Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Şefaatte son nokta!! Güler misiniz ağlar mısınız. İyisi mi biz iyi bir kul olmaya çalışmayalım. Ama iyi bir kul olan birisini bulup söz alalım, ahirette bize şefaat edip kurtulmamızı sağlasın.
Aşağıdaki muhteşem (!) yazıyı okuyun ve dinimizin ne hale geldiğini görün.
Yazan: Ahmet Şahin - Zaman gazetesi
Kalbine Kur’an’dan ayetler yazdıranlara şefaat müjdesi!..
Yolda yürürken yerde gördüğünüz bir kâğıdın üzerinde Allah isminin yazılı olduğunu görürseniz basıp geçemez, hemen eğilip alır, hürmetle korumaya çalışırsınız değil mi?.. Çünkü üzerinde Allah ismi celalini taşımaktadır bu kağıt. O kutsal isim o kâğıdı hürmet edilecek dereceye yükseltmiştir.
İşte insan da aynen bu kâğıt gibidir. Kalbi, gönlü, hafızası kutsal konulardan bomboş ise kendini kıymetlendirecek kutsal yazılardan yoksun boş kâğıt gibidir. Böyle değil de, Kur’an’dan ayetler ezberlemiş, yani kalbine Allah’ın kelamını yazdırmışsa, artık o kimse ayak altına düşecek boş kağıt değersizliğinden çıkmış, üzerinde Allah ismi yazılı kâğıt kutsiyetine yükselmiştir. Hem öylesine yükselmiştir ki, Rabb’imiz de kelamını ezberleyerek kalbine yazdırmış olan bu kulunu, cennetine layık görmekle kalmıyor, ayrıca yakınlarına şefaat etme izni vereceğini de haber veriyor. Nitekim 1950’de Kayseri’de aldığım hafızlık diplomamda yazılan hadis-i şerif bu gerçeği açık ve net şekilde bildiriyor bizlere. İsterseniz hadisin bu müjdesini birlikte okuyalım:
-Kim Kur’an’ı ezberler, emirlerine uygun şekilde de yaşarsa, Allah Teala, ezberlediği Kur’an hürmetine onu cennetine almakla kalmaz, ayrıca akrabalarından cehenneme gitmesi kesinleşen on kişiye de şefaat etme izni verir!..
Evet, ünlü hadis kitabı İbni Mace’den alınan hadis aynen böyle haber veriyor Kur’an’ı önce okumasını öğrenen, sonra da ezberleyerek kalbine yazdıran hafızın Allah yanındaki itibarını...
Demek ki, Kur’an okumayı öğrenmekle kalmayıp ezberleyen kimseler, cennete girmekle kalmayacak, ayrıca yakınlarından cehenneme gitmesi kesinleşmiş on kişiye de şefaat edip kurtarma iznine de sahip olacaklar...
Sonuç böyle olunca, bilhassa Kur’an kursuna giderek ya da evinde özel gayretlerle Kur’an öğrenerek en azından namazlıklarını ezberleyenler, çevreleri tarafından da desteklenmeliler ki, şefaat edileceklerden biri de kendileri olma ihtimalini kazanmış olsunlar.
Bu konuda Hazreti Mevlânâ’dan vereceğimiz bir misal meseleyi olanca özellik ve güzelliğiyle anlatmaktadır. Bir gün huzuruna giren bir genci ayağa kalkarak karşılayan Mevlânâ, bununla da kalmaz, genci makamına oturtur, kendisi de karşısına geçip yere diz çökerek konuşmaya başlar...
Çevredekiler koskoca Mevlânâ’nın makamını bir çocuğa terk edip de karşısında diz çöküşünü uygun bulmazlar da itiraz yollu sorarlar. Hz. Mevlânâ yerine oturttuğu çocuğa gösterdiği hürmetin sebebini şöyle açıklar:
-Bu genç, Kur’an’ı ezberlemiş bir hafızdır. Kalbinde Kur’an yazılıdır. Siz sokakta üzerinde Allah yazılı bir kâğıdı görünce hemen hürmet göstererek eğilip alıyor, yüksek bir yere koyuyorsunuz da, ben kalbine Kur’an’ın tamamını yazdırmış bir gence ayağa kalkmaz, hürmet göstermez olur muyum? Kaldı ki, sizin hürmet gösterdiğiniz kâğıt üzerindeki yazıdan çok fazladır bu hafızın kalbindeki Kur’an yazıları!..
Hazreti Mevlânâ sözlerini şöyle tamamlar:
-Sadece ben değil Allah (cc) da kelamını ezberleyenlere değer veriyor, cennetine almakla kalmıyor, ayrıca şefaat etme izni de veriyor, akrabalarından cehenneme gidecek on kişiye de şefaat ederek kurtarma hakkı tanıyor!..
Demek ki her insan önce Kur’an okumayı öğrenmeli, sonra da en azından namaz surelerini ezberleyerek kalbine Kur’an ayetleri yazdırmalı, bundan sonra da mümkünse her fırsatta okuyacağı Yasin, Tebareke, Amme surelerini de ezberleme derecesinde okuyarak kendini boş bir kâğıt durumundan çıkarıp değerli yazıları kalbine yazdıran hafız derecesine yükseltmeyi hedef almalıdır.
********
Sözün özü: Bu yaz böylesine eşsiz bir fırsatı kaçırmamalı, başına konabilecek şefaat kuşunu uçurmamalı, koskoca bir tatili de Kur’an’sız geçirmemelidir vesselam...
22.06.2006
|