Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

emre Yazdı: Ayeti şöyle anlıyorum: وإذ تقول للذي أنعم الله عليه وأنعمت عليه Hani sen, hem Allah’ın nimet verdiği, hem de senin  nimet verdiğin kişiye diyordun ki:  " أمسك عليك زوجك (Ey Zeyd) Eşini tut/ bırakma/ boşama واتق الله (Ey Zeyd)Allah’tan sakın  (Sakın boşama) وتخفي في نفسك ما الله مبديه (Ey Zeyd)  Allah'ın görünür kıldığı hâlini için için gizlemektesin وتخشى الناس (Ey Zeyd) İnsanlardan korkmaktasın/ çekinmektesin والله أحق أن تخشيه (Ey Zeyd) Allah, korkmana/ çekinmene daha lâyıktır. (Sakın boşama) "  ...

 

İnsanlardan çekinmesinin nedeni, resulün karşı çıkması. Fakat ortada mutlak anlamda gizlenen bir şey yok. Zeyd'in hâlinden okunuyor herşey. Allah açığa vurmuş.  Zeyd boşanmayı sözleriyle ifade edemiyor o sırada. Çünkü resul, onun boşanmasına karşı çıkıyor.

Düşünün sizi tanıyan biri, size nimetler vermiş biri,

çok değer verdiğiniz biri, Allah'ın görünür kıldığı hâl ve hareketlerinizi görüyor ve size "Eşini boşama, Allah'tan kork" diyor.

Bu kadar nimetini aldığınız birinin bu biricik isteğine karşı ne yapmalısınız? Yapmazsanız ne olur?

Tabika çevrenizdekilerden de çekinirsiniz, fakat Allah çekinmenize daha lâyıktır hiç boşamamalısınız.

 

 

ALLAH RAZI OLSUN BU KONUDA AYNI FIKIRDEYDIM,KONUYU GUNDEME TASIYACAKTIM.PEYGAMBER INSANLARDAN DEGIL ALLAHTAN KORKAR,İNSANLARDAN KORKAN ZEYDDIR.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Ben de Zeyd'in, boşanmaya karşı çıkan Muhammed'in üzülmesinden korktuğunu düşünüyorum. İnananları üzmekten korkuyor.

Muhammed'in ise insanlardan korkmasına bir gerek yok. Çünkü kimseye minnet borcu yok..

Düşüncelerimi biraz daha açıklamak isterim:

Bir insanın doğal şartlarda korkması normaldir. Peygamberler de korkabilir.Nitekim onlar da insan.

Yalnız şu gözden  uzak tutulamaz: Erdemli bir insanın, korku sebebiyle işgüzarlık olsun diye konuşma yapması ve içinden başka bir şeyler gizlemesi düşünülemez.Bu bir takva değildir.

Takvası olmayan bir insanın başkasına takva ile nasihat etmesi abestir.

 

Boşanmaya karşı çıkan resulün üzülmesinden korktu diye Zeyd  kınanamaz.

Benim anladığım şu:

Ayet metninde ne Muhammed, ne de Zeyd kınanmakta. Aksine onlar, kendi dünyalarında erdemli davranışları ile övülmekte.

Fakat asıl övülen Allah’ın, töre bağımlılarını çıldırtan kaderi / planı: “Allah’ın dileği,  gerçekleşendir”

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

emre kardeşim,

33:37'yi, senin bu okuyuşuna göre, Türkçeye çevirir misin. Örneğin şöyle olabilir mi: 

Kendisine Allah’ın iyilikte bulunduğu, senin de iyilikte bulunduğun kişiye dedin ki: "Eşini tut! Allah’tan sakın! Allah’ın açığa vurduğu şeyi içine atıyorsun sen. Çünkü insanlardan korkuyorsun. Oysa korkmanı asıl hak eden, Allah’tır." Sonra Zeyd, onun hakkında istediğini yapıp ondan ayrılınca seni o kadınla evlendirdik çünkü inanan bir adamın evlatlığı eşinden ayrıldıktan sonra o kadının, inanan adama helal olduğu bilinmeliydi. Allah’ın emri yerine gelir (37).

Bence bu okuma şekli Kuran'a sadakatın da gereğidir çünkü ayet ile sibakını uyumlu hale getiriyor:

Allah’ın peygambere bir iş buyurması yüzünden peygamber suçlanamaz. Eskiler için de Allah’ın yasası bu idi. Allah’ın buyrukları ölçülüp biçilmiştir (38).

Elçiler Allah ne yollarsa onu iletirler ve yalnızca Allah’tan korkarlar; başka hiç kimseden korkmazlar. Hesap sormaya Allah yeter (39) 

Sevgi ile, Hasan Akçay

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selam Dostlar

Zeynep zaten Hz Muhammedın akrabasıdır ve Hz Muhammed onu küçüklüğünden ve Zeyd ıle evlenmeden öncede tanımaktadır,peygamberin içinde sakladığı hadislerle açıklandığı gıbı Zeynebe duyduğu cınsel istek olamazdı.Zeynep'i evlendıren peygamberımızdı,tanıştıran ve ön ayak olan,ayette hem Allah tarafından hemde peygamber tarafından bahsedılen nımetlenme bu evlılıktır.Allahın en hoşlanmadığı helal boşanmadır bunu tum mumınler bılır.Ama Zeydın korkusu daha çok toplumdan tepkı görmektı,o toplum içersinde sıradan degıldı,gözönundeki peygamberın evlatlığı olarak sorumluluk sahıbıydı.Zeyd peygamberi ve müminleri incitmekten korkmaktadır. 

AHZAB 37(sen, hem Allah’ın nimet verdiği, hem de senin nimet verdiğin kişiye diyordun ki:)

BU YENİ MEAL DAHA DOĞRU ÇUNKU ŞAHSI YORUMUMA GÖRE AHZAB 36 DA ZEYD'E VERILEN NIMETIN ZEYNEPLE OLAN EVLILIK OLDUĞUNA,ALLAHIN SINRLAYIP TESVIK ETMEDIĞI  HELALIN BOŞANMA OLDUĞUNA,PEYGAMBERIN ÖN AYAK OLMASINA VE KENDI ELIYLE AKRABASI ZEYNEPLE EVLATLIĞINI TANIŞTIRIP EVLENDIRMESINE ATIF VAR,KONU ZEYD'E HATIRLATILIYOR.

 DOĞRU MEAL:

Ahzab Suresi 36 Allah ve resulü bir işte hüküm verdiklerinde, inanmış bir erkekle inanmış bir kadının, işlerini kendi isteklerine göre belirleme hakları yoktur. allah'a ve resulüne isyan eden, açık bir sapıklığa batıp gitmiş demektir. 

Ahzab Suresi 37 Hani sen Allah'ın nimetlendirdiği, senin de lütufta bulunduğun kişiye "Eşini yanında tut, Allah'tan kork! , Allah'ın açıklayacağı birşeyi de içinde saklıyorsun, insanlardan çekiniyorsun, oysaki kendisinden korkmana Allah daha layıktır.'' diyordun. Zeyd o kadından ilişiğini kesince onu sana nikâhladık ki, evlatlıkları eşleriyle ilişkilerini kestiklerinde, müminler için o kadınlarla evlenmede bir güçlük olmasın. Zaten Allah'ın emri yerine getirilmiştir.


Ahzab Suresi 38 Allah'ın kendisine farz kıldığı şeyde peygambere hiçbir vebal yoktur. Daha önce gelip geçmişlerde de Allah'ın yolu-yöntemi buydu. Allah'ın emri, belirlenmiş bir kaderdir/ölçüdür.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Doğru anlama nasıl ulaşılabilir?

56.79 Ona, temizlenip arınmış olanlardan başkası dokunmaz.

Peki bu temizlenip arınma durumu ile anlatılan sadece beden temizliği mi?

Düşünce temizliği de önemli.

       Saygıdeğer Dostlarım,

       Temiz düşünceleriniz nedeniyle teşekkür ediyorum.

Zeyd ile ilgili yorumumuz şu olabilir mi?

Ayette Zeyd kınanmıyor. Peygamber de kınanmıyor. Ortalama 1 sene önceki davranışları ortaya konularak aslında ikisi de övülüyor.

Ayet yaklaşık bir sene sonra; boşanma gerçekleştikten sonra inzal olmuş; yani bu arada geçen olaylara değinilmemiş.Aradan geçen zaman zarfında Zeyd ile Zeynep’in geçimsizlikleri şiddetlenmiş ki boşanma gerçekleşmiş. Boşanmanın gerçekleşmiş olması bize bunu gösteriyor. Şiddetlenen bir geçimsizlik olayında zaten hiç kimse boşanmaya karşı çıkmaz. Dolayısıyla Zeyd sonraki gelişmeler nedeniyle töhmet altında değildir. En azından sonraki gelişmeler ayette açıklanmadığı için, sonraki gelişmelerle töhmet altına alınamaz. Nitekim öyle bir geçimsizlik hâlinde, eşlerin birbirine hayatı zehir etmesi yerine boşanmak doğru olandır.

Neticede  Zeyd’in, Zeynep’in ve onların o durumlarına üzülen inananların , o üzüntüleri, Allah tarafından giderilmiş, Allah tarafından problem çözüme bağlanmış,o sıkıntılı durum aşılmış.O üzüntülü durum, böylece güzel bir sona bağlanmış.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

SELAM DOSTLAR

YAPILMASI GEREKEN SADECE AHZAP 37 DE TIRNAK İŞARETINI ERKEN KAPATMAYIP DOĞRU YERDE KAPATMAKTIR.HEM HZ MUHAMMED HEMDE ZEYD İÇİN IKINCI ŞAHIS ZAMIRI SEN KULLANILMIŞTIR.

Boşanma dışında sayısı 2 ıle sınırlamış helal varmıdır?Ya da bu helali yani boşanmayı tasarlayanlar için 4 ay bekle,vazgeçip uzlaşabilirsin uyarısı,hakemler eşliğinde barış için ugraş uyarısı...Boşanma konusunun Allahın hoşlanmadığı ve sınırladığı bir helal olma konusu tefsirlerde İslam alimlerince yaygın bir kanıdır.

Yasar Nuri Özturk Kurandaki İslam adlı tefsirinde sayfa 436 Allah katında helallerin ,tiksinmeye en musaıt olanının boşanma olduğuna ve Kuranda eşlerın ayrılmaları için kullanılan şıkak(butunden kopma,butunu parçalama) kelimesine dıkkat çekiyor.Kuran sadece şiddetli geçimsizliği sebeb saymış ve aile yapısını korumak için,bir yandan usulu zorlaştırmış,bir yandanda ögut ve tesvık yollarını ısrarlı bir biçimde kullanmıştır

DOĞRU MEAL:

Ahzab Suresi 36 Allah ve resulü bir işte hüküm verdiklerinde, inanmış bir erkekle inanmış bir kadının, işlerini kendi isteklerine göre belirleme hakları yoktur. Allah'a ve resulüne isyan eden, açık bir sapıklığa batıp gitmiş demektir. 

Ahzab Suresi 37 Hani sen Allah'ın nimetlendirdiği, senin de lütufta bulunduğun kişiye "Eşini yanında tut, Allah'tan kork! , Allah'ın açıklayacağı birşeyi de içinde saklıyorsun, insanlardan çekiniyorsun, oysaki kendisinden korkmana Allah daha layıktır.'' diyordun. Zeyd o kadından ilişiğini kesince onu sana nikâhladık ki, evlatlıkları eşleriyle ilişkilerini kestiklerinde, müminler için o kadınlarla evlenmede bir güçlük olmasın. Zaten Allah'ın emri yerine getirilmiştir.


Ahzab Suresi 38 Allah'ın kendisine farz kıldığı şeyde peygambere hiçbir vebal yoktur. Daha önce gelip geçmişlerde de Allah'ın yolu-yöntemi buydu. Allah'ın emri, belirlenmiş bir kaderdir/ölçüdür.

ÖZET OLARAK:

PEYGAMBERE VE PEYGAMBERİN AKRABASI ZEYNEPE HİÇ BİR KINAMA YOKTUR.

BURDA ILK ÖNCE  ZEYDE BOŞANMA KONUSUNDA DUYDUĞU İSTEKTE ACELE ETMEMESİ PEYGAMBERCE ÖĞÜTLENMİŞTİR.

ÇUNKU HER EVLILIKTE BİRAZ SABREDILMELİ, BOŞANMA İÇİN ACELE ETMEMELİ,BARIŞMA UMUDU VARDIR.ALLAH BOŞANMAYI SINIRLAYARAK,ÖNCE UZLAŞMAYI EMREDER,4 AY MUDDET BEKLE BELKI KARARDAN CAYARSIN DER. 

 ZEYD,BU BOŞANMA İSTEĞİNİ GİZLEMEKTEDİR,İNSANLARDAN( PEYGAMBERLE, MÜMİNLERİ) İNCİTMEKTEN KORKMAKTADIR.

PEYGAMBERİN ÖN AYAK OLMASIYLA EVLILIK NİMETINI VEREN ALLAHTAN  BOŞANMA KONUSUNDA AYETLERLE ÇİZDİĞİ SINIRLARDAN DOLAYI  DAHA FAZLA KORKMASI GEREKTIĞI ÖGUTLENMEKTEDİR.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Zeyd de o öğüdü tutmuş.

Allah resulü, Zeyd’e “ Eşini boşama, Allah’tan kork” dediğinde Zeyd ile Zeynep arasında şiddetli bir geçimsizlik yoktu.

Aralarında şiddetli bir geçimsizlik olsaydı, kimse kimseye boşanma diyebilir miydi? Zeyd de o sırada boşanmamış zaten. O sırada boşanmadığı için Zeyd’e de bir kınama yok.

Ayetin son bölümü "Fe Lemma"  şeklinde başlıyor.

"Ne zaman ki  Zeyd o hanımefendi ile boşanıp tamamen ilişiğini kesti"

yani o sırada değil, daha sonra şartlar değişmiş, geçimsizlik şiddetlenmiş, boşanma ve ilişiği kesme meydana gelmiş.

Bildiğimiz üzere boşanma aylar süren bir süreç ve ilişiği kesme; yani bu süreç sonunda…

İlerleyen zaman zarfında aralarında şiddetli bir geçimsizlik olmuş ki Zeyd boşanmış.

Zeyd’in daha sonra boşanmış olmasından bunu anlıyoruz. Zeyd boşanırken Zeynep’e zulmetmemiş. Zulmettiğine dair bir delil yok.

Talak Suresi’nde buyrulduğu gibi “Allah’tan korkun” emrine riayet göstererek boşanma sırasında da eşine zulmetmemiş. İslamî esaslara göre " zulmetmeden" boşanmış.

Talak Suresi'ndeki  "Allah'tan korkun" ifadelerinden  (şiddetli bir geçimsizlik sırasında) eşlerinizden  boşanırken onlara zulmetmeyin anlamı çıkıyor.

Dolayısıyla “Allah’tan kork” ifadesi, “Allah’tan korkmaya devam et”  , şiddetli bir geçimsizlik olmadan boşama;

Şiddetli bir geçimsizlik nedeniyle boşanma durumunda eşine zulmetme gibi öğütleri de içeriyor.

yani birisine "Allah'tan kork" dediğimizde "Allah'tan korkmuyorsun" anlamı çıkmamaktadır. "Allah'tan korkmaya devam et" gibi bir anlam da anlaşılmaktadır.

Bundan dolayı ayette, Zeyd de kınanmamaktadır.

Ayetin ne başında, ne de sonunda; ne Muhammed, ne de Zeyd kınanmaktadır. Geçmişte bir zamanlar gösterdikleri güzel davranışları ile övülmektedirler.

“Fe lemma” ile başlayan ayetin son kısmı, zaman bakımından öncesinden bağımsız. Yani o sırada değil, daha sonra;

Son bölümde açıklanan daha sonraki gelişmeler de kınanmıyor. “Allah’ın planı”

Üstelik 33.23’te Allah yolunda şehitliği bekleyen erlerden söz edilmektedir.

Yani şehitliği bekleyen o erler övülmektedir.

[33.23] Müminlerden öyle erler vardır ki Allah'a verdikleri sözü yerine getirdiler; kimi adağını ödedi (şehit oldu), kimi de (şehit olmayı) beklemektedir; hiçbir şekilde değişiklik göstermediler.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

O rivayet ve yorum zincirleri,   “cam kandil”i kırmak pahasına da  olsa Kuran’da olmayan detaylara girebilme cür’eti gösterebilmişlerdir.

Kuran, bu ayetleri ile o sırada Muhammed peygamber zamanındaki münâfıklara meydan okumaktadır. Onların üstüne üstüne gitmekte,  onların törelerini çiğneyerek ellerine kozlar vermektedir. Bakalım ne yapabilecekler!

Bu ayetlerde Kuran detaya inmeden şunu anlatıyor: Münafıklar; dul kalmış kadınlara töre baskıları yapabilirler. Dul kalmış bir hanımefendi, yeni bir evlilik yapmakta özgürdür, kendi isteği ile yeni bir evlilik yapmasının önünde Allah’ın izniyle hiçbir engel yoktur. Müslümanlar bu konuda hemfikirdir.