Yazanlarda |
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
(ANKEBÛT suresi 39. ayet)
Muhammed Esed |
Karun'u, Firavun'u ve Haman'ı (da böyle cezalandırdık): Musa onlara hakikatin bütün kanıtlarını getirmişti, ama onlar yeryüzünde büyüklük tasladılar (ve o'nu reddettiler); halbuki onlar (elimizden) kaçıp kurtulamazlardı. |
(SECDE suresi 23. ayet)
Muhammed Esed |
GERÇEK ŞU Kİ (ey Muhammed,) Biz vahyi Musa'ya (da) tevdi etmiştik: öyleyse (sana ilettiğimiz vahiyde) aynı (hakikat) ile karşılaşacağından kuşkuya düşme! Ve (nasıl ki) o (önceki vahy)i İsrailoğulları için bir rehber kıldık, |
(AHZÂB suresi 7. ayet)
Muhammed Esed |
VE BİR ZAMAN Biz bütün peygamberlerden sağlam taahhütler almıştık: Senden, (ey Muhammed,) ve Nuh'dan, İbrahim'den, Musa'dan ve Meryem oğlu İsa'dan: Onların (hepsinden) güçlü, sağlam bir taahhüt aldık, |
(AHZÂB suresi 69. ayet)
Muhammed Esed |
SİZ EY imana ermiş olanlar! Musa'ya eziyet eden (İsrailoğulları) gibi olmayın; (unutmayın ki) Allah, (o'nu kendisine karşı veya kendisi hakkında) ileri sürdükleri iddialardan temize çıkardı: çünkü o, Allah katında büyük şeref ve itibar sahibiydi. |
(SÂFFÂT suresi 114. ayet)
Muhammed Esed |
BİZ, Musaya ve Harun'a da lütufta bulunduk; |
(SÂFFÂT suresi 120. ayet)
Muhammed Esed |
"Musa'ya ve Harun'a selam olsun!" |
(MÜ'MİN suresi 23. ayet)
Muhammed Esed |
BİZ, Musa'yı mesajlarımızla ve (Bizden aldığı) açık bir yetki ile göndermiştik |
(MÜ'MİN suresi 25. ayet)
Muhammed Esed |
(Firavun'a, ve tebaasına gelince,) Musa onlara Bizden (aldığı) hakikati getirdiğinde "Onun inançlarını benimseyenlerin kadınlarını sağ bırakıp oğullarını öldürün!" dediler. Fakat inkarcıların hilesi hep boşa çıktı. |
(MÜ'MİN suresi 26. ayet)
Muhammed Esed |
Ve Firavun "Bırakın" dedi, "Musa'yı ben öldüreyim ve bırakın o'nu, (var olduğunu iddia ettiği) Rabbine yalvarıp dursun! Dikkat edin, ben o'nun dininizi değiştirmesinden yahut yeryüzünde fesat çıkarmasından korkuyorum!" |
(MÜ'MİN suresi 27. ayet)
Muhammed Esed |
Buna karşılık Musa: "Kibre kapılarak Hesap Günü'nü reddedenlerden, sizin de Rabbiniz, benim de Rabbim (olan Allah'a) sığınırım!" dedi. |
(MÜ'MİN suresi 37. ayet)
Muhammed Esed |
göklere yaklaşmanın araçlarına ve belki (bu yolla) Musa'nın tanrısını görebilirim: zaten o'nun bir yalancı olduğuna kesinlikle eminim!" İşte böyle, yaptığı kötülükler Firavun'a güzel göründü ve bu nedenle (doğru) yoldan alıkondu: Firavun'un tuzağı hüsrandan başka bir şeye yaramadı. |
(MÜ'MİN suresi 53. ayet)
Muhammed Esed |
Gerçek şu ki Biz, daha önce Musa'ya hidayetimizi ihsan etmiş ve (böylece) İsrailoğulları'nı (o'na vahyedilmiş olan) ilahi kelamın mirasçısı kılmıştık, |
(FUSSİLET suresi 45. ayet)
Muhammed Esed |
Biz Musa'ya da daha önce vahiy indirmiştik, sonra onun üzerinde ihtilaflar başlamıştı. Ve (o zaman, şimdiki gibi,) Rabbinden gelen bir buyruk bulunmamış olsaydı, her şey onlar arasında (başından) kararlaştırılmış olurdu. Aslında onlar, (bu ilahi kelama inanmayanlar,) onun uyarı ve öğütleri hakkında şüpheye varan büyük bir tereddüt içindedirler. |
(ŞÛRÂ suresi 13. ayet)
Muhammed Esed |
O, itikadi konularda, Nuh'a emrettiğini -ve sana (ey Muhammed,) vahiy aracılığıyla öğrettiğimizi ve aynı zamanda İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya emrettiğimizi- sizin için uygun gördü: (sahih) itikada sağlam bir şekilde sarılın ve o konuda bütünlüğünüzü bozmayın. Onları çağırdığın bu (itikad bütünlüğü) başka varlıkları veya güçleri Allah'a ortak koşanlara ağır gelse (bile), Allah dileyen herkesi Kendine çeker ve O'na yönelenleri doğru yola ulaştırır. |
(ZUHRUF suresi 46. ayet)
Muhammed Esed |
İŞTE BU ŞEKİLDE Musa'yı mesajlarımızla Firavun'a ve ileri gelen adamlarına gönderdik: Musa onlara, "Bakın" dedi, "ben bütün alemlerin Rabbinin bir elçisiyim!" |
(AHKAF suresi 12. ayet)
Muhammed Esed |
Ama bundan önce de, bir rehber ve (Allah'ın) rahmet(inin bir işareti) olarak Musa'nın kitabı vardı; ve bu (Kuran), zulmedenleri uyarmak ve iyilik yapanlara bir müjdeli haber (getirmek) için (Tevrat'taki) hakikati tasdik etmek üzere Arap dilinde indirilmiş ilahi bir kelamdır: |
(AHKAF suresi 30. ayet)
Muhammed Esed |
Onlar, "Ey halkımız!" diye seslendiler, "(Tevrat'tan) geriye hakikat adına ne kalmışsa hepsini teyid (ve tasdik) eden, Musa(nınkin)den sonra indirilmiş olan bir vahyi dinleyip geldik: (ve anladık ki) bu (vahiy) hakikate ve dosdoğru yola götürmektedir". |
(ZÂRİYÂT suresi 38. ayet)
Muhammed Esed |
MUSA (ile Firavun kıssasın)da da (aynı mesajı verdik: çünkü) Biz o'nu Firavun'a açık bir otorite ile göndermiştik, |
(ZÂRİYÂT suresi 39. ayet)
Muhammed Esed |
o zaman (Firavun) kudretinden (dolayı böbürlenerek) karşı koymuştu ve "(Bu Musa) bir büyücü veya bir delidir!" demişti; |
(NECM suresi 36. ayet)
Muhammed Esed |
Yoksa henüz kendisine bildirilmedi mi Musa'ya gelen vahiylerde ne vardı, |
(SAFF suresi 5. ayet)
Muhammed Esed |
Vaktiyle Musa, kavmine: "Size Allah tarafından gönderilmiş bir elçi olduğumu bildiğiniz halde neden beni üzüyorsunuz?" dedi(ğinde kasdettiği şey işte bu gerçekti). Böylece onlar doğru yoldan saptıklarında Allah da kalplerinin hakikatten sapmasına izin verdi: çünkü Allah günaha gömülüp gitmiş bir toplumu doğru yola çıkarmaz. |
(NÂZİÂT suresi 15. ayet)
Muhammed Esed |
MUSA'NIN kıssasından hiç haberin oldu mu? |
(NÂZİÂT suresi 20. ayet)
Muhammed Esed |
Bunun üzerine (Musa), (Firavun'a gitti ve) ona (Rabbinin rahmetinin eseri olan) büyük mucizeyi anlattı. |
(NÂZİÂT suresi 22. ayet)
Muhammed Esed |
sonra da kaba bir şekilde (Musa'ya) sırtını döndü; |
(A'LÂ suresi 19. ayet)
Muhammed Esed |
İbrahim ve Musa'ya indirilen vahiylerde. |
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
15- DAVUD :
(BAKARA suresi 251. ayet)
S. Ateş |
Derken, Allâh'ın izniyle onları bozdular, Dâvûd Câlût'u öldürdü; Allâh ona (Dâvûd'a) hükümdarlık ve hikmet verdi ve ona dilediğini öğretti. Eğer Allâh, insanların bir kısmıyle diğerlerini savmasaydı, dünyâ bozulurdu. Fakat Allâh, bütün âlemlere karşı lutuf sâhibidir. |
(NİSA suresi 163. ayet)
S. Ateş |
Biz, Nûh'a ve ondan sonra gelen peygamberlere vahyettiğimiz gibi, sana da vahyettik. Nitekim İbrâhim'e, İsmâ'il'e, İshak'a, Ya'kûb'a, sıbtlara, Îsâ'ya, Eyyûb'a, Yûnus'a, Hârûn'a, Süleyman'a da vahyetmiş ve Dâvûd'a da Zebur'u vermiştik. |
(MÂİDE suresi 78. ayet)
S. Ateş |
İsrâil oğullarının nankörlerine, Dâvûd ve Meryem oğlu Îsâ diliyle la'net edilmiştir. Çünkü (onlar) isyân etmişlerdi ve saldırıyorlardı. |
(EN'ÂM suresi 84. ayet)
S. Ateş |
Biz ona İshak'ı ve (İshâk'ın oğlu) Ya'kûb'u da hediye ettik; hepsine de doğru yolu gösterdik. Nitekim daha önce Nûh'a ve onun soyundan Dâvûd'a, Süleyman'a, Eyyûb'a, Yûsuf'a, Mûsâ'ya ve Hârûn'a da yol göstermiştik. Biz güzel davrananları böyle ödüllendiririz. |
(İSRÂ suresi 55. ayet)
S. Ateş |
Rabbin, göklerde ve yerde olan kimseleri daha iyi bilir (O, peygamber olmağa kimi lâyık görürse onu seçer). Andolsun ki biz, peygamberlerin kimini kimine üstün kıldık, Dâvûd'a da Zebûr'u verdik. |
(ENBİYÂ suresi 78. ayet)
S. Ateş |
Dâvûd ile Süleymân'ı da (an); hani onlar, toplumun davarının yayıldığı bir ekin hakkında hükmediyorlardı, biz de onların hükümlerine tanık idik. |
(ENBİYÂ suresi 79. ayet)
S. Ateş |
O hükmü Süleymân'a bellettik. Onların hepsine de hükümdarlık ve bilgi verdik. Dâvûd'a dağları ve kuşları boyun eğdirdik, onunla beraber tesbih ediyorlardı. Biz (bunları) yaparız. |
(NEML suresi 15. ayet)
S. Ateş |
Andolsun biz, Dâvûd'a ve Süleyman'a bir ilim verdik de onlar: "Bizi inanan kullarından birçoğuna üstün kılan Allah'a hamdolsun." dediler. |
(NEML suresi 16. ayet)
S. Ateş |
Süleymân, Dâvûd'a mirâsçı oldu ve dedi ki: "Ey insanlar, bize kuşların dili öğretildi. Ve bize her şeyden (bolca) bir pay verildi. İşte bu, açık bir lutuftur." |
(SEBE' suresi 10. ayet)
S. Ateş |
Andolsun, Dâvûd'a tarafımızdan bir üstünlük verdik: "Ey dağlar, onunla beraber tesbih edin. Ve ey kuşlar (siz de onun tesbihine katılın)!" (dedik) ve ona demiri yumuşattık: |
(SEBE' suresi 13. ayet)
S. Ateş |
Ona dilediği gibi kaleler, heykeller, havuzlar kadar (geniş) leğenler, sabit kazanlar yaparlardı. "Ey Dâvûd âilesi, şükredin!" kullarımdan şükreden azdır. |
(SÂD suresi 17. ayet)
S. Ateş |
Onların dediklerine sabret de güçlü kulumuz Dâvûd'u an; çünkü o (bize) çok başvururdu. |
(SÂD suresi 22. ayet)
S. Ateş |
Dâvûd'un yanına girmişlerdi de (Dâvûd) onlardan korkmuştu: "Korkma, dediler, biz iki dâvâcıyız. Birimiz, ötekinin hakkına saldırdı. Şimdi sen aramızda hak ile hükmet, (adâletten ayrılıp bize) zulmetme. Bizi yolun ortasına (adâlete) götür." |
(SÂD suresi 24. ayet)
S. Ateş |
(Dâvûd) dedi ki: "And olsun (o) senin, koyununu kendi koyunlarına katmayı istemekle sana zulmetmiştir. Zâten (mallarını birbirine) karıştıran(ortak)ların çoğu birbirine zulmederler. Yalnız inanıp iyi işler yapanlar bunun dışındadır ki, onlar da ne kadar azdır!" Dâvûd, (bu hükümle) kendisini denediğimizi (kendisine bir belâ vereceğimizi) sandı da Rabbinden mağfiret diledi, eğilerek secdeye kapandı ve tevbe edip (bize) döndü. |
(SÂD suresi 26. ayet)
S. Ateş |
"Ey Dâvûd, biz seni yeryüzünde (senden öncekilerin yerine) hükümdar yaptık. İnsanlar arasında adâletle hükmet; keyf(in)e uyma, sonra seni Allâh'ın yolundan saptırır. Allâh'ın yolundan sapanlar ise, hesap gününü unuttuklarından dolayı, çetin azâba uğrayacaklardır. |
(SÂD suresi 30. ayet)
S. Ateş |
Biz Dâvûd'a Süleymân'ı armağan ettik, (Süleymân) ne güzel kuldu! Hep Allâh'a başvururdu. |
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
16- SÜLEYMAN :
(BAKARA suresi 102. ayet)
S. Ateş |
Süleymân'ın hükümdarlığı hakkında onlar, şeytânların uydurdukları sözlere uydular (Süleymân'ın, büyü yaparak saltanatını kazandığını söyleyen şeytân ruhlu insanlara uyup, Süleymân'ın büyücü olduğuna inandılar). Oysa Süleymân (büyü yaparak) küfre gitmemişti. Fakat o şeytânlar küfre gittiler: İnsanlara büyü ve Bâbil'de Hârût ve Mârût adlı melekler(den ilham alan iki kişiy)e indirileni öğretiyorlar. Halbuki onlar: "Biz bir fitneyiz (sizin için bir sınavız), sakın, küfre gitme(yin)!" demedikçe kimseye bir şey öğretmiyorlardı. Fakat bunlar, onlardan, erkekle karısının arasını açacak şeyler öğreniyorlardı. Ama, onlar, Allâh'ın izni olmadan onunla hiç kimseye zarar veremezler. Onlar, kendilerine yarar vereni değil, zarar vereni öğreniyorlardı. Andolsun, onu sat(ıp onunla çıkar sağlay)anın, âhirette bir nasibi olmadığını gâyet iyi biliyorlardı. Vicdanlarını sattıkları şey ne kötüdür, keşke (bunu) bilselerdi! |
(NİSA suresi 163. ayet)
S. Ateş |
Biz, Nûh'a ve ondan sonra gelen peygamberlere vahyettiğimiz gibi, sana da vahyettik. Nitekim İbrâhim'e, İsmâ'il'e, İshak'a, Ya'kûb'a, sıbtlara, Îsâ'ya, Eyyûb'a, Yûnus'a, Hârûn'a, Süleyman'a da vahyetmiş ve Dâvûd'a da Zebur'u vermiştik. |
(EN'ÂM suresi 84. ayet)
S. Ateş |
Biz ona İshak'ı ve (İshâk'ın oğlu) Ya'kûb'u da hediye ettik; hepsine de doğru yolu gösterdik. Nitekim daha önce Nûh'a ve onun soyundan Dâvûd'a, Süleyman'a, Eyyûb'a, Yûsuf'a, Mûsâ'ya ve Hârûn'a da yol göstermiştik. Biz güzel davrananları böyle ödüllendiririz. |
(ENBİYÂ suresi 78. ayet)
S. Ateş |
Dâvûd ile Süleymân'ı da (an); hani onlar, toplumun davarının yayıldığı bir ekin hakkında hükmediyorlardı, biz de onların hükümlerine tanık idik. |
(ENBİYÂ suresi 79. ayet)
S. Ateş |
O hükmü Süleymân'a bellettik. Onların hepsine de hükümdarlık ve bilgi verdik. Dâvûd'a dağları ve kuşları boyun eğdirdik, onunla beraber tesbih ediyorlardı. Biz (bunları) yaparız. |
(ENBİYÂ suresi 81. ayet)
S. Ateş |
Süleymân'a da fırtınayı (boyun eğdirmiştik). Onun emriyle, içinde bereketler yarattığımız yere akıp giderdi. Biz her şeyi biliriz. |
(NEML suresi 15. ayet)
S. Ateş |
Andolsun biz, Dâvûd'a ve Süleyman'a bir ilim verdik de onlar: "Bizi inanan kullarından birçoğuna üstün kılan Allah'a hamdolsun." dediler. |
(NEML suresi 16. ayet)
S. Ateş |
Süleymân, Dâvûd'a mirâsçı oldu ve dedi ki: "Ey insanlar, bize kuşların dili öğretildi. Ve bize her şeyden (bolca) bir pay verildi. İşte bu, açık bir lutuftur." |
(NEML suresi 17. ayet)
S. Ateş |
Süleymân'a cinlerden insanlardan ve kuşlardan orduları toplandı, hepsi bir arada düzenli olarak sevk ediliyordu. |
(NEML suresi 18. ayet)
S. Ateş |
Karınca vâdisine geldikleri zaman bir karınca: "Ey karıncalar dedi, yuvalarınıza girin ki Süleymân ve orduları farkında olmayarak sizi ezmesinler." |
(NEML suresi 19. ayet)
S. Ateş |
(Süleymân) Onun sözüne gülümseyerek dedi: "Rabbim, bana ve anama, babama lutfettiğin ni'mete şükretmemi, senin beğeneceğin faydalı bir iş yapmamı gönlüme ilham eyle ve rahmetinle beni iyi kullarının arasına sok." |
(NEML suresi 27. ayet)
S. Ateş |
(Süleymân): "Bakalım, dedi, doğru mu söyledin, yoksa yalancılardan mısın?" |
(NEML suresi 30. ayet)
S. Ateş |
"O Süleyman'dandır ve Rahmân ve Rahim Allâh'ın adiyle (başlamakta)dır. |
(NEML suresi 36. ayet)
S. Ateş |
(Elçi, hediyelerle) Süleymân'a gelince (Süleymân) dedi ki: "Siz bana mal ile yardım mı etmek istiyorsunuz? Allâh'ın bana verdiği, size verdiğinden daha iyidir. Hediyenizle ancak siz sevinirsiniz. |
(NEML suresi 38. ayet)
S. Ateş |
(Elçi gittikten sonra Süleymân, danışmanlarını topladı): "Ey ileri gelenler, dedi, onların bana teslim olarak gelmelerinden önce hanginiz onun tahtını bana getirebilir?" |
(NEML suresi 40. ayet)
S. Ateş |
Yanında Kitaptan bir ilim bulunan kimse de: "Sen gözünü açıp yummadan ben onu sana getirebilirim." dedi. (Süleymân) tahtı yanına yerleşmiş görünce dedi ki: "Bu, Rabbimin lutfundandır. (Kendisine) şükür mü edeceğim, yoksa nankörlük mü edeceğim diye beni sınamak istiyor. Şükreden kendisi için şükretmiş olur; nankörlük edene gelince, Rabbim zengindir (onun şükrüne muhtaç değildir), kerimdir (çok ikrâm sâhibidir,yücedir)." |
(NEML suresi 44. ayet)
S. Ateş |
Ona: "Köşke gir!" dendi. Köşkü görünce zemini su sandı ve bacaklarını sıvadı. (Süleymân) "O, cilâlı, şeffaf sırçadandır" dedi. (Kraliçe): "Rabbim, ben kendime zulmetmişim. (Artık) Süleymân'la beraber âlemlerin Rabbi Allah'a teslim oldum," dedi. |
(SEBE' suresi 12. ayet)
S. Ateş |
Süleymân'a da, sabah gidişi bir ay(lık mesafe), akşam dönüşü bir ay(lık mesafe) olan rüzgârı boyun eğdirdik ve onun için katran (petrol) kaynağını da akıttık. Rabbinin izniyle cinlerin bir kısmı, onun önünde çalışırdı. Onlardan kim buyruğumuzdan sapsa, ona alevli azâbı taddırırdık. |
(SEBE' suresi 14. ayet)
S. Ateş |
(Süleymân'ın) Ölümüne hükmettiğimiz zaman, onun öldüğünü, ancak değneğini yiyen bir ağaç kurdu gösterdi. (Kurdun yemesiyle değnek çürüyüp de ona dayalı duran Süleymân) Yıkılınca (onun öldüğü anlaşıldı ve) anlaşıldı ki eğer cinler gaybı bilselerdi, o küçük düşürücü azâb içinde kalmazlardı. |
(SÂD suresi 30. ayet)
S. Ateş |
Biz Dâvûd'a Süleymân'ı armağan ettik, (Süleymân) ne güzel kuldu! Hep Allâh'a başvururdu. |
(SÂD suresi 34. ayet)
S. Ateş |
Andolsun Süleymân'ı denedik: Tahtının üstüne bir ceset bıraktık, sonra (bize) yöneldi. |
17- EYYUP :
(NİSA suresi 163. ayet)
S. Ateş |
Biz, Nûh'a ve ondan sonra gelen peygamberlere vahyettiğimiz gibi, sana da vahyettik. Nitekim İbrâhim'e, İsmâ'il'e, İshak'a, Ya'kûb'a, sıbtlara, Îsâ'ya, Eyyûb'a, Yûnus'a, Hârûn'a, Süleyman'a da vahyetmiş ve Dâvûd'a da Zebur'u vermiştik. |
(EN'ÂM suresi 84. ayet)
S. Ateş |
Biz ona İshak'ı ve (İshâk'ın oğlu) Ya'kûb'u da hediye ettik; hepsine de doğru yolu gösterdik. Nitekim daha önce Nûh'a ve onun soyundan Dâvûd'a, Süleyman'a, Eyyûb'a, Yûsuf'a, Mûsâ'ya ve Hârûn'a da yol göstermiştik. Biz güzel davrananları böyle ödüllendiririz. |
(ENBİYÂ suresi 83. ayet)
S. Ateş |
Eyyûb'u da an. O, Rabbine: "Bu dert bana dokundu, sen merhametlilerin en merhametlisisin!" diye du'â etmişti. |
(SÂD suresi 41. ayet)
S. Ateş |
Kulumuz Eyyûb'u da an: (O) Rabbine "Şeytân, bana bir yorgunluk ve azâb dokundurdu" diye seslenmişti. |
18- ZÜLKİFL :
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
18- ZÜLKİFL :
85 İsmâ'il'i, İdris'i, Zu'l-Kifl'i de an; hepsi de sabredenlerdendi.
86 Onları rahmetimize soktuk, çünkü onlar Sâlihlerdendi.
38 Sad 85 :
48 İsmâ'il'i, Elyesa'ı, Zülkifil'i de an. Hepsi de iyilerdendir.
49 Bu, bir hatırlamadır. Korunanlar için güzel bir gelecek vardır:
50 Kapıları kendilerine açılmış Adn cennetleri.
19- YUNUS :
(NİSA suresi 163. ayet)
S. Ateş |
Biz, Nûh'a ve ondan sonra gelen peygamberlere vahyettiğimiz gibi, sana da vahyettik. Nitekim İbrâhim'e, İsmâ'il'e, İshak'a, Ya'kûb'a, sıbtlara, Îsâ'ya, Eyyûb'a, Yûnus'a, Hârûn'a, Süleyman'a da vahyetmiş ve Dâvûd'a da Zebur'u vermiştik. |
(EN'ÂM suresi 86. ayet)
S. Ateş |
İsmâ'il'e, el-Yesa'a, Yûnus'a ve Lût'a da (yol gösterdik), hepsini âlemlere üstün kıldık. |
(YÛNUS suresi 98. ayet)
S. Ateş |
Keşke bir kasaba olsaydı da inansaydı ve inanması kendisine fayda verseydi! Yalnız Yûnus'un kavmi, inanınca, dünyâ hayâtnda onlardan rezillik azâbını kaldırmış ve onları bir süre daha yaşatmıştık. |
(ENBİYÂ suresi 87. ayet)
S. Ateş |
Zünnûn'u (balık karnına girmiş olan Yûnus ibn Matta'yı) da an; zira (o, kavmine) kızarak gitmişti, bizim kendisine güç yetiremeyeceğimizi, (kavminin arasından çıkmakla kendisini kurtaracağını) sanmıştı. Nihâyet karanlıklar içinde (kalıp): "Senden başka tanrı yoktur. Senin şânın yücedir, ben zâlimlerden oldum!" diye yalvardı. |
(SÂFFÂT suresi 139. ayet)
S. Ateş |
Yûnus da gönderilen elçilerdendi. |
(SÂFFÂT suresi 141. ayet)
S. Ateş |
(Yükü fazla oluğundan gemi taşıyamamış, yolculardan birini denize atmak gerekmişti. Birini atmak üzere gemidekilerle) Kur'a çekti. (Yûnus) Yenilenlerden oldu. (Kur'a kendisine isâbet etti). |
(SÂFFÂT suresi 142. ayet)
S. Ateş |
(Yûnus, Rabbinden izinsiz olarak kavminden ayrıldığı için) Kendi kendisini kınarken (denize attılar) balık onu yuttu. |
(KALEM suresi 48. ayet)
S. Ateş |
Sen Rabbinin hükmüne sabret, balık sâhibi (Yûnus) gibi olma. Hani o, sıkıntıdan yutkunarak (Allah'a) seslenmişti. |
20- İLYAS :
85 Zekeriyyâ'ya, Yahyâ'ya, Îsâ ve İlyâs'a da (yol göstermiştik). Hepsi iyilerden idi.
86 İsmâ'il'e, el-Yesa'a, Yûnus'a ve Lût'a da (yol gösterdik), hepsini âlemlere üstün kıldık.
87 Babalarından, çocuklarından ve kardeşlerinden bazılarını da... Onları seçtik ve onları doğru yola ilettik.
88 İşte bu, Allâh'ın hidâyetidir, kullarından dilediğini bununla doğru yola iletir. Eğer (onlar Allah'a) ortak koşsalardı, yaptıkları (güzel) şeyler hiç olur, giderdi.
89 İşte onlar, kendilerine Kitap, hüküm ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Şimdi şunlar, (yani Kureyş kavmi), bunları inkâr ederse, (bilsinler ki) biz, bunları inkâr etmeyecek (koruyacak) bir toplumu, bunlara vekil bırakmışızdır.
37 Saffat 123 - 130 :
123 İlyâs da elçilerdendi.
124 Kavmine demişti ki: "(Allâh'ın azâbından) Korunmaz mısınız?"
125 Ba'l'e yalvarıyorsunuz da, bırakıyor musunuz, yaratıcıların en güzelini?"
126 "Sizin Rabbiniz ve önceki atalarınızın Rabbi olan Allâh'ı?"
127 Onu yalanladılar, bundan dolayı onlar (azâba) getirileceklerdir.
128 Yalnız Allâh'ın hâlis kulları azâb dışındadırlar.
129 Biz, sonra gelenler arasında ona (İlyâs'a da iyi bir ün) bıraktık:
130 "İlyâs'a selâm olsun."
131 İşte biz güzel davrananları böyle mükâfâtlandırırız.
132 Çünkü o bizim mü'min kullarımızdandı.
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
21- ELYESA :
38 Sad 48-50 :
48 İsmâ'il'i, Elyesa'ı, Zülkifil'i de an. Hepsi de iyilerdendir.
49 Bu, bir hatırlamadır. Korunanlar için güzel bir gelecek vardır:
50 Kapıları kendilerine açılmış Adn cennetleri.
6 En'am 84- 88 :
84 Biz ona İshak'ı ve (İshâk'ın oğlu) Ya'kûb'u da hediye ettik; hepsine de doğru yolu gösterdik. Nitekim daha önce Nûh'a ve onun soyundan Dâvûd'a, Süleyman'a, Eyyûb'a, Yûsuf'a, Mûsâ'ya ve Hârûn'a da yol göstermiştik. Biz güzel davrananları böyle ödüllendiririz.
85 Zekeriyyâ'ya, Yahyâ'ya, Îsâ ve İlyâs'a da (yol göstermiştik). Hepsi iyilerden idi.
86 İsmâ'il'e, el-Yesa'a, Yûnus'a ve Lût'a da (yol gösterdik), hepsini âlemlere üstün kıldık.
87 Babalarından, çocuklarından ve kardeşlerinden bazılarını da... Onları seçtik ve onları doğru yola ilettik.
88 İşte bu, Allâh'ın hidâyetidir, kullarından dilediğini bununla doğru yola iletir. Eğer (onlar Allah'a) ortak koşsalardı, yaptıkları (güzel) şeyler hiç olur, giderdi.
22- ZEKERİYYA :
(EN'ÂM suresi 85. ayet):
S. Ateş: Zekeriyyâ'ya, Yahyâ'ya, Îsâ ve İlyâs'a da (yol göstermiştik). Hepsi iyilerden idi.
(MERYEM suresi 2. ayet):
S. Ateş: Bu, Rabbinin, kulu Zekeriyyâ'ya rahmetini anıştır.
(MERYEM suresi 3. ayet):
S. Ateş: O, Rabbine gizli bir seslenişle yalvarmıştı:
(MERYEM suresi 4. ayet):
S. Ateş: "Rabbim, demişti, ben, bende kemik gevşedi; baş, ihtiyarlk aleviyle tutuştu. Rabbim, sana du'â ile hiçbir zaman bahtsız olmadım (her du'â ettikçe kabul buyurdun, beni istediğimden mahrum etmedin)."
(MERYEM suresi 5. ayet):
S. Ateş: "Doğrusu ben arkamdan, yerime geçecek yakınlar(ımın iyi hareket etmeycekler)inden korktum; karım da kısır. (Ne olur) katından bana yerime geçecek bir veli lutfet.
(MERYEM suresi 6. ayet):
S. Ateş: "Ki, (o), bana ve Ya'kûb oğullarına mirâsçı olsun. Rabbim, onu beğendiğin bir insan yap."
(MERYEM suresi 7. ayet):
S. Ateş: (Allâh buyurdu): Ey Zekeriyyâ, biz sana bir oğul müjdeleriz, adı Yahyâ'dır. Daha önce ona hiç kimseyi adaş yapmadık (ondan önce kimseye bu adı vermedik.)"
(MERYEM suresi 8. ayet):
S. Ateş: (Zekeriyyâ): "Rabbim, dedi benim nasıl oğlum olur? Karım da kısırdır. Ben ise ihtiyarlığın son sınırına vardım."
(MERYEM suresi 9. ayet):
S. Ateş: Dedi: "Öyledir, ama Rabbin: 'O bana kolaydır, daha önce sen de hiçbir şey değilken seni de yaratmıştım' dedi."
(MERYEM suresi 10. ayet):
S. Ateş: "Rabbim, dedi, (öyle ise) bana bir işâret ver". "Senin işâretin, sapasağlam olduğun halde tam üç gece (ve gündüz) insanlarla konuşamamandır." dedi.
(ENBİYÂ suresi 89. ayet):
S. Ateş: Zekeriyyâ'yı da (an). Rabbine: "Rabbim, beni tek bırakma! Sen, vârislerin en iyisisin (her şeyim sana kalacaktır)" diye du'â etmişti.
23- YAHYA :
(ÂLİ IMRÂN suresi 39. ayet)
S. Ateş |
Zekeriyyâ, mabedde durmuş namaz kılarken, melekler ona: "Allâh sana, Allah'tan bir kelimeyi doğrulayıcı, efendi, nefsine hakim ve iyilerden bir peygamber olacak Yahya'yı müjdeler," diye ünlediler. |
(EN'ÂM suresi 85. ayet)
S. Ateş |
Zekeriyyâ'ya, Yahyâ'ya, Îsâ ve İlyâs'a da (yol göstermiştik). Hepsi iyilerden idi. |
(MERYEM suresi 7. ayet)
S. Ateş |
(Allâh buyurdu): Ey Zekeriyyâ, biz sana bir oğul müjdeleriz, adı Yahyâ'dır. Daha önce ona hiç kimseyi adaş yapmadık (ondan önce kimseye bu adı vermedik.)" |
(MERYEM suresi 12. ayet)
S. Ateş |
"Ey Yahyâ, Kitabı kuvvetle tut (Onun emirlerini uygula)." (dedik) ve ona çocuk iken hikmet verdik. |
(ENBİYÂ suresi 90. ayet)
S. Ateş |
Onun du'âsını da kabul buyurduk ve ona Yahyâ'yı armağan ettik. Eşini de kendisi için ıslah ettik (çocuk doğurmağa elverişli bir hale getirdik). Gerçekten onlar hayır işlere koşarlar, umarak ve korkarak bize du'â ederlerdi ve bize derin saygı gösterirlerdi. |
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
24- İSA :
(BAKARA suresi 87. ayet)
S. Ateş |
Andolsun, Mûsâ'ya Kitabı verdik, arkasından peygamberler gönderdik. Meryem oğlu Îsâ'ya da açık deliller verdik ve onu Ruh'ül-Kudüs (Cebrâil) ile destekledik. Ne zaman ki, bir peygamber, size canınızın istemediği bir şey getirdiyse büyüklük taslamadınız mı? Kimini yalanladınız, kimini de öldürüyordunuz? |
(BAKARA suresi 136. ayet)
S. Ateş |
"Allah'a, bize indirilene, İbrâhim'e, İsmâ'il'e, İshak'a, Ya'kub'a ve sıbt(torun kabile)lere indirilene, Mûsâ ve Îsâ'ya verilene ve (diğer) peygamberlere Rabbleri tarafından verilene inandık, onlar arasında bir ayırım yapmayız, biz Allah'a teslim olanlarız." deyin. |
(BAKARA suresi 253. ayet)
S. Ateş |
İşte o elçilerden kimini kiminden üstün kıldık. Allâh onlardan kimine konuştu, kimini de derecelerle yükseltti. Meryem oğlu Îsâ'ya da açık deliller verdik ve onu Ruh'ül-Kudüs ile destekledik. Allâh dileseydi onların arkasından gelen milletler, kendilerine açık deliller gelmiş olduktan sonra birbirlerini öldürmezlerdi. Fakat anlaşmazlığa düştüler, onlardan kimi inandı, kimi de inkâr etti. Allâh dileseydi, birbirlerini öldürmezlerdi. Ama Allâh dilediğini yapar. |
(ÂLİ IMRÂN suresi 45. ayet)
S. Ateş |
Melekler demişti ki: "Ey Meryem, Allâh seni, kendisinden bir kelime ile müjdeliyor: Adı Meryem oğlu Îsâ Mesih'dir; dünyâda da, âhirette de yüzde (şerefli) ve (Allah'a) yakın olanlardandır." |
(ÂLİ IMRÂN suresi 52. ayet)
S. Ateş |
Îsâ onlardan inkârı sezince: "Allâh yolunda kimler bana yardımcı olacak?" dedi. Havariler: "Biz, Allâh(yolun)un yardımcılarıyız; Allah'a inandık, şâhid ol, biz müslümanlarız." dediler. |
(ÂLİ IMRÂN suresi 55. ayet)
S. Ateş |
Allâh demişti ki: "Ey Îsâ, ben senin canını alacağım, seni bana yükselteceğim, seni inkâr edenlerden temizleyeceğim ve sana uyanları kıyâmet gününe kadar inkâr edenlerin üstünde tutacağım. Sonra dönüşünüz bana olacaktır. Ayrılığa düştüğünüz şeyler hakkında aranızda ben hükmedeceğim." |
(ÂLİ IMRÂN suresi 59. ayet)
S. Ateş |
Allah'a göre Îsâ'nın durumu, Âdem'in durumu gibidir: Onu, topraktan yarattı, sonra ona "Ol!" dedi, artık olur... |
(ÂLİ IMRÂN suresi 62. ayet)
S. Ateş |
İşte (Îsâ hakkındaki) gerçek kıssa (öykü) budur. Allah'tan başka tanrı yoktur. Allâh, elbette aziz (kesin gâlib), hüküm ve hikmet sâhibidir. |
(ÂLİ IMRÂN suresi 84. ayet)
S. Ateş |
De ki: "Allah'a, bize indirilene, İbrâhim'e, İsmâ'il'e, İshak'a, Ya'kûb'a ve sıbtlara (Ya'kûb oğullarından türeyen kabilelere) indirilene; Mûsâ'ya, Îsâ'ya ve peygamberlere Rableri tarafından verilene inandık; onlar arasında bir ayırım yapmayız, biz O'na teslim olanlarız." |
(ÂLİ IMRÂN suresi 200. ayet)
S. Ateş |
Ey inananlar, sabredin, direnin. Savaşa hazırlıklı, uyanık bulunun ve Allah'tan korkun ki, başarıya eresiniz. |
(NİSA suresi 157. ayet)
S. Ateş |
"Biz Allâh'ın elçisi, Meryem oğlu Îsâ Mesih'i öldürdük!" demelerinden ötürü (belâlara uğradılar). Oysa onu öldürmediler ve asmadılar; fakat (bu iş) kendilerine, benzer gösterildi. Onun hakkında ayrılığa düşenler, ondan yana tam bir kuşku içindedirler. O hususta kesin bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Onu yakinen öldürmediler (onu öldürdüklerini kesin biçimde bilemediler). |
(NİSA suresi 159. ayet)
S. Ateş |
Andolsun, Kitâp ehlinden hiç kimse yoktur ki, ölümünden önce ona inanacak olmasın. kıyâmet günü de O, (Îsâ) onların aleyhine şâhid olacaktır. |
(NİSA suresi 163. ayet)
S. Ateş |
Biz, Nûh'a ve ondan sonra gelen peygamberlere vahyettiğimiz gibi, sana da vahyettik. Nitekim İbrâhim'e, İsmâ'il'e, İshak'a, Ya'kûb'a, sıbtlara, Îsâ'ya, Eyyûb'a, Yûnus'a, Hârûn'a, Süleyman'a da vahyetmiş ve Dâvûd'a da Zebur'u vermiştik. |
(NİSA suresi 171. ayet)
S. Ateş |
Ey Kitap ehli, dininizde taşkınlık etmeyin ve Allâh hakkında gerçek olmayan şeyleri söylemeyin! Meryem oğlu Îsâ Mesih, sadece Allâh'ın elçisi, O'nun Meryem'e attığı kelimesi ve O'ndan bir ruhtur. Allah'a ve elçilerine inanın, (Allâh) "Üçtür" demeyin. Kendi yararınıza olarak buna son verin. Çünkü Allâh, yalnız bir tek tanrıdır. Hâşâ O, çocuk sâhibi olmaktan yücedir. Göklerde ve yerde olanların hepsi O'nundur. Vekil olarak Allâh yeter. |
(MÂİDE suresi 46. ayet)
S. Ateş |
Onların ardından, yanlarındaki Tevrât'ı doğrulayıcı olarak Meryem oğlu Îsâ'yı gönderdik ve ona, içinde yol gösterme ve nur bulunan, önündeki Tevrât'ı doğrulayan, korunanlar için yol gösterici ve öğüt olan İncil'i verdik. |
(MÂİDE suresi 78. ayet)
S. Ateş |
İsrâil oğullarının nankörlerine, Dâvûd ve Meryem oğlu Îsâ diliyle la'net edilmiştir. Çünkü (onlar) isyân etmişlerdi ve saldırıyorlardı. |
(MÂİDE suresi 110. ayet)
S. Ateş |
Allâh demişti ki: "Ey Meryem oğlu Îsâ, sana ve annene olan ni'metimi hatırla, hani seni Ruhu'l-Kudüs ile desteklemiştim; beşikte ve yetişkin iken insanlarla konuşuyordun; sana Kitabı, hikmeti, Tevrât'ı ve İncil'i öğrettim. Benim iznimle çamurdan kuş şeklinde bir şey yaratıyor, içine üflüyordun, benim iznimle kuş oluyordu; anadan doğma körü ve alacalıyı benim iznimle iyileştiriyordun; benim iznimle ölüleri (diriltip kabirlerden) çıkarıyordun ve İsrâil oğullarını da senden savmıştım; hani sen onlara açık deliller getirdiğin zaman, içlerinden inkâr edenler: "Bu açık bir büyüden başka bir şey değil!" demişti. |
(MÂİDE suresi 112. ayet)
S. Ateş |
Havâriler demişlerdi ki: "Ey Meryem oğlu Îsâ, Rabbin bize gökten bir sofra indirebilir mi? (Îsâ): "İnanıyorsanız Allah'tan korkun!" dedi. |
(MÂİDE suresi 114. ayet)
S. Ateş |
Meryem oğlu Îsâ da: "Allâh'ım, Rabbimiz, bizim üzerimize gökten bir sofra indir ki bizim için, önce ve sonra gelenlerimiz için (o gün) bir bayram olsun ve (o olay) Senden de bir mu'cize olsun. Bizi rızıklandır, Sen rızık verenlerin en hayırlısısın!" dedi. |
(MÂİDE suresi 116. ayet)
S. Ateş |
Ve yine Allâh demişti ki: "Ey Meryem oğlu Îsâ sen mi insanlara 'Beni ve annemi, Allah'tan başka iki tanrı edinin' dedin?". Hâşâ, dedi, Sen yücesin, benim için gerçek olmayan bir şeyi söylemek benim haddime değildir! Eğer demiş olsaydım, sen bunu bilirdin, sen benim nefsimde olanı bilirsin, ben senin nefsinde olanı bilmem, çünkü gizlileri bilen yalnız sensin, sen!" |
(EN'ÂM suresi 85. ayet)
S. Ateş |
Zekeriyyâ'ya, Yahyâ'ya, Îsâ ve İlyâs'a da (yol göstermiştik). Hepsi iyilerden idi. |
(MERYEM suresi 34. ayet)
S. Ateş |
İşte Meryem oğlu Îsâ. Şüphe edip ayrılığa düştükleri şey, "gerçek söz"e göre budur. |
(AHZÂB suresi 7. ayet)
S. Ateş |
Biz peygamberlerden, (verdiğimiz elçilik görevini yapmak ve hak dine da'vet etmek hususunda) kuvvetle ahidlerini almıştık, senden, Nûh'dan, İbrâhim'den, Mûsâ'dan ve Meryem oğlu Îsâ'dan, (evet) onlardan sapasağlam söz almıştık. |
(ŞÛRÂ suresi 13. ayet)
S. Ateş |
O size, dinden Nûh'a tavsiye ettiğini, sana vahyettiğimizi, İbrâhim'e, Mûsâ'ya ve Îsâ'ya tavsiye ettiğimizi şeri'at (hukuk düzeni) yaptı. Şöyle ki: Dini doğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin. Fakat kendilerini çağırdığın (bu) esas, Allah'a ortak koşanlara ağır geldi. Allâh dilediğini kendisine seçer ve iyi niyyetle yöneleni kendisine iletir. |
(ZUHRUF suresi 63. ayet)
S. Ateş |
Îsâ açık kanıtlar getirince dedi ki: "Ben size hikmet getirdim ve ayrılığa düştünüğünüz şeylerden bir kısmını size açıklamak için (geldim), Allah'tan korkun ve bana itâ'at edin." |
(HADÎD suresi 27. ayet)
S. Ateş |
Sonra bunların peşinden ardarda elçilerimizi gönderdik. Meryem oğlu Îsâ'yı da onların ardına kattık; ona İncil'i verdik ve ona uyanların kalblerine şefkat ve merhamet koyduk. İcâdettikleri ruhbanlığı, biz onlara yazmamıştık, yalnız Allâh'ın rızâsını kazanmak için kendiliklerinden uyguladılar ama ona gereği gibi uymadılar. Biz de onlardan imân edenlere mükâfâtlarını verdik. Fakat onlardan birçoğu da yoldan çıkmıştır. |
(
(SAFF suresi 6. ayet)
S. Ateş |
Meryem oğlu Îsâ da: "Ey İsrâil oğulları, ben size Allâh'ın elçisiyim, benden önce gelen Tevrât'ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek, Ahmed adında bir elçiyi müjdeleyici olarak gönderildim" demişti. Fakat (Îsâ'nın müjdelediği elçi) onlara apaçık deliller getirince: "Bu, apaçık bir büyüdür" dediler. |
(SAFF suresi 14. ayet)
S. Ateş |
Ey inananlar, Allâh'ın yardımcıları olun. Nitekim Meryem oğlu Îsâ da havârilere: "Allâh yolunda benim yardımcıları kimdir?" demişti. Havâriler: "Allâh(yolun)un yardımcların biziz" dediler. İsrâil oğullarından bir zümre inandı, bir zümre inkâr etti. Biz de inananları, düşmanlarına karşı destekledik, onlar üstün geldiler. |
Tüm elçiler ALLAH'a kulluk edin mesajını getirmişlerdir :
ARAF Suresi 59. AyetNuh'u halkına gönderdik: "Ey halkım, ALLAH'a kulluk edin. O'ndan başka bir tanrınız yoktur. Sizin için büyük günün azabından korkarım," dedi. ARAF Suresi 65. AyetAd halkına da kardeşleri Hud'u gönderdik. "Halkım, ALLAH'a kulluk edin. O'ndan başka bir tanrınız yoktur. Erdemli olmayacak mısınız," dedi. ANKEBUT Suresi 16. Ayetİbrahimi de... Halkına demişti ki, "ALLAH'a kulluk edin ve O'nu saygıyla dinleyin. Bilirseniz, bu sizin için daha iyidir." ARAF Suresi 73. AyetSemud halkına da kardeşleri Salih'i gönderdik. Dedi ki: "Ey halkım, ALLAH'a kulluk edin. O'ndan başka bir tanrınız yoktur. Rabbinizden, size bir beyyine (kanıt) gelmiştir. şu ALLAH'ın devesi sizin için bir işaret olacaktır. Onu bırakın, ALLAH'ın toprağında otlasın. Ona bir zarar vermeyin; yoksa sizi acı bir azap yakalar." ARAF Suresi 85. AyetMedyen'e de kardeşleri şuayb'ı gönderdik. Dedi ki: "Ey halkım, ALLAH'a kulluk edin. O'ndan başka tanrınız yoktur. Rabbinizden size açık bir kanıt gelmiş bulunuyor. Ölçü ve tartıyı tam uygulayın. Halkın hakkını yemeyin. Düzeltildikten sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. İnanıyorsanız bunlar sizin için daha hayırlıdır." MAİDE Suresi 116. AyetALLAH şöyle diyecek: "Ey Meryem oğlu İsa, sen mi halka, ' ALLAH tan başka beni ve annemi de tanrı edinin' dedin?" (İsa) şöyle cevap verecek: "Sen yücesin, hakkım olmayan bir şeyi söylemek bana yakışmaz. Zaten böyle bir şey söylemiş olsaydım sen bilirdin. Sen benim düşüncemi bilirsin; ancak ben senin düşünceni bilmem. Sen tüm gizemleri biliyorsun." MAİDE Suresi 117. Ayet"Ben onlara 'Rabbim ve Rabbiniz olan ALLAH'a kulluk edin' diye bana emrettiğinden başkasını demedim. Aralarında bulunduğum sürece onlara tanıktım. Canımı aldıktan sonra ise sen onların üzerine gözetleyici oldun. Sen her şeye Tanıksın." BAKARA Suresi 133. AyetYakup can verirken tanık olsaydınız. O, çocuklarına: "Benden sonra kime kulluk edeceksiniz," diye sormuştu. Onlar da, "Senin Tanrın, ataların İbrahim, İsmail ve İshak'ın Tanrısı olan tek Tanrıya kulluk edeceğiz, biz O'na teslim olanlarız," demişlerdi. MÜMİNUN Suresi 32. AyetOnlara, aralarindan bir elçi gönderdik: "ALLAH'a kulluk ediniz, sizin ondan baska bir tanriniz yoktur. Saygi gösterip erdemli davranmiyacak misiniz?" ARI Suresi 36. AyetHer bir toplum içinde, "ALLAH'a kulluk edin ve putperestlikten sakının," diyen bir elçi gönderdik. Onlardan kimine ALLAH yol gösterdi, kimi de sapıklıkta kalmağa mahkum oldu. Yeryüzünü dolaşın ve yalanlayanların sonunun nasıl olduğuna dikkat edin. ENBİYA Suresi 25. AyetSenden önce bir elçi göndermedik ki kendisine, "Benden başka tanrı yoktur; sadece Bana kulluk ediniz," diye vahyetmiş olmayalım.
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
84- MUHAMMED'İN , AKLINI KULLANMAYAN SAĞIRLARA VAHYİ İŞİTTİREMEYECEĞİ BİLDİRİLMİŞTİR :
10 Yunus 42-43 :
42 İçlerinden sana kulak verip dinleyenler de vardır. Fakat sağırlara sen mi duyuracaksın? Hele akıllarını da kullanmıyorlarsa!
43 İçlerinden sana bakanlar da var. Fakat körleri sen mi yola götüreceksin? Hele sezgileriyle de görmüyorlarsa?
10 Yunus 42-43 :( M.ESED )
42 Ve, onların aralarında sana kulak verir gibi yapanlar var; ama, eğer akıllarını kullanmıyorlarsa, sen sesini hiç sağırlara işittirebilir misin? 43 Ve yine onların aralarında sana bakıyormuş gibi yapanlar var; ama, eğer göremiyorlarsa, sen hiç körlere doğru yolu gösterebilir misin?
Devam edecek inşaAllah
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
85- PEYGAMBER, MÜ'MİN OLMAKLA EMROLUNDUĞUNU BİLDİRMİŞTİR :
10 Yunus 104 :
104 De ki: "Ey insanlar, benim dinimden kuşkuda iseniz, ben sizin, Allah'tan başka taptıklarınıza tapmam; fakat sizi öldürecek olan Allah'a taparım. Bana mü'minlerden olmam emredilmiştir."
10 Yunus 104 : ( M.ESED ) :
104 [EY PEYGAMBER,] de ki: “Ey insanlar, eğer benim imanımdan şüphede iseniz, [bilin ki,] kulluk etmem, sizin Allah'tan başka kulluk ettiğiniz varlıklara;127 ben yalnızca, sizi[n hepinizi] öldürecek olan Allah'a kulluk ederim:128 çünkü ben [yalnız O'na] inanan kimselerden biri olmakla emrolundum”.
Devam edecek inşaAllah
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
86- MUHAMMED, BAŞKA KUR'AN GETİR VEYA BUNU DEĞİŞTİR DİYEN MÜŞRİKLERE NE CEVAP VERECEĞİNİN EMREDİLDİĞİNİ BİLDİRMİŞTİR
10 Yunus 15-16 :
15 Onlara açık açık âyetlerimiz okunduğu zaman, bizimle buluşmayı ummayanlar: "Bundan başka bir Kur'ân getir veya bunu değiştir." derler. De ki: "Onu kendi tarafımdan değiştiremem. Ben sadece bana vahyolunana uyarım. Şâyet ben Rabbime karşı gelirsem, büyük bir günün azâbından korkarım."
16 De ki: "Eğer Allâh dileseydi, onu size okumazdım ve onu size hiç bildirmezdi. Ben ondan önce aranızda bir ömür boyu kalmıştım (böyle bir şey yapmamıştım), düşünmüyor musunuz?"
10 Yunus 15-16 :( Muhammed Esed )
15 VE [hal böyleyken:] ne zaman ayetlerimiz bütün açıklığıyla kendilerine okunup ulaştırılsa, o Bizim huzurumuza çıkacaklarına inanası gelmeyen kimseler, “Bize bundan başka bir söylem/bir öğreti getir; ya da bunu değiştir”23 diyecek olurlar.
[Ey Peygamber] de ki: “Onu kendiliğimden değiştirmem olacak şey değil; ben ancak bana vahyedilene uyarım. Bakın, [bu konuda] Rabbime baş kaldıracak olursam, dehşet veren o [Büyük] Gün (gelip çattığında) azabın [beni bulmasın]dan korkarım!”
16 De ki: “Allah [başka türlüsünü] dileseydi, size bu [ilahî kelâmı] okuyup duyurmazdım; O da size ulaştırmazdı onu. Gerçek şu ki, bu [vahiy bana gelmezden] önce bir ömür boyu aranızda bulundum: öyleyse, yine de aklınızı kullanmayacak mısınız?”24
devam edecek inşaAllah
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
87- PEYGAMBERLERİN HEPSİ AYNI HAK DİN İLE GÖNDERİLMİŞTİR :
2 Bakara 4 :
4 Sana indirilene ve senden önce indirilene inanırlar; âhirete de kesinlikle iman ederler.
16 Nahl 36 :
36 Andolsun biz, her millet içinde: "Allah'a kulluk edin, şeytân(a tapmak)dan kaçının" diye bir elçi gönderdik. Onlardan kimine Allâh hidâyet etti, onlardan kimine de sapıklık gerekli oldu. İşte yeryüzünde gezin de bakın, yalanlayanların sonu nasıl olmuş!
42 Şura 13 :
13 O size, dinden Nûh'a tavsiye ettiğini, sana vahyettiğimizi, İbrâhim'e, Mûsâ'ya ve Îsâ'ya tavsiye ettiğimizi şeri'at (hukuk düzeni) yaptı. Şöyle ki: Dini doğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin. Fakat kendilerini çağırdığın (bu) esas, Allah'a ortak koşanlara ağır geldi. Allâh dilediğini kendisine seçer ve iyi niyyetle yöneleni kendisine iletir.
48 Fetih 28-29 :
28 O, Elçisini hidâyet ve hak dinle gönderdi ki, o(hak di)ni, bütün dinlere üstün kılsın. Şâhid olarak Alah yeter.
29 Muhammed Allâh'ın elçisidir. Onun yanında bulunanlar, kâfirlere karşı katı, birbirlerine karşı merhametlidirler. Onların, rükû' ve secde ederek Allâh'ın lutuf ve rızâsını aradıklarını görürsün. Yüzlerinde secde izinden nişanları vardır. Onların Tevrât'taki vasıfları ve İncildeki vasıfları da şöyle bir ekin gibidir ki, filizini çıkardı, onu güçlendirdi, kalınlaştı, derken gövdesinin üstüne dikildi, ekincilerin hoşuna gider, onlara karşı kâfirleri de öfkelendirir bir duruma geldi. Allâh onlardan inanıp iyi işler yapanlara mağfiret ve büyük mükâfât va'detmiştir.
devam edecek inşaAllah
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
|
|