Yazanlarda |
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Müceddid Yazdı:
“Andolsun, Allah ve Rasulünde sizin için – Allah’ı ve ahireti arzu eden ve Allah’ı çok zikreden kimseler için - (uyulacak ) en güzel bir örnek vardır.”[1]
|
|
|
Fereç Hüdür Yazdı:
2-) Şüphesiz, Resûlullah’ta sizin için, Allah’ı ve ahiret gününü uman ve Allah’ı çok zikredenler için güzel bir misâl vardır” (Ahzâb, 33/21)
CEVAP 2-) : Görüldüğü gibi, Âhzap, 33/21 ayetini, sünnete, dolayısıyla hadislere uymaya endeksliyor, bu ise Kuran’a uygun bir anlayış olmadığı gibi, hadislerin tamamına yakını hem bir birleriyle, hemde Kuran ile çelişkili olduklarından Kuran’a uyumluluk ve pratik olma özellikleri yoktur, Hadisleri incelediğimizde bunu açıkça görmemiz mümkün olduğu gibi, ifade de Kuran’a uyulması gerektiğinden hiç bahsedilmemektedir. Kuran barışçı ve adalet yönünden bütün insanların hukukunu koruyan bir kitaptır, peygambere isnat edilen hadislerde ise bu özellik yoktur, çok çelişkili versiyonlar ihtiva etmektedirler, bunun böyle olmadığı yönünde itiraz olması halinde bir çok örnek vermek mümkündür, benim tavsiyem hadis külliyatının bir bütün olarak ele alınıp incelenmesidir. Hal böyle olunca, ayetin veya benzer ayetlerin doğru anlaşılabilmesi için, peygamberin hangi konumuyla ilgili olduğuna Kuran bütünlüğü içerisinde dikkat edilmesine ihtiyaç vardır, Örneğin, peygamberimizi:
a) Nebi konumu, bu peygamberimizin vefatıyla birlikte kıyamete kadar sona ermiştir,
b) Resul konumu, nübüvvetin sona ermesiyle, peygamberlik açısından veya özel olarak gönderilmiş tebliğci açısından, kıyamete kadar sona ermiştir.
Bu iki konumun örnek alınması, ancak, Müslümanların Resullük, nebilik, mehdilik v.s. Şeklinde bir dini paye iddia etmeden, dini tebliğde masumiyet ileri sürmeden, Kuran’dan anladıklarını anlatma şeklindedir.
c) Devlet başkanlığı konumu,
ç) Yargıçlık konumu,
d) Baş komutanlık konumu,
e) Aile reisi konumu,
f) Yaşantı olarak davranışları ve sosyal konumu, gibi,
Bu açıdan, değerlendirildiğinde, hem peygamberimiz, hemde diğer peygamberler konumlandırılarak örnek alınabilirler. Ayetlerin hangi konum için indiklerine Kuran bütünlüğü içerisinde dikkat edilmesi halinde konu kolayca anlaşilır,
|
|
|
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
Müceddid Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 27 mart 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 51
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Bismillahirrahmanirrahim..
Gülünür mü ağlanır mı halinize bilmiyorum ki kalkmış bana art niyetle yaklaşıyor diyor gaflet denizinde boğulmuş adam komik ne diyeyim..
Hadisleri bahane ediyorsun dediniz önce anladık gafletiniz size engel ayet getirdik biz de gelişme varmış (!) Gafil adam ben inancımla mutluyum doğruyum Rahman ki dilediğini doğruluğa iletir ortada dır..Kalkıp hala benim üzerime konuşursun...Yazık.
Alperen Kütübü Sitte nin eleştirisini yaptığını zanneden nevzuhur o allame (!) yi tetkik ettim Allah razı olsun az güldürmedi beni..
Hasan kimse ayeti endekslemiyor bişeylere mana ortada
Müceddid Yazdı:
“Andolsun, Allah ve Rasulünde sizin için – Allah’ı ve ahireti arzu eden ve Allah’ı çok zikreden kimseler için - (uyulacak ) en güzel bir örnek vardır.”[1]
| |
Bak hadis adına konuşmuyorum Bu ayet Resulu örnek gösteriyor..1400 sene önce yaşamış bir İnsanı ben bugün nasıl örnek alabilirim ? Siyak ve sibak çerçevesinde değerlendirelim kardeşim Fereç bunu yapmadığımızı iddia ediyor....Bunun dışında ayet Güzel örnek var demekle başka ayetler deki durumlara da açıklık kazandırıyor.. (ali imran 31 ) ..Ben bu peygambere yetişemedim ama kutsal kitabı bana ona uy diyor bunu nasıl yapacağım ?
Bu kitap ve din diyor ki Biz kimseye kaldıramayacağı yükü yüklemeyiz Dini size kolaylaştırdık vs. vs. lakin ben bugun sizin iddia ettiğiniz gibi sadece kurana bakarak ne namazı öğrenebiliyorum ne zekatı sadece emir var kılınış yok ..
Peki bu kitap neden İslamda kolaylık olduğunu iddia ediyor ? Biraz imanla düşünün sözüm ona hanif müslümanlar (!) ..
Allah size açıkça bildirmek, sizi sizden öncekilerin sünnetlerine iletmek... ister.” (en-Nisa, 4/26) bizden öncekilerin sünneti evet..Gafil kimse Sünnetin manasını ve maksadını anlamaz anlamıyor görüyoruz..Madem bu peygamber haram ve helal kılma yetkisine sahip (araf 157) ve madem bu peygamber örnek gösteriliyor madem bu peygambere bütün insanlığa gönderilmiş ve bu peygamber vefat etmiş iken ben bu ayetlerin tasdik edilişini nasıl göreceğim.. soruyorum insan anlamadığı şeye düşmandır bu genel kaidedir sen de anlayamadığın şeye düşman kesiliyorsun..
59 - Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, Peygambere de itaat edin ve sizden olan emir sahibine de itaat edin. Eğer herhangi bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz; Allah'a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, onu Allah ve Resulüne arz edin. Bu, daha iyidir ve sonuç bakımından da daha güzeldir.
Bu kitap anlaşmazlığa düşersiniz Allahın resulune gidin diyor Resul ahirete intikal edeli yüzyıllar olmuş ben anlaşmazlığımı ona nasıl götüreceğim..Soruyorum hasan nasıl ?
Şayet bu kitap böyle diyor ve ben peygambere ulaşamıyorsam -ki ulaşamıyorum- bu ayet oryantalistlerin de saçma iddialarında olduğu gibi tarihsellik çercevesi içinde değerlendirilir bu da kuranın kıyamete kadar geçerli olma espirisine aykırıdır haşa bu kitap çelişki mi taşıyor halbuki çelişki bulamazsınız diyor ? sen de imzana yazmışsın şu halde nedir bu durum ?
evet hasan bekliyorum Bu kitap sizin mantığınıza ve dininize referans edilemez zira çelişecek çok noktası var Hadis mudafaasından vazgeçmedim anlamayan adama anlatsam ne olur anlatmasam ne olur..
Tirmizi tefsir rivayetinde Sahabelere sapık deniliyor diyen sendin fitneni susturduk lakin sen başka bir sapa yapıştın ordan da daldan dala atlıyorsun...eeeee benim için çok mu muhim değil zaten farketmişssindir eskisi gibi daimi de yazamıyorum...Kuranın herekeli indiğini iddia edecek kadar Allame (!) olan da sendin..
Sözüm ona Hanif dininiz geçerli tek kapıydı...Alperenin iddiasında olduğu gibi lakin bunca gelmiş geçmiş kendisine müslüman demiş sünnete iman etmiş bizim başta alim ve evliya dediğimiz koca bir insan yığını sizin inancınıza göre kuran dışı kendisine müslüman diyen bir topluluk ne oluyordu ayet üstün kıldım dediği dini malum yüzlerce sene yanlış yaşamıştı kendine islam ümmeti diyen bir topluluk..
Ta ki 20 ve 21. yuzyılda gerçek muminler (!) olan hanifler gelene kadar ...Bu da bir masal dı böyle geçti ...
Kim benim sünnetimden (yaşama tarzımdan) yüz çevirirse benden değildir ( Buharî, Nikah l; Müslim, Nikah 5 )
Dolayısıyla siz neymişsiniz bizim inancımızda ortada yani anlayacağın hasan sünneti inkar eden sizlerin durumu bizce malum...
Kuran merkezli din bilmem Kurandaki din bilmem ne.. Sizin hazeyanlarınızdan başka bişey değil..
Bizim ulemamız insanlarımız İslam'ın ne olduğunu iyi biliyor bildiriyor..Siz de ancak forum köşelerinde Allame (!) olursunuz..
hasılı bu iş sıkmaya başladı ...Ben inancımla mutluyum sizin herzeleri görünce gülüyorum ama siz hadis görünce güya eğleniyorsunuz..
Ama şöyle bir sahne de var...Böyle peygamberle yüzleşecez ruzi mahşerde o zaman acaba Resulun tavrı ne olacak merak ediyorum...
Var şimdi sorularıma cevap ver hadis getirip bana mudafaa yaptırma bak dediğiniz usulden geliyoruz ben hatayı baştan yapmışım zaten önce sünnet denen müessesinin zorunlu olduğunu ifade etmem gerekiyordu ama ne yapalım şartlar elvermedi her neyse..
|
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Müceddid Yazdı:
Müceddid Yazdı:
“Andolsun, Allah ve Rasulünde sizin için – Allah’ı ve ahireti arzu eden ve Allah’ı çok zikreden kimseler için - (uyulacak ) en güzel bir örnek vardır.”[1]
| |
59 - Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, Peygambere de itaat edin ve sizden olan emir sahibine de itaat edin. Eğer herhangi bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz; Allah'a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, onu Allah ve Resulüne arz edin. Bu, daha iyidir ve sonuç bakımından da daha güzeldir.
Bu kitap anlaşmazlığa düşersiniz Allahın resulune gidin diyor Resul ahirete intikal edeli yüzyıllar olmuş ben anlaşmazlığımı ona nasıl götüreceğim..Soruyorum hasan nasıl ?
Şayet bu kitap böyle diyor ve ben peygambere ulaşamıyorsam -ki ulaşamıyorum- bu ayet oryantalistlerin de saçma iddialarında olduğu gibi tarihsellik çercevesi içinde değerlendirilir bu da kuranın kıyamete kadar geçerli olma espirisine aykırıdır haşa bu kitap çelişki mi taşıyor halbuki çelişki bulamazsınız diyor ? sen de imzana yazmışsın şu halde nedir bu durum ?
evet hasan bekliyorum Bu kitap sizin mantığınıza ve dininize referans edilemez zira çelişecek çok noktası var Hadis mudafaasından vazgeçmedim anlamayan adama anlatsam ne olur anlatmasam ne olur.. |
|
|
|
Fereç Hüdür Yazdı:
Ayetlerde peygamberin Nebilik ve Devlet başkanlığı konumundan bahsedilmektedir, İstenen itaat emir komuta zinciri şeklindeki bir süreçtir, şöyle ki, peygamber öncelikle yalnız Allah’a itaat edecek, Allah’ın emirlerini insanlara tebliğ ettiğinde de , İnsanlar yaptığı tebliğe itaat etmelidirler şeklinde bir süreç, ayrıca bu sürecin içerisinde başka ayette belirtildiği üzere Ulul - Emre itaatin gerekliliği de emredilmiştir, bütün bunlara toplu olarak baktığımızda İslam devlet sisteminin emir komuta sistemiyle, yargı sisteminin yapısı ortaya çıkar, diğer bir yön olarak idari yapının teşekkülü içerisinde, biat ve şura olayı vardır. Her ne açıdan bakılırsa bakılsın bütün, tebliğ ve devlet sistemi yapılanmasının üzerinde İlahi vahiy, dolayısıyla Kuran tek esastır, zira dini Allah koyar ve din koyma olayında olsun, İlahlık olayında olsun kimseyi kendisine ortak etmez. Bütün bunlar Kuran’da detaylı olarak işlenmiştir. Örnek olması açısından kısmen değinecek olursam.
Kuran’dan, mealen :
-- Ey imân edenler!. Allah Teâlâ'ya itaat ediniz ve Peygamber'e de ve sizden olan emir sahiplerine de itaatte bulununuz. Sonra bir şey hakkında ihtilâfa düşerseniz, eğer siz Allah Teâlâ'ya ve âhi-ret gününe inanır kimseler iseniz onu Allah Teâlâ'ya ve Peygamberine arz ediniz. O hem bir hayırdır, ve hem de netice itibariyle daha güzeldir. 4 Nisa 59
-- Ve onlara eminlikten veya korkudan bir haber geldiği zaman onu yayıverirler. Ve eğer onu Peygamber'e veya kendilerinden olan emir sahiplerine arz etseler elbette onlardan bunun hükmünü çıkaracak zatlar bunu bilirlerdi. Ve eğer Allah Teâlâ'nın lûtuf ve rahmeti üzerinize olmasa idi pek azınız müstesnâ, elbette şeytana uymuş olurdunuz. 4 Nisa 83
Görüldüğü gibi, yönetim sisteminde ve sorunların halledilmesinde, İslam dininde bir hiyerarşi mevcuttur, bu sıralamada, peygamberin sünnetine tabi olduklarını söyleyenlere göre:
a) Allah’a itaati, Kuran’a itaat ile,
b) Peygambere itaati, hadislere uymak ile, ifade edip, peygamberi aramızda güncel olarak yaşıyormuş gibi günümüze taşıdılar. Bu inançlarında samimi iseler, o zaman, kaçınılmaz olarak peygamberimiz zamanındaki Ulul Emrin sözlerini de muhakkak günümüze taşımaları gerekirdi; peygamberin vefatından sonra da Ulul Emr mevcut olmuştur ve bunlar çokturlar bunların sözlerini ne yaptınız, Hadis adı altında peygamberi günümüze taşıdığınızı iddia ettiniz, Ulul Emrin sözlerini n, neden günümüze taşımadınız, zira Ulul Emre itaatin de gerekli olduğu Kuran’da kesin olarak emredilmiştir, Rivayetlerle şahısları taşıyıp güncelleştirme mantığınıza göre bunu yapmanız gerekmez miydi, fakat bu yapılmamıştır, yoksa siz ortaya attığınız kıstaslara rağmen, kitabın bir kısmını kabul edip bir kısmını red mi ediyorsunuz. Böyle yapanların cezası, Kuran ölçüsüne göre, dünyada rezillik ve ahirette şiddetli azap değil midir. (Bak, 2 Bakara 83-84-85 ).
Yapamazdınız, zira bu hem Kuran’a uygun bir davranış olamayacağı gibi, pratikte de mümkün değildi, İslam coğrafyası bir imparatorluktu ve dolayısıyla Ulul Emr binlerceydi. Durum bu olunca, binlerce çelişkili ve Kuran’a uymayan rivayetleri peygambere hadis adı altında peygambere mal edip, bunlarla da atalar dinini insanlara kabul ettirmek için bunca tarihi çabanız niyedir.
Yukarda ki ayetlerde örnek alma yönünde bizden istenen, her devirde güncel olarak, İslam devlet başkanının, Ulul Emrin ve Müslümanların Kuran’a itaat etmeleri, peygamber zamanında peygamberin ve yönetimde ki şahısların, peygamberden sonra da, İslam devletinde yönetimde yer alan şahısların yani devlet başkanlarının ve Ulul Emrin Kuran’a uygun yönetim yapmalarıdır. Bu kaçınılmaz olarak öyledir, zira İslam dinine göre Hüküm ancak ve ancak Allah’ın dır, Allah hükmüne hiç kimseyi ortak etmez, Din koyma veya hüküm koyma bir İlâh’lık olayıdır, Kuran’dan mealen:
-- Ve Rabbin onların sinelerinin neler sakladığını ve neler ilân ettiklerini bilir.
28 Kasas 69
-- Ve Allah, O'dur. O'ndan başka ilâh yoktur. Hamd önünde de sonunda da onun içindir. Ve hüküm O'na mahsustur ve ona döndürüleceksinizdir. 28 Kasas 70
-- Ve aralarında Allah Teâlâ'nın indirmiş olduğu ile hükmet ve onların arzularına tâbi olma. Ve Allah Teâlâ'nın sana indirmiş olduğu şeylerin bazısından seni fitneye düşüreceklerinden dolayı onlardan kaçın. Eğer onlar yüz çevirirlerse artık bil ki, Allah Teâlâ muhakkak diliyor ki, onları bazı günahları sebebiyle musibete uğratsın. Ve şüphe yok ki, insanlardan birçokları elbette fasık kimselerdir. 5 Maide 49
-- Onlar câhiliyet devrindeki hükmü mü arıyorlar?. Allah Teâlâ'dan daha güzel hükmeden kim vardır?. Tam kanaat sâhibi bir kavime göre? 5 Maide 50
|
|
|
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
Yolcu_Mehtap Newbie
Katılma Tarihi: 06 haziran 2007 Yer: Netherlands Gönderilenler: 5
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Alıntı:
Peygamberimizin hadis yazýmýna izin vermediðini, kendi sözlerinin yazýmýný yasakladýðýný hadisçiler bile kabul etmekte ve .
'' benden Kur'an dýþýnda bir þey yazmayýn. kim benden Kur'an dýþýnda bir þey yazmýþsa imha etsin. '' ( Müslim kitabý Zühd, Hanbel, Müsned 3/12,21,33 ) Darimideki hdis ise þöyledir : '' Sahabe Allah'ýn Elçisinden sözlerini yazmak için izin istediler.ancak onlara izin verilmedi .( Darimi, Es Sünen ) El Hatib' teki hadis söyledir : Biz Hadis yazarken Hz.Peygamber yanýmýza geldi ve yazdýðýnýz þey nedir? dedi.Senden iþittiðimiz Hadisler ( sözler) dedik. Hz.Peygamber : Allah'ýn Kitabýndan baþka Kitap mý istiyorsunuz? Sizden evvelki milletler Allah'ýn Kitabý yanýnda baþka Kitaplar yazdýklarý için yoldan çýktýlar. ( El Hatib, Takyid, sayfa 33 ) Tirmizi' deki rivayette ise '' Allah Elçisinden sözlerini yazmak için izin istedik, bize izin vermedi. '' ( Tirmizi , Es Sünen, K.Ýlm, sayfa 11 )
Hadisleri inceleyen kitaplarda olsun, hadisin dinin kaynaðý olduðunu iddia eden kitaplarda olsun Peygamberin kendi sözlerinin yazýmýný yasakladýðý kabul edilir ve bunun hadislerle Kur'an'ýn karýþmamasý için olduðu söylenir.ve kabullerine göre hadislerden de ayný Kur'an gibi hüküm çýkartýlmalýdýr.yani hadislerde Kur'an gibi dinin asli deðiþmez kaynaðýdýr.peki dinin kaynaklarýndan biri de hadis ise Peygamber nasýl olurda hadis yazýmýný onlarýn tabiriyle '' Dinin Kaynaðýný '' yasaklar, insanlarýn Dini eksik öðrenmelerini, sözlerine yalan katýlmasýný , sözlerinin bir kýsmýnýn unutulmasýný göze alýr? Kur'an'da kalemle yazý yazmaya dikkat çekilir; vasiyetin, borcun, yazýlmasý söylenir. ( Kalem1, Alak4, Bakara 282, Maide 106-107 )
eðer hadisler Dinin kaynaðý ise vasiyetler ve borç bile yazýlýrken, Peygamberin Dinin kaynaðýnýn yazýlmasýný engellemesi hiç mümkün müdür? eðer Peygamber Dinin bir kaynaðýnýn kayda geçmiþ olmasýný engellemiþse , Dinin tam ve eksiksiz bir þekilde öðrenilmesini engellemiþ olmaz mý? eðer ki hadisler Dinin asli kaynaðý olsaydý, Peygamber onlarý yazdýracaktý ve þu anda olduðu gibi Hadislerin içine binlerce yalan karýþmamýþ olacaktý. |
|
|
Oyleyse gelin gelenekçiler simdi peygambere danisin ve sorun; madem ki peygambere itaat ediyorsunuz neden binlerce hadis yine de yazilmis????
__________________ 1 orkestrayı 2 şef birden yönetmeye kalkarsa, ortada harmoni diye birşey kalmaz!
|
Yukarı dön |
|
|
aciziz Groupie
Katılma Tarihi: 15 mayis 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 67
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Müceddid Yazdı:
59 - Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, Peygambere de itaat edin ve sizden olan emir sahibine de itaat edin. Eğer herhangi bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz; Allah'a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, onu Allah ve Resulüne arz edin. Bu, daha iyidir ve sonuç bakımından da daha güzeldir.
Bu kitap anlaşmazlığa düşersiniz Allahın resulune gidin diyor Resul ahirete intikal edeli yüzyıllar olmuş ben anlaşmazlığımı ona nasıl götüreceğim… |
|
|
Muhammed bir resulden başkası değildir. Ondan önce de resuller gelip geçmiştir. Şimdi o ölse yahut öldürülse ökçeleriniz üzerine gerisin geri mi döneceksiniz! İki ökçesi üzerine geri dönen, Allah'a hiçbir şekilde zarar veremez. Allah, şükredenleri ödüllendirecektir, (ALİ İmran 144)
De ki: "Allah'ın berisinden, bize yarar da zarar da veremeyecek şeylere mi yakaralım? Allah bize kılavuzluk ettikten sonra ökçelerimiz üstüne geri mi döndürelim? O kişi gibi, şeytanlar kendisini ayartıp yeryüzünde şaşkın dolaşır hale getirmişlerdir. Oysaki onun, "Bize gel!" diye doğruya ve güzele çağıran arkadaşları vardır." De ki: "Allah'ın kılavuzluğudur gerçek kılavuzluk. Âlemlerin Rabbi Allah'a teslim olmakla emrolunduk biz."(En’ am 71)
Şüphesiz Rabbim,biz elçinin itaat ettiğine itaat eder, elçinin uyduğuna uyarız.
O Alemlerin Rabbi tarafından övülen, seçilen ve görevini eksiksiz yerine getiren, yaşayan örnek olmasa da aramız da, korumaya söz verdiğin ve gerçekleştirdiğin kitabın şüphesiz ki yeter inanana. Bilir ve şehadet ederiz ki onu güzel kılan sendin.
Sendin kılavuzluğunla onu yönlendiren iyiye, güzele.
İnandık dedikten sonra nasıl sırtımızı döneriz Resule,
onun uyduğu , peygamberliğine şahit olduğun Kitaba,
Alemlerin Rabbi Allah’ın koyduğu kurallara
İman edip yararlı işler yapanların, Rableri tarafından hak olarak Muhammed'e indirilene inananların günahlarını Allah örtmüş ve hallerini düzeltmiştir.(Muhammed 2)
Kendilerine ilim verilenler ise, Rabbinden sana indirilenin hakkın ta kendisi olduğunu ve üstün, güçlü, övülmeye layık olan (Allah)ın yoluna yöneltip- ilettiğini görüyorlar. (Sebe Suresi, 6)
Ayet gayet açık ve net Muhammed’ indirilenlere, asalakca değil de düşünerek, anlamaya çalışarak yaklaşan ve etrafına faydalı olan, iman etmiş herkes Allah’ ın kılavuzlaması ile Hakka doğruya ulaşıyor ve çirkinlikleri, günahları Affediliyor. Allah tarafından.
Peygamber şüphesiz ki kendine indirilene uydu, Allah’ a itaat etti.
BİZ ise hala indirilen Kur’ an a değil de peygambere itaat peşinde hadis ve getirisi ile dinin çoğunluğunu belirleyen sünnet, mezheb vs. uyma derdindeyiz.
Neden göremiyoruz ki Peygambere uymanın en güzel yolunun onun uyduğu saf ve arı kaynağa uymak olduğunu? Buharinin ya da bir mezhep imamının çıkardığı hükümlerin peşinde koşturmak yerine Allah’ ın ipine tutunmanın Allah’ a ve Peygambere itaat olduğunu nasıl bir taşkınlıkla göremiyoruz?
Allah tarafından övülerek yükseltilen Hz Muhammed’ e sabah akşam salavat getirmenin şaşkınlığından sıyrılıp yerine asıl övülmeye layık olanı, Hamid olanı nasıl unutuyoruz?
Allah'tan başka bir hakem mi arayayım? Oysa O, size Kitabı açıklanmış olarak indirmiştir. Kendilerine Kitap verdiklerimiz, bunun gerçekten Rabbinden hak olarak indirilmiş olduğunu bilmektedirler. Şu halde, sakın kuşkuya kapılanlardan olma. (Enam Suresi, 114)
Şüphesiz din gününün sahibi her şeyden haberdardır.
Resule itaatin ne olduğunu verilen mühlet dolunca şaşmaz bilgisi ve adaleti ile ortaya koyacaktır.
İşte o vakit Allah hükmünü verdiğinde Allah’ ın sözüne söz eklenebilecek mi? Sözleri genişletilip, daraltılabilecek mi?Ayetlerimizi hükümsüz kılmak uğruna koşuşup duranlar var ya, onlar için pislikten, inletici bir azap vardır.(Sebe 5)
Güzel ahlak sahibine, yüceltilmiş Kul’a sorarsa Rabbim, Ey Muhammed! İnsanlara/buna sen mi söyledin Kur’an da olmayan hükümler koyarım ben, bunlara uyun dininiz tam olsun diye!?
Andolsun, onların söylemekte olduklarına karşı senin göğsünün daraldığını biliyoruz. (Hicr Suresi, 97)
KİM kurtarabilir Allah’ ın elinden iftira ile zalimlik yaparak ömür geçirmiş olanı?
O Peygamber ancak Kur' an ile öğüt verdi kimsenin isteğine arzusuna uymadı Hükmün yalnız Allah'a ait olduğunu bilerek yaşadı. (Müminun 71, En’am 19, Zümer 11-15 Hicr 94-95 ,Yusuf 108)(Ey Muhammed) de ki, "Ben de ancak sizin gibi bir beşerim. Bana tanrınızın yalnızca Tek Tanrı olduğu vahyedilmiştir: öyleyse O'na yönelin ve O'ndan bağışlanma dileyin!" O'ndan başkasına ilahlık yakıştıranların vay haline(fussilet 6)
O Cihan güzeliyle sunulan suhuflarda
Doğruluğu kesin eksiksiz hükümlerle
Sen dedin Ya Şehıt benden başka Hakem arama diye
Yakışır mı şimdi yarattığına kul olmak bana
Senin kılavuzluğun yetmezse inananlara
Muhammed ne fayda sağlayabilir Senin şaşırttığına
De ki: "Ben size ne zarar, ne de akıl verme gücüne sâhip değilim."
Kur' an ortada ! Aklınızı ve yüreğinizi ancak bununla şekillendirirseniz işte o zaman kurtuluşa erersiniz..
De ki: "Beni Allâh'(ın azâbın)dan hiç kimse kurtaramaz ve ondan başka sığınacak kimse bulamam."
Benim yapabileceğim sadece Allah'tan (bana vahyedilenleri) size duyurmak ve O'nun elçilik görevlerini yerine getirmektir. Artık kim Allah'a ve Elçisine baş kaldırırsa, ona içinde sürekli kalacağı cehennem ateşi vardır. (Cin 21-23)
Öyle insanlar vardır ki, Allah’tan başkasını Allah’a denk tutar, tıpkı Allah’ı severcesine onları severler. Müminlerin Allah’a olan sevgileri ise her şeyden daha ileri ve daha kuvvetlidir. Böyle yaparak kendilerine zulmedenler, azabı gördükleri zaman anlayacakları gibi, bütün kuvvet ve kudretin yalnız Allah’a ait olup, Allah’ın azabının pek şiddetli olduğunu, keşke şimdiden bilselerdi!(Bakara 165)
De ki: "Ben de sizin gibi ölümlü bir insanım. Tanrınızın bir Tek Tanrı olduğu vahyolundu bana. Öyleyse, artık her kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, dürüst ve erdemli davranışlar ortaya koysun ve Rabbine özgü kullukta hiç kimseyi, hiçbir şeyi (O'na) ortak koşmasın!"(Kehf 110)
Bırakın siz o Alim, hadis süslerini, Kur’ an ı okuyun. Önce Kur’ anı okursak anlayamayız tabunuzu yıkın. Samimi iseniz Allah kefil. Yetmiyor mu onun Şahitliği de, anlamazsınız siz bak açıkladık biz diyenlerin (işinize gelenin) peşindesiniz.
Oysa O Peygamber “O da Allah'a ve O'nun sözlerine inanmaktadır.”(Araf 158) ve Kur’ an okumakla emrolunmuştur(Neml 92). Tüm Akıl sahiplerine olduğu gibi.Kur’ an apaçık, eksiksizdir.
Ancak onun açılması ve algılanması için çaba göstermek, didinmek gerekiyor. Diğer bir deyişle Aklını kullanmak gerekiyor, biraz yorulmak, uğraşmak, peşinden koşturmak..
Okumak, anlamak, sormak, sorgulamak… bunları yapmadan Kur’ an ın önünüzde açılacağını, yüreğinizi genişleteceğini, İmtihandan sizi muaf mı kılacağını düşünüyordunuz?
Boş verin ne gereği var Hoca bizim yerimize okur, eline bir sopa alır, bizi güder . Ölünce de ardımızdan adımıza (bide para ile) yasin okurlar… Gönderdiğimiz salavatlarla da Peygamber Şefaatine nail olamasak bir müddet cehennemde sonra cennete..
Ne şeytanın tezgahı biter..ne de insanın kendini aldatışı... Verilen müddet dışında..
__________________ Anlatan da aciz dinleyen de aciz, Hamd O Allahüssamed'e ki İlahi Kelam ile seslendi
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Müceddid Yazdı:
Kuran merkezli din bilmem Kurandaki din bilmem ne.. Sizin hazeyanlarınızdan başka bişey değil..
|
|
|
Selam Dostlar,
fısk u fücur un alasını görmek isteyenler , işte şu yukarıdaki cümleye bakabilirler . ve sırf uyduruk hadis İDDİAlarına uymadığı için Kur'an'a olan düşmanlığın sahibi basit, ama cümlesi ağır örneklerinden birini...
''Kur'an merkezli Din '' bu insanları neden bu kadar rahatsız ediyor dersiniz ? Yüce Allah tek başına ehad olarak anıldığında yani Kur'an merkezli Din'den söz edildiğinde bunun adını neden hezeyan koyarlar? neden bu kadar şeytani bir titreme sarar onları ?
bu tepki : Tek Allah'a çağrıldıklarında inkar eden müşriklerin göstermiş oldukları ŞİRK mantığının olağan tepkisidir :
40 Mü'min 12 :
12 (Şöyle cevap verilir): Bu(duruma düşmeniz)in sebebi şudur: Tek Allah'a çağrıldığınız zaman inkâr ederdiniz. O'na ortak koşulunca inanırdınız. Artık hüküm Yüce ve büyük Allâh'a âittir.
2 Bakara 165 :
165 İnsanlardan kimi, Allah'tan başka eşler tutar, Allâh'ı sever gibi onları severler. İnananlar ise en çok Allâh'ı severler. Zulmedenler, azâbı gördükleri zaman bütün kuvvetin Allah'a âidolduğunu ve Allâh'ın azâbının çetin olduğunu anlayacaklarını keşke bilselerdi!
bu insanların şirk tabiatına göre :
94 Zâten kendilerine hidâyet geldiği zaman insanları doğru yola gelmekten alıkoyan şey, hep: "Allâh, bir insanı elçi mi gönderdi?" demeleridir.
95 De ki: "Eğer yer yüzünde uslu uslu yürüyen melekler olsaydı, elbette onlara gökten bir meleği elçi gönderirdik."
evet , şirk mantığına göre Yüce Allah tek başına din kurucusu olarak kabul edilemez, İslam Dinini kurarken illaki ve mutlaka Yüce Rabb'imizin yanında ortakları olmalıydı... aksi halde tek ilaha dayanan bu güzel dini kabul etmeyeceklerdir:
12 Yusuf 106 :
106 Onların çoğu, Allah'a ortak koşmadan inanmazlar.
ve, tabiki Kur'an'a karşı bu tepkileri gösterenlere Yüce Allah şeytanı dost ve yoldaş edecektir. böylece şeytanın kendilerine vahyettiği emirlerin dışına çıkmayacaklardır...
43 Zuhruf 36-37 :
36 Kim Rahmân'ın zikrine karşı kör olursa ona bir şeytânı sardırırız; artık o, onun (yanından ayrılmaz, ona sürekli olarak kötülükleri telkin eden) arkadaşı olur.
37 O(şeyta)nlar onları yoldan çıkardıkları halde bunlar doğru yolda olduklarını sanırlar.
peki böyle davrananlar için ne vardır dersiniz? ( tövbe etmezlerse ) :
34 Sebe 5 :
5 Âyetlerimiz hakkında (bizi) âciz bırakmağa çalışanlara gelince: onlar içinde pislikten acı bir azâb vardır.
ve
işte bu şekilde aklını kullanmayanlara ve inanmak istemeyenlere :
10 Yunus 100 :
100 Allâh'ın izni olmadan hiç kimse inanmaz ve (Allâh) pisliği (huzursuzluğu, azâbı), akıllarını kullanmayanların üzerine kor.
ve bu suçlular ne yaparsa yapsın Yüce Allah , tek mahfuz Vahy olan Kur'an ile her daim hakikatleri ortaya çıkaracaktır. bir kardeşimin ifadesiyle : şükründen aciziz :
10 Yunus 82 :
82 "Ve suçlular istemese de Allâh, sözleriyle gerçeği ortaya çıkaracaktır!"
Selam ve Dua ile
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
iblissavar Uzman Uye
Katılma Tarihi: 06 subat 2007 Gönderilenler: 363
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Hasanöktem yazdı: "Kur'an merkezli Din '' bu insanları neden bu kadar rahatsız ediyor
dersiniz ? Yüce Allah tek başına ehad olarak anıldığında yani Kur'an
merkezli Din'den söz edildiğinde bunun adını neden hezeyan koyarlar?
neden bu kadar şeytani bir titreme sarar onları ?
bu tepki : Tek Allah'a çağrıldıklarında inkar eden müşriklerin göstermiş oldukları ŞİRK mantığının olağan tepkisidir :
40 Mü'min 12:(Şöyle cevap verilir): Bu(duruma düşmeniz)in sebebi şudur: Tek Allah'a çağrıldığınız zaman inkâr ederdiniz. O'na ortak koşulunca inanırdınız. Artık hüküm Yüce ve büyük Allâh'a âittir.
2 Bakara 165 : İnsanlardan kimi, Allah'tan başka eşler tutar, Allâh'ı sever gibi onları severler. İnananlar ise en çok Allâh'ı severler.
Zulmedenler, azâbı gördükleri zaman bütün kuvvetin Allah'a âidolduğunu
ve Allâh'ın azâbının çetin olduğunu anlayacaklarını keşke bilselerdi!
bu insanların şirk tabiatına göre :
94 Zâten kendilerine hidâyet geldiği zaman insanları doğru yola gelmekten alıkoyan şey, hep: "Allâh, bir insanı elçi mi gönderdi?" demeleridir.
95 De ki: "Eğer yer yüzünde uslu uslu yürüyen melekler olsaydı, elbette onlara gökten bir meleği elçi gönderirdik."
Evet , şirk mantığına göre
Yüce Allah tek başına din kurucusu olarak kabul edilemez, İslam Dinini
kurarken illaki ve mutlaka Yüce Rabb'imizin yanında ortakları
olmalıydı... aksi halde tek ilaha dayanan bu güzel dini kabul
etmeyeceklerdir:
12 Yusuf 106 : Onların çoğu, Allah'a ortak koşmadan inanmazlar.
ve, tabiki Kur'an'a karşı bu tepkileri gösterenlere
Yüce Allah şeytanı dost ve yoldaş edecektir. böylece şeytanın
kendilerine vahyettiği emirlerin dışına çıkmayacaklardır...
43 Zuhruf 36-37 : Kim Rahmân'ın zikrine karşı kör
olursa ona bir şeytânı sardırırız; artık o, onun (yanından ayrılmaz,
ona sürekli olarak kötülükleri telkin eden) arkadaşı olur.37: O(şeyta)nlar onları yoldan çıkardıkları halde bunlar doğru yolda olduklarını sanırlar.
Peki böyle davrananlar için ne vardır dersiniz? ( tövbe etmezlerse ) :
34 Sebe 5 : Âyetlerimiz hakkında (bizi) âciz bırakmağa çalışanlara gelince: onlar içinde pislikten acı bir azâb vardır.
ve işte bu şekilde aklını kullanmayanlara ve inanmak istemeyenlere :
10 Yunus 100 :Allâh'ın izni olmadan hiç kimse inanmaz ve (Allâh) pisliği (huzursuzluğu, azâbı), akıllarını kullanmayanların üzerine kor(bırakır).
Ve bu suçlular ne yaparsa yapsın Yüce Allah , tek
mahfuz Vahy olan Kur'an ile her daim hakikatleri ortaya çıkaracaktır.
bir kardeşimin ifadesiyle : şükründen aciziz :
10 Yunus 82 :"Ve suçlular istemese de Allâh, sözleriyle gerçeği ortaya çıkaracaktır!"
Kendi köhne din anlayışlarını yaşatmak ve haklı kılmak için son peygamberin adını kullanıp ona iftiralarla yüzlerce herze uyduran bu batıl zihniyete karşı vurucu bir manifesto yapan Hasanöktem kardeşi tebrik ediyor,düşün artık yakamızdan ey arsızlar diyorum vesselam.
__________________ ŞEYTANDAN VE ONUN EVLİYASINDAN KAÇINMANIN EN İYİ YOLU,ŞEYTANA KÜLAHINI TERS GİYDİRMEKTİR!
|
Yukarı dön |
|
|
Müceddid Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 27 mart 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 51
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Bismillahirrahmanirrahim..
Piyasa hareketlenmiş bakıyorum kendini bilmezlerin yanında kendini bir şey zannedenler de düşmüş konunun içine...Öncelikle konu sınırlaması yapıyoruz hasanoktem değil mi ? konumuz sünnetin varlığı yada var olması yapısı ve bunun kuranı temellendirmesi daha açık bir şekilde bizim Fıkıh'ta İslam dininin İkinci başvuru kaynağı olarak ileri sürdüğümüz müessese..
Neyse bak şimdi fitnenizin ve cehlinizin tablosunu nasıl ortaya koyuyorum...Sünnet olayından önce Allame(!) Ferec buyurmuşlar
Ey imân edenler!. Allah Teâlâ'ya itaat ediniz ve Peygamber'e de ve sizden olan emir sahiplerine de itaatte bulununuz. Sonra bir şey hakkında ihtilâfa düşerseniz, eğer siz Allah Teâlâ'ya ve âhi-ret gününe inanır kimseler iseniz onu Allah Teâlâ'ya ve Peygamberine arz ediniz. O hem bir hayırdır, ve hem de netice itibariyle daha güzeldir. 4 Nisa 59
-- Ve onlara eminlikten veya korkudan bir haber geldiği zaman onu yayıverirler. Ve eğer onu Peygamber'e veya kendilerinden olan emir sahiplerine arz etseler elbette onlardan bunun hükmünü çıkaracak zatlar bunu bilirlerdi. Ve eğer Allah Teâlâ'nın lûtuf ve rahmeti üzerinize olmasa idi pek azınız müstesnâ, elbette şeytana uymuş olurdunuz. 4 Nisa 83
Görüldüğü gibi, yönetim sisteminde ve sorunların halledilmesinde, İslam dininde bir hiyerarşi mevcuttur, bu sıralamada, peygamberin sünnetine tabi olduklarını söyleyenlere göre:
a) Allah’a itaati, Kuran’a itaat ile,
b) Peygambere itaati, hadislere uymak ile, ifade edip, peygamberi aramızda güncel olarak yaşıyormuş gibi günümüze taşıdılar. Bu inançlarında samimi iseler, o zaman, kaçınılmaz olarak peygamberimiz zamanındaki Ulul Emrin sözlerini de muhakkak günümüze taşımaları gerekirdi; peygamberin vefatından sonra da Ulul Emr mevcut olmuştur ve bunlar çokturlar bunların sözlerini ne yaptınız, Hadis adı altında peygamberi günümüze taşıdığınızı iddia ettiniz, Ulul Emrin sözlerini n, neden günümüze taşımadınız, zira Ulul Emre itaatin de gerekli olduğu Kuran’da kesin olarak emredilmiştir, Rivayetlerle şahısları taşıyıp güncelleştirme mantığınıza göre bunu yapmanız gerekmez miydi, fakat bu yapılmamıştır, yoksa siz ortaya attığınız kıstaslara rağmen, kitabın bir kısmını kabul edip bir kısmını red mi ediyorsunuz. Böyle yapanların cezası, Kuran ölçüsüne göre, dünyada rezillik ve ahirette şiddetli azap değil midir. (Bak, 2 Bakara 83-84-85 ).
Ulul Emr nedir ? Mahiyeti nedir ?
Ulul Emr üç payede incelenebilir
Yönetim mekanizması içerisinde
İlim ehli
Hem ilim Ehli hemde yönetim mekanizması içerisinde
bulunanlara itaat..1300 lere kadar ingiltere de 1789'a kadar Fransa da hakim olan durum üçüncü şıktaki durum gibiydi..Aslından bu insanlığın varlığından beri süregelen bir durumdur..Mesela Firavun Hem Tanrı hem de devletin başı idi..Mısır hanedanlığı kurulmadan önce de bu tip tanrısal güç taşıyan unsurların egemenliği bilimsel bir gerçektir..
Geleceğim nokta Hilafet müessesi idi ki halife hem dini hususlarda devleti unsurlarda tek hakimdi..Ayetteki ulul emrin en açık tanımı budur...Bugün ise durum farklıdır ilk iki şık daha belirgin hale gelmiştir..
Bu inançlarında samimi iseler, o zaman, kaçınılmaz olarak peygamberimiz zamanındaki Ulul Emrin sözlerini de muhakkak günümüze taşımaları gerekirdi; peygamberin vefatından sonra da Ulul Emr mevcut olmuştur ve bunlar çokturlar bunların sözlerini ne yaptınız, Hadis adı altında peygamberi günümüze taşıdığınızı iddia ettiniz, Ulul Emrin sözlerini n, neden günümüze taşımadınız,
İşte cehlin muhim bir görüntüsü..Hadisleri temelden sınıflandırsak
1-) Merfu Hadis :Peygamberin ait olan hadisler.
2-) Mevkuf Hadis : Sahabilerin söz hal hareket ve davranışları
3-) Maktu Hadis : Tabiiunun söz hareket hal ve davranışları
İddianın ne kadar batıl ve ilimden uzak olduğu tanımlardan bile anlaşılabilir..Zira ulul emrin hal hareket ve sözleri aktarılmıştır matbu olan eserleri gözünüze soksam yeridir..
Mevkuf hadislerde isnad Rasûlullah (s.a.s)'e ulaşmaz; sahabîde son bulur. Mesela: Ravinin "İbn Abbas şöyle dedi" veya "Ali b. Ebi Talib şöyle yaptı" yahut ta "Ebu Bekr'in önünde şöyle yapıldı da o buna ses çıkarmadı" demesi yapılan rivayetin merfu' olmadığını ve mevkuf olarak nakledildiğini gösterir. Bazan da ravi; "İbn Abbas'dan mevkuf olarak rivayet edildi" diyerek hadisin mevkuf olduğunu tasrih eder (et-Tehânevî, KeşŞâf Istılahati'l-Funûn, İstanbul 1984, II,1500; Suphi es-Salih Hadis İlimleri ve Istılahları, Ankara 1981, 175).
Keza Fereç diyor ki Bütün İslam dünyasından Ulul emr binlerceydi hepsine ulaşılamazdı..Cehalet iki..!
Allame Yazır Tefsirinde bu ayeti açıklarken
Ey iman edenler! Allah'a itaat ediniz ve Allah'ın elçisine (Hz. Muhammede) itaat ediniz. Sizden olan emir sahibine (idarecilere) de itaat ediniz. Dikkat etmek gerekir ki Allah ve Resulü hakkında diye mutlak itaat açıkça söylendiği halde, emir sahipleri (idareciler) hakkında buyurulmayıp bunlara itaat etmek Peygambere itaata atfedilmiş ve yalnız Peygambere itaat etmeye tabi olarak emredilmiş ve bu şekilde tabi olma altında itaat etmenin hem aynı kuvvetle kayıtsız olarak gerektiği gösterilmiş, hem de isyan edilen şeyler de bu hükmün dışında bırakılmıştır diyor..
Ve hak söylüyor..Ulul emrden kasdın ve yapılan rivayetlerin durumunun temel taşını ifade ediyor..Peygambere itaat etmesi...!
İddianızın ne kadar ilimden uzak olduğu herze yığını olduğu kendi vehminizden başka bir şey olmadığı körlerin görebileceği bir şekilde ifade ettik ortada..
bunun hükmünü çıkaracak zatlar bunu bilirlerdi
Burada bizzat Cenabı Hakk bir zümreyi ifade ediyor...Hüküm çıkaracak bir zümre ulul emrin ulema da olduğuna delil de bu ayettir..
Şimdi asıl nokta ya temas edelim..Hiç mümkünmüdür ki inşaat mühendisleri olmadan dünyadaki inşaatların türlü işleri yürütülsün ?
Hiç mümkünmüdür ki mimarlar olmadan çizimler yapılsın mesela Bakkal Hasan Dayı ya da manav Ahmed emmi bir plan çizsin tabii bu evrensel bir realite içinde böyle olacak..
Bu iddiaların ne kadar komik olduğu ortadadır..Sizin iddianız da bunlarla aynıdır..Hz.Peygamberin sadece beşeri yönü ön plana çıkarılarak onun yolunu inkar etmek ancak gafletin bir getirisidir.
Biz bu Kur'ân'ı bir dağa indirseydik, Allah'ın korkusundan onu baş eğmiş, parça, parça olmuş görürdün (Hasr 21) böyle bir yükün altına girmiş
biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik(Enbiya 107) buyruğuyla aleme gönderilen
Ey bizim Rabbimiz, bir de onlara içlerinden öyle bir peygamber gönder ki, onlara senin âyetlerini tilavet eylesin, kendilerine kitabı ve hikmeti öğretsin, içlerini ve dışlarını tertemiz yapıp onları pâk eylesin. Hiç şüphesiz Azîz sensin, hikmet sahibi Sensin. (Bakara 129)
buyruğuyla Atası İbrahim ve İsmailin duası
2 - O'dur ki ümmiler içinde, kendilerinden olan ve onlara Allah'ın âyetlerini okuyan, onları temizleyen, onlara kitap ve hikmeti öğreten bir Peygamber gönderdi. Oysa onlar, önceden apaçık bir sapıklık içinde idiler.
3 - Henüz onlara katılmamış bulunan diğer insanlara da (o Peygamberi göndermiştir). O, çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. (Cumua 2-3)
Buyruğuyla henüz kendine katılmamışları da sapıklıktan kurtaran Bir zatı şerif bir Nuru Huda bir kainat güneşi Hz.Muhammed mustafa ve onun kainatı İslah eden Mücahidleri Guzin sahabileri
Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten vazgeçirmeğe çalışır ve Allah'a inanırsınız (al-i İmran 110 ) ayeti celilesi müjdeli
İslâm'da birinci dereceyi kazanan Muhacirler ve Ensar ile onlara güzelce tâbi olanlar yok mu?Allah onlardan razı, onlar da Allah’tan râzı oldular.Allah onlara içlerinden ırmaklar akan cennetler hazırladı.Onlar oralara devamlı kalmak üzere gireceklerdir. İşte en büyük mutluluk, en büyük başarı (et-tevbe 100)
Ayeti celilesi ile de Hem tabiiuna hem ashaba fazilet kapılarını ardına kadar açan o Hakim ,Haşim ,Rahim Zat (c.c) onlara tabi olanlardan razı iken bir kısım cehl zevatının kendi kuruntu vehm ve imansızlıktan ötürü gelen iddialarına ne değer verilebilir ki
Peygamber Bir kooperatif başkanı olarak düşünülürse Sahabiler ve Tabiiun ve onaları takip edenler (Selefi Salihin) bu kooperatifin etkin elemanlarını oluşturur.Bir misaldi verdik..
aynı şekilde
Resulullah'ın emrine aykırı hareket etmek uygun olmadığı gibi, onun katlandığı zahmetlere öbürlerinin katlanmaya yanaşmamaları da yakışık almaz. Çünkü onların Allah yolunda çektikleri hiçbir susuzluk, hiçbir yorgunluk ve hiçbir açlık, ayrıca kâfirleri öfkelendirecek ayak bastıkları hiçbir yer veya düşmana karşı elde ettikleri hiçbir başarı yoktur ki, karşılığında kendilerine salih bir amel yazılmış olmasın. Çünkü Allah, güzel iş yapanların mükafatını zayi etmez
Ayeti celilesi inananlara göz yaşı vesilesi sizin gibi inandığını iddia edenlere de bir tokat gibi duruyor iken
Andolsun size içinizden öyle bir peygamber geldi ki, gayet izzetli ve şereflidir. Sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir üstünüze titrer, müminlere gayet merhametli ve şefkatlidir
Hukmu ilahisi ile şefkat izzet ve merhamet timsali bir resulu Kerime uymamak onun bir sünnetinin olmadığını iddia etmek kaç derece ortada..
Bu işin duygusal boyutu...Diğer boyutu Bu din (İslam) Kitabında diyor ki Bütün dinlerden üstün kılmak üzere, Peygamberini hidayet ve hak din ile gönderen O'dur. Şahit olarak Allah yeter. (Fetih 28)
Şu durumda siz gerçek müslümanlar (!) (gülmemek elde değil ya neyse) azınlık iken tabi her zaman ifade ettiğim gibi 20. ve 21. yy de ortaya çıkmış iken ve ortada 1400 senelik bir Din geçmişi var iken ve bu geçmiş yanlışlar üzerine kurulu iken ikende iken .. . . Nasıl olur da din üstün olmuş olur ?
Soruyorum üstünlük bunun neresinde siz değilmisin bugün kendine müslüman diyen milyarca insan var diyen ...!
Nasıl olur da adalet sahibi olduğunu iddia eden ilahi kitapta da bundan bahseden yaratıcı Hadis ve sünnet altında kendisine uydurulan şeylere göz yumuyor ile 1000 senedir kendisine isnad edilen Nebisine isnad edilen yalanlara göz yumuyor nerede bunun adaleti ? Nerede bunun kahharlığı tuzak kuranlaraın en hayırlısı vasfı ?
Keza Kuran açık (aslında hiç vermiyor ya neyse ) bir şekilde namaz tarifi vermez iken zekatın mahiyetini açıklamaz iken Haccın rukunlerinden bahsetmez iken neden bu dinin kolay olduğunu ifade ediyor ?
Şüphesiz Allah inananları savunur. Çünkü Allah hâin ve nankörlerin hiçbirini sevmez diyen yaratıcı neden bunca sene göz yummuş ?
Evet sorularıma cevap istiyorum yok okey mi ?
Kalkıp beni şirk tabiatıyla konuşmakla suçluyorsun Bende Allah bir diyorum bende Muhammed a.s.m Onun elçisidir diyorum ben bunları inkar mı ediyorum ne yazdığını iyi düşün hasan
Dinin Sahibi Allah tır..Kitabı Kurandır..Uygulayıcısı Peygamberdir..Dinin Sahibi olduğu gibi koruyucusu da odur eğer bugüne kadar yaşayan ve size göre Şirket dinine inanan insanlar kendilerince Allahın dinine inanmışlar lakin siz aksini iddia ediyorsunuz
Sizin İlahınız nasıl bir ilahta buna bir dur diyememiş bu kadar aciz mi ? Bizim Rabbimiz sizin iddialarınızdan uzaktır..Siz cehlinizden ne yazacağınızı ne düşüneceğinizi de bilmiyorsunuz ..
Benim verdiğim linkler Kurana inandığını iddia eden herkese sünneti kabul ettirmek için yeter tabii inananlar için geçerli bu husus..
De ki, siz gerçekten Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve suçlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok esirgeyici ve bağışlayıcıdır.
Gerçekten ? ..!
İ
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Müceddid Yazdı:
Neyse bak şimdi fitnenizin ve cehlinizin tablosunu nasıl ortaya koyuyorum...Sünnet olayından önce Allame(!) Ferec buyurmuşlar
Ey imân edenler!. Allah Teâlâ'ya itaat ediniz ve Peygamber'e de ve sizden olan emir sahiplerine de itaatte bulununuz. Sonra bir şey hakkında ihtilâfa düşerseniz, eğer siz Allah Teâlâ'ya ve âhi-ret gününe inanır kimseler iseniz onu Allah Teâlâ'ya ve Peygamberine arz ediniz. O hem bir hayırdır, ve hem de netice itibariyle daha güzeldir. 4 Nisa 59
-- Ve onlara eminlikten veya korkudan bir haber geldiği zaman onu yayıverirler. Ve eğer onu Peygamber'e veya kendilerinden olan emir sahiplerine arz etseler elbette onlardan bunun hükmünü çıkaracak zatlar bunu bilirlerdi. Ve eğer Allah Teâlâ'nın lûtuf ve rahmeti üzerinize olmasa idi pek azınız müstesnâ, elbette şeytana uymuş olurdunuz. 4 Nisa 83
Görüldüğü gibi, yönetim sisteminde ve sorunların halledilmesinde, İslam dininde bir hiyerarşi mevcuttur, bu sıralamada, peygamberin sünnetine tabi olduklarını söyleyenlere göre:
a) Allah’a itaati, Kuran’a itaat ile,
b) Peygambere itaati, hadislere uymak ile, ifade edip, peygamberi aramızda güncel olarak yaşıyormuş gibi günümüze taşıdılar. Bu inançlarında samimi iseler, o zaman, kaçınılmaz olarak peygamberimiz zamanındaki Ulul Emrin sözlerini de muhakkak günümüze taşımaları gerekirdi; peygamberin vefatından sonra da Ulul Emr mevcut olmuştur ve bunlar çokturlar bunların sözlerini ne yaptınız, Hadis adı altında peygamberi günümüze taşıdığınızı iddia ettiniz, Ulul Emrin sözlerini n, neden günümüze taşımadınız, zira Ulul Emre itaatin de gerekli olduğu Kuran’da kesin olarak emredilmiştir, Rivayetlerle şahısları taşıyıp güncelleştirme mantığınıza göre bunu yapmanız gerekmez miydi, fakat bu yapılmamıştır, yoksa siz ortaya attığınız kıstaslara rağmen, kitabın bir kısmını kabul edip bir kısmını red mi ediyorsunuz. Böyle yapanların cezası, Kuran ölçüsüne göre, dünyada rezillik ve ahirette şiddetli azap değil midir. (Bak, 2 Bakara 83-84-85 ).
Ulul Emr nedir ? Mahiyeti nedir ?
Ulul Emr üç payede incelenebilir
Yönetim mekanizması içerisinde
İlim ehli
Hem ilim Ehli hemde yönetim mekanizması içerisinde
bulunanlara itaat..1300 lere kadar ingiltere de 1789'a kadar Fransa da hakim olan durum üçüncü şıktaki durum gibiydi..Aslından bu insanlığın varlığından beri süregelen bir durumdur..Mesela Firavun Hem Tanrı hem de devletin başı idi..Mısır hanedanlığı kurulmadan önce de bu tip tanrısal güç taşıyan unsurların egemenliği bilimsel bir gerçektir..
Geleceğim nokta Hilafet müessesi idi ki halife hem dini hususlarda devleti unsurlarda tek hakimdi..Ayetteki ulul emrin en açık tanımı budur...Bugün ise durum farklıdır ilk iki şık daha belirgin hale gelmiştir..
Bu inançlarında samimi iseler, o zaman, kaçınılmaz olarak peygamberimiz zamanındaki Ulul Emrin sözlerini de muhakkak günümüze taşımaları gerekirdi; peygamberin vefatından sonra da Ulul Emr mevcut olmuştur ve bunlar çokturlar bunların sözlerini ne yaptınız, Hadis adı altında peygamberi günümüze taşıdığınızı iddia ettiniz, Ulul Emrin sözlerini n, neden günümüze taşımadınız,
İşte cehlin muhim bir görüntüsü..Hadisleri temelden sınıflandırsak
1-) Merfu Hadis :Peygamberin ait olan hadisler.
2-) Mevkuf Hadis : Sahabilerin söz hal hareket ve davranışları
3-) Maktu Hadis : Tabiiunun söz hareket hal ve davranışları
İddianın ne kadar batıl ve ilimden uzak olduğu tanımlardan bile anlaşılabilir..Zira ulul emrin hal hareket ve sözleri aktarılmıştır matbu olan eserleri gözünüze soksam yeridir..
Mevkuf hadislerde isnad Rasûlullah (s.a.s)'e ulaşmaz; sahabîde son bulur. Mesela: Ravinin "İbn Abbas şöyle dedi" veya "Ali b. Ebi Talib şöyle yaptı" yahut ta "Ebu Bekr'in önünde şöyle yapıldı da o buna ses çıkarmadı" demesi yapılan rivayetin merfu' olmadığını ve mevkuf olarak nakledildiğini gösterir. Bazan da ravi; "İbn Abbas'dan mevkuf olarak rivayet edildi" diyerek hadisin mevkuf olduğunu tasrih eder (et-Tehânevî, KeşŞâf Istılahati'l-Funûn, İstanbul 1984, II,1500; Suphi es-Salih Hadis İlimleri ve Istılahları, Ankara 1981, 175).
Keza Fereç diyor ki Bütün İslam dünyasından Ulul emr binlerceydi hepsine ulaşılamazdı..Cehalet iki..!
Allame Yazır Tefsirinde bu ayeti açıklarken
Ey iman edenler! Allah'a itaat ediniz ve Allah'ın elçisine (Hz. Muhammede) itaat ediniz. Sizden olan emir sahibine (idarecilere) de itaat ediniz. Dikkat etmek gerekir ki Allah ve Resulü hakkında diye mutlak itaat açıkça söylendiği halde, emir sahipleri (idareciler) hakkında buyurulmayıp bunlara itaat etmek Peygambere itaata atfedilmiş ve yalnız Peygambere itaat etmeye tabi olarak emredilmiş ve bu şekilde tabi olma altında itaat etmenin hem aynı kuvvetle kayıtsız olarak gerektiği gösterilmiş, hem de isyan edilen şeyler de bu hükmün dışında bırakılmıştır diyor..
Ve hak söylüyor..Ulul emrden kasdın ve yapılan rivayetlerin durumunun temel taşını ifade ediyor..Peygambere itaat etmesi...!
İddianızın ne kadar ilimden uzak olduğu herze yığını olduğu kendi vehminizden başka bir şey olmadığı körlerin görebileceği bir şekilde ifade ettik ortada..
|
|
|
Selam Müceddid,
neyi ifade etmişsin veya edebilmişsin neyi...
dağ fare doğurdu misali , kendince bir şeyler anlattığını sanıp sonrada işte '' körlerin görebileceği bir şekilde ifade ettik '' diyebiliyorsun, misyonun gereği .
sen yukarıda Fereç Hüdür'den alıntılamış olduğun yazıda ne söylendiğini bile anlıyamamışsın maalesef. merfuymuş, mevkufmuş,maktuymuş... istersen sana buraya tamamı MADE İN BEŞER olmak üzere yüzlerce hadis ıstılahı dökeyim kardeş, ha ne dersin? ne ifade eder ve ne faydası var?
gelelim Fereç Hüdür'ün söylediğine :
Görüldüğü gibi, yönetim sisteminde ve sorunların halledilmesinde, İslam dininde bir hiyerarşi mevcuttur, bu sıralamada, peygamberin sünnetine tabi olduklarını söyleyenlere göre:
a) Allah’a itaati, Kuran’a itaat ile,
b) Peygambere itaati, hadislere uymak ile, ifade edip, peygamberi aramızda güncel olarak yaşıyormuş gibi günümüze taşıdılar. Bu inançlarında samimi iseler, o zaman, kaçınılmaz olarak peygamberimiz zamanındaki Ulul Emrin sözlerini de muhakkak günümüze taşımaları gerekirdi; peygamberin vefatından sonra da Ulul Emr mevcut olmuştur ve bunlar çokturlar bunların sözlerini ne yaptınız, Hadis adı altında peygamberi günümüze taşıdığınızı iddia ettiniz, Ulul Emrin sözlerini n, neden günümüze taşımadınız, zira Ulul Emre itaatin de gerekli olduğu Kuran’da kesin olarak emredilmiştir, Rivayetlerle şahısları taşıyıp güncelleştirme mantığınıza göre bunu yapmanız gerekmez miydi, fakat bu yapılmamıştır, yoksa siz ortaya attığınız kıstaslara rağmen, kitabın bir kısmını kabul edip bir kısmını red mi ediyorsunuz. Böyle yapanların cezası, Kuran ölçüsüne göre, dünyada rezillik ve ahirette şiddetli azap değil midir. (Bak, 2 Bakara 83-84-85 ).
kısa ve öz olarak söyleyeyim ,sana şunu soruyor ey Müceddid,
madem Yüce Allah'a itaati Kur'an'a itaat ile ,
Sevgili Son Resule itaati hadis İDDİAlarına itaat ve uymak ile izah ediyorsunuz,
tekrar yani :
etıy'ullahe : Yüce Allah'a itaat ( yani Kur'an'a itaat )
etıy'ur Resule : ( hadis İDDİAlarına itaat, tabi size göre...)
ve ulil emri minküm : sizden olan emir sahiblerine itaat olduğuna göre :
MADEM YÜCE ALLAH, SEVGİLİ SON RESULÜ VE EMİR SAHİBLERİNİ farklı şeylere itaat edeceklermiş gibi ayırmaya çalışıyor ve şirket dini kurmaya çalışıyorsunuz :
o halde : eğer gerçekten bu çürük görüşlerinizde samimi iseniz Sevgili Son Resulden sonraki Ulul Emr ( emir sahipleri ) nin sözlerini de bugünümüze tıpkı hadis İDDİAlarını getirdiğiniz gibi getirmeniz gerekirdi. HANİ NEREDE BU SÖZLER ?
madem Yüce Allah'a itaat için Kur'an'a, madem Sevgili Son Resule itaat için Hadislere gideceksem, o halde Ayetin devamında geçen Ulul Emr'e itaat için de Emir Sahiplerine gidebilmem lazım? HANİ NEREDE BU SÖZLER? şimdi anladınız mı size ne söylendiğini Sayın Müceddid ?
tekrar soruyorum :
Sevgili Son Resule itaat edebilmek için(!) Kütüb-i Sitte burada diyorsunuz ,
peki yine Ayette itaat edilmesi emredilen Ulul Emre aid elimizde bulunması gereken : Kütüb-i Ulul Emr nerede ?
bir süre sonra :
DEVAM EDECEK İNŞAALLAH
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Müceddid Yazdı:
bunun hükmünü çıkaracak zatlar bunu bilirlerdi
Burada bizzat Cenabı Hakk bir zümreyi ifade ediyor...Hüküm çıkaracak bir zümre ulul emrin ulema da olduğuna delil de bu ayettir..
Şimdi asıl nokta ya temas edelim..Hiç mümkünmüdür ki inşaat mühendisleri olmadan dünyadaki inşaatların türlü işleri yürütülsün ?
Hiç mümkünmüdür ki mimarlar olmadan çizimler yapılsın mesela Bakkal Hasan Dayı ya da manav Ahmed emmi bir plan çizsin tabii bu evrensel bir realite içinde böyle olacak..
Bu iddiaların ne kadar komik olduğu ortadadır..Sizin iddianız da bunlarla aynıdır..Hz.Peygamberin sadece beşeri yönü ön plana çıkarılarak onun yolunu inkar etmek ancak gafletin bir getirisidir.
|
|
|
tekrar Selam Müceddid,
madem ki, Hz.Peygamberin sadece BEŞERİ YÖNÜNÜ ön plana çıkararak, onun yolunu inkar edenlerin gafletinden bahsediyorsun,
o halde, biz gafillere bir zahmet : Hz.Peygamberin BEŞERİ OLMAYAN , yani ULUHİ OLAN özelliklerinden bize biraz bahseder misin. çok merak ettim doğrusu?
mesela, Hz.Peygamberin, Yüce Allah ile birlikte İslam Dinini nasıl birlikte tesis ettiklerinden ve bu konudaki müzakerelerinden başlayabilirsin (HAŞA)...
bizim elimizde Yüce Allah'ın bize göndermiş bulunduğu mahfuz son Vahy olan Kur'an'dan başka bir delil yok. ve bu Kitab'tada Tek İlah ve Tek Rab olarak sadece Yüce Allah'tan bahsediliyor. Mahfuz tek Vahy olan Kur'an'ı Son ELÇİSİNE indirdiğinden bahsediliyor.Limited veya Anonim ŞİRKET kurduklarından hiç söz edilmiyor. hatta böyle düşünmenin ve tövbe etmeden öbür tarafa gitmenin affedilmeyen suç olduğu özellikle vurgulanıyor...
biz size Mahfuz Kur'an'dan Hz.Peygamber'in/Peygamberlerin bir beşer Resul olduğu ile ilgili Ayetleri söyleyelim , siz de bize cahil olduğumuz konu olan : Hz.Peygamber'in Uluhi özelliklerini(!) anlatan delillerinizi (!) getirin tamam mı?
işte Sevgili Son Resulün ve bütün Resullerin beşer Resul olduğunu bize anlatan Ayetler :
18 Kehf 110 :
110 De ki: "Ben de sizin gibi bir insanım; Tanrınızın bir tek Tanrı olduğu bana vahyolunuyor. Kim Rabbine kavuşmayı arzu ediyorsa iyi iş yapsın ve Rabbine (yaptığı) ibâdete hiç kimseyi ortak etmesin.
41 Fussilet 6:
6 De ki: "Ben de ancak sizin gibi bir insanım. Bana, tanrınızın bir tek Tanrı olduğu vahyediliyor. O'na doğrulun (O'na yönelerek işlerinizi düzeltin), O'ndan mağfiret dileyin. (O'na) Ortak koşanların vay haline!"
17 İsra 90-94 :
90 Dediler ki: "Yerden bize bir göze fışkırtmadıkça sana inanmayız!"
91 "Yahut senin hurmalardan ve üzümlerden oluşan bir bahçen olmalı, aralarından ırmaklar fışkırtmalısın!"
92 "Yahut zannettiğin gibi üzerimize gökten parçalar düşürmelisin, yahut Allâh'ı ve melekleri karşımıza getirmelisin (onlar senin doğru söylediğine şâhidlik etmelidirler)!"
93 "Yahut altundan bir evin olmalı, ya da göğe çıkmalısın. Ama, sen üzerimize, okuyacağımız bir Kitap indirmedikçe senin sadece göğe çıkmana da inanmayız!" De ki: "Rabbimin şânı yücedir. (Böyle şeyleri yapmak benim işim değildir). Ben, sadece elçi ol(arak gönderil)en bir insan değil miyim?"
94 Zâten kendilerine hidâyet geldiği zaman insanları doğru yola gelmekten alıkoyan şey, hep: "Allâh, bir insanı elçi mi gönderdi?" demeleridir.
3 Al-i İmran 79-80 :
79 Hiçbir insana yakışmaz ki, Allâh ona Kitap, hüküm (hikmet) ve peygamberlik versin de, sonra (o kalksın) insanlara: "Allâh'ı bırakıp bana kullar olun", desin; fakat: "Öğrettiğiniz Kitap ve okuduğunuz şeyler gereğince Rabba halis kullar olun!" der.
80 Ve size: "Melekleri ve peygamberleri tanrılar edinin!" diye de emretmez. Siz müslüman olduktan sonra, size inkârı emreder mi?
4 Nisa 171 :
171 Ey Kitap ehli, dininizde taşkınlık etmeyin ve Allâh hakkında gerçek olmayan şeyleri söylemeyin! Meryem oğlu Îsâ Mesih, sadece Allâh'ın elçisi, O'nun Meryem'e attığı kelimesi ve O'ndan bir ruhtur. Allah'a ve elçilerine inanın, (Allâh) "Üçtür" demeyin. Kendi yararınıza olarak buna son verin. Çünkü Allâh, yalnız bir tek tanrıdır. Hâşâ O, çocuk sâhibi olmaktan yücedir. Göklerde ve yerde olanların hepsi O'nundur. Vekil olarak Allâh yeter.
5 Maide 17 :
17 "Allâh, Meryem oğlu Mesih'tir." diyenler küfre gitmişlerdir. De ki: "Öyle ise Allâh, Meryem oğlu Mesih'i, annesini ve yeryüzünde olanların hepsini helâk etmek istese, Allah'a karşı kimin elinde bir şey var?" Göklerde, yerde ve ikisinin arasında bulunan herşey O'nundur. O, dilediğini yaratır, Allâh, herşeyi yapabilendir.
5 Maide 72 :
72 Andolsun, "Allâh, ancak Meryem oğlu Mesih'tir." diyenler elbette kâfir olmuşlardır. Halbuki Mesih demişti ki: "Ey İsrâil oğulları, benim Rabbim ve sizin Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin. Zira kim Allah'a ortak koşarsa muhakkak ki, Allâh ona cenneti harâm etmiştir ve onun varacağı yer ateştir; zâlimlerin yardımcıları yoktur!"
5 Maide 116 - 117 :
116 Ve yine Allâh demişti ki: "Ey Meryem oğlu Îsâ sen mi insanlara 'Beni ve annemi, Allah'tan başka iki tanrı edinin' dedin?". Hâşâ, dedi, Sen yücesin, benim için gerçek olmayan bir şeyi söylemek benim haddime değildir! Eğer demiş olsaydım, sen bunu bilirdin, sen benim nefsimde olanı bilirsin, ben senin nefsinde olanı bilmem, çünkü gizlileri bilen yalnız sensin, sen!"
117 "Ben onlara: Benim ve sizin Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin, diye senin bana emretmiş olduğundan başka bir şey söylemedim. Ben onların içinde olduğum sürece onları kolladım, fakat sen beni vefat ettirince onları gözetleyen (yalnız) Sen oldun. Sen herşeyi görensin.
9 Tövbe 30-31 :
30 Yahûdiler: "Uzeyr, Allâh'ın oğludur." dediler. Hıristiyanlar da: "Mesih Allâh'ın oğludur." dediler. Bu, onların ağızlariyle geveledikleri sözleridir. (Sözlerini), önceden inkâr etmiş(olan müşrik)lerin sözlerine benzetiyorlar. Allâh onları kahretsin, nasıl da (haktan bâtıla) çevriliyorlar!?
31 Hahamlarını ve rahiplerini Allah'tan ayrı rabler edindiler, Meryem oğlu Mesih'i de öyle. Oysa kendilerine yalnız tek Tanrı olan Allah'a ibâdet etmeleri emredilmişti. O'ndan başka tanrıı yoktur. O, onların ortak koştukları şeylerden münezzehtir.
evet, Sayın Müceddid,
biz, Sevgili Son Resulün ve Resullerin, Beşer Resul / Elçi olduğunu /olduklarını ispatlıyan delillerimizi sunduk :
sizden de Sevgili Son Resulün , Beşeri olmayan ( ULUHİ ) özelliklerini ifade eden delillerinizi(!) sunmanızı bekliyoruz.
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
|
|