Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
domuz eti haramdir.yahudilere sigirinda belli kisimlari haramdir ama bize helaldir.yani birseyin haramligi icin pis olmasi gerekmez,bazen ceza veye imtahan olarakta yahudilere oldugu gibi yasaklanabiliyor.kaldiki yahudiler domuz yemez cunku haramdir.muslumanlarda yemez haramdir.hiristiyanlarin yedigi ictigi onlari baglar domuz yer ve sarap icerler ibadethanelerinde bile sarap ikram edebiliyorlar bu bizi baglamaz biz ne domuz yer ne sarap iceriz biz islama inanan muslumanlariz.
Naci Çelik yazdı
Sevgili Muhiddin Bey.Kur"an bazı etleri yahudilere yasaklıyor.Ama neden yasakladığını da açıkca belirtiyor.Bize de her türlü HINZIR eti yasaklıyor ve neden yasakladığını da açıkca vurguluyor ve hınzır etler pistir diyor.Diyor mu? Demiyor mu?
Diyor değil mi? Şimdi gel birlikte mantık yürütelim.Farzedelim ki,atalarımızın domuz eti ile ilgili yorumları doğru.Yani Allah domuz etini pis olduğu için yasakladı.Söz konusu pislik,fiziksel veya tıbbi anlamda bir pislik olması gerekir.Manevi bir pislik olduğu düşünülemez.Çünkü Allah,tüm hayvanların kendisinin işaretleri (ayetleri)olduğunu ve hiç bir ayırım yapmadan hayvanlara saygı göstermemiz gerektiğini açıkca vurguluyor(22/36)
Bu durumda,Kur"an"ın pis olduğunu söylediğ domuz hayvanı ve domuz eti ise,söz konusu etin,bügüne kadar zararları çoktan görülmesi ,tecrube edilmesi gerekirdi.Aksi takdirde Kur"an yanılmış olur.
Ayrica,senin dikkatine sunduğum,hiristiyanların yediklerini bize helal kılan ayeti niye es geçtin? Size domuz eti yiyin diyen mi var?Ama Allah"ın helal kıldığı bir şeyi insanlara haram kılan,bu arada da Kur"an"ı mantıksız bir kitap durumuna düşüren beyinsizlere de ben dur derim.Yoksa ben at eti bile yiyemem.Benim iddiam o ki,Kur"an,yiyebilenler için veya midesi kaldıranlar için,sağlığa zararlı olmayan hiç bir eti,hiç bir yemeği yasaklamıyor.Şarabı niye karıştırıyorsun dostum.Kur"an hiristiyanların yediğinden yeyin,içtiğinden için demiyor ki.Kur"an hiristiyanların yediği,yiyebildiği her şeyi sizde yerseniz size helaldir diyor.
Ben bu sitede yazanların bir çoğunun Kur"an odaklı düşünen insanlar olduğunu gördüğüm için bu siteye üye oldum. Başta sen ve şeytana külahını ters giydiren İBLİSSAVAR olmak üzere bir çok arkadaşta,benim 15 sene önceki halimi gördüm. Buda beni mestetti. Allah ilminizi artırsın.
Ama bana,Semazenin,Muhiddinin,Sultanın ve Mircanın da Kur"an odaklı düşünen müslümanlar olduğunu söylüyorsan,O ZAMAN BEN OT OĞLU OTUM.
Ne bir tarikatımız, cemaatimiz var ne de bir şeyhimiz, hocamız. Bu yüzden “oltaya bir balık daha takılsın” endişesi taşıyarak yazmıyoruz.
Burada herkes yanyana, önümüzde kimse yok.
Burada her birey ancak kendisi adına yazıyor, sürü psikolojisi yok.
Burası sadece bir forum sitesi. Kur’an odaklı düşünen Müslümanların fikirlerini paylaştığı özgür ve bağımsız bir site.
Burada yegane ortak paydamız “Kur’an Odaklı Müslümanlık” söylemi.
Merhaba dostlar
Siteyi son 1 senedir belli aralıklarla faydalanmak için takip ediyorum ve kısa bır sure öncede üye oldum.Eğer kızmazsanız bir kaç izlenımımı paylaşıcam,önceki iletilerdede dıkkat çekildiği üzere çok kişiler gelip geçti,bunlar arasında yalnız Kuran diyen bir çok kişi vardı ama Alperen ve diğer yazan sayılı arkadaşlar ile aynı görüşte olmadıkları için siteden uzaklaştırıldılar çünkü Kurandaki salat ve dikili taş Kabe konusunda atalar dini ve site görüşü ile ayrılığa düştuler.Naci beyin görüşlerine tümden katılmasamda kendısıni önce arastırmacılığı ve Kuranı yorumlarken,arap örfünden miras at gözlüğü ile hareket etmemesınden dolayı kutlarım.Site yönetımı sanırım Naci Beyi sitesi ve ismi olan bir kişi olduğu için hala uzaklaştırmadı,yoksa kendısı topun ağzına çoktan konmuştu.
Sizlere iyi müzakereler,son ricam ise lütfen her ıkı tarafta edep ve şahsa eleştırı çıtasını aşağı çekmesın ki faydalı bir muzakere izlıyelım..
Katılma Tarihi: 30 nisan 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 1235
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Site yönetımı sanırım Naci Beyi sitesi ve ismi olan bir kişi olduğu için hala uzaklaştırmadı,yoksa kendısı topun ağzına çoktan konmuştu.
selam mirror
izleminiz ve tespitizde eksiklik var kanımca:))
Bu sitede sizin değiminizle topun ağızına koyulacak davranışlar site katılım kuralları dahilinde belirtilmiştir.Ve bu kural ihlallerinde üyelik iptalleri yapılmaktadır.Naci beyin site kurallarını ihlal ettiğini görmedim
Ayrıca naci beyin sitesinden dolayı bu sitede imtiyazlı olduğunu düşünmüşsünüz benim izlenimim şu sitesi olupta burada yazı yazan ancak forum kurallarına aykırı davranıştan dolayı üyelikleri iptal edilenleride ben bu sitede gördüm.
__________________ O, yaratıp şekillendiren, âhenk veren ve düzene koyandır
Katılma Tarihi: 30 nisan 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 1235
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Diyor değil mi? Şimdi gel birlikte mantık yürütelim.Farzedelim ki,atalarımızın domuz eti ile ilgili yorumları doğru.Yani Allah domuz etini pis olduğu için yasakladı.Söz konusu pislik,fiziksel veya tıbbi anlamda bir pislik olması gerekir.Manevi bir pislik olduğu düşünülemez.Çünkü Allah,tüm hayvanların kendisinin işaretleri (ayetleri)olduğunu ve hiç bir ayırım yapmadan hayvanlara saygı göstermemiz gerektiğini açıkca
vurguluyor(22/36)
Bu durumda,Kur"an"ın pis olduğunu söylediğ domuz hayvanı ve domuz eti ise,söz konusu etin,bügüne kadar zararları çoktan görülmesi ,tecrube edilmesi gerekirdi.Aksi takdirde Kur"an yanılmış olur.
Selam
naci bey lehmi hınzırın domuz eti olamayacağı kelimenin anlamının tahrif edilerek bu kelimeye domuz eti anlamı yüklenmiştir dediniz
size 4 sorum var
1.soru:Hınzırın domuza işaret edemeyeceğine hınzır kelimesine domuz anlamının sonradan yüklenmiş olduğuna sizi götüren nedenlerden biride yukarıdaki alıntıda kırmızıyla işarettiğim mantık yürtümemidir?
2.soru:hınzır kelimesinin anlamının aslında bozuk et olduğu ancak daha sonradan toplumların bozuk et kelimesini domuz demek için kullandığına ve bu hayvana hınzır adını verdiklerine dair elinizde bilimsel araştırma varmı?
3-Araplar kuran indiğinde domuz hayvanına hınzır demiyorlardıysa ne diyorlardı??domuz hayvanıyla henüz tanışmamışlar ve bu hayvana kendi dillerinde bir isim vermemişlermiydi? arap diline yerleşik bu hayvanın başka adı varmı.Örneğin bizim dilimizde kaplumbağada deriz tosbağada yada kopekte deriz “it” de
4- kuranın inip domuz etini pis olarak nitelendirmesinden sonra arapların ve arap kültürünün hınzır yani domuz etine bozuk et anlamı yüklemediğinden neye gore eminmisiniz?
__________________ O, yaratıp şekillendiren, âhenk veren ve düzene koyandır
Bu da çok esaslı buram buram ilim kokan bir tespit.. Bu görüşünüze paralel bir türev görüş de inşaALLAH bendeniz sunmaya çalışacağım ilk fırsatta..
Çok değerli katkınız ve katılımınız için kendi adıma gönülden teşekkür ederim.. Cenâbı Allah ilminizi ziyâde kılsın..
N_S
Selam Semazen Kardeş,
Vallahi iltifat eylemişsiniz..Keşke o "kendilerine ilim verilenler"in binlerde biri oranında ilim bana verilmiş olsaydı.Ben çok küçük bir mantık yürütmesi yaptım aslında.Yine de güzel düşünceniz ve dilekleriniz için teşekkür ederim.
Allah hepimizin ilmini arttırsın.
Saygılarımla..
__________________ FATİHA: 6, 7/ Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil.
Sevgili Muhiddin Bey. Arap gramerine veya Kur"an arapcasına vakıf,sizin ilmine itibar edebileceğiniz bir kaç müslümana,birlikte gidelim.Söz konusu ayetteki HU zamirinin Zekeriya"ya işaret ettiğine yorulabileceği gibi,Yahya"ya da işaret ettiğine yorulabilineceğini söyleyeceklerdir.
Biz, sizin ilmine itibar edeceğiniz birisi değiliz muhakkak! Bununla beraber Arapça gramerine ve Kur’an Arapçasına vâkıf olduğumuzu iddia etmekten çekinmeyecek kadar cüretkârız.. :)
Dolayısıyla, Enbiyâ Sûresinin 90. âyetindeki “Hû” zamirleri için –zerre kadar tereddüt etmeden- şunu söylüyoruz. İlgili âyetteki bütün “hû” zamirleri Hz. Zekeriya içindir.. Bu bir “yorum” meselesi değildir! Konu yoruma açık değildir! Hiçbir şekilde “hû” zamirlerinden bir tanesinin bile Yahya Peygambere döndüğü (râci’ olduğu) söylenemeyeceği gibi, bahsi geçen zamirlerin Hz. Zekeriya için olduğu kadar Hz. Yahya için de yorumlanabileceğine dair çift yönlü bir dil espirisi yoktur; olamaz!
Bu durumu başka nasıl anlatabilirim diye düşünüyorum ve meselenin tartışılmaz yönünü vurgulamak için şöyle söylüyorum… N. Çelik’in bu görüşüne kazâra destek verecek bir Arap Dili ve Edebiyatı Profesörü bulursanız; biliniz ki o profesörün diplomasanı yırtmak ve bütün akademik ünvanlarını geri almak şart olur.. Bir meseledeki “kesinlik” bundan daha net ortaya koyulabilir mi? Ancak yine de meramımızı anlatamamış olabiliriz diye ince eleyip sık dokuyalım ve bir de şöyle anlatmayı deneyelim! Dünyanın yuvarlık olduğu ve kendi çevresinde döndüğü tartışmaya ve yoruma açıksa bu meselede tartışmaya ve yoruma açıktır..
naci çelik Yazdı:
Sana hodri meydan deyince uyandın değil mi? 21/90.ayetteki hu zamirinin,Zekeriya"nın eşinden çok,Yahya"nın eşini vurguladığını anladın dimi?
“Ve vehebnâ lehû YAHYÂ ve aslahnâ lehû zevcehû…”
Yok böyle bir şey! Yok böyle bir şey! Yok böyle bir şey!
Yanlış! Yanlış! Yanlış!!!
Dünya yuvarlak! Dünya yuvarlak! Dünya yuvarlak!!!!!
Hey gidi Koca Galileo! Derdin ne büyükmüş meğer!?
Sn. Muhiddin’e hitâben sonraki aşamada şöyle söylenmiş!
naci çelik Yazdı:
Aksi takdirde,ben sadece bu iddiamdan değil,bütün iddialarımdan döneceğime dair,Allah huzurunda sana söz veriyorum.
Ne Enbiyâ:90’daki “hû” zamirlerinden biri Zekeriya Peygamberden Yahya Peygambere –teknik tâbirle – döner; ne de siz bu iddianızdan ve bütün iddialarınızdan söz vermenize rağmen dönersiniz… Bu konuda çok kötümserim; okurlardan özür dilerim..
Lütfen, aşağıdaki mesajımız tekrar dikkatle okunsun.. Yukarıdaki gibi bir facianın resmidir…
Semazen Yazdı:
Bu âyeti kerîme Zuhruf Sûres'nin 48. âyeti.... Orjinali şöyle....
"Ve mâ nüriyhim min âyetin illâ hiye ekberu min uhtihâ..."
Lütfen, kırmızı renkli kısımlara dikkat!! Bombayı patlatıyorum! Evet; "Uht" kelimesi insanlar sözkonusu olduğunda temel olarak "kızkardeş" anlamını taşır. Fakat, bu âyette bildiğimiz mânâda kızkardeş anlamı taşımaz.. Peki, bu söylediğim bir yorum mudur?! :) Hayır! Yorum değildir!! Mutlak, şaşmaz, tartışılmaz bir gerçektir!! :) Çünkü, bu âyette insanlar değil mucizeler sözkonusudur ve "âyet=mucize" kelimesi sonundaki dişil ekten anlaşılacağı üzere Arapça dilbilgisine göre dişil bir kelimedir.. Daha sonra gelen "Hiye" yine dişil bir zamirdir ve "uhtiHÂ"daki "Hâ" zamiri de dişildir.. Eskilerin deyişiyle bu "hâ" zamiri "hiye=âyet"e râcidir.... Yâni, âyette Hz. Musa'nın kızkardeşinin mucizelerinden (!) bahsedilmemektedir.. Sâdece, Hz. Mûsâ'ya verilen her yeni mucizenin geçmişteki benzerlerinden daha büyük ve hayret uyandırıcı olduğu APAÇIK, TARTIŞILMAZ biçimde beyan edilmektedir...
Meâlen şöyledir.... "Onlara gösterdiğimiz her bir mucize(âyeten, hiye] önceki benzerinden (min uhtihâ) daha büyüktü."....
"âyet" kelimesi dişil olduğundan "onun benzeri" manasına yine dişil bir kelime olan "Uht" kullanılmış... Eğer, ana kelime eril olsaydı; "uht" kullanılamayacaktı...
Buna rağmen, N. Çelik demişti ki böyle bir muhakeme yürütülemez.. Çünkü, çocuğun hür olarak adanması ebeveynin bütün sorumluluk ve haklarını geçersiz kılmaktadır.. Kefâlet için kur'a çekilmesi ve babası Zekeriyya'nın (?!) çocuğunun sorumluluğunu almak için kur'aya katılması bundandır...
naci çelik Yazdı:
Sevgili Semazen.Konuyla ilgili benim iddialarımı doğru anlamadan bana cevap veriyorsun.Dostum,ben Hz.Zekeriya"nın kuraya katıldığına dair hiç bir şey söylemedim.Bana göre,kura olayı,Zekeriya"nın ölümünden ve İsa"nın doğumun"dan hemen sonra yaşandı.
6 MART.. BAŞLIK ALTINDAKİ 31. SAYFA..
naci çelik Yazdı:
Sözünü ettiğin ayetin,baba Hz.Zekeriya İmrandan,bakıcı diye söz etmesinin hikmeti,daha doğmadan,kızları Meryemi,tam hür olarak Allah”a adamalarıdır.Meryemin hür olarak Allah”a adanması demek,ana babası dahil,Meryemin Allah”tan başka hiç kimseye karşı bir sorumluluğu yoktu demektir.Halbu ki,sıradan Müslümanların,Allah ile beraber, ebeveynlerine,akrabalarına,eş ve çocuklarına,yakın komşusuna,uzak komşusuna velhasıl bütün insanlara karşı belli sorumlulukları vardır.Hz.Zekeriya İmran,Meryemin biyolojik babası idi,ama Meryem”i Allah”a adadıkları için, onun üzerinde hiçbir ana babalık hakları yok idi.Çünkü Meryemi sadece Allah”a adamışlardı.Zaten Meryemin de babasına pek ihtiyacı yoktu.Zekeriya,yani babası Meryemin yanına her girdiğinde,onun yanında bir rızık bulurdu.Sözünü ettiğin ayetin,Allah”ın izni ve lutfuyla tefsiri budur.
Doğru!? N. Çelik Hz. Zekeriyya’ın kur’aya katıldığına dair hiçbir şey söylememiş?! Neyi nasıl söyleyip, neyi söylemediğini de Semazen anlamamış?! Bırakalım her şey yanlış anlaşıldığı şekilde kalsın.. Zira, N. Çelik’in söylediklerini doğru da anlasak eğri de anlasak ortadaki yorumlar(!) safsata olmaktan öteye gidemiyor!
Katılma Tarihi: 24 haziran 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 669
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Mikroskobun icat edilmesinden çok daha önceye dayanan bu yasaklar
sırasıyla şunlardır: Leş (içinde çok hızlı bakteri ürer), kan (çok
fazla bakteri içerir, daha hızlı ürerler) ve son olarak domuz eti.
Domuzun bedeni, temizlemekle giderilemeyecek kadar pek çok hastalığın
çekim alanıdır. İnsana ve hayvana bulaşabilen parazit, bakteri ve
virüslerin sığınağı durumundadır. Bunlardan balantidium coli paraziti,
trchinella şeriti, tenya solium (domuz tenyası) ve tenyalar
(cysticercosis) gibi bazıları domuza hastır. Zoonozlar, bazı influenza
türleri, fluke olarak da bilinen yaprak şeklinde ve yassı bir parazit
kurt olan fasciolopsis buskii, askaris kurdu ise hem insan hem de
hayvanlarda görülen bazı hastalıklar arasında sıralanabilir.
Balantidiasis hastalığına domuzlarla temas edenlerde ve domuz
çobanlarında sıklıkla rastlanır. Bu hastalık veba gibi yayılır. Böyle
bir olay Atlas Okyanusundaki adalardan birinde domuz pisliklerinin
kasırga sonrasında yayılması sonucu gerçekleşmişti. Bu hastalık domuz
pisliklerini temizleyecek teknolojiye sahip olduğunu ve domuz eti
tüketmemenin bir dayanağı olmadığını ileri süren Almanya, Fransa,
Filipinler ve Venezüella gibi gelişmiş sanayi ülkelerinde de
görülmüştür.
Trichinellosis şeritinin dişisi, yumurtalarını domuzun bağırsak
duvarlarına bırakır. Bu yumurtaların sayısı on bine kadar ulaşır ve kan
aracılığıyla kaslara taşınır, buraya yerleşir, gelişir ve hastalığın
ortaya çıkmasına neden olur. Domuz tenyası hastalığı hastalıklı domuz
etinin tüketilmesi sonucu ortaya çıkar. Bu kurtçuğun boyu insan
bağırsağında yedi metreye kadar ulaşır. Dikenli bir başı vardır. Bu
nedenle bağırsak duvarını zedeler ve pek çok kan hastalığına neden
olur. Dört emici ağzı ve bir boynu vardır. Çift cinsiyetli olarak
çoğalır. Bu canlıların sayısı bine ulaşır. Bunlardan her biri binden
fazla yumurta bırakır ve sonuçta tenya hastalığı belirir. İnsan tenya
yumurtaları bulaşmış bir yiyeceği tüketirse yumurtalar kan aracılığıyla
herhangi bir organa ulaşabilir ve tehlike ortaya çıkar. Sığır tenyası
ve diğer parazitler bu denli zarar vermezler.
__________________ Herkes kendi ameliyle Allah’ın huzuruna gider
Katılma Tarihi: 24 haziran 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 669
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Genel olarak domuz, az adaleli, az kemikli buna karşı çok sümüksü ve
çok yağlı bağ dokularının zararlı tesiri altında, kalp ve karaciğer
yağlanması sebeiyle ağır hasta bir hayvan olup, çok su içme ihtiyâcı
duymaktadır. İnsan vücudu, domuz etindeki çok miktarda yağı,
kolesterini, büyüme hormonunu, sümüksü maddeleri ve toksik faktörleri,
alışık bir düzende işleyip her zamanki gibi yakamayacağı ve fizyolojik
yolla dışarı atamayacağından sağlığı için tehlikeyle karşı karşıyadır.
Bütün bu izahlardan sonra domuz etindeki zehirler, bunların yenmesiyle
otaya çıkan hastalıkların en önemlileri şöyle sıralanabilir:
1. Kolesterin: a) Kanda kolesterin yüklü büyük moleküller
(Hipertansiyon, arteriyoskleroz, pletora), b) Kanser hücrelerinin
cidarındaki kolesterin (Neoplazma fazları).
2. Histamin ve imidazol cisimleri (yüksek dozda): a) Kaşıntıya sebep
olan maddeler (Ürtiker, herpes, dermatit, egzama ve benzerleri), b)
İltihap vak’alarına yol açanlar (Kan çıbanı, şirpence, apandisit,
kolanjit, kolesistit, tromboflebit, fluor ablus, flegmonlar vb.).
3. Büyüme hormonu (iltihaplanma ve büyüme, gelişme temayüllerinin
teşviki): (Adipositas, akromegali, neoplazma fazları, fazla şişmanlık).
4. Kükürtten zengin, mezankimal sümüksü maddeler: (Amino-şeker,
hiyaluronik asit, heksozamin) a) Mezenşimin sümüksü şişkinliği
(Miyojelozlar adipositas), b) Sümüksü maddelerin sinirlerde,
ribatlarda, kıkırdaklarda, fasyalarda, kas kılıflarında depo edilmesi
(Romatizma, artrit, artrozlar, osteokondrozlar).
5. Sutoksik yağ asitleri (hücreler içi olanlar): (Adiposidas, hipertansiyon, polisitemi).
6. Onkojen ajanlar (Nieper): Endobiyont (Enderlein), Sihponospora polymerpha (Von Brehmer), eritrosit ilaveleri.
7. Grip virüsü (Shope) domuzun akciğerlerinde yaşar.
__________________ Herkes kendi ameliyle Allah’ın huzuruna gider
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma