 10. kesîran : çok 11. ve sebbih : ve tesbih et 12. bi el aşiyyi ve el ibkâri : akşam ve sabah
Âl-i İmrân 72 Ehl-i kitaptan bir gurup şöyle dedi: "Müminlere indirilmiş olana sabahleyin (görünüşte) inanıp akşamleyin inkar edin. Belki onlar (böylece dinlerinden) dönerler.
8. âmenû : îmân ettiler, âmenû oldular 9. veche en nehâri : gündüz 10. ve ukfurû : ve inkâr edin 11. âhira-hu : onun sonunda, akşamleyin 12. lealle-hum : umulur ki böylece onlar 13. yerciûne : dönerler
En’âm 52 Rablerinin rızasını isteyerek sabah akşam O'na yalvaranları kovma! Onların hesabından sana bir sorumluluk; senin hesabından da onlara herhangi bir sorumluluk yoktur ki onları kovup ta zalimlerden olasın
4. yed'ûne : dua ederler 5. rabbe-hum : Rab'lerine 6. bi el gadâti : sabah ile, sabah vakti 7. ve el aşiyyi : ve akşam 8. yurîdûne : dilerler A’râf 205 (Mekkî 39) Kendi kendine, yalvararak ve ürpererek, yüksek olmayan bir sesle sabah akşam Rabbini an. Gafillerden olma.
Vezkur rabbeke fî nefsike tedarruan ve hîfeten ve dûnel cehri minel kavli bil guduvvi vel âsâli ve lâ tekun minel gâfilîn(gâfilîne).
1. vezkur (ve uzkur): ve zikret 2. rabbe-ke : Rabbini 3. fî nefsi-ke : kendi kendine, nefsinde 4. tedarruan : yalvararak 5. ve hîfeten : ve korkarak, ürpererek 6. ve dûne el cehri : ve sesli olmayarak (açıkça olmayarak) 7. min el kavli : sözden 8. bi el guduvvi : sabahleyin 9. ve el âsâli : ve akşamları (ikindi, akşam arası zaman) 10. ve lâ tekun : ve sen olma 11. min el gâfilîne : gâfillerden, gaflete düşenlerden
Yûsuf 16 (Mekkî 53) YATSI VAKTİ ağlayarak babalarına geldiler.
Ve câû ebâhum işâen yebkûn(yebkûne).
1. ve câû : ve geldiler 2. ebâ-hum : (onların) babaları 3. işâen : yatsı vakti 4. yebkûne : ağlıyorlar
Ra’d 15 Göklerde ve yerde bulunanlar da onların gölgeleri de sabah akşam ister istemez sadece Allah'a secde ederler.
Ve lillâhi yescudu men fis semâvâti vel ardı tav’an ve kerhen ve zilâluhum bil guduvvi vel âsâl(âsâli)
1. ve lillâhi (li allâhi): ve Allah'a 2. yescudu : secde eder 3. men fî es semâvâti: semalarda olanlar 4. ve el ardı : ve yeryüzü 5. tav'an : isteyerek 6. ve kerhen : ve istemeyerek 7. ve zilâlu-hum : ve onların gölgeleri 8. bi el guduvvi : sabahleyin, sabah 9. ve el âsâli : ve akşamleyin, akşam
Nahl 6 Sizin için onlardan ayrıca akşamleyin getirirken, sabahleyin salıverirken bir güzellik (bir zevk) vardır.
Ve lekum fîhâ cemâlun hîne turîhûne ve hîne tesrehûn(tesrehûne).
1. ve lekum : ve sizin için 2. fî-hâ : içinde, onlarda vardır 3. cemâlun : güzellik 4. hîne : o zaman, olduğu zaman 5. turîhûne : (hayvanları) akşamleyin otlaktan döndürüyorsunuz 6. ve hîne : ve o zaman, olduğu zaman 7. tesrehûne : (hayvanları) otlatmaya çıkarıyorsunuz
Meryem 11 Bunun üzerine Zekeriyya, mabetten kavminin karşısına çıkarak onlara: "Sabah akşam tesbihte bulunun" diye işaret verdi. * Fe harece alâ kavmihî minel mihrâbi fe evhâ ileyhim en sebbihû bukreten ve aşiyyâ(aşiyyen).
1. fe : böylece, bundan sonra 2. harece : çıktı 3. alâ : a 4. kavmi-hî : onun kavmi, kavmine 5. min el mihrâbi : mihraptan 6. fe : böylece 7. evhâ : vahyetti (konuşmadan, iç sesiyle duyurdu) 8. ileyhim : onlara 9. en sebbihû : tesbih etmeleri 10. bukreten : (erken) sabahleyin 11. ve aşiyyen : ve (günün sonu) akşamleyin
Meryem 62 Orada boş söz değil, hoş söz duyarlar. Ve orada, sabah-akşam kendilerine ait rızıkları vardır. Lâ yesmeûne fîhâ lagven illâ selâmâ(selâmen), ve lehum rızkuhum fîhâ bukreten ve aşiyyâ(aşiyyen).
1. lâ yesmeûne : işitmezler 2. fî-hâ : orada 3. lagven : boş söz 4. illâ : ancak, sadece 5. selâmen : selâm 6. ve lehum : ve onlar için, onlara, onların vardır 7. rızku-hum : onların rızıkları 8. fîhâ : orada 9. bukreten : sabah, sabahleyin 10. ve aşiyyen : ve akşam, akşamleyin
Nûr 36 (Bu kandil) birtakım evlerdedir ki, Allah (o evlerin) yücelmesine ve içlerinde isminin anılmasına izin vermiştir. Orada sabah akşam O'nu (öyle kimseler) tesbih eder ki;
Fî buyûtin ezinallâhu en turfea ve yuzkere fîhesmuhu yusebbihu lehu fîhâ bil guduvvi vel âsâl(âsâli).
1. fî : (içinde) vardır 2. buyûtin : evler 3. ezinallâhu (ezine allâhu) : Allah izin verdi 4. en turfea : yükseltilmesine, yüceltilmesine 5. ve yuzkere : ve zikredilir 6. fîhesmuhu (fîhâ ismu-hu) : orada onun ismi 7. yusebbihu : tesbih eder 8. lehu : onu 9. fîhâ : orada, onun içinde 10. bi : ile, de (dahi) 11. el guduvvi : sabah 12. ve el âsâli : ve akşam
RUM 17 Öyleyse akşama girdiğiniz vakit de, sabaha erdiğiniz vakit de Allah'ı tesbih edip (yüceltin). Fe subhânallâhi hîne tumsûne ve hîne tusbıhûn(tusbıhûne).
1. fe : artık, öyleyse 2. subhâne   ; : tenzih et, münezzeh kıl (o sübhandır de), tesbih et 3. allâhi : Allah 4. hîne : o vakit, o zaman 5. tumsûne   ; : akşam vaktine girdiniz 6. ve hîne : ve o vakit, o zaman 7. tusbıhûne : sabahladınız, sabah vaktine girdiniz
Rûm 17,18. Haydi siz, akşama ulaştığınızda sabaha kavuştuğunuzda, gündüzün sonunda ve öğle vaktine eriştiğinizde Allah'ı tesbih edin (namaz kılın), ki göklerde ve yerde hamd O'na mahsustur. * Ve lehul hamdu fîs semâvâti vel ardı ve aşiyyen ve hîne tuzhırûn(tuzhırûne).
1. ve lehu : ve ona aittir 2. el hamdu : hamd 3. fî : içinde 4. es semâvâti : semalar, gökler 5. ve el ardı : ve arz, yer 6. ve aşiyyen : ve gündüzün sonu, ikindi vakti 7. ve hîne : ve o vakit, o zaman 8. tuzhırûne : öğle vaktine girdiniz
Ahzâb 42 Ve O'nu sabah-akşam tesbih edin. *
Ve sebbihûhu bukreten ve asîlâ(asîlen).
1. ve sebbihû-hu : ve onu tesbih edin 2. bukreten : sabah 3. ve asîlen : ve akşam
Sebe’ 12 Sabah gidişi bir aylık mesafe, akşam dönüşü yine bir aylık mesafe olan rüzgarı da Süleyman'a (onun emrine) verdik ve onun için erimiş bakırı kaynağından sel gibi akıttık. Rabbinin izniyle cinlerden bir kısmı, onun önünde çalışırdı. Onlardan kim emrimizden sapsa, ona alevli azabı tattırırdık.
Ve li suleymâner rîha guduvvuhâ şehrun ve revâhuhâ şehr(şehrun), ve eselnâ lehu aynel kıtr(kıtri), ve minel cinni men ya’melu beyne yedeyhi bi izni rabbih(rabbihî), ve men yezıg minhum an emrinâ nuzıkhu min azâbis saîr(saîri).
1. ve : ve 2. li : için, ... e ait 3. suleymâne : Süleyman 4. er rîha : rüzgâr 5. guduvvu-hâ : onun sabah gidişi 6. şehrun : bir ay 7. ve revâhu-hâ : ve onun akşam dönüşü 8. şehrun : bir ay 9. ve eselnâ : ve akıttık 10. lehu : ona 11. ayne : pınar, kaynak 12. el kıtri : erimiş bakır madeni 13. ve min el cinni : ve cinlerden 14. men : kim, kimse 15. ya'melu : yapar 16. beyne yedeyhi : elleri arasında, elinin altında, önünde 17. bi izni : izni ile 18. rabbi-hî : onun Rabbi 19. ve men : ve kim 20. yezıg : çıkar, sapar 21. min-hum : onlardan 22. an emri-nâ : emrimizden 23. nuzık-hu : ona tattırırız 24. min : den 25. azâbi : azap 26. es saîri : alevli ateş, cehennem ateşi
Sâd 18 (Mekkî 38) Biz, dağları onun emrine vermiştik.Akşam sabah onunla beraber tesbih ederlerdi.
İnnâ sahharnel cibâle meahu yusebbıhne bil aşiyyi vel işrâk(işrâkı).
1. innâ : muhakkak biz 2. sahharnâ : biz musahhar kıldık, emre amade kıldık 3. el cibâle : dağlar 4. mea-hu : onunla beraber 5. yusebbıhne : tesbih ediyorlar 6. bi el aşiyyi : akşamları 7. ve el işrâkı : ve işrak vakti, güneşin ışımaya başladığı zaman
Sâd 31 Akşama doğru kendisine, üç ayağının üzerine durup bir ayağını tırnağının üzerine diken çalımlı ve safkan koşu atları sunulmuştu.
İz urıda aleyhi bil aşiyyis sâfinâtul ciyâd(ciyâdu).
1. iz : o zaman 2. urıda : sunuldu 3. aleyhi : ona 4. bi el aşiyyi : akşam vakti 5. es sâfinâtu : safinler, sufûn duran atlar (sufûn duruş; bir ayağını tırnağı üzerine kaldırıp, diğer üç ayağı üzerinde duran koşmaya hazır hayvan) 6. el ciyâdu : iyi cins, güzel koşan atlar
MU'MİN - 46 "Kıyamet koptuğu zaman Firavun ve ailesini azabın en şiddetlisine sokun denilir ve onlar sabah akşam ateşe arzolunurlar.
En nâru yu’radûne aleyhâ guduvven ve aşiyyâ(aşiyyen) ve yevme tekûmus sâah(sâatu), edhılû âle firavne eşeddel azâb(azâbi).
1. en nâru : ateş 2. yu'radûne : arz olunurlar 3. aleyhâ : ona, onun üzerine 4. guduvven : sabah 5. ve aşiyyen : ve akşam 6. ve yevme : ve gün 7. tekûmu : ikame olur, vuku bulur 8. es sâatu : saat, vakit 9. edhılû : dahil edin, sokun 10. âle firavne : firavunun ailesi 11. eşedde el azâbi : azabın (en) şiddetlisi
Mü’min (Resulüm!) Şimdi sen sabret. Çünkü Allah'ın vadi gerçektir. Günahının bağışlanmasını iste. Akşam-sabah Rabbini hamd ile tesbih et. *
Fasbir inne va’dallâhi hakkun vestagfir li zenbike ve sebbih bi hamdi rabbike bil aşiyyi vel ibkâr(ibkâri).
1. fasbir (fe ısbir) : öyleyse sabret 2. inne : muhakkak ki 3. va'de allâhi : Allah'ın vaadi 4. hakkun : haktır 5. vestagfir : ve mağfiret dile 6. li : için 7. zenbi-ke : senin günahın 8. ve : ve 9. sebbih : tesbih et 10. bi hamdi : hamd ile 11. rabbi-ke : senin Rabbin 12. bi el aşiyyi : akşamleyin 13. ve el ibkâri : ve bâkir zaman, sabah
KAF - 39 Öyleyse sen, onların dediklerine karşılık sabret ve Rabbini güneşin doğuşundan önce ve batışından önce hamd ile tesbih et.
Fasbir alâ mâ yekûlûne ve sebbih bi hamdi rabbike kable tulûış şemsi ve kablel gurûb(gurûbi).
1. fasbir (fe ısbir) : artık, öyleyse sabret 2. alâ : ... e 3. mâ yekûlûne : söyledikleri şey(ler), söylediklerine 4. ve sebbih : ve tesbih et 5. bi hamdi : hamd ile 6. rabbi-ke : Rabbini 7. kable : önce 8. tulûı : tulu etme, (güneşin) doğuşu 9. eş şemsi : güneş 10. ve kable : ve önce 11. el gurûbi : gurub, (güneşin) batışı
Fetih 9 Ta ki (ey müminler!) Allah'a ve Resulüne iman edesiniz, Resulüne yardım edesiniz, O'na saygı gösteresiniz ve sabah akşam Allah'ı tesbih edesiniz.
Li tu’minû billâhi ve resûlihî ve tuazzirûhu ve tuvakkırûh(tuvakkırûhu), ve tusebbihûhu bukreten ve asîlâ(asîlen).
1. li : için, diye 2. tû'minû : îmân edin 3. bi allâhi : Allah'a 4. ve : ve 5. resûli-hi : onun resûlü 6. ve : ve 7. tuazzirû-hu : ona hürmet edin 8. ve : ve 9. tuvakkırû-hu : ona tazim edin, onu saygıyla yüceltin 10. ve : ve 11. tusebbihû-hu : onu tespih edin 12. bukreten : sabah 13. ve : ve 14. asîlen : akşam
İnsan 25 Sabah akşam Rabbinin ismini yadet.
Vezkurisme rabbike bukreten ve asîlâ(asîlen).
1. ve uzkur : ve zikret 2. isme : isim 3. rabbi-ke : senin Rabbin, Rabbinin 4. bukreten : sabah 5. ve asîlen : ve akşam
Nâzi’ât 46 Kıyamet gününü gördüklerinde (dünyada) sadece bir akşam vakti ya da kuşluk zamanı kadar kaldıklarını sanırlar.
Ke ennehum yevme yerevnehâ lem yelbesû illâ aşiyyeten ev duhâhâ.
1. keenne-hum : sanki onlar ..... gibi 2. yevme : gün 3. yerevne-hâ : onu görecekler 4. lem yelbesû : kalmadılar, kalmamışlar 5. illâ : den başka 6. aşiyyeten : akşam 7. ev : veya 8. duhâ-hâ : onun (günün) kuşluk vakti
İNŞİKAK - 16 Diyanet İşleri (eski) : Akşamın alaca karanlığına and olsun; Fizilal-il Kuran : Akşamın alaca karanlığına, Süleyman Ateş : Yoo, and içerim; akşamın alaca karanlığına, Fizilal-il Kuran : Akşamın alaca karanlığına, Abdulbaki Gölpınarlı : Andolsun gün battıktan sonraki kızıllığa. Bekir Sadak : Aksamin alaca karanligina and olsun; Edip Yüksel : Andolsun akşamın kızıllığına,
Fe lâ uksimu biş şefak(şefakı).
1. fe lâ : artık, bundan sonra hayır 2. uksimu : kasem ederim, yemin ederim 3. bi eş şefakı : şafak vaktine
FECR FECR - 1 Vel fecr(fecri).
1. ve : andolsun 2. el fecri : fecir, tan yerinin ağarma zamanı, güneşin doğma anı
Edip Yüksel : Andolsun tan vaktine, Elmalılı Hamdi Yazır : Kasem olsun ki fecre. Elmalılı (sadeleştirilmiş : Andolsun fecre. Fizilal-il Kuran : Andolsun tanyerinin ağarmasına! Gültekin Onan : Fecre andolsun, Hasan Basri Çantay : Andolsun fecre, İbni Kesir : Andolsun fecre, Muhammed Esed : Şafağı düşün Ömer Nasuhi Bilmen : Andolsun fecr'e. Şaban Piriş : Andolsun Fecre.. Suat Yıldırım : Fecre, Süleyman Ateş : Andolsun fecre (tan yeri ağarmasına), Tefhim-ul Kuran : Fecre andolsun, Ümit Şimşek : And olsun fecre, Yaşar Nuri Öztürk : Yemin olsun tan yerinin ağırma vaktine,
91 - Şems 1-2-3-4.AYETLER:
Veş şemsi ve duhâhâ. şems 1. Andolsun güneşe ve parıltısına,
a. ve : andolsun b. eş şemsi : güneş c. ve : ve d. duhâ-hâ   ; : onun duha vaktine ------------------------------------------------------------ ----------------------- Vel kameri izâ telâhâ.
şems 2. ona uyduğunda aya,
a. ve : ve b. el kameri : ay c. izâ : olduğu zaman d. telâ-hâ : ona tâbî oldu, onu takip etti ------------------------------------------------------------ -------------------------------- Ven nehâri izâ cellâhâ.
şems 3. onu açıp ortaya çıkardığında gündüze,
a. ve : ve b. en nehâri : gündüz c. izâ : olduğu zaman d. cellâ-hâ : onu açığa çıkardı, izhar etti ------------------------------------------------------------ ------------------------------------- Vel leyli izâ yagşâhâ.
şems 4. onu sardığında geceye,
a. ve : ve b. el leyli : gece c. izâ : olduğu zaman d. yagşâ-hâ &nbs p; : onu kapladı, sardı
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Amel defterinin buradaki gibi düzeltilemeyeceği o çetin günün azabından, alemlerin Rabbi olan Allah'a sığınırım.
Alim olan Allah EN doğrusunu bilir.
|
Yukarı dön |
|
|
ebukerem Ayrıldı
Katılma Tarihi: 21 mart 2009 Gönderilenler: 483
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
hayrullah dost,
bu konudaki çalışmamda karşılaştığım sonuçları bilgine incelemene sunuyorum.
dulukiş şems. hakkında eski tefsirlerde ve rivayetlerde iki görüş var Biri Ali, İbni Mesud, İbni Abbas, Said bin Cübeyir ve tüm harici kaynaklarının naklettiği ( HARİCİLER SABAH ve AKŞAM olmak üzere iki vakit kılarmış ) dulukiş şems güneşin batması demektir görüşü. diğeride diğerlerinin tercih ettiği zeval noktasından batıya meyletmesi demektir görüşü.
Lugatler ve araplara sorduğumda dulukiş şems in bir deyim olduğu ve güneşin ufuk çizgisine indiğinde elinin ayası ile gözlerini kapatmak manasında kullanıldığını öğrendim. hani biz de yaparız ya o hareketi uzağa bakma istediğimizde batı yönüne güneş batarken.
Rİvayetlere bakmayacağım sadece kuran içinde ne anlama gelir diyenler Kuran metoduna göre ekimis salate diye başlayan ve arkasından zaman parçalarını veren o iki ayetten yani isra 78 ve hud 114 den AYNI İKİ ZAMANI 4 FARKLI ANLATIM METODUNA GÖRE BULABİLİYORUZ.
yani Lİ DULUKİŞ ŞEMSİ İLA ĞASAKİL LEYL - FECR
TARAFEYİN NEHAR ve ZÜLEFEN MİNEL LEYL
bu dört kavramın birerbir eşleşmesi lazım ya Kuran metoduna göre çünkü başka tanımlayan ayet yok.
bu metotla HUD 114 İSRA 78 i , İSRA 78 HUD 114 Ü AÇIKLAR DEMELİYİZ VE BAKMALIYIZ birebir örtüşmelerine.
oradan şu sonuç çıkıyor :
güneşin batmasından gecenin karamasına kadar ve fecirle birlikte
gündüzün iki tarafında yani geceden sarkanda
bu şekilde anlam verildiğinde iki vaktin detaylı tarif edildiği ve birebir örtüştüğü görülüyor. yani İKİ ALACKARANLIĞI tarif ediyor. bizim akşam ve fecir dediğimiz o iki alaca karanlığı.
not : zülefen min el leyl i gecenin yakın saatleri falan diye çeviriyor ve yatsı namazına delil getiriyorlar ki çok tutarsız. çünkü İSRA 78 den hemen sonra gelen 79. ayette Rasulün direk şahsına hitaben VE MİN EL LEYLİ FETEHACCET NAFİLETEN LEKE diyor yani GECEDEN SANA BİR İLAVE OLARAK ... geceden Rasule özel bir ilave olarak zikrediliyor dikkatli okuyan ikisini anlam bütünlüğünü yakalar. gecenin tek ilavesi Rasuledir. dolayısı ile ZÜLEFEN MİN EL LEYL aradaki tefsir vavı ile tarafeyin neharın bir başka anlatımıdır ve gecenin gündüze sarkan zülüfünü iki şakağa düşmüş tutamlarını anlatır yani AKŞAM ve FECRİ.
bunlara ulaşabildim şimdilik.
selam ile.
__________________ yalnız Allah'a teslim ol ve şahitliği dosdoğru yap...
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Peki, "li dulukiş şemsi ila ğasakil leyl", güneşin kaymasından gecenin kararmasına kadar" ise "salat"la birlikte düşünürsek burdaki salat bildiğimiz namaz ritüeli mi yoksa başka bişey mi? Çünkü dilbilgisi kurallarına göre "... dan.... a kadar" ibaresi, verilen emri şu başlangıç zamanı ve son zaman arasında SÜREKLİ yapacaksın anlamı çıkmıyor mu? Mesela elimizdeki saat anlamında kullanırsak, çocuğa saat 10'DAN 12'YE KADAR ders çalışacaksın dersek, o zaman aralığında hiçbirşey yapmayacak ve sadece ders çalışacak anlamı çıkmaz mı? Daha açık ifadeyle buradaki salat, bildiğimiz namaz ritüeli ise mesela saat 7'DEN 9'A KADAR namaz kılacaksın anlamı çıkıyor mu? yani bu belki saatlerce namaz kılacağımızı (kıyam, kıraat, rüku, secde gibi ritüelleri yapacağımızı) mı anlatıyor? Yoksa başka bişey mi?
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
arciden Yazdı:
saygıdeğer hanifdost kardeşlerim,lütfen şu ayetleri bir inceleyin,gece,akşam,fecr
......... KURAN'DA GECE: ......... enam suresi 76. Üzerini gece kaplayınca bir yıldız gördü: "Bu imiş Rabbim!" dedi. Batıverince de: "Ben böyle batanları sevmem." dedi.
.........
|
|
|
Güzel... Yıldız ne zaman görünmeye başlar? Güneşin batışı ile mi, 45 dakika sonra mı?
Leyl Arapça'da akşam için de kullanılır. Beyne leyletin ve duhâhé = Geceleyin.
|
Yukarı dön |
|
|
İbrahimizm!!! Ayrıldı
Katılma Tarihi: 14 subat 2009 Yer: Turkiye Gönderilenler: 420
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selamlar,
Şu ritüeller nedir biliyor musunuz?
Ritüel amel değildir, Ritüeli yapmak birşeyi ispat etmekte değildir. Ritüel dini oyuncağa çevirenlerim mantralarıdır..
Ha puta tapıcılık ha ahanda yapıyorum bak..inanmazsan bak..ahanda kafamı yere koydum...bak inanıyorum..ispat ediyorum..
Hadi ya?
Derler ki o vakit,tek ayağın kumdayken nasıl yüzdüğünü anlatıp durma..öbür ayağınıda yerden kes..o zaman görelim..
Efinim ben huşu duyuyorum..
duy..o senin tarzın..
bende birine el uzattığımda helede o Allah razı olsun dediğinde istemesemde elimde olmadan vakur davranıyorum..bundan huşu duyuyorum..
neyse..
|
Yukarı dön |
|
|
mermus Newbie
Katılma Tarihi: 21 temmuz 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 30
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Merhaba
Sitede oruçla ilgili yazılanların epey bir kısmına göz attım da kafama bir soru takıldı, baya bir kafam karıştı.
Allah orucu farz etmesinin nedeni olarak insanın korunmasını gösteriyor ama diğer yandan da cezai müeyyide gerektiren eylemlerden sonrada; köle azad etme, fakirleri doyurma vs. nin yanısıra, bunlara güç yetiremeyenlerin oruç tutması gerektiğini söylüyor. Yanlışlıkla adam öldürdün oruç tut, yeminin bozdun oruç tut, haccı doğru dürüst yapamadın oruç tut...Oruç adeta bir cezai yaptırım, bir cezalandırma yöntemi gibi bir durum ortaya çıkıyor.Şimdi anlayamadığım oruç bir rahmet mi yoksa ceza mı ? ramazan rahmet ayı mı , ceza ayı mı? Ramazana bir aydan kısa bir süre kaldı ve Allah benden bu ayda oruç tutmamı istiyor. Şimdi ben ne suç, kusur işledim yada neyi eksik yaptımda Allah bana bir ay boyunca oruç tutmayı farz kıldı?
Bu konuda görüş beyan etmek isteyen arkadaşların fikrini dinlemek isterim
|
Yukarı dön |
|
|
|
|