Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Sami Hocaoğlu 9 Mart 2007 tarihli Yeni Şafak gazetesinde şer’î miras hukukuna değiniyor (Bazı Arapça kelimeleri sadeleştirdim. H A):
…vahyin yasama yönü açık. Sanki önceden kadına erkekle aynı oran veriliyormuş da, Kur'an bunu yarıya indirmiş gibi (kara çalınıyor). Oysa Kur'an mirastan hiç pay almayan kadına erkekten kestiği yarıyı verereksüreci başlattı. Vahyin yasama yönü dediğim bu. Şimdi soru şu:
Kuran'ın erkek ve kadın için belirlediği (bire yarım) oranı kesin midir, değişir mi?
Bu sorunun cevabı, bu hükmün “şarta bağlı” olup olmadığına göre değişir. Eğer şarta bağlı değilse oran “kesin”dir, hiçbir hal ve şartta değişmez. Ama eğer şarta bağlıysa, genel kural gereği, şart değişince hüküm de değişir.
Allah bilir, bizce bu oran şarta bağlıdır. Zira miras hukukunda amaç “hakkın teslimi” ve “adaletin yerini bulması”dır. Miras hukukunu açıklayan Nisa 11-12’de bire yarım oranının“vasiyetten arta kalan”a uygulanması vurgulandığı halde Allah Rasulü'nün “Artık varise vasiyet yoktur” sözünü de, Ömer b. Abdülaziz dahil, bir çok müçtehidin dede yetimine varislerin iznine bakılmaksızın el-vasiyyetu'l-vacibe yoluyla mal bırakılmasını zorunlu saymasını da “amaca uygunluk” bağlamında anlamak gerekir.
Bizce hükmün şartı, aynı surenin 32. ayetindeki “iktisab” (kazanç)tır. Orada erkeğin de kadının da kazandıklarından pay alacağı vurgulanmıştır. O halde kadının erkeğe oranla yarım olan payı “kesin” olmayıp “en aşağı”dır; “en yüksek” hiç değil.
selam hasan abim, inşallah iysindir, bayanların bitki gibi oluşu özeliğine değinmek istedim sadece, ayrıca kadınlarada kazançlarından pay vardır ayetini mali olarak anlıyamıyorum bana ameli olarak görünüyor p ayet, sormuş olduğun adalet mi değil mi sorusuna da kendime göre adalet kavramını anlatarak yardımcı olmak istedim, eşitlik adalet değildir herzaman, herkese ihtiyacı kadarıdır bazen adalet, kadınların da miras meselesi iş durumlarının erkeklere göre zor olması nedeni ile ayrıcalıklı durumlarını görmek gerekir diye inanıyorum,
Yeri gelmişken 'Kavvam' kelimesi ile ilgili olarak Şunu söyleyelim:
Bu dışarıdan bir 'destek' olmayıp,daha ziyade kendi içinden bir mukavemeti belirtir.Örneğin;Betonun içinde ki demir gibi.Erkeğin varlığı ayrı bir güven unsurudur.
selam hasan abim, inşallah iysindir, bayanların bitki gibi oluşu özeliğine değinmek istedim sadece, ayrıca kadınlarada kazançlarından pay vardır ayetini mali olarak anlıyamıyorum bana ameli olarak görünüyor p ayet...
Selam malik bin nebi. Ben farklı düşünüyorum. Nerde yanıldığımı anlatır mısın.
Allah’ın bazınıza bazınızdan daha çok verdiği üstünlüklere göz dikmeyin. Neden göz dikmeyin? Elmalılı: Çünkü takdir edileni çalışmadan temenni etmek gerçekleşmesi imkansız boş bir temennidir (Hak Dini Kur’an Dili).
Yani hiç çalışmadan, "Filancanın malı keşke benim olsa!" diye kıskanıp temennide bulunmak boşunadır. İş olmadan aş olmaz. Kazanmak için emek harcamak şarttır.
Erkeklerin kazandığından kendilerine pay var; kadınların kazandığından kendilerine pay var. Burada çalışıp "kazanmak"tan söz ediliyor: iktisap.
Neyi kazanmak; sevap kazanmak mı, mal kazanmak mı? Cevap için iki ipucu var:
(1)pay kelimesi.Herkese ürettiğinden belli bir pay var-nasîb. Yalnızca belli bir pay. Neden ürünün hepsi değil? Çünkü başkaları da pay alıyor üründen. Sermayedar kendi payını alıyor; devlet, vergisini alıyor.
Oysa güzel amel işleyene onun karşılığı olan sevabın hepsi verilir:
Araplar "İman ettik," dediler. De ki "İman ettik," demeyin; "İslam olduk," deyin. İman henüz kalplerinize girmedi. Ama Allah’a ve Elçisine uyarsanızAllah sizin amelinizden hiçbir şey eksiltmez (49:14).
(2)Şu cümle: o üstünlüklerden vermesi için Allah’a yakarın- "Kazandığım sevabı bana eksik yazma!" diye yakarmanın lüzumu yok çünkü Allah onu eksiltmeyeceğini zaten açıklamış (49:14).
O halde anılan üstünlükler elde edilen üründen size düşen paydır. Devlet fazla vergi alırsa, sermayedar kendi payını artırırsa size düşen pay eksilir. O eksilmesin diye yakarırsınız Allah’a.
Kuranın indiği dönemde çok eşli evli olan insanlarda mevcuttu. Bu kimselerin eşleri neden göz ardı edilip bunlardan hiç bahsedilmemiş olabilir?
Merhaba savana.
Bu durumun miras ayetlerinde hükme bağlanmamış olması bir sorun gibi görülmesi mümkün ama bence hayır. Çünkü vasiyet düzenlemeyi farz kılan Bakara 180 var. Miras ayetlerindeki hükümler vasiyetten sanra -min ba'di vasiyyeh- işlerlik kazanacağına göre o dönemin çok eşli inanırları eşlerine vasiyette bulunmak suretiyle sorunu gidermiştir.
Söylenmesi gereken başka şeyler de var ama hem sizi yormak istemiyorum hem de daha çok katılımcının ilgi duymaya başladığı bir zamanı beklemekten yanayım.
Bu kimselerin eşleri neden göz ardı edilip bunlardan hiç bahsedilmemiş olabilir?
Polygamy başlıklı makalesinde yaseen, bu gözardı edişi çok eşliliğin haram olmasına kanıt gösteriyor:
God is never Forgetful. In the above inheritance verses, there is no mention that if a man has two wives or more, they share a quarter or any other portion. The portion of the daughters if there are two or more (and no sons) is two-thirds (4:11) –after legacies or debts-. When there is no ascendants or descendants, the brothers and sisters share in a third if they are more than two –after legacies or debts-. If there are no children, the spouses inherit the quarter of the husbands’ inheritance–after legacies or debts- (4:12). Verse 4:12 only makes concise perfect sense when there is no polygamy, otherwise if a man has 4 wives, it is not clear if each wife gets a quarter or a sixteenth or any other portion –after legacies ordebts- unless we rely on other sources for inheritance rules.http://www.geocities.com/yaseen_q/polygamy.html
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma