Yazanlarda |
|
ibrahimim Uzman Uye
Katılma Tarihi: 17 ekim 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 506
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
baybora Yazdı:
selam,
Yeri ve başığa uygun olmamasına rağmen cin13 kardeşimin şu tespiti yerindedir:
"Kuran’ın ayetlerinin hiçbiri okuyucudan bağımsız değildir. Okuyucunun bilgi,deneyim ve niyetinden soyutlanamaz."
Öznellik-nesnellik tartışmalarında şunu başara bilir miyiz?
Okuyucudan ve onun bilgi, deneyim ve niyetinden ve/veya bunları aşarak nesnel bir anlamanın ilkeleri olabilir mi?
Metni(Kur'an densin) ön plana çıkarak, "ne söylediğimizin" değilde "metnin ne söylediği" (işimize gelmesede) ve/veya metni "keyfimizden" uzak anlama ve yorumlamanın imkanları var mıdır?
Varsa bunlar nelerdir?
Özür diliyorum,
Çünkü "metni 'sustuğu' konularda söyletiyoruz/konuşturuyoruz". Bu benim en büyük derdim. Bu nedenle ileti yazdım.
selam ve dua ile,
rıdvan |
|
|
Selamlar
sevgili Rıdvan!
Bugün
meallerde bile çevirmenler ancak anladıklarını yansıtırken, konulu okumalarda/çalışmalarda
ve makalelerde biz kendi anladıklarımızı ifade etmekten nasıl ve neden beri
duralım?
Bu benim
Kuran’dan anladığımdır dedikten sonra ne sakıncası var?
Düşünmeyelim
mi?
Düşüncelerimizi
ve çıkarımlarımızı paylaşmayalım mı?
Nasıl
gelişeceğiz/tekâmül edeceğiz?
Bu görüşten
başka bir mana çıkmaz, en doğrusu budur demedikten ve dayatmacı olmadıktan
sonra ne sakıncası var?
İlhami GÜLERİN dediği gibi “…yoldan çıkmamak
için sözden çıkacağız…”
Selamlar
sevgili dostuma olsun.
__________________ Ey inananlar, Allah'tan korkarsanız O size iyi ile kötüyü ayırdedici bir anlayış verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allâh büyük lutuf sâhibidir
|
Yukarı dön |
|
|
cin13 Uzman Uye
Katılma Tarihi: 23 ocak 2007 Gönderilenler: 385
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
ibrahimim Yazdı:
"Bir konunun gerçekte var olup olmamasını Kuran'da yer alıp
almamasına mı bağlıyorsunuz?" sözünüzde gerçekten haklısınız fakat bu cümleyi
benim bu çalışmamın altına asmanızı anlayamadım!... Ben/insan yaratılmışlar
içerisinde bilinen en harika (düşünen, soran, yargılayan ve iradeli) yaratık
olarak, yaratıcının evreninde işleyen yaratılış süreciyle, Kur'an'da olan
yaratılış hikâyesini karşılaştırma yapmakla bu bir iman yada ispat meselesidir
mi dedim ki siz "Bu sakat bir düşünme yöntemi" diyorsunuz!. |
|
|
Selamlar İbrahimim kardeşim. Bu cümle ile sizin çalışmanızın
ilgisini anlayamamanız gayet doğal, çünkü sizinle ilgisi yok. Bu yaklaşıma
sahip olanları eleştiriyorum.
Bu konuda yazmamın nedeni hem sizin hem de Sayın Hakkı Yılmaz'ın "cin=enerji" yaklaşımının son
derece isabetsiz olduğunu, sizin hem müslümanların bilimin gelişmesine ayak
uyduramadıklarından bahsedip hem de bilimden bu kadar kopuk bir açıklama
yapmanızı bağdaştıramadığımı belirtmek içindi.
Selamlar Baybora kardeşim. Yöntem, dil ve nesnellik hakkında
burada yazdığım gibi düşünüyorum. Dilerseniz üzerinde konuşuruz.
İbrahimizm kardeşim, siz evrimin ne
olduğunu bilmiyorsunuz.
__________________ Dinin bakış açısına göre,tüm bu fantastik harikulade evren,tüm bu karmakarışık şeyler, ancak, Tanrı’nın, insanların iyi ve kötü için çabasını gözlediği bir sahnedir.. Bu sahne,bu oyun için çok büyük!
|
Yukarı dön |
|
|
ibrahimim Uzman Uye
Katılma Tarihi: 17 ekim 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 506
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selamlar
Cin13 kardeşim!
cin13 Yazdı:
Bu konuda yazmamın nedeni hem sizin hem de Sayın Hakkı Yılmaz'ın
"cin=enerji" yaklaşımının son derece isabetsiz olduğunu, sizin hem
müslümanların bilimin gelişmesine ayak uyduramadıklarından bahsedip hem de
bilimden bu kadar kopuk bir açıklama yapmanızı bağdaştıramadığımı belirtmek
içindi. |
|
|
Değerli Cin13, sizin daha önce enerji
hakkında ki söyledikleriniz şöyleydi;
cin13 Yazdı:
Enerji, iş üretebilme kapasitesidir.
Soyut bir fiziksel büyüklüktür. Skalerdir. Ölçülemez.
Ancak, başka bir enerji formuna dönüşürse tanımlanabilir ve ölçülebilir.
Mutlak bir fiziksel büyüklük değildir.
Referans sistemine göre değer alır.
Örneğin, kinetik enerji nedir?
2m/sn hızla koşan, 60 kg ağırlığındaki
bir kişinin kinetik enerjisi nedir?
Ezbere cevap şudur: ½ 60. 2*2 =
120 joule
Bu kişinin 120 joule enerjisi vardır.
Şimdi, bu kişi, bu enerjiyi (ışıklı,ateşli,
ışınlı.vs) nerede saklıyor?
Bu kişi hem madde hem de enerjiden mi oluşmuş oldu?
Bu şu demektir:
Bu kişi, 2m/sn lik hıza ulaşmak için,
yediği besinlerin 120 joule’lik kısmını yakması gerekmektedir. Yani, yedikleri
besinlerde bulunan iş yapma kapasitesinin 120 joule’lik kısmı kinetik enerjiye
dönüşür. Bu hıza kavuşan kişi de, durmak için, 120 joule’i çevresine ısı
enerjisi olarak verir. Yani, çevresindeki hava molekülleri 120 joule’lik iş
yapma kapasitesine sahip olur. Onlar da bu kapasiteyi daha hızlı hareket etmek
için kullanırlar.
Örneğin, gravitasyonel potansiyel enerji
nedir?
Bir uçaktasınız. Uçağın yerden
yüksekliğine göre potansiyel enerjiniz artar.
Ne demek bu? Işınlar, elektromanyetik
dalga, alev vs..ile ilgisi var mı? Elbette yok.
Uçakta, yere göre sahip olduğunuz
potansiyel enerji ile, uçaktan atlarsanız, hiç zahmet etmenize gerek kalmadan
yere ulaşırsınız demektir. Yani, sizin yerçekimi yönünde iş yapma kapasitenizi
verir.
Enerjinin, mutlak olmayıp, referans
sistemine bağlı olması ne demektir?
Kişi, yere göre bir potansiyel
enerjiye sahip iken, uçağa göre potansiyel enerjisi sıfırdır.
Sıfır potansiyel enerji demek, uçakta
otururken kendinizi yerçekimine bırakırsanız yere düşmezsiniz, yere göre iş
yapamazsınız, kapasiteniz sıfır demektir.
Yani, bu kişinin sahip olduğu potansiyel
enerjisi nedir sorusu anlamsızdır.
Neye(hangi referans sistemine) göre potansiyel
enerjisi nedir diye sorulmalıdır.
Enerji, rölatif(bir referans
sistemine göre tanımlı), skaler bir kapasite değeridir. |
|
|
Madde;
hem hacim yönünden hemde kütle yönünden evrende yer kaplayan, ortada duran şey…
Enerji;
hareket, iş, kuvvet, yol alabilme yani bir kuvvete, o
kuvvete dik olmayan bir yönde yol hız kazandırabilme yeteneğidir
Kuran’da C
N N:
Cenne örtülü, gizli, ( 6/76 )
Cinne duyuların
dışındaki varlıklar ( 6/100 )
Cinni görünmeyen ( 7/27 )
Canne can, hayat ( 15/27 - 55/15 )
Cannü canlanma, haraketlenme ( 20/20-27/10-28/31-55/39,56,74 )
Cinneh cinlenme, delirme, anormal davranma
hali.(7/184-23/25,70-34/8,46 )
Cünneten saklama, gizleme,
kapatma (58/16 – 63/2)
Örtülü, gizli, duyuların dışındaki varlıklar, görünmeyen, can, hayat,
canlanma, hareketlenme, cinlenme, delirme, anormal davranma hali, saklama,
gizleme, kapatma vb. kelimeler c n n den türemiştir.
Ayrıca Kuran’da, ana karnındaki oluşan bebeğe görünmediği için cenin,
yapraklarla örttüğü için bahçeye cennet, örttüğü için geceye cenne,
ahitlerin/yeminlerini arkasına gizlediği için cünne (kalkan) ifadeleri yer
almaktadır.
Madde;
hem hacim yönünden hemde kütle yönünden evrende yer kaplayan, ortada duran şey…
Enerji;
hareket, iş, kuvvet, yol alabilme yani bir kuvvete, o
kuvvete dik olmayan bir yönde yol hız kazandırabilme yeteneğidir
Şimdi
maddeyi bir kenara bırakırsak…
C N
N; görünmeyen hareket, iş, kuvvet, yol alabilme yani
bir kuvvete, o kuvvete dik olmayan bir yönde yol hız kazandırabilme yeteneğidir.
Not: cin klasik anlamdaki gibi bizim dışımızda olan iradeli soyut
varlıklar değildir, böyle bir varlığın olmadığını düşünüyorum.
Selam ve dua ile.
__________________ Ey inananlar, Allah'tan korkarsanız O size iyi ile kötüyü ayırdedici bir anlayış verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allâh büyük lutuf sâhibidir
|
Yukarı dön |
|
|
baybora Ayrıldı
Katılma Tarihi: 06 eylul 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 547
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
selam,
"dil bilim" ve "dil felsefesi" üzerinde en çok uğraş verdiğim, son okumalarımın ağırlıklı konulardan biridir. Bu konuda söyleyecek çok sözüm olduğuna inanıyorum.
Bunun nedeni evvel emirde,Kur'an'ı Kerim'in "dil'sel bir metin ve/veya dil'e gelmiş bir metin" olması inancımdır.
Daha önce "Yöntem yazılarına" "cin13" kardeşimle devam etmeyi düşünürken, konu başka yerlere kaydığından devam etmem mümkün olmadı.
Bir fırsat olursa devam etmeyi bende arzu ederim.
selam ve dua ile,
rıdvan
__________________ Tanrı'ya inanan adam olmak kolay, ve fakat Tanrı'nın inanacağı adam olmak zor!
|
Yukarı dön |
|
|
İbrahimizm!!! Ayrıldı
Katılma Tarihi: 14 subat 2009 Yer: Turkiye Gönderilenler: 420
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
selam olsun,
Selamlar İbrahimim kardeşim. Bu cümle ile sizin çalışmanızın ilgisini anlayamamanız gayet doğal, çünkü sizinle ilgisi yok. Bu yaklaşıma sahip olanları eleştiriyorum. Bu konuda yazmamın nedeni hem sizin hem de Sayın Hakkı Yılmaz'ın "cin=enerji" yaklaşımının son derece isabetsiz olduğunu, sizin hem müslümanların bilimin gelişmesine ayak uyduramadıklarından bahsedip hem de bilimden bu kadar kopuk bir açıklama yapmanızı bağdaştıramadığımı belirtmek içindi. İbrahimizm kardeşim, siz evrimin ne olduğunu bilmiyorsunuz.
başım üstüne Cin 13 kardeşim, peki anlayabileceğimiz şekilde açıklar mısın?
|
Yukarı dön |
|
|
cin13 Uzman Uye
Katılma Tarihi: 23 ocak 2007 Gönderilenler: 385
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
>
İbrahimim kardeşim,
Kullandığınız kavramların, terimlerin karşılıklarına
ve evrenin nelerden yapılı olduğuna beraber bakalım. Bunu da matematiğe,denklemlere girmeden günlük dil ile yapmaya çalışalım.
Kuvvet (şiddete, yöne, doğrultuya
sahip, ivme oluşturma kapasitesi taşıyan vektörel güç ya da bozonların momentum
aktarımları sonucu görünen etki) , momentum(kütle ve hızın birlikte
oluşturdukları vektörel büyüklük), enerji (iş yapma kapasitesi) gibi kavramlar
matematiksel kavramlardır. Üstelik seçilen referans sistemine göre aynı anda 0(sıfır) da olabilir pozitif bir değer de.
Burada aklımıza şu soru
gelecektir:
Bu matematiksel büyüklükler
nasıl oluyor da "ateşin dumansızı"ndan müteşekkil oluyorlar?
ibrahimim Yazdı:
İns
(Madde):uzayda yer kaplayan cansız varlıkların tamamı maddedir.
Kuarklar/parçacıklar nötron ve protonu oluşturur, onlarda atom çekirdeğini,
atom çekirdeği de elektronları yörüngesinde tutarak atomu oluştururlar.
Maddenin en küçük yapı taşına atom denmektedir. Beş duyu organımızla
algıladığımız, somut olan her şey atomlardan meydana gelir.
Madde; hem hacim yönünden hemde
kütle yönünden evrende yer kaplayan, ortada duran şey |
|
|
Bize okulda ne öğretilmişti bakalım:
Madde: Uzayda bir hacim kaplayan, kütleye sahip varlık.
Kütle: Madde miktarı, maddenin ivmelenmeye gösterdiği direnç
miktarı.
Hacim: Maddenin üçboyutlu uzayda kapladığı alan.
Bir zamanlar maddeyi günlük hayatta atomlardan yapılı
varlıklar olarak tanımlıyorduk. Daha sonra atomların da daha temel bazı
parçacıklardan oluştuğu anlaşılınca, proton, nötron ve elektronlardan oluşan
yapıları madde olarak tanımlamaya başladık. Ama, proton ve nötron da temel
parçacık değildi. Protonların iki üst bir alt, nötronların da iki alt bir üst
kuarktan oluştuğunu anladık. O halde
madde kuark ve elektronlardan oluşuyor olmalıydı.
Bu keşifler sırasında başka parçacıklar da keşfedildi.
Fotonlar, w ve z vektör bozonları, nötrinolar, gluonlar, pionlar,
kaonlar,yüzlerce mezon türü muon,tau gibi leptonlar,daha büyük kütleli
kuarklar, kuramsal olarak gravitonlar, higgs bozonu gibi birçok parçacık.
Ama bir gariplik vardı:
Fotonun ne kütlesi, ne hacmi vardır.
W ve Z bozonları kütleye sahiptir ama ne kuarklardan ne de
elektronlardan oluşur. Maddeyi oluşturmaz.
Higgs bozonu bu parçacıklara kütlesini kazandırır. Higgs
bozonu olmadan temel parçacıklar bir kütleye sahip olamazlar.
Madde nedir sorusuna verdiğimiz yukarıdaki cevabın ne kadar
eksik olduğunu anlamıştık. Bu nedenle, günümüzde madde tanımı sadece güncel,
derinlemesine olmayan anlatımlarda kullanılmaktadır.
__________________ Dinin bakış açısına göre,tüm bu fantastik harikulade evren,tüm bu karmakarışık şeyler, ancak, Tanrı’nın, insanların iyi ve kötü için çabasını gözlediği bir sahnedir.. Bu sahne,bu oyun için çok büyük!
|
Yukarı dön |
|
|
cin13 Uzman Uye
Katılma Tarihi: 23 ocak 2007 Gönderilenler: 385
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Kütle kavramına bakalım:
Kütleye "madde miktarı" diyorduk. Hatta bazımız "ağırlık"
ile karıştırıyordu. Tartıya çıktığımızda okuduğumuz değer bizim kütlemizi
gösteriyordu, değil mi? Ne de olsa bizi oluşturan maddelerin ya da atomların ya
da parçacıkların kütlelerini topladığımızda bizim kütlemizi veriyordu.
Doğru mu?
Temel parçacıklar iki sınıftır: Fermiyonlar ve bozonlar. Tam
sayılı spine sahip olanlar bozon, kesirli spine sahip olanlar fermiyondur.
(spin, bir açısal momentum değeridir. Buna girmeye gerek yok) Elektron, muon,
nötrino gibi leptonlar ile nötron, proton gibi baryonlar fermiyondur. Bunlar,
yapıyı, günlük dille maddeyi oluşturan parçacıklardır. Bozonlar ise kuvvet olarak yorumladığımız olaylardan
sorumlu parçacıklardır. Elektromanyetik kuvveti, zayıf ve şiddetli çekirdek
kuvveti, kütleçekim kuvveti gibi dört temel kuvveti oluşturan parçacıklar
bozonlardır.
Bir atomun içerisinde hem bozonlar hem de fermiyonlar
bulunur. Atom içi yüklü parçacıklar arasında elektromanyetik kuvvetin
taşıyıcısı fotonlar, nötronların protona bozunumunda w-z bozonları, nötron ve
protonların içerisinde kuarkları bir
arada tutan gluonlar bulunur.
Bir protonun kütlesi 938 MeV'dir.( milyon elektronvolt) (1
elektron-volt, 1 voltluk potansiyel fark içerisinde hızlandırılan 1 elektronun
kazandığı kinetik enerjidir) Bir proton ise iki yukarı ve bir aşağı kuarktan
oluşur. Yukarı kuarkın kütlesi ortalama
2.4 MeV, aşağı kuarkın kütlesi ortalama 4.8 MeV'dir. Toplarsak: 2.4 +
2.4 + 4.8 = 9.6 MeV. Kuarkların olası en yüksek kütlelerini kabul etsek dahi
12.2 MeV'e ulaşırız. Kalan 938-12= 926
MeV kütle nereden çıkmıştır?
Bu kütleyi veren 0 (sıfır) kütleye sahip gluonların bağlanma
enerjileridir.
Gluonların da dahil olduğu bozonlar sanal parçacıklardır. Sanal
parçacıklar, fermiyonlar gibi gerçek parçacıklardan farklıdır. Tek parçacık
olarak gözlenemezler. Yalnızca etkileri gözlemlenebilir.
Bozonlar aslen bir kuantum
alanının kuantlarıdır. Heisenberg belirsizlik prensibine uygun olarak, kuantum
mekaniğinde enerji ve zaman
birbirlerinin operatörleri olduğundan ve dolayısıyla enerjinin korunumu çok
kısa süreler içerisinde geçerli olmadığından dolayı, kuantum alanlarında çok
kısa süre için bu parçacıklar var olurlar ve yok olurlar. Bu parçacıkların
gerçek parçacıklarla olan etkileşmelerini, Feynman diyagramlarında gösterilen
momentum alışverişlerini makro dünyamızda kuvvet olarak algılarız.
Sanal parçacıkların, kuantum alanların oluşturduğu
kütleler, parçacık olarak algılanamayan alan kuantları, kütlesiz ve hacimsiz
parçacıklar, kütleli ama sanal parçacıklar, nedensiz olarak var olan
parçacıklar...Eğer gerçekten evrenin neden yapılı olduğunu öğrenmek istiyorsak
bunlara bakmalıyız
__________________ Dinin bakış açısına göre,tüm bu fantastik harikulade evren,tüm bu karmakarışık şeyler, ancak, Tanrı’nın, insanların iyi ve kötü için çabasını gözlediği bir sahnedir.. Bu sahne,bu oyun için çok büyük!
|
Yukarı dön |
|
|
cin13 Uzman Uye
Katılma Tarihi: 23 ocak 2007 Gönderilenler: 385
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Unutmadan bir de olaya büyük ölçekten bakalım.
ibrahimim Yazdı:
"Ben cinne vel
inse,(enerjiyi ve maddeyi var olan her şeyi) ancak bana kulluk etsinler diye
yarattım." (51 Zariat 56) |
|
|
Evrenin yalnızca %4'ü baryonik
(kuarklardan yapılı) maddeden, % 23'ü içeriğini bilmediğimiz ama bazı
tahminlerde bulunabildiğimiz karanlık maddeden, kalan büyük kısmı, %76 sı ise
karanlık enerjiden oluşur. Buradaki madde ve enerji kelimelerinin bilinen anlamda
olmadığını tahmin ediyorsunuzdur artık. Evrenin çoğunluğunu yani karanlık
enerjiyi oluşturan yapı hakkında tek bildiğimiz bu yapının evrenin genişleme
hızını artırdığı yani negatif kütleçekime (itme) sahip olduğu. Oysa, madde ve
enerji pozitif kütleçekimine (çekim) sahiptir.
Evrende var olan şeyleri madde ve
enerji olarak tanımlayamayacağımız açıktır. Evreni oluşturan yapının büyük
kısmı hakkında çok az şey biliyoruz. Bildiğimizi düşündüğümüz kısım da somut
parçacıklar ile kuvvet alanları arasındaki çizginin belirsizleştiği bir evren.
Bize ne kadar garip de gelse Tanrı
evreni bu şekilde yaratmıştır.
__________________ Dinin bakış açısına göre,tüm bu fantastik harikulade evren,tüm bu karmakarışık şeyler, ancak, Tanrı’nın, insanların iyi ve kötü için çabasını gözlediği bir sahnedir.. Bu sahne,bu oyun için çok büyük!
|
Yukarı dön |
|
|
cin13 Uzman Uye
Katılma Tarihi: 23 ocak 2007 Gönderilenler: 385
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Kuran'da şu ayetlere baktım. İns
ve cin yerine madde ve enerjiyi koydum. Bana çok mantıksız geldi:
İşte böyle, biz peygambere insan ve cin
şeytanlarını düşman yaptık. Bunlar aldatmak için birbirlerine lafın
yaldızlısını fısıldarlar. Rabbin dileseydi onu yapamazlardı. Bırak onları,
düzdükleri iftiralarla başbaşa kalsınlar,
Gün olur şöyle diyerek onları huzurunda toplar:
"Ey cinler/görünmez varlıklar topluluğu! Şu insanlara gerçekten çok
ettiniz/insanların birçoğuna göz diktiniz.
Ey cinler ve insanlar topluluğu! İçinizden, size ayetlerimi anlatan ve
şu gününüzle yüz yüze geleceğiniz hususunda sizi uyaran resuller gelmedi mi?
Allah buyurdu: "Sizden önce gelip geçmiş cin ve
insan topluluklarıyla iç içe girin bakalım ateşe.
Cini de ateşin dumansızından yarattı.
De ki: "Yemin olsun, eğer insanlar ve cinler şu
Kur'an'ın bir benzerini getirmek üzere bir araya toplansalar...
Biz
dileseydik, her benliğe hidayetini elbette verirdik. Fakat benden şu yolda söz
hak olmuştur: "Yemin olsun, cehennemi tamamıyla cinlerden ve insanlardan
dolduracağım."
Doğrusu şu ki, onlar cinlere tapıyorlardı. Onların
çoğu cinlere iman etmekteydi."
Bir zaman, cinlerden bir topluluğu, Kur'an'ı
dinlemeleri için sana yöneltmiştik...
------------------------
Tahminim, cinler dünya üzerinde yaşayan bir topluluk. Belki o dönem bilinmeyen, iki toplum arasında ilişkileri yok ya da çok az bir toplumdan bahsediliyor. Bu durum bir ayet dışında bana mantıklı geliyor:
Cini de ateşin dumansızından yarattı.
İki insan topluluğu farklı özden yapılı olamaz herhalde..
Ya da iki farklı cin kavramı var. Bilmiyorum. Bilen varsa, anlatırsa memnun olurum.
__________________ Dinin bakış açısına göre,tüm bu fantastik harikulade evren,tüm bu karmakarışık şeyler, ancak, Tanrı’nın, insanların iyi ve kötü için çabasını gözlediği bir sahnedir.. Bu sahne,bu oyun için çok büyük!
|
Yukarı dön |
|
|
baybora Ayrıldı
Katılma Tarihi: 06 eylul 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 547
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
selam cin13,
"CiNN" kavramı Kur'an'ı Kerim'de birkaç anlamda kullanılan bir kelime,
daha önce bir iki iletimde kısaca bahsettim.
fakat öyle güzel gidiyorsun ki, konuyu başka bir mecraya kaydırmayayım.
kısmet olursa daha sonra bu meseleye döneriz.
lütfen devam et,
selam ve dua ile,
rıdvan
__________________ Tanrı'ya inanan adam olmak kolay, ve fakat Tanrı'nın inanacağı adam olmak zor!
|
Yukarı dön |
|
|
|
|