Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

didar11,

cariye-köle olayını İslam getirmedi, zaten varolan ve kökleşmiş bir sistemi köleler lehine düzelterek aşama aşama kaldırmayı hedefliyordu.

Bu arada başörtüsünün İslam'da farz olmadığını mı savunuyorsunuz artık. Bu forumda pekçok kişi başörtüsü Kuranda yok diyorlar ama çağdaş bilginler hariç ilk devir Müslüman bilginlerinden kanıt getirilemiyor. Bakın azda olsa birkaç bilgin o dönemde demiş olsa anlayacağım biraz ama yok. Yada belki vardır ama kanıt yok işte. Aslında Y.Nuri Öztürk Hoca'ya sormak lazım bu soruyu.

Neden ilk devir din bilginlerinden başörtüsü farz değildir diyen hiç olmamıştır diye insan düşünmeden de edemiyor. Selamlar...

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Barış neden çoğunluk sana kanıt olarak görünüyor...Şunu bil ki Hz. Hüseyin şehit olduktan nice sahabe kılıçtan geçirildikten sonra İslam imparatorların siyasetine uygun hale getirildi...Bunu neden görmüyorsun...Neden sorgulamıyorsun...Şu bahsettiğin İslam alimlerinin sözleriyle Kuran ayetlerdeki kanunları bir kağıda yaz göreceksin ki değinmedikleri nice ayet vardir...Ve senden ricam bahsettiğin alimlerin hadisle mi ayetle mi daha çok meşgul olduğunu araştır göreceksin ki yazdıkları her kitabında hadisler daima açıklayıcı unsurlar olmuşlardır..Ayetlere de az değinirler...Bu yöntemleri hakkında yeterince bir fikir vermiyor mu..Hadisler üzeirne tezler yazan İslam üniversiteleri var....Kafalaırnı en çok hadisler üzeirne yoruyorlar hatta gördüm ki neredeyse uzamanlaşacaklar....Ama ayetler üzeirnde bu kadar durmazlar neden? Ayetler çok mu kapalı...Onların hepsi de ehlisünnet velcemaattir...Şiilerde bile başrtüsü üzeirnde bu kadar kesin yargı yok...Neden?... Bir Emevi siyseti olan Ehlisünnet düşüncesi başörtüsü dahil her konuda biçimlendirme yapmış...Neden içilen kaynağın mahiyetini anlamaya çalışmıyorsun...O alimler zincirin irer halkalarıdır...Hepsi aynı kelimelerle konuşur...Ayrı konuşan zaten sünni sayılmaz...ya şii olur ya zındık olur ya mezhepsiz olur herşey olur....Aç Kuranı bak ne kadar uyumlular...Önce bunu sapta..Ne kadar güvenilir olduklarını farkedeceksin...

Ben şunu farkettim Said Nursiden Haydar Basa,Tirmiziden Seyyid Kutuba tüm alimlerin(her ne kadar cemaatleri de farklı olsa,sürtüşmeleri de olsa) şu anda var olan İslami kanunlarda kendi aralarında bir ayrılık yoktur...Felsefede var..Fikri tartışmalar yaparlar ama katiyen İslam kanunlarında aynı minval üzerindedirler...Çünkü bunların hepsi ehlisünnet vel cemaattir...Çünkü bunlar hala eski imparatorların dini biçimini sürdürüyorlar...Hiç de sorgulamaya niyetleri yoktur...Onlar çok iyi biliyorlar ki asıl İslam o kanunların perde arkasına gizlenmiş olanıdır...Bunu saklıyorlar...Bi incele onları görürsün hep aynı mührü basıyorlar...

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

sayın didar11, yani sonuç olarak size göre başörtüsü Kuranda yok bu bir örf ve sadece Kurana göre yaşamalıyız anlamımı çıkıyor yazınızdan.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

        -
Abdestte başı açmak şart.     Göğüs yırtmacı AÇIKSA onu örtmek için başörtüsüne ihtiyaç var.
Peki, ya abdestin dışında?      Peki, ya KAPALIYSA?

Mâide 101: İnananlar! Eğer açıklanırsa sizi üzecek şeyleri sormayın... ALLAH SİZİ ONLARDAN BAĞIŞLAMIŞTIR - عفا الله عنها.

ÖRNEĞİN "Abdest uzuvlarına baş dahildir; o halde abdestte baş açılacak (5:6); tamam da BAŞ abdestin dışında da açık olacak mı yani başı açmak farz mı?" diye sormayın. Allah sizi sürekli başaçık olmaktan bağışlamıştır.

*

Soru: İmam Malik diyor ki: "Abdestte yıkanan ve mesh edilen uzuvların kapanması şart değildir." Bu görüş doğru mu?

Cevap (Süleyman Ateş, VATAN gazetesi, 16 Kasım 2009): İmam Malik’in, kadının avreti konusundaki görüşü kanaatime göre namazla ilgilidir.

Hasan Akçay: Yani o uzuvlar namaz için alınan abdestte açılabilirmiş yalnızca. Süleyman Ateş'in kanaati bu; İmam Malik'in görüşü o. ŞUNUN görüşü; BUNUN kanaati... İyi ama hani geçerli olan şunun bunun iddiası değil ALLAH'IN DEDİĞİ idi? Hani İslam şunun bunun değil ALLAH'IN DİNİ idi?

Sayın Ateş oturmuş, imam Malik'le hüküm yarıştırıyor. Sonra kalkıyor, "Tesettür Allah'ın hükmüdür!" diye yemin billah ediyor.

*    
 
YİNE örneğin "AÇIK olan göğüs yırtmacının üstüne başörtüsü vurulacak (24:31), tamam da her zaman mı vurulacak?" demeyin. "Örneğin balıkçıyaka kazak giyildiği için göğüs yıtmacı zaten KAPALI olunca da oraya başörtüsü vurulacak mı; başı örtmek farz mı?" diye sormayın. Allah sizi sürekli başörtülü olmaktan bağışlamıştır.
 
Açık ve net. "Allah'ın dini"nde inanan kadın özgürdür; ister başörtülü olur ister başaçık. Ama "şunun bunun dini"nde hayır, özgür olamaz; başını örtmek zorundadır.
 
Sözün özü bu. Başörtüsü Allah'ın emri değil şunun bunun emridir yani kendilerini Allah'tan büyük sayan alimlerin.

(Alıntıdır. Bu çalışmamın tamamını okumak isteyenler "Tesettür kimin emri? "ni tıklayabilir.)

Sevgi ile,

Hasan Akçay

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Sayın didar ,

Allahın emri göğsün örtülmesidir. Başın örtülmesi değil.

Kadının göğüsleri kapalı, göğüs dekoltesi yoksa Kur'ana göre ayriyeten bir örtü kullanması gerekmez. 

Baş örtüsünün namus olması konusuna gelince, başörtüsünün sonradan Yahudi etkisiyle Alyans vazifesini oynamış olmasından geliyor. Bu anlayışa göre evli kadın saçının bir telini başka erkeğe göstermemeli. Gösterirse ne olur. Karşıdaki erkeği yanıltmış olur. Kendini genç kız veya dul kadın konumunda göstermiş olur.Karşıdaki erkeğe başımda bir erkek yok mesajı vermiş olur. Erkeğin ümitlenmesine yol açar. Ona evlenme niyetiyle yaklaşmasına yol açar. BU da ortalığı karıştırır.  Hani çapkınlık yapmak isteyen bazı erkekler alyans kullanmaz falan ya. Bunun gibi bir olay.

Bu o zamanın toplumunun anlayışıdır. Geçenlerde İranlı ve Türklerden oluşan bir müzik topluluğu TRT de çıktı. Toplulukta İranlı kızlar vardı. Saçlar örtülü ama saçın önden bir kısmı gözüküyor. Eşime dedim ki bak bu örtünme şeklinden ben bu kişinin bekar olduğunu anlıyorum. Evli olsaydı bir telini göstermezdi.

Şimdi bunun yerine alyans var. Bakarsın kızın veya erkeğin ellerine , durumunu anlar. Yaklaşımını ona göre yaparsın.

Batı Türkiyede bu eşarp mevzuuna alyans olarak bakılmaz. Allahın emri diye genç kız, evli kadın tam örtünür. Bazı yerlerde genç kız allı, güllü ,desenli dikkat çekici eşarplar kullanır ki durumu belli olsun. Evli kadınlar sade eşarp kullanır. Ama bir de aşırı dinci bir kesim var. Ufacık beş yaşındaki çocuklara bile giydiriyorlar. En azından ergenlikten sonraki bir mükellefiyet olarak algılanan ve bilinen  bu başörtme olayını küçücük çocuklara uygulamasalar.  Ama olmaz. Yobaz heryerde yobaz.

Genel olarak bayanlar ister eşarp giysin, ister giymesin medeni durumunu elindeki alyansa bakarak anlarsın. Bu Türkiyede muhafazakar kesimlerin de uyguladığı bir batı adetidir ve uluslararasıdır.   Bu alyans olayı Amerikalı, Alman, Fransız, İspanyol, Rus vb. geçerli. Ama bir Afganlı, bir İranlı  için geçerli olmayabiliyor. 

BU konular 1800 lere kadar hiçbir yerde tartışılmadı. Tarım toplumunda kadının yeri belli idi. Ama 1800 lerde batıda Endüstri toplumu ortaya çıktı. İnsanlar şehirlere göç etti. Kadın şehirde fabrikalarda, okullarda, hastanelerde çalışmaya başladı. Eğitim aldı. Bunun neticesinde bugünkü haklarını elde etti.

Esasen bu dini konularda gelenekçilerin en büyük açmazı Dini tarım toplumu anlayışlarına hapsetmektir. 1800 lerden beri dünya çok değişik. Eğitim var, endüstri var. Şehirlerde hizmet sektörleri var. Kadın erkek her yerde, bir arada, çalışıyorlar.  Sen kalkıp anlayışlarını bundan 1000 sene öncenin alimlerinin kitaplarına göre yaparsan hata edersin.

1800 lere kadar hiçbir islam bilgini , hristiyan, yahudi bilgini bu konuları tartışmamıştır. Gerek te yoktur. Çünkü şehirleşme ve kadının erkeklerle birlikte olduğu bir ortam yoktur. Ama 1800 lerden sonra şehirleşme ve endüstrileşme olunca bu problemler ortaya çıkmış ve tartışılmaya başlanmıştır.