Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
"İçtihat yapacak alim kalmadı" deyip sözde içtihat kapısının kapandığını söyleyenler, içtihat meydanında cirit atanlar değilmi? her biri müçtehit imamlar bildiğiniz imamların mezheplerinin/görüşlerinin binlerce misli verdikleri fetvalar/içtihatlarla hınca hınç dolu İbni Abidin'ler, Fetavayi Hindiye'ler, Kara Davutlar, Saadeti Ebediye'ler... neyin nesi? Bu ve buna benzer kitapları o görmediğiniz, belki de adından başka tanımadığınız mezhep imamları mı yazdılar, bu içtihatları onlar mı yaptı öldükten sonra bu fetvaları onlar mı verdi? Bu asırlar önce ölmüş, tozuna toprağına dahi ulaşamayacağınız imamlara nasıl gününüz sorunlarınızı götürebiliyor, sorabiliyor, onlardan cevaplar alabiliyor ve mezheplerine/görüşlerine (içtihatlarına) nasıl uyabiliyorsunuz? Onlara hiç bilmedikleri, duymadıkları, duyamadıkları (duyabilseler dudakları uçuklardı, şaşırıp kalırlardı) sorunlarınızı, sorularınızı nasıl ne vasıta ile iletiyor, soruyor, sorabiliyorsunuz? Onlar size, sorunlarınıza, sorularınıza nasıl çözüm üretebiliyor, cevap verebiliyorlar, sizler onlara nasıl uyabiliyorsunuz?! Bildiğinizden değil ya, ezberinizi tekrarlıyor, öylesine söylüyorsunuz!
uzunca bir ayrılıktan sonra tekrar forumda yazmaya başlıyorum. umarım hayra ulaşırız.
FETVA.... Allah ed-din İslam konusunda Rasullerine bile fetva vermeyi yasaklaşmıştır. Çünkü tek ilah tek rab Allah'tır, bu nedenle fetvayı Allah verir.
"Sana kadınlar hakkında, miras hakkında fetva sorarlar de ki: FETVAYI ALLAH veriyor..." şeklinde bir çok ayete bakınız, Allah'ın nebileri, rasulleri ve ilim sahipleri de SADECE ALLAH'IN VERDİĞİ FETVAYI insanlara ulaştırabilirler.
tüm sorularınızın ve sorunlarınızın anahtarı LAA İLAHE İLLA ALLAH cümlesidir, anlarsanız ve iman ederseniz soru soracak bir şey kalmaz.
ben iddia ediyorum, "zamanın getirdiği yeni şeylere göre hüküm çıkarmak içtihad yapmak lazım" diyenlere bana bir tane örnek getirin ki Vahiylerde HÜKMÜ-FETVASI olmasın. elhamdülillah. Bizi sahte rablere mahkum etmeyen alemlerin Rabbi Allah'ıma hamd eder onu tek yüce tanırım.
Fetva adı altında din adamlığı yapıp "zehirli ekmek" yiyenler ve saptırıp gizleyenler, tahrif edenler sonucuna katlanır.
sahte rableri ve sahte tanrıları gömün. sadece Allah'a teslim olun ve yalnız O'na kulluk ( itaat ) edin.
selam ve muhabbetle.
__________________ yalnız Allah'a teslim ol ve şahitliği dosdoğru yap...
İctihad etmek, mezhep kurmak, dinimizin emridir. Resulullah efendimiz, Hazret-i Muaz’ı Yemene hakim olarak gönderirken, (Orada nasıl hükmedeceksin?) buyurunca, (Allah’ın kitabı) ile dedi. (Allah’ın kitabında bulamazsan?) buyurdu. (Resulullahın sünneti) ile dedi. (Onda da bulamazsan?) buyurunca, (ictihad ederek) dedi. Resulullah efendimiz, (Elhamdülillah! Allahü teâlâ, Resulünün elçisini, Resulullahın rızasına uygun eyledi) buyurdu. (Tirmizi)
Allah ve Resulü, müminlere merhamet ettikleri için, bazı işlerin nasıl yapılacağı, Kur'an-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde açık bildirilmedi. Açıkça bildirilse idi, öylece yapmak gerekirdi. Farzı yapmayanlar günaha girer, kıymet vermeyenler de kâfir olurdu. Müminlerin hâli güç olurdu. Böylece mezhepler meydana geldi.
Eshab-ı kiramın tamamı müctehid ve mezhep sahibi idi. Bunun için Peygamber efendimiz, (Eshabım gökteki yıldızlar gibidir, hangisine uyarsanız hidayete kavuşursunuz) buyurdu. Mezheplerinin tamamı kitaplara geçmediği için, bugün hiç kimse, mesela (Ben Hazret-i Ömer’in mezhebindeyim) diyemez.
Mezheplere bağlı hiçbir âlim, ictihad derecesine yükselse bile, mezhebinin imamının üsul ve kaidelerine, hiçbir zaman muhalefet etmez. Mezhepsiz olan hiçbir İslam âlimi yoktur. Müctehid kime denir? Kur'an-ı kerim ve hadis-i şeriflerde açıkça bildirilmeyen hususları, açıkça bildirilenlere benzeterek, hüküm çıkaran derin âlimlere (Müctehid) denir. Eshab-ı kiramın hepsi müctehid idi. Sünnette kapalı kalan yerleri, müctehid âlimler açıklamış, mezhepler meydana çıkmıştır. Bu mezheplerden yalnız dördü kitaplara geçmiş, diğerleri unutulmuştur.
Bu mezheplerin imanları, Eshab-ı kiramın ortak imanıdır. İmanda ayrılık caiz olmaz. Bu dört hak mezhebe, (Ehl-i sünnet) denir. Bu dört mezhepten hiçbirine uymayana mezhepsiz denir.
İctihad kapası kapanmadı. Şayet ictihad kapısı kapansaydı kıyamete yakın gelecek hz. mehdi ictihad yapmazdı. Ama mezhepler unutulacağı için hz. mehdi yeni bir mezhep kuracaktır.
Zamanımızda niçin ictihad yapılmıyor? Nedeni ictihad kapısının kapanmasıyla alakası yok. Nedeni ictihad yapabilecek müctehid din alimi bulunmamasıdır.
sayın haktansapmaz dinin emri zaman geçtikçe değişir mi? Dinin emri her zaman aynıdır
Bu Alimlerin mezheplerini/yorumlarini Kur'an dan gecirdikmi ? Eger Kur'ani hadise gore uyarlarsak Kelimelerin manalarini yerinden kaydirmis olur yahudilerin bilginlerine doneriz gercegi saklar tagutu sureriz.Kitap ehlinin basina bu gelmistir diger dinlerinde basinada bu gelmistir .Din tapinak dinine donmustur yani din hayatin icine isleyemez duruma getirilmistir.
Eger hadisleri Kur'ana uyarlarsak yani Kur'an suzgecinden gecirirsek o zaman buyuk bir adim atmis oluruz.
Sonucta Alim saydigimiz kisilerin sozleri 3ncu veya 4ncu olan birileri tarafindan degistirilmis deforme olmus olabilir her ne olursa olsun En guzel soz olan Kur'an a bas vurmaliyiz. Duyduk isyan ettik dememek icin.
Kur'an da mezheplerin dinlestirilmesi hicte hos karsilanmiyor.
Enam/153.Bu benim dosdoğru yolumdur, onu izleyin, başka yolları izlemeyin! Yoksa bu hal sizi O'nun yolundan uzaklaştırıp parçalara böler. Sakınıp korunasınız diye O bunu önermiştir size.
Enam/159.Dinlerini parça parça edip ayrı ayrı gruplara ayrılanlarla senin hiçbir alakan yoktur. Onların işi Allah'a kalmıştır. Sonra O, kendilerine ne yaptıklarını haber verir.
Mezhebler ne kadar yolumuz bir desede dinin temeli olan uygulama salat/ baglilik ve zekat /arinma konusunda farkliliklar gostermektedir.Gercegi soylemek gerekirse piyasada bulunan mezhebler Kur'andaki din ile cogu yerde celismekte.sonucta her mezheb sahibi kendi yaptigi ile uygulamasi ile yolda oldugunu sanmaktadir.
Rum/32.Dinlerini parçalayan ve bölük bölük olanlardan (olmayın. Bunlardan) her fırka, kendilerinde olan ile böbürlenmektedir.
Sonuc olarak Kur'anda, parcalara farkli yorumlara bolunmemezi tam aksine Kur'an semsiyesi altinda birlesmemizi belirtmekte.Peygamberimizin Adi kullanilarak soylenen cogu soz/hadislerin gozden gecirilmesi gercegin herkez tarafindan gorulebilmesi icin muicadele/cihad bizi ayni mezheb/yorum din/sistem genel ismi ile islam altinda bir butun olarak toplayacaktir.Veya yaptigimiz sekilsel riya orani yuksek ibadetlerimizle gelisemeyen tapinak dinine doner, canli ayetleri goremeyen bir mezheb sahibinin penceresinden bakar bize verilen vizeyi yani akli iptal eder yorumlarin uygulamasina geceriz.Soru sormaz surulesir dini tekeline alanlara (Putlara/kanun yapanalara/degistirenlere) bir koyun oluruz.Din her bireye hukmeder birilerinin tekelinde degildir.Tek sahibi Allah'tir.Hukum ve Denge O'na aittir.
Enam/126.Rabbinin yolu işte budur; dosdoğru, kıvamında... Biz öğüt alan bir topluluğa ayetleri ayrıntılı bir biçimde açıkladık
Enam/155.İşte bu (Kur'an), bizim indirdiğimiz mübarek bir kitaptır. Buna uyun ve Allah'tan korkun ki size merhamet edilsin.
Araf/3.Rabbinizden size indirilene uyun; O'nun berisinden bir takım velilerin ardına düşmeyin! Siz ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!
İctihad etmek, mezhep kurmak, dinimizin emridir. Resulullah efendimiz, Hazret-i Muaz’ı Yemene hakim olarak gönderirken, (Orada nasıl hükmedeceksin?) buyurunca, (Allah’ın kitabı) ile dedi. (Allah’ın kitabında bulamazsan?) buyurdu. (Resulullahın sünneti) ile dedi. (Onda da bulamazsan?) buyurunca, (ictihad ederek) dedi. Resulullah efendimiz, (Elhamdülillah! Allahü teâlâ, Resulünün elçisini, Resulullahın rızasına uygun eyledi) buyurdu. (Tirmizi)
Bak! Tirmizi'nin kuranından haber aktarırken aklını hiç kullanmıyor, kıllanamıyorsun. Resul içlerinde iken, Kuran O'na inmeye devam ediyorken, Allah'ın kitabında / ilminde bulamazsan, Resulünün sünnetinde bulamazsan... ne demek? Bulamazsam içtihadımla.. ne demek? Daha kitap tamamlanmadan Muaz her sorunun üstesinden içtihadıyla gelebiliyorsa! Bundan sonra Allah'ın Kitabına ve Resulüne ne gerek var? Akıllı olun biraz! Allah beyninizi size alim, müçyehit dediklerine yedirmen için mi verdi?
Allah ve Resulü, müminlere merhamet ettikleri için, bazı işlerin nasıl yapılacağı, Kur'an-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde açık bildirilmedi. Açıkça bildirilse idi, öylece yapmak gerekirdi. Farzı yapmayanlar günaha girer, kıymet vermeyenler de kâfir olurdu. Müminlerin hâli güç olurdu. Böylece mezhepler meydana geldi. Mesela? Allah yeniden akıl versin sana! Bu safsatalara nasıl kanıyorsun?
Eshab-ı kiramın tamamı müctehid ve mezhep sahibi idi. Bunun için Peygamber efendimiz, (Eshabım gökteki yıldızlar gibidir, hangisine uyarsanız hidayete kavuşursunuz) buyurdu. Mezheplerinin tamamı kitaplara geçmediği için, bugün hiç kimse, mesela (Ben Hazret-i Ömer’in mezhebindeyim) diyemez. Nerden biliyorsun ashabın (Resulü gören duyan her inanırın) müçtehid olduğunu? O taktirde her biri kendi başına bağımsız buyruk sahibi! Allah'a ve Onun Resulüne uymalarına da gerek ihtiyaçları olmaz!
Mezheplere bağlı hiçbir âlim, ictihad derecesine yükselse bile, mezhebinin imamının üsul ve kaidelerine, hiçbir zaman muhalefet etmez. Mezhepsiz olan hiçbir İslam âlimi yoktur. Doğru. Alim olan her kes mezhep sahibi, ama aptal olan her kes de mezhepsiz! Müctehid kime denir? Kur'an-ı kerim ve hadis-i şeriflerde açıkça bildirilmeyen hususları, açıkça bildirilenlere benzeterek, hüküm çıkaran derin âlimlere (Müctehid) denir. Eshab-ı kiramın hepsi müctehid idi. Sünnette kapalı kalan yerleri, müctehid âlimler açıklamış, mezhepler meydana çıkmıştır. Bu mezheplerden yalnız dördü kitaplara geçmiş, diğerleri unutulmuştur. Hiç yüzme bilmeyen ne bilsin derini!
Bu mezheplerin imanları, Eshab-ı kiramın ortak imanıdır. İmanda ayrılık caiz olmaz. Bu dört hak mezhebe, (Ehl-i sünnet) denir. Bu dört mezhepten hiçbirine uymayana mezhepsiz denir. Büyük büyük ahkam kestiğinin/içtihatta bulunduğunun farkında mısın?
İctihad kapası kapanmadı. Şayet ictihad kapısı kapansaydı kıyamete yakın gelecek hz. mehdi ictihad yapmazdı. Ama mezhepler unutulacağı için hz. mehdi yeni bir mezhep kuracaktır. Bekle sen! Nasıl tanıyacaksın o mehdini? "Ben mehdiyim, ben mehdiyim" mi diyecek? Sakalından mı, şalvarından mı sarığının renginden mi, bir elinde baston bir elinde kitap olduğundan mı tanıyacaksın? Yoksa yanında bir melek mi olacak? Kıyametin yakın olduğunu nasıl anlayacaksın? Bugüne kadar gelenlerin o mehdinin olmadığını nasıl bille bildin?
Zamanımızda niçin ictihad yapılmıyor? Nedeni ictihad kapısının kapanmasıyla alakası yok. Nedeni ictihad yapabilecek müctehid din alimi bulunmamasıdır. İçtihat kapısı kapandığından beri yüzbinlerce içtihat yapıldığını nasıl göremedin? Kütüphaneler dolu kitap! Sözüm ona, İslami kitap!
sayın haktansapmaz dinin emri zaman geçtikçe değişir mi? Dinin emri her zaman aynıdır Neymiş değişmeyen dinin emri? Dinin emrini sizin alimler, imamlar, müçtehitler vazettiğine bakılırsa, hep değişmiş! Bak, "mezhepler; dört mezhep" diyorsun... Dört bir olmadığına göre, demek ki değişiyor muş! Sorduğun soru ile kendinle çeliştiğinin farkındalığında bile değilsin! Aklını başına devşir, Akıl çok büyük nimet!
İctihad etmek, mezhep kurmak, dinimizin emridir. Resulullah efendimiz, Hazret-i Muaz’ı Yemene hakim olarak gönderirken, (Orada nasıl hükmedeceksin?) buyurunca, (Allah’ın kitabı) ile dedi. (Allah’ın kitabında bulamazsan?) buyurdu. (Resulullahın sünneti) ile dedi. (Onda da bulamazsan?) buyurunca, (ictihad ederek) dedi. Resulullah efendimiz, (Elhamdülillah! Allahü teâlâ, Resulünün elçisini, Resulullahın rızasına uygun eyledi) buyurdu. (Tirmizi)
Bak! Tirmizi'nin kuranından haber aktarırken aklını hiç kullanmıyor, kıllanamıyorsun. Resul içlerinde iken, Kuran O'na inmeye devam ediyorken, Allah'ın kitabında / ilminde bulamazsan, Resulünün sünnetinde bulamazsan... ne demek? Bulamazsam içtihadımla.. ne demek? Daha kitap tamamlanmadan Muaz her sorunun üstesinden içtihadıyla gelebiliyorsa! Bundan sonra Allah'ın Kitabına ve Resulüne ne gerek var? Akıllı olun biraz! Allah beyninizi size alim, müçyehit dediklerine yedirmen için mi verdi?
Hadisi dikkatli okursan ne demek olduğunu anlarsın. Kitap tamamlanmadan ictihad nasıl yapıyor diyorsun. Kitap tamamlanmadan peygamber onu nasıl vali olarak gönderiyor
Allah ve Resulü, müminlere merhamet ettikleri için, bazı işlerin nasıl yapılacağı, Kur'an-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde açık bildirilmedi. Açıkça bildirilse idi, öylece yapmak gerekirdi. Farzı yapmayanlar günaha girer, kıymet vermeyenler de kâfir olurdu. Müminlerin hâli güç olurdu. Böylece mezhepler meydana geldi. Mesela? Allah yeniden akıl versin sana! Bu safsatalara nasıl kanıyorsun?
Akıl akıl diye dolaşan sizsiniz bunuda anlamayacak kadar aklınızı kullanmıyorsanız birşey demiyorum.
Eshab-ı kiramın tamamı müctehid ve mezhep sahibi idi. Bunun için Peygamber efendimiz, (Eshabım gökteki yıldızlar gibidir, hangisine uyarsanız hidayete kavuşursunuz) buyurdu. Mezheplerinin tamamı kitaplara geçmediği için, bugün hiç kimse, mesela (Ben Hazret-i Ömer’in mezhebindeyim) diyemez. Nerden biliyorsun ashabın (Resulü gören duyan her inanırın) müçtehid olduğunu? O taktirde her biri kendi başına bağımsız buyruk sahibi! Allah'a ve Onun Resulüne uymalarına da gerek ihtiyaçları olmaz!
Allah ve resulüne uymadan nasıl ictihad yapacak?
Mezheplere bağlı hiçbir âlim, ictihad derecesine yükselse bile, mezhebinin imamının üsul ve kaidelerine, hiçbir zaman muhalefet etmez. Mezhepsiz olan hiçbir İslam âlimi yoktur. Doğru. Alim olan her kes mezhep sahibi, ama aptal olan her kes de mezhepsiz!
Yok hayır öyle değil mevdudi seyyid kutup ibni teyymiyye gibi alim olup sapıtanlar vara
Müctehid kime denir? Kur'an-ı kerim ve hadis-i şeriflerde açıkça bildirilmeyen hususları, açıkça bildirilenlere benzeterek, hüküm çıkaran derin âlimlere (Müctehid) denir. Eshab-ı kiramın hepsi müctehid idi. Sünnette kapalı kalan yerleri, müctehid âlimler açıklamış, mezhepler meydana çıkmıştır. Bu mezheplerden yalnız dördü kitaplara geçmiş, diğerleri unutulmuştur. Hiç yüzme bilmeyen ne bilsin derini!
Ne alaka diye sormaktayım
Bu mezheplerin imanları, Eshab-ı kiramın ortak imanıdır. İmanda ayrılık caiz olmaz. Bu dört hak mezhebe, (Ehl-i sünnet) denir. Bu dört mezhepten hiçbirine uymayana mezhepsiz denir. Büyük büyük ahkam kestiğinin/içtihatta bulunduğunun farkında mısın?
Bunu peygamber buyuruyor benim ahkam kestiğim yok
İctihad kapası kapanmadı. Şayet ictihad kapısı kapansaydı kıyamete yakın gelecek hz. mehdi ictihad yapmazdı. Ama mezhepler unutulacağı için hz. mehdi yeni bir mezhep kuracaktır. Bekle sen! Nasıl tanıyacaksın o mehdini? "Ben mehdiyim, ben mehdiyim" mi diyecek? Sakalından mı, şalvarından mı sarığının renginden mi, bir elinde baston bir elinde kitap olduğundan mı tanıyacaksın? Yoksa yanında bir melek mi olacak? Kıyametin yakın olduğunu nasıl anlayacaksın? Bugüne kadar gelenlerin o mehdinin olmadığını nasıl bille bildin?
O inanmadığın hadislerde mehdinin özellikleri tanıtılıyor
Zamanımızda niçin ictihad yapılmıyor? Nedeni ictihad kapısının kapanmasıyla alakası yok. Nedeni ictihad yapabilecek müctehid din alimi bulunmamasıdır. İçtihat kapısı kapandığından beri yüzbinlerce içtihat yapıldığını nasıl göremedin? Kütüphaneler dolu kitap! Sözüm ona, İslami kitap!
Sizin gibilere yüzyıllardır cevabı verip susturan doğru yol kitapları
sayın haktansapmaz dinin emri zaman geçtikçe değişir mi? Dinin emri her zaman aynıdır Neymiş değişmeyen dinin emri? Dinin emrini sizin alimler, imamlar, müçtehitler vazettiğine bakılırsa, hep değişmiş! Bak, "mezhepler; dört mezhep" diyorsun... Dört bir olmadığına göre, demek ki değişiyor muş! Sorduğun soru ile kendinle çeliştiğinin farkındalığında bile değilsin! Aklını başına devşir, Akıl çok büyük nimet!
Mezhebin bile demek olduğunu bilmiyorsun. Dinin emri değişmesse niçin 4 mezhep var diyorsun. Dur açıklayayım. Mezhep gidilen yol demektir. Mezhep sana DİNİN EMRİNİ NASIL YAPACAĞINI GÖSTERİR. Mesela namaza oruca veya diğer ibadetlere dinin emri dersek bunları nasıl yapacağımız nasıl namaz kılacağımızı oruç tutacağımızı gösteren yola mezhep denir. Burda sizin aklınızı kullanmanızı istiyorum.
Merhaba ebu kerem arkadaşım, merhaba hayrullah arkadaşım,
hoş geldin. hoşbuldum. umarım bana kırgınlığın geçmiştir. bu konuyu ayrılırken halletmiştim, bana bir zarar vermedin ki kırgın olayım.
iddian ile ilgili, daha önce bu forumda bir başlık altında tartışılmış bir konu var. "TECAVÜZ'e karşı uygulanacak ceza nedir?" vahiylerdeki hükmü?
özellikle çocuklara yapılan tecavüz? heralde kısasa kısas da uygulanamaz?
Allah'ın ayetleri hükümleri sadece Vahiy metinlerinde olmaz. Allah "ketebe" yapar insanlar "kırtase". Haramlar bellidir, günah, kötülük, zulümler de bellidir. Ceza hukuku ve sosyal hukuklarda Vahiy, el-Kitaptan "min hikmetin"ler gösterir. Maruf ve Mensek kalanları doldurur. hepsi Allah'ın KETEBE'sidir. temel öğretisi KISASA KISAS'tır. Kısasa kısas AYNISINI UYGULAMAK demek değildir, Kısasa Kısas SUÇA DENK CEZA demektir ve evrensel normu oluşturur. Çıplak gezene ceza verilir, anne babasını dövene ceza verilir, gece yarısı gümbür gümbür korna çalarak gezene ceza verilir, kırmızı ışıkta durmayana ceza verilir, tecavüz edene de ceza verilir v.b. Uygulamada dikkat edilecek husus Hududullah'ı aşmamak ve iptal etmemektir. üzüm kompostosu tarifine bakıp ayva kompostosu yapabilmek hikmeti çalıştırmaktır. bunun hududu aşmaması, ayvayı ve şekeri çalmamak ve içine alkol katmamaktır, iptal etmemesi "komposto yenmeyecek" dememektir.
selam olsun...selam.
tekrar hoşgeldin...tekrar hoşbulduk.
__________________ yalnız Allah'a teslim ol ve şahitliği dosdoğru yap...
açıklamaların için çok teşekkür ederim. gayet yerinde ve şahsım adına doyurucu açıklamalar.
Fakat, sorumun çerçevesini daraltamam gerekiyor.
Çünkü, karısına zıhar yapmanın, bilerek-bildirmeyerek adam öldürmenin vs. gibi hatları KESKİN belli olan ve YORUMA açık olmayan olaylar karşısında CEZALAR da NET bellidir, KURAN'da...
fakat senin de örneklerini verdiğin gibi korna çalmanın veya tecavüz etmenin HÜKMÜ yoktur...Kuran'da....
Peki bu durum şu soruya açıklık getirmiyor mu: O dönemde GÜNCEL olan hatalara karşı getirilmiş cezalar yer alır kuranda? yani belki de Muhammed peygamberin çevresinde çocuğa tecavüz etmek gibi bir İĞRENÇLİK yoktu bile ki kurana konu olmadı...kırmızı ışık korna zaten yoktu.....
mesela tüm dünyada bir anket yapılsın, tecavüzcülere ne ceza verelim, çocuğa tecavüz edenlere ne ceza verelim diye.
% 90-95'in üzerinde çıkacak olan sonuç KETEBE edilendir. ( geriye kalan % 5-10 luk kesim de aslında kalbinde aynı cevap geçtiği halde herhangi bir ilginçlik ya da paradigma rekabeti açısından yalan söyleyenlerdir. ) ve kalpleri mutmain eden adil oldu dedirtendir. İnsan kitabı-kainat kitabı-vahiy kitabı= ÜMMÜL KİTAB ( El-Kitab ). peygamberlere indirilen "min el Kitab".
selam ve muhabbetle.
__________________ yalnız Allah'a teslim ol ve şahitliği dosdoğru yap...
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma