Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
QUOTE=ebukerem]
150 yıl batının uşaklığını askerliğini yapanlar şimdi batıya düşman
oldu. sebep ne?
modernizm tesis edilirken batı bunları kullandı besledi, bunlar da
ona malını canını verdi. şimdi 4. faza geçişte ( post liberal modernizme ) batı
bunları tasfiye ediyor yerlerine islamcıları kullanıyor diye düşman oldular.
düne kadar ABD AB uğruna milleti katledenler, işkenceciler, milletin
evlatlarını korelerde afrikalarda bunların emelleri uğuruna öldürtenler şimdi
bağımsızlıkçı düşman oluverdiler.
NATO'ya üye olan, NATO askerlerine kızlarını peşkeş çeken, İSRAİL ile
GÜVENLİK İŞBİRLİĞİ YAPAN, TOPRAKLARINDAKİ ÜSLERE cumhurbaşkanı bile giremeyen,
mazlumlara saldırıları topraklarından yaptıran, BATILILARIN EMRİ ile darbeler
yapan, KURMAYLIĞI KAZANAN SUBAYLARI TAMPA (USA) da "İNTİBAK"
eğitiminden geçmeden görev verilemeyen... siz ne bağımsızlığındna
bahsediyorsunuz, komik olmayın. sizinki icazetli müstemleke.
diyorum ya koordinatların adamları bunlar, ilkelerin değil.
şimdi ABD AB strateji değiştirse birden islamcıları tasfiye edip bu
ulusalcı-kemalist-ülkücü tayfayı taşeronluğuna tekrar alsa gene tapacaklar
onlara.
iğdiş edilmiş idrakleri ile icazetli bağımsızlıkları ile daha çok ağlarlar.
mesele duruş, özgürlük, bağımsızlık falan değil MESELE, RANT İKTİDAR neden
bizden gitti, ihaleler, makamlar yani taşeronluğun kirli atıkları ile beslenmek
neden elimizden alındı. kavga bundan.
Asıl üzücü olan kendine KURAN MÜSLÜMANI diyenlerin bir kısmının bu
zalimlerin kirli oyunlarına alet olması, dinci zalimlerden korktukları için
laik zalimlerin vereceği sahte güvenlik duygusu ile onlara asker yazılmaları.
siz akletmeyen bir kavimsiniz. [/QUOTE]
Sayın Ebukerem,
Tarihe bakarsak bu topraklarda tam bağımsız yaşamanın zor
olduğunu her kes görür.Sanırım hiçbir dünya ülkesi gerçekten tam bağımsız
yaşamıyor. Çünkü hiçbir devlet büyük güçlere karşı koyabilecek kuvvette değil,
ve onların şerrinden emin değil.Yani problem bir tek Türkiyenin problemi değil.
Şimdi 1839 da ne oldu. Türkiye İngilterenin koruyuculuğuna
geçti. Sebeb Kavalalı Mehmet Ali Paşanın ordusunun Nizipte Osmanlı ordusunu yenmesi ve
Kütahya ya kadar gelmesi. Osmanlının başka ordusu yok. Kavalalı İbrahim Paşanın
İstanbula girmesi an meselesi. Sultan II. Mahmut ölüm döşeğinde. Neredeyse
Osmanlı hanedanı bitecek, İstanbulda Kavalalı hanedanı başlayacak. Ama ne
oluyor. Mustafa Reşit paşa İngiltereden yardım istiyor. İngiltere Tanzimat
fermanındaki işlerin yapılmasını şart koşuyor. Alel acele Gülhane Parkında Tanzimat fermanı ilan ediliyor. O tarihten
1878 e kadar Osmanlı İngilterenin himayesi altında yaşıyor. Aynen bugünkü Türk
Amerikan ilişkileri gibi. O zamanda Osmanlı İngiliz ilişkileri oluşmuş. Yani
başın dara düşünce seni koruyacak bir torpilin var.
1861 de Rusyadan Türkiyeye büyük bir Çerkes göçü olur. Osmanlı
bunları Anadoluya ve bir kısmını
Bulgaristana ve özellikle kuzey Bulgaristanda Tuna vilayetine yerleştirir. Tuna
Vilayetinde Müslüman nufus Bulgar nufusu geçer. Vali Mithat Paşadır. Tuna
vilayetinde güzel çalışmalar yapmaktadır.
1876 yılında Bulgaristanda büyük bir Bulgar isyanı olur. Bu
isyan Çırpanlı Abdülkerim Nadir paşa tarafından bastırılır. (Çırpan
Bulgaristanda Stara Zagora �Eski Zağra ya yakın bir kasabadır.). Düzensiz
gerilla hareketleri devam etmektedir. Başlarında da Bulgarların milli şairi
Hristo Botev vardır. Bulgarlar süreki Türk ve Çerkes köylerini basmakta ve çok
can yakmaktadır. Hristo Botev de bir çatışmada ölür. Sonunda düzensiz Türk ve Çerkeslerden oluşan bir grup
(Bulgarlar bunlara Hayduk veya başibozuk demektedir. ) Bulgaristanın
Batak şehrini basarlar. Batak Güneybatı Bulgaristanda bir kasaba. Burada
beş bin kişi öldürülür. (Bulgarlar resmi olarak böyle iddia etmekteler. Bu
Bulgar tarihinde önemli bir olaydır. Biz adını bile bilmeyiz.). Bulgarlar bu
grubun göz korkutmak amacıyla çok
vahşice hareket ettiğini iddia ederler.
Bir iki sene önce bir Avrupa topluluğu akademisyenler grubu,
Batak olayının Bulgarların iddia ettiği gibi olmadığını, o kadar insan
ölmediğini falan söylediğinde Bulgaristanda olay olmuştu.
Neyse Bulgarlar bunu tüm dünyaya Türkler hristiyanları
katlediyor şeklinde propaganda yaparlar. İstanbul Robert College de okuyan
Bulgar gençleri Amerikan büyükelçiliğine başvurur. Ondan Batak olayının
incelenmesini isterler. Elçi Batağa bir gazeteci gönderir. O gazeteci de
buradaki olayı ama gerçek, ama abartı Türkler hristiyanları katletti şeklinde
tüm hristiyan dünyasında tepki yaratacak şekilde telgrafla dünyaya duyurur.
Sonuçta 1877 � 93 savaşı diye bilinen Türk Rus savaşı çıkar.
Ondan evvel her koşulda Osmanlıyı destekleyen İngiltere, Osmanlıya destek
vermez. Osmanlı fena yenilir. Ruslar bulgaristana girer. Öyle bir etnik
temizlik yaparlarki , öldürülen sivil insan sayısı 200 binleri geçer. Zaten amaç Bulgar nufusunu
çoğunluk hale getirmektir. İnsanlar Bulgaristandan kaçarken göç yollarında bile
öldürülür. Yani kaçana, gidene bile merhamet edilmez. Almanyada konuştuğum
bazı Almanlar, ikinci dünya savaşında bazı Alman sivillerinin ve askerlerinin Ruslara
esir düşmektense intiharı tercih ettiklerini anlatmıştı. Yani Almanlar
tarafından da savaşlarda çok zalim olarak tanınan bir halktır. Neyse, 1876 da Bulgaristandaki müslüman nufus bulgarlardan
fazla iken etnik temizlikle, zoraki göçlerle daha az hale getirilmiştir. Bu
Türk tarihinin bir travmasıdır. Bundan popüler tarihte pek bahsedilmez. Ben
size Zağra Müftüsünün hatıraları � Zağra Müftüsü Arabacı Hüseyin Raci Efendinin
kitabını bulup okumanızı tavsiye ederim. Okudukça sinirimden ağladım. Kitap
rüyalarıma girdi.
İşte burada torpilsizliğin sonucunu Osmanlı Bulgaristanda çok kötü ödedi. Tabii
torpilin çalışmamasına Türkler Hristiyanları katlediyor propagandası sebeb oldu. İngiliz Başbakanı
Disraeli yardım etmedi.
Ondan dolayı tam bağımsız olamıyoruz. Hatta bundan
korkuyoruz. Bir batılı gücün koruyuculuğunu 1876 dan beri arıyoruz. Özellikle
Rusyaya karşı.Sonra ne oldu. İngiltere Kıbrıs karşılığında Osmanlıyı
kurtardı. En azından güney Bulgaristan Osmanlıda kaldı. Ama ondan sonra Osmanlı
İngiliz ilişkileri hiçbir zaman eskisi gibi olamadı. İngiltere 1878 de
Kıbrıstan sonra 1881 de Mısırı da aldı. Süveyş kanalını ele geçirdi. Bütün
bunları sömürgesi Hindistan ve Doğu
afrikadaki sömürgelerine daha kolay ulaşmak için yaptı. Yemende isyanlar
çıkartarak osmanlıyı uğraştırdı. Arapları kışkırtmaya başladı. Ondan sonra Anadoluda Rus ve Fransız kışkırtması ile çok
Ermeni isyanı oldu. Osmanlı Bulgaristanın etkisi ile asla orantısız güç
kullanmadı. Tekrardan Türkler Hristiyanları katlediyor propagandasına uğramamak
için. Ermeniler de Türkleri tahrik edip, orantısız güç kullandırıp bu bölgeye
bir Hristiyan gücün müdahele etmesi için çok uğraştılar. Ama Osmanlı
Bulgaristanda düştüğü tuzağa Ermeni olayında düşmedi. Hatta PKK olayında da
düşülmedi. Bu sayede bunca olaya rağmen Türk Kürt düşmanlığı oluşmadı. Bütün
bunlarda 1877 Bulgaristan Travmasının çok büyük payı vardır. Tam bağımsız Türkiye veya şura bura bir hayaldir. Ama bir
torpile ihtiyacımız var diye de köle olmamamız lazımdır. Ölçü budur. Mesela bir
teskere olayı çok hayrımıza olmuştur. NATO olayı da 1947 de Stalinin bizden Kars, Ardahan, Artvini
istemesi , Boğazlardan üs istemesi üzerine olmuştur. Ayrıca siyasette yalnız
kalmayalım diye Bizden İtalyanlara çıkmış 12 adaları bile 2. Dünya savaşında
yenilen italyadan alamamıştır . Çünkü Amerikan başkanı Roosevelt halkı Yunan
diye bu adaların Yunanistana verilmesini istiyordu. Türkiye Rusyaya karşı
yalnız kalmamak için Amerikayı darıltmadı. Olayların arkasındaki tarihi arkaplanı bilirsek , bir takım
kuru sloganların boş olduğunu , aklın ve durumun icap ettiğini yapmanın faydalı
ve gerekli olduğunu anlıyoruz.
Herkese selamlar,
__________________ Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
|