Yazanlarda |
|
Saffet Metin Uzman Uye
Katılma Tarihi: 07 ekim 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 672
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
ebukerem Yazdı:
selam ile,
Enam 7. ve 91. ayetler ile Şuara 192-200 arası özellikle 196. ayet.
şifanız buralarda başlangıç olarak. tabiki salla etmeniz, laa ilahe illa Allah'a eksiksiz iman etmeniz ( sağdan soldan önden arkadan tüm tağutları tanımayarak, mesela sağındakileri tanımayıp solundaki seküler laik zalimleri yüceltenler anlayamazlar örnek olarak ) ve TAQVALI yaşamanız şartı ile ( çok günah işleyen, çok yalan söyleyen FARUK olamıyor enfal 29 a göre ).
El Kitab ve El Kuran ile kitab ve kuran'ı arasındaki farkı, KETEBE ile KIRTASE arasındaki farkı anlayacaksınız, Allah dilerse. paniğe gerek yok, tüm insanlık bununla imtihan oluyor zaten. telaşlanmayın, dosdoğru takvalı hanif muxlis müminler olmaya gayret edin. Allah dışında kimseyi tesbih etmeyin. zalimleri övmeyin. malınızı infak edin, Birr'e ulaşma yolları bunlar.
selam ile.
|
|
|
Sevgili Ebukerem,
SEnin samimi dini duygularına diyecek hiç bir şeyim yok.
Ama sen dünyayı okuyamıyorsun kardeşim.
1770 öncesi bakış açısına sahipsin.
Tağut hakkında bir araştırma yaptım. Tağut un Hz. Peygambere karşı çıkan puperest düzen olduğunu gördüm.
Bu putperest düzen, Emevi, abbasi, selçuklu, Osmanlı yoluyla devam etti.
Hübelin, lat ın, uzzanın yerini şu baba, bu baba, şu türbe, bu türbe aldı. Yalan mı.
Tağut şekil değiştirdi.
Bir de adamlar diyor ki, Demokrasi Allaha meydan okumakmış. Hakimiyet Allahınmış, milletin değilmiş. İnsanların Kanunları yapan meclisleri milletvekillerini seçmeleri büyük günahmış falan. Bu tağuta hizmet etmekmiş.
Bundan daha saçma bir şey olabilir mi. O meclislerin kurulması, yönetimin bugünkü haline gelmesi için 1789 dan başlayarak tüm 19 ve 20 yüzyıl boyunca milyonlar, belki milyar kişi öldü. Ayıp ayıp. Bu kadar cahillik olabilir mi.
Yani Allah Saltanat mı istiyor yani. Hakimiyet Allahındır demek Saltanat düzenimi kuralım demek. Gene 1770 öncesi padişah, kral olsun o da Allahın yeryüzündeki gölgesi olsun. İslamın gerçekten istediği bu mu dur yani.
Bak kardeşim, batıdaki gelişmeleri rönesans, reform, aydınlanma, kapitalizm vb. dikkate almayan bir İslam anlayışı ile hiç bir yere varılamıyor. Varılamaz da.
Batı uçuyor. Aldı başını gidiyor. Ama islam ülkelerindeki 1770 öncesi kafalar o ülkeyi aşağı çekiyor.
Almanya mı daha Allahın istediği düzendir, yoksa İran, Afganistan, Arabistan mı. Hangisi tağuttur.
Türkiyede de böyle. Gruplara ve fikirlerine ve aksiyonlarına bakın kimin 1770 öncesi, kimin 1770 sonrası olduğunu anlarsınız. Hatta gruplar arası fikir farkının sebebi bu.
Geçenlerde yaklaşık bir ay kadar önce sn. Altan Tan da böyle bir şey söyledi. İslamcı Kürt Aydını olarak tanıdığımız bu kişi, aynen benim dediklerimi söyledi. Batıdaki gelişmeleri dikkate almayan İslam anlayışları ile bir yere varılamaz dedi. Ben de çok mutlu oldum. İlk defa İslamcı olduğunu söyleyen biri bunu böyle çok net ifade etti televizyonda.
Bütün bunlar o soldaki zalim dediğin kişi sayesinde Türkiye buralara geldi. Seküler politikalar sayesinde o 1770 öncesi kafa etkisini yitirdi. Türkiye daha da ileri gidecek, zaman içinde ekonomi yeterince büyüyünce büyüme politikaları yerine bölüşüm politikaları devreye girecek . işte o zaman refah daha iyi hissedilecek. Bunlar bilimin söylediği şeyler.
Hiç dikkatinizi çektimi Türkiye % 6 büyüyor, Almanya % 2 büyüyor. Neden. Çünkü Almanya artık büyüme değil, bölüşüm politikalarını uyguluyor da ondan. Bir gün Türkiye de böyle olacak bir yirmi sene kadar sonra inşallah.
selamlar,
__________________ Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
|
Yukarı dön |
|
|
takva81 Uzman Uye
Katılma Tarihi: 13 ocak 2010 Yer: Turkiye Gönderilenler: 288
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
selamlar.
peki PUT ne demek..
__________________ ben yanlız kendimi kurana adadım.
|
Yukarı dön |
|
|
Saffet Metin Uzman Uye
Katılma Tarihi: 07 ekim 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 672
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Sayın takva81,
Cahiliye arapları puta tapmazdı. O putların sadece Allaha karşı kendilerine şefaatçi olduklarını düşünürdü.
Yani cahiliye arap putperestliğini afrika, kızılderili, avustralya ilkel kabileleri putperestliği ile karıştırmayalım. Bunlardaki put, bir aracı değil direkt tanrının kendini temsil eden tasvirler.
Araplar, Allahı bilirlerdi. Ama o putlarsız Allahı düşünemezlerdi. Nasıl bazı kesimlerin Türbesiz, evliyasız, şefaatsiz Allahı düşünememesi gibi.
Selamlar,
__________________ Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
|
Yukarı dön |
|
|
Yorumcu Uzman Uye
Katılma Tarihi: 08 mart 2010 Gönderilenler: 171
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Saffet Metin Yazdı:
"Hz. Osman zamanında mushafların çoğaltılması işlemi yapılmıştır."
Sevgili Saffet Metin.Bana göre,ne Osman zanında,ne de başka bir siyasi otorite zamanında,Kur"an"ın orijinalini korumaya yönelik hiç bir Kur"an" yazılmamıştır.Bu tür rivayetlerin,kesinlikle yakıştırma ve uydurma olduğuna inanıyorum.
Bir kere hepimiz bir konuda anlaşmalıyız.Ne 7.yüzyılda,ne 1. yüzyılda ne de milattan önce,toplum veya devletlerin yazı yazmak veya kitap oluşturamamak diye bir sorunları yoktu.İnsanlık,bir çok konuda olduğu gibi,bu konuda da,bir şekilde,bu ihtiyacını da karşılamayı bilmiştir.Hayvanlardan çeşitli şekillerde yararlanmasını bilen insanoğlu,bu konuda da hayvan derilerinden yararlandığını,yararlanması gerektiğini,mantikende tahmin edebiliriz.
Zaten bazı ayetlerden,inzal olduğu sıralarda Kur"an"ın deriden mamül bir kitapta yazıldığını anlıyoruz.
Demem o ki,peygamber veya herhangi bir siyasi otoriteye kalsaydı,Kur"an"ı korumak amacıyla,yüzlerce,hatta binlerce kitap yazıp dünya"ya dağıtmayı ve sıkı sıkı korumayı düşünür,düşünebilirdi.
Görmüyormusunuz? Bugünün insanı bile,Kur"an"ın orijinalinin veya 7.yüzyılda yazılmış Kur"an"ların,neden ortada,ortalarda olmadığının hikmetini bile anlamıyor,anlayamıyor.
Devam edeceğim.
|
Yukarı dön |
|
|
Yorumcu Uzman Uye
Katılma Tarihi: 08 mart 2010 Gönderilenler: 171
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Yorumcu Yazdı:
Saffet Metin Yazdı:
"Hz. Osman zamanında mushafların çoğaltılması işlemi yapılmıştır."
Sevgili Saffet Metin.Bana göre,ne Osman zanında,ne de başka bir siyasi otorite zamanında,Kur"an"ın orijinalini korumaya yönelik hiç bir Kur"an" yazılmamıştır.Bu tür rivayetlerin,kesinlikle yakıştırma ve uydurma olduğuna inanıyorum.
Bir kere hepimiz bir konuda anlaşmalıyız.Ne 7.yüzyılda,ne 1. yüzyılda ne de milattan önce,toplum veya devletlerin yazı yazmak veya kitap oluşturamamak diye bir sorunları yoktu.İnsanlık,bir çok konuda olduğu gibi,bu konuda da,bir şekilde,bu ihtiyacını da karşılamayı bilmiştir.Hayvanlardan çeşitli şekillerde yararlanmasını bilen insanoğlu,bu konuda da hayvan derilerinden yararlandığını,yararlanması gerektiğini,mantikende tahmin edebiliriz.
Zaten bazı ayetlerden,inzal olduğu sıralarda Kur"an"ın deriden mamül bir kitapta yazıldığını anlıyoruz.
Demem o ki,peygamber veya herhangi bir siyasi otoriteye kalsaydı,Kur"an"ı korumak amacıyla,yüzlerce,hatta binlerce kitap yazıp dünya"ya dağıtmayı ve sıkı sıkı korumayı düşünür,düşünebilirdi.
Görmüyormusunuz? Bugünün insanı bile,Kur"an"ın orijinalinin veya 7.yüzyılda yazılmış Kur"an"ların,neden ortada,ortalarda olmadığının hikmetini bile anlamıyor,anlayamıyor.
Devam edeceğim.
Eski diyanet işleri başkanlarından Tayyar Altıkulaç ve 5-6 kişilik,bir Prof"lar gurubu,yazılı Kur"an"ın orininali,ya da ilk mushaflar üzerinde yıllarca araştırma yaptılar.Ve araştırmalarını yakın zamanlarda yayınlanan bir kitap ile açıkladılar.Kitabı bir arkadaşta gördüm ama okumadım ve Kitabın adını da hatırlamıyorum.Mutlaka bilen veya okuyanlarınız vardır.
Söz konusu kitabı okuyan arkadaşımdan edindiğim izlenime göre, söz konusu prof"lar Kur"an"ın nasıl korunduğuyla ilgili,insanların kafalarında,bir sürü şüphelerin oluşmasından başka hiç bir şey yapmamışlar.
Söz ko nusu zavallı proflar,en eski Kur"an nüshası olan,Taşkentteki Kur"an"ı ve daha pek çok yazılı Kur"an"ı incelemişler tabii.
En eski Kur"an nüshasının,8.yüzyıldan kalma, Taşkentteki eksik Kur"an nüshasi olduğuna,beyefendilerde inanmış veya tesbit etmişler.
Araştırmalarıyla ilgili,600-700 sayfalık bir kitap yazmışlar.Yani sözünü ettiğim kitabı yazmışlar.
Kitabı inceliyen arkadaşım,Tayyar Altı kulaç"ın eski öğrencilerinden olur.Kitabı okuduktan sonra hacayı aradı ve bir soru sordu.
Ona,Taşkentteki Kur"an"ın,elimizdeki Kur"an"a göre eksik olduğunu söylüyorsunuz.Taşkentteki Kur"an"ın eksik olmayıp,elimizdeki Kur"an"ın fazla olmadığı,ne malum,dedi.
Hoca ona,ne cevap verse beğenirsiniz? "Ben,onu bunu bilmem,ona sen karar ver" dedi.
Şimdi anladınız mı,aslında Kur"an"ı atalarımızın değil,Allah"ın koruduğunu.
Zavallı atalarımızın,daha doğrusu zavallı din adamlarının,değil Allah"ın kitabını korumak,koruyabilmek, nasıl korunduğunu,nasıl korunmuş olabileceğini bile idrak edemediklerini anlıyoruz.
Ve bundan dolayıdır ki Allah,"Zikri(Kur"an"ı)biz indirdik ve onu biz koruyoruz"demektedir.
Selam ile.
|
|
|
|
Yukarı dön |
|
|
Saffet Metin Uzman Uye
Katılma Tarihi: 07 ekim 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 672
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Yorumcu Yazdı:
Saffet Metin Yazdı:
"Hz. Osman zamanında mushafların çoğaltılması işlemi yapılmıştır."
Sevgili Saffet Metin.Bana göre,ne Osman zanında,ne de başka bir siyasi otorite zamanında,Kur"an"ın orijinalini korumaya yönelik hiç bir Kur"an" yazılmamıştır.Bu tür rivayetlerin,kesinlikle yakıştırma ve uydurma olduğuna inanıyorum.
Bir kere hepimiz bir konuda anlaşmalıyız.Ne 7.yüzyılda,ne 1. yüzyılda ne de milattan önce,toplum veya devletlerin yazı yazmak veya kitap oluşturamamak diye bir sorunları yoktu.İnsanlık,bir çok konuda olduğu gibi,bu konuda da,bir şekilde,bu ihtiyacını da karşılamayı bilmiştir.Hayvanlardan çeşitli şekillerde yararlanmasını bilen insanoğlu,bu konuda da hayvan derilerinden yararlandığını,yararlanması gerektiğini,mantikende tahmin edebiliriz.
Zaten bazı ayetlerden,inzal olduğu sıralarda Kur"an"ın deriden mamül bir kitapta yazıldığını anlıyoruz.
Demem o ki,peygamber veya herhangi bir siyasi otoriteye kalsaydı,Kur"an"ı korumak amacıyla,yüzlerce,hatta binlerce kitap yazıp dünya"ya dağıtmayı ve sıkı sıkı korumayı düşünür,düşünebilirdi.
Görmüyormusunuz? Bugünün insanı bile,Kur"an"ın orijinalinin veya 7.yüzyılda yazılmış Kur"an"ların,neden ortada,ortalarda olmadığının hikmetini bile anlamıyor,anlayamıyor.
Devam edeceğim.
|
|
|
Sayın yorumcu,
Dediklerinizde haklısınız.
Gerek peygamber döneminde , gerek ondan önce ve sonra şehir ve kasabalarda bugünün noterlerine benzer yazıcı esnafı vardı. Bunlar tacirler arası anlaşmaları kaydederdi. Sanırım o zamanın okuma yazma ile ilgili sınıfları yazıcılar, hukukçular ve üst yöneticilerdi Vezir, vali, kumandan gibi.
Bunun dışındaki halk okuma yazma bilmezdi. Bu osmanlıda da tanzimata hatta cumhuriyete kadar devam etti.
Çarşıda yazıcı esnafı varsa peygamberin bunu yazdırmadığını düşünmek abes olur. Esasen Kur'an hem Bakara suresinde aranızdaki anlaşmaları yazınız diyerek, hem de Tur suresinde Kitabın Ceylan derisinden varaklar üzerinde yazılı olduğunu söyleyerek, Kur'anın peygamber döneminde yazılmadığı iddiasını çürütür.
Ben Hz. Ebubekir zamanındaki çalışmanın olduğuna inanmıyorum. Olsa olsa bu da bir çoğaltma faaliyetidir.
Örneğin Hz. Ebubekir zamanında Suriye ve Yemen alındı. Hz. Ömer zamanında Irak, Mısır, İran alındı. Buralara Kur'an gönderilmesi için çoğaltma işleminin Hz. Osman dönemini beklediğini düşünmek bence abes olur.
Hz. Osman döneminde bu işe daha fazla önem verildiği ve Çoğaltma işlemi için bir organizasyon kurulduğu söylenebilir.
Hz. Ebubekirin de, Hz. Osmanın da yaptırdıkları Mushafı çoğaltmadır. Yoktan var ettiklerini söyleyen rivayetler , Kur'an lafzına uygun değildir.
Tevratın ve incillerin başına gelen tarihi hadiseler Kur'anın başına gelmemiştir.
Hiçbir islami grubun elinde farklı bir Kur'an bulunmamaktadır.
Bundan dolayı Kur'anın korunduğuna , değişmeden bugüne geldiğine inanıyorum.
Sıralama olayı kişilerin tercihidir. Gerek diyanetin, gerekse çok takip edip başvurduğum Kuranmeali org sitesinde de Kur'anın fihristleri geleneksel, Alfabetik ve iniş sıralı verilmektedir. Bunların hepsi Kur'an dır.
selamlar,
__________________ Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
peki iniş sırası ile bize anlatılmamasının kuran sırası ile düzenlenmiş olmasının sırrı nedir. niye böyle 2 sıra var. ve bu sırayı kim belirliyor rivayetler olmasın. mekki medeni ayatler gibilerinden yani.
|
Yukarı dön |
|
|
Saffet Metin Uzman Uye
Katılma Tarihi: 07 ekim 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 672
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
sorguç Yazdı:
peki iniş sırası ile bize anlatılmamasının kuran sırası ile düzenlenmiş olmasının sırrı nedir. niye böyle 2 sıra var. ve bu sırayı kim belirliyor rivayetler olmasın. mekki medeni ayatler gibilerinden yani.
|
|
|
Sayın sorguç ,
Kur'anı yeterince okumuş olsanız, zaman içinde bir surenin metnini okuduğunuzda anında bunun mekki mi medeni mi olduğunu kendiliğinizden çıkarırsınız. İfadeler anında kendini ele verir.
Bu sıra olayında Hz. Osman sırası, İbn-i Abbas sırası, Cafer-üs Sadık sırası diye üç sıra var. Her üç sıra da bir birine çok yakın. Asla bir anlam kayması olmuyor. Mekki sure hepsinde mekki, medeni sure hepsin de medeni. Sıra % 95 aynı . Ne kadar fark ediyor biliyormusunuz. Bir sure birinde 81 se ötekinde 79 gibi. Yani asla geriye veya ileri uzak bir kayma yok. Ayrıca böyle olan sure sayısı da onu geçmez.
İnternette ve kitaplardaki iniş sırası Hz. Osman sırası denilen sıra.
Geleneksel sıra ezberlemesi kolay sıra. Yani sen baştan yirmi otuz sayfalık uzun sureleri ezberlersen, sonraki 6-7 sayfalık, en sonlardaki bir kaç ayetlik sureleri kolay ezberlersin.
Ama kitabı doğru anlamak istersen o zaman fıkıh bilgisi sahibi olman gerekir. Sanırım bu iniş sırası bilgisini özellikle fıkıhçılar kendine saklamış. Benim de bu konudan Yaşar Nuri Öztürk ün kitapları sayesinde bilgim oldu. Sayın yorumcu Naci Çelik te 1980 lerde Seyyid Kutubun kitapları sayesinde haberi olduğunu söylüyor.
Dediğim gibi sure sıralamasının bir tahrifat olduğunu düşünmüyorum.
__________________ Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
|
Yukarı dön |
|
|
kadir2007 Newbie
Katılma Tarihi: 24 mayis 2010 Yer: Turkiye Gönderilenler: 22
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
EĞER GERÇEKTEN İŞİTEN KULAKLARA SAHİPSEK TANRI BİZE KENDİ DİLİMİZLE SESLENİR
__________________ yasar
|
Yukarı dön |
|
|
UlulEbsar Uzman Uye
Katılma Tarihi: 26 mayis 2010 Yer: Micronesia Gönderilenler: 352
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam,
Aşağıda ki iniş sıralaması için fikrinizi öğrenebilirmiyim?
Sayıglar...
ALAK (096) KALEM (068) MUZZEMMİL (073) MUDDESSİR (074) FÂTİHA (001) TEBBET (MESED) (111) TEKVÎR (081) A'LÂ (087) LEYL (092) FECR (089) DUHÂ (093) İNŞİRÂH (ŞERH) (094) ASR (103) ÂDİYÂT (100) KEVSER (108) TEKÂSUR (102) MÂÛN (107) KÂFİRÛN (109) FÎL (105) FELAK (113) NÂS (114) İHLÂS (112) NECM (053) ABESE (080) KADR (KADİR) (097) ŞEMS (091) BURÛC (085) TÎN (095) KUREYŞ (106) KÂRİA (101) KIYÂME (075) HUMEZE (104) MURSELÂT (077) KAF (050) BELED (090) TÂRIK (086) KAMER (054) SÂD (038) A'RÂF (007) CİNN (072) YÂSÎN (036) FURKÂN (025) FÂTIR (035) MERYEM (019) TÂHÂ (020) VÂKIA (056) ŞUARÂ (026) NEML (027) KASAS (028) İSRÂ (017) YÛNUS (010) HÛD (011) YÛSUF (012) HİCR (015) EN'ÂM (006) SÂFFÂT (037) LOKMÂN (031) SEBE (034) ZUMER (039) MU'MİN (040) FUSSİLET (041) ŞÛRÂ (042) ZUHRÛF (043) DUHÂN (044) CÂSİYE (045) AHKÂF (046) ZÂRİYÂT (051) GÂŞİYE (088) KEHF (018) NAHL (016) NÛH (071) İBRÂHÎM (014) ENBİYÂ (021) MU'MİNÛN (023) SECDE (032) TÛR (052) MULK (067) HÂKKA (069) MEÂRİC (070) NEBE (078) NÂZİÂT (079) İNFİTÂR (082) İNŞİKAK (084) RÛM (030) ANKEBÛT (029) MUTAFFİFÎN (083) BAKARA (002) ENFÂL (008) ÂLİ İMRÂN (003) AHZÂB (033) MUMTEHİNE (060) NİSÂ (004) ZİLZÂL (099) HADÎD (057) MUHAMMED (047) RA'D (013) RAHMÂN (055) İNSÂN (DEHR) (076) TALÂK (065) BEYYİNE (098) HAŞR (059) NÛR (024) HACC (022) MUNÂFİKÛN (063) MUCÂDELE (058) HUCURÂT (049) TAHRÎM (066) TEGÂBUN (064) SAFF (061) CUMA (062) FETİH (048) MÂİDE (005) TEVBE (009) NASR (110)
__________________ Haşr -10
"Rabbimiz, bizi ve bizden önce inanmış olan kardeşlerimizi bağışla; kalbimizi inananlara karşı kin beslemekten koru.
Rabbimiz, sen şefkatlisin, Rahimsin,"
|
Yukarı dön |
|
|
|
|