Yazanlarda |
|
mistikbalim Uzman Uye
Katılma Tarihi: 17 agustos 2009 Yer: Turkiye Gönderilenler: 401
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
malik bin nebi Yazdı:
asım Yazdı:
domuz eti yemek acaba kuranın ilk muhatablarınca ne ifade ediyordu...
onlar domuz etini çok sevdikleri bir yiyecek olarak mı görüyorlardı...
yada pis bir işi yapmak anlamında mı kullanıyorlardı...
hani bizde de var kötü bir iş yaptığında iyi halt ettin der gibi iyi b.k yedin denir...
domuzluk ettin dediğinde yine benze bir şey ifade edilmeye çalışılır...
yani kuranın ilk muhatabı olana ne denmek isteniyordu...
ne dendiğini anladıktan sonra ne denmek istediğini anlamaya çalışmamız gerekiyor...
daha biz ne dendiği konusunda bile tam bir fikre sahip değiliz sanki...
birde niye dendiği meselesi var...
neyse konu üzerinde konuştukça yeni bir şey daha öğreniriz umarım...
sen domuz helal mi diyorsun şimdi....:)
|
|
|
Merhaba Asım abi,
Bence domuz etinin yenmesinde hiç bir sakınca yok, bunu söylerken ilk muhattabın ne anladığı veya ilk muhattaplara ne dendiğinden hareket etmiyorum,
Temel harekete geçiricilerden yola çıkıyorum, yani ister ilk muhattaba helal densin, ister haram densin bu benim şu anki seçimlerime etki etmicek,
O da fayda ve zarar ilişkisi,
Zira bana denenler ile Onlara denenler,
Benim sahip olduklarımla onların sahip olduklarına göre değişir,
100 derecede zararlı organizmaları yok olan bir hayvan eti, 100 derecelik ısıya ulaşacak derecede ateş yakanlara helal, yakamayanlara ise haramdır ;), bunu tecrübe eden de onları mahrum kılar,
Esen kalasın güzel insan
Sevgilerimle
|
|
|
yüz derecede yararlı organizmalar da yok olur ama allah koç u gökten irdirdi bunu kesin diye ibrahim ve ismaile ödül olarak sence malik onlar ateşe atılan ibrahim taragından pişirilmeden mi yenmiştir...
__________________ bekir
dediğin gibi Allah'ım
aynen; yar, rab...
|
Yukarı dön |
|
|
mistikbalim Uzman Uye
Katılma Tarihi: 17 agustos 2009 Yer: Turkiye Gönderilenler: 401
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
kuranın dışında hiçbirşey bulamayacaksınız o kadar boş işlerle uğraşıyorsunuz ki domuz eti yiyenler aslan eti yiyormu aslan eti kuranda geçmiyor haram diye ismi zikredilmemiş neden yemiyorsunuz bakınız kul muhtaç muzdar bırakılırsa her türlü pisliği yer ve sizin elinizde temiz olan bir yiyecek kesin olarak bulunurken tartışma konusu olmuş bir şeyin yenilip yenilmezliğini mi tartışıyorsunuz sizi ilgilendirmeyen şeylerle mi uğraşıyorsunuz temiz olsa size ne pis olsa size ne içi rahat eden pislikte yer fakat herşeye rağmen başka bilimlerden aldığınız ilimle yanlış ya da doğru kuranı yorumlamaya çıkarsanız allah size yahlışı da doğruymuş gibi gösterir burda hormonlu yiyeceklere temiz gözüyle bakar ve yemeye devam edersiniz bu şuna benzer eski alimlerin tartışmaı gibi binlerce pire öldürülüp derilerinden seccade yapılsa üstünde namaz kılınırmı sizi anlamakta zorlanıyorum ey akıl sahipleri...
__________________ bekir
dediğin gibi Allah'ım
aynen; yar, rab...
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam Değerli Malik Kardeşim, Değerli Kardeşlerim,
Değerli Mistikbalim kardeşimin sözlerinden yola çıkarak diyorum ki:
acaba bir yerde bir hata mı yapıyoruz?
neye inanıp neye inanmayacağımızı hangi ölçüye göre belirlemeliyiz?
iman nedir?
iman, Yüce Allah'ın gönderdiği vahye E M N edip, benimsemek, tasdik etmek, inanmak, itimat etmek, güvenmek, Ayetleri aynen veya orjinaline aykırı olmayacak bir yorumla kabul edip BAĞLANMAK değil midir?
o halde gerçekten " domuz eti " konusunda neyin tartışmasını yapıyoruz ki?
Yüce Allah orjinal Ayet'lerde domuz eti'ni yasak etmiş mi...
Ayet'lerde yasak ettiğini görüyorum ben, yanlış mı görüyorum acaba...
e evet, yasak etmiş ama niye etmiş...
bu işte Yüce Allah'ın muradı neymiş...
yasak etme sebepleri ortadan kalkarsa...o zaman yasak da ortadan kalkmaz mı...haram da ortadan kalkmaz mı...o durumda haram olan domuz eti helale dönmez mi...
iyi ama, Yüce Allah domuz etini neden haram ettiğini Kur'an da açıklamamış ki...
neden haram ettiği demek ki bize gerekmiyor ki, etmemiş...
gerekseydi ederdi bence...
eğer haram etme sebebini bilmemiz gerekiyor olsaydı, kesinlikle , bunu bize söylerdi...
bu işin hikmetini bizimle paylaşırdı...
etmediğine göre, söylemediğine göre, bu haram'ın, bize, " biz imtihan geçirmekte olan kullara" dünya'daki imtihanlarımızdan BİRİ olmadığını kim söyleyebilir?
hikmetinden sual etmek mi...
edelim etmesine de,soruşturalım soruşturmasına da; biz kul, o ise yeri göğü yaratan Yüce İlah...aynı boyut ve aynı kategoride olmadığımıza göre, bu yasağın nedenleri hakkında her ne söylersek, elimizde Kur'an'dan sebebi ile ilgili açıklama yapılmadığına göre, spekülasyon'dan öteye geçer mi...
17/36, bilmediğin şeyin ardına düşme, peşinden gitme emrinin muhataplığına girilmez mi...
bir başka örnek üzerinde de bakalım değerli kardeşim:
örneğin ruh nedir? mahiyeti nedir...özellikleri nelerdir...
bunları bilmiyoruz...
e peki bilmiyorsak örneğin: o halde ruh'a, ruh'un olduğuna, mevcudiyetine iman etmeyecek miyiz?
17:85 'te ruh konusu işlenirken :
Süleyman Ateş |
: |
Sana ruhtan sorarlar. De ki: "Ruh, Rabbimin emrindendir. Size ilimden pek az bir şey verilmiştir." |
denmektedir...her ne kadar bu az bilgi verme işinin ruh ile ilintili olduğu özel olarak varsayılabilinse de, hükmün umumi olduğunu, bu az bir bilgi verilme konusunun tüm diğer bilgiler için de geçerli olduğunu düşünüyorum Değerli Malik Kardeşim.
aslında buradan benim anladığım, yani diğer tüm bilgiler için de geçerli olduğunu düşündüğüm, bize verilen bilginin az bir bilgi = yeterli bilgi anlamında olması gerekir. yani sadece ve sadece kulluk vazifemizi icra etmeye yetecek, dünya'yı imar etmeye yetecek, şirki-küfrü birbirinden ayırmaya ayırabilmeye yetecek bir zihinsel meleke , beyin gücü ve bu güçle orantılı olan BİLGİLER...
bir kere Kur'an'ı gönderen Yüce Allah, alıcısı ise biz aciz kullar...
taraflar eşit değil bir kere...
eşit olmadığımız/ olamayacağımız da çok açık...
tamam, anlaşılır, apaçık bir şekilde ve öğüt alan yok mudur? ibaresiyle gönderiyor, göndermiş Kur'an'ı evet, orda mesele yok...
fakat, örneğin " domuz eti " ni niçin haram ettiğini, bunun sebebinin ne/ neler olduğunu eğer ki kendisi açıklamamışsa,
bizim aciz kul halimizle illaki hikmeti budur, 100 derecede kaynarsa helal olur, şeklindeki bir yaklaşımın delilsiz ve mesnetsiz olacağına, bu yaklaşımın esastan ve temelden yanlış olacağına inanıyorum, değerli Malik kardeşim.
bana göre Yüce Allah bir şeyi haram etmişse o iş bitmiştir...haram haramdır...
hikmetini soruşturmayalım mı diye sorabilirsin...elbette soruşturalım...fakat demin dediğim gibi, istediğimiz kadar bu konuyu soruşturalım, nihayet gidebileceğimiz azami nokta, beşeri çap'taki beyin hücrelerimizin potansiyelini aşamayacaktır...yüzde yüz düşünme gücüne erişsek bile varabileceğimiz sonuç, yine bir beşeri sonuç olacaktır...bunun hikmeti şu olabilir diye söyleyebileceğimiz bir şey olursa da, varacağımız bu tahmin, haramı helal etmeye değil, bu haramı uygularken, bu emri yerine getirirkenki ruh halimize vereceği katkıdan dolayıdır...
en önemli husus: Kur'an'ın orjinalinde domuz eti haramdır diye yazıyor mu, yazmıyor mu?
işte bütün mesele budur kardeşim...
madem elimizdeki kat'i bilgi, orjinal bilgi bize haram olduğunu söylüyor.
o halde buna diğer tüm bilmediklerimiz gibi iman etmemiz, Kur'an'ın orjinaline sadık kalmamız gerektiğine inanıyorum, değerli dostum.
Muhabbetle
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
malik bin nebi Uzman Uye
Katılma Tarihi: 24 kasim 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 439
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Merhaba Sevgiye/Saygıya Değer Abim,
Umarım iysindir, herşey yolundadır,
İnanışına gerekçe sunarsa insan,
Gerekçeler kalkınca inanışı da kalkacaktır demek olur,
Domuz hayvanı etinin yasak olması gerekçesi,
Allah'ın emretmesi ise,
Bu yasağın geçersiz olduğu hal, gerekçesi olan Allah'ın emrinin değişmesidir,
Peki Allah neyi emreder neyi emretmez,
Allah iyliği emreder kötülüğü emretmez,
Ben güncel dünyayı okuduğum zaman Allah'ın bu dünyaya domuz etinin yenmesini yasakladığını göremiyorum,
Bağırsak iç yağlar tırnaklı hayvanlar (6/146) durumu gibi bir durum söz konusu olur eğer orjinal metinde böyle bir yasak varsa,
Ben genel olarak şöyle düşünüyorum abi;
Kur'an mushafında şekle bürünmüş yasak, düzenleme ve uygulamalar,
Muhattaplarına yönelik hitaplardır, dolayısıyla metinde "ne" dendiği ile çok ilgilenmiyorum,
Hatipsiz muhattapsız hitaplar eksiktir, ortada ne hatip vardır ne de muhattap, biz kendimizi muhattap kılmaya çalışıyoruz ve 1400 yıllık bir dili de hatip ilan ediyoruz, ve bu hitabı kağıtlar halinde yazılı hale getirerek doğasının da yazı gibi kalıcı olduğu zannına kapılıyoruz oysa yazı değil algıdır esas olan,
İnsan doğuştan nelere yakın nelere uzak ise, yaratıcının emri bunlara sadık kalmaktır, bu el kitaptır, dönemsel araçlar gereği bu el-kitaptan indirilen zikirler bazı düzenlemeler uygulamalar getirir, sri lankada bir dönem inek etinin yenmemesi, çok yerinde bir yasaktır ama bunu evrenselleştirdiği zaman insan o zaman "O"'nun fıtratıına ters iş görmüş olur,
Zira bir dönem tarımsal araç bu hayvandır ama tarımsal makinaların gelişi ile bu yasağın sürdürülmesi gereksizdir,
100 derecelik ısı örneği domuz eti için değil mantık için verilmiş bir örnekti,
Gerekçesini bilmeden bir işi yapmak mı bilinmeyenin ardına düşmektir,
Gerekçesini bilerek bir iş yapmak mı bilinmeyenin ardına düşmektir,
Değerli abim konu ile ilgili şu linki inceler misin,
http://www.hanifdostlar.net/forum_posts.asp?TID=5973&PN= 1
Yaratıcı aklımıza indirgeyemeyeceğimiz bir şeyi emretmez, eğer birileri emreder diyorsa emir dedikleri yaratıcıya ait olamaz diye düşünüyorum,
Kur'an muhattaplarından sürekli delil isterken, delilsiz emretmesi kendisi ile çelişmesidir,
Uygun görürsen yukarda linkini verdiğim başlık altında devam edelim abi,
Esen kalasın
Sevgi/Saygı/Muhabbetlerimle
__________________ bildiklerimizle değil yaptıklarımızla, ellerimizin neleri ile değil hayatlarımızın nasılları ve nedenleri ile,,,
Beni bir yere oturtmaya çalışmayın,çünkü ben bir yerde oturmuyorum, sadece yürüyorum
|
Yukarı dön |
|
|
mistikbalim Uzman Uye
Katılma Tarihi: 17 agustos 2009 Yer: Turkiye Gönderilenler: 401
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
hasanoktem Yazdı:
Selam Değerli Malik Kardeşim, Değerli Kardeşlerim,
Değerli Mistikbalim kardeşimin sözlerinden yola çıkarak diyorum ki:
acaba bir yerde bir hata mı yapıyoruz?
neye inanıp neye inanmayacağımızı hangi ölçüye göre belirlemeliyiz?
iman nedir?
iman, Yüce Allah'ın gönderdiği vahye E M N edip, benimsemek, tasdik etmek, inanmak, itimat etmek, güvenmek, Ayetleri aynen veya orjinaline aykırı olmayacak bir yorumla kabul edip BAĞLANMAK değil midir?
o halde gerçekten " domuz eti " konusunda neyin tartışmasını yapıyoruz ki?
Yüce Allah orjinal Ayet'lerde domuz eti'ni yasak etmiş mi...
Ayet'lerde yasak ettiğini görüyorum ben, yanlış mı görüyorum acaba...
e evet, yasak etmiş ama niye etmiş...
bu işte Yüce Allah'ın muradı neymiş...
yasak etme sebepleri ortadan kalkarsa...o zaman yasak da ortadan kalkmaz mı...haram da ortadan kalkmaz mı...o durumda haram olan domuz eti helale dönmez mi...
iyi ama, Yüce Allah domuz etini neden haram ettiğini Kur'an da açıklamamış ki...
neden haram ettiği demek ki bize gerekmiyor ki, etmemiş...
gerekseydi ederdi bence...
eğer haram etme sebebini bilmemiz gerekiyor olsaydı, kesinlikle , bunu bize söylerdi...
bu işin hikmetini bizimle paylaşırdı...
etmediğine göre, söylemediğine göre, bu haram'ın, bize, " biz imtihan geçirmekte olan kullara" dünya'daki imtihanlarımızdan BİRİ olmadığını kim söyleyebilir?
hikmetinden sual etmek mi...
edelim etmesine de,soruşturalım soruşturmasına da; biz kul, o ise yeri göğü yaratan Yüce İlah...aynı boyut ve aynı kategoride olmadığımıza göre, bu yasağın nedenleri hakkında her ne söylersek, elimizde Kur'an'dan sebebi ile ilgili açıklama yapılmadığına göre, spekülasyon'dan öteye geçer mi...
17/36, bilmediğin şeyin ardına düşme, peşinden gitme emrinin muhataplığına girilmez mi...
bir başka örnek üzerinde de bakalım değerli kardeşim:
örneğin ruh nedir? mahiyeti nedir...özellikleri nelerdir...
bunları bilmiyoruz...
e peki bilmiyorsak örneğin: o halde ruh'a, ruh'un olduğuna, mevcudiyetine iman etmeyecek miyiz?
17:85 'te ruh konusu işlenirken :
Süleyman Ateş |
: |
Sana ruhtan sorarlar. De ki: "Ruh, Rabbimin emrindendir. Size ilimden pek az bir şey verilmiştir." |
denmektedir...her ne kadar bu az bilgi verme işinin ruh ile ilintili olduğu özel olarak varsayılabilinse de, hükmün umumi olduğunu, bu az bir bilgi verilme konusunun tüm diğer bilgiler için de geçerli olduğunu düşünüyorum Değerli Malik Kardeşim.
aslında buradan benim anladığım, yani diğer tüm bilgiler için de geçerli olduğunu düşündüğüm, bize verilen bilginin az bir bilgi = yeterli bilgi anlamında olması gerekir. yani sadece ve sadece kulluk vazifemizi icra etmeye yetecek, dünya'yı imar etmeye yetecek, şirki-küfrü birbirinden ayırmaya ayırabilmeye yetecek bir zihinsel meleke , beyin gücü ve bu güçle orantılı olan BİLGİLER...
bir kere Kur'an'ı gönderen Yüce Allah, alıcısı ise biz aciz kullar...
taraflar eşit değil bir kere...
eşit olmadığımız/ olamayacağımız da çok açık...
tamam, anlaşılır, apaçık bir şekilde ve öğüt alan yok mudur? ibaresiyle gönderiyor, göndermiş Kur'an'ı evet, orda mesele yok...
fakat, örneğin " domuz eti " ni niçin haram ettiğini, bunun sebebinin ne/ neler olduğunu eğer ki kendisi açıklamamışsa,
bizim aciz kul halimizle illaki hikmeti budur, 100 derecede kaynarsa helal olur, şeklindeki bir yaklaşımın delilsiz ve mesnetsiz olacağına, bu yaklaşımın esastan ve temelden yanlış olacağına inanıyorum, değerli Malik kardeşim.
bana göre Yüce Allah bir şeyi haram etmişse o iş bitmiştir...haram haramdır...
hikmetini soruşturmayalım mı diye sorabilirsin...elbette soruşturalım...fakat demin dediğim gibi, istediğimiz kadar bu konuyu soruşturalım, nihayet gidebileceğimiz azami nokta, beşeri çap'taki beyin hücrelerimizin potansiyelini aşamayacaktır...yüzde yüz düşünme gücüne erişsek bile varabileceğimiz sonuç, yine bir beşeri sonuç olacaktır...bunun hikmeti şu olabilir diye söyleyebileceğimiz bir şey olursa da, varacağımız bu tahmin, haramı helal etmeye değil, bu haramı uygularken, bu emri yerine getirirkenki ruh halimize vereceği katkıdan dolayıdır...
en önemli husus: Kur'an'ın orjinalinde domuz eti haramdır diye yazıyor mu, yazmıyor mu?
işte bütün mesele budur kardeşim...
madem elimizdeki kat'i bilgi, orjinal bilgi bize haram olduğunu söylüyor.
o halde buna diğer tüm bilmediklerimiz gibi iman etmemiz, Kur'an'ın orjinaline sadık kalmamız gerektiğine inanıyorum, değerli dostum.
Muhabbetle
|
|
|
allah razı olsun ben sizi çok iyi anladım ama dediğim gibi ilmi yanlış yerde arayan sizi anlamaz anlamayacak abim sevgiyle..
__________________ bekir
dediğin gibi Allah'ım
aynen; yar, rab...
|
Yukarı dön |
|
|
mistikbalim Uzman Uye
Katılma Tarihi: 17 agustos 2009 Yer: Turkiye Gönderilenler: 401
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
eğer kurana bir açıklama gerekirse onu yapan da yine kuranın kendisidir sevgili malik başka bilimlerin teklifine tercihine tefsirine ihtiyacı olmayan bu kitap senin adına bilim dediğin herşeye 1500 sene evvel cevabını vermiştir ki o bilimin kaynağı ise yine kurandır bakınız nötron molekül ağırlığı 1839 bakınız kuran 18 39 n t r n harflerinin geçtiği iki ayetten biri selamla
__________________ bekir
dediğin gibi Allah'ım
aynen; yar, rab...
|
Yukarı dön |
|
|
ebukerem Ayrıldı
Katılma Tarihi: 21 mart 2009 Gönderilenler: 483
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
"Kul la ecidu fi ma uhiye ileyye muharramen ala taimiy yat'amuhu illa ey yekune meyteten ev demem mesfuhan ev lahme hinzirin fe innehu ricsun ev fiskan uhille li ğayrillahi bih, fe menidturra ğayra bağiv ve la adin fe inne rabbeke ğafurur rahîm. "
" De ki: "Bana vahyolunanlar içinde, yiyen bir kimsenin yiyeceği (şeyler) için, ölü eti, dökülen kan, domuz eti -ki bu gerçekten ricsdir- ya da Allah'tan başkası adına kesilmiş bir fısk dışında, haram kılınmış bir şey bulmuyorum. Kim kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya kalırsa, -saldırmamak ve haddi aşmamak şartıyla- (bu sayılanlardan ölmeyecek kadar yiyebilir). Şüphesiz senin Rabbin bağışlayandır, esirgeyendir." ENAM 145
"RİCS : Murdar, Kirli, Pis nesne.." Ragıp el İsfehani, EL-MüFREDAT
e Malik al işte hikmetini açıklamış ayette, 4 haram yiyecekten domuz için FE İNNEHU RİCSUN - ki o PİSTİR, MURDARDIR, KİRLİDİR demiş. daha ne hikmeti soruyorsun anlamadım? dikkat et özellikle domuz eti için o parantezi açmış, demek ki senin gibi soracaklara bir rahmet olarak.
selam ile.
__________________ yalnız Allah'a teslim ol ve şahitliği dosdoğru yap...
|
Yukarı dön |
|
|
mistikbalim Uzman Uye
Katılma Tarihi: 17 agustos 2009 Yer: Turkiye Gönderilenler: 401
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
kuranın dışında daha sana verilecek binlerce cevap var ebukerem abim şeytan öyle bilge ki allah senden razı olsun...
__________________ bekir
dediğin gibi Allah'ım
aynen; yar, rab...
|
Yukarı dön |
|
|
mistikbalim Uzman Uye
Katılma Tarihi: 17 agustos 2009 Yer: Turkiye Gönderilenler: 401
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
KEŞKE DEMEDEN ÖNCE BİR KEZ DAHA DÜŞÜNÜNÜZ KEŞK DEMEK KİŞİNİN İKİNCİ ACZİNİN AÇIK İTİRAFIDIR...
__________________ bekir
dediğin gibi Allah'ım
aynen; yar, rab...
|
Yukarı dön |
|
|
ebukerem Ayrıldı
Katılma Tarihi: 21 mart 2009 Gönderilenler: 483
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Allah senden de razı olsun mistikbalim dost,
evet daha önce de söyledim, bir soruya verilebilecek binlerce belki milyonlarca MANTIKLI cevap olabilir, vardır; ancak bunlardan sadece biri HAKK dır yani DOĞRUDUR, diğerleri MANTIKLI da olsalar ya eksik ya da YANLIŞTIR.
"paravanın arkasındaki insanın adı nedir?" sorusuna verilebilecek milyonlarca MANTIKLI cevap vardır. ama paravanın arkasındaki insanın adı ALİ'dir. diğer milyonlarca cevap MANTIKLI oldukları halde YANLIŞTIR.
işte bu yüzden de VAHİY, insana MANTIKLI cevaplar içerisinden DOĞRU olanını verir ve bunlardan oluşan PARADİGMAYA yani ZİKRE ulaştırır. yaşanan hayat, akıl, fıtrat, vicdan ve tecrübeler de bu ZİKRİ insana ispatlar, yeter ki bakabilsin. sürekli aklı, fıtratı, vicdanı kullanmaya çağırması ve son vahiy olan Kuran'ın üçte birini tarihi kıssalara ayırması da bundandır.
in huve illa zikrun lil alemin = şüphesiz ki bu tüm insanlar için bir ZİKİRDİR ( PARADİGMADIR )ayeti ve KURAN Zİ'ZİKR = ZİKİR SAHİBİ KURAN ayeti bu manada anlaşılabilir diye düşünüyorum.
selam ve muhabbet ile.
__________________ yalnız Allah'a teslim ol ve şahitliği dosdoğru yap...
|
Yukarı dön |
|
|
|
|