Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Ebru Yazdı:
Ziynet Gogus olamaz fikri kafama yatmaya basladi. Ama nedne takilar bu kadar onemli onun hala anlamis degilim. |
|
|
Nur sûresininin bütününe baktığınız zaman bu kolayca anlaşılıyor.
Sûrenin anakonusu: inanan kadınların "iffet"i, saygınlığı. "Allah'ın dini"nde iffet o kadar önemli ki iffetli kadınlara iftira edenlere alabildiğine sert cezalar öngörülüyor:
İffetli kadınlara iftira edip te buna dört tanık getiremiyenlere seksen celde vurun ve tanık olma hakkını ebediyyen ellerinde alın (Nur 4)
Ama iftiraya neden olan davranışlar düzeltiliyor önce:
Her dedikoduya inanmak yok; duyduğunuz haberin doğru mu yalan mı olduğunu araştıracaksınız (Nur 12);
Bir eve damdan düşer gibi girmek yok, selam verip izin alacaksınız (Nur 27, 28, 29).
Cinsel organlarınızı açıkta bırakmak yok, örteceksiniz; ve başkasının apışarasına gözlerinizi dikmek yok, bakışlarınızı kısacaksınız (Nur 30, 31).
Cariyeleriniz ve erkek köleleriniz dahil bekarlarınızı ciğere bakan kediler gibi çaresiz bırakmak yok, evlendireceksiniz (Nur 32, 33).
Besleme kızlarınızı fuhşa zorlamak yok, özkızlarınız gibi onların da iffetli olduğunu bileceksiniz (Nur 33).
Süslerinizi takacaksınız ama takı teşhirciliği yapmak yok, ölçülü olacaksınız (Nur 31, 60).
Görüldüğü gibi takı teşhirciliğinin yasaklanması önlemlerden yalnızca biri. Son derece doğal ve yerinde. Tıpkı öteki önlemler gibi.
Feci olan, bunun çarpıtılmasıdır.
Yüce Allah iffetli kadınlara takı teşhirciliği yapmak suretiyle insanları iğrendirmeyi, umutlandırmayı, kıskandırmayı yasaklayıp dururken sözde İslam uleması bunu tesettür diye çarpıtmıştır. 24:31'deki "ziynetler"i kadın vücudunun "alımlı yerler"i diye çarpıtmıştır.
Sonuç? İçler acısı bir kadın düşmanlığı, Kur'an dışılık, yüz kızartıcı bir ahlaksızlık...
Buyurun. Yüzünüz kızarmadan okuyabilirseniz okuyun:
Ayette sayılan mahremler, kadının her yerine bakabilirler. Ancak avret yerine bakmaları mekrûhtur... (Süleyman Ateş, Nur 31 tefsiri).
Dikkat. Ayette, "inanan kadının ellerinin altındakiler" de sayılıyor; ki tesettürcülere göre erkek kölelerdir onlar. İşte o erkek köleler inanan kadının her yerine bakabilirlermiş. Gerçi mekruhmuş, yani kötü bir şeymiş ama haram değilmiş; câizmiş. Köleler mâlikelerinin her yerine bakabilirlermiş.
Yüzünüz kızarmadıysa devam edin ve RÛHU'L-BEYÂN müfessiri İsmail Hakkı Bursevî bu icazeti bakın daha bir güzel (!) nasıl açıklıyor, okuyun:
"Ellerinin altında bulunanlar"a, cariyelere... Ama kadının sahip olduğu, erkek köle ise kendisine yabancı erkek hükmündedir. Bu köle ister iğdiş edilmiş* olsun ister cinsî temas gücü bulunsun, aynıdır. Nitekim Ebu Hanife'nin görüşü olduğu gibi çoğu âlimlerin görüşü de bu doğrultudadır. Bu sebeple, kadının o köle ile hacca gitmesi veya yolculuğa çıkması câiz değildir. Fakat kölesi, kendisini şehvetten emin hissettiği zaman ona bakması caizdir. (Nur 31 tefsiri)
İnanan kadın, vücudunun her yerini kölesine açabilirmiş; caizmiş bu. Peki o köle hanımının her yeri kabak çiçeği gibi gözlerinin önündeyken kendisini şehvetten emin hisseder mi, kendisine hakim olur mu?
Bakın Süleyman Ateş icazet micazet diye kem küm etmeyi bırakarak nasıl kesitirip atıyor: Mâlikesi, kölenin mahremidir. Evin içinde bunlardan kaçmak güçtür. (Ahzab 55 tefsiri)
Sapla samanı karıştırıyormuşum. İlahi tamerselin, kardeşim! Anladın mı şimdi sapla samanı kim karıştırıyormuş?
Sevgiyle, Hasan Akçay
-------------------------
*"İğdiş edilmiş bir erkeğe avret yerlerinizi açar mısınız?" diye sordum. Tesettürlü bir hanımefendinin cevabı:
"Hayır! Çünkü yalnızca erkeğin bana nasıl baktığı değil benim ona nasıl baktığım önemli..."
Anladınız mı?
Bir kadın iğdiş edilen kölesini de seksî bulabilir. Ve onunla yatıp fanteziler yaşayabilir... miş.
|