Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam
Yusuf
Adam
gerçekten makul konuştu dün akşam. Ardniyetsiz
dinleyicilerin çoğunluğu ona hak vermiştir muhakkak.
Ama
hangi dinleyici kitlesine makul gelmiştir Cübbelinin savunması?
Onun insanlara önerdiği yaşam stilini en ince detaylarına
kadar bilenlere mi? Yoksa onu üstünkörü
tanıyanlara ve söylemini ucundan bilenlere mi?
Adam
benim ayarımdakilere maval okudu sadece. Neden mi? Sana birkaç
örnekle anlatayım.
İlk
örnek ben. Bu adamın vaazlarına 6-7 yıl katıldım. Etkilenip
cüppe-şalvar gezdim.Arada sabah namazlarından sonra kendi
şehrimdeki kurtarılmış(!) bölgede (Bursa Soğanlı
Mahallesi, İkizler Camisi) derslere katıldım. Televizyon
seyretmedim yıllarca. Sonra itikadım bozulunca biraz haberleri
seyretmeye başladım. Buna seyretme denilirse tabi. Spikerin erkek
olmasını tercih ederdim, değilse görüntüyü
iyice karartırdım. Görüntüden böylece
kurtarırdım ama bayanın sesi haram(!) olduğundan rahatsız bir
vaziyette dinlerdim haberleri. Ben bunları kafamdan uydurmadım,
bana telkin edildi. Cübbeli Ahmet bu konuda yalan söylüyor.
Televizyon kötü, izlemek de haramdır (çünkü
masiva uğraş) onlara göre. Zira hiçbir standart müridin
evinde bu yüzden TV bulunmamaktadır.
İkinci
örnek arkadaşımın akrabası. Asla TV seyretmez, radyo
dinlemez, gazete/dergi okumaz. Amerika Irak'a saldırmıştı, onun
haberi yoktu. Bu vatandaş sağlam bir mürit. Bu zihniyeti ona
kimler telkin etti?
Üçüncü
örnek başka bir arkadaşım. Bu şahıs bırakın TV
seyretmeyi, radyo dinlemeyi, çarşıya bile çıkmaz.
Gezme adına parklara bile gitmez. Çünkü ortam
bozuktur ona göre ve böyle ortamlarda kalbin kararması
kaçınılmazdır. Bu yüzden onun elektrik, su
faturalarını ben çıkar yatırırdım. Arkadaş evli ve iki
çocuk babası. Fakat kadınlarla ve günahkar erkeklerle
birlikte çalışmak haram(!) olduğundan dışarıda
çalışamıyor. Sabahları tatlı, börek satarak geçimini
temin ediyor. Hayatını böylece kopuk yaşıyor. Üstadı
Malta da keyif sürüyor, eleman çarşıya çıkmayı
günah sayıyor. Neden? Çünkü öyle telkin
ediliyor. Hem de bizzat Cübbeli Ahmed tarafından. Dördüncü
arkadaşım Tofaş'ta çalışırdı eskiden. Sonra işi
bıraktı ve İstanbul'a dergaha gitti. Ailesinden koptu. Ailesi de
onu reddetti. Duyduğuma göre oradan evlenmiş bir kızla ve
camiye toplanan paralarla geçimini sağlıyormuş. Cami kuşu gibi, dışarılarda işi yok. Bu
asosyal arkadaşımın öyle Cübbeli Ahmet gibi duble sosyal bir
yaşantısı yok maalesef. Çünkü önerilen şey
kopukluk, ayrıklık. Ve
daha birçok örnek... Bunları
neden anlattım? Müritlerin, sempatizanların ve bilenlerin
Cübbelinin masallarına karnı toktur. “Adamın parası var
kardeşim, yaşar işte, sanane” laflarına da karnı toktur.
“Aleme verir talkını kendi yutar salkımı” lafı buraya cuk
diye oturmaktadır. Cübbeli
bir konuda daha yalan söylemektedir. O diyor ki; paralar makbuz
mukabili toplanmaktaydı. Yalan, büsbütün yalan. Ben
hiç görmedim yıllarca makbuz falan. Camilerde
sohbetlerin son onbeş dakikası para tokatlama muhabbetine
ayrılırdı. Ve sonra geniş bir plastik leğen dolandırılırdı
ortalıkta. Tokatlama muhabbeti dediğime bakmayın, adam tam bir
profesyonel. Bu adamın sözleri o yolun yolcusuna hipnoz etkisi
yapardı. Bu şartlar altında ne paralar toplandığını varın siz
düşünün.
__________________ Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
|