HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an Çalışmaları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an Çalışmaları
Konu Konu: RESULE İTAAT NE DEMEKTİR ? Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
emre
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 04 kasim 2005
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 137
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı emre

hasanoktem Yazdı:

Emre Kardeş, bu üç hata rivayetlere dayanılarak yapılmamıştır kesinlikle.bu hataların dayandırıldığını iddia ettiğiniz , bu başlık altındaki rivayeti gösterin o halde?sözkonusu Peygamber hataları , Kur'an'a dayanılarak gösterilmiştir , rivayetlere dayanılarak değil. ilgili Ayetleri yukarıya da almış bulunuyorum.lütfen bir daha inceleyiniz.

Sevgili hasanoktem,

o aldığınız peygamber hataları,  bazı Kuran meallerine dayanılarak  yazılmıştır. Kuran'da müteşabihlik vardır. Onların hikmeti de vardır. Diğer meallere de isterseniz göz atabilirsiniz.

Örneğin "Kör geldi diye surat astı". Burda "surat asan" kişi, üçüncü bir şahıstır. Gölpınarlı mealinde dipnotunda buna değinmiş.

Üstelik "abus" kelimesi Kuran'da Mü'minler için kullanılmamıştır.

İlerleyen ayetlerdeki "sen"li ifadelerle muhatapların vicdanına seslenilmektedir.Zaten bu ifadelerin sonunda bunların birer "tezkireh"yani öğüt olduğu vurgulanıyor. Öğütler de "sen"li ifadeler kullanılır. Surat asan Muhammed değil.Hangi vicdan sahibi olsa bir köre surat asmaz.

Sen olsan öyle yapar mısın?

şeklinde ayetler insana hatırlatma yapıyor.Muhammed'in safında yer almasını söylüyor.

Ve o surat asanlar, ilerleyen ayetlerde yerden yere vuruluyor.

80.17 Kahrolası insan, ne kadar da nankördür!
80.18 Hangi şeyden yarattı onu?
80.19 Bir spermden! Yarattı onu, ölçülendirip biçimlendirdi onu.
80.20 Sonra, yolu kolaylaştırdı ona,
80.21 Sonra öldürdü onu, kabre koydurdu onu.
80.22 Sonra dilediği zaman diriltip ortaya çıkardı onu.
80.23 Hayır, hayır! O, O'nun kendisine emrettiğini hiç yerine getirmedi.
80.24 Hadi, bakıversin insan, kendi yiyeceğine!
80.25 Biz suyu döktük de döktük.
80.26 Sonra yeryüzünü yardık da yardık.
80.27 Ardından orada dâneler bitirdik.
80.28 Üzümler, yoncalar,
80.29 Zeytinlikler, hurmalıklar,
80.30 Gür çimenli, bol ağaçlı bahçeler,
80.31 Meyve, otlak/sebze.
80.32 Sizin ve hayvanlarınızın yararına.
80.33 Şiddetle çarpanın çıkardığı korkunç ses geldiğinde,
80.34 Bir gün ki o, kişi öz kardeşinden kaçar,
80.35 Öz annesinden, öz babasından,
80.36 Eşinden, oğullarından,
80.37 O gün onlardan her kişinin kendisine yetecek bir uğraşı vardır.
80.38 Yüzler vardır o gün, pırıl pırıl,
80.39 Gülen, müjdelerle parıldayan.
80.40 Ve yüzler vardır o gün toza-toprağa bulanmış.
80.41 Tozu-toprağı da bir is bürümüştür.
80.42 İşte bunlardır küfre sapanlar, kötülüğe batanlar.

*******************************************

Meallerde 33.sure 37.ayetin mealinde de o rivayet ve yorumlara dayanılarak tırnak açılıp kapanmıştır. Yani rivayet ve yorumların meallere etkisi olmuştur. Meallerin de meallere. Hatta noktalama işaretlerine

33.Sure 37.ayet:

http://63.231.71.139/forum_posts.asp?TID=2573&PN=1

Yukarı dön Göster emre's Profil Diğer Mesajlarını Ara: emre
 
anafikir
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 26 aralik 2006
Gönderilenler: 112
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı anafikir

Emre 

"Surat asan Muhammed değil.Hangi vijdan sahibi olsa bir köre surat asmaz."

80/1-1-4) (Peygamber), âmânın kendisine gelmesinden ötürü yüzünü ekşitti ve çevirdi. (Resûlüm! onun halini) sana kim bildirdi! Belki o temizlenecek, yahut öğüt alacak da o öğüt ona fayda verecek.5-7) Kendini (sana) muhtaç görmeyene gelince, sen ona yöneliyorsun. Oysa ki onun temizlenip arınmasından sen sorumlu değilsin.

Bu Ayeti iyi okursanız çok net göreceksiniz ki muhammed rasul ihtıyaç duymayan kişiyle üğraşıyor. Ama Allah onu uyarıyor, sana ne ondan isteyene ,gayret gösterene anlat diyor. bundan anlıyoruz ki peygamberlerde hata yapar.

Eger böyle bir şey olmasa   Allah muhammed Rasule şunu söylemez.

40/55-Ey Muhammed! Sabret. Allah’ın va’di şüphesiz gerçektir. Günahının bağışlanmasını iste. Akşam-sabah Rabbini hamd ederek tespih et.

. (Günah işlemeselerdi neden A llah BÖYLE BİR ŞEY SÖYLESİN VEYA UYARSIN ÇOK AÇIK VE NET.

 

selam ile

Yukarı dön Göster anafikir's Profil Diğer Mesajlarını Ara: anafikir
 
emre
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 04 kasim 2005
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 137
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı emre

o günah, putperestlerin iddia ettiği günahlar idi.

Peygamber onların şefaatçileri aleyhinde konuşuyordu.Bu sebeple onların nezdinde bir günahkar idi.

Mekke'nin fethi yakın olduğu için, ordaki lât, uzza, menat vs. melekler/şefaatçiler/putlar yıkılacağı için artık o günah iddialarından da kurtulacak Muhammed.

FETİH [48.2] Ki Allah senin  günahından geçmiş olanı da gelecek olanı da bağışlasın, nimetini senin üzerinde tamamlasın ve seni dosdoğru bir yola kılavuzlasın.

Yukarı dön Göster emre's Profil Diğer Mesajlarını Ara: emre
 
emre
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 04 kasim 2005
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 137
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı emre

49.12 Ey iman edenler! Zandan çok sakının! Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Sinsi casuslar gibi ayıp aramayın! Gıybet ederek biriniz ötekini arkasından çekiştirmesin! Sizden biri, ölmüş kardeşinin etini yemek ister mi? Bakın bundan iğrendiniz. Allah'tan sakının! Hiç kuşkusuz, Allah tövbeleri çok kabul eden, rahmeti sonsuz olandır.
Yukarı dön Göster emre's Profil Diğer Mesajlarını Ara: emre
 
hasanoktem
Admin Group
Admin Group


Katılma Tarihi: 10 eylul 2006
Gönderilenler: 2837
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasanoktem

 

Emre Yazdı :

Sevgili hasanoktem,

o aldığınız peygamber hataları,  bazı Kuran meallerine dayanılarak  yazılmıştır. Kuran'da müteşabihlik vardır. Onların hikmeti de vardır. Diğer meallere de isterseniz göz atabilirsiniz.

Örneğin "Kör geldi diye surat astı". Burda "surat asan" kişi, üçüncü bir şahıstır. Gölpınarlı mealinde dipnotunda bunu belirtmiş.

Üstelik "abus" kelimesi Kuran'da Mü'minler için kullanılmamıştır.

İlerleyen ayetlerdeki "sen"li ifadelerle muhatapların vijdanına seslenilmektedir.Zaten bu ifadelerin sonunda bunların birer "tezkireh"yani öğüt olduğu vurgulanıyor. Öğütler de "sen"li ifadeler kullanılır. Surat asan Muhammed değil.Hangi vijdan sahibi olsa bir köre surat asmaz.

Sen olsan öyle yapar mısın?

şeklinde ayetler insana hatırlatma yapıyor.Muhammed'in safında yer almasını söylüyor.

Ve o surat asanlar daha ilerleyen ayetlerde yerden yere vuruluyor.

 

80 Abese 1- 12 :

 

1 Surat astı ve döndü;

2 Kör geldi diye.

3 Ne bilirsin belki o arınacak?

4 Yahut öğüt dinleyecek de öğüt, kendisine yarayacak.

5 Kendisini zengin görüp tenezzül etmeyene gelince;

6 Sen ona yöneliyorsun.

7 Onun arınmamasından sana ne?

8 Fakat koşarak sana gelen,

9 Saygılı olarak gelmişken,

10 Sen onunla ilgilenmiyorsun.

11 Hayır (olmaz böyle şey); o (âyetler), bir hatırlatmadır.

12 Dileyen onu düşünüp öğüt alır.

Sevgili Emre,

bu Ayetlerde yüzünü asıp ekşittiği ifade edilen kişi Sevgili Resulden başkası değildir :

'' fe ente lehu tesadda '' Sen ona yöneliyorsun.'' Abese 6

bu Ayette ente yani sen ifadesi çok açık

'' ve ma aleyke elle yezzekke '' onun arınmamasından sana ne?. Abese 7

bu Ayettede açıkça Resule aleyke kelimesi ile sana diye sesleniliyor.

'' ve emmemen ceeke yes'a '' fakat koşarak sana gelen Abese 8

bu Ayettede ceeke ile koşarak sana gelen deniliyor.

''fe ente anhu telehha '' Sen onunla ilgilenmiyorsun Abese 10

bu Ayettede ente  kelimesi ile Sen denildiği görülüyor diğer Ayetlerde de görüldüğü gibi açık bir şekilde.

o halde '' Sevgili Peygamberi böyle bir hata yapmış olmaktan kurtaralım cehdiyle '' haşa hem Kur'an'ı red , hem de Sevgili Resulü insanüstü konumlara taşımayalım lütfen. hem bunu yaparsak Sevgili Resulü yüceltmiş değil, Kur'an'dakinden farklı ( hatasız/yanılmaz/ masum/ uluhi özellikli / Allah'ın ortağı) gibi göstererek( haşa) yermiş oluruz.

Emre Yazdı :

Üstelik "abus" kelimesi Kuran'da Mü'minler için kullanılmamıştır.

ilgisi yok.burada Sevgili Resulün toplumun çok kişiyi etkileyebileceğini düşündüğü kesiminden olan zengin insanlarına ilahi mesajı vermeye çalışırken  arınmak niyetiyle koşarak kendisine gelen kör bir vatandaşın zamansız gelişi ve zamansız müdahalesi ( tam da şu çevreleri geniş ve zengin olan kişilere mesajı veririken , daha sonra gelemezmiydi tarzında bir yüz ekşitme ve sırtını dönme ) şeklinde bir yanlış harekettir.yani Sevgili Resul , bu kör kişinin körlüğünü aşağılamak veya onu hor görmek amacıyla yüzünü ekşitmemişki kesinlikle , sen olsan öyle yapar mısın? diyorsun. evet aynı hatayı yine aynı gerekçelerle bende yapabilirdim.ama bundan sonra değil.çünkü , bu şekilde Kur'an'a davet etmenin yanlış olduğunu bize bildiren Ayet var artık önümüzde şükürler olsun.

Emre Yazdı :

Surat asan Muhammed değil.Hangi vijdan sahibi olsa bir köre surat asmaz.

Sen olsan öyle yapar mısın?

bu sorunun cevabını yukarıda vermiş bulunuyorum.

 

ve Sevgili Elçi bu ( abus ) tavrını kötü bir niyet ile veya durup dururken çarşıda birden karşılştığı bir kör vatandaşa onu aşağılamak veya hor görmek gayretiyle yapmamıştır.ilgili yukarıdaki Ayetlerden bu ilahi dersler rahatlıkla anlaşılmaktadır :

1- maddi körlüğün değil yürek körlüğünün insanı hidayetten yoksun bırakabileceğini,( ğatamallahu ale kulubihim ve sem'ihim ve ebsarihi ğişevetun / Yüce Allah onların kalplerini ,kulaklarını, gözlerini örttü )( gerçekte kalp, kulak ve gözleri sağlam olduğu halde , samimi olmadıklarından bu duyuları ilahi mesaja kapatıldı)

6 En'am 104 :

104 Doğrusu size Rabbinizden basiretler geldi(83). Artık kim (gerçeği) görürse yararı kendisine, kim de (gerçeğe karşı) kör olursa zararı kendisinedir. Ben sizin üzerinize bekçi değilim.

83 Gönül gözleri, gerçeğin kanıtları

22 Hacc 46 :

46 Hiç yer yüzünde gezmediler mi ki (kendilerinden önce mahvolanların yerlerini görsünler de) düşünecekleri kalbleri, işitecekleri kulakları olsun (akıllları başlarına gelsin, hak sözünü işitsinler). Zira gözler kör olmaz (çünkü gözlerin körlüğü, geçici bir görme yetersizliğidir); fakat (asıl) göğüslerdeki kalbler kör olur.

261 Asıl felâket, kalb gözü olan basîretin kör olmasıdır. Çünkü insana gerçekleri gösterecek olan odur. O göz burada kör oldu mu âhirette de kör olur. Ama dış göz kör olsa da kalb gözü açık ise bir zararı yoktur. Nasıl olsa şu fanî hayâttan sonra basîretler devreye girecektir.

2- kendi ayağıyla hidayeti / sırat-ı müstakimi merak ve heves ederek ,arınma niyetiyle koşup gelen kişi nin davet esnasında onun bu güzel yaklaşımının kendisine hidayate kavuşma yolunda büyük avantaj sağlayacağını ve davette önceliğin bu tip güzel insanlara verilmesi gerektiği, ( diğerleri ihmal edilsin demek değil)

3- kendisini zengin ve müstağni gören insanların istediği kadar mal mülk ,soy sop sahibi ve toplımda güce verilen önem ile paralel olarak elit tabaka diye adlandırılan kesimin Ayette '' tenezzül etmiyen '' tavrının onların hidayetinde engel oluşturduğu  , onlarında başka Ayetlerde de emirbuyrulduğu gibi ancak kendi durumlarını ilahi mesaja ve samimiyete yönelik olumlu anlamda düzelttikten sonra hidayetin gerçekleşebileceğini işaret etmektedir.

Selam ile

Yukarı dön Göster hasanoktem's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasanoktem
 
emre
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 04 kasim 2005
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 137
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı emre

ABESE SURESİ

80.1 Yüzünü ekşitti ve öteye döndü;
80.2 Yanına kör adam geldi diye.

80.3 Nereden bilebilirsin belki o arınıp temizlenecek.
80.4 Belki de düşünüp taşınacak da öğüt kendisine yarayacak.


80.5 Kendisini her türlü ihtiyacın üstünde gören kişi,
80.6 Sen  ona yöneleceksin
80.7 Onun arınmaması seni ilgilendirmezken !
80.8 Koşarak gelene
80.9 İçinde ürperti  duyarak
80.10 Sen ona aldırmazlık edeceksin!


80.11 Hayır! O, bir düşündürücüdür.

11.ayet Muhammed peygamberden öyle bir davranış beklentisinde olmamamızı /olmamalarını belirtiyor.

11. ayette Hayır  O, kendisine gelene öyle bir şey yapmaz, şeklinde anlıyorum.

80.11 Asla! O, bir düşündürücüdür.


80.12 Dileyen onu düşünüp öğüt alır.
80.13 Kutsanan-bereketli sayfalardadır o.
80.14 Yüceltilen, tertemiz sayfalarda,
80.15 Yazıcıların ellerinde;
80.16 Ak-pak, mübarek yazıcıların.
80.17 Kahrolası insan, ne kadar da nankördür!

Ve sure ilerleyen ayetlerde yüzüyle dalga geçtikleri o köre karşılık, onların ölünce ve diriliş günü yüzlerindeki değişikliği açıklıyor ve son ayetiyle de şöyle bitiyor:

80.42 İşte bunlardır küfre sapanlar, kötülüğe batanlar.

Yukarı dön Göster emre's Profil Diğer Mesajlarını Ara: emre
 
dost1
Admin Group
Admin Group


Katılma Tarihi: 28 haziran 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 538
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı dost1

Selamün Aleyküm! Değerli Hasanoktem Kardeşim!

Hasanoktem Yazdı:

''fe ente anhu telehha '' Sen onunla ilgilenmiyorsun Abese 10

bu Ayettede ente  kelimesi ile Sen denildiği görülüyor diğer Ayetlerde de görüldüğü gibi açık bir şekilde.

o halde '' Sevgili Peygamberi böyle bir hata yapmış olmaktan kurtaralım cehdiyle '' haşa hem Kur'an'ı red , hem de Sevgili Resulü insanüstü konumlara taşımayalım lütfen. hem bunu yaparsak Sevgili Resulü yüceltmiş değil, Kur'an'dakinden farklı ( hatasız/yanılmaz/ masum/ uluhi özellikli / Allah'ın ortağı) gibi göstererek( haşa) yermiş oluruz.

 10. ayette geçen “telehha” sözcüğünün aslı “tetelehha”dır. Sözcüğün kök anlamında “zevklenerek eğlenip oyalanma” anlamı vardır. Bu anlama göre, burada peygamberimizi ciddi bir kınama ve azarlama söz konusudur.

 

Ama genelde bu tarz düşük davranışları ve bu azarı peygamberimize uygun görmedikleri için meal yazan kardeşlerimiz meallerde, ayetin orijinal anlamını bozarak “sen onu bırakıp oyalanıyorsun” şeklinde çevirmektedirler.

 

 

Değerli Kardeşim!

 

Yaptığın çalışmaya ışık olabilir mi düşüncesiyle aşağıdaki çalışmayı bilgilerinize sunmak istedim.

 

          

Abese 3 - 10.  Ayetler:

“Ne bilirsin, belki o da arınıp temizlenecek yahut öğüt dinleyecek de  öğüt kendisine yararlı olacak.O, kendisini her türlü ihtiyacın üstünde görene gelince, onun arınmamasından sana bir sorumluluk olmadığı hâlde sen ona yöneliveriyorsun. Amma! Koşarak, haşyet duyarak sana gelen var ya,  sense ondan zevklenerek eğlenip oyalanıyorsun.” 

 

9. Ayette geçen “haşyet”; “bilgi, idrak neticesinde oluşan hayranlık ve saygının doğurduğu hasret kalma, uzak düşme korkusu” demek.

 

 “Haşyet” sözcüğünün, basit korku anlamındaki “havf” sözcüğüyle eşanlamlı olarak Türkçe`ye çevrilmesi yanlıştır. “Haşyet”; bilgi, idrak neticesinde oluşan hayranlık ve saygının doğurduğu hasret kalma, uzak düşme korkusu olup, kesinlikle basit korku anlamına gelmez. Nitekim Ra`d suresinin 21. ayetinde her iki sözcük ayrı ayrı anlamlarda kullanılmıştır:

 

Ra`d; 21:         &nb sp;         &nb sp;

Onlar, Allah`ın birleştirilmesini buyurduğunu birleştirirler, Rablerine haşyet ederler ve  hesabın kötülüğünden korkarlar.

 

            

Ayette (ve yehşevne rabbehüm) ibaresi “haşyet”i ( hayranlık ve saygı duyup ondan uzaklaşmaktan korkmayı), (yehâfüne) ibaresi ise basit, bildiğimiz “korku”yu ifade etmektedir.

            

Basit korku (havf) duygusu yaradılış özelliği olarak herkeste var olmasına rağmen “haşyet” herkeste olmaz.

Basit korkuya (havf) kapılan kişi, korktuğundan uzak durmaya çalışır.

 

Meselâ: Ateşten korkan ateşin yanına yaklaşmaz, hastalıktan korkan hasta olmamak için gerekli tedbirleri alır, cehennemden korkan isyan etmez, düşmanından korkan ya da vahşî hayvandan korkan onlarla karşılaşmamaya, onlara yaklaşmamaya gayret eder.

 

Ama haşyet sahibi öyle değildir. O, haşyet duyduğuyla hep yakın olmayı arzular. Ondan uzak kalmaktan korkar. Ona derin bir sevgi, saygı ve hayranlık duyar. Onun darılmaması, gücenmemesi için gayret eder. Daima kendisini ona sevdirmeye, beğendirmeye çalışır.

            

Haşyet, havf gibi yaradılıştan gelen bir duygu değildir. Haşyet duygusu sonradan oluşur.

Bilgi ve idrake dayanır, bilgi ve idrak ile doğru orantılıdır.

            

Haşyet hakkında Kur`an`daki örneklerden bazıları aşağıdadır:

 

Fâtır; 28:                      

İnsanlardan, diğer canlı varlıklardan ve davarlardan da böyle türlü türlü renkte olanlar vardır. Kulları arasında Allah`tan ancak bilginler haşyet ederler (derin hayranlık ve saygı duyup ondan uzaklaşmaktan korkarlar). Evet Allah güçlüdür, bağışlayıcıdır.

 

            

Ayette Kasr sanatı yapılmış olup, ancak bilgi sahiplerinin Allah`a karşı haşyet duygusuna sahip oldukları, bilgileri sayesinde Allah`ı bilgisizlerden daha iyi tanıyıp idrak edecekleri, O`nun gücü karşısında sonsuz bir hayranlık ve saygı duyacakları anlatılmak istenmiştir.

 

Gerçekten de, atomun içini gören bir fizik bilgini, maddenin yapısındaki akıl almaz incelikleri bilen bir kimyacı, hücrelerin yapısını iyi bilen bir biyolog, tüm evreni incelemeye çalışırken sonsuz ahenkleri keşfeden bir astronomi veya astrofizik uzmanı ile sıradan bir kimsenin Allah`ı idraki ve Allah`a karşı duyduğu saygı ve hayranlık aynı değildir.

            

Allah`ın sonsuz gücünü ve programını (Rabb olma özelliğini) gören ve bilen bilginler Allah`tan uzak kalmaktan, ona saygısızlık etmekten korkarlar (haşyet duyarlar).

            

Allah`a saygı ve hayranlıkta peygamberler ve melekler ön plândadırlar. Zira onların Allah`ı tanıma ve idrakleri, başkalarının tanımasından daha ileri düzeydedir.

 

Ahzab; 39:                    

Onlar (peygamberler), Allah`ın mesajlarını bildiriyorlardı ve O`na haşyet duyuyorlardı (derin hayranlık ve saygı duyup ondan uzaklaşmaktan korkuyorlardı). Allah`tan başka kimseye haşyet duymuyorlardı (derin hayranlık ve saygı duyup ondan uzaklaşmaktan korkmuyorlardı).

Hesap görücü olarak da Allah yeter.

 

Müminun; 57: 

Kesinlikle onlar (melekler) Rabb`lerinin haşyetinden (Rabb`lerine duydukları derin hayranlık ve saygı sonucu O`ndan uzaklaşma korkusundan) tir tir titrerler.”

 

Enbiya; 28:                   

O, onların (meleklerin) önlerinde olanı ve arkalarında olanı bilir. Ve onlar, O`nun hoşnut olduğu kimselerden başkasına şefaat (DÜNYADA yardım ve aracılık)  edemezler. Bununla birlikte onlar O`nun haşyetinden (O`na duydukları derin saygı ve sevgiden dolayı ondan

uzaklaşma korkusundan) tir tir titrerler.”

 

            

İşte İslam`daki Allah korkusu bu haşyet duygusudur, sıradan bir korku değildir.  Öğüt alacaklar da bu özelliğe sahip olanlardır. Bunlar, İbrahim suresinin 52. ayetinde “ülü-l elbab (akıl ve vicdanı temiz olanlar)” olarak nitelenmişlerdir.

            

Haşyet konusu ile ilgili olarak şu ayetlere de bakılabilir: Ya Sin; 11,  Naziat; 45, Ta Ha; 3, 44,  Enbiya; 49,  Fatır; 18,  Kaf; 33,  Maide; 44, 52,  Tövbe; 18,  Nur; 52,  Beyyine; 8,  Zümer; 23,  Ahzab; 37,  Bakara; 74 ve Haşr; 21.

 

Burada anlıyoruz ki o kör adam (Ümmü Mektüm), bu bilince ermiş birisidir. Çünkü Kur`an bunu tescil etmiştir.

 

            

Kusursuz olan Allah'tır.

 

Şüphesiz en doğrusunu Allah bilir.

 

Sevgi,saygı ve muhabbetle.

 

Allah'a emanet olunuz.

 

Yukarı dön Göster dost1's Profil Diğer Mesajlarını Ara: dost1
 
emre
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 04 kasim 2005
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 137
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı emre

33.sure39.ayet,Muhammed Peygamber'in karakterini, yaşantısını anlamamıza ışık tutmaktadır.

 

Mealde fiili muzarileri (şimdiki halde ya gelecek zamanda) yani geniş anlamlı ifadeleri göz önüne alırsak, mealin daha sağlıklı olacağını düşünüyorum.Çünkü o sırada Muhammed peygamber hayatta idi.

 

[33.39]  Allah'ın göndermiş olduklarını tebliğ edenler, Allah'tan haşyet duyarlar ve O'ndan başka kimseden haşyet duymazlar. Allah hesap gören olarak yeter.

Yukarı dön Göster emre's Profil Diğer Mesajlarını Ara: emre
 
hasanoktem
Admin Group
Admin Group


Katılma Tarihi: 10 eylul 2006
Gönderilenler: 2837
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasanoktem

 

Dost1 Yazdı:

Abese 3 - 10.  Ayetler:

“Ne bilirsin, belki o da arınıp temizlenecek yahut öğüt dinleyecek de  öğüt kendisine yararlı olacak.O, kendisini her türlü ihtiyacın üstünde görene gelince, onun arınmamasından sana bir sorumluluk olmadığı hâlde sen ona yöneliveriyorsun. Amma! Koşarak, haşyet duyarak sana gelen var ya,  sense ondan zevklenerek eğlenip oyalanıyorsun.” 

 

Aleyküm Selam! Dost1 Kardeşim!

 

bu  güzel paylaşımınız için Yüce Allah Razı Olsun. 

 

Yüce Allah'a Emanet Olunuz .

 

Saygı ve Sevgilerimle

 

 

 

 

Yukarı dön Göster hasanoktem's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasanoktem
 
emre
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 04 kasim 2005
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 137
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı emre

Ben de  عبوس  ve  عبس sözcüklerinin geçtiği ayetleri yazayım:

إنا نخاف من ربنا يوما عبوسا قمطريرا  76:10

ثم عبس وبسر 74:22

عبس وتولى 80:1

Kelime cehennemlikleri tasvir etmektedir.

80.1 “Abese” üçüncü şahıs

80.2 “Hu” zamiri “Muhammed” anlamındadır. Türkçe’de “ona” ve “kendisine” anlamlarına karşılık gelen bu kelime her iki durumda farklı anlama yol açmaktadır.

Aşağıdaki ifadeler ikinci şahıslıdır. Ve nasihat/öğüt anlamı taşımaktadır.Muhatapları düşündürmekte

80.5 Kendisini her türlü ihtiyacın üstünde gören kişi,
80.6 Sen  ona yöneleceksin
80.7 Onun arınmaması seni ilgilendirmezken !
80.8 Koşarak gelene
80.9 İçinde ürperti  duyarak
80.10 Sen ona aldırmazlık edeceksin!


80.11 Hayır! O, bir düşündürücüdür.

11. ayet Hayır Muhammed’den öyle bir şey beklemememiz öğütlenmektedir. O, kendisine gelene öyle bir şey yapmaz.

80.11 Asla! O, bir düşündürücüdür.


80.12 Dileyen onu düşünüp öğüt alır.


Ve sure ilerleyen ayetlerde yüzüyle dalga geçtikleri o görmeyene karşılık, onların ölünce ve diriliş günü yüzlerindeki değişikliği açıklıyor ve son ayetiyle de şöyle bitiyor:

80.42 İşte bunlardır küfre sapanlar, kötülüğe batanlar.

Köre surat asanlar şunlar:

80.42 İşte bunlardır küfre sapanlar, kötülüğe batanlar.

Yukarı dön Göster emre's Profil Diğer Mesajlarını Ara: emre
 

<< Önceki Sayfa Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats