Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Bu gece gördüğümüz Dolunay ile Güney Yarım Kürede HARAM AYLAR başlamıştır.Dolaysı ile Güneyde ki kardeşlerimiz İHRAMA Girmiştir...Maide suresine göre Güney de ki Müminler için AV yasağı başlamıştır.Mübarek olsun.
UlulElbab Yazdı:
21 ARALIK DURUMU
a. Kuzey Yarım Küre
Güneş ışınları Yengeç Dönencesi’ne 43°06' lık açı ile gelir.
Kış mevsiminin başlangıcıdır.
En uzun gece, en kısa gündüz yaşanır.
Yengeç Dönencesi’nden kuzeye gidildikçe gece süresi uzar, gündüz süresi kısalır.
Bu tarihten itibaren geceler kısalmaya, gündüzler uzamaya başlar. Fakat 21 Mart tarihine kadar, geceler
gündüzlerden uzundur.
Aydınlanma çemberi Kuzey Kutup Dairesi’ne teğet geçer.
Yengeç Dönencesi’nin kuzeyi güneş ışınlarını yıl içerisinde alabileceği en dar açı ile alır. Bu tarihten
itibaren güneş ışınlarının gelme açıları büyümeye başlar.
Yengeç Dönencesi’nin kuzeyinde en uzun gölge yaşanır. Bu tarihten itibaren gölge boyları kısalmaya
başlar.
b. Güney Yarım Küre
Güneş ışınları Oğlak Dönencesi’ne 90° lik açı ile gelir.
Yaz mevsiminin başlangıcıdır.
En uzun gündüz, en kısa gece yaşanır.
Oğlak Dönencesi’nden güneye gidildikçe gündüz süresi uzar, gece süresi kısalır.
Bu tarihten itibaren gündüzler kısalmaya geceler uzamaya başlar. Ancak 21 Mart tarihine kadar, gündüzler
gecelerden uzundur.
Aydınlanma çemberi Güney Kutup Dairesi’ne teğet geçer.
Oğlak Dönencesi’nin güneyi güneş ışınlarını yıl içerisinde alabileceği en dik açı ile alır. Bu tarihten
itibaren güneş ışınlarının gelme açıları küçülmeye başlar.
Oğlak Dönencesi’nin güneyinde en kısa gölge yaşanır. Bu tarihten itibaren gölge boyları uzamaya başlar.
__________________ Haşr -10
"Rabbimiz, bizi ve bizden önce inanmış olan kardeşlerimizi bağışla; kalbimizi inananlara karşı kin beslemekten koru.
Rabbimiz, sen şefkatlisin, Rahimsin,"
Bu gece gördüğümüz Dolunay ile Güney Yarım Kürede HARAM AYLAR başlamıştır.Dolaysı ile Güneyde ki kardeşlerimiz İHRAMA Girmiştir...Maide suresine göre Güney de ki Müminler için AV yasağı başlamıştır.Mübarek olsun.
Sevgili Ululebsar,Allah'ın bir ayetini hayata dokunur kılmanızdan dolayı sizi tebrik eder,sevgi ve muhabbetlerimi sunarım.
Ben senin gözlerinden giderken sırtımda yaralı Rabbimi (t)aşıyordum Azize.
Benim cennettim mi kaldı? Bana bir cehennem mi bıraktılar sanki? ... Savaşlar izlemedim Savaşlarla g/izlendim… Ben herkesin öldürdüğüyüm Azize. Ben herkesin barışla bıçakladığı adaletim işte…
2 Annem ekmeğin arasına salça sürer sokağa yollardı Ağzımda salçalı ekmek kırıntıları Cami avlularında beş taş oynardım Yaka Meram’da büyüsün diye otobüslere verilen bu çocuk Küçülmüş dönerdi evine, çünkü büyümek için kışlar lazımdı. Kışları da okula gönderilince büyümedim haliyle, yayıldım…
Herkes okuyup ne oluyorsa ben de o olmayayım diye okumadım, Sana kadar cepleri kum dolu, elleri park kokusu, ayakları top… Senden sonra kışlar Azize Senden sonra al kışlar geçirdim…
aslanlar “bir emrin var mı abi?” diyen uşaklar artık. Şimdi insan ekmeğin ağzında…
O yüzden herkes birbirinin ağzına bakıyor Azize… Herkes birbirinin ağzıyla konuşuyor Ve herkes birbirine benziyor.
3 Ben… Yabancıyım Kimsenin ağzına bakamayacak kadar… Ben geceleri Tarlabaşı’yım…. Benim yaşadığımı ispatlayacak tek delil "Merkezefendi" Azize… 41.sokak Gece gel ama… Sokağa bak anlarsın beni… Sarı ışıkların dövdüğü dar bir sokakta kendisinden kazak ören Kendisini giyinen Sonra gidip cemaatlerin içinde kendisini soyunan beni Anlarsın. kovuldum tenden…
Dualarımı kabul etmesin diye Tanrının kapısında ellerimi çaldırdım Anarşistlerden Rufai zikirlerine kadar nasıl bir çaldırma ise bu? “Kahrolsun devlet yaşasın toplum” derdim ama Ne devlet ne toplum Sadece bir keçi, bir ağaç, biraz da su… Tek isteğim bu!
4 Azize Bütün çocukları sevdim halbuki Sokak çocukları… Ev çocukları… Orospu çocuklarına dek… Niye mi? Onlar olduğu gibi bizse ne değilsek oyuz
Bizler artık siyasiyiz Azize Bizler artık “insanlar ne der”iz…
Bir insan kendisine ha bire ezan okur mu? Ben okuyorum Azize… Madem Allahuekber! Öyleyse herkesin eteğindeki bu kebiri defterlerde neyin nesi? Herkes neyin hesabını tutuyor Azize? Ben unutmak istiyorum anlıyor musun?
Babamın banka borcu ile Bağdat’a düşen bombalar arasında ne fark vardı ki? İkisi de bomba değil mi? İkisi de ailelere düştüğü zaman...
Laubali şehir insanlarını Hiçbir şey olmuyormuş gibi yaşamaya zorlamalarını unutmak istiyorum Bir de işin içine yasalar ve polisler...
Hep sağ koluma bakıyorlar Azize Sağ kolumda bir bıçak yarası Herkes bir sokak kavgasında oldu sanıyor Oysa o bıçağı koluma vuran kimdi biliyor musun? İşte unutmaya oradan başlamak istiyorum. Kızma bana olur mu Azize?
5 Artık ağzımda her şeyin kokusu var Yalanın kokusu var mesela Cesetler bile bu kadar iğrenç kokmaz Şehrin mezarlıklarına dudaklarını kesip atan bir adam neyin şarkısını söyleyebilir ki?
Çürümüş bir köpeğin dişlerine bakarak tebessüm eden elçi, neredeyim ben? İnci gibi dişlerle küfretmekten kalbim çürüdü… Ah Ben kimin ümmetiyim?
6 Ölülerin arkasından konuşulmaz derler hâlbuki Peki, ölülere sırt dönülerek yaşanır mı? Herkesin arkasında bir ölü… Geleceğe bakmak lazımmış; öyle derler bir de… Gelecek gelmeyecek işte Neden mi Azize? Geçmiş geçmiyor da ondan.
Geçmiyor; çünkü zaman değildir geçip giden, Azize Geçip giden insandır! dönüp duran mevsimler değil dönüp duran mekandır! Beni zamanla karıştırma beni zamana karıştır. Göreceksin zaman dediğin hareketten ibaretmiş! Ayaklarımın altına neden iman ettiğimi o zaman anlayacaksın!
7 Hani bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterirmiş ya Bana bir tane doğru göster Azize Hadi “şu doğru” de. Bütün doğrular yanlışların altına düşülmüş bir çizgi nasılsa…
Bana bir yanlışın zıddı olmayan bir doğru göster. Bana öyle bir şey söyle ki, bana hayat versin Azize Bıktım hayatımı vermekten kelimelere… Dünya kurtulsun diye yürümekten bıktım Bıktım ideolojilerden, dinlerden ve sabırdan… İsyana da inanmıyorum. Ben kırıldım Azize "Ezilenler" deme bana, seslenme içimdeki Hüseyin’e ne olur Bunlar birbirini üretmek için birbirine bağlı iki kürek mahkumu Ben bu sandalı nehirlerle terkedip kendimi kuyulara bırakmak istiyorum!
8 Ben Allah’a ne yaptım Azize? Ne yaptım da "var"ım ben? Ah bir bilsem.... Ben “varsam” eğer sor benim için Çünkü ben artık onunla konuşmuyorum. Ben artık onunla susuyorum.
9 Ah Azize… Beni gömmek için senin sırtına kum atacaklar diye çaldım cesedimi senden Suçu üzerime attım. Artık kendime gömülebilirim. Mezarıma gelirsen eğer Azize, çocuklarını da getir olur mu? Bilirsin ben çocukları çok severim…
Mezarımdaki tüm taşları çocuklarına ver Azize Lazım olacak büyürken onlara…
Kadir Bal
__________________ Haşr -10
"Rabbimiz, bizi ve bizden önce inanmış olan kardeşlerimizi bağışla; kalbimizi inananlara karşı kin beslemekten koru.
Rabbimiz, sen şefkatlisin, Rahimsin,"
Katılma Tarihi: 01 haziran 2010 Gönderilenler: 197
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Çok güzel şiirler biraz daha isteyenlere
Beni
vuramazlar azize
Onlar çünkü ben’i bedenimle karıştırıyorlar.
Onlar fikirlerimi beynimde taşıdığımı zannediyorlar
Beynimi patlatırlarsa fikrimi de patlatacaklarını zannediyorlar.
Ben neyim azize?
Sen nesin?
Onlar seni de bir beden ve bir tutam saç sanıyorlar.
Oysa ben yüzümden çok öteyim azize
Oysa ben adamın yüzüne bakışlarımın arkasından bakarım
Bunu bilmediklerinden gözlerimi
oyarlar
Oysa gözlerim
benim elçilerimdi
Elçilerim dönmezse tarumar olurum sandılar…
Onlar gözlerimi
oyarsalar
göremeyeceğimi zannettiler
Onlar ellerimi alırlarsa tutamam zannettiler
Onlar ayaklarımı keserlerse yolda kalırım sandılar
Ah azize
Beni ayakta tutan ayaklarım değil ki?
Onlar azize
Onlar akılları var ama akledemezler
Gözleri var ama göremezler
Kalpleri var ama hissedemezler..
Her
şeye neden yenildik biliyor musun?
Biz yenmeye sevdiklerimizden başladık da ondan
Yendiğimiz her dost
düşmanımız
Yenildiğimiz her düşmansa dostumuz
oldu
Buna gerçekleri anlamak dedik
Oysa gerçek olan
Yenmek değildi azize…
Gerçek olan yanmaktı
Kendi ateşini sınamaktı başkalarının
cehenneminde
Nereden başlayacaksın diyorlar bana azize
Merhametten tabiî ki..
Rahman ve Rahim olan nereden başladıysa oradan…
Bak
azize!
Senin dikenlerin var
Kim yaklaşsa yaralanıyor
Uzaklaşsa sen üşüyorsun
Sen aslında kırmak
istemiyorsun
Ama onlar seni bunaltıyorlar.
Sevgileri ile…
Özlemleri ile…
Üzerine geliyorlar…
Kendisi olamayanların sen olmak istemeleri…
Kendisine sahip olamayanların seni sahiplenmeleri yoruyor seni
Sonra kızıyorlar sana
Bencil olmakla suçluyorlar Benliğini bize ver diyorlar…
Benim benden başka
kimim var
diyorsun
Kimse yok azize..
Senden başka
kimse yok…
O yüzden mezarlar hep tek kişiliktir…
Bazılarının
üzerine
doğar güneş
Bazılar ise doğmak için güneşi bekler
Sabah olunca uyananlar
Biraz da akşam olunca uyuyanlardır
Ben geceleri
ayakta
Gündüzleri karanlıktayım…
Çünkü ışık içime giren değil
İçimden gözlerime
vurandır…
Gündüzleri baktığın gözler neden
karanlık
anlıyor musun?
Çünkü onlar güneşi dışarıda arayanlardır..
Ah azize
Gözler mi kör olur yoksa kör olan kalpler midir?
Ağzını değil yüreğini tut azize
Çünkü insan ağıza girenle değil…
Ağızdan çıkanla kirlenir…Seni bu şehrin ortasında neden sevdim biliyor
musun?
Ve bunu sana neden söylemedim?
Boşver azize...
Seninle aynı cennete
gitmek
yeterdi bana…
Bak ellerime..
İyi bak
Köprü altlarına tinercilere ve evsizlere bıraktığım bu elleri
Sanma ki sana uzatmadım
Ben sana ellerimi uzatmadan da tutunurum azize…
Ben sana gözlerimi
çevirmeden
de bakarım
Ben sana ıslanmadan da ağlarım…
Ben bir yaprağın düşmesinden öğrendim azize
Bir suya düşüp te dalgalandırmamayı…
Ben yere basarken bile utanıyorum
İncitir miyim diye toprağın başını…
Sana bakmaktan vazgeçişimi ne sanıyorsun?
Gözlerine bir kez baktığımda kör olmayı seçtim
Kızma bana
Bak insanlara
Her gün baktıkları onca şeye nasıl körler?
İnsanın bakarken görmemesi mi acıdır?
Gözleri olmadığı için görmemesi mi?
Ben acı olanı değil, sabır dolu olanı seçtim…
Gözyaşlarımı sildiğimde,
avuçlarıma gülümseyen
yüzün çıkıyor! Ben sana daha ne diyeyim
azize?...
Kadir Bal
__________________ Ancak bir cehennem öğretebilir insana
Kırık ayaklarla cennete girilemeyeceğini...
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma