Edip Yüksel
24/31. İnanan kadınlara da söyle, gözlerini sakınsınlar, iffetlerini korusunlar ve açıkta olması gereken yerleri hariç, alımlı yerlerini
göstermesinler. Örtülerini göğüslerinin üzerine kapasınlar.
Vücutlarının alımlı yerlerini kimseye göstermesinler; ancak kocaları,
babaları, kocalarının babaları, oğulları, kocalarının oğulları,
kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kızkardeşlerinin oğulları,
diğer kadınlar, cinsel iktidara sahip olmayan erkek hizmetkarlar ve işçiler ve kadınların cinsel yönlerini henüz anlamayan çocuklar hariç. Gizledikleri alımlı bölgelerini sergilemek/bildirmek için ayaklarını yere vurmasınlar. Ey inananlar, topluca ALLAH'a yöneliniz ki başarılı olasınız.
Tamamen çarpıtılmış bir çeviri bu. O yüzden kırmızı harfli ifadelerin Arapça metinde karşılığı yok.
Nur 31 böyle çarpıtılınca iş evlatlık edinilen garibanlara zulmetmeye kadar varıyor. Örneğin Hayrettin Karaman’ın iddiası:
Evlatlıklar
aileden telakki edilip özevlat gibi sevilemez; onlarla bir arada
bulunulamaz; yoksa mahremlik-namahremlik ile ilgili kurallar çiğnenir.
Buna cevabım:
Tesettür dini ve kimsesiz çocuklar
Kafalar karışmış çünkü 24:31'deki avret, ziynet ve ma meleket eyman üküm
kelimeleri kadınları tesettür zindanına tıkmaya azimli ulema tarafından
anlamca çarpıtılmış. Yüce Allah'ın ne dediği son derece açık ve net
olduğu halde.
Avret kelimesi 24:58'de geçiyor:
İnananlar!
Ant içip aldıklarınız ve yaşına ermemiş olanlarınız üç vakitte izin
istesinler: sabah salâtından önce, giysilerinizi çıkardığınız öğlen
vakti ve akşam salâtından sonra. Bunlar sizin için üç avret
vaktidir. Bunun dışında onlar için de sizin için de sakınca yok; bir
arada bulunabilirsiniz. Allah size ayetlerini işte böyle açıklıyor.
Bilir O, bilgedir.
Buradaki "avret"in vücut olduğu kesin çünkü giysilerinizi çıkardığınız vakit ortaya çıkıyor: hıyne tedaûne siyâb eküm.
hıyne: ne zaman ki tedaûne: çıkarırsınız siyab eküm: giysilerinizi
24:58'de
o yüzden özçocuklarınız ile ant içip almış olduklarınız aynıdır. İkisi
de izin alacak; avret yerleriniz ikisine de yasaktır.
Avret Ahzab 13'te de geçiyor:
Bazıları "Evlerimiz tehlikeye açık (avret un)" deyip izin istiyordu. Oysa hiç te açık değildi. Kaçmak istiyorlardı (13).
"Avret"in burada tehlikeye açık anlamına geldiği kesin. Münafıklar savaştan kaçmak için "Evlerimiz tehlikeye açık," diyorlar -inne büyûtena avretün. Savaşmak için uzaklaşırlarsa evleri yağma edilecekmiş.
24:31'deki "avret"e gelince:
İnanan kadınlar kendiliğinden görünenler dışındaki ziynetlerini (kimseye) açmasınlar. Ama şunlara başka: kadınların ant içip aldıkları, kadınlara bağlı ihtiyaçsız erkekler, kadın avretinden anlamıyan çocuklar...
Buradaki avretin ziynetler anlamına geldiği kesin. Bu konuda görüş birliği tam. Görüş ayrılığı, "ziynetler"in ne anlama geldiğinde.
Tesettürcü ulemaya göre ziynetler, ziynet yerleridir; yani ziynetlerin takıldığı yerler: kolyenin takıldığı yer olan gerdan, zincirin takıldığı yer olan memeler, halhalın takıldığı yer olan ayak bilekleri...
Ama bu mümkün değil. Çünkü ziynetlerinizi açıp göstereceğiniz kimseler arasında ma meleket eyman üküm var. Kim onlar? Yine anılan ulemaya göre ellerinizin altında bulunan (köleler). Onlar size mahrem imiş. Tıpkı erkek kardeşiniz ve babanız gibi.
Açar mısınız memelerinizi erkek kölenize? Mümkün mü?
Ulema bu imkansızlığı gidermek uğruna kölelerin iğdiş ya da şehvetinden emin olduğunu varsayar (Bkz. Bursevî). Aslında Allah'ın sözlerinde öyle bir kayıt yok. Ama hadi öyledir diyelim.
Başörtülü kardeşlerimize sordum: İğdiş edilmiş kölenize başınızı, memelerinizi açar mısınız?
Ceren'in cevabı:
Hayır! Çünkü önemli olan onun bana nasıl baktığı değil yalnızca, benim ona nasıl baktığımdır.
Anladınız
mı? Kardeşimiz, iğdiş köleyi seksî bulabileceğini söylüyor. Hattâ
onunla evlenebileceğini... Koynuna girecekmiş iğdiş kölenin. Onunla aşk
oyunları yapacakmış. Kölesinin orasını burasını okşayacakmış. Orgazm
oluncaya kadar. Ve kölesine emredecekmiş: "Öp beni, sık beni!"
Osmanlı
sarayında iğdiş harem ağaları ile erkeksizlikten imanı gevremiş
hanımlar arasında bu tür seks ilişkileri yaşanmadı mı dersiniz? Emin
misiniz?
O halde 24:31'deki avretle eşanlamlı ziynetler, ziynetlerin yerleri o-la-maz. Ziynetlerin kendileridir onlar. Kolye, zincir, halhal... Ve avret tehlikeye açık demek, tıpkı Ahzab 13'teki gibi: evlerimiz tehlikeye açık -inne büyûtena avretün.
İnanan bir kadın olarak güvendiğiniz kimselere, örneğin kölenize ve size bağlı ihtiyaçsız erkekler olan işçilerinize açabilrisiniz altın zincirinizi.
Hattâ o zincir, işçilerinizin size aldığı doğum günü armağanı ise açmak
zorundasınız. Yoksa "Beğenmedi," derler; kendilerini aşağılanmış
hissederler.
Ama memelerinizi kocanızdan başka hiç kimseye açamazsınız; işçilerinize açamazsınız. Emme yaşını geçmiş olan özçocuklarınıza açamazsınız; evlatlık edindiğiniz çocuklara açamazsınız.
Mahremlik- namahremlik başka, avret yerlerinizi açmanız bambaşka.
Allah'ın dininde tesettür yok. İnanan kadınlar özgürdür; ister başaçık olurlar ister başörtülü. Ama kadınlar tesettür dinine bağlanıp "Başörtüsü Allah'ın emri!" derlerse "Köle, sahibesinin her yerine bakabilir," diyen süleyman ateşlere de uyup memelerini işçilerine açacaklar; (iğdiş) köleleriyle sevişecekler.
Sevgi ile, Hasan Akçay |