HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an'da Dinde Olanlar/Olmayanlar
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an'da Dinde Olanlar/Olmayanlar
Konu Konu: Hadislerin Delil Niteliği Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
bembeyaz
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 31 temmuz 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 736
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı bembeyaz

aliaksoy Yazdı:
Selam Bembeyaz;

Haktansapmaz karde‏imizin Arapça bilmediًi hususundaki deliliniz nedir ?

Gaibten haber mi getirdiniz ?

Yaksa gayb‎ ta‏layan bir müfteri misiniz ?

Her ikinizin de beyan‎na gِre ayn‎ okullardan mezun olmu‏sunuz.

Kopyala yap‎‏t‎r fikirler ve ezberlenmi‏ ithamlar s‎k‎nt‎ doًurabilir.

Muhabbetlerimle...


kişinin yazdıkları ve ifadeleri delildir....

yoksa öyle değil midir???

nasıl bir hukukçusunuz siz böyle??? bunları delil olarak almıyor musunuz??? iyi ki hakim olmamışsınız.. olsaydınız eğer yanlış kararlar verecektiniz...

ben hukukçuyum deyipte bugün hukuku katledenleri görmüyor değiliz....

önemli olan diploma değil ki kardeşim.....

sağlam muhakeme.... ve üretilen kıymetli değerler.....

doğru bir bakış açısı.. şartlanmışlığı terk edebilmek....

ve.... ve... ve... kendini yenileyebilmek......

muhabbetle..... sevgiyle....



__________________
Rabbim! ilmimi ve anlayisimi artir!

www.ahmeteminseyhan.blogcu.com/

selam ve dua ile...
Yukarı dön Göster bembeyaz's Profil Diğer Mesajlarını Ara: bembeyaz Ziyaret bembeyaz's Ana Sayfa
 
BalkanTuran
Katilimci Uye
Katilimci Uye


Katılma Tarihi: 09 kasim 2006
Gönderilenler: 62
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı BalkanTuran

Selam,

Kuran’i arapca bilenler anlar ancak diyen din tuccarlarina sorular:

Kuran sadece Araplara yada Arapca bilenlere inmemis, hitabi butun insanlara “Ey Iman Edenler” seklindedir. Ey araplar yada arapca bilenler degil. Iman edenler sadece sizlermisiniz? Allah ayrim yapmaz iken sizleremi dusmus ayrim yapmak?

Peygamber donemi topluluga gecmis ummetlerden ve dinlerden refaranslar verilirken onlarin dillerinin iyi ogrenilmesi sartimi kosulmusta siz bizlerden iyi arapca istiyorsunuz?

Sizin yaptiginizi araplarin kendisi bile bu dine yaymaya calisirken yapmamistir. Dili arapca olmayanlara neden islama gecmeleri diretildi,  onca savaslar yapilip kanlar akitildi hic dusunmezmisiniz?

Buradakilere guya sizden daha iyi bilenin olmadigi bu dini arapca anlatmaya calisin bakalim kac kisi anlayacak. Savundugunuz o iyi arapcayla niye konusmuyorsunuz?

Din Tuccarligi yapiyorsunuz cunku dini yaymaya calisan peygamberlerin herbirinin meslekleri oldugu halde sizlerin arapca bilmekten baska mesleginiz yok ve ekmeginizi sacede bundan  kazanabiliyorsunuz.

“Takva sahipleridir Kuran’i anlayanlar” defalarca denildigi halde Turkce konusan bizlere arapca diretip bir islamin sarti yapmadiginiz kaldi arapca dilini ogrenmeyi.

Selam ve saygilar.

Yukarı dön Göster BalkanTuran's Profil Diğer Mesajlarını Ara: BalkanTuran
 
Xweser-Mirov
Yasaklı
Yasaklı


Katılma Tarihi: 17 mart 2008
Yer: Netherlands
Gönderilenler: 421
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Xweser-Mirov

Balkanturan kardesim, tespitlerine gonulden katiliyorum..

 



__________________
Hayat sen ne güzelsin
Yukarı dön Göster Xweser-Mirov's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Xweser-Mirov
 
BalkanTuran
Katilimci Uye
Katilimci Uye


Katılma Tarihi: 09 kasim 2006
Gönderilenler: 62
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı BalkanTuran

Selam,

Bu din tuccarlarinin asil sorunu Kuran'i gercekten anlayamamak. Bu sebeptendir ki anlayabilmek icin baska kaynaklara muracat etmeleride kacinilmaz oluyor.

Daha cok kitap yuklenip isi yokusa suruklemelerini bir ustunlukmus gibi gormeleri ise baska bir sorun.

Dogru herseyi biliyorlar, Allah'in kitabindan baska.

Benim bildigim bir kitap bir defa okunur. Yuzlerce defa okumak sadece anlamayanlarin isidir.

Saygilar.
Yukarı dön Göster BalkanTuran's Profil Diğer Mesajlarını Ara: BalkanTuran
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

bembeyaz Yazdı:
kendi kafasına göre ayetleri tevil edenlerin haktansapabilirler... her ne kadar öyle olmadıklarını söyleseler de, uzman olmadıkları için maalesef haktan sapabilirler...

önce arapçayı öğrenmeli sonra kur an ı anlamaya çalışmalırdırlar... ve kur'an ile ilgili yapılmış ciddi çalışmalara göz atmalıdırlar... bu da emek ister...

ciddi anlam da "bize sadece kur an yeter" diyenlerin arapça yı öğrenme konusunda gayret göstereceklerine inanıyorum.. yoksa samimiyetlerinden şüphe edeceğim....

yabancı dili ingilizce olan bir kıza aşık olsa 20 yaşındaki bir delikanlı... sırf onunla evlenmek ve ömür boyu mutlu olmak için ingilizceyi bir an önce öğrenir ve sevdiği kızla kendi diliyle konuşur ve anlaşır.. tercümanları aradan çıkartır... ben olsam öyle yapardım...

ama birileri "Allah ı ve kuranı çok seviyoruz, bize kuran yeter" diyorlar.. ancaaaaak; tercümanlar (mealciler) aracılığıyla aşklarını ilan ediyorlar...

onu tanımak istiyorlar... onlar vasıtasıyla onu anlamaya çalışıyorlar... işte bu bana samimi gelmiyor...

dolayısıyla önce Arapça diyorum... sonra da rasih olabilmek için ciddi bir cehd ve gayret diyorum... bu olmazsa olmazdır...

bu arada yaptığım bu teşbihi nasıl anlayacak birileri diye çooooooook merak ediyorum...

hadi hayırlısı..

45/7-8 : “veyl o çok kötü müfteriye ki, kendisine okunan Allah’ın ayetlerini duyar da sonra onları duymamış gibi kibirlenmekte ısrar eder. İşte ona elîm azabı müjdele.”

“Şeyhin kerameti kendinden menkul”…  uzman olduğunu söylüyor… Arapça bildiğini iddia ediyor… Herkese de Arapça öğrenin, Arapça biliyor musun?, uzman mısın?... diye soruyor… siz önce Arapça öğrenin… suyu kaynağından için… diyor. Devamlı yukarıdan öğütler yağdırıyor. Firavun’un Haman’a  yaptırmak istediği yüksek kuleden aşağıya hiç inmiyor. Oradan herkese istihza ve istikbarla bakıyor. O kadar yüksekten yere çakılacağını, parçalarını yırtıcı kuşların kapacağını, artıklarını da rüzgarın uçuruma sürükleyeceğini hiç düşündü mü acaba?

Şimdiye kadar ciddi bir yazısını, araştırmasını, çevirisini okudunuz mu? Bakın hep aynı teralellileri tekrarlamış durmuş. Durmadan aynı teraneyi tekrar edip durmaktadır. Zekat zekat… durmadan zekatı soruyor ve cevap bekliyor. Şimdi zekatla ilgili birkaç soru da ben sorayım:

Kur’an’da 27 kez zekat, salatla tekrarlanıyor. Sormazlar mı niye günde 5 kez namaz da zekat yılda 1 defa?

“vellezine hum lizzekâti failûn” diyor Rabbimiz. Buradaki zekatın diğer zekatlardan farkı nedir? Kur’an’dan tutarlı cevap istiyorum…

“Ît’â” kelimesinin “verme”nin yanı sıra “sunmak”, “tedarik etmek”, “yerine getirmek” anlamlarının da olduğunu unutmayalım. “salat’ı iqame edip, zekatı yani temiz, saf, katıksız, arı duru, doğru, güzeli sunun / verin.” diye anlasak… Zekattan kasıt, vahiy, Allah’ın kelamı, Allah’ın saf dini olsa… İnsanlara bunu, başka hadisi, başka sözü karıştırmadan sununuz, diye anlasak. Ayeti “namazı kılın, zekatı verin” şeklindeki çeviriden daha mı sapkın bir çeviri yapmış oluruz?

Neden namazları kılın, günde 5 vakit namaz kılın  ve zekatları verin şeklinde salat ve zekat çoğul siyğası olarak gelmiyor, hiç düşündünüz mü?  Neden “sadaka”nın çoğulu, “sadakat” Kur’an’da yer alıyor da zekatın çoğulu “zekevat” yer almıyor? Niçin Kur’an’da imanın, dinin (gerçi dinler diye 3 yerde yanlış çeviriler yapılmış), sabrın, şükrün, tesbihin, hamdin… çoğulları Kur’an’da hiç yer almıyor, düşündünüz mü? Neden Kur’an’da rek’at /rek’atlar, secde / secdeler kelimelerine Kur’an’da yer verilmemiştir hiç düşündünüz mü? Her rek’atta yaptığınız 2 secde niçin Kur’an’da yer almıyor?

Bir de “amilus salihati” yi sorayım, hangi ameller salihat’tır?… Namaz ve zekat da salihat’tan mıdırlar diye sorayım..

Şu ayeti hiç düşündünüz mü:

“innellezine amenu ve amilus salihati ve eqamus salate ve atuz zekate…”

“İman edip, salih ameller işleyenler ve namazı kılanlar ve zekatı verenler…”

Bir de şu ayeti hiç düşündünüz mü:

“… ve atel male ala hubbihi zevil qurba vel yetama vel mesakîne vebnes sebili ves seiline vefir riqabi ve eqames salate ve atez zekate….”

“… ve akrabaya / yakınlara; yetimlere, miskinlere, yolda kalmış gariplere, yardım isteyen muhtaçlara ve köleleri kurtarmak için seve seve malı verir ve namazı kılar ve zekatı verir…”

Bu da ne? Malı veriyor, ardından hemen aynı ayette namaz kılıyor, bir de zekat veriyor. Peki zekat kimlere verilir? Eminim Kur’an’da sayılan 8 sınıfa verilir diyeceksiniz; çünkü bütün uzmanların tespiti böyledir. Siz de biz de böyle okuduk, böyle öğrettik şimdiye kadar; ama Kur’an’da bu 8 sınıfa verilenin sadakalar ve malın olduğu anlatılıyor, zekatın ise kimlere verileceği onca tekrara rağmen bir tek defa bile kimlere verileceği anlatılmıyor, neden acaba, hiç düşündünüz mü?

Zekat vermek kimlere farzdır söyle bakalım zekat zenginlere mi yoksa bütün mü’minlere mi emrediliyor? Kur’an’ın ilgili hangi ayetinde zekat vermek zenginlere ya da gücü yetenlere emredilmiştir?  

Yazık, yazık, yazık.. deyip duracağına şu uzmanlığını bir göstersen, şu Arapça’nı bir konuştursan… Adam uzmanmış… Azmandan uzman olur mu? Azman, Askeriye’de kendini uzman zannedene denir. Mesleki sıfatları gereği, sanki uzmanmış gibi görünen bu adamların aslında neyin uzmanı oldukları da belli değildir. Çoğu, her şeyden bihaber bir şekilde hayatlarını, egolarını tatmin etmeye adamıştır. Askeriye’nin içinde erlerin yanında, kasım kasım dolaşırlar bunlar..

“ğuduvven ve aşiyya”, “bukraten ve aşiyya”, “bukraten ve esîla”, “bilğuduvvi ve-lasâl” “bilğadati ve-laşiyyi”, “bilaşiyyi ve-libkâr”, “ve-aşiyyen vahîne tuzhirûn”, “hine tumsûne ve hine tusbihûn” , “qable tulûişşemsi ve qablelğurûb”, “lidulukişşemsi ila ğasakilleyli”, “ğuduvvuha şehrun ve ravahuha şehrun” ikilemleri sınırlı belli iki vakti mi belirliyor yoksa gece-gündüz gibi yaşadığımız her ânı mı ifade ediyorlar? Özellikle, “ğuduvvuha şehrun ve ravahuha şehrun” nın anlamı “sabah gidişi bir ay, akşam dönüşü bir aydır” mıdır? Bu ne demek? Sabahleyin bir aylık mesafeye gidiyorsun, akşamleyin bir aylık mesafeden dönüyorsun… Hadi göster uzmanlığını ve Arapça bilgini, görelim bakalım..

Artık uzmanlığının yanında şu Arapça bilgini devreye sok da bu yanlış meallerden kurtulalım. Sen de biz de artık bu yanlış meallerden alıntı yapmayalım. Farkında mısın en çok da sen alıntılayıp yapıştırıyorsun? El aleme suyu kaynağından için tavsiyeni niçin kendine de yapmıyorsun?   

Tercüman aracılığıyla ilan-ı aşk etme teşbihinize gelince…

bembeyaz Yazdı:
bu arada yaptığım bu teşbihi nasıl anlayacak birileri diye çooooooook merak ediyorum
cümlesiyle ne demek istediğinizi bu sitede anlamayacak kadar aklı kıt olan yoktur. Aşık olduğunuz İngiliz kıza, aracı yaptığınız tercüman sizin değil de kendi aşkını ilan edip elinizden onu alıverir, demek istiyorsunuz. Aklınca da yabancı dil (Arapça) bilmeyenlerle bıyık altından tıs tıs gülüp dalga geçiyorsun. Ama merak etme bu sitede hiç kimse senin gibi hain düşünceli, fırsat düşkünü bir tercümanı aracı yapmaz. Buradaki bütün mü’min kardeşlerim, akıllıdırlar. Kur’an’ın nuruyla aydınlanıyorlar. Irz düşmanı tercümanları iyi tanırlar. Gerçek anlamda bütün mü’minler namusludur.. Mü’minler birbirlerini aldatmaz...bunu biliyorlar.

Birilerinin Arapça bilip bilmediğini görmeden, konuşmadan, tanışmadan nerden bilebiliyorsun? Benim Arapça bilmediğime nasıl hükmedebildin? (Gerçi Ali AKSOY Kardeşim sana gerekli cevabı vermiş.) “Ben Arapça biliyorum, işte belgelerim, ben de senin kadar uzmanım” demememden mi bilmediğimi iddia ediyorsun? Senin uydurup yapıştırmalarını fark edip, yazmam yeterli delil değil midir? Sen hiç hatadan dönmez misin? Tövbe nedir bilmez misin? Ya uydurduklarından döneceksin, ki hatadan dönmek erdemli adamın kârıdır, ya da uydurmadığını ispat edip muhatabının gözünün içine sokacaksın…

………………………………………………………………………………………………………………………………………….

Dokuz kez kutsal topraklara gittiğini, şimdi de tekrar gideceğini (belki de şu an orada bulunuyor) söyleyen  uzmanımıza şu ayeti de sormadan geçemeyeceğim. Bu ayetin ne demek istediğini hep merak etmişimdir:

“innes safa vel mervete min şeairillahi femen haccel beyte evi’temera fela cunaha aleyhi en yettavvefe bi hima vemen tetavvea hayran feinnallahe şekirun alîm”

Bu ayetten ne anlıyorlar? Diyelim ki Beyt’i haccetmeyi anladık, Beyt’i umre yapmak (evi’temera) ne demektir? Safa ile Merve ikilisi nedir? Eğer iki tepe ise “ikisinin arasında tavaf etmede bir sakınca yoktur” un anlamı nedir? Neden bunları dolaşmada bir cünah yok deme gereğini duymuş Allah? Daha önceleri cünah mıymış ki…? Ayrıca ayetin sonunda “kim gönüllü olarak bir hayır işlerse” kısmı ayetle nasıl bütünleştirilebilir?

Bu ayetin siyak ve sibakı ile bağlantısı nedir?   

NOT: İkili polemiğe girdiğim için Hanif Dostlar sitesindeki bütün okuyuculardan özür dilerim. Böyle olmasını istemezdim ; ama son bir defa daha cevap verme gereğini duydum. Herkes haddini bilmelidir diyorum. İnşallah bir daha böyle bir diyaloğa girme gereğini hissetmem….

Muhabbetlerimle…

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

BU BİR REKLAMDIR!

(Kütüphaneci,Bembeyaz ve bütün Ehl'i Sünnet'e ithaf olulunur)

Yüce İmam Hafız İmadüddin Ebulfeda İsmail İBNİ KESİR'in TEFSİR'ul AZİM adlı kitabından. Beyrut-1969.

(Ali Aksoy’un dikkatine! Müstehcenlik yasasına aykırı olmaya!)

2/222: "Nisaukum harsun lekum fe'tu harsekum enna şi'tum..." "Kadınlarınız ekin tarlanızdır, tarlanıza dilediğiniz gibi gelin!”

1-   Yahudiler diyordu ki, kadına arkadan yaklaşınca çocuk şaşı olur. Bu nedenle “Nisaukum…”ayeti indi.

2-   Allah’ın Rasulu, Ferce olmak kaydı ile önden ya da arkadan farketmez dedi.

3-   Biri Allah’ın Rasuluna; kadınımıza yaklaşmamız ve uzak durmamız gerekenleri sordu, Allah ‘ın Rasulu cevaben: “Tarlandır, dilediğin gibi tarlana gel, yalnız yüze vurmayacak, çirkin davranmayacak, boşamayıp ilişkide de bulunmamaksızın evde tutmayacaksın! dedi.

4-   Allah’ın Rasulüne bir grup insan gelip bazı sorular soruyor, onlardan biri, “Ben kadınları seviyorum benim için ne dersin? dedi. Allah, “Kadınlarınız…” ayetini indirdi.

5-   İbni Abbas, bu ayetin Ensar’ dan bazı adamlar hakkında indiğini; adamlar sormuş.. Nebi de, “onlara her halde yaklaşın, yeter ki farce olsun” dedi.

6-   …Abdurrahman b.Ebibekr’ in kızı Hafsa’ nın yanına girdim, ona dedim ki, sana bir şey soracağım ama söylemeye utanıyorum. Dedi ki, “Yeğenim, utanma! Kadınlara dübürden yaklaşma işi? Dedi ki Ümmü Seleme bana anlattı: Ensar, kadınlara arkadan yanaşmayı severlerdi,  Yahudiler de diyorlardı ki, kim karısına arkadan yanaşırsa  çocuğu şaşı olur.

7-   Muhacirler Medine’ye gelince Ensar kadınlarla evlendiler ve arkadan da onlara yaklaştılar, bir kadın kocasının bu isteğine karşı çıktı ve “Allah’ın Rasul’ una gidip soruncaya kadar.. Kadın Ümmü Seleme’ nin yanına gitti ve  ona bunu anlattı. Rasulullah gelinceye kadar, “otur” dedi. Rasulullah gelince kadın O’na sormaya utandı ve dışarı çıktı. Ümmü Seleme O’na sordu, “Kadını çağır ” dedi.  Onu çağırdı, O da ona bu ayeti okudu.

8-   Adamın biri, bir kadına dübüründen yanaştı, Halk bundan dolayı adamı ayıpladı, Allah da bu ayeti indirdi.

9-   Mü’minlerin annesi Hafsa anlattı: Kendisine bir kadın gelmiş, demiş ki, benim kocam ben önden ve arkadan.. ben bunu çirkin buldum, konu Rasulullah’a ulaştı. “Bir valfa olunca sakıncası yok” dedi.

10-                      Hattab’ın oğlu Ömer Rasullullah’ a geldi ve: “Ya Rasulullah ben helak oldum”. Rasulullah: “ Seni helak eden nedir?” dedi. Ömer: “Geçen gece semerimi ters dönderdim” dedi. Allah’ın Rasul’u ona hiçbir cevap vermedi. İbni Abbas dedi ki: “ Allah Rasul’üne bu ayeti indirdi”.

11-                      Rasulullah’ın zamanında adamın biri karısını arkadan sürmüş. Demişler ki: “ Falan adam karısını arkadan sürdü”. Allah “Nisâuküm….” Ayetini indirdi.

12-                      Nâfi’ dedi ki, bir gün “Nisâüküm…” ayetini okudum, Abdullah ibni Ömer dedi ki biliyor musun bu ayet niçin inmiştir? Hayır dedim. Dedi ki kadınlara dübürlerinden yanaşmakla ilgili indi.

13-                      İbni Ömer’den: “Bir adam karısına dübüründen yanaştı. Sonra da içinde büyük bir acı duydu. Allah “Nisâüküm…” ayetini indirdi.

14-                      İmam-ı Ahmed; Huzeyme’den rivayet etmiştir: “Allah’ın Rasulü kadına dübüründen yanaşmayı yasakladı”.

15-                      Allah’ın rasulü dedi ki: “Utanınız! Allah hakkı söylemekten utanmaz. Kadınlara popolarından yanaşmayın”.

16-                      Abdullah ibni Abbas’tan: “Rasulullah dedi ki Allah, bir erkeğe ya da bir kadına dübürden yaklaşan bir adama bakmaz”.

17-                      Adamın biri İbni Abbas’a kadına dübürden yakınlaşmayı sordu. O da ona dedi ki sen bana küfrü mü soruyorsun.

18-                      Bir adam da İbni Abbas’a gelip şöyle sormuş: “ Ben eşime dübüründen yaklaştım. Sonra da Allah’ın ‘Nisâüküm…’ ayetini duydum. Ben sandım ki, bu bana helaldir. İbni Abbas dedi ki Allah’ın bu ayeti; ayakta, oturarak, önden ve arkadan olarak ön tarafa olmak kaydıyladır. Haddi aşmayınız”.

19-                      Rasulullah, “Karısına dübüründen yanaşan küçük lûti’dir” dedi.

20-                      Ebu Derda, “Bunu kafirden başkası yapar mı?” dedi.

21-                      Said bin Yesar diyor ki: “İbni Ömer’e sordum. Dedim ki biz cariyeler alıyoruz. Onlara dübürlerinden… İbni Ömer dedi ki; üff üff Müslüman bunu yapar mı? Malik bana dedi ki; ben Rabi’i gördüm. Bana Said bin Yesar’ın bu durumu İbni Ömer’ e sorduğu, onun da; bunda bir sakıncanın olmadığını anlattı. Abdullah bin Ömer’in; kişinin kadına dübürden yanaşmakta bir sakınca görmediği rivayeti de vardır”.

             İbni Kesir tüm bu ve daha başka rivayetlerin hepsini Buhari, Müslim, Ebu Davud, Nesei, İbni Mace, Ahmed bin Hanbel, İmam Malik gibi şahsiyetlerin sahih ve sünenlerinden nakletmiştir. Şimdi sormak lazım bu ayetin nüzul sebebi bu hadiselerin hangisi ya da hangileridir? Bu rivayetler bu ayeti ne kadar tefsir edebilmiştir? Bu rivayetler olmadan ayeti çok daha doğru bir şekilde anlamak mümkündür. Ayette geçen “Hars”, tohum ekilen tarladır. Çiftçi tohumunu tarlasına mı eker; yoksa bataklığa mı?

    İkinci kaynak kitaplar çöplük gibidir. Çöplükten temiz şeyleri seçmek mümkün müdür? Olsa olsa tavuklar; pisliğe bulaşmış tane seçerler. Seçici olmak diyorlar Allah ve Rasül bir şeye karar vermiş, bir sözü söylemişse Mü’mine; ona ancak inanmak kalır. Mü’minin peygamberin sözlerini seçme hakkı olamaz. Söylediği her söze teslim olmak yaraşır. Ben Allah’ın Rasulünün bize ulaştırdığı her sözüne tereddütsüz iman etmişimdir.

 

 

 

 

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
gercekci-dost
Katilimci Uye
Katilimci Uye
Simge

Katılma Tarihi: 07 nisan 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 66
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı gercekci-dost

mükemmel bir yazı haktansapmaz hoca, Allah razı olsun. umarım rivayetçi takımına bu yazılar ders olur. Allah Kur'an'dan ve Kur'an yolundan ayırmasın. Hamdolsun
Yukarı dön Göster gercekci-dost's Profil Diğer Mesajlarını Ara: gercekci-dost
 
bembeyaz
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 31 temmuz 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 736
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı bembeyaz

haktansapmaz yazdı:

İkinci kaynak kitaplar çöplük gibidir. Çöplükten temiz şeyleri seçmek mümkün müdür? Olsa olsa tavuklar; pisliğe bulaşmış tane seçerler. Seçici olmak diyorlar Allah ve Rasül bir şeye karar vermiş, bir sözü söylemişse Mü’mine; ona ancak inanmak kalır. Mü’minin peygamberin sözlerini seçme hakkı olamaz. Söylediği her söze teslim olmak yaraşır. Ben Allah’ın Rasulünün bize ulaştırdığı her sözüne tereddütsüz iman etmişimdir.

 ---------------

selamlar,

kitaplar içinde pırlantalar barındıran birer çöplük olabilir... önemli olan çöpü değil, pırlantayı bulabilmektir... bu da derin bir bilgi, uzmanlık ve sağlam bir muhakeme ile mümkündür...

sahanın uzmanı olmayanlar çöplükler içinde ya da bataklıkta boğulabilirler...

islamın şartının altı olduğu söylenir...

altıncıyı haddini ve kendini bilmek diye açıklayanlar vardır....

selam ve dua ile...



__________________
Rabbim! ilmimi ve anlayisimi artir!

www.ahmeteminseyhan.blogcu.com/

selam ve dua ile...
Yukarı dön Göster bembeyaz's Profil Diğer Mesajlarını Ara: bembeyaz Ziyaret bembeyaz's Ana Sayfa
 
abidin107
Katilimci Uye
Katilimci Uye


Katılma Tarihi: 17 mayis 2008
Gönderilenler: 43
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı abidin107

Selam Arkadaşlar.

"bembeyaz" kardeşimizi,katkılarından dolayı tebrik ediyorum.

Aşağıda alıntıladığım,Peygamberimizin[s.a.s> şerefli sözleri, düşünenler için büyük hikmetler taşır tabi iyi niyetle yaklaşıp anlamak isteyen arkadaşlar elbette bu hadislerden daha iyi sonuçlar çıkaracaklardır.

Bir takım zayıf hadislerle,bütün hadisleri reddetmek art niyetlilikten başka birşey değildir.Şu bir gerçek ki,sünnetin reddedildiği bir yerde felsefi görüşlerin bu boşluğu doldurup önemsendiği bir gerçektir. 

İÇİNİZDEN KİM BENİM KIRK HADİSİMİ ÖĞRENİR VE TAŞIR İSE( YAŞAMINDA UYGULAR İSE) KIYAMET GÜNÜ SALİH KİŞİLER İLE HAŞROLUNACAKTIR.[Hz.Muhammed(Sallallahü Aleyhi Vesselem)]

40 HADİS

1
اَلدِّين 15; النَّصِي 81;َةُ قُلْنَا: لِمَنْ )يَا رَسُولَ اللَّهِ ؟( قَالَ: لِلَّهِ وَلِكِتَ 75;بِهِ وَلِرَسُ 08;لِهِ وَلأئِمّ 14;ةِ الْمُسْل 16;مِينَ وَعَامَّ 78;ِهِمْ

(Allah Rasûlü) “Din nasihattır/samimiyettir” buyurdu. “Kime Yâ Rasûlallah?” diye sorduk. O da; “Allah’a, Kitabına, Peygamberine, Müslümanların yöneticilerine ve bütün müslümanlara” diye cevap verdi.

Muslim, İmân, 95.

2
اَلإِسْل 75;َمُ حُسْنُ الْخُلُق 16;

İslâm, güzel ahlâktır.

Kenzü’l-Ummâl, 3/17, Hadis No: 5225.

3
مَنْ لاَ يَرْحَمِ النَّاسَ لاَ يَرْحَمْ 07;ُ اللَّهُ

İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez.

Muslim, Fedâil, 66; Tirmizî, Birr, 16.

4
يَسِّرُو 75; وَلاَ تُعَسِّر 15;وا وَبَشِّر 15;وا وَلاَ تُنَفِّر 15;وا

Kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz, müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz.

Buhârî, İlm, 12; Muslim, Cihâd, 6.

5
إنَّ مِمَّا أدْرَكَ النَّاسُ مِنْ كَلاَمِ النُّبُو 17;َةِ:

إذَا لَمْ تَسْتَحِ فَاصْنَع 18; مَا شِئْتَ

İnsanların Peygamberlerden öğrenegeldikleri sözlerden biri de: “Utanmadıktan sonra dilediğini yap!” sözüdür.

Buhârî, Enbiyâ, 54; EbuDâvûd, Edeb, 6.

6
اَلدَّال 17;ُ عَلىَ الْخَيْر 16; كَفَاعِل 16;هِ

Hayra vesile olan, hayrı yapan gibidir.

Tirmizî, İlm, 14.

7
لاَ يُلْدَغُ اْلمُؤْم 16;نُ مِنْ جُحْرٍ مَرَّتَي 18;نِ

Mümin, bir delikten iki defa sokulmaz.(Mümin, iki defa aynı yanılgıya düşmez)

Buhârî, Edeb, 83; Muslim, Zuhd, 63.

8
اِتَّقِ اللَّهَ حَـيْثُم 14;ا كُنْتَ وَأتْبِـ 93;ِ السَّـيّ 16;ـئَةَ الْحَسَن 14;ةَ تَمْحُهَ 75;

وَخَالِق 16; النَّاسَ بِخُلُقٍ حَسَنٍ

Nerede olursan ol Allah’a karşı gelmekten sakın; yaptığın kötülüğün arkasından bir iyilik yap ki bu onu yok etsin. İnsanlara karşı güzel ahlakın gereğine göre davran.

Tirmizî, Birr, 55.

9
إنَّ اللَّهَ تَعَالى يُحِبُّ إذَا عَمِلَ أحَدُكُم 18; عَمَلاً أنْ يُتْقِنَ 07;ُ

Allah, sizden birinizin yaptığı işi, ameli ve görevi sağlam ve iyi yapmasından hoşnut olur.

Taberânî, el-Mu’cemü’l-Evsat, 1/275; Beyhakî, fiu’abü’l-Îmân, 4/334.

10
اَلإِيمَ 75;نُ بِضْعٌ وَسَبْعُ 08;نَ شُعْبَةً أفْضَلُه 14;ا قَوْلُ لاَ إِلهَ إِلاَّال 04;َّهُ وَأدْنَا 07;َا إِمَاطَة 15; اْلأذَى عَنِ الطَّرِي 02;ِ وَالْحَي 14;اءُ شُعْبَةٌ مِنَ اْلإِيـم 14;انِ

İman, yetmiş küsur derecedir. En üstünü “Lâ ilâhe illallah (Allah’tan başka ilah yoktur)” sözüdür, en düşük derecesi de rahatsız edici bir şeyi yoldan kaldırmaktır. Haya da imandandır.

Buhârî, Îmân, 3; Muslim, Îmân, 57, 58.

11
مَنْ رَأَى مِنْكُمْ مُنْكَرً 75; فَلْيُغَ 10;ِّرْهُ بِيَدِهِ فَإِنْ لَمْ يَسْتَطِ 00;عْ فَبِلِسَ 75;نِهِ فَإِنْ لَمْ يَسْتَطِ 00;عْ فَبِقَلْ 76;ِهِ وَذَلِكَ أضْعَفُ اْلإِيـم 14;انِ

Kim kötü ve çirkin bir iş görürse onu eliyle düzeltsin; eğer buna gücü yetmiyorsa diliyle düzeltsin; buna da gücü yetmezse, kalben karşı koysun. Bu da imanın en zayıf derecesidir.

Muslim, Îmân, 78; Ebû Dâvûd, Salât, 248.

12
عَيْنَان 16; لاَ تَمَسُّه 15;مَا النَّارُ: عَيْنٌ بَـكَتْ مِنْ خَشْيَةِ اللَّهِ وَعَيْنٌ

بَاتَتْ تَحْرُسُ فِي سَبِيلِ اللَّهِ

İki göz vardır ki, cehennem ateşi onlara dokunmaz: Allah korkusundan ağlayan göz, bir de gecesini Allah yolunda, nöbet tutarak geçiren göz.

Tirmizî, Fedâilü’l-Cihâd, 12.

13
لاَ ضَرَرَ وَلاَ ضِرَارَ

Zarar vermek ve zarara zararla karşılık vermek yoktur.

İbn Mâce, Ahkâm, 17; Muvatta’, Akdıye, 31.

14
لاَ يُؤْمِنُ أحَدُكُم 18; حَتَّى يُحِبَّ لأخِيهِ مَا يُحِبُّ لِنَفْسِ 07;ِ

Hiçbiriniz kendisi için istediğini (mü’min) kardeşi için istemedikçe (gerçek) iman etmiş olamaz.

Buhârî, Îmân, 7; Muslim, Îmân, 71.

15
اَلْمُسْ 04;ِمُ أخُو الْمُسْل 16;مِ لاَ يَظْلِمُ 07;ُ وَلاَ يُسْلِمُ 07;ُ مَنْ كَانَ فِي حَاجَةِ أخِيهِ كَانَ اللَّهُ فِي حَاجَتِه 16; وَمَنْ فَرَّجَ عَنْ مُسْلِمٍ كُرْبَةً فَرَّجَ اللَّهُ عَنْهُ بِهَا كُرْبَةً مِنْ كُرَبِ يَوْمِ الْقِيَا 05;َةِ وَمَنْ سَتَرَ مُسْلِمً 75; سَتَرَهُ اللَّهُ يَوْمَ الْقِيَا 05;َةِ

Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu (düşmanına) teslim etmez. Kim, (mümin) kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Kim müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır. Kim bir müslümanı(n kusurunu) örterse, Allah da Kıyamet günü onu(n kusurunu) örter.

Buhârî, Mezâlim, 3; Muslim, Birr, 58.

16
لاَ تَدْخُلُ 08;نَ الْجَنَّ 77;َ حَتَّى تُؤْمِنُ 08;ا وَلاَ تُؤْمِنُ 08;ا حَتَّى تَحَابُّ 08;ا

İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de (gerçek anlamda) iman etmiş olamazsınız.

Muslim, Îmân, 93; Tirmizî, Sıfâtu’l-Kıyâme, 56.

17
اَلْمُسْ 04;ِمُ مَنْ سَلِمَ النَّاسُ مِنْ لِسَانِه 16; وَيَدِهِ

Müslüman, insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir.

Tirmizî, Îmân, 12; Nesâî, Îmân, 8.

18
لاَ تَبَاغَض 15;وا وَلاَ تَحَاسَد 15;وا وَلاَ تَدَابَر 15;وا وَكُونُو 75; عِبَادَ اللَّهِ إخْوَانً 75;

وَلاَ يَحِلُّ لِمُسْلِ 05;ٍ أنْ يَهْجُرَ أخَاهُ فَوْقَ ثَلاَثِة 16; اَيَّامٍ

Birbirinize buğuz etmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize arka çevirmeyin; ey Allah’ın kulları, kardeş olun. Bir müslümana, üç günden fazla (din) kardeşi ile dargın durması helal olmaz.

Buhârî, Edeb, 57, 58.

19
إنَّ الصِّدْق 14; يَهْدِي إلَى الْبِرِّ وَ إنَّ الْبِرَّ يَهْدِي إلَى الْجَنَّ 77;ِ وَإنَّ الرَّجُل 14; لَيَصْدُ 02;ُ حَتَّى يُكْتَبَ عِنْدَ اللَّهِ صِدِّيقً 75; وَ إنَّ الْكَذِب 14; يَهْدِي إلَى الْفُجُو 85;ِ وَ إنَّ الْفُجُو 85;َ يَهْدِي إلَى النَّارِ وَ إنَّ الرَّجُل 14; لَيَـكْذ 16;بُ حَتَّى يُكْتَبَ عِنْدَ اللَّهِ كَذَّابً 75;

Hiç şüphe yok ki doğruluk iyiliğe götürür. İyilik de cennete götürür. Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında sıddîk (doğru sözlü) diye yazılır. Yalancılık kötüye götürür. Kötülük de cehenneme götürür. Kişi yalan söyleye söyleye Allah katında kezzâb (yalancı) diye yazılır.

Buhârî, Edeb, 69; Muslim, Birr, 103, 104.

20
لاَ تُمَارِ أخَاكَ وَلاَ تُمَازِح 18;هُ وَلاَ تَعِدْهُ مَوْعِدَ 77;ً فَتُخْلِ 01;َهُ

(Mümin) kardeşinle münakaşa etme, onun hoşuna gitmeyecek şakalar yapma ve ona yerine getirmeyeceğin bir söz verme.

Tirmizî, Birr, 58.

21
تَبَسُّم 15;كَ فِي وَجْهِ أخِيكَ لَكَ صَدَقَةٌ وَأمْرُك 14; بِالْمَع 18;رُوفِ وَ نَهْيُكَ عَنِ الْمُنْك 14;رِ صَدَقَةٌ وَإِرْشَ 75;دُكَ الرَّجُل 14; فِي أرْضِ الضَّلاَ 04;ِ لَكَ صَدَقَةٌ وَإِمَاط 14;تُكَ الْحَجَر 14; وَالشَّو 18;كَ وَالْعَظ 18;مَ عَنِ الطَّرِي 02;ِ لَكَ صَدَقَةٌ

(Mümin) kardeşine tebessüm etmen sadakadır. İyiliği emredip kötülükten sakındırman sadakadır. Yolunu kaybeden kimseye yol göstermen sadakadır. Yoldan taş, diken, kemik gibi şeyleri kaldırıp atman da senin için sadakadır.

Tirmizî, Birr, 36.

22
إِنَّ اللَّهَ لاَ يَنْظُرُ إِلَى صُوَرِكُ 05;ْ وَأمْوَا 04;ِكُمْ وَلـكِنْ يَنْظُرُ إِلَى قُلُوبِك 15;مْ وَأعْمَا 04;ِكُمْ

Allah sizin ne dış görünüşünüze ne de mallarınıza bakar. Ama o sizin kalplerinize ve işlerinize bakar.

Muslim, Birr, 33; ‹bn Mâce, Zuhd, 9;

Ahmed b. Hanbel, 2/285, 539.

23
رِضَى الرَّبِّ في رِضَى الْـوَال 16;دِ وَسَخَطُ الرَّبِّ في سَخَطِ الْـوَال 16;دِ

Allah’ın rızası, anne ve babanın rızasındadır.

Allah’ın öfkesi de anne babanın öfkesindedir.

Tirmizî, Birr, 3.

24
ثَلاَثُ دَعَوَات 13; يُسْتَجَ 75;بُ لَهُنَّ لاَ شَكَّ فِيهِنَّ:

دَعْوَةُ الْمَظْل 15;ومِ، وَدَعْوَ 77;ُ الْمُسَا 01;ِرِ ، وَدَعْوَ 77;ُ الْوَالِ 83;ِ لِوَلَدِ 07;ِ

Üç dua vardır ki, bunlar şüphesiz kabul edilir:

Mazlumun duası, misafirin duası ve babanın evladına duası.

İbn Mâce, Dua, 11.

25
مَا نَحَلَ وَالِدٌ وَلَدًا مِنْ نَحْلٍ أَفْضَلَ مِنْ أدَبٍ حَسَنٍ

Hiçbir baba, çocuğuna, güzel terbiyeden daha üstün bir

hediye veremez.

Tirmizî, Birr, 33.

26
خِيَارُك 15;مْ خِيَارُك 15;مْ لِنِسَائ 16;هِمْ

Sizin en hayırlılarınız, hanımlarına karşı en iyi davrananlarınızdır.

Tirmizî, Radâ’, 11; İbn Mâce, Nikâh, 50.

27
لَيْس مِنَّا مَنْ لَمْ يَرْحَمْ صَغِيرَن 14;ا وَيُوَقّ 16;رْ كَبِيرَن 14;ا

Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimize saygı

göstermeyen bizden değildir.

Tirmizî, Birr, 15; Ebû Dâvûd, Edeb, 66.

28
كَافِلُ الْيَتِي 05;ِ لَهُ أوْ لِغَيْرِ 07;ِ أنَا وَ هُوَ كَهَاتَي 18;نِ فيِ الْجَنَّ 77;ِ وَأشَارَ بِالسَّب 17;َابَةِ وَالْوُس 18;طَى

Peygamberimiz işaret parmağı ve orta parmağıyla işaret ederek: “Gerek kendisine ve gerekse başkasına ait herhangi bir yetimi görüp gözetmeyi üzerine alan kimse ile ben, cennette işte böyle yanyanayız” buyurmuştur.

Buhârî, Talâk, 25, Edeb, 24; Muslim, Zuhd, 42.

29
اِجْتَنِ 76;ُوا السَّبْع 14; الْمُوبِ 02;َاتِ قَالُوا يَا رَسُولَ للهِ وَمَا هُنَّ قَالَ: اَلشِّرْ 03;ُ بِاللَّه 16; وَالسِّح 18;رُ وَ قَتْلُ النَّفْس 16; الَّتِي حَرَّمَ اللَّهُ إلاَّ بِالْحَق 17;ِ وَأكْلُ الرِّبَا وَأكْلُ مَالِ اْليَتِي 05;ِ وَالتَّو 14;لِّي يَوْمَ الزَّحْف 16; وَقَذْفُ الْمُحْص 14;نَاتِ الْغَافِ 04;اَتِ الْمُؤْم 16;نَاتِ

(İnsanı) helâk eden şu yedi şeyden kaçının. Onlar nelerdir ya Resulullah dediler. Bunun üzerine: Allah’a şirk koşmak, sihir, Allah’ın haram kıldığı cana kıymak, faiz yemek, yetim malı yemek, savaştan kaçmak, suçsuz ve namuslu mümin kadınlara iftirada bulunmak buyurdu.

Buhârî, Vasâyâ, 23, Tıbb, 48; Muslim, Îmân, 144.

30
مَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّه 16; وَالْيَو 18;مِ الآخِرِ فَلاَ يُؤْذِ جَارَهُ وَمَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّه 16; وَالْيَو 18;مِ الآخِرِ فَلْيُكْ 85;ِمْ ضَيْفَهُ وَمَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّه 16; وَالْيَو 18;مِ الآخِرِ فَلْيَقُ 04;ْ خَيْرًا أوْ لِيَصْمُ 78;ْ

Allah’a ve ahiret gününe imân eden kimse, komşusuna eziyet etmesin. Allah’a ve ahiret gününe imân eden misafirine ikramda bulunsun. Allah’a ve ahiret gününe imân eden kimse, ya hayır söylesin veya sussun.

Buhârî, Edeb, 31, 85; Muslim, Îmân, 74, 75.

31
مَا زَالَ جِبْرِيل 15; يُوصِينِ 10; بِالْجَا 85;ِ حَتَّى ظَنَنْتُ أنَّهُ سَيُوَرّ 16;ثُهُ

Cebrâil bana komşu hakkında o kadar çok tavsiyede bulundu ki;

ben (Allah Teâlâ) komşuyu komşuya mirasçı kılacak zannettim.

Buhârî, Edeb, 28; Muslim, Birr, 140, 141.

32
اَلسَّاع 16;ي عَلَى الأرْمَل 14;ةِ وَالْمِس 18;كِينِ كَالْمُج 14;اهِدِ فِي سَبِيلِ اللَّهِ

أوِ الْقَائِ 05;ِ اللَّيْل 14; الصَّائِ 05;ِ النَّهَا 85;َ

Dul ve fakirlere yardım eden kimse, Allah yolunda cihad eden

veya gündüzleri (nafile) oruç tutup, gecelerini (nafile) ibadetle

geçiren kimse gibidir.

Buhârî, Nafakât, 1; Muslim, Zuhd, 41;

Tirmizî, Birr, 44; Nesâî, Zekât, 78.

33
كُلُّ ابْنِ آدَمَ خَطَّاءٌ وَخَيْرُ الْخَطَّ 75;ئِينَ التَّوَّ 75;بُونَ

Her insan hata eder.

Hata işleyenlerin en hayırlıları tevbe edenlerdir.

Tirmizî, Kıyâme, 49; İbn Mâce, Zuhd, 30.

34
عَجَبًا لأمْرِ الْمُؤْم 16;نِ إِنَّ أمْرَهُ كُلَّهُ خَيْرٌ وَلَيْس ذَاكَ لأحَدٍ إِلاَّ لِلْمُؤْ 05;ِنِ: إِنْ أصَابَتْ 07;ُ سَرَّاءُ شَـكَرَ فَـكَانَ خَيْرًا لَهُ وَإِنْ أصَابَتْ 07;ُ ضَرَّاءُ صَبَرَ فَـكَانَ خَيْرًا لَهُ

Mü’minin başka hiç kimsede bulunmayan ilginç bir hali vardır; O’nun her işi hayırdır. Eğer bir genişliğe (nimete) kavuşursa şükreder ve bu onun için bir hayır olur. Eğer bir darlığa (musibete) uğrarsa sabreder ve bu da onun için bir hayır olur.

Muslim, Zuhd, 64; Dârim”, Rikâk, 61.

35
مَنْ غَشَّـنَ 75; فَلَيْس مِنَّا

Bizi aldatan bizden değildir.

Muslim, Îmân, 164.

36
لاَ يَدْخُلُ الْجَنَّ 77;َ نَمَّامٌ

Söz taşıyanlar (cezalarını çekmeden ya da affedilmedikçe)

cennete giremezler.

Muslim, Îmân, 168; Tirmizî, Birr, 79.

37
أعْطُوا الأجِيرَ أجْرَهُ قَبْلَ أنْ يَجِفَّ عَرَقُهُ

İşçiye ücretini, (alnının) teri kurumadan veriniz.

İbn Mâce, Ruhûn, 4.

38
مَا مِنْ مُسْلِمٍ يَغْرِسُ غَرْسًا أوْ يَزْرَعُ زَرْعًا فَيَـأكُ 04;ُ مِنْهُ

طَيْرٌ أوْ إِنْسَان 12; أوْ بَهِيمَة 12; إِلاَّ كَانَ لَهُ بِهِ صَدَقَةٌ

Bir müslümanın diktiği ağaçtan veya ektiği ekinden insan, hayvan ve kuşların yedikleri şeyler, o müslüman için birer sadakadır.

Buhârî, Edeb, 27; Muslim, Musâkât, 7, 10.

39
إِنَّ فِي الْجَسَد 16; مُضْغَةً إِذَا صَلَحَتْ صَلَحَ الْجَسَد 15; كُلُّهُ

وَإِذَا فَسَدَتْ فَسَدَ الْجَسَد 15; كُلُّهُ ألاَ وَهِيَ الْقَلْب 15;

İnsanda bir organ vardır. Eğer o sağlıklı ise bütün vücut sağlıklı olur; eğer o bozulursa bütün vücut bozulur. Dikkat edin! O, kalptir.

Buhârî, Îmân, 39; Muslim, Musâkât, 107.

40
اِتَّقُو 75; اللَّهَ رَبَّـكُ 05;ْ وَصَلُّو 75; خَمْسَـك 15;مْ وَصُومُو 75; شَهْرَكُ 05;ْ وَأدُّوا زَكَاةَ أمْوَالِ 03;ُمْ وَأطِيعُ 08;ا ذَاأمْرِ 03;ُمْ تَدْخُلُ 08;ا جَنَّةَ رَبِّـكُ 05;ْ

Rabbinize karşı gelmekten sakının, beş vakit namazınızı kılın, Ramazan orucunuzu tutun, mallarınızın zekatını verin, yöneticilerinize itaat edin. (Böylelikle) Rabbinizin cennetine girersiniz.

Tirmizî, Cum’a, 80

Yukarı dön Göster abidin107's Profil Diğer Mesajlarını Ara: abidin107
 
mesut1974
Newbie
Newbie


Katılma Tarihi: 12 kasim 2006
Gönderilenler: 25
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı mesut1974

İslama yöneltilen eleştirilerin odağında hadisler de var.Kuranın anlaşılmasında yardımcı kaynakların ilki kabul edilen hadis külliyatında ciddi sorunlar var. Peygamberin vefatından iki yüzyıl sonra toplanan hadislerin arasında, İslam'ın baskıcı ve bağnaz bir din olarak algılanmasına neden olan, çeşitli efsaneler, uydurmalar ve çarpıtmalar yer alıyor. Din olarak algılanagelen bu geleneklerin dinden ayrıştırılması, İslam'ın bugünü ve geleceği için çok önemli.

Hadislerde sağlıklı bir tasnif yapabilmek için şart, Hz.Muhammed'i tanımaktır. Muhaddisler hayatlarını onun sözlerine adadıkları için bir söz duydukları zaman hemen "bu onun sözü olamaz !" diyebiliyorlardı. Bununla beraber odak noktaları ravi zinciri takibi olduğu için farkedemedikleri elekten düşen taşlar oldu. Bugün yaşasalardı bu konuda bir çok sorun çözülmüş olurdu. Günümüzde peygamberin diline aşina bir muhaddisimiz yok maalesef. Belki düştüğümüz yerden kalkmamız, onları yetiştiren ortamları oluşturmamız gerekiyor.Ama bunları ele alırken insafı gözden bırakmamalıyız.

Buhari, Ahmet ya da Mehmet önemli olan tarihte yaşamış kişilikler değidir. Tarihçilikte bir ilke vardır o da herkesi içinde bulunduğu sosyal tarihi şartlar içinde değerlendirmektir. Eğer bu şartı gözardı edersek tarihteki bir çok kişiyi haksız yere yüceltip haksız yere yerin dibine batırabiliriz.

En sağlam hadis kitabının yazarı olarak Buhariye bakalım.Buharinin İçinde bulunduğu tarihsel dönemde yoğun bir rivayet uydurmacılığı vardı rivayetler okyanusunda böylesi bir fırtınadan kurtulmak ve kurtarmak için İsnad'ı yani rivayetin geliş yollarının sağlamlığını esas alan bir yöntemle "Sahih" isimli Eserini oluşturdu. Ancak o da bir beşerdi ve hata yapmaya mahkumdu. Buhari hiçbir zaman bu kitaptakilerin hepsi Peygamberin konuşma kayıtlarıdır aynen Kur'an gibidir demedi.

Buharinin eleştirebileceğimiz hatası kitabına aldığı rivayetleri Kur'an'a uyup uymama gibi Metin-içerik merkezli bir elemeye değil de sadece İsnad yani rivayetin kimlerden bize ulaşıp ulaşmadığı merkezli bir kritere göre değerlendirmesiydi.Buharinin hayatını verdiği bu büyük çalışmada kendisinin hatası olmadığını asla iddia etmemiş.Ve hiç bir zaman kuranı hadisten önce tutmamıştır.Başka insanların hadis hakkındaki taasuplarını (mealcilerin yaptığı gibi)bu zattan çıkarmanın anlamı yok...
Yukarı dön Göster mesut1974's Profil Diğer Mesajlarını Ara: mesut1974
 

<< Önceki Sayfa Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats