Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Daha önce bu konu hakkında yazdığım mesaj maalesef silinmiş bu tekrar edilirsin bu site hakkındaki düşüncelerim giderek kötüleşecek.
Kuranda ap açık başı örtmek geçiyor.Bunu anlamak için Kuran ı birebir mealine çevirmek yetersiz kalabilir. Ki bu yüzden tefsirler yazılmıştır. Bas bas bağırıyorum tekrar tekrar söylüyorum şimdiye kadar bunların yanlış olduğunu söyleyen kardeşlerim hangi ilminize dayanarak bunları söylüyorsunuz. Ulemalar şühedalar şimdiye kadar keyfilerindenmi gece gündüz islam adına çalıştılarda bu söyledikleriniz doğruydu da söylemediler.
Bakın tefsirde (okumak isteyenlere) baş kapamak nasıl belirtilmiş;
TEFHİMÜ-L KUR'AN'DAN Ahzab Suresi 59. Ayet ve Tefsiri
Ey Peygamber, eşlerine, kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına dış elbiselerinden (cilbablarından) üstlerine giymelerini söyle;110 onların (özgür ve iffetli) tanınması ve eziyet görmemeleri için en uygun olan budur.111 Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.112
110. Cilbab büyük bir örtüdür. İdna ise örtmek ve sarmak anlamlarına gelir; fakat bu kelime alâ eki ile kullanıldığında bir şeyi yukarıdan aşağıya bırakmak anlamına gelir. Bazı çağdaş müfessirler Batının etkisiyiyle bu kelimeyi, yüz örtme emrini görmemezlikten gelmek için "örtünmek" diye tercüme etmişlerdir.
Eğer Allah bu müfessirlerin iddia ettiklerini söylemek istemiş olsaydı, yüdnîne aleyhinne değil, yüdnîne iley-hinne derdi. Arapça bilen herkes yüdnîne aley-hinne'nin sadece "sarınmak örtünmek" anlamına gelmediğini bilir. Ayetin devamındaki min celabîbi-hinne sözleri de bu anlama meydan vermemektedir. Burada min eki (harficer) örtünün bir kısmı anlamına gelir ve "örtünme" ise örtünün sadece bir kısmı ile değil, tümü ile yapılır. O halde ayet açıka şu anlama gelir: Kadınlar örtülerine iyice sarınsınlar ve örtülerinin bir kısımını da yüzlerinden aşağıya bıraksınlar.
Hz. Peygamber (s.a) dönemine yakın zamanlarda yaşayan müfessirlerin ileri gelenleri bu yorumu kabul etmişlerdir. ibn Cerir ve İbn el-Münzir, Muhammed İbn Sirin'in Hz. Ubeyde es-Selmani'den bu ayetin anlamını sorduğunu rivayet ederler. (Hz). Ubeyde, Hz. Peygamber (s.a) zamanıda Müslüman olmuş, fakat onu görmemiştir. Hz. Ömer zamanında Medine'ye gelmiş ve oraya yerleşmiştir. Fıkıhta ve fıkhî meselelerde Kadı Şüreyh ile aynı ayarda kabul edilir.) Hz. Ubeyde sözlü bir açıklamada bulunacağına, başını, alnını, yüzünü kapatıp sadece bir tek gözünü açıkta bırakarak örtünmenin nasıl olacağını kendi üstünde uygulayarak göstermiştir. İbn Abbas da hemen hemen aynı tefsiri yapmıştır. İbn Ebi Hâtim, ibni Cerir ve İbn Merduye'den rivayet edildiğine göre İbn Abbas şöyle buyurmuştur: "Allah, kadınlara evlerinden bir ihtiyaç için dışarı çıktıklarında, sadece gözlerini açıkta bırakacak şekilde örtülerini üstlerine almalarını ve yüzlerini gizlemelerini emretmiştir." Katade ve Süddi de bu ayete aynı anlamı vermişlerdir.
Sahabe ve tabiun döneminden sonra gelen bütün büyük müfessirler de bu ayeti aynı şekilde tefsir etmişlerdir. İmam ibn Cerir el-Taberi bu ayetin tefsirinde şöyle der: "Saygıdeğer kadınlar evlerinden çıktıklarında, açık ve yüzleri örtüsüz cariyeler gibi görünmemelidirler. Örtülerinin veya dış elbiselerinin bir kısmını yukarıdan bırakıp örtünmelidirler ki, kötü niyetli kimseler onlara zarar vermesin."
(Camiul-Beyan cilt, 22 s. 33)
Allame Zemahşerî şöyle der: "Ayet, kadınların örtülerinin bir kısmını yukarıdan üzerlerine bırakmaları, yüzlerini ve bedenlerini örtmeleri gerektiği anlamına gelir." (El-Keşşaf cilt. 11. s. 221)
Allame Nizamüddin Nişaburî de şöyle der: "Yani, onlar örtülerinin bir kısmını üzerlerine örtmelidirler; bu ayette kadınlara başlarını ve yüzlerini örtmeleri emredilmektedir." (Garaibul-Kur'an cilt. 11. s. 32)
İmam Razi ise şöyle der: "Burada kastedilen diğer insanların onların hafif kadınlar olmadığını bilmesidir. Çünkü yüz setr'e dahil olmadığı halde yüzünü örten bir kadının, diğer erkeklerin yanında örtmesi farz olan setrini açması beklenemez. Böylece herkes bu kadınların kendilerinden ahlaksızca bir davranış beklenilemeyecek saygıdeğer ve vakarlı olduklarını bilecektir." (Tefsir-i Kebir, cilt 1. s. 591)
Bu ayetle ortaya çıkan başka bir nokta da, Hz. Peygamber'in (s.a) birçok kızının olduğu gerçeğidir. Çünkü Alah bizzat: "Ey Peygamber, eşlerine ve kızlarına..... emret" buyurmuştur. Bu sözler, Allah'tan hiç korkmadan Hz. Peygamber'in (s.a) sadece bir kızı olduğunu iddia eden kimselerin iddiasını boşa çıkarmaktadır. Onlara göre, sadece Fatıma, Hz. Peygamber'in (s.a) asıl kızıdır. Diğerleri ise eşlerinin önceki kocalarından. Bu kimseler önyargıları nedeniyle öyle körleşmişlerdir ki, Hz. Peygamber'in (s.a) çocuklarını başkalarına nispet ederek ne kadar büyük bir günah işlediklerinin ve ahirette kendilerini çok şiddetli bir azabın beklediğinin farkında değillerdir. Bütün sahih hadislere göre, Hz. Hatice (r.a), Hz. Peygamber'den (s.a) sadece Fatıma'yı değil, üç kız çocuğu daha dünyaya getirmiştir. İlk siyer yazarlarından Muhammed bin İshak onun Hz. Hatice ile evliliğine değindikten sonra şöyle der: "İbrahim dışında, Hz. Peygamer'in (s.a) bütün çocuklarının annesi Hatice'ydi. Kasım, Tahir, Tayyib, Zeyneb, Rukiyye, Ümmü Gülsüm, Fatıma." (İbn Hişam: cilt. 1, s. 202)
Ünlü Nesep bilgini Haşim bin Muhammed bin es-Sâ'ib el-Kelbi şöyle der: "Alah'ın Rasulü'nün kendisine peygamberlik gelmeden önce ilk doğan çocuğu Kasım'dı, sonra Zeynep, sonra Rukiye, daha sonra da Ümmü Gülsüm dünyaya geldi." (Tabakâtı-ı İbn Sa'd, cilt.1, s.133). İbn Hazm ise Cevami es-Siret adlı kitabında Hz. Peygamber'in (s.a), Hz Hatice'den en büyüğü Zeynep olmak üzere,sırasıyle Rukiye, Fatıma ve Ümmü Gülsüm adlarında dört kızının olduğunu yazar. (ss.38-39). Taberi, İbn Sa'd, Ebu Ca' fer Muhammed bin Habib (Kitab-ül Muhabber adlı kitabın yazarı) ve İbn Abd'il-Berr (Kitab-ül İstiâb yazarı) sahih rivayetlere dayanarak Hz. Hatice'nin Rasulullah'la (s.a) evlenmeden önce iki kez evlendiğini, Ebu Hâle Temimi'den Hind bin Ebu Hâle adında oğulu, Atik bin Ayis Mahzumi'den Hind adında bir kızı olduğunu söylerler.
Hz. Hatice daha sonra Hz. Peygamber ile evlenmiştir ve bütün nesep bilginleri onun Peygamberimizden yukarıda adları geçen dört kızı dünyaya getirdiğinde ittifak etmişlerdir. (Bkz. Taberi cilt II, s.411) Tabakât-ı ibn Sa'd. cilt VIII, ss. 14-16: Kitabül Muhabber ss. 78.79, 452:El-Isti'âb, cilt 11,s. 718) Bütün bu rivayetler, Kur'an'da Peygamber'in(s.a) bir tane değil, birden fazla kızı olduğunu bildiren ifade ile desteklenmektedir.
111.".......onların tanınması......": Böylece onlar basit ve sade elbiseleriyle, günahkar insanların kötü emeller besleyeceği hafif kadınlar olarak değil, saygıdeğer ve namuslu kadınlar olarak tanınacaklardır. ".......inciltilmemesi....." Böylece kimse onlara sataşmayacak, onları rahat bırakacaklardır.
Burada bir müddet duralım ve Kur'an'ın bu emri ile İslam'ın nasıl bir sosyal hayat ruhuna sahip olduğunun ifade edildiğine ve bu ruhun amacının Allah'ın ifade ettiği şekilde ne olduğuna bir göz atalım. Bundan önce Nur Suresi 31. ayette kadınların, zikredilen kadın ve erkekler dışındaki kimselere zinetlerini göstermeleri yasaklanmış ve onlara "gizli zinetleri bilinsin diye ayaklarını yere vurmamaları" emredilmişti. Eğer bu emir, Ahzab Suresi'nin bu ayeti ile birlikte okunursa, kadınların burada emredildiği şekilde örtülerine bürünmelerinin amacının zinetlerini başkalarından gizlemek olduğu anlaşılır.Elbette bu amaç da ancak dış elbisesinin kendisi sade olduğunda yerine getirilebilir, aksi taktirde süslü ve dikkat çekici bir örtüyle örtünmek bu amaca uygun düşmeyecektir. Bunun yanısıra, Allah sadece kadınlara örtülerine bürünerek zinetlerini gizlemelerini emretmekle kalmıyor, örtünün bir ucunu yukarıdan aşağıya bırakmalarını da emrediyor. Her sağduyulu insan buradan, vücut ve elbisenin zinetleri ile birlikte yüzün de örtülmesi gerektiği sonucunu çıkarır. Daha sonra Allah bu emrin sebebini de açıklıyor: "bu, Müslüman kadınların tanınması ve inciltilmemesi için en uygun yoldur." Elbette bu emir, erkeklerin ısrar edici bakışlarından, sarkıntılık etmelerinden ve sataşmalarından rahatsız olan, bunları eğlenceli bulmayan, kötü şöhretli ahlaksız sokak kadınlarından biri gibi kabul edilmek istemeyen, tam aksine ahlaklı, namuslu ev kadınları olarak tanınmak isteyen kadınlar içindir.
Böyle soylu ve şerefli kadınlara Allah şöyle buyurmaktadır: "Eğer gerçekten iyi kadınlar olarak tanınmak istiyorsanız ve erkeklerin şehvet dolu bakış ve ilgileri sizi rahatsız ediyorsa, insanların açgözlü bakışları önünde bütün güzellik ve fiziki cazibenizi ortaya koyacak şekilde yeni gelinler gibi süslü bir şekilde sokağa çıkmamalısınız. Tam aksine bütün ziynetlerinizi gizleyen ve yüzünüzü örten sade bir örtü ile ve ziynetlerinizin şıkırtısı bile dikkati çekmesin diye ağırbaşlı bir şekilde yürüyerek sokağa çıkmalısınız. Kendisini boyayıp süsleyen ve her tür ziyneti takıp takıştırmadan dışarı adımını atmayan bir kadının, erkeklerin dikkatini çekmekten başka bir amacı olamaz. Böyle yaptığı halde insanların, açgözlü bakışlarından rahatsız olduğunu söyleyerek şikayet ediyorsa ve "sokak kadını" olarak tanınmak istemediğini, namuslu bir ev kadını olarak yaşamak istediğini söylüyorsa, bu, sahtekarlıktan başka birşey değildir. Bu, gerçek niyetini ifade eden bir kimsenin sözleri değildir, onun asıl niyeti tavırlarında ve davranış tarzında görülmektedir. O halde diğer erkeklerin önüne dikkat çekici bir şekilde çıkan bir kadının bu davranışı, onun davranışlarını neyin yönlendirdiğini göstermektedir. İşte bu nedenle münasebetsiz kimseler, hafif kadınlardan bekledikleri şeyleri bu kadınlardan da beklerler. Kur'an kadınlara şöyle der: "Siz aynı anda hem sokak kadını, hem de namuslu bir kadın olamazsınız. Eğer namuslu, saygıdeğer kadınlar olarak yaşamak istiyorsanız, sokak kadınlarına yaraşan davranışlardan vazgeçmeli ve namuslu kadın olmanızı sağlayacak bir hayat tarzı benimsemelisiniz."
Bir kimsenin kişisel düşünceleri Kur'an'a uygun olsun veya zıt olsun, ya da bir kimse Kur'an'ın gösterdiği hidayeti kendisi için bir yol gösterici kabul etsin veya etmesin, Kur'an'ı tefsir ederken entellektüel plânda dürüst davranmak isteyen herkes bunun asıl amacını kavrayacaktır. Eğer bu kimse bir münafık değilse, dürüstlükle Kur'an'ın asıl amacının yukarıda açıklanan amaç olduğunu kabul edecektir. Bundan sonra herhangi bir emri çiğnese bile, ya Kur'an'ın emrine karşı geldiğinin farkında olarak, ya da Kur'an'ın hidayetini kabul etmediği için böyle yapacaktır.
112. Yani, "Eğer siz şimdi bu apaçık hidayeti aldıktan sonra kendinizi ıslah eder ve bile bile onu çiğnemezseniz, Allah İslâm öncesi cahiliye günlerinde işlediğiniz hata ve günahları affedecektir.
Sapıklık içinde olmayın. Allah yoldan sapmışları ıslah eylesin doğru yolundan ayırmasın.
Katılma Tarihi: 11 temmuz 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 16
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
31. Mümin kadınlara da söyle, bakışlarını sakınsınlar ve mahrem yerlerini korusunlar. Açıkta olan kısmı hariç zinetlerini göstermesinler. Başörtüleri ile yakalarının üzerini de kapatsınlar. Süslerini; kocaları, babaları, kocalarının babaları, oğulları, kocalarının oğulları, kendi kardeşleri, kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendisi gibi kadınlar, kendi cariyeleri, erkekliği kalmamış hizmetçileri, kadınların mahrem yerlerini henüz bilmeyen çocuklardan başkasına göstermesinler. Gizledikleri süslerinin bilinmesi için ayaklarını yere vurmasınlar.
ÖLÇÜLER NE KADAR AÇIK GELDE BUNU KÖRLERE ANLAT...ASLINDA İSLAMI YAŞAMA GİBİ DERTLERİDE YOK...İNKAR ETMEYİ YAŞAMAK SANIYORLAR....SURETİ HAKTAN GÖRÜN İNKAR ET SONRADA ŞEYTAN GİBİ BEN ALLAH DAN KORKARIM DE.....
Doğrusu sadece kurana uyan takva sahiplerinin iffetli ve namuslu olduğu söylenirken ayette bunuda ispat etmeleri için başörtüsünü örtmeleri söyleniyor.fakat bu ayetin anti muhalefetlilerine çok ağır geliyor olmalıki illada inkar illada inkar diyolar......
__________________ "... Biz Kitap'ta hiçbir şeyi noksan bırakmadık, sonra onlar Rablerine toplanacaklardır." (Enam Suresi, 38)
Canım ayeti sakız gibi nasıl çekiştirip durduk:( Allah haşa ifade güçlüğümü çekiyorda insanlar ortak bir karara varamıyor.Diğer ilginç tarafıda tartışmayı erkeklerin yürütmesi sanane denmez di yada denmemeli mi? Mümin kadınlar kendi iffetlerini kendileri nasıl korumaları gerektiğini kıskançlardan bağnazlardan mı öğrenecek o kadarmı aciz o kadar mı zavallılar!!!! Erkeklerden daha mı az onursuz,haysiyetsizler!!!!!!!!
Onlar değil mi analarımız,bacılarımız? Açık olunca zaten tamam da kapalı olunca gözleriyle soymaz mı erkek? Önce kendimizi düzeltelim hanımlar,beyler o zaman gerek kalmayacak hiçbir tartışmaya...
Katılma Tarihi: 16 haziran 2006 Gönderilenler: 751
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
selam mircan
2 gündür buraya girip çıkıyorum. boğazıma kelimeler
diziliyor vazgeçiyorum. ya aynı ayetler erkeklerin
gözlerini çevirmesini söylüyor. zeaten ben gözlerimi
çevirdimmi sorun kalkıyor, + bide başkasını
vebalimden kurtarıyorum çifte sevap. içime dolan
huzurda cabası. bu ısrar niye onu anlamıyorum.
Katılma Tarihi: 28 mart 2006 Yer: United States Gönderilenler: 150
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Evliya Yazdı:
31. Mümin kadınlara da söyle, bakışlarını sakınsınlar ve mahrem yerlerini korusunlar. Açıkta olan kısmı hariç zinetlerini göstermesinler. Başörtüleri ile yakalarının üzerini de kapatsınlar. Süslerini; kocaları, babaları, kocalarının babaları, oğulları, kocalarının oğulları, kendi kardeşleri, kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendisi gibi kadınlar, kendi cariyeleri, erkekliği kalmamış hizmetçileri, kadınların mahrem yerlerini henüz bilmeyen çocuklardan başkasına göstermesinler. Gizledikleri süslerinin bilinmesi için ayaklarını yere vurmasınlar.
ÖLÇÜLER NE KADAR AÇIK GELDE BUNU KÖRLERE ANLAT...ASLINDA İSLAMI YAŞAMA GİBİ DERTLERİDE YOK...İNKAR ETMEYİ YAŞAMAK SANIYORLAR....SURETİ HAKTAN GÖRÜN İNKAR ET SONRADA ŞEYTAN GİBİ BEN ALLAH DAN KORKARIM DE.....
Doğrusu sadece kurana uyan takva sahiplerinin iffetli ve namuslu olduğu söylenirken ayette bunuda ispat etmeleri için başörtüsünü örtmeleri söyleniyor.fakat bu ayetin anti muhalefetlilerine çok ağır geliyor olmalıki illada inkar illada inkar diyolar......
Benim sahsen anlamakda zoruluk cektigim konu su. 100 sayfanin uzerindeki bu tartismada defalarca soruldu. Bu ayetin arapcasinda BASORTUSU diye bir kelime gecmiyor. Benim arapcam yok. Ama kimse bu soruya cevap veremiyor, Hemen arkasinda mealer ve tefsirler yapistiriliyor " BAK MEALDE VAR, TEFSIRDE VAR" diye cigliklar atiliyor.
karsimizda KOCAMAN bir soru duruyor. Hangisine iman edecegiz. Birisi daha bu soruyu sormustu. Kurana mi, Mealemi, Tefsiremi ? 100 sayfadan sonra benim vardigim sonuc su.
1. Kurana inanlar Basortusu yok, isteyen orter
2. Meal ve Tefsirlere iman edenlere gore tefsir ve meallerde Basortusu kelimesi oldugu icin Basortusu var.
Sizce bu isde bir gariplik yok mu ? Tercih gayet acik olmali degil mi ? Mealemi yoksa Kurana mi iman edecegiz. Ben Kurana iman ediyorum.
Katılma Tarihi: 11 temmuz 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 16
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
suzi yazdı...1. Kurana inanlar Basortusu yok, isteyen orter.
ah suzi ah ayetteki örtü için neler demediler neler...nerelere çektiler kelimeleri nerelere.....kelimede açıkça baş örtüsü yazıyor...entare,pantolon,etek,atkı,şal sadece burdaki 3/5 kişi onu başka yerlere çekiyor ama oda çektikleri yere uymuyor.....pantolon başa geçermi? atkı ile baş örtüsü aynımı...daha doğrusu ana dili gibi arapçayı bilenler ta o zamandan bu yana ayeti başörtüsü olarak anlıyor inanıyor ve örtüyor...sadece burdaki bi kaç kişi inkar ediyor ve ayeti geçersiz kılmak için savaş halindeler..suzi sendemi akıldan yoksunsun...bir hıristiyan demiştiki bu örtü düşmanlarına amaç göğüs örtmek olsa bu elbise ilede olurdu.Neden örtü geçsin o zaman demişti..zort olmuştular örtü düşmanları..ama bunların örtüsü akıllarını örtmüş çıkarsalarda gerçekleri görseler....
__________________ "... Biz Kitap'ta hiçbir şeyi noksan bırakmadık, sonra onlar Rablerine toplanacaklardır." (Enam Suresi, 38)
Eğer siz bu satırları yazarken ayıksanız ve kafanız dumanlaşmamış ise Suzi'nin sorusuna adam gibi cevap verin de muğalata yapmayın.Sizin inandığınız(zannettiğiniz değil,gerçekten inandığınız)Kuran ise,azıcıkta arapcanız varsa Kurandan ilgili yere bakıp öğrenin.Yok değilse zaten biz aynı dinden değiliz,niye birbirimizi iknaya uğraşalım ki.
Ayrıca bunca yazılanı anlamak için çabalamak yerine nerdeyse diğerlerinin aynısı olan eleştirileri yapmak asıl sizin iyi niyetli olmadığınızın göstergesidir.Hadi bizi birşeylerle itham edip karaladınız.Peki,Kuranı sizden iyi bilen bir batılı da aynı itirazları yapsa ne cevap vereceksiniz?
Gerçi çaresizlik karşısında her zamanki cevabınız belli:Vurun söyletmeyin.
İyiki ahiret var,iyiki hesap var.Allah ıslah etsin.
__________________ ''Eğer biz bu Kur'anı bir dağın üzerine indirseydik,kesinlikle onun,Allah korkusuyla baş eğerek parça parça olduğunu görürdün..''Haşr:21
Bende senin gibi o kadar çok şey yazıp sildim ki,belkide doğrusu bu konunun kapatılması.
Konunun bu kadar rating alması ve uzaması bana her iki tarafındanda iddialarını savunmakta başarılı olamadıklarını gösteriyor.Net bir hüküm malesef çıkarılamıyor.
Katılma Tarihi: 11 temmuz 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 16
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
ABDULLAH16 ......SENİN GÖZLERİN KÖRSE ONU SÖYLE...KENDİNİ BİR YERLERDE GÖREBİLİRSİN BU SENİ BAĞLAR...BENDE AHİRETE KESİN İNANIYORUM.YAZDIKLARIM CEVAP DEĞİLDE BORUMU....EFENDİM AÇIK BİŞİ YOKMUŞ SEN KAPALIYSAN NE YAPALIM? AÇ GÖZLERİNİDE GÖR..ARAPÇAM YOK AMA AKLIM VAR....SANKİ KENDİSİNİN VAR...
__________________ "... Biz Kitap'ta hiçbir şeyi noksan bırakmadık, sonra onlar Rablerine toplanacaklardır." (Enam Suresi, 38)
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma