HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an Hükümleri ve Kavramları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an Hükümleri ve Kavramları
Konu Konu: KURANDA ŞEFAAT Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
MaHZeN
Groupie
Groupie


Katılma Tarihi: 16 eylul 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 58
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı MaHZeN

Şefaat için, şefaat etmesine izin verilen ve şefaat edilecek kişinin belirlenmesi gerekiyor.

Yani Allah şefaat edilecek kişiyle, şefaat edecek kişiyi kendisi belirleyecek.

Durum bu olunca, Allah dilemedikçe ne bir insan şefaat edebilir ne de bir kimseye şefaat edilebilir.

Ayetel kürsinin manası da apaçık bu konuyu açıklar. Ayrıca kuranda bir çok ayet bu konuyu tekrar açıklar.





__________________
Karanlıkta Dile Getirmekten Çekindiğiniz Hakikat Bir Gün Aydınlıkta İşitilecek, Ve Gizli Mekanlarda Öğrendiğiniz İnancı Bir Gün Çatılardan Haykıracaksınız. ...

Hz. İsa
Yukarı dön Göster MaHZeN's Profil Diğer Mesajlarını Ara: MaHZeN
 
hasanoktem
Admin Group
Admin Group


Katılma Tarihi: 10 eylul 2006
Gönderilenler: 2837
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasanoktem

 

http://eski.iktibas.info/dergi/subat/dusunce6.htm



__________________
Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
Yukarı dön Göster hasanoktem's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasanoktem
 
hasanoktem
Admin Group
Admin Group


Katılma Tarihi: 10 eylul 2006
Gönderilenler: 2837
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasanoktem

 

ALINTIDIR :

ŞEFAAT KONUSUNDA AÇIKLAMA
 
 
Kuran'da şefaat konusu iki bağlamda ele alınır. İkisi karıştırıldığı için sıkıntı yaşanıyor anlamakta.

1- Mekkeli Müşriklerin - ki bunlar yeniden dirilmeye inanmayan adamlardır - Meleklerin "Allah'ın kızları (haşa) ve kendilerinin şefaatçileri inançları" Buradaki dünya işlerindeki şefaat yani yardım inançlarıdır ( Kabenin koruyucuları olmaları hasebi ile )

İŞTE KURAN'da "illa, men" ŞARTLI ŞEFAAT ayetleri buna işaret etmektedir. YANİ DÜNYADA SİZE KİMSE ŞEFAAT EDEMEZ ANCAK RAZI OLUNANLAR için ALLAH'IN İZİN VERDİKLERİ DIŞINDA. ( net açıklaması NECM Suresi 19-28 ayetler arası )

bu dünyada Allah'ın kullarına yardımı ile ilgilidir ve Allah izin verise dilerse melekleri yardımcılar kılar. BKZ. BEDİR SAVAŞINDAKİ ve FETİHTEKİ yardım.

Yusuf peygamberimize de yardım edilmiştir ( Züleyha'nın fitnesine düşmekten korunarak ) daha bir çok salih ve razı olunan kula da.
Ahzab 43. Hüvellezi YUSALLİ aleykum ve melaiketehu.... ayetine bakınız.

2- hristiyanların ve yahudilerin kıyamet günü kendilerine İsa peygamberimiz ile Musa ve Davut peygamberlerimiz ile Üzeyir'in şefaat edip tüm günahlarını bağışlatacakları inançları.

Kıyamet günü şefaatı ile ilgili tüm ayetler de bu inançlara reddiyedir. O GÜN ŞEFAAT YOKTUR. TEK SIĞINILACAK ALLAH'TIR şeklinde ve bunda istisna verilmez. ve MERHAMETLİ İSA, DAVUT figürlerinin karşısına RAHMAN RAHİM RAUF sıfatları ile Allah kendisinden bağışlanma istenmesini esas MERHAMETİN KAYNAĞININ KENDİSİNİN OLDUĞUNU BELİRTİR.

Maliki yevm ed din : HESAP GÜNÜNÜN YARGICIDIR ( SAHİBİDİR-KRALIDIR ) ( Fatiha ) da buna son noktayı koyar.

Meryem suresinin son bölümünde ( 85-95. ayetler arası ) PEYGAMBERLERİN kıyamet günü şefaat edemeyecekleri tam tersine onların da tüm yaratılmışlarında, Allah'a "yapayalnız" ve sadece "kul" olarak hesap vermeye gelecekleri 2 kere üstüne basarak anlatılır. Yine bu bölümde Allah'tan ahid almışların dışında kimse ŞEFAATE SAHİP olamayacaktır denilir. Dİkkat ŞEFAAT EDEMEYECEKTİR değil ŞEFAATA SAHİP OLAMAYACAKTIR. ( LA YEMLİKU EŞ ŞEFAATE der ) o gün Allah kimlere şefaat yani yardım edeceğini yani kimlere ahid verdiğini bi rçok ayette açıklar ve muhkemi Zümer 41-55. ayetler arasıdır.

Kıyamet günü bağışlanma ile ilgili tüm şefaat ve af konusunun Muhkemi, ZÜMER suresi 41-55. ayetler arasıdır.

Allah, alemlerin tek Rabbi tek İlahı tek Meliki O'dur ve O'nun eşi, dengi, benzeri, ortağı yoktur.


__________________
Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
Yukarı dön Göster hasanoktem's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasanoktem
 
sasha
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 27 kasim 2009
Gönderilenler: 368
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı sasha

Selam,

Bir kimsenin gunahini baskasinin tasimasina izin vermeyen Allah'in, kiyamet gunu sefaat konusunda da, ayni adiliyetle davranacagini dusunuyorum.

Bu durumun peygamberler icin de ayni sekilde gecerli oldugu, kitapta yaziyor.

Hele hele musrik Mekke'liler icin Allah'in bir sefaat sistemi uygulayacagini sanmiyorum.(Allah'a kiz evlat eklemek ve yeniden dirilise inanmamak, faiz vs. sebepli)

Allah'in,sirf Kabe yuzunden boyle kimseler ile ahid icinde(ahid verdigi) olabilecegi dusunulemez  sanirim. Cunku Allah heryerde ve zamandan mekandan muaf..




__________________
sana iyi görünen bir başkasının kötüsüyse ona "gerçek" değil “düşün” denir. gerçekler değişmez ama düşün değişkendir.
Yukarı dön Göster sasha's Profil Diğer Mesajlarını Ara: sasha
 
hasanoktem
Admin Group
Admin Group


Katılma Tarihi: 10 eylul 2006
Gönderilenler: 2837
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasanoktem

 

Ebu Kerem yazdı :

İSLAM'A GÖRE ŞEFAAT ÇALIŞMASI

İSLÂM’DA ŞEFAAT KONUSU

1- KELİMENİN KÖK ANLAMLARI

ŞEFEAT kelimesi Arapça Şin-Fe-Ayn  ش ف ع     kökünden türemiştir.Üç anlamda kullanılmıştır.

a- Bir işe vesile olmak, yardım etmek ve himaye görmek şeklinde fiil olarak, yardım, aracılık, himaye, yardımcı, aracı şeklinde isim ve sıfat olarak (Nisa 85. Ayet),
b-Bir şeyi çift yapmak,ikilemek şeklinde fiil olarak,. “Bilal ezan okurken her cümleyi ikilemekle (YEŞFEÂ) emrolundu”(Buhari, Ezan,2), çift şeklinde sıfat, isim anlamında ( Fecr  3. Ayet ),

c-Kelimenin bir başka türevi şüf’â sigasıdır.Satılmakta olan bir malı, ortağın veya yakınların öncelikli alma hakkı ( Şüfa hakkı ) olarak kullanılmıştır.

2- TARİHİ ARKA PLANI

ŞEFAAT kavramı her lisandaki değişik karşılıkları ile, yeryüzünde yaşanan ve hepsi İslam’dan türetilmiş bulunan tün inançlarda vardır ve kullanılmıştır. Tarihsel olarak iki alanda kullanıldığı bilinmektedir ve Kuran’da da aynı iki alanda kullanımları işlenmiştir.

 a) Dünyadaki işler ve olaylarda ( İktidar, güç, servet, yağmur, rızk, bolluk, evlatlar, sağlık v.b. ) İLAHİ YARDIM ve   DESTEK görme

b) Kıyamet günü hesabında, günahların bağışlanması için YARDIM ve DESTEK  GÖRME

İnsanlığın yeryüzünde Adem’den beri akıp giden tesbihi incelendiğinde, herkesin inandım dediği, HERŞEYİ YARATIP YÖNETEN O YÜCE TEK TANRI’nın isminin altına “seçilmişler, kutsallar” olarak yazılmış ve kuşaklar içerisinde AŞIRI YÜCELTİLEREK yarı-tanrılaştırılmış isimlerin üç bölümde olduğunu görüyoruz:

-       Peygamberler, Salih kişiler

-       Melekler

-       Liderler, Krallar ve hanedanları, Ulusal Kahramanlar

İman konusunda oluşturulan ve yüce Allah’ın “bu, Bana ortaklar isnad etmektir yani şirktir” dediği bu durumun analizi yapıldığında iki temel sebep olduğu görülmektedir:

-       İktidarı ele geçiren zalim idarenin kendi zulüm ve günahlarını meşrulaştırmak ve halk yığınlarının mutlak itaatini sağlamak maksadı ile, din adamları sınıfını da kullanarak oluşturduğu “ Kendisinin ve hanedanının, Tanrı’nın oğlu-gölgesi-halifesi-atanmışı” inancı

-       Peygamberlerin, Salih kişilerin, Meleklerin aşırı yüceltilerek “O Tek Tanrı’nın nurundan yaratıldığı, O’ndan doğdukları, O’ndan bir parça taşıyan en yakınları, oğulları, kızları” oldukları inancı

İslam’dan türetilerek kuşaklar içerisinde yerleşik DİN haline gelmiş bu inançların arka planına inildiğinde şu görülecektir:

“ Bu isimleri de, O TEK TANRI ile beraber anmalı, yüceltmeli, tazim etmeliyiz ki O TEK TANRI’da bundan memnun olsun, dinimiz tam olsun ve bu isimler bize dünyada bolluk, bereket, güç versin, ahiretteki hesapta da bize kefil, şefaatçi olsunlar kefaretimizi ödesinler ve bizim günahlarımızı bağışlatsınlar. Çünkü, O TEK TANRI, onlar kendinden oldukları için onları kırmaz”

İşte bu mantık, çarpıtılmış, şirke dönüştürülmüş ŞEFAAT inancının kök sebebidir.

MS. 7. Yüzyılda, son Vahyin indiği orta doğu bölgesi ve Muhammed peygamberin (selam ona) içinde yaşadığı Hicaz toplumları da bu çarpıtılmış ve şirke dönüştürülmüş ŞEFAAT inançları ile yaşamaktaydılar. İndiği bölgenin yaşayan özneleri üzerinden mesajını tüm insanlığa ileten Rabbimiz, bu iki ana grubun tüm inanç ve amel bozukluklarını “bir kere daha” düzeltmek ve onlar üzerinden tüm insanlığa HAK BİLGİYİ hatırlatmak amacı ile son Vahyi el-Kuran’da bu konuyu tüm detayları ile apaçık bir şekilde gözlerimizin önüne sermiştir.

Şefaat’in, dünyadaki işlerdeki yardım bölümünün çarpıtılmamış, şirke dönüştürülmemiş anlamını, Allah’a, meleklere, peygamberlere, kitaplara iman ettiğini söyleyen ancak yeniden dirilmeye ve hesaba itiraz eden ÜMMİLER ( yani hicaz bölgesi Müşrikleri ),

Ahiretteki hesap günündeki yardım bölümünün çarpıtılmamış, şirke dönüştürülmemiş anlamını ise EHLİ KİTAB üzerinden açıklamış ve detaylı olarak DOĞRUSUNU anlatmıştır.

Bu iki örnek öznenin inanç detayları hatırlamak, konuya derinlemesine vakıf olmak ve Kuran’da işlenen ŞEFAAT konusunu tam ve doğru olarak anlamak için gereklidir.

 

a- ÜMMİLER’in Şefaat inancı : Allah’a, meleklere, peygamberlere, kitaplara iman ettikleri söyleyen ancak yeniden dirilmeyi ve hesabı inkar eden Hicaz Bölgesi Araplarının bu inanç ve inançsızlıklarının delilleri şu ayetlerdedir:

Allah’a iman         &n bsp;         &n bsp;         &n bsp;    : Ankebut 61,63; Zuhruf 9,87; Yunus 31; Lokman 25;  Zümer 3, 38; Yunus 18

Meleklere iman         &n bsp;         &n bsp;         : Zuhruf 19; Necm,27; Saffat 150; Enam 8,100; Nahl 57

Peygamberlere ve Kitaplara iman : Zuhruf 31; İsra 93; Enam 109,156,157; Sad 8

Yeniden dirilme ve hesabı inkar  : Enam 29; Nahl 38; İsra 49, Müminun 35,37,82; Saffat 16-18; Necm 27; Duhan 35; Kaf 3; Cin 7; Teğabün 7

Görüldüğü üzere Ümmiler yeniden dirilme ve hesap gününü çok açık ve net bir şekilde inkar ediyorlar ve buna rağmen Allah’a ve meleklere iman ederek dişi isimlerle isimlendirdikleri ve “Allah’ın kızları” olarak sıfatlandırdıkları melekler için diyorlar ki:

“Haberin olsun; halis (katıksız) olan din yalnızca Allah’ındır. O’ndan astından evliyalar edinenler (şöyle derler:) “Biz, bunlara bizi Allah’a daha fazla yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz.” Elbette Allah, kendi aralarında hakkında ihtilaf ettikleri şeylerden hüküm verecektir. Gerçekten Allah, yalancı, kafir olan kimseyi hidayete erdirmez. Zümer/3

“Allah’ın astından kendilerine zarar vermeyecek ve yararları dokunmayacak şeylere de kulluk ederler ve: “Bunlar Allah katında bizim şefaatçilerimizdir” derler. De ki: “Siz, Allah’a, göklerde ve yerde bilmediği bir şey mi haber veriyorsunuz? O, sizin şirk koştuklarınızdan uzak ve yücedir.” Yunus718

İşte Ümmilerin bu DÜNYA HAYATINDAKİ İŞLERİ İÇİN kendilerine yardım ve yarar sağlayacak VELİLER-ŞEFAATÇİLER edinme ve onları Allah’a ortak koşma inançları ŞEFAAT’in birinci anlamına örnek olarak Kuran’da işlenmiştir.

Kuran, bu tip şefaat yani dünya işlerinde yardım ve destek inancını kökten reddetmez, ancak bu yardımın ve desteği İKİ ŞARTA bağlayarak der ki: Melekler ve diğer Allah’ın kulları, yarattıkları dünya hayatındaki işlerde insanlara yardım edebilirler, destek olabilirler, ancak ( İLLA, MEN ) :

-       Bu yardımı desteği kendi başlarına değil ancak ( illa ) ALLAH’IN İZİN VERDİKLERİ ALLAH’IN DİLEMESİ ve İZNİ İLE yapabilirler

-       Ve kullarından ( men ) DİLEDİKLERİNE yani RAZI OLDUKLARINA yapabilirler.

Bu bölümün ilgili ayetleri aşağıda bütünlük halinde incelenecektir.

 

b- EHLİ KİTAB’ın Şefaat inancı : O günkü Hicaz bölgesinde ve Orta Doğu’da ellerinde Tevrat ve İncil Mushafları tutarak “Yahudiyiz” ve “Hristiyanız” diyenlerin de Şefaat inançları ikinci bölüm yani ahretteki hesap gününde kendilerine yardım edilmesi ve günahlarının bağışlatılarak cennete gireceklerine yönelik idi.

Yahudiyiz diyenler, dünyada O TEK TANRI’nın kendilerini seçtiğini, seçkin ümmet-kavim olduklarını, İbrahim, İshak, Yakub ( İsrail ), Yusuf, Musa ve Harun ( selam hepsine ) soy zinciri içinde, “Allah’ın oğulları ve sevgilileri ( Maide 18) olduklarını böylece kendilerine ahirette de yardım edilip cennete gireceklerine inanmaktaydılar. En fazla birkaç gün cehennemde kalıp çıkacaklarına inanıyorlardı. ( Bakara 80,111,135; Al-i İmran 24 )

Hristiyanız diyenler, İsa peygamberin ( selam ona ), O TEK TANRI’nın oğlu olduğuna (haşa subhanAllah), O’nun nurundan doğduğuna ve O TEK TANRI’yı oluşturan üç unsurdan biri olduğuna İMAN EDİLDİĞİ takdirde, kendi günahlarının kefaretinin onun tarafından ödendiğine ve kıyamet günü tüm insanların YARGILAMASINI “Merhametli Kral İsa’nın” ( Rahman-Rahim-Rauf – Maliki yevm ed-din) yapacağını ve bu inancı tasdik edenlere ŞEFAAT ederek onları Göklerin Krallığına (Cennete) sokacağına inanıyorlardı. ( Bakara 80,111,135 ve Hristiyan amentüsü )

İşte Kuran’daki ikinci bölüm yani ahirette ki hesap günündeki ŞEFAAT konusunu anlatan ayetler bu tip inançlara yöneliktir ve Kuran bu ikinci tip ŞEFAAT inancını kökten reddederek sadece şu istisnayı verir :

-       Kıyamet günü ŞEFAAT yoktur, kimse kimseye ŞEFAAT EDEMİYECEKTİR, yargının, yardımın günahların affının tümünün TEK YETKİSİ Allah’a aittir ve o yardıma, affa ( yani sizin tabirinizle ŞEFAATA ) sadece ve sadece Allah’tan ahit almışlar SAHİP OLABİLECEKTİR yani günahları affedilip cennete girebileceklerdir.

Bu bölümün ilgili ayetleri aşağıda bütünlük halinde incelenecektir.

 

3- KURAN’DA ŞEFAAT KAVRAMI İLE İLGİLİ AYETLER

Yukarıda da belirttiğimiz gibi, Rabbimiz son Vahyi olan el-Kuran’da, insanlığı şirk batağına götüren bu tahrif edilmiş ve saptırılmış iki tip ŞEFAAT anlayışının tam ve detaylı açıklamasını yapmıştır. Bu açıklamalar ile imtihanını başarmak isteyen, dosdoğru iman eden ve gönülden Rablerine yönelen takvalı kullarını, insanlığın büyük çoğunluğunun binlerce yıldır düştüğü bu büyük küfür ve şirk inançlarından kurtarmıştır.

Kuran, Şin-Fe-Ayn kökünden oluşan Şefaat kavramı toplam 26 kere geçer ve üç bölüm ayette kullanır:

-       Kelimenin kök anlamlarını veren ayetler ( 2 ayet )

-       Dünya hayatındaki işlere ait yardım, destek inançlarını düzelten ayetler ( 5 ayet )

-       Ahirette hesap gününde günahların bağışlanmasına yönelik yardım, destek inançlarını düzelten ayetler. ( 19 ayet )

Şimdi sırası ile ve ayetlerin siyak ve sibaklarına da bakarak bütünlük halinde bu ayetleri inceleyelim:

a- KELİMENİN KÖK ANLAMINI VEREN AYETLER ( 2 ayet )

(FECR suresi 3. ayet)

وَالشَّف 18;عِ وَالْوَت 18;رِ

“Çift’e ve tek’e”,

Bu ayette kelimenin kök manalarından olan ÇİFT,  zıttı olan TEK ( Vitr ) ile birlikte kullanılmıştır.

(NİSA suresi 85. ayet)

مَنْ يَشْفَعْ شَفَاعَة 11; حَسَنَةً يَكُنْ لَهُ نَصٖيبٌ مِنْهَا وَمَنْ يَشْفَعْ شَفَاعَة 11; سَيِّئَة 11; يَكُنْ لَهُ كِفْلٌ مِنْهَا وَكَانَ اللّٰهُ عَلٰى كُلِّ شَیْءٍ مُقٖيتًا

“Kim, bir güzelliğe aracılık ederek yardımda bulunursa, ondan kendisine bir hisse vardır; kim de bir kötülüğe aracılık ederek yardımda bulunursa, ondan da kendisine bir pay vardır. Allah her şeyin üzerinde koruyucudur.”

Bu ayette, kelimenin ARACILIK İLE YARDIM ETMEK, DESTEK OLMAK manası hem fiil hem isim olarak kullanılmıştır.

Burada çok önemli bir kural var, buna dikkat etmeliyiz ŞEFAAT ETMEK yani bir işe bir kimseye aracılık etmek fiil olarak YEŞFEU şeklindedir. Ne yazık ki birçok mealde, özellikle kıyamet günü yardım görmek yani ŞEFAATE SAHİP OLMAK ( şefaat etmek değil ) kavramı dikkat edilmeden sanki o ayetlerde YEŞFEU kullanılmış gibi çevrilmektedir. Bunu aşağıda ilgili ayetlerde göreceğiz. YEŞFEU ile YEMLİKU EŞ ŞEFAATE ya da TENFEU EŞ ŞEFAATE tam zıt fonksiyonları anlatır:

YEŞFEU = Birine bir işe ARACILIK ile YARDIM ETMEK

YEMLİKU -TENFEU EŞ ŞEFAATE = birinden – bir şey vasıtası ile YARDIM GÖRMEK, YARDIMA SAHİP OLMAK demektir.

Ortada bir şefaat ve yardım varsa bunun İKİ TARAFI vardır; ŞEFAAT-YARDIM EDEN ve ŞEFAAT-YARDIM EDİLEN.

 İşte ayetlerdeki bu anlatım dikkatsizce geçilmekte ve incelik fark edilmediğinden anlam kargaşası doğmaktadır. Bugün ve geçmişte şefaat inancı konusunda zıt fikirleri savunup iki grup ayetleri delil getirerek tartışanların iki temel hatası şefaatin dünya ve ahirette olan ayrımına ve ilgili ayetlerdeki ŞEFAAT ETMEK ile ŞEFAATE SAHİP OLMAK arasındaki farka dikkat etmemelerinden kaynaklanmaktadır. BU FARK EDİLDİĞİNDE KONU NET OLARAK ANLAŞILABİLMEKTEDİR.

 

b- Dünya hayatındaki işlere ait yardım, destek inançlarını düzelten ayetler ( 5 ayet )

Ümmiler özelinde anlatılan DÜNYA İŞLERİNDE ŞEFAAT YARDIM DESTEK konusu insanlık tarihi boyunca genellikle Meleklerin fonksiyon ve yetkilerinin Vahiy ile bildirilen şeklinin dışına taşırılması ile oluşturulmuştur.

Eski Yunan ve Roma inançlarında da gördüğümüz, Denizler Tanrısı, Yağmurlar Tanrısı, Bereket Tanrısı v.b. inanç sapmalarının da “melek” inançlarının kuşaklar içerisinde saptırılması ile ortaya çıktığı çok açıktır. Bu inançlarda ve diğer benzer inançlarda HER ŞEYİ YARATIP YÖNETTİĞİNE İNANILAN O TEK TANRI’nın dünyadaki işleri “o meleklere devrettiği, onlarında kendi başlarına bunları evirip çevirdiğine” yönelik inanışlar bu anlayışı oluşturmuştur. Bunun sonucu olarak “o kutsal varlıklara” da tazim, dua, yüceltme yapılması ve adaklar, kurbanlar sunulması gerektiği aksi takdirde bu menfaatlerden kendilerini mahrum edeceklerine yönelik şirk inanç ve eylemleri oluşmuştur.

İşte Muhammed peygamberin içlerinden çıktığı Ümmiler de bunun tıpatıp aynısı bir melek inancına sahiptiler. Meleklerin “Allah’ın kızları” olduklarına, onlara bu dünyadaki bolluk, bereket, korunma, zaferler, evlatlar v.b. menfaatleri onların sağladıklarına inanmakta ve onlara da ibadet ederler, kurbanlar sunarlarsa dinlerinin tam olacağına ve Allah’a yaklaştırılmış olacaklarına iman ediyorlardı. Onlara LAT-MENAT-UZZA şeklinde dişi isimler vermişler, birer dikili taş ile sembolleştirmişler ve Allah ile beraber isimlerini dualarında, niyazlarında, haclarında, kurbanlarında anıyorlardı.

Rabbimiz son Vahyinde, insanlığın bu sapkın ve çarpık MELEK anlayışını ve inançlarını düzeltmek ve onların hak bilgisini hatırlatmak için aşağıdaki müteşabih ( benzeştirerek anlatan ) ayetleri indirmiş, ve meleklerden dünyada şefaat gördüklerine inananlara gerçeği açıklamış ve tüm bu melek şefaati inançlarının MUHKEMİNİ Zümer suresi 19-25. Ayetler arasında hükme bağlamıştır.

Önce meleklerin asli fonksiyonlarını ve yetkinliklerinin sınırlarını veren müteşabih ayetleri görelim ve devamında bu ŞEFAAT anlayışının düzeltildiği ayetleri bu bağlamda inceleyelim:

“Gökler, neredeyse üstlerinden çatlayıp parçalanacaklar; melekler de Rablerini hamd ile tesbih ederler ve yerde olanlara mağfiret dilerler. Haberiniz olsun; gerçekten Allah, bağışlayan ve esirgeyen O’dur.” Şura 5

“Arş’ı yüklenmekte olanlar ve çevresinde bulunanlar, Rablerini hamd ile tesbih etmekte, O’na iman etmekte ve iman edenlere mağfiret dilemektedirler: “Rabbimiz, rahmet ve ilim bakımından her şeyi kuşatıp sardın, tevbe edenler ve senin yoluna tabi olanlara mağfiret et ve onları cehennem azabından koru.Mümin 7

“Göklerde ve yerde kim varsa O’na aittir. Ve O’nun katındakiler, O’na ibadet etmekten ne çekinirler ne de yorulurlar.

Gece ve gündüz tespih ederler, bıkıp usanmazlar.

“Rahman (olan Allah) çocuk edindi” dediler. O, (bu yakıştırmadan) yücedir. Hayır, onlar (melekler) ikrama layık görülmüş kullardır.

Onlar sözle (bile olsa) O’nun önüne geçmezler ve onlar O’nun emriyle yapıp etmektedirler.

Allah, onların önlerindekini de, arkalarındakini de (yaptıklarını da, yapacaklarını da) bilir. Allah rızasına ulaşmış olanlardan başkasına şefaat etmezler. Onlar, Allah korkusundan titrerler!

Onlardan her kim: “Gerçekten ben, O’nun dışında bir ilahım” diyecek olsa, bu durumda biz onu cehennemle cezalandırırız. Zalimleri biz böyle cezalandırırız.” Enbiya Suresi 19-29

Rabbin meleklere vahyetmişti ki: “Şüphesiz ben sizinleyim, iman edenlere sağlamlık katın, inkâr edenlerin kalblerine amansız bir korku salacağım. Öyleyse, vurun boyunlarının üstüne, vurun onların bütün parmaklarına.” Enfal 12

“Sen mü’minlere: “Rabbinizin size meleklerden indirilmiş üç bin kişiyle yardım iletmesi size yetmez mi?” diyordun.

Evet, eğer sabrederseniz, sakınırsanız ve onlar da aniden üstünüze çullanıverirlerse Rabbiniz size meleklerden nişanlı beşbin kişiyle yardım ulaştıracaktır.” Al-i İmran 124-125

Şüphesiz, Allah ve melekleri Peygambere destek olurlar. Ey iman edenler, siz de ona destek olun ve tam bir teslimiyetle ona itaat edin. Ahzab 56

O’dur ki, size destek olmakta ve melekleri de; sizi karanlıklardan nura çıkarmak için. O, mü’minleri çok merhametlidir. Ahzab 43

İşte bunlar ve benzeri bir çok ayetlerden öğreniyoruz ki, melekler Allah’ın kullarıdır, O’nun emri olmadan bağımsız iş göremezler ve tam bir itaatle Allah’ın emirlerini uygularlar. Dünyadaki işlerde, Allah’ın dilemesi, izni ve  emri ile O’nun razı olduğu kullarına ŞEFAAT yani yardım ve destek verirler. Buradaki incelik, bu yardım ve desteğin TEK SAHİBİ, YETKİLİSİ ve EMİRİ Allah’tır, melekler sadece bu emri yerine getirmektedir.

Ümmilerin, meleklerin kendi başlarına yetkili olduğu, diledikleri gibi iş görebildiklerine ve kendilerinin şefaatçileri olduklarına yalanlama getiren ayetlerden önce, Meleklerin asli fonksiyonlarını ve nasıl iş yapıp ettiklerini açıklayan bu ayetler, konuyu anlamaları açısından çok önemlidir.

Şimdi, bu dünyadaki şefaat konusuna değinen 5 ayeti ve sonunda varıp durdukları muhkemini görebiliriz.

(YÛNUS suresi 3. ayet)

اِنَّ رَبَّكُم 15; اللّٰهُ الَّذٖى خَلَقَ السَّمٰو 14;اتِ وَالْاَر 18;ضَ فٖى سِتَّةِ اَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوٰى عَلَى الْعَرْش 16; يُدَبِّر 15; الْاَمْر 14; مَا مِنْ شَفٖيعٍ اِلَّا مِنْ بَعْدِ اِذْنِهٖ ذٰلِكُمُ اللّٰهُ رَبُّكُم 18; فَاعْبُد 15;وهُ اَفَلَا تَذَكَّر 15;ونَ

Şüphesiz sizin Rabbiniz, altı günde gökleri ve yeri yaratan, sonra arşa istiva eden, işleri evirip çeviren Allah’tır. Onun izni olmadıkça, (Bu işlerde) aracı (şefiiyi) yoktur. İşte Rabbiniz olan Allah budur, öyleyse O’na kulluk edin. Yine de öğüt alıp düşünmeyecek misiniz?

(YÛNUS suresi 18. ayet)

وَيَعْبُ 83;ُونَ مِنْ دُونِ اللّٰهِ مَا لَا يَضُرُّه 15;مْ وَلَا يَنْفَعُ 07;ُمْ وَيَقُول 15;ونَ هٰؤُلَاء 16; شُفَعَاؤ 15;نَا عِنْدَ اللّٰهِ قُلْ اَتُنَبّ 16;ئُونَ اللّٰهَ بِمَا لَا يَعْلَمُ فِى السَّمٰو 14;اتِ وَلَا فِى الْاَرْض 16; سُبْحَان 14;هُ وَتَعَال 48;ى عَمَّا يُشْرِكُ 08;نَ

Allah’ı bırakıp kendilerine zarar vermeyecek ve yararları dokunmayacak şeylere kulluk ederler ve: “Bunlar Allah katında bizim şefaatçilerimizdir” derler. De ki: “Siz, Allah’a, göklerde ve yerde bilmediği bir şey mi haber veriyorsunuz? O, sizin şirk koştuklarınızdan uzak ve yücedir.”

(ENBİYÂ suresi 28. ayet)

يَعْلَمُ مَا بَيْنَ اَيْدٖيه 16;مْ وَمَا خَلْفَهُ 05;ْ وَلَا يَشْفَعُ 08;نَ اِلَّا لِمَنِ ارْتَضٰى وَهُمْ مِنْ خَشْيَتِ 07;ٖ مُشْفِقُ 08;نَ

Allah, onların önlerindekini de, arkalarındakini de (yaptıklarını da, yapacaklarını da) bilir. Allah rızasına ulaşmış olanlardan başkasına şefaat etmezler. Onlar, Allah korkusundan titrerler!

(SECDE suresi 4. ayet)

اَللّٰهُ الَّذٖى خَلَقَ السَّمٰو 14;اتِ وَالْاَر 18;ضَ وَمَا بَيْنَهُ 05;َا فٖى سِتَّةِ اَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوٰى عَلَى الْعَرْش 16; مَا لَكُمْ مِنْ دُونِهٖ مِنْ وَلِىٍّ وَلَا شَفٖيعٍ اَفَلَا تَ تَذَكَّر 15;ونَ

Allah; gökleri, yeri ve ikisi arasında olanları altı günde yarattı, sonra arşa istiva etti. Sizin O’nun astından bir yardımcınız ve şefaatçiniz yoktur. Yine de öğüt alıp düşünmeyecek misiniz?

(NECM suresi 26. ayet)

وَكَمْ مِنْ مَلَكٍ فِى السَّمٰو 14;اتِ لَا تُغْنٖى شَفَاعَت 15;هُمْ شَيْپًا اِلَّا مِنْ بَعْدِ اَنْ يَاْذَنَ اللّٰهُ لِمَنْ يَشَاءُ وَيَرْضٰ 09;

Göklerde nice melekler vardır ki, Allah’ın dileyip razı oldukları için, izin vermesinden başka onların şefaatleri (aracılık etmeleri) hiçbir şeyle yarar sağlamaz.

Necm Suresinin 19-32. Ayetleri arası Ümmiler öznesinde dünyadaki şefaat inançlarının muhkem ayetleridir ve görüldüğü gibi NET,AÇIK son HÜKMÜ bildiren 26. Ayetle son nokta konulmuştur.

Dünya hayatında, Rabbimizin razı olduğu peygamberlerine ve müminlere destek olup yardım etmeleri ( şefaat ) için meleklere verdiği somut emirler için yukarıda geçen Ahzab 43. ve 56. Ayetler ve Enfal 12 ayeti ile Al-i İmran 124. ve 125. Ayetlere bakmak yeterlidir.

c- Ahirette hesap gününde günahların bağışlanmasına yönelik yardım, destek inançlarını düzelten ayetler. ( 19 ayet )

(BAKARA suresi 48. ayet)

وَاتَّقُ 08;ا يَوْمًا لَا تَجْزٖى نَفْسٌ عَنْ نَفْسٍ شَيْپًا وَلَا يُقْبَلُ مِنْهَا شَفَاعَة 12; وَلَا يُؤْخَذُ مِنْهَا عَدْلٌ وَلَا هُمْ يُنْصَرُ 08;نَ

Ve hiç kimsenin, hiç kimse adına bir şey ödemeyeceği, hiç kimsenin şefaatinin kabul edilmeyeceği, hiç kimseden bir fidye alınmayacağı ve yardım görülmeyeceği bir günden sakının. 

(BAKARA suresi 123. ayet)

وَاتَّقُ 08;ا يَوْمًا لَا تَجْزٖى نَفْسٌ عَنْ نَفْسٍ شَيْپًا وَلَا يُقْبَلُ مِنْهَا عَدْلٌ وَلَا تَنْفَعُ 07;َا شَفَاعَة 12; وَلَا هُمْ يُنْصَرُ 08;نَ

Ve hiç kimsenin hiç kimse adına bir şey ödeyemeyeceği, hiç kimseden fidye alınmayacağı ve hiç bir şefaat ile yarar sağlanamayacağı ve yardım görülmeyeceği bir günden sakının

(BAKARA suresi 254. ayet)

يَا اَيُّهَا الَّذٖين 14; اٰمَنُوا اَنْفِقُ 08;ا مِمَّا رَزَقْنَ 75;كُمْ مِنْ قَبْلِ اَنْ يَاْتِىَ يَوْمٌ لَا بَيْعٌ فٖيهِ وَلَا خُلَّةٌ وَلَا شَفَاعَة 12; وَالْكَا 01;ِرُونَ هُمُ الظَّالِ 05;ُونَ

Ey iman edenler, hiç bir alış-verişin, hiç bir dostluğun ve hiç bir şefaatin olmadığı gün gelmezden evvel, size rızık olarak verdiklerimizden infak edin. Kâfirler… Onlar zulmedenlerdir.

(BAKARA suresi 255. ayet)

اَللّٰهُ لَا اِلٰهَ اِلَّا هُوَ اَلْحَیّ 15; الْقَيُّ 08;مُ لَا تَاْخُذُ 07;ُ سِنَةٌ وَلَا نَوْمٌ لَهُ مَا فِى السَّمٰو 14;اتِ وَمَا فِى الْاَرْض 16; مَنْ ذَا الَّذٖى يَشْفَعُ عِنْدَهُ اِلَّا بِاِذْنِ 07;ٖ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ اَيْدٖيه 16;مْ وَمَا خَلْفَهُ 05;ْ وَلَا يُحٖيطُو 06;َ بِشَیْءٍ مِنْ عِلْمِهٖ اِلَّا بِمَا شَاءَ وَسِعَ كُرْسِيّ 15;هُ السَّمٰو 14;اتِ وَالْاَر 18;ضَ وَلَا يَؤُدُهُ حِفْظُهُ 05;َا وَهُوَ الْعَلِى 17;ُ الْعَظٖي 05;ُ

Allah… O’ndan başka ilah yoktur. Diridir, kâimdir. O’nu uyuklama ve uyku tutmaz. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur. Kimmiş O’nun izni olmaksızın O’nun katında şefaatte bulunacak? O, önlerindekini ve arkalarındakini bilir. (Onlar ise) Dilediği kadarının dışında, O’nun ilminden hiç birşeyi kavrayıp kuşatamazlar. O’nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp kuşatmıştır. Onların korunması O’na güç gelmez. O, pek yücedir, pek büyüktür.

 (EN’ÂM suresi 51. ayet)

وَاَنْذِ 85;ْ بِهِ الَّذٖين 14; يَخَافُو 06;َ اَنْ يُحْشَرُ 08;ا اِلٰى رَبِّهِم 18; لَيْسَ لَهُمْ مِنْ دُونِهٖ وَلِىٌّ وَلَا شَفٖيعٌ لَعَلَّه 15;مْ يَتَّقُو 06; 

Rablerine (götürülüp) toplanacaklarından korkanları onunla (Kur’an’la) uyarıp korkut; onlar için, O’ndan başka ne velileri vardır ne şefaatçileri. Umulur ki korkup sakınırlar.

(EN’ÂM suresi 70. ayet)

وَذَرِ الَّذٖين 14; اتَّخَذُ 08;ا دٖينَهُم 18; لَعِبًا وَلَهْوً 75; وَغَرَّت 18;هُمُ الْحَيٰو 77;ُ الدُّنْي 14;ا وَذَكِّر 18; بِهٖ اَنْ تُبْسَلَ نَفْسٌ بِمَا كَسَبَتْ لَيْسَ لَهَا مِنْ دُونِ اللّٰهِ وَلِىٌّ وَلَا شَفٖيعٌ وَاِنْ تَعْدِلْ كُلَّ عَدْلٍ لَا يُؤْخَذْ مِنْهَا اُولٰـئِ 03;َ الَّذٖين 14; اُبْسِلُ 08;ا بِمَا كَسَبُوا لَهُمْ شَرَابٌ مِنْ حَمٖيمٍ وَعَذَاب 12; اَلٖيمٌ بِمَا كَانُوا يَكْفُرُ 08;نَ

“Dinlerini bir oyun ve eğlence (konusu) edinenleri ve dünya hayatı kendilerini mağrur kılanları bırak. Onunla (Kur’an’la) hatırlat ki, bir nefis, kendi kazandıklarıyla helake düşmesin; onların,  Allah’tan başka ne bir velisi, ne bir şefaatçisi vardır; her türlü fidyeyi verse de kabul olunmaz. İşte onlar, kazandıkları nedeniyle helake uğrayanlardır; küfre saptıklarından dolayı onlar için çılgınca kaynar sular ve acıklı bir azab vardır.”

(EN’ÂM suresi 94. ayet)

وَلَقَدْ جِئْتُمُ 08;نَا فُرَادٰى كَمَا خَلَقْنَ 75;كُمْ اَوَّلَ مَرَّةٍ وَتَرَكْ 78;ُمْ مَا خَوَّلْن 14;اكُمْ وَرَاءَ ظُهُورِك 15;مْ وَمَا نَرٰى مَعَكُمْ شُفَعَاء 14;كُمُ الَّذٖين 14; زَعَمْتُ 05;ْ اَنَّهُم 18; فٖيكُمْ شُرَكٰٶُ 75; لَقَدْ تَقَطَّع 14; بَيْنَكُ 05;ْ وَضَلَّ عَنْكُمْ مَا كُنْتُمْ تَزْعُمُ 08;نَ

“Andolsun, sizi ilk defa yarattığımız gibi (bugün de) ‘teker teker, yapayalnız ve yalın (bir tarzda)’ bize geldiniz ve size lutfettiklerimizi arkanızda bıraktınız. İçinizden, gerçekten ortaklar olduklarını sandığınız şefaatçilerinizi şimdi yanınızda görmüyoruz. Andolsun, aranızdaki (bağlar) parçalanıp koparılmıştır ve haklarında zanlar besledikleriniz sizlerden uzaklaşmıştır.”

(A’RAF suresi 53. ayet)

هَلْ يَنْظُرُ 08;نَ اِلَّا تَاْوٖيل 14;هُ يَوْمَ يَاْتٖى تَاْوٖيل 15;هُ يَقُولُ الَّذٖين 14; نَسُوهُ مِنْ قَبْلُ قَدْ جَاءَتْ رُسُلُ رَبِّنَا بِالْحَق 17;ِ فَهَلْ لَنَا مِنْ شُفَعَاء 14; فَيَشْفَ 93;ُوا لَنَا اَوْ نُرَدُّ فَنَعْمَ 04;َ غَيْرَ الَّذٖى كُنَّا نَعْمَلُ قَدْ خَسِرُوا اَنْفُسَ 07;ُمْ وَضَلَّ عَنْهُمْ مَا كَانُوا يَفْتَرُ 08;نَ

Onlar, onun tevilinden başkasına bakmazlar mı? Onun tevilinin geleceği gün, daha önce onu unutanlar, diyecekler ki: “Gerçekten Rabbimizin elçileri bize hakkı getirmişlerdi. Şimdi bize şefaat edecek şefaatçiler var mıdır? Veya geri çevrilsek de işlediklerimizden başkasını yapsak.” Gerçek şu ki onlar, kendilerini hüsrana uğratmışlardır, uydurmakta oldukları şeyler de kendilerinden uzaklaşıp kaybolmuşlardır.   

(RÛM suresi 13. ayet)  

وَلَمْ يَكُنْ لَهُمْ مِنْ شُرَكَائ 16;هِمْ شُفَعٰٶُ 75; وَكَانُو 75; بِ شُرَكَائ 16;هِمْ كَافِرٖي 06;َ

 (Allah’a eş koştukları) Ortaklarından kendilerine şefaatçi olan yoktur; onlar, ortaklarını inkar ediyorlar.

(SEBE’ suresi 23. ayet)

وَلَا تَنْفَعُ الشَّفَا 93;َةُ عِنْدَهُ اِلَّا لِمَنْ اَذِنَ لَهُ حَتّٰى اِذَا فُزِّعَ عَنْ قُلُوبِه 16;مْ قَالُوا مَاذَا قَالَ رَبُّكُم 18; قَالُوا الْحَقَّ وَهُوَ الْعَلِى 17;ُ الْكَبٖي 85;ُ

O’nun katında şefaat ile menfaate sahip olmak yoktur ancak kim için Allah izin verirse (işte onlar yardım görecekler). En sonunda kalplerinden korku giderilince (birbirlerine:) “Rabbiniz ne buyurdu?” derler, “Hak olanı” derler. O, çok yücedir, çok büyüktür. 

Dikkat edilirse bu ayette LA TENFEAU EŞ ŞEFAATÜ diye gelmiş, LA YEŞFEU değil. Aradaki farkı yukarıda açıklamıştık. Yani Allah’ın izin verdikleri ŞEFAAT EDECEK DEĞİL, Allah’ın izin verdikleri ( Allah’tan ahid alanlar, kim oldukları Zümer 53-55 de açıklanmıştır) ŞEFAAT yani yardım GÖRECEKLER, yani günahları bağışlanacak. Bu ayetin benzeri Meryem 87. Ayettir ve aşağıda gelecektir.

(YASİN suresi 23. ayet)

ءَاَتَّخ 16;ذُ مِنْ دُونِهٖ اٰلِهَةً اِنْ يُرِدْنِ الرَّحْم 48;نُ بِضُرٍّ لَا تُغْنِ عَنّٖى شَفَاعَت 15;هُمْ شَيْپًا وَلَا يُنْقِذُ 08;نِ

“Ben, O’ndan başka ilahlar edinir miyim ki, Rahman (olan Allah), bana bir zarar dileyecek olsa, ne onların şefaati bana bir şeyle yarar sağlar, ne de onlar beni kurtarabilirler.”

(MÜ’MİN suresi 18. ayet)

وَاَنْذِ 85;ْهُمْ يَوْمَ الْاٰزِف 14;ةِ اِذِ الْقُلُو 76;ُ لَدَى الْحَنَا 80;ِرِ كَاظِمٖي 06;َ مَا لِلظَّال 16;مٖينَ مِنْ حَمٖيمٍ وَلَا شَفٖيعٍ يُطَاعُ

Onları, yaklaşmakta olan güne karşı uyar; o zaman yürekler gırtlaklara dayanır, yutkunur dururlar. Zalimler için ne koruyucu bir dost, ne sözü yerine getirebilir bir şefaatçi yoktur.

(ŞUARA suresi 100. ayet)

فَمَا لَنَا مِنْ شَافِعٖي 06; 

Artık bizim için ne bir şefaatçi var,”

(MÜDDESSİR suresi 48. ayet)

فَمَا تَنْفَعُ 07;ُمْ شَفَاعَة 15; الشَّافِ 93;ٖين 

“Artık, şefaat edenin şefaati ile bir menfaat sağlayamazlar.”

(ZUHRUF suresi 86. ayet)

وَلَا يَمْلِكُ الَّذٖين 14; يَدْعُون 14; مِنْ دُونِهِ الشَّفَا 93;َةَ اِلَّا مَنْ شَهِدَ بِالْحَق 17;ِ وَهُمْ يَعْلَمُ 08;نَ

“O’nun astından çağırdıkları(dua ettikleri) ile bir yardıma (şefaate) sahip olamazlar, Sadece Hakka şahidlik edenler,işte onlardır bunu bilenler.”

Dikkat edilirse bu ayette de LA YEŞFEU diye değil LA YEMLİKU EŞ ŞEFEAATE şeklinde gelmiştir. Yani ŞEFAAT-YARDIM EDEMEZLER DEĞİL, ŞEFAATE-YARDIMA SAHİP OLAMAZLAR şeklinde.  

(MERYEM suresi 87. ayet)

لَا يَمْلِكُ 08;نَ الشَّفَا 93;َةَ اِلَّا مَنِ اتَّخَذَ عِنْدَ الرَّحْم 48;نِ عَهْدًا

“Rahmanın katında ahid almışların dışında, (onlar) şefaat ile yardıma sahip olamayacaklar.”

Kıyamet günü hesap ile ilgili tüm ayetlerde olduğu gibi bu ayette de LA YEŞFEU diye değil LA YEMLİKU EŞ ŞEFEAATE şeklinde gelmiştir. Yani ŞEFAAT-YARDIM EDEMEZLER DEĞİL, ŞEFAATE-YARDIMA SAHİP OLAMAZLAR şeklinde.

Özellikle, peygamberleri, evliyaları aşırı yücelterek ( O TEK TANRININ OĞULLARI-KIZLARI-SEVGİLİLERİ SEÇKİNLERİ isimlendirmeleri ile – haşa subhanAllah ), onların kıyamet günü kendilerine yardım şefaat edip günahlarını bağışlayacaklarına inanlar için, bu ayetinde içinde bulunduğu Meryem Suresinin 85-96. Ayetleri arası konunun muhkem açıklamasını detaylı olarak yapmaktadır.

“Takva sahiplerini bir heyet halinde Rahman (olan Allah’ın huzurun)a toplayacağımız gün,

Suçlu günahkarları susamışlar olarak cehenneme süreceğiz.

Rahmanın katında ahid almışların dışında, (onlar) şefaat ile yardıma sahip olamayacaklar.”

Rahman çocuk edinmiştir” dediler.

Andolsun, siz oldukça çirkin bir cesarette bulunup geldiniz.

Neredeyse bundan dolayı, gökler paramparça olacak, yer çatlayacak ve dağlar yıkılıp göçüverecekti.

Rahman adına çocuk öne sürdüklerinden (ötürü bunlar olacaktı).

Rahman’a çocuk edinmek yakışmaz.

Göklerde ve yerde olan (herkesin ve her şeyin) tümü Rahman (olan Allah)a, yalnızca kul olarak gelecektir. 

Andolsun, onların tümünü kuşatmış ve onları sayı olarak saymış bulunmaktadır.

Ve onların hepsi, kıyamet günü O’na, ‘yapayalnız, tek başlarına’ geleceklerdir.

İman edenler ve salih amellerde bulunanlar ise, Rahman (olan Allah), onlar için bir sevgi kılacaktır

Evet, o gün, peygamberler, salih kullar ve yerde ve gökte her kim varsa Rahman olan Allah’ın huzuruna SADECE ve SADECE KUL OLARAK ve TEK BAŞLARINA gelecekler ve hesaba çekileceklerdir. Şefaate yardıma sevgiye rahmete SADECE Rahman’dan ahit almışlar SAHİP OLUP FAYDA SAĞLAYABİLECEKLERDİR. Bunların kim oldukları bölüm sonunda açıklanmıştır.

(TÂHÂ suresi 109. ayet)

يَوْمَئِ 84;ٍ لَا تَنْفَعُ الشَّفَا 93;َةُ اِلَّا مَنْ اَذِنَ لَهُ الرَّحْم 48;نُ وَرَضِىَ لَهُ قَوْلًا

O gün, şefaat ile menfaate ulaşmak yoktur ancak Rahman’ın kendisine izin verdiği ve sözünden hoşnut olduğu kimse ( yardıma ile menfaate sahip olacaktır)

Bu ayette de LA TENFEAU EŞ ŞEFAATÜ diye gelmiş, LA YEŞFEU değil. Aradaki farkı yukarıda açıklamıştık. Yani Allah’ın izin verdikleri ŞEFAAT EDECEK DEĞİL, Allah’ın izin verdikleri ( Allah’tan ahid alanlar, kim oldukları Zümer 53-55 de açıklanmıştır) ŞEFAAT yani yardım GÖRECEKLER, yani günahları bağışla    

(ZÜMER suresi 43. ayet)

اَمِ اتَّخَذُ 08;ا مِنْ دُونِ اللّٰهِ شُفَعَاء 14; قُلْ اَوَلَوْ كَانُوا لَا يَمْلِكُ 08;نَ شَيْپًا وَلَا يَعْقِلُ 08;نَ

Yoksa Allah’ın astından şefaat ediciler mi edindiler? De ki: “Ya onlar, hiçbir şeye malik değillerse ve akıl da erdiremiyorlarsa?”

(ZÜMER suresi 44. aye 

قُلْ لِلّٰهِ الشَّفَا 93;َةُ جَمٖيعًا لَهُ مُلْكُ السَّمٰو 14;اتِ وَ الْاَرْض 16; ثُمَّ اِلَيْهِ تُرْجَعُ 08;نَ

De ki: “Şefaatin tümü Allah’ındır. Göklerin ve yerin mülkü O’nundur. Sonra O’na döndürüleceksiniz.”

Kuran’da şefaat konusunun ikinci bölümü yani ahirette kıyamet günü hesabında YARDIM GÖRMEK, GÜNAHLARIN BAĞIŞLANMASI İÇİN ŞEFAATE, YARDIMA SAHİP OLMAK, ŞEFAATLE YARDIMLA MENFAATE ULAŞMAK yani affedilip cennete girmek ile ilgili ayetler (19 ayet) yukarıdakilerdir.

Bu ayetlerden çıkarımlar şunlardır:

-       Hiçbir ayette LA YEŞFEU İLLA/MEN şeklinde bir ayet yoktur. Yani ŞU-ŞUNLAR İSTİSNA ŞEFAAT EDEBİLECEK şeklinde.

-       Ayetlerde LA YEMLİKU – LA TENFEU EŞ ŞEFAATE İLLA/MEN şeklinde kullanılmıştır. Yani, ALLAH’IN RAZI OLDUKLARI – AHİD VERDİKLERİ ŞEFAATE-YARDIMA SAHİP OLABİLECEKLER, YARDIMLA MENFAAT FAYDA HAYR ELDE EDEBİLECEKLER şeklinde.

-       Allah TÜM ŞEFAAT yani YARDIMIN TEK SAHİBİDİR.

Bütün bu açıklamalardan şu anlaşılmaktadır, kıyamet günü insanlar hesaba çekilecek, kimse kimseye yardım, şefaat EDEMEYECEK, ancak Allah kullarının bir kısmına yardım edecek ve onların günahlarını bağışlayacaktır. Peki KİMDİR BU ALLAH’TAN AHİD ALMIŞ KULLAR, KENDİLERİNE ŞEFAAT YARDIM EDİLECEK ve BUNUNLA FAYDA SAĞLAYACAK OLANLAR?

İşte Kuran’daki tüm, kıyamet günü hesabında yardım görme, bağışlanma, günahların affı, cennete gitme, ile ilgili konunun MUHKEMİ, Zümer Suresi 41-62. Ayetler arasıdır. Bu ayetlerde konu tüm yönleri ile detaylı olarak açıklanmış ve hükme bağlanmıştır. Allah’ın bağışlayacağı, af edeceği ve cennetine koyacağı kullarına verdiği BÜYÜK AHİD (söz) ise işte bu muhkem bölümün 53-55. Ayetleri arasındadır. Okuyalım:

“De ki: “(Allah şöyle buyuruyor:) Ey kendilerine karşı haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden umudunuzu kesmeyin: Allah bütün günahları bağışlar; çünkü yalnız O, çok bağışlayıcıdır, rahmet kaynağıdır!

Azab size gelip çatmadan ÖNCE, Rabbinize yönelip dönün ve O’na teslim olun. Sonra size yardım edilmez.

Rabbinizden, size indirilenin en güzeline uyun; siz hiç şuurunda değilken, azab apansız size gelip çatmadan ÖNCE.”

İşte, dünyada yaşadıkları hayatlarının herhangi bir anında, ölüm gelip çatmadan, tevbe ederek Allah’a yönelip dönenler, O’na teslim olanlar yani O’nun indirdiği Kitab’a yani O’nun hükümlerine uygun şekilde yaşayanlar ve bu hal üzere ölenlere, Allah KIYAMET GÜNÜ HESABINDA YARDIM EDECEK, ONLARIN GEÇMİŞ GÜNAHLARINI AFFEDECEK ve ONLARI CENNETİNE KOYACAKTIR. Allah bu AHDİ VERMİŞTİR ve buna UYANLAR işte bununla ŞEFAAT YARDIM görecekler ve fayda sağlayabileceklerdir. Hüküm verilmiştir ve hükmü, sözü Allah’tan daha doğru olan yoktur.

 

4- DEĞERLENDİRME

Tarih boyunca insanların düştüğü en büyük günah olan şirkin yarısını oluşturan, bu tip şirklerin kök sebebi yanlış ŞEFAAT İNANÇLARININ, son Vahiy el-Kuran’a göre değerlendirmesi ve düzeltilmesi bu şekildedir.

Fatiha suresi, özellikle Ehli Kitab’ın, aşırı Peygamber yüceltmeleri, Allah’ı “öfkeli, azaba meraklı, nefret eden” bir Tanrı (haşa sunhanAllah), Peygamberleri ise – özellikle İsa peygamber – “MERHAMETLİ KRAL”, İNSANLARI YARGILAYACAK “DİN GÜNÜNÜN YARGICI” – KENDİNİ TASDİK EDENLER ve “ONU ÖVÜP YÜCELTENLER İÇİN” KEFARET ÖDEDİ ve ONLARI CENNETE SOKACAK , “ONU ÖVÜP ONDAN YARDIM İSTEMELİYİZ” inançlarına ve tüm benzer inançlara bir dev reddiye olarak Kuran’ın girişine yazılmıştır:

Çok Merhametli ve Merhamet ile muamele eden Allah’ın adıyla

Tüm ÖVGÜLER YÜCELTMELER Allah’a aittir,

O, Çok Merhametli ve Merhamet ile muamele edendir,

Hesap Gününün YARGICI ( KRALI-HÜKÜMDARI) O’dur,

Yalnız Sana kulluk eder ve YALNIZ SENDEN YARDIM DİLERİZ,

Bizi dosdoğru yoluna ilet,

Kendilerine Vahiy verdiklerinin yoluna,

Gazaba uğramışların ve sapmışlarınkine uğratma.

Dünyada şefaat-yardım vardır, melekler ve diğer tüm varlıklar da şefaat edebilir, Ancak Allah’ın dilemesi ve izni ve emri ile ve O’nun razı olduklarına,

Ahirette hesap gününde şefaat yardım vardır, Ancak Allah şefaat-yardım eder ve ahid verdiklerine bu yardımı yapacak ve onları bağışlayacaktır, Allah’ın dışında hiçbir şey ve kimse bu yardımı şefaati yapmaya yetkili kılınmamıştır. 

Rabbena, subhaneke, la ilme lena illa ma âllemtena, inneke ente el- Âlim el-Hakim. 

Rabbim ilmimizi arttırsın, doğru bildiklerimizde bizi sabit kılsın ve yanlışlarımızdan doğruya hidayet etsin ve bizi affetsin.

Şüphesiz ki, ilmi veren de, hidayet eden de, günahları affedecek olan da ancak ve yalnız alemlerin tek Rabbi, tek Meliki, tek İlahı olan Allah’ımızdır, O’nun eşi, çocuğu, dengi, benzeri, ortağı yoktur. Biz, buna teslim olduk, iman ettik ve şahitlik ederiz, dönüşümüz O’nadır ve hüküm yalnız O’nundur. 

Bütün övgüler, yücelikler ancak ve yalnız Allah’adır, ancak ve yalnız Allah’ındır.

(Ebu Kerem yazdı )

http://www.temizfikir.com/?p=300



__________________
Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
Yukarı dön Göster hasanoktem's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasanoktem
 
EHLİKURAN
Groupie
Groupie


Katılma Tarihi: 16 ocak 2011
Gönderilenler: 41
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı EHLİKURAN

TEVBE 30 VE TEVBE 31 NE DE GÜZEL ANLATIYOR KİŞİLERİ RAB LEŞTİRENLERİ.( SONRASINDA DA KENDİNİ RABLEŞTİRENLERİ DE AYRICA KÖTÜLÜYOR TABİ HER RABLEŞTİRİLEN KENDİNİ RAB OLARAK TANITMIŞ ANLAMINA GELMEZ BU MİSAL HZ. İSA (A.S) ) KUR AN YOKKEN MÜSLÜMAN DİYE ANILAN YOKTU. MÜSLÜMANLARA BÖYLELİKLE ÖRNEK VERİLİYOR. SİZDE BUNLAR GİBİ OLMAYIN DENİLİYOR. PEYGAMBER DEN ŞEFAAT DİLEYİP PEYGAMBERİ HAŞA RAB LEŞTİRMEYİ BIRAKALIM.

BUNUN AKSİNİ İDDAA EDENLER BİRDE İSLAM ADI ANILARAK HRİSTİYANLAŞMAKTAN DEM VURUYORLAR. BU NE PERHİZ BU NE LAHANA TURŞUSU. CÜBBELİ HOCA VE ONUN GİBİLER DUYSA BU KELAMI


BUNU SAVUNANLAR DERLER Kİ ALLAH DİLEDİĞİNE VERİR PUTLARA VERMEDİĞİ İÇİN BU ÖRNEK BİZE SÖYLENMEMEKTE ÖYLEYSE HZ. İSA DA MI PUT YOKSA HZ. İSA PUTLAŞTIRILMIŞ MI SORMAK GEREK. YA DA HZ. İSA YA DA VERİLMEDİ BU HAK BİRTEK PEYGAMBER EFENDİMİZ E Mİ VERİLDİ. ÖYLEYSE ALLAH IN DOSTLARI DİYE İLAVE EDİLENLER NEYİN NESİ YA DA BU İLAVE EDİLENLER DE HZ. İSA DAN ÜSTÜN MADEM ÜSTÜNLER ÖRNEK VERİDĞİNİZ HADİS TE NEDEN İNSANLAR PEYGAMBERİMİZ E VARMADAN ÖNCE HZ. İSA YA GİDİYORLAR DA O ALLAH DOSTLARINA GİTMİYORLAR.

ŞİMDİ BÖYLE SÖYLEMEK PEYGAMBER İ KÖTÜLÜYORSA HAŞA HZ. İSA YI ALLAH KÖTÜLÜYOR MU OLUYOR



Yukarı dön Göster EHLİKURAN's Profil Diğer Mesajlarını Ara: EHLİKURAN
 
mert8
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 23 nisan 2006
Yer: Saudi Arabia
Gönderilenler: 111
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı mert8

 

                                        ya Allah


Allah ın izni ile
Allah rızası için
yanılmayan bir Allah

Hanif Dostların hemen giriş sayfasında . . .

1- (Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

2- Allah elçi yollar,  ama elçi ve arakabul etmez; başvuruların "ŞAHSEN" yapılması şarttır!

3- Zümer Suresi 3." Gözünüzü açıp kendinize gelin! Arı-duru din yalnız ve yalnız Allah'ındır! O'ndan başkasını veliler edinerek, "biz onlara, bizi Allah'a yaklaştırmaları dışında bir şey için kulluk etmiyoruz." diyenlere gelince, hiç kuşkusuz Allah onlar arasında, tartışıp durdukları konuyla ilgili hükmü verecektir. Şu bir gerçek ki, Allah, yalancı ve nankör kişiyi iyiye ve güzele kılavuzlamaz"  

dmişsiniz ama, uyguluyormusunuz. . . bence , hayır, uygulamıyorsunuz . . .

sadece Hz İsa mı putlaştırılmıştır. . .

İslam Dininde, Hz Muhammed, ezan da, ibadet te, namaz da ve şehadet getirme de (aklıma gelenler bunlar) ve aklımıza geldiği her anda putlaştırılmamışmıdır. . .

bir de Kendisinden (Hz Muhammed ten) şefaat dileyeceksiniz, (bence de tek şefaatçi Allah tır) ki diyelim şefaat edecek, vakti geldiğinde  sizlere  - - - / / /  ya abdAllah, bütün hayatın boyunca Beni  Allah a şirk koştun, şimdi sen ne yüz ile Benden şefaat dilersin . . .  / / / - - - demez mi . . .

Hz Mehdi, dini göreve başladığında, yapacağı işlerden biri, bu putları kırmaktır, yıkmaktır . . .

Allah a emanet olun

mehmet rende

. . .

Yukarı dön Göster mert8's Profil Diğer Mesajlarını Ara: mert8
 
EHLİKURAN
Groupie
Groupie


Katılma Tarihi: 16 ocak 2011
Gönderilenler: 41
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı EHLİKURAN

SANIRIM BU SÖZLER BANA DEĞİL KARDEŞİM )

VASITA ALLAH TAN KULUNA OLUR HAŞA KULUNDAN ALLAH A DEĞİL

ŞEFAAT YARDIM DUA ANLAMINDADIR. YARDIM DAN YARDIMA FARK VARDIR

YANİ ALLAH DIŞINDA PEYGAMBERLER DAHİL HİÇBİR VARLIKTAN CENNET İSTENMEZ.

İNSANIN HAKKINDA Kİ KARAR DÜNYADAYKEN VERİLİR AHİRETTEYKEN DEĞİL O NEDENLE DE KİŞİ DÜNYATA YAPTIKLARINDAN SORULACAKTIR.

BU DÜNYADAYKEN KUR AN LA KİŞİ YOL BULMALIDIR. HERKESİN ZEKASI BİR OLMAYABİLİR ANLADIM DİYE İÇİ RAHAT EDENE KADAR BİLDİĞİNİ SÖYLEYENLERE DANIŞMALIDIR. ANCAK ARALARINDA ŞEYTANLAŞMIŞ OLANLARDA ELBET OLACAKTIR. O NEDENLE DİKKATLİ OLMALI NEREYE DANIŞACAĞINI BİLMELİ. DANIŞILAN DA FİKİR VERDİM DİYE FİKRİ VERENİN KENDİSİ OLMADIĞINI BİLMELİ BÖBÜRLENMEMELİ. KENDİNİ RABLEŞTİRMEMELİDİR. ALLAH IN İSTEDİĞİ ŞEKİLDE YAŞAMAK İÇİN DÜNYADAYKEN YOL HARİTASINA SAHİP OLMAK GEREKİR. EN GÜZEL YOL HARİTASI PEYGAMBER EFENDİMİZ (S.A.S) DİR. ANCAK KENDİSİ YAŞAMAMAKTA OLDUĞU İÇİN KUR AN I İYİ TAHLİL ETMİŞ BİRİLERİNE DANIŞMAK GEREKİR.( ÇÜNKİ PEYGAMBERDEN CENNET DİLENECEĞİNE HÜKÜM GETİRİLEN BAZI SAHİH SANILAN HADİSLER VARDIR) MİSAL PEYGAMBER EFENDİMİZ (S.A.S) RÜYADA KİŞİYE BİR YOL GÖSTERDİ DİYELİM BU CENNET İN PEYGAMBER EFENDİMİZ (S.A.S) DEN İSTENECEĞİ ANLAMINA GELMEZ. VASITA ALLAH TAN KULUNA OLUR HAŞA KULUNDAN ALLAH A DEĞİL. VASITASIZ OLARAKTA HZ. MUSA (A.S.) GİBİ KULUYLA GÖRÜŞEBİLİRDİ. AMA ÖYLE DİLEMEMİŞTİR KENDİSİ. E VAHİYDE KESİLDİĞİNE GÖRE BUGÜN BİRİ ÇIKIP BEN ALLAH LA KONUŞTUM SENDEN ŞUNU İSTEDİ DERSE ONA UYULMAZ. RÜYA YOLUYLA PEYGAMBERİMİZ (S.A.S) İ GÖRDÜM DESE Bİ KİŞİ VE PEYGAMBERİMİZ SANDIĞI KİŞİ DE ONA KUR AN A AYKIRI OLAN BİRŞEY SÖYLERSE O İSTEĞE DE UYULMAZ. ÇÜNKİ KUR AN NESH OLUNAMAZ VE KENDİ İÇİNDE DE NESH SÖZKONUSU DEĞİLDİR.


PEYGAMBER DEN DUA İSTEMEK BAŞKA TABİ. YANİ BENİM ETTİĞİM GİBİ SENDE BENİM İÇİN DUA ET DEMEKTE BİR SAKINCA YOKTUR. ( şehitler bile ölü sayılmazken Peygamber Efendimiz (S.A.S) in de ruhen  canlı olabileceğine inanmak şirk değildir) AMA PEYGAMBER DEN DUA İSTENMEDEN ALLAH A TEK BAŞINA YAPILAN DUA DA GAYET TABİ KABUL OLABİLİR. BİR DE YARDIM KONUSU VAR YARDIM DA ŞÖYLE DÜNYADA CENNET İ HAK EDEBiLMEK ADINA NELER YAPMAK LAZIM DİYE YOL GÖSTERME ANLAMINDA. YOKSA AHİRETDE ALLAH DİLEMEDİKTEN SONRA PEYGAMBER SENİ TUTUP NASIL CENNET E KOYSUN. O ANCAK BUNUN İÇİN DUA EDEBİLİR. DÜNYADAYKEN DE ALİMLİĞİNDEN EMİN OLDUĞUN KİŞİ SANA YARDIM EDEBİLİR. O DA ŞÖYLE ELİNDEN TUTAR YOL GÖSTERİR. BU YOL İYİ YOL DEĞİLDİR DER SONU HELAK OLUR ALLAH MUHAFAZA DER. BUNLARI KARIŞTIRMAMAK GEREK TABİ.



Yukarı dön Göster EHLİKURAN's Profil Diğer Mesajlarını Ara: EHLİKURAN
 
EHLİKURAN
Groupie
Groupie


Katılma Tarihi: 16 ocak 2011
Gönderilenler: 41
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı EHLİKURAN

MEHDİ İNANCINDA MEHDİ NİN ALLAH TAN MEHDİ OLDUĞUNU BİLMESİ GEREKİR Kİ BU DA VAHYE GİRER RÜYA DA BÖYLE BİR HABER ALIRSA BUNUN KESİNLİĞİ DE OLAMAYACAKTIR AYRICA BÖYLE BİR HABER ALMASI DA KUR AN A GÖRE SÖZKONUSU DEĞİLDİR. ÇÜNKİ ALLAH KUR AN LA NEBİLİĞİN VE RESULLÜĞÜN SON BULDUĞUNU BELİRTMEKTE.

ŞEHADET LE ŞİRKİN ALAKASI YOKTUR. HERKESİN ALLAH İNANCI FARKLIDIR. ALLAH KENDİNİ KUR AN LA TANIMLAMIŞTIR. KİŞİ BUNA İNANIYORSA ZATEN PEYGAMBER EFENDİMİZ (S.A.S) E DE İNANMIŞ OLUR. BU İNANMAK ZATEN ŞEHADETTİR. ŞEHADET ETTİĞİNİN KANITI DA BUNU GÖSTEREN HAREKETLERDE BULUNMAKTIR. MİSAL NAMAZ ORUÇ. ZATEN İNANAN İNANDIĞINI DİLİYLE DE SÖYLER. BUNUN ŞİRKLE ALAKASI YOKTUR.
Yukarı dön Göster EHLİKURAN's Profil Diğer Mesajlarını Ara: EHLİKURAN
 
EHLİKURAN
Groupie
Groupie


Katılma Tarihi: 16 ocak 2011
Gönderilenler: 41
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı EHLİKURAN

MEHDİLİK İNANCI YAHUDİLİKTEN HRİSTİYANLIKTAN DİNİMİZE NE YAZIK Kİ EMPOZE EDİLMEYE ÇALIŞILMAKTADIR BİLEREK VEYA BİLMEYEREK.

ZATEN HRİSTİYANLARA DA YAHUDİLERE DE GÖRE SON PEYGAMBER GELMEMİŞTİR. ONLAR PEYGAMBERİMİZ İ PEYGAMBER SAYMADIKLARI İÇİN HALA BEKLEMEKTEDİRLER. BU DA BİZİM DİNİMİZE MEHDİ İNANCI OLARAK GEÇMİŞTİR. HALBUKİ BU KUR AN I REDDETMEKTİR. ÇÜNKİ NEBİLİK VE RESULLÜK BİTMİŞTİR. KUR AN KORUNACAĞI MÜJDELENMİŞ MUKADDES BİR KİTAPTIR. HER DÖNEM MÜSLÜMANLARA YETECEKTİR.


Yukarı dön Göster EHLİKURAN's Profil Diğer Mesajlarını Ara: EHLİKURAN
 

<< Önceki Sayfa 14 Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats