Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
…it is wrong to assume that word "qasara/yaqsuru" is only intransitive. It is used both ways :i.e -Intransitive -Transitive
For transitive we say
قصرالشعر = He shortened the hair قصرمنالشعر = He shortened the hair قصرالصلوة = He contracted or crutailed the "salaat" قصرمنالصلوة = He contracted or curtailed the "salaat"
Reference: Lane's lexicon page 2533
*
Samia Q student'ın verdiği bir örneğe itiraz ediyor. Ama "Bunlar gramercilerin kuralları" diyerek kapıyı aralık bırakmayı da ihmal etmiyor (Uzun süredir kendisini izlerim. Gramer uzmanıdır. H A)
Samia:
Your example is not correct. The first line : قصّر الشعرَ has a form II verb and is transitive: he shortened the hair (hair is accusative/direct object); but when it's intransitive, it's form I: قصُر الشعرُ : the hair became short (hair is nominative/subject).
So, if you want to say (he contracted/shortened the salaat) analogically it should be قصّر الصلاة. But again, these are the rules of grammarians.
Just because I did not copy and paste, you think I have no evidence? When I see the dictionary giving form II and form I the same usage and meaning, I believe this is backtranslation to fix this verb for salaat. And Taj al-3aroos and Lane's are the same.
Salaam Hasan, all
Interesting meaning for taqsuroo is to make it earlier than the time of 3ishaa', i.e when the sun starts to be yellowish. This fits well in case of fear, because there's no point in performing salaat when you are afraid, and at night. This meaning is shared by CA dictionaries, and I quote Al-3ain:
Al-qasr, known, pl. qusuur: before the yellowing of the sun, because you decide/limit yourself to something before sun set. aqsarna: we are at that time (i.e. qasr)
____________________
Sevgili Samia
Övgü Allah, "qasara"nın geçişli olarak kullanıldığını da onayladınız. İşte daha fazla kanıt:
الصحاح في اللغة - (ج 2 / ص 80) وقَصُرَ الشيءُ بالضم يَقْصُرُ قِصَراً: خلافُ طالَ. وقَصَرْت 15; من الصلاة بالفتح أقْصُرُ قَصْراً.
لسان العرب - (ج 5 / ص 95) وقَصَرَ الشعرَ كف منه وغَضَّ حتى قَصُرَ كتاب العين - (ج 5 / ص 58) وقَصَرْت 15; الصَّلاة 14; قَصْراً وقَصَّرْ 78;ُها
NOT: "Kitaabun Ain"dan şu bölümü neden makasladığınızı sorabilir miyim? :
المغرب في ترتيب المعرب - (ج 2 / ص 180) و ( قَصْر الصلاة ) في السفر : أن يُصِلّي ذاتَ الأربع ركعتين
Siz/ cumhur, "qasara min-es-saléti" den: "terake minhé qismen : Namazın bir kısmını bıraktı/terketti." anlıyorsunuz.
Ben de "qasara min-es-saléti"den: keffe anhé ve terakahé meal-acz.": aczinden/yetişemediğinden salattan geri kaldı, salatı bıraktıTerketti." anlıyorum.
Tekrar merhaba Abdurrahman kardeşim. Anlamaya çalışıyorum. Ama bana göre önemli olan uygulamadır; dolayısıyla ikisi de aynı. İster düşmanın muhtemel fitnesi yüzünden olsun ister inananların aczi... sonuçta salâtın bir kısmı yapılmıyor; bir kısmı ise yapılıyor.
Salâtın toptan terkedilmesi söz konusu değil çünkü 4:102'de anlatılan, Allah'ın gerçeğidir: düşmanın tehdidi silahlarımızı elimizin altında tutmamızı gerektirecek kadar yakın olduğu halde "1 kıyam + 1 secde"lik uygulama var. Onu yok sayamayız.
Benim anladığım, üzerinde durduğumuz ifadeye Samia sizin uygun gördüğünüz anlamın verilmesinden yana; Q student ise geleneksel anlayışa katılıyor.
Samia'ya soracaklarım var. Allah isterse. Onun özellikle şu sözü dikkatimi çekti:
Bir sözlük "Kalıp II ve Kalıp I, kulanım ve anlam açısından, eşittir!" diyorsa salâtı üretmek için çeviriyi kitabına uyduruyor demektir - When I see the dictionary giving form II and form I the same usage and meaning, I believe this is backtranslation to fix this verb for salaat.
Sizden ricam: SAÇ anlamına gelen kelimeyi bizim harflerimizle yazar mısınız ve ilki ile ikincisi arasındaki yazılış ve söyleniş farklarını belirtir misiniz. Lütfen.
Samia'ya göre birinci satırdaki قصّر الشعرَ ifadesinde fiil, Kalıp II'dedir; dolayısıyla geçişlidir: saçı kısalttı (SAÇ düz nesnedir) ama fiil geçişsiz olunca Kalıp I ortaya çıkar: قصُر الشعرُ yani saç kısa oldu (SAÇ öznedir).
O halde "Salâtı kısalttı" demek istiyorsanız kıyasen cümleyi قصّر الصلاة yapacaksınız . Ama sonuçta yine de gramercilerin kuralıdır bu.
Sevgi ile.
*
Sevgili Samia,
Övgü Allah'a, "qasara"nın geçişli olarak ta kullanıldığını onayladınız. İşte daha fazla kanıt:
الصحاح في اللغة - (ج 2 / ص 80) وقَصُرَ الشيءُ بالضم يَقْصُرُ قِصَراً: خلافُ طالَ. وقَصَرْت 15; من الصلاة بالفتح أقْصُرُ قَصْراً.
لسان العرب - (ج 5 / ص 95) وقَصَرَ الشعرَ كف منه وغَضَّ حتى قَصُرَ كتاب العين - (ج 5 / ص 58) وقَصَرْت 15; الصَّلاة 14; قَصْراً وقَصَّرْ 78;ُها
NOT: "Kitaabun Ain"dan şu bölümü neden makasladığınızı sorabilir miyim? :
المغرب في ترتيب المعرب - (ج 2 / ص 180) و ( قَصْر الصلاة ) في السفر : أن يُصِلّي ذاتَ الأربع ركعتين
Saç/kıl; (aynın sakin okunuşuyla) Şe'r (veya aynın üstün okunuşu ile) şear. Şin+ayn+râ harflerinden oluşmuş.
Samia'nın kalıp 1 dediği QA-SU-RA (kısa oldu/kısa geldi). Kalıp 2 dediği QAS-SA-RA (kısallttı). 1.nin geniş ve gelecek zaman kipi YEQSURU, 2.nin YUQSİRU olur. Nisa 101'de, dkkat edeseniz, TUQSİRÛNE değil de YEQSURÛNE'dir. 1-KE-TE-BE (yazdı), A-Lİ-ME (bildi/öğrendi/anladı), NE-ZE-LE (indi/kondu-konakladı). 2- KET-TE-BE (yazdırdı), AL-LE-ME (bildirdi/öğretti) gibi.
Birincisi geçişsizse, ikinci kalıba aktarılınca fiil geçişli olur. Örneğin NEZELE geçişsizdir, İniş fiili inende kalıyor. Kalktı, oturdu, gitti, geldi vs de böyledir, geçişsiz fiillerdir. Şayet geçişli ise geçişliliğini bir kat daha artırıyor. Örneğin; ALİME (bildi) fiili geçişlidir, ALLEME geçişliliğini katlamış oluyor. Yani fiil birden fazla nesneye geçiş yapmıştır.
Bir forumda nerspi soruyordu: Nisâ 102'deki o inananlar ne yapıyor? Eğitim?
Hayır! Can pazarı orası. Orda ölünür, öldürülür. Eğitim yapıllmaz. Tıpkı üzerinde trajedi oynanmakta olan sahne gibi. Oyun başladıktan sonra sahnede eğitim olmaz. Makyajlar, uyarılar "sahnenin gerisi"nde yapılır. Tıpkı bunun gibi savaşta eğitim "cephenin gerisi"nde yapılır.
4:102'deki inananlar "1 kıyam + 1 secde"den ibaret namaz kılıyorlar. Tıpkı Çanakkale'de savaşan şu askerler gibi.
Sevgi ile, Hasan Akçay
101'de salatın kısaltılması değil de, terki mevzu bahis. O kadar ben odaklı olmayın. Sizden başka abdurrahmanlar da var; onlar 101'de salâtın kısaltılmasından söz edildiğine inanıyor.
İfademiz: en taksurû mine's salât. Samia buradaki fiilin geçişsiz olduğuna dair bir Arap sözlüğünden örnek getirdi, "Güvenilir sözlük budur," diyerek. Ama makaslamış. Meğer cümlenin devamında fiilimizin geçişli de olduğuna dair açıklama yapılıp örnekler veriliyormuş.
Bu bir yana. Fiilimiz geçişsiz olup (salâttan) geri kalmak anlamına gelince de üşenmek ama yine de kalkıp kılmak gibi salâtın, eksik te olsa, kılındığını gösteriyor. O yüzden izleyen ayette o salâta dair "1 kıyam + 1 secde"lik uygulamanın "tarif"i var.
Bir çatışma falan yok, karşılarında hazır düşman bir cephe yok. Arazide keşifteler. Aldıkları duyum üzere keşfe çıkan bir birlik var... Yine karıştırıyorsunuz. Çatışma başka, cephe başka. Çatışma olsa zaten çatışırlar; salât etmezler.
Tiyatro benzetmesine dönelim.
Piyesin oynandığı saaterde sahne: cephe. Piyesin oynanması: çatışma. Oyundan önceki hazırlık anı ve perde araları: cephenin çatışmasız anları. Bu anlarda oyuncular isterlerse sahnede kalıp ısınma hareketleri yapabilir, başarı için dua edebilirler, hattâ çay içebilirler (oyunlarda bunların yapıldığını gördüm ve izleyicelere çok sevimli geldiğini gözlemledim) ama eğitim alamazlar.
Artı, "Cephe yok!" diye diye cephenin var olduğunu anlatıyorsunuz çünkü bu sözleriniz cephenin tarifi. Karşılarında hazır bir düşmanın var olduğunu düşünüyorlar ki korka korka onu keşfe çalışıyorlar. Keşifçilik oynamıyorlar. Şunu bilin: o keşfe katılan herkesin hayatı tehlikededir.
aralarında Resul yok. 102'de aralarında Resul varsa ve onlara salatta bulunacaksa salat var. Ayet varsa demiyor. VE İZA KUNTE FÎHİM diyor: sen onların içinde olduğunda. Olması şarta bağlı bir şeyden söz etmiyor cümle; olan bir şeyi anlatıyor. Şart cümlesiyle hüküm cümlesi arasındaki farkı göz önüne alalım lütfen.
Resul'ün aralarında bulunmaması halinde, namazı nasıl kılacaklarının tarifi neden yapılmamış da... Allah'ın Elçisi ne yapıyorsa her komutan onu yapar. Örneğin erkeknden evini terkedip askerlerine savaş düzeni aldırır (Âl-i İmrân 121), namaz kıldırır (4:102). Âl-i İmrân 121'e itiraz mı ediyoruz ki Nisâ 102'ye itiraz edelim? Tutarlı olalım lütfen!
Bu keşif harekâtı günler, haftalar sürebilir. İşte bu süre zarfında yapılacak salatta mevcut birlik ikiye bölünerek salata alınmaları istenmiş. İsterse İran-Irak savaşı gibi sekiz yıl sürsün cephede Kuran eğitimi olmaz. İran, eğitim yoluyla, Irak'lı esirlerin beynini yıkama işini nerde yaptı, cephede mi? Hz Muhammed bir dahiydi; izin verin de Humeyni kadarcık aklı başında davranabilsin.
101'de salatın kısaltılması değil de, terki mevzu bahis. Bir çatışma falan yok, karşılarında hazır düşman bir cephe yok. Arazide keşifteler. Aldıkları duyum üzere keşfe çıkan bir birlik var , aralarında Resul yok. 102'de aralarında Resul varsa ve onlara salatta bulunacaksa salat var. Bu keşif harekâtı günler, haftalar sürebilir. İşte bu süre zarfında yapılacak salatta mevcut birlik ikiye bölünerek salata alınmaları istenmiş. Teyakkuz halinde olmak lazım, alınmış bir duyum da olsa. Çünkü kafirler gerçek düşmandırlar, önemseyip tedbirini almalılar.
Kuran'da, uzun yada kısa, tarifi yapılmamış bir namazın kısa şekli tarif edilmiş olamaz.
Şu sorunun mutlaka mantıklı, destekli bir cevabının verilmesi lazım:
Resul'ün aralarında bulunmaması halinde, namazı nasıl kılacaklarının tarifi neden yapılmamış da, aralarında Resul'ün bulunması durumunda namazın, (o da) Resul tarafından nasıl kıldırılacağının neden tarifi yapılmıştır?!
Fıkıh kaidelerine göre şu anki bildiğimiz namazın kabul (?) olması için okunması gereken âyet sayısı en az kaçtır? Süre olarak (dk, sn vb) ne kadar sürer?
araya gireceğim önemli olduğunu düşündüğüm bir sualim var
9:122'deki mekan ile 2:196'dan başlayıp devam eden ve 22. surede bahsedilen ritüel için (Hacc) mekan aynı mekan mıdır?
Yani tedrisat için seferber olanlar ile hacc için gelenler aynı mekana mı geliyorlar?
Benim anladığım tedrisat için Medine, Hacc için Mekke'ye işaret ediliyor. Peyamber(a.s) hicretten sonra Mekke'ye bir daha yerleşmediğini tarihsel malumattan biliyoruz. Kabri'de Medine'dedir.
o halde, "sana gelsinler ifadesi" İbrahim(a.s) daha yakın duruyor. Medine'ye değil Mekke'ye yani "Beyti haccetmek için".
selam ve dua ile,
rıdvan
__________________ Tanrı'ya inanan adam olmak kolay, ve fakat Tanrı'nın inanacağı adam olmak zor!
aralarında Resul yok. 102'de aralarında Resul varsa ve onlara salatta bulunacaksa salat var. "Ayet varsa demiyor. VE İZA KUNTE FÎHİM diyor: sen onların içinde olduğunda. Olması şarta bağlı bir şeyden söz etmiyor cümle; olan bir şeyi anlatıyor. Şart cümlesiyle hüküm cümlesi arasındaki farkı göz önüne alalım lütfen." (Hasakçay)
Ha "aralarında bulunduğu zaman", ha "aralarında varsan". Anlam kayması olmuyor.
VE İZÂ KUNTE FÎHİM FE EQAMTE LEHUM ESSALÂTE FE LTEQUM TÂİFETUN...
Bu cümlenin başındaki izâ şart manasını içeriyor ve fe ile başlayan cümle de cevâb cümlesidir.
Alıntı:
"8- (izé): Zarfu zamandır. ŞART MANASINI MUTAZAMMIN OLMAĞLA CEVÂBÎ MUKTAZÎDİR. Cümle-i fi'liye evvelinde bulunur. Fi'lin mazi olması ekser ve muzari' olması eqaldir.
Ve izé raev ticératen ev lehven infeddû..." (El-Muqtedab fî qavâidi-n-Nahv- Muhammed Zihnî) Osmanlıca eser.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma