Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Sayın akarapir,
Dünya bir imtihan dünyası ve dünya hayatında sosyal hayatın kanunları matematik , fizik kanunları gibi değil. Ben kadere inanıyorum.
Allah birine bir şey nasip edecekse çalışsan da oluyor, çalışmasan da oluyor. Eskiden inanmazdım. Genel kabullere aykırı ama gerçek hayatta neler oluyor neler şaşırıyorsun.
Nice haylaz çocuk, çok iyi mevkilere gelmiştir. veya çok zengin olmuştur.
Kimi çalışarak, kimi bazı yolsuzluklarla, kimisi de sadece şansının yaver gitmesiyle falan bir şeyler olabiliyor.
Çok büyük sıkıntıların ardından büyük başarı, büyük refah gelebiliyor. Çok büyük başarıların ardından , büyük refahın ardından büyük çöküntüler olabiliyor.
Hani bir şiir var. Kanuni Sultan Süleymanın kızı Mihrimah Sultan (Üsküdarda camisi vardır. ) ın Kocası Rüstem Paşa için yazılmış.
Olacaksa bir kişinin bahtı kavi, talihi yar,
Kehlesi dahi anın mahallinde işe yarar.
Rüstem paşayı damat yapmak için önce devlet görevinde yükseltmişler. Diyarbakır valisi yapmışlar. Ama çekemeyenler demişki Rüstem paşa Cüzzam hastasıdır. Hekimbaşına sormuşlar o da demişki. Cüzzam hastası olanın çamaşırında bit olmaz. Ondan sonra artık ne kadar doğru ne kadar yalan Rüstem paşanın çamaşırında bit bulunur. (muhtemelen biri koymuştur. Yoksa temizliğine dikkat eden bir adamda niye bit olsunki yani). Ondan sonra müjde padişahım müjde, Rüstem paşanın çamaşırında bit bulundu, kızınızı verebilirsiniz olayı. İşte o şiir bu olay üzerine yazılmış.
Sizden kat kat cahil, az eğitimli bir adam paraya para demiyordur.
Adamın öyle şansı vardır ki müşteriyi kapıdan kovsa müşteri bacadan girmektedir.
Adam üç kuruş parayla bir alana yatırım yapar, Yatırım bir değerlenir, bir değerlenir. Adam zengin olur.
Allah herkesi varlıkla, yoklukla imtihan etmektedir.
Para gibi, kadın da böyledir.
Nasıl parada her çoğun, daha çoğu varsa , kadın da da her güzelin daha güzeli vardır. Sonra onlar da bizi yakışıklılık testine tabi tutsa, daha yakışıklı birine aşık olsa uygunmudur. Bunların sonu yoktur.
Sonra güzel kadın karşına sadece plajda çıkmaz ki, yolda çıkar, işte çıkar, yolculukta çıkar, kursta çıkar, televizyonda çıkar.
Kadın bir mal değildir. Kadın hayat arkadaşıdır. Çocuğumuzun annesidir. Geçiniyorsak ne bizim, ne de onun birbirimize acı çektirmeye hakkı yoktur. Gerçekten büyük kul hakkıdır.
Ama gerçekten büyük bir geçimsizlik varsa, her gün eften püften sebeblerle birbirimizi yiyorsak, ne yapsak yaranamıyorsak. Kusur olabilecek hareketleri yapmıyorsak, herkes için en iyisi ayrılmaktır. Yani ayrılmak böyle bir sebebte uygun. Yoksa ben karımdan daha güzelini gördüm, nefsim istiyor. Ben yanlış evlilik yapmışım gibi düşüncelerle ayrılmak. Bunlar çok yanlış. Ayrıca böyle düşünceler hiç olgun değil.
Sen daha güzeli için ayrılırsan, senden daha yakışıklısı yüzünden tekme yiyebilirsin.
Benim felsefem bu.
Sonuçta gerçek nimeti ahirette göreceğiz. Bizim amacımız Allahın isteklerine uygun şekilde bu dünyanın nimetlerinden faydalanmaktır. Ne azmak,ne de bezmek.
Benimde yaşantım senin gibi, ama senden farkım, ben onlardan kaçmam. Yerlisi ile yabancısı ile onlarla medeni ilişkiler içinde sohbet etmek büyük zevk.
Ama asla ve asla, zina, aldatma falan hayır.
Ben bunlardan çok korkarım.
Oniki yaşımdaydım. Karşı komşu olarak yanlız yaşayan 55-60 yaşlarında bir kadın vardı. Sonra bir adam getirdiler. Kadın büyük çıngar çıkardı. Bağırdılar kavga ettiler. Kadın adamı kovdu. Kadının duyduğum lafları "defol, gençliğini kimlerle geçirdiysen sana onlar baksın. Hiç bana gelme. Sana asla bakmam". Nasıl bağırıyor. Bütün apartman inliyor.
Sonunda adam gitti. Öğrendik ki, adam ağır şeker hastası imiş ve bacağı kesilmesi gerekiyormuş. Kadına gelmiş beni bak diye. Kadın da geçmişin intikamını bir güzel aldı. Bakmadı adama. Adamın bacağını mecburen hastanede kesmişler ve bir hafta sonra da adam ölmüş.
Hayatta bir Allahtan korkarım, bir de Karımdan.
Onu üzecek hiç bir şey ne açık, ne gizli asla yapamam. Bu olay kulağıma küpe olmuştur. Zaten nefsime uyupta böyle bir kul hakkına girmem, giremem. Böyle bir şeyin hesabını bana kimse sormasa da , Allah soracaktır. Ayrıcada Dünya hayatında da bunların cezasını insanlar çeker.
Tv de bakıyorsun. Yaşlı bir amca, yaşlı bir kadın. Sefalet ve yalnızlık içinde. Muhabir soruyor. Amca senin hiç çocuğun yok mu?. Adam diyor var. Biri albay, biri bilmemne müdürü. Bir de kızım var. Hali vakti iyi bir adamla evli. Muhabir soruyor. Eee niye gelip senle ilgilenmiyorlar. Bu mevkide insanlar. Cevap- işte şey şimdi üveylik var. Ben onların annesini zamanında şimdiki karım için terketmiştim. Eh sen o kadına, o çocuklara zamanında acımamışsın, şimdi de onlar sana acımaz. Bu olay bu kadar basit. Herkes hesabını iyi yapsın.
Onun için kardeşim, sen bilirsin ama kendini rahat bırak.
Deniz sefası ile, bu konuların hiç alakası yok.
Hayatı da temel prensiplerde yaşarsan hiç bir sıkıntı yok. Geleneksel arkadaşların yaklaşımı, işte trafik kazaları otomobille oluyor. E ben trafik kazasına neden olmayayım diye ehliyet alıp araç kullanmayayım, yoksa maazallah trafik kazası yaparım yaklaşımı. Her şeyde aşırı sakınma olunca, hayatın tadı kaçıyor. Anlaşamadığımız nokta bu.
Herkese selamlar.
__________________ Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
|