HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an'da Dinde Olanlar/Olmayanlar
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an'da Dinde Olanlar/Olmayanlar
Konu Konu: Hayızlıyken neden namaz kılınmasın? Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
dost1
Admin Group
Admin Group


Katılma Tarihi: 28 haziran 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 538
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı dost1

Selamün Aleyküm! Değerli Savana Kardeşim!

 

“abdestli olabilmenin şartları arasında tahir olmak şartı vardır”

 

“O halde tahir olmadan abdest alınamaz abdestsiz namaz kılınamaz.”

 

Açar mısınız diye istirhamda bulunduğum cümleleriniz bunlardı.

 

“abdestli olabilmenin şartları arasında TAHİR olmak vardır. O halde TAHİR olmadan abdest alınamaz”cümlenizden , tahir olmayanlar abdest alamazlar anlamını çıkarttım. Bu nedenle yanlış mı anlıyorum acaba? Diye cümlenizi açmanızı istemiştim.

Çünkü;

Maide;6:”Ya eyyühelleziyne amenu iza kumtüm iles Salati fağsilu vucuheküm ve eydiyeküm ilel merafikı vemsehu bi ruusiküm ve ercüleküm ilel ka'beyn…”

Ey iman edenler! Salat’a doğrulduğunuzda/namaz’a kalktığınızda yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi gusledin/ su ile yıkayın; mesh edin başlarınızı ve iki topuğunuza kadar ayaklarınızı da.” ifadesinde TAHİR olma gibi bir şartı göremiyorum.

ve in küntüm cünüben fattahheru” Eğer cünüp iseniz tam arının. TAHİR  olma cünupluk için sözkonusu.

Namaz kılmak için abdestli olmak farzdır.

Ayette böyle emrediliyor. Buna bir itiraz olamaz .

Cünüplük halinde gusl abdesti farzdır.

Ayette böyle emrediliyor. Buna da bir itiraz olamaz .

 

Not: Gusl/ yıkanmak.,  abdest/ el suyu  şeklinde anlamlandırılır. Kamu oyunca gusul abdesti tabiri kullanılmakta ise de bu tabir yanlıştır. Çeviri olarak doğrusu, cünupluk halinde gusletmek/yıkanmak, tabirinin kullanılmasıdır.

 

Savana yazdı:

Dost1 kardeş bilginize danışmam gereken konu şu

ayette bahsi geçen cünüplük nedir? Cünüplüğün devamında kadına dokunmuşsanız ifadesi var.

cinsel birliktelik sonrası kadın ve erkeğin içinde bulunduğu durumu cünüplük olarak tanımlayan arkadaşlar eğer kadına dokunmuşsanız ifadesini nasıl tanımlıyorlar?Kadına dokunmakta cinsel birliktelikse o halde neden cünüplük ifadesi aynı ayet içinde var?cinzel birliktelik olmaksızın demekki cünüp olunabiliyor

Değerli Savana Kardeşim!

 

Maide 6:“…ve in küntüm merda ev alâ seferin ev cae ehadün minküm minel ğaitı ev lamestümün nisae felem tecidu maen fe teyemmemu saıyden tayyiben femsehu bi vucuhiküm ve eydiyküm minhu, ma yüriydullahu liyec'ale aleyküm min harecin ve lâkin yüriydu li yütahhireküm ve li yütimme nı'metehu aleyküm lealleküm teşkürun.”

 

“…Eğer hasta olmuşsanız veya bir sefer üzere iseniz veya sizden biri def’i hacetten gelirse yahut kadınlara dokunmuşsanız, su bulamamışsanız, tayyib/temiz  saide/toprak… teyemmüm edin.Vechlerinizi ve ellerinizi ondan mesh edin. Allah size güçlük oluşturmak dilemez, fakat sizi arındırmak ve nimetini sizin üzerinize tamamlamak diler ki şükredesiniz.”

 

 

“lamestümün nisae”/Kadınlara dokunma” konusu oldukça ihtilaflı bir konudur. Bu konu ile ilgili değerlendirmelerin yapıldığı oldukça fazla  kaynak bulunmaktadır.

 

Okuyanları sıkmamak için kısa özet bir bilgi vererek değerlendirmemi sunmak  istiyorum.

Ayette geçen “lamestümün” kelimesinin kısa bir tahlilini yaparsak.

   

Bu kelime.

Hamza ve Kisâî,tarafından "lems" masdarından olmak üzere, elifsiz olarak “lemestüm”(dokundunuz) şeklinde okunmaktadır.

 

Aynı kelime diğer kıraat imamları tarafından ise, müfâ'ale babından olarak, “lamestüm” şeklinde okunmaktadır.

 

Bu nedenle de:  

Müfessirler, bu âyette  geçen "dokunma"dan   ne kastedildiği hususunda ihtilâf etmişlerdir.

 

Kimileri:

 

“lamestümün” ,“Cima”/cinsel ilişkidir, kadına el ile dokunmak abdesti bozmaz.)

 

(Bu, İbn Abbas Hasan el-Basrî, Mücâhid, Katâde ve Ebu Hanîfe'nin görüşüdür.)

 

 Kimileri:

lamestümün”, ister cinsî ilişki esnasında, ister başka bir şekilde olsun, kadın ile erkeğin derilerinin biribirine dokunmasıdır. Kadına dokunmak abdesti bozar.

(Bu İbn Mes'ûd, İbn Ömer, Şa'bî, Nehâ'î ve Şâfii'nin görüşüdür.)

 

Kimileri:

lamestümün” sadece erkeğin kadına dokunmasıdır. Erkeğin abdesti bozulur, kadınınki bozulmaz. (Hariciler bu görüştedir.) demişlerdir.

 

 

 

Abdullah ibn Mes'ûd'un, el ile, kadının vücuduna dokunmakla, ya da onu öpmekle abdestin bozulacağını söylediği rivayet edilmiştir. Fakat yine İbn Mes'ûd'un, karısını öptükten sonra abdest almadan namaz kıldığı da rivayet edilmiştir.

 

Peygamber Efendimizin, eşini öptükten sonra abdest almadan namaz kıldığı hakkında rivayetler vardır. (Ebû Dâvûd, Taharet: bâbu'l-vudû' mine'l-kuble; Nesâ'î, Taharet: 121, bâbu terki'l-vudû'i mine'l-kuble.)

 

 

Bu konuyu rivayetlerden arınıp da Kur’an’a göre araştırırsak da aşagıda belirtilen değerlendirmeye ulaşırız.

 

Lems” Deri ile dokunup algılamak demektir. Taleb anlamında da kullanılır.

 

Cin 8:” Ve enna lemesnes Semae fevecednaha muliet haresen şediyden ve şühüba;”
 Ve doğrusu biz Sema’ya dokunduk da onu, güçlü bekçilerle ve şihablarla doldurulmuş bulduk.” âyetinde cinlerin göğü araştırdıkları anlatılmaktadır.

 

Bu âyette dokunduk, araştır­mak anlamında kullanılmıştır.

 

“Lems”, cinsel ilişkiden kinaye olarak da kullanılır.

 

Maide 6.âyette mü'minlere, kadınlara dokundukları zaman, su bulamadıkları takdirde temiz toprağa teyemmüm etmeleri emredilmektedir.

 

Bu âyette lems kökünden mülâmese cinsel birleşme anlamındadır diye düşünüyorum.

 

Çünkü Kur'ân birçok yerde cinsel birleşmeden temas diye söz etmiştir.

Bakara 236:” La cünaha aleyküm in tallaktümün nisae ma lem temessuhünne ev tefridu lehünne feriydaten, ve mettiu’hünn* alel musiı kaderuhu ve alel muktiri kaderuh* metaan bil ma'ruf Hakkan alel muhsiniyn;”
Kendilerine dokunmadan veya onlar için herhangi bir mehr kesmeden kadınları boşarsanız, size bir günah yoktur. Onları faydalandırın. Eli geniş olan da kendi gücünce, eli dar olan da kendi kaderince ma’ruf üzere faydalandırmalı muhsinler üzerine bir haktır.

Bakara 237:” Ve in tallaktümuhünne min kabli en temessuhünne ve kad feradtüm lehünne feriydaten fenısfü ma feradtüm illâ en ya'fune ev ya 'fuvelleziy bi yedihi ukdetün nikah ve en ta'fu akrabu littakva ve la tensevül fadle beyneküm innAllahe bi ma ta'melune Basıyr;”


Kendilerine bir mehr tayin etmiş iken ve onlara dokunmadan önce kadınları boşamışsanız, tayin ettiğinizin yarısını verin. Ancak kendileri veya nikah akdi elinde olan (bağışlarsa/vazgeçerse o başka. sizin bağışlamanız takva’ya daha yakındır. Aranızda fazileti unutmayın... Muhakkak ki Allah yaptıklarınızı Basıyr’dir.

Mücadele 3:” Velleziyne yuzahirune min nisaihim sümme ye'udune lima kalu fetahriyru rekabetin min kabli en yetemassa zâliküm tu'azune bih vAllahu bima ta'melune Habiyr;”


Kadınlarından zihar yapıp sonra da dediklerine dönenler temas etmelerinden önce bir köle azad/hür etmelidirler.İşte size öğütlenen budur. Allah yaptıklarınızı Habiyr’dir.

Mücadele 4:” Femen lem yecid fesıyamu şehreyni mutetabi'ayni min kabli en yetemassa femen lem yestetı' feıt'amu sittiyne miskina zâlike litu'minu billahi ve Rasûlihi, ve tilke hududullah ve lilkafiriyne 'azâbün eliym;”


Kim bulamazsa, o vakit temas kurmalarından önce birbirini izleyen iki ay oruç tutmalıdır. Kim muktedir olamazsa, altmış miskiyni doyurmalıdır. Bu  Allah’a ve O’nun Rasûlü’ne iman edesiniz diyedir. Ve bunlar hududullah’tır Kafirler için elim bir azab vardır.”

  

Cenb: böğür, yan, yakın ve uzak anlamlarına gelir. Tecennub, mücânebe: kaçınmak, kenarda durmak demektir. es-Sâhibu bi’l-cenb: yanında, berabe­rinde bulunan arkadaş, yani eş anlamındadır. İşte kök itibariyle beraberlik anlamını veren bu kelime; beraberliğin en ileri derecesi olan cinsel birleşmenin sonucuna da ad olmuştur. Cîm ve nûn'un zammıyla cünüb cinsel ilişki, ya da orgazm sonucundaki durumdur. Bir anlatıma göre namazdan uzaklaşmaya neden olduğu için bu duruma cenabet denmiştir. Cenabet durumunda olana cünüb denilir. Aslında cenîb ve cünüb garîb, kendi kavminden, ülkesinden uzak demektir.   ( İbn Manzûr, Lisânu'l-Arab; Râğıb, el-Mufredât.)

 

Cünüplük, boşalma ile olur. Boşalma da birleşme, ihtilâm, ya da şehvetin tasmasıyla meydana gelir.

Devam edecek inşaAllah

Yukarı dön Göster dost1's Profil Diğer Mesajlarını Ara: dost1
 
dost1
Admin Group
Admin Group


Katılma Tarihi: 28 haziran 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 538
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı dost1

Değerli Savana Kardeşim!

Bu konu ile ilgili soru işaretlerini kaldırmaya yararlı olabilir düşüncesiyle aşağıdaki değerlendirmeyi bilgilerinize sunmak istiyorum.

Müzzemmil Sûresi'nde  Peygamberimize, geceleyin kalkıp ibâdet etmesi emredilmişti.

Müddessir 1-7. âyetlerde, örtüsüne sarılıp yatmakta olan Allah Elçisine, kalkıp kavmini uyarması, Rabbinin ululuğunu söylemesi, elbisesini temizlemesi, kirden pislikten uzak durması, yaptığını çok görmemesi, Rabbi için sabredip Allah'ın buyruklarını duyurma yolunda başına gelecek zahmetlere katlanması emredilmektedir.

 

Müddessir 4:-“ Ve siyabeke fetahhir;”  Elbiseni temizle,

Müddessir:5:Verrucze fehcur;” Pislikten kaçın.

Burada Peygamber Efendimize ibâdetle beraber elbisesini temizlemesi de emredilmektedir ki bu, ibâdetten önce abdest almanın ilk aşamasına işaret olduğu gibi  abdest temizliğine de işaret etmektedir.

 

Tuhr, taharet: temizlik; Tathîr temizlemek; tetahhür: temizlenmek; mütetahhir: temizlenen demektir. Taharet: temizlik ikiye ayrılır: Beden te­mizliği, ruh temizliği. “Elbiseni temizle, pislikten kaçın" âyetlerinde hem beden, hem ruh temizliği emredilmiştir.

 

Peygamberimize  ibâdetten önce temizlenmesi, pislikten uzaklaşması emredilmektedir.

 

Araplar kötü sıfatlardan uzak, iyi ahlâklı kişiye "nakıyyu's-siyâb, tâhiru's-siyâb: temiz giysili" derler. 

"Elbiseni temizle"

 âyetindeki muhtemel olan mânâlar için şunlar söylenebilir:

  1. Elbiseyi pislikten temizlemek.
  2. Elbise mecazdır. Bununla nefsi günâhlardan ve kusurdan temizlemek.
  3. Temiz kazanç ile sağlanan elbise giymek, helâl olmayan elbise giymemek

 

"râ'nın zammı ve kesriyle "pislik, azâb ve günâh anlamlarına gelir. Burada uygun olan, pislik anlamıdır.

Bu âyette Peygamber'e pislikten, maddî ve ma'nevî kirlerden uzak durması  âyetleriyle hizmetleri ve iyilikleri çok görerek başa kakmaması, Rabbi uğrunda çektiği zahmet ve sıkıntılara katlanması emredilmektedir.

 

Ahzâb33:” Ve karne fiy buyutikünne ve la teberrecne teberrucel cahiliyyetil’ula ve ekımnes Salate ve atiynez Zekate ve etı'nAllahe ve Rasûlehu, innema yürıydullahu liyüzhibe ankümürricse EhlelBeyti ve yütahhireküm” tathiyra;”
 “Evlerinizde oturun, ilk câhiliye çağı kadınlarının açılıp kırıtması gibi açılıp kırıtmayın. Namazı kılın, zekâtı verin, Allah'a ve Resulüne ita'at edin. Ey Ehli Beyt, Allah sizden, kiri gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.”

 âyetinde yüce Allah'ın, Peygamber'in ev halkından manevî kirleri tamamen gidermeyi ve onları tertemiz yapmak istediği bil­dirilmekte ve Peygamber hanımlarına nezahetlerini, ağırbaşlılıklarını korumaya dikkat etmeleri emredilmektedir.

 

Ahzâb53 :”… zâliküm atheru likulubiküm ve kulubihinn …”

“Onlardan bir şey istediğiniz zaman perde arkasından isteyin. Bu, hem sizin kalbleriniz, hem de onların kalbleri için daha temizdir. Sizin, Allah'ın Elçisini incitmeniz ve kendisinden sonra  onun eşlerini nikahlamanız asla olamaz. Çünkü bu, Allah katında büyüktür. “

 

âyette mü'minlere, Peygamber'in hanımlarından bir şey istedikleri zaman perde arkasından istemeleri, hem ken­dilerinin, hem de hanımların kalblerinin herhangi bir kötü düşünceden temiz kalması için böyle yapmanın daha uygun olduğu, Allah'ın Elçisini incitmeğe, yahut kendisinden sonra onun eşleriyle evlenmeğe kimsenin hakkı olmadığı, böyle şeylerin, Allah katında büyük günâh olduğu buyuruluyor.

 

Bakara 232:”… zâliküm ezka leküm ve ather” Kadınları boşadığınız zaman bekleme sürele­rini bitirdiler mi, kendi aralarında güzelce anlaştıkları takdirde, kocalarıyla evlenmelerine engel olmayın. Bu, içinizden Allah'a ve âhiret gününe inanan kimseye verilen öğüttür. Bu, sizin için daha iyi ve daha temizdir. Allah bilir, siz bilmezsiniz.”

 

âyetinde Kur'ân'in belirlediği sınırlar içinde davranmanın, daha yüce ve daha temiz davranış olduğu vurgulanmaktadır.

 

Tevbe108:”… fiyhi Ricalün yuhıbbune en yetetahheru vAllahu yuhıbbul muttahhiriyn;…” “Orada asla namaza durma, tâ ilk günden takva üzere kurulan mescid, elbette içinde namaza durmana daha uygundur. Onda temizlenmeyi seven erkekler vardır. Allah da temizlenenleri sever.”

âyetinde de Peygamber'e, Takva üzere yapılmış olan İlk Mescid'de namaz kılmasının daha uygun olduğu; çünkü orada temizlenip manen arınmayı seven adamların bulunduğu bildirilmekte ve Allah'ın, temiz­lenenleri sevdiği vurgulanmaktadır.

 

Bakara 222:” Ve yes'eluneke anilmehıyd kul huve ezen fa'tezilün nisae fiylmehıydı ve la takrabuhünne hatta yathürne, feizâ tetahherne fe'tuhünne min haysü emerakümullah innAllahe yuhıbbut tevvabiyne ve yuhıbbul mütetahhiriyn;”

 

Sana ay başı/adet halinden sorarlar. De ki: “O bir eza’dır. Hayızlı iken kadınlardan uzaklaşın ve temizleninceye kadar onlara yaklaşmayın. İyice temizlendiklerinde, Allah’ın emrettiği yerden onlara varın”. Muhakkak ki Allah çokça tevbe edenleri sever, çokça temizlenenleri sever.”

 

 

Dilde akmak, taşmak anlamına gelen hayd belli zamanda kadın­dan gelen kan ve kan gelmesi durumudur. Fakihlere göre âdet süresi en az üç, en çok on gündür. Bundan az veya çok süre akan kan, hayd değil, hastalık eseri sayılır.

Fakîhlere göre hayd halinde kadın oruç tutamaz, namaz kılamaz, Kur'ân'a el süremez. Orucunu sonra kaza eder ama namazını kaza etmez.

Fakîhler kişi rivayetleriyle gelen hadîslere dayanarak bu yargılara varmışlardır.

 

Hayızlı kadının namaz kılamayacağı hakkındaki rivayet, sadece  Âişe annemize dayandırılmaktadır.

 

Âişe annemizden gelen bir rivayete göre zamansız âdet gören bir kadın,

(Kimine göre Fatıma binti Ebî Hubeys (Müslim, Hayd: b. 14, h. 62), kimine göre Abdu'r-Rahmân ibn Avf'm karısı, Peygamber'in de baldızı olan Ümmü Habîbe binti Çatış'tır (Müslim, Hayd: b. 14, h. 63-64).)

 

Allah'ın Elçisine gelip düzensiz âdet gördüğünü, bu durumda namaz kılıp kılamayacağını sormuş, Allah'ın Elçisi ona: "O gerçek âdet değildir, yıkan ve namazını kıl!" demiştir.

(Müslim, Hayd: b. 14, h. 62-64)

 

Bu kadın, her vakitte yıkanıp namazını kılarmış.( Müslim, Hayd: b. 14, h. 66)

 

Bu rivayeti duyan Abdu'r-Rahmân ibn Hişâm: "Allah, Hind'e rahmet eylesin. Keşke bu fetvayı duysaydı. Vallahi bu özründen dolayı namaz kıla­madığı için ağlayacak derecede üzülürdü!" demiştir.( Müslim  Hayd- b   14 h 64)

 

Bir rivayete göre  Âişe annemiz,

"Hayız günlerindeki namazlarını kaza etmemiz gerekir mi?"

diye soran bir kadına:

 "Sen Harûriyye(Hâricîler)den misin? Allah Elçisi zamanında biz âdet görürdük. Bize (âdetten sonra) na­mazımızı değil, sadece orucumuzu kaza etmemiz emredilirdi"

demiştir.( Müslim  Hayd- b.15,h.67-68  )

 

İşte adetli kadının namaz kılamayacağı, oruç tutamayacağı hakkındaki delîl sadece Âişe annemize  dayandırılan bu rivayetlerdir.

 

Zan ifade eden bu rivayet­lerle Kur'ân'in kesin emri nasıl askıya alınabilir?

 

Kaldı ki bu rivayette adetli kadının namaz kılamayacağı hakkında bir söylem de yoktur. Sadece âdetli kadının, kılmadığı namazı kaza edip etmeyeceğine dair bir sorunun cevabı vardır.

Âişe annemizin,öncelikle  namazın kazasından söz etmesi de kuşkuludur. Çünkü Peygamber döneminde öyle günlerce kılınmayan namazların ka­zasından söz edilmez. O dönemde müslümanlar, namazlarını özürsüz olarak terk etmezlerdi. Özür dolayısıyla bir iki vakit veya bir iki günlük namazlar da kaza olarak değil, tertîb ile cem'edilerek kılınırdı.

 

İnsanın isteği dışında hasıl olan “özür”, ibâdete engel değildir.

Peyg­amberimiz, düzensiz âdet gören kadına, yıkanıp namaz kılmasını emretmiş ve bu kadın, her namazında yıkanarak (veya abdest alarak) namaz kılmıştır.

 

Düzensiz âdet görme ile, düzenli âdet görme arasında ne fark vardır?

İkisinde de kadından gelen kan, aynı kandır. Gelen kan, pis görüldüğü için bu kadına, temizlenip, yani abdest alıp namazını kılması emredilmiştir.

İnsanın elinde olmayan bir hal, neden onun ibâdetine engel olsun?

Düzensiz âdet görme özür sayılıyor da, normal âdet görme neden özür sayılmasın?

Peygamber Efendimizin, normal âdeti özür saydığını belirten rivayet de vardır.

 

Âişe annemizin  rivayetine göre Âdet halinde bulunan Âişe annemiz, Mescidde bulunan Peygamber'in başını yıkayıp tarardı. Peygamberimiz, adetli Âişe annemize:

"Mescidden bana humre/seccade yi getir! demiş." Âişe annemiz adetli olduğunu söylemiş. Peygamberimiz:

"Âdet, senin isteğinle olan bir şey değildir. Sen Mescide git, bana humre/seccadeyi getir!" demiş.( Müslim, Hayd: b. 5, h. 11-13)

 

Kendi içinde olağanüstü çelişkili olan bu kişi rivâyetleriyle ma'alesef din bozulmuş, Kur'ân'ın söylemediği şeyler dîne sokulmuştur.

Kur'ân-ı Kerîm'in kendisinde:

1.      Âdetin süresinden,

2.      Âdetli iken Kur'ân okunamayacağindan,

3.      Âdetli namaz kılınamayacağından,

4.      Âdetli oruç tutulamaya­cağından

söz edilmemiştir.

 

Hayd, tıpkı idrar tutamamak gibi bir özürdür.İdrarını tutamayan birine:” Sen namazını kılmayabilirsin.” denilebilir mi?

Özürlü erkek ibâdetten mu'âf tutulabilir mi?

Yapılacak olan, her vakit için abdest alıp ibâdetini yapmaktır.

 

Kur'ân,adetli kadın ile cinsel ilişki yapılamayacağını söylüyor.

Kadına eziyet vereceği için erkeklere, bu durumdaki kadınla ilişkiye girmemeleri emrediliyor.­

Maksat kadına eziyet vermemek, o durumda olan kadına karşı bir soğukluk duygusunun oluşmasına fırsat vermemektir.

Bunun dışında hayd hali, normal bir özür durumudur.

Nasıl ki cünüp kimse:

 Su ile yıkanamadığı takdirde teyemmüm ederek namaz kılıyorsa,

Özürlü de özürü devam ede ede ibâdetini yapabiliyorsa,

âdetli kadın da:

1.      Her namaz için abdest alarak namazını kılar,

2.      Kur'ânı'nı okur,

3.      Orucunu tutar ve  diğer ibâdetle­rini yapar.

4.       

Kur'ân'ın sınırlamadığı bir şeyi kimse sınırlayamaz.

Kur'ân'a ters şeyler hadîs olamaz.

O rivayetler, peygamber'e iftiradır.

 

Adetli kadın hakkında Yahûdîlikten ve çeşitli uluslardan Araplara sızan gelenekler hadîs biçimine getirilerek İslâm literatürüne sokulmuştur.

 

Bunların aslı olsaydı mutlaka Kur'ân'da kadının hayd halinde bu ibâdetleri yapamayacağına dair bîr açıklama olurdu.

 

Zira Kur'ân İbâdet yapamama gibi önemli bir hali kapalı bırakmaz, bunu belirtirdi.

 

Kur'ân;

hayd halindeki kadınla cinsel ilişki yapılmamasını söylüyor da,

hayd halindeki kadının namaz kılamayacağinı,

hayd halindeki kadının oruç tutamayacağını,

hayd halindeki kadının diğer ibâdetleri yapamayacağını

neden söylemiyor?

Yoksa Allah katında cinsel ilişki namazdan, oruçtan, Kur'ân okumaktan daha mı önemlidir?

 Kur'ân'a ters bu tür düşünce ve uygulamaları bırakıp Kur'ân'a dönmeli ve Kur'ân ne diyorsa onu uygulamalıyız.

 

Bir özür (hastalık) dolayısıyla oruç tutamayanın, başka zaman onun yerine oruç tutacağı, ama hastalık veya sefer durumunda oruç tutmanın daha sevâb olduğu bildiriliyor.

 

Hiçbir halde namaz düşmüyor veya ertelenmiyor. Hastalık halinde nasıl namaz düşmüyorsa bir hastalık olan özür halinde de namaz düşmez.

 

Ancak oruç başka günde tutulmak üzere ertelenebilir. Fakat oruç tutmak daha efdaldir.

 

Ayette hayd (âdet) durumunda sadece bir tek yasak getirilmektedir; o da kadının kendisine değil, onunla ilişkide bulunmak isteyen kocasınadır.

 

Kocasına, adetli hanımı ile ilişkide bulunmaması, çünkü bu eylemin, kadına eziyet vereceği buyuruluyor.

 

“De ki: 'O eziyettir'.":

Ezâ, eziyet veren bir hastalık mânâsına gelebileceği gibi, insanı tiksindiren pislik anlamına da gelir. Yani hayız, kadına eziyet veren, sizi de tiksindiren bir haldir. Bu halde bulunan kadınla münâsebetten uzak durunuz.

 

Âyetteki “Âdet halinde kadınlardan ayrılın, temizleninceye kadar onlara yaklaşmayın" sözü, "on­larla cinsel ilişkide bulunmayın", anlamındadır. Yoksa "Onlarla büsbütün ilişkileri kesin", demek değildir.

Hazreti peygamber , hayız halindeki hanımlarıyla, cinsel ilişki dışında bütün ilişkilerini sürdürmüştür.

 

Değerli Kardeşim!

İslamiyetten önceki toplumlarda “Hayd halindeki kadınlarla” ilgili olarak değişik inançlar ve düşünceler vardı.

Meselâ İranlılar, âdet halindeki kadını evden çıkarırlar, kent dışında küçük bir çadıra kapatırlar; ona yemek götüren hizmetçi dahî ona veya onun temas ettiği eşyaya değip pis olmaması için ellerini, burnunu ve kulaklarını bez parçasıyla sarardı.

 

Yahudiler, hayızdan çok sakınırlar, hayızlı kadınla yatmadıkları gibi beraber yemek de yemez, aynı odada dahi oturmazlardı. Hıristiyanlar ise hayza hiç önem vermezler, hayızlı kadınlarla ilişkide bulunurlardı.

Araplar, özellikle Kitâb ehliyle bir arada oturan Medîneliler, bu hususta Yahudilerin etkisinde kalmışlardı. Onlar da Yahudiler gibi yapıyorlardı.

 

Müslümanların  bazıları , adetli kadınla bütün ilişkileri kesmek gerektiğine, ona el sürülmeyeceğine, elini vurduğu her şeyin pis olacağına inanıyorlardı. Erkeklerde, o haldeki kadınlara karşı bir tiksinti duygusu yerleşmişti.

 

 Bazı sahâbîler, Peygamber Efendimizden bu konuda İslâm'ın hükmünü sordular. İşte bu âyet bu soruya yanıt olarak indi.

 

Peygamber Efendimiz, bu tür inançlar nedeniyle,  adetli kadınlar ile  Kur'ân'ın yasakladığı cinsel ilişki dışındaki tüm  ilişkilerin sürdüğünü sıkça beyan etmiştir.

 

Kur'ân-ı Kerîm'de hayzın, kadının cünüp olacağına ve hayzı kesilen kadının, cünüplükten yıkanır gibi yıkanması gerektiğine dair bir söylem yoktur.

 

Yalnız kan akması, insanlar tarafından pislik kabul edilir. Özellikle akan kan temizlenmezse o bölgede mikrop üremesine neden olur.

 

Bu bakımdan âyette“Temizlendikleri", yani kan akması durduğu zaman, onlarla cinsel ilişkide bulunulabileceği belirtilmektedir. Elbette akan kan durduktan sonra o bölgenin yıkanması gerekir. Bu, cünüplükten temizlenme değil, kan bu­laşıklarından temizlenmedir. Bunu cünüplük hali olarak görmek hatâdır. Çünkü Kur'ân'da böyle bir söylem ve tanım yoktur.

 

Âdet ve loğusa halindeki kadının kirliliği inancı, Kur'ân'dan değil, Tevrat'tan alınmadır.

 

Kur'ân, bundan söz etmediğine göre demek ki, Tevrat'ın bu hükümlerini muhataplarından kaldırmış iken gelenek, bunları hadîsleştirerek fıkıh kuralları haline getirmiştir.

 

Levililer: 12/2-5:” Tevrat, loğusa kadını murdar (cünüp) saymaktadır.” 

Levililer. 15/19,23-24:”Yine Tevrat'a göre kendisinden kan gelen (adetli) kadın, yedi gün murdar olur, ona dokunanlar da murdar (pis) olurlar, hattâ o kadının oturduğu yatak, ya da döşek üzerine bir şey bulaşırsa o şeye dokunan erkek, akşama kadar murdar (pis) olur. Adetli kadınla yatıp da üstüne bîr şey bulaşan erkek de yedi gün murdar (pis) olur .”

 

Levililer: 15/19:"Ve eğer bir kadının akıntısı olur ve bedeninde akıntısı kan olursa yedi gün murdarlığında kalacak ve ona her dokunan akşama kadar murdar ola­caktır."

 

Levililer:12/2,5:"Bir kadın gebe kalır, çocuk doğurursa âdet murdarlığı günlerinde olduğu gibi murdar olacaktır. Fakat çocuk doğurursa iki hafta murdar olacak ve altmış altı gün kendi tathiri kanında kalacaktır."

 

Fakat Kur'ân adetli kadının murdar olacağından söz etmez. Ancak âdet halindeki kadınla yatmanın, kadına eziyet olacağını, bu yüzden adetli kadınla yatmaktan uzak durulmasını emreder (Bakara 222).

 

Tevrat'ın, adetli kadının pis olacağı hükmü de hadîs şekline getirilmiştir.

 

Kusursuzluk sadece Allah’a mahsusdur.

Şüphesiz en doğrusunu Allah bilir.

Sevgi,saygı ve muhabbetle.

Allah’a emanet olunuz.

Yukarı dön Göster dost1's Profil Diğer Mesajlarını Ara: dost1
 
savana
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 30 nisan 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1235
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı savana

Selam dost kardeş

vakit ayırıp emek verdiğiniz için çok teşekkür ederim.Ama ben sorumun cevabını hala tam olarak alamadım.

ayette bahsi geçen kadınlara dokunmuşsanız ifadesi=cünüp olma durumu(bunda mutabıkız)

cünüpseniz temizleninceye kadar ifadesindeki cünüplük halinin cinsel birliktelik sonucu meydana gelmediği aşikar çünkü hemen devamında kadınlara dokunmuşsanız ifadesi var

cünüp olma durumunun tanımını bir önceki iletinizde yapmışsınız

anladığım kadarıyla bu durumu sadece erkeğe has bir durum olduğunu kadının regli halinin cünüplük sayılamayacağını söylüyorsunuz.

 



__________________
O, yaratıp şekillendiren, âhenk veren ve düzene koyandır
Yukarı dön Göster savana's Profil Diğer Mesajlarını Ara: savana
 
dost1
Admin Group
Admin Group


Katılma Tarihi: 28 haziran 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 538
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı dost1

Selamün Aleyküm! Değerli Savana Kardeşim!

Savana yazdı: 

cünüpseniz temizleninceye kadar ifadesindeki cünüplük halinin cinsel birliktelik sonucu meydana gelmediği aşikar çünkü hemen devamında kadınlara dokunmuşsanız ifadesi var

cünüp olma durumunun tanımını bir önceki iletinizde yapmışsınız

anladığım kadarıyla bu durumu sadece erkeğe has bir durum olduğunu kadının regli halinin cünüplük sayılamayacağını söylüyorsunuz.

Cenb: böğür, yan, yakın ve uzak anlamlarına gelir. Tecennub, mücânebe: kaçınmak, kenarda durmak demektir. es-Sâhibu bi’l-cenb: yanında, berabe­rinde bulunan arkadaş, yani eş anlamındadır. İşte kök itibariyle beraberlik anlamını veren bu kelime; beraberliğin en ileri derecesi olan cinsel birleşmenin sonucuna da ad olmuştur. Cîm ve nûn'un zammıyla cünüb cinsel ilişki, ya da orgazm sonucundaki durumdur. Bir anlatıma göre namazdan uzaklaşmaya neden olduğu için bu duruma cenabet denmiştir. Cenabet durumunda olana cünüb denilir. Aslında cenîb ve cünüb garîb, kendi kavminden, ülkesinden uzak demektir.   ( İbn Manzûr, Lisânu'l-Arab; Râğıb, el-Mufredât.)

 

Cünüplük, boşalma ile olur. Boşalma da birleşme, ihtilâm, ya da şehvetin tasmasıyla meydana gelir.

 

Hayız hali kesinlikle cünupluk değildir.

 

 Bu konudaki görüşümü belirtmiştim.

 

Hayd, tıpkı idrar tutamamak gibi bir özürdür.İdrarını tutamayan birine:” Sen namazını kılmayabilirsin.” denilebilir mi?

Özürlü erkek ibâdetten mu'âf tutulabilir mi?

Yapılacak olan, her vakit için abdest alıp ibâdetini yapmaktır.

 

Kur'ân,adetli kadın ile cinsel ilişki yapılamayacağını söylüyor.

Kadına eziyet vereceği için erkeklere, bu durumdaki kadınla ilişkiye girmemeleri emrediliyor.­

Maksat kadına eziyet vermemek, o durumda olan kadına karşı bir soğukluk duygusunun oluşmasına fırsat vermemektir.

Bunun dışında hayd hali, normal bir özür durumudur.

Nasıl ki cünüp kimse:

 Su ile yıkanamadığı takdirde teyemmüm ederek namaz kılıyorsa,

Özürlü de özürü devam ede ede ibâdetini yapabiliyorsa,

âdetli kadın da:

1.      Her namaz için abdest alarak namazını kılar,

2.      Kur'ânı'nı okur,

3.      Orucunu tutar ve  diğer ibâdetle­rini yapar.

 

Kur'ân'ın sınırlamadığı bir şeyi kimse sınırlayamaz.

 

 

Kusursuzluk sadece Allah’a mahsusdur.

Şüphesiz en doğrusunu Allah bilir.

Sevgi,saygı ve muhabbetle.

Allah’a emanet olunuz.

Yukarı dön Göster dost1's Profil Diğer Mesajlarını Ara: dost1
 
Akik
Ozel Grup
Ozel Grup
Simge

Katılma Tarihi: 25 nisan 2005
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 450
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Akik

Elini yüzünü toprağa bulamak (teyemmüm) ile maddi temizlik olur mu? Normalde bahçe işiyle uğrasırken toprağa bulanmış elimizi yıkarız değil mi? Demek ki, ayette anlatılan tahir olma hali maddi bir pislikten dolayı değil! Çünkü toprağa bulanmak (maddİ) temizlik olamaz.

__________________
Asaf'ın miktarını bilmez Süleyman olmayan. Bilmez insan kadrini alemde, İNSAN olmayan.
Yukarı dön Göster Akik's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Akik Ziyaret Akik's Ana Sayfa
 
savana
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 30 nisan 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1235
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı savana

222.
Sana âdet halini de sorarlar. De ki: "O, insana rahatsızlık veren bir haldir. Hayızlı oldukları sırada kadınlardan uzak durun ve onlar temizleninceye kadar kendilerine yaklaşmayın. İyice temizlendiklerinde, Allah'ın emrettiği yerden onlara gidin." Şu bir gerçek ki Allah, çok tövbe edenleri sever, iyice temizlenenleri de sever.

 

6.
Ey iman sahipleri! Namaza/duaya duracağınız zaman yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedin ve topuklara kadar ayaklarınızı meshedin/yahut yıkayın. Eğer cünüp iseniz iyice temizlenin! Hasta yahut yolculuk halinde iseniz yahut biriniz tuvaletten gelmişse yahut kadınlara dokunmuş da su bulamamışsanız temiz bir toprakla teyemmüm edin: Yüzlerinizi ve ellerinizi ondan meshedin. Allah size zorluk çıkarmak istemiyor. Ancak sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak istiyor ki, şükredebilesiniz.

 

43.
Ey iman edenler! Sarhoşken, ne söylediğinizi bilinceye kadar, cünüpken de -yolculuk halinde olmanız müstesna- boy abdesti alıncaya kadar namaza/duaya yaklaşmayın. Eğer hastalanırsanız yahut yolculuk halinde bulunursanız yahut biriniz tuvaletten gelmişse yahut kadınlara dokunmuşsanız, bütün bu durumlarda su da bulamamışsanız, temiz bir toprakla teyemmüm edin. Yani yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin. Allah Afüvv'dür, günahları affeder, Gafûr'dur, hataları bağışlar.

 

Selam

 

yukarıdaki 3 ayete göre

cünüplük=tahir olmamak

regli hali=tahir olmamak

kadınlara dokunmak= tahir olmamak

 

kuran öğretisine göre anlatılan bu.Kurana göre amel etmeyen toplumlar zaten bu 3 hali tahir olmamak durumu olarak görmezler.

 

Kuran bu 3 farklı durumu tahir olmama durumu olarak nitelendirdikten sonra

 

cünüplük=tahir olamamak=(tahir oluncaya dek)namaz kılınamaz

kadınlara dokunmak=tahir olmamak=(tahir oluncaya dek)namaz kılınamaz

regli olma hali=tahir olmamak=????

3. seçeneğe verilen cevap kılınabilir.

 

Bu nasıl öğretidir ki önce 3 durumu tahir olmamak durumu olarak nitelendiriyor sonra bu 3 durumdan 2si için  (tahir olana dek)namaza yaklaşma diyor ama 3.durum için  tahir olmamasına rağmen kılabilir diyor.?

Regli olan kadın cinsel ilişkiye girecek kadan TAHİR değil ama namaz kılacak kadar tahir yorumu yukarıdaki kavram eşitliklerine göre kurana uygunmu?

 

 



__________________
O, yaratıp şekillendiren, âhenk veren ve düzene koyandır
Yukarı dön Göster savana's Profil Diğer Mesajlarını Ara: savana
 
Akik
Ozel Grup
Ozel Grup
Simge

Katılma Tarihi: 25 nisan 2005
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 450
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Akik

Sayın savana kardeşim, pratik hayatın gerçeklerinden biridir bu. Yani kadına dokunmadan da cünüplük haline girilebilir. Ayrıntıya gerek yok anlamışsınızdır. Aksi takdirde bu pratiklik Kur'an tarafından (haşa) gözardı edilmiş olurdu. Orada bir incelik/bir mesaj var. Yıllar önce bunları detayı ile anlattık. Ama açık olanı da sorgulama cılkını çıkarma gibi bir furya almış başını gidiyor.

Kur'andan algıladığınız gelenekle örtüştüğü zaman bile delilsiz/bilgiye dayalı olmayan güdülerle itirazlar havada uçuşuyor. Ben şahsım adına tartışmadan nefret eden insanım. Ben istişare severim. O yüzden delillerimi ortaya koyduktan sonra yapılan bilgiye/delile dayalı olmayan itirazlardan bıktım ve cevap vermek bile istemiyorum.



__________________
Asaf'ın miktarını bilmez Süleyman olmayan. Bilmez insan kadrini alemde, İNSAN olmayan.
Yukarı dön Göster Akik's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Akik Ziyaret Akik's Ana Sayfa
 
sebemelikesi
Katilimci Uye
Katilimci Uye


Katılma Tarihi: 03 aralik 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 49
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı sebemelikesi

son gelen mesajları göremiyorum en son 12 sayfaydı şimdi 9 sayfa olmuş

Moderatorler olan arkadaşların dikkatine!



__________________
"De ki: "İbadetiniz olmasa Rabbim size ne diye değer versin?"
Yukarı dön Göster sebemelikesi's Profil Diğer Mesajlarını Ara: sebemelikesi
 
kamer
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 06 kasim 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 171
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı kamer

savana Yazdı:

.....

Selam

 

yukarıdaki 3 ayete göre

cünüplük=tahir olmamak

regli hali=tahir olmamak

kadınlara dokunmak= tahir olmamak

 

kuran öğretisine göre anlatılan bu.Kurana göre amel etmeyen toplumlar zaten bu 3 hali tahir olmamak durumu olarak görmezler.

 

Kuran bu 3 farklı durumu tahir olmama durumu olarak nitelendirdikten sonra

 

cünüplük=tahir olamamak=(tahir oluncaya dek)namaz kılınamaz

kadınlara dokunmak=tahir olmamak=(tahir oluncaya dek)namaz kılınamaz

regli olma hali=tahir olmamak=????

3. seçeneğe verilen cevap kılınabilir.

 

Bu nasıl öğretidir ki önce 3 durumu tahir olmamak durumu olarak nitelendiriyor sonra bu 3 durumdan 2si için  (tahir olana dek)namaza yaklaşma diyor ama 3.durum için  tahir olmamasına rağmen kılabilir diyor.?

Regli olan kadın cinsel ilişkiye girecek kadan TAHİR değil ama namaz kılacak kadar tahir yorumu yukarıdaki kavram eşitliklerine göre kurana uygunmu?

 

 

Selam savana!

Vermiş olduğunuz ayetler iniş sırasına göre;

BAKARA/92. SIRADA NAZİL OLMUŞ

NİSA/98. SIRADA NAZİL OLMUŞ

MAİDE/110. SIRADA NAZİL OLMUŞ.

Yani 3 sürede Medeni sureler.Bu döneme kadar  islamla şereflenmiş kadın varmıydı?Vardıysa ibadetlerini nasıl yapıyorlardı?Bu ayetler geldikten sonra hayatlarında ne gibi değişiklikler oldu, ibadetlerini nasıl yaptılar?TAHİR kelimesine bir açıklama getirmenizi rica ediyorum.

En doğrusunu Allah bilir.

Mutlu ve esen kalın. 



__________________
Kamer/17-22-32-40:Ant olsun Biz Kur`an`ı düşünme/öğüt için kolaylaştırdık/hazırladık.O hâlde var mı ibret alıp düşünen?
Yukarı dön Göster kamer's Profil Diğer Mesajlarını Ara: kamer
 
barış
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 13 eylul 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 339
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı barış

Savana yazdı.

 

Regli olan kadın cinsel ilişkiye girecek kadan TAHİR değil ama namaz kılacak kadar tahir yorumu yukarıdaki kavram eşitliklerine göre kurana uygunmu?

 

Hayız hali nedir? Sormuşlar, Rabbim yanıt vermiş. O bir ezadır demiş./O insana rahatsızlık veren bir haldir demiş. Tanımı bizlere bırakmamış, kendisi yapmış. Sonra da cinsel ilişki için bir kural getirmiş, kadın temizlenene kadar uzak durun,demiş.

 

Tekrar soralım kendimize, hayız hali nedir? O bir temiz olmama halidir, yani o bir pisliktir diyebiliyor muyuz? Ben diyemem.

 

Ben derim, diyorsanız eğer, tamam deyin. Nasıl bu ayeti alıp abdest ayetinin içine alabiliyorsunuz? Abdest ayetlerinde herşey açıkça anlatılmamış mı? Dolaylı yollarla tartışmalı olarak çıkartılan bir hükmü(hayız hali pisliktir hükmünü) getiriyoruz abdest ayetinin yanına, abdestli olmanın şartlarına yamıyoruz.Çünkü abdest ayetinde unutulmuş kadının bu özel pislik halinde gusletmeden namaza yaklaşamayacağı. Beşeri yorumumuzla biz ekliyoruz bunu.

 

Önceki tartışmadan beri düşünüyorum ben bu hususu, diğer tartışmanın son zamanında Akik kardeş yazdığından beri aklımda. Ama değişen bir şey yok, ayetleri alt alta koyup okuyunca, hayız halinde namaz kılınamayacağına dair hiçbir delile sahip değilim.

 

Saygıyla

 

Yukarı dön Göster barış's Profil Diğer Mesajlarını Ara: barış
 

<< Önceki Sayfa 30 Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats