HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an Çalışmaları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an Çalışmaları
Konu Konu: HADİSLERİN / SÜNNETİN İNCELEMESİ Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
hasanoktem
Admin Group
Admin Group


Katılma Tarihi: 10 eylul 2006
Gönderilenler: 2837
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasanoktem

Birader yazmıştı : ( Şimdi inkar ediyor...)

bana tevbe süresinde bahsi geçen üç kişiden bahset kim bu üç kişi bunlar evrensel Kuran içinde ne geziyorlar ?

Söyle  de bilelim birader Esbabı Nuzulsuz hadi bakayim..!  ( Müceddid )

 

Selam Müceddid ( Birader ),

Birader şu yukarıdaki satırlar sana aid değil mi?

o halde bu kadar inkarcılık/ iftiracılık niye?

hem bu kaçıncı ?

bir şey söylüyorsun, ertesi gün o söylediğini hem inkar ediyorsun, hem de iftiraya uğradığını iddia ediyorsun. yazıktır size yapmayın böyle. geleceğinize yazık.Yüce Allah iftiracıları sevmez. ( cahiliye döneminde helvadan bir put yapıp, ertesi gün acıkınca  bu putu yiyen müşrikleri geride bıraktın... )

açıkça ve net bir şekilde Ayet'te sözü edilen bu üç kişinin kim olduklarını bize soruyorsun işte kırmızı renkteki SÖZLERİN yukarıda . utanmadan birde ekliyorsun : '' söyle de bilelim birader Esbab-ı Nüzulsuz hadi bakayım..! '' sözlerini açıkça demiş olduğun halde , şimdi de bu sefer :  bize  söylediklerini yeniden inkar etmen hiç ahlaki değil. sen yukarıda ki sorularını sordun bende sana  cevabımı verdim. ikna olduysan , tamam ikna oldum da demeyebilirsin. fakat bu iftiralarının sebebi ne?kendine böyle bir çirkin mücadele yöntemi seçtiysen , kendine yazık edersin indAllah'ta.

yukarıda Biraderin kırmızı renkte alıntılamış olduğum kendi sorularını bakınız en sonki  iletisinde yine kendisi bu sefer nasıl inkar etmiş :

 

Hasanoktem'e bir ihtar : Birader ya ifratkarene ve iftira dolu beyanlarından vazgeç  yada hiç yazışma her köşeye sıkıştığınız anda bir kapı aralayıp sıvışma mantığını bırakın

demek ki , dediğine göre Esbab-ı Nüzul'u bilmezsek , bu Ayetlerin anlamını bilmiyecekmişiz öyle mi?

peki, o halde bize bu rivayetler olmazsa idi bu Ayetleri anlıyamazdık diye İDDİA ettiğin Esbab-ı Nüzuluna bir bakalım o halde ::

( gerçekten İDDİA ettiğin gibi, Esbab-ı Nüzul olmadan Ayetleri anlayamıyacakmışız MI ? GÖRELİM BAKALIM :

gibi bir iddiadda bulundum bu kadarına da artık tahammul edilmiyor ne zaman göster bizim bahsimiz esbabı nuzulun varlığı ya da var olup olmaması iken bu ne yalan beyandır Rahmana havale ediyoruz..

Yine hasan  bu rivayetler olmazsa ben bu Ayetleri anlayamam '' şeklinde özetlenebilecek olan ''bilinçaltındaki  bu görüşüne teslim oluyorsun? demişsin bunu nerde iddia  ettim ? Biz esbabı nuzulu tartışıyorduk sen direk mana bir şeylere yükleyerek üç kişinin kimlik  bilgisi  olmadan ayeti anlamadığım gibi bir safsata ortaya atarak bana her zaman yaptığın gibi görüş izafe ediyorsun !Bir kez daha yazdığım aslı asıyorum

Esbab-ı Nüzulu Bilmenin Faydaları

1. Ayetlerin manalarını açıklamak konusunda büyük önemi vardır.

2. Allah Teala’nın hükümlerinin hikmetini anlamak kolaylaşır.

3. Kur’an ayetlerinin kolayca ezberlenmesini sağlamaktadır.

4. Kur’an’ın i’cazını açıklayan “meani” ve “beyan” ilimlerinin medarı olan “muktezay-ı hali bilmek” nüzul sebeplerini bilmekle mümkün olur. Zira aynı söz, söyleyene, muhatablara, şartlara ve sözün söyleniş gayesine göre çeşitli hükümlersa alabilir, değişik anlamlar ifade edebilir.

 

sanki ben 3 kişiyi tanıma derdine düşmüşüm töbe töbe  ( Müceddid )

 

 

ŞİMDİ BEN ARTIK Müceddid  Biradere DAHA NE DİYEYİM :

 

 

bana tevbe süresinde bahsi geçen üç kişiden bahset kim bu üç kişi bunlar evrensel Kuran içinde ne geziyorlar ?  ( Müceddid )

 

diyen de sen ...

 

sanki ben 3 kişiyi tanıma derdine düşmüşüm töbe töbe   ( Müceddid )

 

 

diyen de sen...

 

 

 

VE YİNE :

Söyle  de bilelim birader Esbabı Nuzulsuz hadi bakayim..! ( müceddid )

diyen de sen... 

 

( gerçekten İDDİA ettiğin gibi, Esbab-ı Nüzul olmadan Ayetleri anlayamıyacakmışız MI ? GÖRELİM BAKALIM :

gibi bir iddiadda bulundum bu kadarına da artık tahammul edilmiyor ne zaman göster bizim bahsimiz esbabı nuzulun varlığı ya da var olup olmaması iken bu ne yalan beyandır Rahmana havale ediyoruz..

Yine hasan  bu rivayetler olmazsa ben bu Ayetleri anlayamam '' şeklinde özetlenebilecek olan ''bilinçaltındaki  bu görüşüne teslim oluyorsun? demişsin bunu nerde iddia  ettim ?  ( Müceddid )

diyen de sen...

 

 

 

Müceddid Yazmış :

Açık mı ? her biri kuranın bir baska ayetinin manasının anahtarı zincirlemeye bak..!Hulasa ben her ayet kuranın manasıdır diye bir şey demedim biz de demiyoruz..Dolayısıyla bize mana yükleyen sensin..Kuranı  tatbik edeceksen sünnet şart görüşümüz bu birader kendimizle çeliştiğimiz lafzını niye ortaya atıyorsun..

Müceddid daha önce ne demişti :

Müceddid Yazdı:

 Kardeş buradan hadisler dinin temelidir başlığının savunma mantığını nerden çıkardın ben hadis dinin temelidir diye bir hüküm görmedim..Dolayısıyla davanız batıldır..Örnek verelim

Bir kapının anahtarını ve kilidini düşün..Kilit olmadan anahtar bir işe yaramaz..Anahtar olmadan da kilit bir işe yaramaz veyahut yarar kapı kilitlenir bir daha açılmaz..

İşte sünnet ve Kur'an bu ilişki gibidir..Elbet ikisinide bilmek  öğrenmek farzdır lakin kilit burada daha muhimdir o da kur'andır..Kuranın anahtarı da malum inkar ettiğiniz sünnet..

 

 ve yine Ey Müceddid,

açıkça ''hadisler ve sünnet Kur'an'ın anahtarıdır '' dediğin halde ve bu doğrultuda '' kilit olmadan anahtar bir işe yaramaz '' ve anahtar olmadan da kilit bir işe yaramaz '' '' veyahut yarar kapı kilitlenir bir daha açılmaz '' diyerek açıkça Yüce Allah'ın mahfuz tek vahyi olan Kur'an'a eksiklik / kusur / malüllük izafe etmiş oluyorsun.açıkça farkında olarak veya olmayarak Kur'an'a saldırıyorsun. bir de bana bunları izafe etme diyebiliyorsun... bu kadar açık bir çelişkiye nasıl düşebiliyorsun?..

 

ŞEKLİNDEKİ YAMAN ÇELİŞKİYE DÜŞEN DE SEN...

 

 

 

ciddi ciddi bu Müceddid ( Birader ) kardeşimiz acaba iki farklı kişi mi diye merak etmeye başladım...

 

 Ey Müceddid veya Birader ,

belki tekrar okuman( IZ ) gerekiyor düşüncesiyle yukarıda kırmızı renkte göstermiş olduğum sorularına vermiş olduğum CEVABIMIN bir kısmını buraya alıyorum:

Cevabımın bir kısmı :

ey Birader ?

el- insaf ve  el- iz'an !...

şimdi bu kadar açık Ayetlerin şu yukarıdaki Esbab-ı Nüzulunuza ne ihtiyacı var söyler misin? Ayetlerde bahis edilen konu son derece açık iken, neden '' bu rivayetler olmazsa ben bu Ayetleri anlayamam '' şeklinde özetlenebilecek olan ''bilinçaltındaki  bu görüşüne teslim oluyorsun? tabiki bu durumda Ayetleri anlaman güçleşecektir...

bu Ayetler de, Yüce Allah :

1- Tövbe nin önemi,

2- Yüce Rabb'imizin şefkat ve Merhametle davranması,

3- güçlük saatinde ona uyan Muhacir ve Ensar'ı affetmesi,

4- savaştan geri kalanların bile hatalarını anlayıp tövbe ettiklerinde Yüce Allah tarafından bu tövbelerinin kabul buyrulacağı,

5- Yüce Rabb'imizin mağfiret dilemeye muvaffak kıldıktan sonra kulların tövbesini uygun bulup, kabul buyurması,

6- Yüce Allah'tan yine kendisine sığınmaktan başka çare olmadığının vurgulanması,

7- doğruluğun ve doğru bir şekilde davranmanın öneminin açıklanması, böyle davrananların tövbesinin kabul edileceği.

8- Kur'an'ın evrensel , zaman ve mekan tanımayan, tüm zamanları kapsayan , her zaman güncel bakışa sahip,  çağlarüstü  özelliğinden dolayı bu olayda konuda geçen  3 kişinin nüfus cüzdan bilgilerinin bizim için hiç bir şey ifade etmiyeceği...

EVET , bu ve benzeri sonuçlar, bu Ayetlerden , objektif bakabilenler için açıkça ortaya çıkmıyor mu? / açıkça anlaşılmıyor mu? O üç kişinin kimler olduğu ve nüfus cüzdanı bilgileri o kadar ÖNEMLİMİ Kİ illaki ve billaki o üç kişi için ,'' hadi bakayım söyleyin '' '' kim bu üç kişi ? '' diye sorabiliyorsun. lütfen olayda bize verilmek istenen mesaja bakın siz... sen Yüce Allah'ın bize açıkça anlattığı olaydaki mesajlara ve espriye bakacağına , kafanı istila eden rivayetlerin etkisiyle Ayetlerden gereksiz ve anlamsız şeyler İSTİYORSUN / BEKLİYORSUN... ve rivayette sözü edilen O üç kişinin özel isimlerini Ayetlerde bulamadığın için de bu sefer '' işte bakın bu Esbab-ı Nüzul olmasaydı biz bu Ayetleri anlıyamazdık ve o üç kişiyi tanıyamazdık '' gafletine ve dalaletine düşebiliyorsun... eğer konunun kendisi ve bu konudan alınacak dersler senin için önemli ise işte Ayetler de konu açıkça anlatılmış... bu olaydan alınması gereken ilahi dersler ortaya konmuş/ açıklanmış. YOK EĞER senin iddia ettiğin gibi '' o üç kişi nin nüfus cüzdanı bilgileri senin için daha önemli ise şunu bilmeni isterim ki, demek ki, Yüce Allah'ın yanında ( bu Ayet'lerden çıkaracağımız ilahi dersler bakımından)  o kişilerin nüfus bilgileri önemli değilmişki Kur'an'a özel isimlerini almamış... oldu mu güzel kardeşim...

VE :

daha daha önce söylemiş olup ,24 Nisan'da  cevabını almış bulunduğun : '' Esbab-ı Nüzul'un Faydaları '' müthiş listesini şimdi sanki sen en son ve şimdi bunu sormuşsun da bende sana BU Faydalara CEVAP yerine son iletimde sana alakasız cevaplar vermişim ve bir de üstüne iftira etmişim yanıltmacılığına / kasıtlı saptırmacılığına girişmen , senin asla Hak ve Hakikatı arama ,bulma ,Hakka teslim olma  ve  ıslah olma peşinde olmadığını gösteriyor. çok yazık...

sen bu foruma sabote etmek amacıyla geliyorsun...

mevzu konuşmak, Hakkı ve Hakikatı aramak, bulmak ve ona teslim olmak, muhtedilerden olmak gibi bir derdin yok ve şimdiye kadar da olmadı maalesef...

Selametle

 



__________________
Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
Yukarı dön Göster hasanoktem's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasanoktem
 
Müceddid
Katilimci Uye
Katilimci Uye


Katılma Tarihi: 27 mart 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 51
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Müceddid

 Bismillahirrahmanirrahim.

Çok yararlı ve değerli iki çalışma ile karşılaştım Cenabı Hakk muelliflerini iki cihandada aziz eylesin..

http://www.islah.de/sunnet/sun00018.pdf

http://www.islah.de/sunnet/sun00003.pdf

 bunlar size yeter şayet inanmaya iman etmeye aklınız varsa bunlar size yeter başka söze hacet yok gerçekten sevindim Allah bu zümreden razı olsun her daim..

Yukarı dön Göster Müceddid's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Müceddid
 
mindar
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 02 kasim 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 373
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı mindar

Müceddid kardeş sana 2 soru..

1.. Kuran Allahın sözümüdür.......

2.. Hadisler Peygamber Sözümüdür.....

Cevabına göre düşün... eğer 2. soruya evet cevabını vermişsen şöyle düşün Allah kitabını koruyacağını söylüyor peki allah peygamberin hadisleri adı altındaki sözleri koruyacağına dair bi vaad mi var yoksa siz gene onun korunacağına hadislerdenmi kanıt getireceksiniz eğer kuran allah sözü ve değiştirlimemiş ve değiştirilemez diyorsanız hadislere inanılması gerektiğini peygambere bir kuran ve bir misli verildiğini değişmeyen kaynak kurana göre açıklarmısınız delil gösterin... hadislerin doğruluğuna

 

lütfen bunu yaparken samimi olun saldırmak amaclı yazmayın..

Yukarı dön Göster mindar's Profil Diğer Mesajlarını Ara: mindar
 
iblissavar
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 06 subat 2007
Gönderilenler: 363
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı iblissavar

 Selam dostlar,
  Tımarhaneden kaçmış görüntüsü veren bu müceddid nickli kişiye daha fazla cevap vermenin bir anlamı yok.Adamın niyeti hak ve hakikati aramak değil,kendisine öğretilen tımarhane talimlerini tekrar ederek, milletle kafa bulmak olduğundan,"benim oğlum bina okur,döne döne gene okur"meseli,  iyice zıvanadan çıkan bu kişiye en iyi cevap:

 "haydi dön mağarana,aydınlık sana bir numara büyük, karanlıkta kalmaya devam" demek gibi geliyor bana.  Burası psikolojik ve mantalite sorunlarınızı kusacağınız yer değil. Necis olana necaset, nezih olana da nezahet yakışır vesselam..

                      Yar yüreğim Yar! Gör ki neler var,
                       Bu halk içinde bize güler var!
                     Ko gülen gülsün, Hak bizim olsun,
                      Gaafil ne bilsin, Hakk'ı sever var!




__________________
ŞEYTANDAN VE ONUN EVLİYASINDAN KAÇINMANIN EN İYİ YOLU,ŞEYTANA KÜLAHINI TERS GİYDİRMEKTİR!
Yukarı dön Göster iblissavar's Profil Diğer Mesajlarını Ara: iblissavar
 
hasanoktem
Admin Group
Admin Group


Katılma Tarihi: 10 eylul 2006
Gönderilenler: 2837
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasanoktem

 

Selam,

sıkı durun dostlar,

Yüce Allah'ı ahed ve samed olarak tek başına / yalnız kendisi olarak bu güzel İslam Dininin kurucusu ve tek ilahı olduğunu bir türlü kabul ve itiraf edemiyen rivayetler / şirketler dini mensublarından size çirkin bir hadis İDDİA'sı daha :

'' SAHABE HANIMI BİR ADAMI EMZİRİYOR ''  

yazık, çok yazık...

hemde bunu söyleyenler, bizi Kur'an ile çelişen / Kur'an ile zıt olan hadis İDDİA larını reddettiğimiz için bizi sahabe düşmanlığıyla suçlayanlar...

onlara diyorum ki :

biz Kur'an'a muvafık olmayan o çirkin hadis İDDİA larını red ederken aynı zamanda Sevgili son Resulü ve sahabeleri o çirkin töhmet ve iftiralardan da korumuş oluyoruz.

biz onları bu çirkin hadis iftiralarından korumaya çalışırken

sizin ise,  ısrarla bu şeytani hizmet ve fitneleri destekleyip onaylamanıza ne demeli?

bu yaptığınız, hem Sevgili son Resule hem de Sahabelere karşı en büyük saygısızlık ve saldırı değil midir?  

lütfen düşünün artık...

Selam ve Dua ile

 



__________________
Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
Yukarı dön Göster hasanoktem's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasanoktem
 
aciziz
Groupie
Groupie
Simge

Katılma Tarihi: 15 mayis 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 67
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı aciziz

HADİSLERDEN KURTULUP KUR’AN A DÖNEBİLİRMİYİZ?


Peygamberimize sahiplendirdiğimiz fiillerin, sözlerin peygamberimizin vefatından  yaklaşık iki yüzyıl sonra başlanmış olmasının bazı fiillerinin ve sözlerinin uydurma olabileceğini ya da bazıları tarafından gerek iyi niyet gerek art niyetle değiştirilerek yanlış aktarılmış olabileceği gerçeğini ne kadar örtebiliriz? 


Allah Şüphe yok dinde, çelişki yok derken hadis+sünnetlerde yaşadığımız dini çelişkiler, karmaşalar yumağı yaptığımızı ve ayrıma düştüğümüz bu konularda uzlaşıyı Allah’ın huzuruna varıncaya kadar erteleyecek miyiz?


Hadislerden Kurtulabilmemiz için doğru ya da yanlış bütün hadislere sırtımızı dönmemiz gerekiyor. İyi niyetli bazı kişiler ise efendim HADİSLERİ Kur’an süzgeçinden geçirelim, doğruluğuna o takdirde inanalım. Güzel bir düşünce ama DOĞRU olsa da  başına Peygamber dedi ki’ yi eklersek Peygamber istismarı yaparak bir şeyleri şartlandırdığımız gerçeği değişecek mi? Kaldı ki bize güzel gelen bir HADİS’e dayanarak birileri peygamber böyle demiş diye bir yanlışa girse bu yaptığımız zulmün yükünü nasıl kaldırırız.


 Hadislerin yanlışlıklarından ve çarpıklıklarından sırtımızı tümüne dönmeden kurtulamayız. Eğer dursun hadisler kime ne zararı var demiyorsak, bakalım iftira olduğunda şüphe götürmeyen hadisleri hadislere inanan birisi olarak temizleyebilir miyiz?


Uydurma hadîs çoktur, Kur'ân okuyalım diyenlere( Mesela Bana);

Hadîs-i serîflerde buyuruluyor ki:


1- Bir zaman gelir, beni tekzib edenler çıkar. Söyle ki, kendisine benden bir hadîs söylenince, "Resûlullah böyle şey söylemez. Bunu bırak, Kur'ândan söyle" der. Ebû Ya'lâ


2- Mikdâm İbnu Ma'dîkerib (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Haberiniz olsun, rahat koltuğunda otururken kendisine benim bir hadisim ulaştığı zaman kişinin: "Bizimle sizin aranızda Allah'ın kitabı vardır. Onda nelere helâl denmişse onları helâl biliriz. Nelere de haram denmişse onları haram addederiz" diyeceği zaman yakındır. Bilin ki, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın haram kıldıkları da tıpkı Allah'ın haram ettikleri gibidir"


Ebu Dâvud, Sünne, 6, (4604); Tirmizî, İlm 60, (2666); İbnu Mace, Mukaddime 2, (12).Ebu Dâvud'un rivayetinin baş kısmında şu ziyâde vardır: "Haberiniz olsun, bana Kitap ve bir o kadar da (sünnet) verildi." Rivayetin gerisi yukarıdaki mânada devam eder

Muhammed Hadimî hazretleri buyuruyor ki: Dindeki dört delil, müçtehitler içindir. Bizim için delil, mezhebimizin bildirdiği hükümdür. Çünkü bizler, âyet ve hadîsten hüküm çıkaramayız. Mezhebin bir hükmü, âyete, hadîse uymuyor gibi görünse de yanlış değildir. Bunun için tefsîr ve hadîs okumamız uygun olmaz.Berîka s.94

Tefsirden de Kuran dan da men edildik. Allah’ ın apaçık dediği ve her çeşit örnekle kolaylaştırdığı öğretilerini  anlayamadığıma şükretmeli miyim?! Allah Kuranda akıl sahiplerini sorumlu tutmuyor mu?(Akıl gerçeği, doğruyu görmede ya da örtmede önemli bir araçtır.Gerçeği, doğruyu Kur’an gösterir)

Hadîs-i serîflerde buyuruluyor ki:


3- Âlimlerin farkli ictihâdlari, mezheblere ayrılmaları rahmettir. Beyhekî


Ardından Belki Buyruklara karşı çıkan Mezhebsiz ahmak! olursa diye biraz daha engel çıkartalım demişler bakalım ne demişler?!

Bir müctehid, baska bir müctehide hatâ ettin demez.

Ictihâd ictihâd'la nakzedilemez Mecelle m.16

İCTİHAT’ta hata olmaz! Eleştirilmez!


Bu noktaya değinmemin nedeni mezheblerin temelinin hadis+ictihadlar olduğunu vurgulamak içindir. Eğer ki olası yanlış ictihatlar bile dile getirilemiyorsa gerisini siz düşünün.


HADİSLERİN doğruluğunu anlamada bir yöntem de şu hadislerdir!

Hadîs-i şerîflerde buyuruluyor ki:


Benden duyduğunuz âyet ve hadisi tebliğ edin! Benî İsrâil’den bildirdiklerimi de söyleyin! Yalnız bana bilerek yalan isnat eden Cehennemdeki yerine hazırlansın! Buhârî

İftirâcıların en büyüğü, söylemediğim bir sözü, bana isnat edip nakledendir.Beyhekî

Söylemediğim sözü, hadîs olarak bildiren veya Ku'ânı kendi rey’i ile tefsîr eden, Cehennemde azab görecektir. Tirmizî

Şimdi Hadislerle beslenen/besleyen biri Bu hadislere göre hadislerden bir tanesinin dahi yanlışlığını kabul ederse kaynakları, yere göğe sığdıramadıkları imam/efendi/hoca/ulema/evliya vs. sınıfına kattıkları düşünceleri/fikirleri yorumlanamayan , red edilemeyen kişilerin iftiracı ve Cehennemlik olduklarını da kabul etmek mecburiyetinde kalacakdır.

Ondan daha önemlisi ise alışverişini yaptıkları (Belki maddi belki insanları etkilemek amacıyla) onlara has dinleri bir anda kaybolacaktır.

Bu durumda yaşam ortamları yok olacağı için bu saçmalıklara sımsıkı sarılmalarını hoş görmek gerekir değimli! Öyle ya bataklığı kurutursan bu sinekler neye konacak!

Kur’an dan korkuyorlar. Bunu dile getiremiyorlar

HADİSLERİN Resulun söylediği gibi kelimesi kelimesine rivayet edilmediğini kendileri de kabul ederler. Nasıl kabul etmesinler aynı HADİS bir çok kere farklı şekillerde senedli! Sepetli! Alimlerce! Nakledilmiştir. Allah hükmü vermişken HADİSLERE sarılan, hadissiz olmaz diyen Diyanet işlerinden çıkan şu kararı Sened+Alim ateşinde ne pişiriliyor görmeye çalışalım:

“Diyanet’in bir referans kitap hazırlığı içinde olması, uydurma hadislerden kurtulunması adına çok önemli. Hz. Muhammed’e atfedilen sözlere yönelik en büyük itiraz Hz. Ayşe’den gelmiş. Ebu Hureyye, peygamberin, ’Namaz kılarken önünüzden eşek, kara köpek ve kadın geçerse namazınız bozulur’ diye konuştuğunu rivayet eder. Hz.Ayşe, bu rivayete büyük tepki gösteriyor ve Hureyye’yi ayıplıyor, peygamberin böyle bir sözünün olmadığını savunuyor. Ancak bu ve buna benzer yüzlerce söz, peygamberin hadisi olarak kabul ediliyor.”

Diyanette aklı başında, Allah’ ı bilen ve Kitap’dan nasibini alan insanların çoğalması güzel bir geleceğin işaretidir.

İslam dinini kabul ettiğimizi ama inanmadığımızı fark etmeden  edemeyen İllede hadis demeye devam edelim!

Bazı hadislerin yalan olduğunu kabul edip, bunların İngiliz, Yahudi vs. oyunları ile hadis adı altında bizim kutsallarımıza dolayısıyla inancımıza zerkedilmiş zehir olarak nitelendirelim. Bu Yalan hadisleri nakleden o Büyük Allah Kullarının (Buhari, Muslim vs..) bir şekilde mazur görüp diğer hadislerini kabul etmeye devam edelim.  Yalnız Kuran diyenleri, Resulden bizi uzaklaştırmaya çalışıyorlar, O Alemlerin Rabbinin Seçtiği kul’un büyüklüğünü kavrayamıyorlar, onu kendileri gibi sıradan bir insanmış gibi görüyorlar, Kuran’ı, o hadisler olmasaydı anlayamazdık, diyerek kendimizi tatmin edip! HADİS tutkumuza devam edelim.

Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ın Veda hutbesinde büyük bir kalabalığa seslendiğini (100 bin civarında insana irad ettiği rivayet edilir)dolayısıyla  en çok şahidin (ki kalabalıkta sahabelerin olduğunu unutmayalım), bu hutbede bulunduğunu ve bu kadar güvenilir tanık varken cümlelerin daha az tahrif edilmesi gerektiğini tahmin edebiliriz.  Bakalım Ne Kadar az tahrif ya da doğru nakledebilmişler.

Veda hutbesinin bir seferde tüm inananlara iletilemediği için, Arafta, Minada, Arefe gününde yani farklı zaman ve  yerlerde kısım kısım insanlara iletilebildiği ve bunların birleştirilerek tek bir veda hutbesi olarak sunulduğu rivayetleri de vardır. İşte bu bilgiler ışığında yolumuzu bulmaya çalışalım!

Veda hutbesi 1: MÜ'MİNLER!

Size bir emanet bırakıyorum ki ona sıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanet Allah Kitabı Kur'andır. MÜ'MİNLER! Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman müslümanın kardeşidir, böylece bütün müslümanlar kardeştir. Din kardeşinize ait olan herhangi bir hakka tecavüz başkasına helal değildir. Meğer ki gönül hoşluğu ile kendisine vermiş olsun

Veda hutbesi 2.: İmam Malik'e ulaştığına göre, Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) şunu söylemiştir: "Size iki şey bırakıyorum. Bunlara uyduğunuz müddetce asla sapıtmayacaksınız: Allah'ın Kitab'ı ve Resûlünün sünneti".Muvatta, Kader 3, (2, 899).

Veda hutbesi 3: Yezid İbnu Erkam (radıyallahu anh) anlatıyor: Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: " Size, uyduğunuz takdirde benden sonra asla sapıtmayacağınız iki şey bırakıyorum. Bunlardan biri diğerinden daha büyüktür. Bu, Allah'ın Kitabı'dır. Semâdan arza uzatılmış bir ip durumundadır. (Diğeri de) kendi neslim, Ehl-i Beytim'dir. Bu iki şey, cennette Kevser havuzunun başında bana gelip (hakkınızda bilgi verinceye kadar) birbirlerinden ayrılmayacaklardır. Öyleyse bunlar hakkında, ardımdan bana nasıl bir halef olacağınızı siz düşünün" irmizî, Menâkıb 77, (3790).


Veda Hutbesi Sonrası:Ebu Hüreyre (radıyallahu anh)'den rivâyet edildiğine göre bir gün kendisi çarşıya uğrar ve: "Mescidde Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın mirası taksim edilirken ben sizleri burada görüyorum (Bu ne biçim iş, siz de koşun) buyurur. Herkes mescide koşuşur, bir şey göremeyince: "Taksim edilen bir şey göremedik, sâdece bazıları Kur'ân okuyordu" derler. O cevabı yapıştırır. "İyi ya, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın mirası zaten bu değil mi?"Heysemî, Mecma'u'z-Zevâid'de, Taberânî'nin el-Mu'ce'mu'l-Evsat'ından nakleder (1, 123, 124).


Bundan da şöyle bir çıkış bulmaya çalışmışlardır HADİS savunucuları : Rivayetlerde kullanılan Kelimeler ve bahsedilen kişiler değişmiş olabilir ama Mana değişmemiştir.Birebir noktasına virgülüne kadar değişmeden gelmesini temenni etmek ümmeti zora koşmaktır. Gerçeklikten uzaklaşmaktır.


Öyle ya Peygamber Kuran’ı emanet ettiyse KİM itiraz edebilir. Müslümanım diyen herkes Kuranı kabul edecektir şüphesiz.

O Güzel’e ne güzel yakışıyor bize Kuran’a sarılmamızı tavsiye etmesi.

Sünneti Eklemesi?!! (HADİSLER ışığında Sünnetin ne Korkunçluklar sunduğunu aşağıda kısmen göreceğiz)


Ya Ehlibeyti Eklemesi?!! (Peygamberimizin Hiçbirimizin babası olmamasının ne büyük rahmet olduğunu hala mı idrak edemedik! Atamız İbrahim’in Babası için ettiği dua’nın gösterdiği gerçeği niçin göremedik. Allah’ın Hidayeti ben veririm sözünden hiç mi anlam çıkartamadık ki aynı yönde bir çalışma olan seyyidler kurumu kurmak için uğraşıyoruz?)


Burada kelimelerin değişmesi değil yeni kelimeler hem de dini yaşantımızı kökten etkileyecek eklentiler söz konusu değil midir? Gerçekten uzaklaşmak değilmidir.


DİN İŞLERİ  DİYANET İCRAATA BAŞLADI:


Diyanet’in kadını aşağılayan hadislerin temizlenmesi çalışması buyrun;


İsrailoğulları olmasaydı et kokmazdı; Havva olmasaydı kadınlar erkeklere ihanet etmezdi.


Kadınlar kaburga kemiğinden yaratılmıştır, onları düzeltmeye uğraşmayın. Onlardan eğrilikleriyle yararlanın.


Eğer kadın, eşi istekli olduğu halde ona cevap vermezse, cehennemdeki yerini hazırlasın.


Kocanın vücudu irin ile kaplı dahi olsa ve karısı onu yalayarak temizlese yine de kocasının hakkını ödemiş olmaz.


Ey kadınlar! Eğer kocalarınızın size olan haklarını bilseydiniz, ayaklarının tozunu yüzlerinizle silerdiniz.


Kadınların dinleri ve akılları eksiktir.


Kadınlar arasında iyi kadın, yüz tane karga arasında alaca bir karga gibidir.


Cehennem halkının çoğunun kadınlardan olduğunu gördüm.


Bir kadın, kocası kendisinden razı olduğu halde ölürse cennete girer.


Kadınların hayırlısı, erkeklerin yaramazlıklarına, kötü huylarına sabredendir, bu sabır onların cennete girmesine sebeptir.


Uğursuzluk üç şeyde vardır: Kadında, evde ve atta.


Dövme yapan ve yaptırana, yüzdeki tüyleri aldıran ve estetik için dişlerini seyrelttiren kadınlara Allah lanet etsin.


Hadislerde Anlatılan O Yüce Ahlak sahibini bu şekilde karalamaya kimin hakkı var.




__________________
Anlatan da aciz dinleyen de aciz, Hamd O Allahüssamed'e ki İlahi Kelam ile seslendi
Yukarı dön Göster aciziz's Profil Diğer Mesajlarını Ara: aciziz
 
hasanoktem
Admin Group
Admin Group


Katılma Tarihi: 10 eylul 2006
Gönderilenler: 2837
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasanoktem

 

Selam Aciziz Kardeş, ellerine ve yüreğine sağlık, HOŞGELDİN

bu güzel paylaşımına bir kaç Ayet ile katılmak istiyorum :

43 Zuhruf 36-37 :

36 Kim Rahmân'ın zikrine karşı kör olursa ona bir şeytânı sardırırız; artık o, onun (yanından ayrılmaz, ona sürekli olarak kötülükleri telkin eden) arkadaşı olur.

37 O(şeyta)nlar onları yoldan çıkardıkları halde bunlar doğru yolda olduklarını sanırlar.

25 Furkan 30 :

30 Elçi de: "Ya Rabbi, kavmim, bu Kur'an'ı terk edilmiş bıraktılar demiştir.

12 Yusuf 105-106 :

105 Göklerde ve yerde nice âyet(ler) var ki onların yanından yüzlerini çevirerek geçerler.

106 Onların çoğu, Allah'a ortak koşmadan inanmazlar.

29 Ankebut 51 :

51 Kendilerine okunan Kitabı sana indirmemiz, onlara yetmedi mi? Şüphesiz inanan bir toplum için bunda bir rahmet ve öğüt vardır.

Selam ve Dua ile



__________________
Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
Yukarı dön Göster hasanoktem's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasanoktem
 
aciziz
Groupie
Groupie
Simge

Katılma Tarihi: 15 mayis 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 67
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı aciziz

Selam Allah yolunu arzulayan ve Allah'ın hükümleri ile varmaya çalışanların üzerine


HADİS DİYENLER SAKALINIZA NE OLDU?


 Hadisleri savunma gereği duyanlar Allah’ın KİTABI, hadisler ve Peygamber’in Sünneti’ne sarılmadıkça Kur’an dininin tam anlamıyla yaşanamayacağını iddia ederler.Kur’an yeter diyenleri peygamber efendimizi görmemezlik etmekle, inaçlarında samimiyetsizlikle itham ederler. Kur’an da verilen hükümlerin reddi (uygulamamak farklı bir durumdur)insanı dinden çıkartır şüphesiz.


Kur’anda bir konuda hüküm bulamayanlar hadis ve sünnet ışığı ile mevzuya hüküm koymaya olmadı, Konu hakkında birden çok hadis varsa ya da o konuda herhangi bir bilgi yoksa benzer hadislere icma ve kıyas dedikleri yöntem ile hüküm bulmaya çalışırlar.


İcma; İslam hukukuna göre, herhangi bir çağ veya dönemde yaşamış İslam bilgini ve müçtehitlerin Kitab’a, Sünnet ve bazı mezheplere göre kıyasın delillerinden birine dayanarak, İslami hükümlerin bir meselesi konusunda aynı hükmü vermeleri, aynı hükümde birleşmeleridir.   Tabi ki aynı konuda farklı hükümlerle karşılaşılmaktadır ve buna da hata denilememekte rahmet denilip geçilmektedir.


Bir hüküm eğer kitapta yoksa sünnete bakılır, onda da yoksa icma sonra da kıyasa başvurulur.. Müctehitlerin icması ancak, zanni veya kati bir delile dayanmak suretiyle geçerli olur. Eğer bir dayanağı olmaksızın icma meydana gelseydi, yanlışlar doğru sayılmış olabilir, hata üzerine ittifak mümkün olabilirdi.  İcma da Alimlerin sözde birleştiği tek nokta hata yapmamalarıdır.İcmâ da hiçbir Alim bir diğerinin hata yaptığını söylemez, o hata değil değişik güzel bir görüştür ama farklı bir Alim aynı konuda farklı bir yöntemle izleyebilir ve helal haram noktasında değişebilecek zıt bir hükümde verebilir. BİR diğerinin hata yaptığını söylemek sanki! ayrılıkta rahmet olmasının önüne geçmektir!


Eğer bir meselede hata yapıldığını söylerlerse daha önce görüş belirtmiş olanları yanlışlıkla, sapmakla itham etmiş olacaklardır ki bu da mezheb imamları da dahil olmak üzere hadislerle Halifelere ve


Peygambere dayatılan bazı olayları da kapsamına alacaktır ki onlarda kendi uydurdukları, körü körüne inandıkları ve uygulamaya kalktıkları hadisler yüzünden güvenilmez kişiler konumuna gelebilecektir. Bu ihtimal bile hadis savunucularının ne kadar büyük bir zulumde olduklarının tek başına delilidir. Hal böyleyken  Sistemleri de çökecektir. Hata yapmak Alimlere vs. mahsus değildir!

Sözüm ona, Hata sadece Kur’an yeter diyenlere mahsustur!

Çünki Kur’an bir çok noktaya ya değinmemiştir! (Şükür bir çoğu Kur’an da eksik olmadığını algıladı da küfre varan yaklaşımlardan dönüldü) ya da öyle bir uslüp kullanmıştır ki ancak 20-30 yıl dirsek çürütenler ya da büyük bir Alim’ e öğrenci olan ve ömrünü onun doğrultusunda  geçirenlerin anlayabileceği bir özelliği vardır!!!(Ümmi bir kavme gelmesi, Allah’ ın apaçık demesi, kıavuz olduğunu belirtmesi yetmedi !)


Kur’an ve HADİSLER, hadisler ışığında sundukları Peygamber sünnetleri olmasa olmaz diyenler, takipçisi oldukları liderlerinin Kadınların başındaki örtüden ellerini çekip, neden sakal bırakmadıklarını ya da kendilerinin neden sakal bırakmadıklarını izah etsinler.


Yalnız Kur’an diyenler Kur’anın tümünü kabul ederlerken; hadissiz olmaz diyenler,Yoksa onlar HADİSLERİN bir kısmını kabul ediyor bir kısmını red mi ediyorlar?!


Ölçekleri nefsleri mi?


Allah’ın hükmüne hüküm eklemek ya da çıkarmak mümkün mü?

Yalnız Kur’an yeter diyenleri samimiyet sınavından geçirmeye çalışanlar; Şu ayetleri okuduktan sonra lütfen hadislere duyduğunuz saygıyı gösterin ya da artık ne iseniz o olun..


Allah ve Resûlü bir iş hakkında hüküm verdikleri zaman, hiçbir mü’min erkek ve hiçbir mü’min kadın için kendi işleri konusunda tercih kullanma hakları yoktur. Kim Allah’a ve Resûlüne karşı gelirse, şüphesiz ki o apaçık bir şekilde sapmıştır. Ahzab 36


Allah'a ve Elçisine itaat edin ki merhamet olunasınız. Al-i İmran 132


Ancak Allah’tan gelenleri tebliğ edebilirim ve O’nun vahiylerini açıklayabilirim. Kim Allah’a ve Resûlüne karşı gelirse, şüphesiz onlar için, içinde ebedî kalacakları cehennem ateşi vardır. Cin 23

Samimi olalım ve Allah ve Resulüne İtaat’ın ne demek olduğunu bir kere daha bir kere daha düşünelim.


Buyrun HADİSLER;


1          Kisra’nın Peygamber’e gönderdiği iki elçinin ikisi de sakallarını kesmiş, bıyıklarını ise uzatmışlardı. PEYGAMBERİMİZ huzuruna gelen bu adamların yüzlerine bakmak istemedi ve onlara Yazıklar olsun, size bunu kim emretti?diye çıkıştı. Onlar da Bize bunu Kisra emretti dediler. Bunun üzerine Peygamberimiz şöyle buyurdu: Fakat Rabbim bana sakalımı uzatmamı ve bıyığımı kısaltmamı emretti. Taberi


2          Bıyıklarınızı iyice kısaltıp, sakallarınızı bırakın Müslim, Buhari


3          Bıyıklarınızı kısaltınız İsrailoğulları bıyıklarını kısaltmadıkları için (bazı) kadınları zina ettiler. Buhari


4          Müşriklere muhhalefet edin sakallarınızı çoğaltın, bıyıklarınızı azaltın Müslim, Buhari


5          Hz. Aişe (r.anha)'den rivayet edilen bir hadislerinde "On şey fıtrattandır: Bıyıkları kesmek; sakalı salıvermek; misvak ile ağzı, dişleri temizlemek; su ile burnu temizlemek; tırnakları kesmek; kirlerin barınabileceği yerleri yıkamak; koltuk altındaki kılları gidermek, kasıkları tıraş etmek; necaset yolunu su ile pak eylemektir" (Müslim, Tahare, Ebu Davud Tahare, Nesâî, Zine,)


6          On haslet vardır ki Lut kavmi onlar sebebiyle helak oldular. Benim ümmetimde onlara bir huy ilave edecektir. Erkeklerin birbirleriyle livata etmesi, çamurdan yapılmış küçük yuvarlak cisimleri atmak, sapan atmak, güvercin uçurtmak, def çalmak, içki içmek, sakal kesmek,bıyığı uzatmak, ıslık çalmak, alkış yapmak ve ipek giymektir.


Ümmetimin bunlara ilave edeceği bir haslet ise, kadınların birbirleriyle ilişki kurmalarıdır. Ali el Muttaki, Kenzül Ummal


7          İbn Ömer anlatıyor: Peygamber buyurdu ki:Bıyıkları kısaltın, sakalları olduğu gibi bırakın.” Müslim



8- Sünnetimden dönen benden değildir." Buhari, Müslim


HADİS hadis diyen arkadaşlar; Bu ve benzeri hadisler ile  sakalı tıraş etmenin haram olduğu hükmüne varan Kur’an değil Peşinden körü körüne koşturarak, Yücelttiğiniz! Alimlerimiz sakal bırakmaya Hanefi Maliki ve Hanbeli mezhebinde Haram Şafii mezhebinde harama yakın hükmü vermiştir.

Dilerseniz bir bakın hadis+sünneti dayanak gösteren, icma ve kıyas yöntemlerini kullanarak herbiri hatasız olan mezheblerin ayrılıktan gelen rahmetlerin sonuçlarına

http://63.231.71.139/forum_posts.asp?TID=734&PN=2


ilginç olan  İcma ile biri haram derken diğeri haram değil diyebilmekte ve diğerinin vardığı zıt sonuç hata olmamakta!?

daha da ilginci biri yaptığı eylemden sevap diğeri günah kazanmakta! Pardon ama Allah Bir (şüphesiz) değil mi? Kur'an hepimize gönderilmedi mi? o halde inananlara aynı eylemlerden dolayı farklı muamele etmekle bizlere adaleti emreden O Adl'in Adaletinden şüpheye düşürerek Allah'ı itham etmek iftira değilmidir? Bunun Sonucu nedir?


Bu hadisler ışığında Kur’an da övülen  Allah’ın seçip yükselttiği Muhammed Mustafa Murteza’ ya muhalefet etmeye devam mı edeceksiniz yoksa hadisler uydurma da olabilir mı acaba diye düşünmeye başlayacak mısınız?


Allah dilediğini/dileyeni hidayete erdirecektir.Allah’ım umutsuz koymaz kulunu, rahmetini esirgemez. O Ganidir




__________________
Anlatan da aciz dinleyen de aciz, Hamd O Allahüssamed'e ki İlahi Kelam ile seslendi
Yukarı dön Göster aciziz's Profil Diğer Mesajlarını Ara: aciziz
 
Alperen
Admin Group
Admin Group
Simge

Katılma Tarihi: 09 nisan 2005
Gönderilenler: 2974
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Alperen

Fereç HÜDÜR tarafından kaleme alınan "Kütüb-i Sitte'nin Eleştirisi ve Kur'ana Arzı" isimli kitap:

http://www.hanifdostlar.com/forum_posts.asp?TID=3489




__________________
Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
Yukarı dön Göster Alperen's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Alperen
 
hasanoktem
Admin Group
Admin Group


Katılma Tarihi: 10 eylul 2006
Gönderilenler: 2837
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasanoktem

 

Müceddid ( Birader ) Yine YazmışLAR :

 

- Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e Helal ve Haram Koyma Yetkisi Veren Ayetler;

         

“Onlar ki, yanlarındaki Tevrat ve İncil’de yazılı buldukları o Elçi’ye, o ümmi peygamber’e uyarlar. O peygamber ki, kendilerine iyiliği emreder, kendilerini kötülükten men eder; onlara güzel şeyleri helal, çirkin şeyleri haram kılar, üzerlerindeki ağırlıkları, sırtlarındaki zincirleri kaldırıp atar. Ona inanan, destekleyerek ona saygı gösteren, ona yardım eden ve onunla beraber indirilen nura uyanlar, işte onlar felaha erenlerdir.”[1]

“Kendilerine kitap verilenlerden Allah’a ve Ahiret gününe inanmayan, Allah’ın ve Rasulünün haram kıldığını haram saymayan ve hak dini din edinmeyen kimselerle, küçülerek elleriyle cizye verecekleri zamana kadar savaşın.”[2]

Hadisi şerifte de; “Allah Azze ve Celle sizin aranızda, emrolunmadığım halde ihdas ettiğim bir sünnetten dolayı bana soru sormayacaktır.”[3] Buyrulmuştur.

“Kim Peygambere itaat ederse Allah’a itaat etmiş olur.”[1]

“Peygamber size ne verdiyse onu alın, size neyi yasakladıysa ondan da sakının.”[2]

 “De ki; “Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah çok merhametli ve bağışlayıcıdır. De ki; “Allah’a ve peygambere itaat edin! Eğer dönerlerse muhakkak ki Allah kafirleri sevmez.”[3]

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’e ittiba olunmadan ve emirlerine boyun eğilmeden Allah sevgisi gerçekleşmez. Söz, davranış, ahlak ve tavırlarında Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e muhalefet edenler, Allah’ın gazabına ve kahrına uğrayanlardan sayılır. Allah’a ve Rasulüne itaat edip, söz ve davranışlarında peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e tabi olan, ahlak ve adabda O’na uyanlar ise Allah’ın kendilerine nimet verdiği kimselerdendirler.

“Biz hiçbir peygamberi Allah’ın izniyle itaat edilmekten başka bir amaçla göndermedik.”[4]

“Hem Allah’a ve Peygamber’e itaat edin! Umulur ki merhamet edilirsiniz.”[5]

“…Kim Allah’a ve Rasulüne itaat ederse (Allah) onu altlarından nehirler akan cennetlere koyar; orada ebedi olarak kalıcıdırlar. İşte büyük kurtuluş budur.”[6]

“Onlara; “Allah’ın indirdiğine ve (Muhakeme olmak üzere) peygambere gelin!” denildiği zaman, münafıkların senden (tam) bir çevriliş ile yüz çevirdiğini görürsün.”[7]

“Kim Allah’a ve Rasul’e itaat ederse işte onlar; Allah’ın kendilerine nimet verdiği peygamberler, sıdıklar, şehidler ve Salih kimselerle beraberdirler. İşte onlar, ne güzel arkadaştırlar.”[8]

“Allah’a itaat edin, peygambere de itaat edin ve (ona muhalefetten) sakının! Buna rağmen yüz çevirirseniz, artık bilin ki, Rasulümüze düşen ancak apaçık bir tebliğdir.”[9]

“…Eğer gerçek mü’minler iseniz, Allah’a ve Rasulüne itaat edin!”[10]

“Ey iman edenler! Allah’a ve Rasulüne itaat edin ve siz işitip durduğunuz halde ondan yüz çevirmeyin!”[11]

“Ey iman edenler! (peygamber) size hayat verecek şeylere sizi davet ettiği zaman Allah’a ve Rasul’e icabet edin!..”[12]

“Allah’a ve Rasulüne itaat edin!..”[13]

“(Münafıklar) sizi hoşnud etmek için size Allah’ın üzerine yemin ederler. Eğer mü’min kimseler iseler, kendisini razı etmelerine Allah ve Rasulü daha layıktır.”[14]

“Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar ise birbirlerinin dost ve yardımcılarıdırlar. İyiliği emreder,  kötülükten yasaklarlar, namazı hakkıyla eda ederler, zekatı verirler, Allah’a ve Rasulüne itaat ederler. İşte onlar Allah’ın kendilerine merhamet edeceği kimselerdir. Şüphesiz ki Allah, Azizdir, Hakimdir.”[15]

“Allah’a ve Rasulüne sadık kaldıkları takdirde zayıflara da, hastalara da, sarf edecek bir şey bulamayanlara da bir günah yoktur…”[16]

“Her kim Allah’a ve Rasulüne itaat eder ve Allah’tan korkar ve Ondan sakınırsa, işte onlar gerçekten kazanan kimselerdir.”[17]

“De ki; Allah’a itaat edin, Peygambere de itaat edin! Eğer yüz çevirirseniz, artık Ona düşen, ancak kendisine yüklenen (tebliğ) dir. Size düşen de size yüklenen (itaat)dir. Eğer ona itaat ederseniz hidayete erersiniz…”[18]

“Namazı hakkıyla eda edin, zekatı verin ve peygambere itaat edin ki, merhamet olunasınız.”[19]

“Şüphesiz ki Allah kafirlere la’net etmiş ve onlar için alevli bir ateş hazırlamıştır. Orada ebedi olarak kalıcıdırlar. (o gün kendilerine) ne bir dost, ne bir yardımcı bulacaklardır. O gün yüzleri ateş içinde çevrilirken; “Eyvah bize! Keşke Allah’a itaat etseydik, peygambere de itaat etseydik!” diyeceklerdir.”[20]

“…Ve kim Allah’a ve Rasulüne itaat ederse o takdirde gerçekten büyük bir kurtuluşa ermiş olur.”[21]

“Ey iman edenler! Allah’a itaat edin! Peygambere de itaat edin! Ta ki amellerinizi boşa çıkarmayın!”[22]

“…Ve kim Allah’a ve Rasulüne itaat ederse, (Allah) onu altlarından ırmaklar akan cennetlere koyar. Kim de yüz çevirirse onu elemli bir azab ile cezalandırır. And olsun ki, o ağacın altında sana biat ederlerken Allah o mü’minlerden razı olmuştur…”[23]

“…Eğer Allah’a ve Rasulüne itaat ederseniz (Allah) amellerinizden hiçbir şey eksiltmez…”[24]

“Hem Allah’a itaat edin, peygambere de itaat edin! Buna rağmen yüz çevirirseniz, artık Rasulümüze düşen ancak apaçık bir tebliğdir.”[25]

Hiç şüphesiz bu ayetlerde sözü edilen itaat sadece Yüce Allah’ın O’na indirdiği Kur’an emirlerine itaat değildir. Çünkü bu durumda Kur’an’ın pek çok yerinde peygambere itaatin, Allah’a itaatle birlikte zikredilmesinin bir anlamı kalmazdı. Bu sebeble, hadisler de sıradan bir insan sözü değil, Yüce Allah’ın emri ile kendisine itaatle emrolunduğumuz bir zatın sözleridir. Nitekim Kur’an’ın ilk muhatapları olan ashab da bunu böyle anlamış ve peygamber efendimiz sallallahu aleyhi vesellem’in bütün emirlerini titizlikle uygulamaya, bilmedikleri her hususu Ondan sorup öğrenmeye çalışmışlardır. Hatta Ubade radıyallahu anh’ın rivayetine göre; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e vahiy geldiği esnada başını eğer, sahabeler de kendilerine vahiy gelmediği halde Efendimize ittiba için başlarını eğerlerdi.[26]

İbnül Müseyyeb radıyallahu anh, fecrin doğuşundan sonra namaz kılmaya devam eden birini gördü ve onu uyardı. Adam; “Ey Ebu Muhammed! Namaz kıldım diye Allah bana azab eder mi?” diye aklınca haklı bir gerekçe zikretti. İbnül Müseyyeb; “Hayır, fakat Allah sana Sünnet’e aykırı hareket ettiğin için azab eder.” Dedi.[27]

 

------------------------------------

------------------------------------

 

 

 

 

Selam Müceddid ( Birader'e de Selam ) :

 

 

sen de gerçekten ilerleme var gibi (!) 

en azından artık bize uyduruk rivayetlerden çok( ne oldu ? uyduruk rivayetlere olan imanın mı sarsıldı yoksa?) Ayet ile gelmeye karar vermenden belli.

ancak, maalesef niyetin bozuk bir kere.

Ayetleri, Hadislere boğdurmak (Teşekkürler Alperen)

niyetin bu olduktan sonra ıslah olman çok zor.

Ayet'lere bakışın / YAKLAŞIMIN ARD NİYETLİ  bir kere.

 

 

 

ESBAB-I NÜZUL :

 

187. Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helâl edildi. Onlar sizin için bir elbise, siz de onlar için bir elbisesiniz. Allah nefislerinize karşı zayıflık göstermekte olduğunuzu bildi de tevbenizi kabul buyurdu, sizi bağışladı. Artık onlara yaklaşın ve Allah 'in hakkınızda yazdığım isteyin. Fecr olan ak iplik kara iplikten size seçilinceye kadar yeyin için, sonra (gelecek) geceye kadar orucu tamamlayın. Mescidlerde i 'tikâfta bulunduğunuz zaman kadınlarınıza yaklaş­mayın. Bunlar Allah 'in sınırlarıdır, sakın onlara yaklaşmayın. İşte Allah âyetle­rini böylece insanlara açıklar ki takvaya ersinler.Vâlibî kanalıyla İbn Abbâs'tan gelen rivayete göre oruç ilk farz kılındığı sı­rada yatsı namazından sonra yemek içmek ve kadınlara yaklaşmak bir sonraki günün iftar vaktine kadar yasak idi. Ancak içlerinde Hz. Ömer ve Ka'b ibnu Mâlik'in de bulunduğu bazı sahabiler bu yasağı ihlâl ettiler de Allah Tealâ: "Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helâl edildi..." âyetini indirdi.Bu konudaki rivayetlerin bazılarını zikredelim:Vâlibî rivayetinde İbn Abbâs der ki: Ramazan ayında müslümanlar yatsı namazını kılınca bir sonraki iftar vaktine kadar yemek, içmek ve kadınlar(la cinsel temasta bulunmak) onlara haram olurdu. İçlerinde Hz. Ömer'in de bulun­duğu bazı müslümanlar Ramazan ayında yatsı namazından sonra yediler, içtiler ve kadınlarla temasta bulundular ve sonra da gelip Hz. Peygamber (sa)'e bu durumlarından şikâyette bulundular da Allah Tealâ bu âyeti indirdi.Berâ ibn Azib'den rivayette o şöyle anlatıyor: Oruçlu olduklarında müslümanlar iftar vakti girince uyuyuncaya kadar yerler, içerler, kadınlarla te­masta bulunurlar ve fakat uyudular mı artık bir sonraki iftar vaktine kadar bun­lardan hiçbirini yapmazlardı. Ansardan Ebu Kays Sırme ibn Ebî Enes iftar vakti ailesine geldi. Ebu Kays, ansarın bağ bahçe ve inşaat işlerinde çalışırdı, yaşı da ilerlemişti. Yiyecek birşeyler olup olmadığını sordu. Hanımı: Yok ama bulup geleyim, dedi (iftar etmeden) hanımı yiyecek aramaya gitti de akşama kadar çalışıp yorulan Kays'in gözleri ağırlaştı ve uyudu (dolayısıyla iftar edemeden bir sonraki oruca başladı). Ertesi günü günün ortasına ulaştıklarında Kays (aç­lıktan ve susuzluktan) bayıldı. Bu durum Hz. Peygamber (sa)'e anlatıldı ve Al­lah Tealâ bu âyeti indirdi de müslümanlar buna sevindiler. Bu rivayet Buharı'de de yer almaktadır.[170] Bu Ebu Kays ibn Ebî Sırme câhiliye devrinde de putları terkedip bir ara hristiyan olmaya niyetlenmiş, sonra bundan vazgeçip İbrahim'in dini üzere olmayı yeğlemiş. Hz. Peygamber (sa) Medine-i Münevvere'ye gelince de hemen müslüman olmuş. Câhiliye devrinde söylediği, Allah'ı ta'zim eden şiirleri de varmış. Adı için: Ebu Kays ibn Mâlik, Mâlik ibnu'l-Hâris, Kays ibn Sırme de denilmiştir. Doğrusu Ebu Kays Sırme ibn Ebî Enes ibn Mâlik'tir.[171] Ebu Hüreyre'den riva­yete göre ise bu âyet-i kerime Damre ibn Enes el-Ansârî'nin akşam namazından sonra uykusu ağır basıp karnını doyurmadan uyuyakalması, Hz. Peygamber (sa)'in yatsı namazını kıldırmasından sonra kalkıp yeyip içmesi ve sabahleyin de gelip Hz. Peygamber (sa)'e durumunu haber vermesi üzerine nazil olmuştur.[172]El-Kasım ibn Muhammed anlatıyor: Oruç ibadeti başladığında kişi yatsıdan yatsıya oruçlu olurdu. Uyuduğu zaman hanımına varmaz, yemek yemez, bir şey içmezdi. Bir gün Ömer hanımına geldi (temasta bulunmak istedi) de hanımı: "Ben uyudum." Dedi. Ömer de onun bu sözünün bir bahane olduğunu zannede­rek aldırmadı, onunla temasta bulundu. (Ashabdan) Sırme ibn Ebî Enes de oruç­lu olarak akşama ulaştı, ancak iftar etmeden uyudu. Onlar uyudular mı artık yemez içmezlerdi. Sırme de oruçlu olarak sabaha çıktı ancak oruç az daha onu öldürüyordu. Bunun üzerine Allah Tealâ bir ruhsat olarak "Tevbenizi kabul etti, sizi bağışladı..." âyetini indirdi.[173]Vahidî'nin bu rivayetinin Hz. Ömer ile ilgili kısmı Taberî'de İbn Abbâs'tan naklen biraz daha detaylı olarak şöyle naklediliyor: İnsanlar ilk müslüman ol­duklarında (Orucun ilk farz kılındığı zamanlarda) kişi oruç tutar, gündüzü oruç­lu geçirir, akşama ulaşınca da akşamla yatsı arasındayemek yer, yatsı kılınınca bir sonraki akşama kadar yemek haram olurdu. Ömer, yatsı namazı kılındıktan sonra uyudu, uykuda nefsi uyandı ve hanımını arzuladı da (onun itirazlarına kulak asmayıp işini bitirdi. Suddî rivayetinde cariyesini arzuladı da onunla yat­tı). Gusül abdestini alınca pişman olarak ağlamaya ve kendini suçlamaya başla­dı, sonra Rasûlullâh (sa)'a geldi ve: "Ey Allah'ın Rasûlü, Allah'a ve sana nef­simin bana yaptırdığı bir hatadan özrümü sunuyorum (Nefsimin bana yaptırdı­ğından dolayı Allah'tan ve senden özür dilerim). Nefsim bana güzel gösterdi de uyuduktan sonra hanımımla yattım. Ey Allah'ın elçisi bana bir ruhsat bulabiliyor musun?" diye sordu. Hz. Peygamber: "Ey Ömer, sen buna lâyık değilsin." Buyurdular, ama bir cevap ve çıkış yolu da söylemediler, Ömer dönüp evine gitti. Ömer evine yeni varmıştı ki Efendimiz arkasından, Kur'ân âyetiyle mazur görüldüğü haberini gönderdi.Bu hadisenin İkrime'den gelen rivayetinde yeme, içme ve hanımlarla yat­ma yasağının yatsı ile değil de uyku ile başladığı, Hz. Ömer'in bir akşam, Hz. Peygamber'in meclisine gittiği, oradan geç döneceğini bildiği için hanımına "Ben Allah'ın Rasûlü'nün yanından dönünceye kadar sakın uyuma" diye tenbihte bulunduğu, bu tenbihe rağmen Hz. Ömer'in hanımının uyuduğu, Hz. Ömer gelince de onun "Ben uyudum" sözüne kulak asmadığı, "Yok hayır, sen uyumadın" deyip onunla yattığı" ifade edilmektedir. İbn Cureyc rivayetinde bu olay Hz. Ömer'e değil ansardan ismi verilmiyen bir sahabîye isnad edilmekte­dir.[174] Sehl ibn Sa'd'den rivayet ediliyor: Ak iplik kara iplikten seçilinceye kadar yeyin için." Âyeti nazil olmuş ancak "fecrden" kaydı henüz nazil olmamıştı. Müslümanlardan bazıları ayaklarına bir siyah, bir ak iplik bağlar bunları birbirinden seçinceye kadar yemeye içmeye devam ettiler de bunun üzerine "fecr'den kaydı da nazil oldu ve böylece ak iplikle kara ipliğin gece ile gündüz olduğunu anladılar. Bu haber Buhârî ve Müslim'de de yer almaktadır.[175]

 

 

VE,

 

 

SAHABE VE MÜFESSİRLERE GÖRE

 

ESBAB-I NÜZUL

 

Abdülfettah EL- KADİ

 

Tercüme : Doç.Dr. Salih AKDEMİR ' İN kitabında yine bu Ayetin sebeb-i nüzulu olarak ,hadis tercümesinde şu cümleler de yer almaktadır :

 

Hz.Peygamber :

 

-- EY ÖMER ! SEN BÖYLE BİR DURUMA DÜŞMEMELİYDİN !

 

-- EY ÖMER ! SENİN GİBİ BİRİNİN BÖYLE BİR DURUMA DÜŞMEMESİ GEREKİRDİ !

 

 

VE,

 

sırf bu uyduruk hadisi doğrulatabilmek adına işlenen çok daha büyük ve korkunç bir cinayet :

 

Müslümanlardan bazıları ayaklarına bir siyah, bir ak iplik bağlar bunları birbirinden seçinceye kadar yemeye içmeye devam ettiler de bunun üzerine "fecr'den kaydı da nazil oldu

 

Ey Müceddid ve Biraderleri ,

 

Hz. Ömer'i küçük düşürmek / aşağılamak size yeterli gelmedi  tabi ki ,  size daha büyük bir cinayet lazımdı :

 

sırf bu uyduruk hadisi doğrulatabilmek adına ; Ayet te geçen '' minel fecri '' ( fecr vaktine kadar ) kelimesinin başta Yüce Allah tarafından eksik gönderildiğini ve sonra bu olay olunca Yüce Allah'ın Bakara 187 Ayetine ( ilk baştan Ayet'e eklemeyi unuttuğu HAŞA ) '' minel fecr '' kelimesini de BU SEFER ilave ederek  kusurlu indirdiği Ayetini tamamladığını İDDİA edebiliyorsunuz. yazık ki ne yazık... bunların hesabını nasıl vereceksiniz. yeter artık hadis İDDİAlarını savunmak adına Kur'an'a yaptığınız bu saldırılar... bu  şeytani fikirleriniz de tövbe etmeyip ısrarda bulunacak olursanız,  Yüce Allah elbette herşeyden haberdardır. muhakkak ki  herşeyi görücüdür...

 

VE, daha sonra  Hz.Ömer'e karşı yaptıkları çirkinliği bu sefer şöyle yamamaya çalıştılar :

 

İbn Cureyc rivayetinde bu olay Hz. Ömer'e değil ansardan ismi verilmiyen bir sahabîye isnad edilmekte­dir.[174]

 

yani bir yalanı ve iftirayı , nasılki bir iftiracı temizleyebilmek için başka başka iftira ve yalanlara ihtiyaç hissediyorsa ve böylece vaziyeti kurtaracağını düşünüyorsa işte aynen bu rivayet dini mensublarıda aynı çelşkilere düşmektedir maalesef.

 

sormazlar mı adama :

 

peki rivayette hem de kaç kere geçen : '' EY ÖMER '' kelimelerini ne yapacaksınız ? ve bu çirkin iftiranızı  bu sefer başka bir sahabenin üzerine atıyorsunuz. ( hangisi tutarsa... )

 

kendinize gelin , Kur'an'a , Sevgili Son Resule ve Sahabelere saldırı yapmaktan ( hem de Ayetleri göstere göstere bu saldırıları yapmaktan ) vazgeçin artık. Kur'an'a  , objektif / yalın ve katışıksız bir şekilde iman edip  nefsinizi cehennemden kurtarın. kendine yazık edenlerden olmayın.

 



__________________
Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
Yukarı dön Göster hasanoktem's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasanoktem
 

<< Önceki Sayfa 26 Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats