Yazanlarda |
|
fazıl Yasaklı
Katılma Tarihi: 06 subat 2011 Yer: Turkiye Gönderilenler: 335
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Kur'anla tanışamadan göçüp gidenlerin durumu.?
ve tüm bunların 9 günlük ecelle ne alakası var. ?
Merhabalar,
ilk için düşüncelerim şu: Kimse kuranla tanışmak zorunda
ve yükümlülüğünde değil, bu yükümlülüğü diğerlerine,
diğerleri yükler ve onları sınıflandırır. Afrika'nın orta
yerinde o şart ve imkanla ve minimumda olsa ilahi
ilkelere göre veya yaklaşık yaşayanların veya bir diğer
yerde o yüksek vicdanlarına göre yaşayanlarında, tanrı
katında değerleri olsa gerek. Asıl olan düşünmektir,
düşünmek eylemsizlik değil, aksine kendi başına bir
eylemdir. İnsan hakları beyannamesi, Cenevre sözleşmesi
ile Afrika'nın orta yerinde oturulup düşünülmüş, hasat
zamanı saldırmazlık ve kadın çocuk dokunulmazlığı
şartları da Kurani yani insanidir.
Kuran bir din kitabı değildir. Onun içinde dini hiçbir
söze rastlamazsınız. Kuran, hak ve adaleti bizler için
isterken, bunun motor gücünün de yine hak ve adaletli
olarak Yaradana nispetini ister.
Biz bu yardımı size ulaştırıyoruz çünkü dehşet bir
günden çekiniyoruz ve sizden de en ufak bir minnet rica
beklemiyoruz. Veya birbirinizin boynunu vurmayın,
çalmayın çırpmayın, evlatlıklarınızı babalarına nispetle
çağırın, hak hukuk ve adam çiğnemeyin. Tüm bunların
yapılmış veya yapılmamış olmasında tanrının bir zararı
veya çıkarı söz konusu değildir. Çıkarı söz konusu olan,
insandır ve insanlardan bir kısmı ebedi çıkarını öne alır
ve kimi onu önceye. Oysa Yaradanın isteği, çıkarın, dünya
ve ahret için gerekliliğidir.
Toprağı işleyen işçinin, patronundan çıkarı vardır.
Patronun işçisinden çıkarı vardır. İlahinin dur dediği
nokta; diğerlerinin çıkarının gözetilmediği ve haktan
hukuktan sayılmadığı ve hatta içlerinde miskinlerin,
ihtiyaç sahiplerinin, yetim ve yoksulların, tüm olarak
biçarelerin çıkarlarının da hak ve hukuktan sayılmadığı
zeminlerdir. İlahi, tüm insanlığa seslenmez. O sadece, o
topluluktan kendine kulak kabartanları muhatap kabul
eder.İlahi adalet, sizi azapla korkutur ve bundan eminlik
için kazançtan, tüm yakınınızda olanlara payı emreder ve
efendisine yük kimseler vardır, onların geçindirilmesi ve
varsa o kimsenin bir malı, o mala bile kendiniz için
dokunmayı istemez. Zulmün, yaygın hale gelmesi veya
gelmemesi, hareket için bir neden değildir, o her durumda
hak ve hukuk çarkının durmadan ve dünya-ahret eksenli
olarak döndürülmesini ister. Bu öyle bir çarktır ki, salt
dünya-ahret döngüsü değil aynı zamanda diğer yaşamların
ve dolayısıyla sizin yaşamınız için olan döngüyü de
emreder. Afrika'nın ortasında, yapılan avı pay eden,
geride aç kimse bırakmamayı normal kabul eden bireyin
duruşuyla, başkentlerde açlıktan yığılacak kimseleri, var
edeceklerin duruşu bir değildir.
Başkentlerin var ettiği açlıktan yıkılacaklar, en
karmaşık adalet hak hukuk sisteminin, o ezilmişler için
olan çıkarlarına el koymuş, onları değil hayvan, eşyadan
bile saymamışlardır. Afrika ortasında avı,üreme zamanında
durdurmamak, işte başkent örneğinin birebir karşılığıdır.
Bu fecaatin önüne geçmek için vicdanına kulak veren her
kimse, ademliğinin idrakına varmıştır ve vahiylerle
insanlığa bildirilen ve öğretilmek istenen de bu olmalı.
İlahi, bir kimseyi bir diğerinden ırk dil millet din
olarak ayırmaz.
9 gün yaşayan, ademin kayıp eşyasıdır. 90 yıl yaşayan
ademin kendisi. 9 gün yaşayan için, esas olan rahimden
çıkan her kimsenin ''siz'' olduğu mudur yoksa bu haberi
alıp anlayacak kimse vasfına ulaşmış olanlar mıdır?
Dünyaya insan göndermekte sıkıntı yoktur. Döndürür evirir
çevirir ve yine onu öğüt alacağı bir zamana ulaştırır
olsa gerek, çünkü ademin sülbünden her kimsenin bela
dediği haberinden haberimiz var. Saygılarımla.
|
Yukarı dön |
|
|
Fers Uzman Uye
Katılma Tarihi: 29 nisan 2011 Yer: Turkiye Gönderilenler: 188
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam
..ekstradan,,, başka bir dinin mensubu olarak dünyaya gelmek, veya dinsiz bir millet mensubu olarak dünyaya gelmek, herkes gibi yargılanma kuralından yırtmanızı sağlamaz . . . "teknoloji devrindeyiz, dünyanın bütün bilgisi parmaklarınızın altında, sizin dininizden sonra gelmiş olan İslam Dinin adını duyduğunuz anda", merak edip, açıp araştırıp, "İslamı öğrenip, İslam Dinine geçebilirsiniz"
Teknolojinin mazisi nedir, dünyanın bütün bilgisi ne zaman parmaklar altına girdi, ne zamandır insanın emrinde ?"Vahyin Amerika kıtasındaki yerlilere ulaşması kaç ay veya yıl sürdü, bu zaman zarfında Kur'anla tanışamadan göçüp gidenlerin durumu".?
yukarıdaki açıklamaya göre sorulmuş bir sorudur, bu vb. dışında kitapla tanışmadan göçüp giden nice nesiller olma ihtimali varken ben bu soruyu sormam.
..Afrika'nın orta yerinde o şart ve imkanla ve minimumda olsa ilahi ilkelere göre veya yaklaşık yaşayanların veya bir diğer yerde o yüksek vicdanlarına göre yaşayanlarında, tanrı katında değerleri olsa gerek. Asıl olan düşünmektir..
Toprağı işleyen işçinin, patronundan çıkarı vardır. Patronun işçisinden çıkarı vardır. İlahinin dur dediği nokta; diğerlerinin çıkarının gözetilmediği ve haktan hukuktan sayılmadığı ve hatta içlerinde miskinlerin, ihtiyaç sahiplerinin, yetim ve yoksulların, tüm olarak biçarelerin çıkarlarının da hak ve hukuktan sayılmadığı zeminlerdir. İlahi, tüm insanlığa seslenmez. O sadece, o topluluktan kendine kulak kabartanları muhatap kabul eder...
Tüm bunlar 9 günlük ecelin kapsamında değil o nu bağlamıyor.
9 gün yaşayan, ademin kayıp eşyasıdır. 90 yıl yaşayan ademin kendisi. 9 gün yaşayan için, esas olan rahimden çıkan her kimsenin ''siz'' olduğu mudur yoksa bu haberi alıp anlayacak kimse vasfına ulaşmış olanlar mıdır?
9 gün yaşayan, ademin kayıp eşyasıdır. her kimsenin ''siz" olduğu mudur ... tam olarak neyi ifade ediyor ?
9 günlük ecel benzer durumların temsilidir... 5 yaşındaki ecel veya doğuştan itibaren beyin özürlü olarak yaşam sürdüren 90 yıllık ecel sahibi vb... onlar "birey" olarak değerlendirilmeyecek, diğer alemde mevcut olmayacak "kayıp eşyalar", "siz" olmayanlar sınıfından mı ?
|
Yukarı dön |
|
|
fazıl Yasaklı
Katılma Tarihi: 06 subat 2011 Yer: Turkiye Gönderilenler: 335
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Temsil adem üzerine ise, ademin tanımını tam olarak
nedir?
Adem düşünen karar veren kanaat getiren değil miydi?
Evet, aynen avcının eline düşen avın çaresizliği misali..
yaşam bir o derece acımasız ancak bir o derecede
merhametlidir.. ''bizim açımızdan.''
Dogmalar... Biz, biz açısından değerlendiriyoruz ve
dünyayı kendi çevremizde döner sanıp, diğer seçenekler
üzerine düşünmüyoruz. Biz bu kadar büyüklenirken,
yaradılış yaşam, şeyler ve devamlılığın, asıl ne
kanunlara bağlandığı hakkında fikrimiz yok.
Bir ceylanın avcı elinde eceline kavuşur hali ile, beyin
özürlü 1000 yıl yaşayan veya ''düşünenin, düşünecek kadar
bir vakti'' yakalayamaz halle olan benzerliğini
göremiyoruz. Evet, acı ama gerçek.
Ve diğer nokta. Allah'ın adilliği. Biri, ömrün tüm
çağlarından 1000 sıkıntıyla aşsın ve nihayet layık olduğu
yere yollansın. Ve diğeri, Ömrün çağlarını aşmasın ve
hatta ömür nedir? bunu da bilmez yaşasın ve sonra o
garanti cennete yollansın. İnsanlara böyle seçenek
sunulsaydı eğer, sizce, yeryüzünde gerçekten bir insan
popülasyonundan söz edilebilir mi? Akrabalarının tümü
beyin özürlü ve devlet himayesinde ama sen salt bir
sağlam çıkmışsın, şimdi onlar sen'e göre, amca dayı hala
bacı.. ya sen?.. onlara göre nesin? Nesinliğini
tartışamayacak olan, bunu bilmek ve idrakten yoksun olan
nedir?
Biz.. Allah der ki, sizi bir bebek olarak çıkarıyoruz..
Bu cümlesini ''bize'' söyledi. Günahı sevabı ile idrak
çağlarını yakalayanlara. Ya yakalayamayanlara.. onlara
söz söylenmedi, yani Allah, bir bebekle konuşmaz.
İnsanlar, doğanın işleyişini gözlerken, kendi
işleyişlerini dışta bırakıyorlar. Evet, onlar birer birey
değillerdir. Galiba..
|
Yukarı dön |
|
|
Fers Uzman Uye
Katılma Tarihi: 29 nisan 2011 Yer: Turkiye Gönderilenler: 188
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Biz.. Allah der ki, sizi bir bebek olarak çıkarıyoruz.. Bu cümlesini ''bize'' söyledi. Günahı sevabı ile idrak çağlarını yakalayanlara. Ya yakalayamayanlara.. onlara söz söylenmedi, yani Allah, bir bebekle konuşmaz. İnsanlar, doğanın işleyişini gözlerken, kendi işleyişlerini dışta bırakıyorlar. Evet, onlar birer birey değillerdir. Galiba..
Bu mantıkla, 90 yıllık ecel sahibi esas oğlanların en esas oğlanı rolünü üstlenirken daha erken yaşların ecel sahipleri zaman dilimine göre figüran vasfına kadar indirgenir gider, ödülün ve azabın katmerlisini onlar alırken alt gruplardakiler kredilerine göre nasiplenirler, bu gruplar hiç itiraz nedir bilmeden, "bu nasıl iş benide az veya çoğuyla sınasaydın bende o derecede ödül veya azaba uğrasaydım" demeden/diyemeden geçinip giderler... o zaman bu sistemi kuran yaratıcı kavramında bir sorun vareder, adalet bu alemde yok diyenlere ilave olarak diğer alemin adaletinide ortadan kaldırır...
Bir ceylanın avcı elinde eceline kavuşur hali ile, beyin özürlü 1000 yıl yaşayan veya ''düşünenin, düşünecek kadar bir vakti'' yakalayamaz halle olan benzerliğini göremiyoruz. Evet, acı ama gerçek.
daha önce konu edilen ceylan yavrusu misaline ilave bitki türlerini temsilen "lahana" yı misallemiştim, ceylanın canı olduğunu düşünenler aynı özveriyi lahanaya da gösterdikten sonra onlara inmiş olan bir kitapta iyilik ve kötülüklerine karşılık olarak alacakları ödül veya cezayı ileten bir elçi söz konusuysa konuya dahil etsinler.
Adem ırkına seslenen ve yapıp yapmadıklarına göre tehdit edilen veya müjdelenen bir kitapta yer almayan 9 günlük ecelle aynı kapsamda (benzer sıkıntılarla boğuşuyor olsalar bile) değerlendirilemezler, onların durumu ayrıca incelenir.
|
Yukarı dön |
|
|
fazıl Yasaklı
Katılma Tarihi: 06 subat 2011 Yer: Turkiye Gönderilenler: 335
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Bu mantıkla, 90 yıllık ecel sahibi esas oğlanların en
esas oğlanı rolünü üstlenirken daha erken yaşların ecel
sahipleri zaman dilimine göre figüran vasfına kadar
indirgenir gider, ödülün ve azabın katmerlisini onlar
alırken alt gruplardakiler kredilerine göre
nasiplenirler, bu gruplar hiç itiraz nedir bilmeden, "bu
nasıl iş benide az veya çoğuyla sınasaydın bende o
derecede ödül veya azaba uğrasaydım" demeden/diyemeden
geçinip giderler...
o zaman bu sistemi kuran yaratıcı kavramında bir sorun
vareder, adalet bu alemde yok diyenlere ilave olarak
diğer alemin adaletinide ortadan kaldırır...
Merhabalar fers,
yanlış.. ben böyle söylemedim.. ben senin en son
paragrafında söylediğini söyledim. Bireyler sanıyor ki,
dünya kendi çevrelerinde dönmekte.. değil elbette.. doğa
her yönüyle adaletsizlik üzerine kuruludur ve kendini
dünyanın merkezinde sanan insan.. ondan bu adaletsizlik
dengesine müdahale etmesi beklenmez, istenmez.. insanın
doğaya ve tüme adil olması beklenir. Uyarılmamış,
uyarılamamış olanların işleri her işte olduğu gibi tanrı
katında çözülecektir çünkü o adildir.
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Yazıklar olsun! Nasıl da Allah'lığa soyunduk. Bu hususta ''bize bilgi verilmemiş'', ''bize kapalı konu''dİyemedik!
Sağ olasın Sayın Fers. Haddimizi bildirdin.
Saygılarımla. Galip Yetkin.
|
Yukarı dön |
|
|
Fers Uzman Uye
Katılma Tarihi: 29 nisan 2011 Yer: Turkiye Gönderilenler: 188
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Had bildirmek nedir ? "bize bilgi verilmemiş kapalı konu, destur, haddi aşma kaybolup gidersin" diyebilenlerin çoğunluğundaki bir dünyada tartışılması askıda kalacak bir konu...
Allah adildir ve hakkıyla gözetendir, öyleyse 9 günlük ecel oradayken sadece zalimler düşünsün...
|
Yukarı dön |
|
|
Fers Uzman Uye
Katılma Tarihi: 29 nisan 2011 Yer: Turkiye Gönderilenler: 188
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
cennet, cehennem, ceza ve ödül konusuyla doğrudan
bağlantılı bir soru cevabını beklemede....
konu;
dokuz günlük hayatı sonunda eceline kavuşan "bebek"
cennete mi yoksa cehenneme mi gider...
sıkıntı yok, stres yok, acı yok, keder yok, sevinçte yok,
onun ne kitaba ne peygambere ihtiyacı oldu....dolayısıyla
sınavda yok öyleyse sınav yoksa sorgulama neden olsun...
doksan yaşında eceline kavuşan "yaşlı" bunların tümüyle
karşı karşıya kaldı, o dokuz günlük ecel sahibinin hiç
kafa yormadığı şeyler onun hayatına hükmetti, peki ya
akıbeti cennet mi, cehennem mi...hükmünü endişeyle mi
bekliyecek...
o kısacık ecel sahipleri "biz neden dünya nimetlerinden
faydalanmadık" mı diyecekler...
yoksa diğerleri "keşke bizde erken ecellilerden olsaydık
ve bu sorgulamadan muaf tutulsaydık" mı diyecekler...
erken ecel cehenneme neden gitsin suçu yok, cennete neden
gitsin sınavdan geçmedi, sınava girmeyen okula kayıt
yaptıramazken bunlar cennete sınavsız kayıt yaptırırlarsa
torpil olarak algılanmaz mı....
doğuştan kör olanlar, ne olacak, engelliler....ya
cüceler...
diğerlerinden şanslılar mı, şanssızlar mı...o saat
geldiğinde, diğerleri "keşke bizde öyle doğsaydık böylece
önceki hayatımızdaki kaybımızla burada kazansaydık" mı
diyecekler yoksa diğerleri "bizde öyle sağlam doğsaydık
önceki hayatımızda bizde isyan edenlerden olmazdık ve
azaba itilmezdik" mi diyecekler...
bir metrelik adam, hayatı insanlarla hep omuz altından
muhatap olmakla geçmiş, insan ilişkilernin oranı omuz
altına takılmış, kız arkadaş edinme hayalleri hep omuz
üstünde kalmış...
yüzünde şekil bozukluğuyla doğan biri...hayatını balık
tutarak insanlardan uzakta geçiriyor, ulaşım için mali
gücü oranında aile bireylerinden edindiği bisikletini
kullanıyor böylece toplu taşıma araçlarından uzak olsun
yayan olmak istemiyor, insanların yanından hızla geçsin
ki o bakışlarla muhatap olmasın...ve o bir isyankar
düşünce yapısına sahip "neden kardeşlerim, herkesten ayrı
beni böyle yaptı, eğer varsa ve merhameti sonsuzsa bu mu
adil sınav"....
hayatını insanlara iyilik yapmaya adamış, kendisine rızk
olarak verilenlerden her ihtiyacı olana dağıtmış, kimseye
zararı olmamış, kem gözle bakmamış, güleryüz göstermiş
tam bir mülayim ama inkarda olan biri...kısaca kur an
daki örnek insan tanımını "inkar" dışında tamamen
karşılayan biri hakkındaki hüküm sonsuz azaba mı itilmek
mi...
bu örnekler çevredeki hayatın gerçekleri......
inkarcılar hakkındaki hükme yüzeysel bakılarak bu
insanların içinde bulunduğu şartlar gözardı edilerek
sınav ve sonucu gereği sonsuz azaba mı itilecek...
balçık bir zemine ve asfalt zemine indirilen iki ayrı
adamdan koşmalarını isteyip yüz metreyi katetmede aynı
performans beklenebilir mi...
|
Yukarı dön |
|
|
Fers Uzman Uye
Katılma Tarihi: 29 nisan 2011 Yer: Turkiye Gönderilenler: 188
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
.... ?
|
Yukarı dön |
|
|
|
|