Yazanlarda |
|
Semazen Ayrıldı
Katılma Tarihi: 26 ocak 2006 Gönderilenler: 679
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
naci çelik Yazdı:
YAHU SİZ NE KADAR BAĞNAZ,NE KADAR PEŞİN HÜKÜMLÜSÜNÜZ.BEN SİZE,KUR"AN"DAN YAPTIĞIM BİR ARAŞTIRMANIN SONUÇ BİLGİSİNİ VERDİM,MUSA,HARUN VE MERYEM KARDEŞTİR DEMEKLE.SİZ HEPİNİZ BİRDEN KORO HALİNDE,HAYIR DEĞİLDİR,DEĞİLDİR DİYEREK,BANA DELİLLER VERMEYE BAŞLADINIZ.
YAHU SİZİN HİÇ BİRİNİZDE ZERRE KADAR AKIL,MANTIK YOK MU? NEYE İTİRAZ EDİYORSUNUZ.ÖNCE BANA BİR SORUN,ARKADAŞ HANGİ DELİLLERE DAYANARAK BÖYLE SÖYLÜYORSUN DİYE.ÇÜNKÜ BEN BU ARAŞTIRMAMI,BU FORUMA KADAR HİÇ BİR YERDE AÇIKLAMADIM,HİÇ BİR KİTABIMDA YAZMADIM.SİZ İDDİAMIN DELİLLERİNİ HİÇ DİNLEMEDEN,SÖYLETMEYİN VURUN DERCESİNE,BANA SALDIRIYORSUNUZ.BİRİNİN VEYA BİRİLERİNİN SÖYLEMLERİNE ÖYLESİNE ŞARTLANMI(CİNNETLENMİ)ŞİNİZ Kİ,ARTIK BAŞKA HİÇ BİR ŞEY DUYMAK İSTEMİYORSUNUZ.BAŞKA BİR ŞEY DUYMAK,SİZİ MÜTHİŞ RAHATSIZ EDİYOR.O ZAMAN SİZİN NE İŞİNİZ VAR BU FORUMLAR DA.DÖNÜN CEMAATİNİZE,KAPATIN DÜNYA"YA KENDİNİZİ. |
|
|
Değerli Dostlar,
Kurân’a dair yeni ve başka şeyler beni hiç rahatsız etmiyor; baştan mesnedsiz olmadıkça.. Öyle sonuçlar vardır ki araştırma (!) sonucunda iddia edilen; o sonuçlar (!) sonuçsuzdur! Bunu anlamak, elbette yerine gore, kişiye gore, konuya gore değişkenlik gösterebilir. Dolayısıyla, Hz.Zekeriyya İmran’dır diyerek başlayan ve Hz. Meryem hakkında yoğunlaşan iddialar(!) zincirinin bir yerinde sohbet Hz. Meryem’in Hz. Mûsa ve Hz. Hârun ile anne baba bir özkardeş olduklarına geliyorsa, artık itiraz etmek için iddia sahibinin delillerini beklemezsiniz.. Çünkü, Kurânî incelemelerde ispatın şartı olan delillerin nasıl sübût ettiği hususunda muhatabınız bütün dünyadan ayrı düşmüştür! Delilleri değil konuşmanın, beklemenin bir anlamı kalmamıştır artık!!!
Hatta, muhatabınız ilmini(!) iddia konusu yapabilmektedir.. (Yukarıda gördünüz..) Bir konudaki açık yanılgısına o kadar güvenmektedir ki, yanılgısının tespiti hâlinde bütün iddialarından bir anda Allah’a and vererek vazgeçebileceğini söylemektedir..
Karşınızda, bir çok kitap yazdığını söyleyen, bir o kadar daha yazacaklarım var diyen ve bütün yazdıklarını bir kalemde iddialaşmak sûretiyle silebilen bir araştırmacı(!) profili var!
İşin kötü tarafı, iddialaştı ve iddiayı kaybetti!! Gitti butün araştırmalar (!); gitti bütün deliller(!); gitti bütün elde edilmiş ve hiçbir yerde yayınlanmamış diğer keşifler, sonuçlar(!)…
Kumar iyi bir şey değildir!
İlim kumar gibi değildir!
Cânım Kurân üzerinde zar atılacak tavla tahtası değildir!
Mevzû Kurân olunca, “Severler güzeli gencüse” demek mümkün değildir!
“Ağlayın su yükselsin! Belki kurtulur gemi!?”
Neyzen_Semazen
|
Yukarı dön |
|
|
Semazen Ayrıldı
Katılma Tarihi: 26 ocak 2006 Gönderilenler: 679
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
HARUN’UN KIZKARDEŞİ-1. BÖLÜM:
Hz. Meryem’e böyle hitap edilmişti.. Harun’un Kızkardeşi! (Meryem:28)
Konuyu inceleyeceğimizi ve görüşümüzü paylaşacağımızı ifâde etmiştik. Ancak, önce bazı alıntılar yapalım ki okuyucu parçaları daha kolay birleştirebilsin..
“Ulul-Azm Peygamberlerden biri olan Hz. İsa (a.s)'nın annesi. İsrailoğullarının ileri gelenlerinden ve alimlerinden biri olan ve Davut (a.s)'nın soyundan gelen İmran'ın kızıdır….”
“Hz. Meryem'in çocuğunu kucaklayıp kavmine gelmesi ve kavminin tepkisi Kur'an-ı Kerimde şöyle dile getirilir: Meryem, İsayı yüklenerek kavmine getirdi. Kavmi, hayretler içinde ,şöyle dediler: Ey Meryem! Doğrusu sen görülmemiş bir iş yaptın. Ey Harun'un kızkardeşi Meryem! Senin ne baban ahlâksız, ne de annen iffetsizdi" (Meryem, 19/27-28).
Zikredilen Harun, Hz. Meryem'in soyundan geldiği, Musa (a.s)'nın kardeşi Harun (a.s)'dır. Kavmi ona bu şekilde hitap etmekle;onun işlediğini zannettikleri fiil ile Harun (a.s)'un yolu arasındaki büyük tezadı vurgulayarak, yaptığı şeyin ne kadar acayip bir şey olduğunu ortaya koymayı amaçlamışlardı. İbn Cerir'in söylediğine göre ise, Harun aralarında bulunan fâcir bir kimsedir ve onlar Meryem'i itham ederken kötü bir kimsenin kardeşi yaparak, onu aşağılamak istemişlerdi (İbn Kesîr, a.g.e., V, 221).”
Kaynak:http://www.kuranikerim.com/islam_ansiklopedisi/M/meryem.htm
Şu linkte ilgili sayfanın yorumlar bölümü meraklısı için alternatif görüşler sunuyor.
http://www.kurandaceliskiyoktur.com/?page_id=3
Meselâ, bir başka görüş şöyle…
“Soru: Hz. Meryem, Hz. Musa'nın kız kardeşi mi? Eğer değilse Meryem Suresi'nde kendisine neden "Ey Harun'un kız kardeşi" diye hitap edilmiştir? Bu durumu açıklar mısınız?
Cevap: Hz. Meryem'in babasız doğurması karşısında bunun mucize olduğunu anlamayanlar onu kınamaya başlarlar. Meryem Suresi'nin 28'inci ayetinde, kucağında çocuk gördükleri bakire Meryem'e, "Ey Harun'un kız kardeşi" diye hitap ettikleri anlatılmaktadır. Harun, Hz. Musa'nın kardeşidir. Harun ile Meryem arasında çağlar vardır. Burada Harun'un kız kardeşi sözünden maksat, Meryem'in o aileden gelmiş olduğunu vurgulamaktır. Bu ifadeyle şerefli bir soydan gelen Meryem'i, soyuna asla yakışmaz bir iş yapmakla suçlayıp iyice mahcup etmek istemişlerdir.”
Kaynak: http://www.vatanim.com.tr/root.vatanexec=haberdetay&News id=78345&Categoryid=4
Meselâ, bir başkası daha…
“Adamların dilleri çözülmüş, Hz. Meryem'i paylama ve kınama yağmuruna tutmuşlar; "Ey Meryem, sen çok utandırıcı bir suç işledin" diyorlar, bağışlanmaz bir rezaletin damgasını yediğini yüzüne vuruyorlar. Arkasından öfkeleri acı bir alaya dönüşüyor; kendisine "Ey Harun'un kız kardeşi" diye sesleniyorlar. Hz. Harun seçkin bir peygamberdir. Sağlığında kutsal mabedin bakımını yürütmüş ve ölümünden sonra bu görevi soyundan gelenlere devretmiştir. Sen ki, kendini ibadete vermekle ve mabedin hizmetine adamakla soyunu ona dayandırdın. Ama taşıdığın bu saygın soy bağı nerede, işlediğin rezalet nerede! Bu ikisi hiç birbiri ile bağdaşır mı?”
Kaynak: http://www.sevde.de/Kuran-Tevsiri/Meryem/Meryem24-28.htm
Bir örnek daha…
“Âyette anılan Harun, Hz. Musa’nın kardeşi ve peygamber Harun değildir. Bu Harun’un kimliğiyle ilgili görüşlerin doğruya en yakın olanına göre o, Hz. Meryem’in hakiki kardeşidir. Ana-babası gibi o da iffetli ve sâlih bir kimse idi. Bu yüzden işin iç yüzünü bilmeyenler, böyle birinin kızkardeşi olan Meryem’e zina etmeyi asla yakıştıramadıklarını belirtmek istemişlerdir.”
Kaynak: http://www.diyanetvakfi.org.tr/reklam/meal/Meryem.htm
Son örnek…
[Ravi: Mugire İbnu Şu'be Tanım: Ben, Necran'a gelince bana sordular: Sizler şu ayeti okuyorsunuz: "Ey Harun'un kızkardeşi: Baban kötü bir kimse değildi..." (Meryem 28). Halbuki, Hz. Musa, Hz. İsa (a.s.)'dan yüzlerce yıl önce yaşamıştır. (Nasıl olur da Hz. İsa'nın annesi olan Hz. Meryem, Hz. Musa'nın erkek kardeşi olan Hz. Harun'un kızkardeşi olur?)" Ben Medine'ye Resulullah (sav)'ın yanına gelince, bu meseleyi ona sordum, şu cevapta bulundular: "Onlar, kendilerinden önce yaşamış olan peygamberlerinin ve salih kişilerin isimleriyle isimleniyorlardı." Kaynak: Müslim, Adab 9, (2135); Tirmizi, Tefsir, Meryem, (3154)]
Kaynak: http://www.milligazete.com.tr/index.php?action=show&type =hadis&act=showhadis&kid=198
Böylece, basit bir Web taramasında hepimizin kolayca bulabileceği konuya ilişkin bilgileri yorumsuz olarak dikkatinize sunmuş olduk.
İkinci bölümde, bunlardan bağımsız ve yeni olarak kendi görüşümü paylaşmak istiyorum.
Saygılarımla,
Neyzen_Semazen
Not: 59. sayfadaki mesajımı okumayı lütfen unutmayınız..
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Sevgili Muvahhit.
Bu yaziyi nereden arakladın.Harun Yahya(*** müstehar isim olarak peygamber isimlerini kullanarak,peygamberleri istismar ediyor)nin stelerinden mi?
Dostum,aşağıdaki cumle verdiğin yazıda geçmektedir.
Domuz tenyası hastalığı hastalıklı domuz etinin tüketilmesi sonucu ortaya çıkar.
ŞARBON VEBA VE DELİ DANA HASTALIĞI DA HASTALIKLI İNEK ETLERİNİN TÜKETİLMESİNDEN ORTAYA ÇIKAR.
Selam ile.
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Sevgili Semazen.
Ben,size demiştim ki,ben yorumlarımı ayetleri okuyup,kendi hür ve özgür irademle yapıyorum.Dolayesiyle sizde beni kendi hür ve özgür iradenizle,rivayetleri karıştırmadan sorgulayın,eleştirin demiştim.
Ama siz bunu yapmiyorsunuz daha doğrusu yapamıyorsunuz.Çünkü siz,kendi hür ve özgür iradenize sahip değilsiniz.Sizin özgür iradenize beremen mızıkacıları ambargo koymuş.Bundan dolayı habire karşıma beremen mızıkacılarını çıkariyorsunuz.
Dostum.Beni nasıl eleştirmeniz gerektiğini,"Sn.SAVANA"nın eleştirilerine bakarak anlayın,öğrenin.
Şimdi ise,sizin sorularınıza,daha doğrusu beremen mızıkacılarına vereceğim cevabı biraz tehir ediyorum.Çünkü bana,kendi beynini devreye sokarak sorular soran SAVANAYA cevap vermeden,size cevap vermekten haya ederim.Onun için kusura bakmayın.Siz,şöööyle biraz bekleyin!
Selam ile.
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
NACİ ÇELİK YAZMİŞTİ
Diyor değil mi? Şimdi gel birlikte mantık yürütelim.Farzedelim ki,atalarımızın domuz eti ile ilgili yorumları doğru.Yani Allah domuz etini pis olduğu için yasakladı.Söz konusu pislik,fiziksel veya tıbbi anlamda bir pislik olması gerekir.Manevi bir pislik olduğu düşünülemez.Çünkü Allah,tüm hayvanların kendisinin işaretleri (ayetleri)olduğunu ve hiç bir ayırım yapmadan hayvanlara saygı göstermemiz gerektiğini açıkca
vurguluyor(22/36)
Bu durumda,Kur"an"ın pis olduğunu söylediğ domuz hayvanı ve domuz eti ise,söz konusu etin,bügüne kadar zararları çoktan görülmesi ,tecrube edilmesi gerekirdi.Aksi takdirde Kur"an yanılmış olur.
SAVANA YAZDI
Selam
naci bey lehmi hınzırın domuz eti olamayacağı kelimenin anlamının tahrif edilerek bu kelimeye domuz eti anlamı yüklenmiştir dediniz
size 4 sorum var
1.soru:Hınzırın domuza işaret edemeyeceğine hınzır kelimesine domuz anlamının sonradan yüklenmiş olduğuna sizi götüren nedenlerden biride yukarıdaki alıntıda kırmızıyla işarettiğim mantık yürütmemidir?
CEVAP:1.Bu konuyla ilgili yorumumda mantık yürütmeden çok ,aşağıda açıklayacağım çok önemli gerekçelerim var.Ancak hemen belirteyim ki,mantığın devrede olmadığı hiç bir araştırma veya inceleme,asla yorum olmaz,olamaz nakil olur.Zaten atalar dinine görede İslam mantık dini değil,nakil dinidir.
2.soru:hınzır kelimesinin anlamının aslında bozuk et olduğu ancak daha sonradan toplumların bozuk et kelimesini domuz demek için kullandığına ve bu hayvana hınzır adını verdiklerine dair elinizde bilimsel araştırma varmı?
CEVAP:2.Hayır yoktur.Ama benim elimde yazılı,çevremde de açık orijinal ayetler var.Bunlar benim için yeterli.
3.Soru-Araplar kuran indiğinde domuz hayvanına hınzır demiyorlardıysa ne diyorlardı??domuz hayvanıyla henüz tanışmamışlar ve bu hayvana kendi dillerinde bir isim vermemişlermiydi? arap diline yerleşik bu hayvanın başka adı varmı.Örneğin bizim dilimizde kaplumbağada deriz tosbağada yada kopekte deriz “it” de
CEVAP:3.Arapların ,hemde 14 asır önceki arapların domuza ne dediği beni hiç ilgilendirmiyor.Beni bana indirilen kuran ilgilendiriyor.Benim Kur"an"ım da bana,20 Kasım 1987 de inzal olmaya başladı ve inzal hala devam ediyor.
4.Soru- kuranın inip domuz etini pis olarak nitelendirmesinden sonra arapların ve arap kültürünün hınzır yani domuz etine bozuk et anlamı yüklemediğinden neye gore eminmisiniz?
CEVAP: 4.Son sorunuzda bir sorun var.Ya da ben anlayamadım.Zannedersem,Arapların HINZIR sözcüğünün anlamını kaydırmış olduğundan nasıl emin olduğumu soruyorsunuz.
Sorunuzun cevabını çok çok kısa olarak vereceğim.Çünkü konu çok çok kapsamlı bir konu.
Size yorumumla ilgili en önemli 3 gerekçemi açıklamak istiyorum.
Gerekçe:1.
…Onun durumu,tıpkı şu KÖPEĞİN durumuna benzer;ÜSTÜNE VARSAN DA DİLİNİ SARKITIP SOLUR,ÜSTÜNE VARMASAN DA DİLİNİ SARKITIP SOLUR…7/176
Sevgili Savana.yukarda verdiğim ayetin dikkat çektiği hayvanın isminin yerine X hayvanı yazalım.
Onun durumu,tıpkı şu X HAYVANININ durumuna benzer.ÜSTÜNE VARSAN DA DİLİNİ SARKITIP SOLUR,ÜSTÜNE VARMASAN DA DİLİNİ SARKITIP SOLUR.
Hiç Kur”an bilmeyen,Kur”an”daki bu ayetten hiç haberi olmayan,herhangi bir kişiye,ayetin ikinci halini okusak ve o kişiye,söz konusu X hayvanının hangi hayvan olduğunu sorsak, o kişi kopek diye cevap verir.Çünkü hemen hemen herkes,dilini sarkıtarak soluyan hayvanın kopek olduğunu bilir.
Ve… Kur”an, tıpkı bu ayette olduğu gibi,bir hayvandan söz ettiği zaman,sözünü ettiği hayvanın en temel özelliğini vurgulayarak ya da tasvir ederek söz eder.Ben Kur”an”ın bu özelliğinden hareketle,Kur”an”da adı geçen tüm hayvanları tesbit ettiğime inanıyorum.Bana gore,Kur”an”da adı geçen 32 hayvan ve 32 hayvan ismi yer almaktadır.Bu hayvanlar arasında hınzır diye bir hayvan yer almamaktadır.
Gerekçe:2.
Benim yaptığım tesbitlere gore,Kur”an her şeyi birbirinin benzeri dört ayri kelime ile vurgulamaktadır.Allah kelimesinden gayri,Kur”an”da geçen tüm kelimeler bu tür bir özellik taşır.Ben Kur”an kelimelerinin bu özlliğinden hareketle hınzır kelimesinin benzerlerini tesbit ettim ve hınzır kelimesinin maddi veya manevi pislikleri vurgulayan bir sıfat olduğunu gördüm. HINZIR,HABİS,RİCS,NECİS.
Gerekçe:3
”.Bugün size iyi ve temiz şeyler helal kılındı.Kendilerine kitap verilenlerin yemeği size helal,sizin yemeğiniz de onlara helaldır…5/5”
Eğer domuz eti haram olsaydi,yukarda verdiğimiz ayet domuz etini istisna etmeden,asla kitap verilenlerin yemeğini bize helal kılmazdı.
Selam ile.
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam Naci ÇELİK,
Sizin başlatmış olduğunuz foruma bir kez katıldım bu da ikincisi.Katılma sebebim sizden daha önce duymadığım şu cümlelerinizdi:
"YANİ
BİZİM VEYA SONRAKİ KUŞAK İNSANLAR AÇISINDAN ,PEYGAMBERLERE VEYA İLAHİ
KİTAPLARA İNANIP,İNANMAMAK,İMANIN ŞARTLARINDAN DEĞİLDİR."
Ben de bu düşüncelerinizin Kuran'ın "Huda"boyutunu yeterince kavrayamamış olmanıza yorarak bir şekilde bu düşüncenize açıklık getirmenizi istedim.
Asıl tartışılması gereken bu düşünceleriniz olmasına rağmen henüz bu konuya girmediniz.
Tartışmaya açtığınız konular bir fındık kabuğunu bile dolduracak hacime sahip değil.Sadece basit bir 'Hu'zamiri bile malum konuda ki iddianızı göçertmeye yetti.
Ancak ben, sizin Kuran'dan çıkardığınız bazı sonuçları ne kadar "tuhaf"olurlarsa olsunlar tartışmam.Benim eleştirim sizin Kuran'a genel bakışınızla ilgili.
Siz, yukarıda alıntıladığım düşünceniz gereği hadiseyi iman meselesi olarak görmediğinizden Kuran sizin için "kadavradan"başka birşey ifade etmiyor.
Dolayısıyla onunla bütünleşmekten ziyade "sahneye/masaya koyup"kendinizce "ilmi"buluşlar yapıyorsunuz.
Oysa Kuran,sadece kendisiyle yol alınması gereken bir Huda'dır.Bunun tasavvufla alakası nedir ki,bizi onunla suçluyorsunuz.Aksine suçlarken kullandığınız 'hidayet'kavramı bu formuyla Kuran'da geçmez,tıpkı tesettür , tevhid ve muvahhid kavramlarının geçmediği gibi.
Tasavvufçular genellikle Kuran'da geçmeyen Hidayet'i tercih ederler Huda'nın yerine,sizinde yaptığınız gibi.
İmran Ailesinin "içinizi sızlattığını" söylüyorsunuz.Bakın bu da Tasavvufi düşüncenin eseri!Çünkü onlar,Allah'ın övgüyle bahsettiği insanlar.Siz Allah'tan daha mı merhametlisiniz ki,sanki Allah,onlara taşıyamıyacağı bir yük yüklemişte siz onların bu haline acıyorsunuz.Asıl henüz sınavı kazanamamışların durumuna acıyın yani kendimizin de.
Her şey Allah'ın bilgisi dahilinde gelişmektedir.Yoksa buna bir itirazınız mı var?Kendinizi sınavdan muaf tutamazsınız.Siz de biz de İmran Ailesi de İmtihan için yeryüzüne gönderilmiş ve bir kıl kadar haksızlığa uğramıyacak insanlarız.
Kuran odaklı düşünmeyenlerin içine beni de katmışsınız.Şahsımla ilgili bir örnek vereyim, ben, sizin de sıkça kullandığınız "Hz" takısını bile ilave etmekten imtina eden bir anlayışa sahibim haberiniz olsun.
Şimdiye değin söylediklerinizin hayatımızda karşılığı olmadığını bunu da Kuran'a iman'ı gereksiz görüp onu bizzat kendiniz için Kılavuz edinmediğinizi söyledik.
Örnek:
Çiftler,Yahya-İsa aynı kişidir.Dediniz.Bunun hayatımızdaki karşılığı nedir?Şu ana kadar somut br önerinizi ben şahsen göremedim.
Birde şu bizim vereceğimiz örneğe bakın lütfen.
Allah her şeyi çift olarak yarattı.Bunun içinde gece ve gündüz var.Gündüzü çalışma geceyi dinlenme vakti yaptığına göre buradan Müslümanların geceleyin çalışmaları doğru olmaz deyip gece çalışmamaya özen göstermemiz gerekmez mi?
Bir örnek de sizin tartıştığınız alandan,
Allah Meryem'i "güzel bir bitki " gibi besleyip büyüttü.Neden bitki?Çünkü,hizmet onun ayağına götürülmeli o hizmet/çalışma alanının içinde olmamalı.Bu durumda Mü'min kadınlar iş hayatının dışında tutulmalıdır,diyerek kadınlarımızın durumlarını yeniden gözden geçirmeli değilmiyiz?Çünkü,aksini yaparsak yine çift'i bozmuş oluruz.Yani,kadını erkek gibi göremeyiz.
Bir tane daha,
Hayat ve ölüm Kuran'ın çiftlerindendir.Ölmüş'sanatçıları'dinleme ve seyretme onların ölmemiş oldukları zannını uyandıracağından bu alandan da çiftleri bozmamak için uzak durmalıyız.
Yukarıda ki örneklerin tamamı tarafımızdan Allah'a şükürler olsun ki,yaşanmaktadır.Ve daha nice çiftler..
Sonuç olarak,
Kuran,Cennet'e götüren somut projelerle dolu bir Kılavuzdur.Hayali,hayatta karşılığı olmayan fantazilerle değil.Bu sadece senin sorunun değil tüm 'İslam Dünyası'nın sorunudur.
Selametle
|
Yukarı dön |
|
|
yaksoy Newbie
Katılma Tarihi: 27 subat 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 23
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
naci derki:
“Arzulanan yıldıza andolsun. Arkadaşınız azıp, sapmadı. O, kendi arzusuyla konuşmaz. O’nun konuşması, vahiyden başka bir şey değildir. O’nu en güçlü öğretti. Üstün akıl sahibi, doğruldu. Kendisi yüksek ufukta iken. Sonra yaklaştı. İki yay uzunluğu kadar, yahut daha az kaldı. Kuluna vahyettiğini vahyetti. Gördüğünden yanılmadı. O’nun gördüklerinden kuşku mu duyuyorsunuz? And olsun, O’nu bir inişinde daha görmüştü. Sidretül Münteha’nın yanında. O’nun yanında cennetül-mevâ vardır. Sidreyi kaplayan kaplıyordu. Gözü yanılmadı ve haddi aşmadı. And olsun, Rabbi’nin büyük âyetlerinden bazılarını gördü.” (53/Necm: 1-18)
Âyetler, Hz. Muhammed’in, söz konusu yıldızda görüp yaşadıklarını, adeta ayrı ayrı çizilmiş resim tabloları halinde sunduğu için, âyetlere verilen anlamlar, Hz. Muhammed’in orada yaşadıklarını yeterince yansıtmamaktadır. Genel olarak; âyetlerden cennetlerin söz konusu yıldızda olduğu ve Hz. Muhammed’in ziyareti esnasında Yüce Allah’ın cennete tecelli ederek, cennetin en yüksek yerinde bulunan Hz. Muhammed’e vasıtasız, doğrudan vahyettiği ve Hz. Muhammed’in, Yüce Allah’ı bir nevi gördüğü anlaşılıyor.
la şu yukarıda ki tespitinden nasıl bir nevi'lik anlayabiliriz ben ona bakarsan her anımda allahı bir nevi görmüyormuyum zaten ama sen burada ayrıca bir görüşten bahsediyorsun
kaldki senin daha cevap vermediğin neler var neler
sana ayet yazdım hala allaha ahirete inanan herkes cennetlik diyorsun
bak naci bey ben evelallah batmanlıyık ama öyle zalim sistemlere kufuryoklik yapıp suçlu suçsuz önüne gelene saldıran denyolardan değilik!
ben haddini bilmeden hanif kardeşlerimi tehdit edenlere meydan okurum sen sülalemden bahsetmişin bak sülaleminde senden farkı yok sapmış bir çoğuda senin kadar olmasada
ben bir allaha birde kendime güvenirim sen rahat ol
ve çağıracağım zaman da kendimi çağırırım sadece oda zaten sana
fazzlasıyla yeter hadi görüm seni
__________________ onlara allahın indirdiklerine uyun denildiği zaman onlar :"hayır biz sadece atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız" derler.peki ya ataları bir şeye akıl erdirememiş ve doğruyu bulamamış idilerse.
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
SULTAN YAZDI
Selam Naci ÇELİK,
Sizin başlatmış olduğunuz foruma bir kez katıldım bu da ikincisi.Katılma sebebim sizden daha önce duymadığım şu cümlelerinizdi:
"YANİ BİZİM VEYA SONRAKİ KUŞAK İNSANLAR AÇISINDAN ,PEYGAMBERLERE VEYA İLAHİ KİTAPLARA İNANIP,İNANMAMAK,İMANIN ŞARTLARINDAN DEĞİLDİR."
Ben de bu düşüncelerinizin Kuran'ın "Huda"boyutunu yeterince kavrayamamış olmanıza yorarak bir şekilde bu düşüncenize açıklık getirmenizi istedim.
Asıl tartışılması gereken bu düşünceleriniz olmasına rağmen henüz bu konuya girmediniz.
CEVAP:DOSTUM,BU KONU ÇOK UZUN BİR KONU BURADA TARTIŞAMAM.KONUYLA İLGİLİ YENİ BİR KİTAP HAZIRLIYORUM.KİTAP BÜYÜK ORANDA BİTMİŞ DURUM DA,KİTABIN ADI,"YENİ İSLAM VE YAHUDİLER" AMA KİTAP YAYINLANMADAN ÖNCE SİTEME KOYACAĞIM.ORDAN OKURSUN,ONDAN SONRA TARTIŞIRIZ.
Tartışmaya açtığınız konular bir fındık kabuğunu bile dolduracak hacime sahip değil.Sadece basit bir 'Hu'zamiri bile malum konuda ki iddianızı göçertmeye yetti.
CEVAP:DOSTUM,BU SİZİN İDDİANIZ.SİZ BENİM DEDİĞİMİ YAPTINIZ MI? GELİN,KONUYA VAKIF BİR BİLENE GİDELİM,EĞER SİZİN İDDİANIZI TEYİD EDERSE,BEN SÖZÜMDEYİM.MESALA SÜLEYMAN ATEŞE GİDELİM VEYA DİN İŞLERİ YÜKSEK KURULUNA BAŞ VURALIM.ONLARDA BİZE BU SAYFADAN CEVAP VERSİNLER,VARMISINIZ?
Ancak ben, sizin Kuran'dan çıkardığınız bazı sonuçları ne kadar "tuhaf"olurlarsa olsunlar tartışmam.Benim eleştirim sizin Kuran'a genel bakışınızla ilgili.
CEVAP:DOSTUM:BANA GÖRE SEN,KİTAP NEDİR,İMAN NEDİR BİLMEZSİN,SENİN BÜTÜN BİLDİKLERİN ZANDIR ZAN.
Siz, yukarıda alıntıladığım düşünceniz gereği hadiseyi iman meselesi olarak görmediğinizden Kuran sizin için "kadavradan"başka birşey ifade etmiyor.
CEVAP:DOĞRU,SİZİN ATALARINIZIN KUR"AN"I BENİM İÇİN KADAVRADAN BAŞKA BİR ŞEY İFADE ETMİYOR.BEN,BANA İNEN KUR"AN"A İMAN EDİYORUM.
Dolayısıyla onunla bütünleşmekten ziyade "sahneye/masaya koyup"kendinizce "ilmi"buluşlar yapıyorsunuz.
CEVAP:BEN İLMİ BULUŞ YAPMİYORUM DOSTUM.BEN İÇTİHAD YAPIYORUM,İÇTİHAD.SENİN TORUNUNUN,TORUNLARI İÇİN.
Oysa Kuran,sadece kendisiyle yol alınması gereken bir Huda'dır.Bunun tasavvufla alakası nedir ki,bizi onunla suçluyorsunuz.Aksine suçlarken kullandığınız 'hidayet'kavramı bu formuyla Kuran'da geçmez,tıpkı tesettür , tevhid ve muvahhid kavramlarının geçmediği gibi.
CEVAP:ŞU ANDA KUR"AN YANIMDA YOK AMA EVE GİDİNCE BAKACAĞIM.BANA ÖYLE GELİYOR Kİ,BU KAVRAM KUR"AN"DA HİDAYET FORMUYLA DA GEÇİYOR.
Tasavvufçular genellikle Kuran'da geçmeyen Hidayet'i tercih ederler Huda'nın yerine,sizinde yaptığınız gibi.
İmran Ailesinin "içinizi sızlattığını" söylüyorsunuz.Bakın bu da Tasavvufi düşüncenin eseri!Çünkü onlar,Allah'ın övgüyle bahsettiği insanlar.Siz Allah'tan daha mı merhametlisiniz ki,sanki Allah,onlara taşıyamıyacağı bir yük yüklemişte siz onların bu haline acıyorsunuz.Asıl henüz sınavı kazanamamışların durumuna acıyın yani kendimizin de.
CEVAP:DOSTUM,BEN ALLAH TAN DAHA MERHAMETLİ DEĞİLİM.AMA BEN ALLAH"TA DEĞİLİM Kİ RESMİN TÜMÜNÜ OKUYAYIM.BEN YARATILMIŞIM,BEN GÖRDÜĞÜM RESME GÖRE ÜZÜLÜR VEYA SEVİNİRİM.TIPKI HZ.MUSA GİBİ RESMİN ZAHİRİNE GÖRE TAVIR TAKINIYORUM.İSTERSE KARŞIMA,MUSANIN KARŞISINA ÇIKAN HZ.CİBRİL ÇIKSIN,BEN RESME BAKAR VE DERHAL MUSANIN YAPTIĞI GİBİ BİR TAVIR SERGİLERİM.YANİ BEN SİZİN GİBİ PEYGAMBERLERİ BİLE AŞMIŞ! BİR AHMAK DEĞİLİM.
Her şey Allah'ın bilgisi dahilinde gelişmektedir.Yoksa buna bir itirazınız mı var?Kendinizi sınavdan muaf tutamazsınız.Siz de biz de İmran Ailesi de İmtihan için yeryüzüne gönderilmiş ve bir kıl kadar haksızlığa uğramıyacak insanlarız.
CEVAP:TEFEKKÜRDEN YOKSUN ZAVALLI,HZ.MERYEM SENİN BİLDİKLERİNİ BİLMİYORMUYDU Kİ,ALEMLERİN KADINLARINA ÜSTÜN KILINACAĞINA,"KEŞKE UNUTULUP GİTSEYDİM"DEDİ.
Kuran odaklı düşünmeyenlerin içine beni de katmışsınız.Şahsımla ilgili bir örnek vereyim, ben, sizin de sıkça kullandığınız "Hz" takısını bile ilave etmekten imtina eden bir anlayışa sahibim haberiniz olsun.
CEVAP:DOĞRUDUR.BU SİZİN İÇİN ÇOK DOĞAL.SİZİN ŞEYHİ EKBERİNİZ MÜHİDDİN ARABİYE GÖRE,ZATEN MÜRŞİDİ KAMİLLER PEYGAMBERLERDEN ÖNDEDİRLER.
Şimdiye değin söylediklerinizin hayatımızda karşılığı olmadığını bunu da Kuran'a iman'ı gereksiz görüp onu bizzat kendiniz için Kılavuz edinmediğinizi söyledik.
Örnek:
Çiftler,Yahya-İsa aynı kişidir.Dediniz.Bunun hayatımızdaki karşılığı nedir?Şu ana kadar somut br önerinizi ben şahsen göremedim.
CEVAP:BUNUN HAYATIMIZDAKİ KARŞILIĞI SENİN ATALARININ HİÇ BİR ŞEY BİLMEDİĞİDİR.
Birde şu bizim vereceğimiz örneğe bakın lütfen.
Allah her şeyi çift olarak yarattı.Bunun içinde gece ve gündüz var.Gündüzü çalışma geceyi dinlenme vakti yaptığına göre buradan Müslümanların geceleyin çalışmaları doğru olmaz deyip gece çalışmamaya özen göstermemiz gerekmez mi?
CEVAP:SEN GECELERİ BOŞ VER,SENİN HALEFLERİN DERVİŞ,DERVİŞ TAKILIP AVAM HALKIN TAVUĞUNU,BULGURUNU SÖMÜRÜP YER,GÜNDÜZLERİ DE YATARDI.AKŞAM OLUNCADA YEDİKLERİNİ HAZMETMEK İÇİN,KONYA OVASINDA SEMA YAPARDI.
Bir örnek de sizin tartıştığınız alandan,
Allah Meryem'i "güzel bir bitki " gibi besleyip büyüttü.Neden bitki?Çünkü,hizmet onun ayağına götürülmeli o hizmet/çalışma alanının içinde olmamalı.Bu durumda Mü'min kadınlar iş hayatının dışında tutulmalıdır,diyerek kadınlarımızın durumlarını yeniden gözden geçirmeli değilmiyiz?Çünkü,aksini yaparsak yine çift'i bozmuş oluruz.Yani,kadını erkek gibi göremeyiz.
CEVAP:DOSTUM,BEN KAİNATTAKİ BENZERLİKLERE DİKKAT ÇEKTİM.SİZ KAİNATTAKİ,ZITLIKLARDAN SÖZ EDİYORSUNUZ.AYRİCA BİZİM KADINLARIMIZ,ALEMLERİN KADINLARINA ÜSTÜN KILINMIŞ MERYEMLER DEĞİL,SIRADAN MÜSLÜMANLARDIR.HERKES KONUMUNU BİLMELİ.SİZLER VE ATALARINIZ GİBİ PEYGAMBERLİĞE SOYUNMAMALI.BU SİZİN SÖYLEDİĞİNİZ,ATALARINIZIN KADINLARI EVE HAPSEDİP,KÖLELEŞTİRMEK İÇİN UYDURDUĞU BİR PALAVRADIR.
Bir tane daha,
Hayat ve ölüm Kuran'ın çiftlerindendir.Ölmüş'sanatçıları'dinleme ve seyretme onların ölmemiş oldukları zannını uyandıracağından bu alandan da çiftleri bozmamak için uzak durmalıyız.
CEVAP:İŞTE,SİZİN TEFEKKÜR ANLAYIŞINIZ BU KADARCIK.
Yukarıda ki örneklerin tamamı tarafımızdan Allah'a şükürler olsun ki,yaşanmaktadır.Ve daha nice çiftler..
CEVAP:ALLAH SİZİN YAKINLARINIZA SABIR VERSİN.
Sonuç olarak,
Kuran,Cennet'e götüren somut projelerle dolu bir Kılavuzdur.Hayali,hayatta karşılığı olmayan fantazilerle değil.Bu sadece senin sorunun değil tüm 'İslam Dünyası'nın sorunudur.
CEVAP:DEMEK Kİ,İSLAM DÜNYASININ KUR"AN"I,İSLAM DÜNYASINA KILAVUZLUK EDEMEMİŞ.
Selametle
SELAM İLE.
|
Yukarı dön |
|
|
Semazen Ayrıldı
Katılma Tarihi: 26 ocak 2006 Gönderilenler: 679
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
naci celik Yazdı:
Sultan yazdı:
Tartışmaya açtığınız konular bir fındık kabuğunu bile dolduracak hacime sahip değil.Sadece basit bir 'Hu'zamiri bile malum konuda ki iddianızı göçertmeye yetti.
CEVAP:DOSTUM,BU SİZİN İDDİANIZ.SİZ BENİM DEDİĞİMİ YAPTINIZ MI? GELİN,KONUYA VAKIF BİR BİLENE GİDELİM,EĞER SİZİN İDDİANIZI TEYİD EDERSE,BEN SÖZÜMDEYİM.MESALA SÜLEYMAN ATEŞE GİDELİM VEYA DİN İŞLERİ YÜKSEK KURULUNA BAŞ VURALIM.ONLARDA BİZE BU SAYFADAN CEVAP VERSİNLER,VARMISINIZ? |
|
|
Değerli Arkadaşlar,
59. sayfadaki mesajımda açıklama getirdiğim konudan bahsediliyor.
http://63.231.71.139/forum_posts.asp?TID=3051&PN=1&T PN=59
Bu iddialaşmanın peşinin bırakılmaması gerekiyor! Konunun lütfen tâkipçisi olun.. Bu vesileyle, memleketimizde diplomaları yırtılacak, akademik ünvanları iptal edilecek bir "Arapça Bilen" var mıymış öğrenelim?!
Lütfen, ilginiz ve gayretlerinizle bu iddialaşmanın sonunu hep birlikte görelim.. Lütfen, 59. sayfadaki mesajımı dikkatle, ama çok dikkatle okuyun..
Cenâbı Allah ilminizi size ve başkalarına, dünyada ve âhirette yarayacak şekilde artırsın..
N_S
|
Yukarı dön |
|
|
Semazen Ayrıldı
Katılma Tarihi: 26 ocak 2006 Gönderilenler: 679
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
HARUN’UN KIZKARDEŞİ-2. BÖLÜM
Değerli Dostlar,
Üçüncü bölümde sunacağım mütevâzı incelemem ile bu başlık altındaki yazışmalarımı noktalamak istiyorum.
Dikkat edilirse görülür ki, biz şu ana kadar N. Çelik’in ürettiği safsataların en mâsum(?!) olanıyla ilgilendik. Yâni, Hz. Zekeriya-Hz. Meryem- Hz. İsa’ya ilişkin safsata…
Diğerleri hakkında (fâhişeliğin meşruiyeti, domuz eti, peygamberlere imanın şart olmadığı vd..) görüş beyan etmekten özellikle sakındık.. Çünkü, en mâsum yoruma cevap vermeye çalışırken bile, 21. asırda dünyanın yuvarlık olduğunu tartışıyormuş hissine kapılıyoruz.. Bunun ne kadar zırva meşguliyet olduğunu herhalde takdir edersiniz.
Bununla beraber, biliyoruz ki insanoğlunu yoldan çıkartmak veya doğru yoldan uzak tutmak için şeytan ve işbirlikçilerinin sayısız oyunları var.. Dolayısıyla, geçmiş asırlarda olduğu gibi bu çağda da yeni yeni akımlar ve işin en acı tarafı sapkınlıklar var.. İnsanoğlu bunlar vasıtasıyla kolayca yozlaşıyor; çileden çıkıyor; rotasını bulamıyor veya varsa kırık dökük rotası onu da kaybediyor..
Bu münâsebetle, Müslüman dünyanın insanlığın kurtuluş reçetelerini gerçek bilim gücüyle ve Kurân’ın geçmişi ve geleceği kuşatan mucizeleri ile ortaya koyması ve tüm dünyayı aydınlatması icâp ederken; durum tersine dönüyor!
Bugün, HanifDostlar.Com’da İslâm dünyasının bu tersine dönmüş fotoğrafından kesitler yakalayabiliyoruz.. Birileri, Kâbe’yi en büyük put ilân edebiliyor; birileri fahişelik Kurân’ın –hâşâ- meşruiyet kazandırdığı bir meslektir diyebiliyor.. Bütün bunları ve benzerlerini söyleyenler, doğrudan doğruya Kurân’dan ilham aldıklarını iddia edebiliyorlar..
Bu yoğun taarruz, imanları hedef alıyor..
Müslümanların dinleri hakkındaki bilgisizliğinden yararlanıyorlar.. Dinine daha derinden ilgi duymaya başlayan Müslümanların ilgisini istismar ediyorlar; iğfal ediyorlar..
Dahası, dînin temel kaynağı olan Kurân’ı spekülatif bir nesne hâline getirmeye çalışarak; dünyanın farklı bölgelerinden ve farklı kültürlerden, dinlerden ve inanç sistemlerinden İslâm’a yönelişleri de gelecekte etkileyebilirler.. Öyle ya, İncil’indeki tutarsızlıklardan yılgınlık gelmiş aktif bir beyin, içindeki inanç boşluğunu doldurmak için neden “spekülatif bir nesneye” iltifat etsin?! Çünkü, o beyin ve kalpler hakk (göreceliğin bittiği yerdeki şaşmaz doğru) ile mutluluğa ermek arayışındalar.. Onların, kendilerine domuz eti yemenin haram olduğunu söyleyecek bir dîne ihtiyaçları var! Onların, kendilerine fuhşu yasaklayıp; iffeti, nâmusu, hayâyı emir ve tavsiye edecek bir dine ihtiyaçları var.. :)
Peki, bunu kimler yapıyor?
Bu sorunun “çok kimlikli” bir cevabı var. Yâni, “kimler” sorusuna homojen bir karşılık vermek mümkün değil! Kimilerinin parayla kiralandıklarını tahmin etmek yerinde olur. Kimilerinin dînî konularda ahkâm keserek şöhreti kısa yoldan edinme telaşı olabilir. Kimileri, ne söylediğini bilmeyen akıl hastaları ve/veya cahiller olabilir.. “Kimler” sorusuna daha başka cevaplar da bulunabilir..
Dolayısıyla ve aslında “kimler” ile uğraşmak beyhûdedir!
Önemli olan, imanları tehdit eden bu sinsi tehlike karşısında tedbirin ne olacağıdır?
Tedbir, kesinlikle ilimdir!
Bugün, maalesef üniversiteli gençlerimizi bile ilmî kaliteye sahip kılamıyoruz. Diploma sahibi veya bilgi hammalı olmaktan farklı bir şey ilmî kalite!
Herkesin âlim olmasını istemek, beklemek değildir elbette söylediğimiz.. Asgarî bir düzey arayışından bahsetmeye çalışıyoruz ki, din mevzû olduğunda bu düzey hayatîdir! Öyle ya, imanınızı kaybettiyseniz ve hele hele kaybınızın farkında değilseniz; hayatın ne anlamı var?!
İşte, efendim; biz bu yüzden günlerdir bu başlık altın mahsur :) kaldık! Bu yüzden, “Harun’un Kızkardeşi” konulu incelemeyi tamamlamaya çalışacağız. Bu incelemeyle, “Kurân araştırması nasıl yapılır; deliller nasıl saptanır ve değerlendirilir” konusuna ışık tutmaya çalışacağız..
Görüşmek üzere..
Neyzen_Semazen
|
Yukarı dön |
|
|
|
|