Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Dr. Kamar Zaman'ın "Savm Gerçeği" adlı kitabının Muharrem Özlük tarafından yapılan kısa bir özeti:
Savmın Amacı:
Savmın amacı öncelikle takvayı (doğruluğu) ortaya çıkarmasıdır. Oruç ise bu amaca hiçbir zaman ulaştıramaz. Aslında biz oruç tutan kişilerin öfkeli, kavgacı, asabi ve düzensiz olduklarını görürüz. Bakara suresi 177. ayette Muttaki (doğru) olanların karakteri ortaya konmuştur. Muttakiler veya takva sahipleri bütün kabiliyet ve kaynaklarını dostlarına hizmet etmek için kullanır. Barışı ve insanların güvenliğini sağlamak takvanın en önemli yönüdür. Barışı ve toplumun güvenliğini desteklemeyenlere asla muttaki denemez. Dahası herkes için adaleti sağlamak, servetini başkalarının yüklerini hafifletmek için harcamak, sözünü yerine getirmek, zorluklar karşısında dimdik durmak Muttakilerin bazı karakteristik özellikleridir. Hiç kimse açlık ve susuzluk orucuyla bu karaktere sahip olamaz. Bu asil karakter ve niteliklere sahip olmak için uğraş vermeliyiz. Buna uğraşa Savm denir. Başka bir deyişle bireysel savm şunlara karşılık gelir :
- Başkalarına barışı getirir.
- Servetini başkalarının yararına kullanır.
- Toplumda adaleti sağlamak için çalışır.
- Her vatandaşın ihtiyacının karşılandığı müreffeh bir devletin oluşması için çaba gösterir.
- Ülkenin tamamına refah getirmek onun bir görevidir.
- Sözünün eridir.
- Olumsuzluklar karşısında duruşunu muhafaza eder.
KURAN’da geçen bazı TERİMLER
Böylece Muttaki olursunuz ( لَعَلَّك 15;مْ تَتَّقُو 06;َ) :
يَا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا كُتِبَ عَلَيْكُ 05;ُ الصِّيَا 05;ُ كَمَا كُتِبَ عَلَى الَّذٖينَ مِنْ قَبْلِكُ 05;ْ لَعَلَّك 15;مْ تَتَّقُو 06;َ
ey inananlar! Savm size emrolundu, sizden öncekilere emrolunduğu gibi, böylece Muttaki olursunuz.
Birçok millete gönderilen bütün peygamberlerce yürütülen öğreti ve uygulamaların hepsi Savmın içindedir. Savm, toplumu reforme etmek için gerekli uygulama aşamalarının ve eylemlerin adıdır. Fakat bundan önceki milletler Savmın yapısını açlık ve susuzluk orucu olarak değiştirmişlerdir. Biz de onların ayak izlerini takip ederek Savmı( صيام) oruca (روزه) çevirdik.
Sayılı Günler ( اَيَّامً 75; مَعْدُود 14;اتٍ )
Bu terim Kuranda 4 yerde geçiyor ve ikisi Yahudilerle ilgili. Yahudiler yaptıkları kötülüklerin cezasıyla sayılı(sınırlı) birkaç günde yüzleşeceklerine inanmaktadırlar. Başka bir yerde Müslümanlara Allah’ın emirlerini Allah’ın günleri boyunca sürekli hatırlamaları emredilmiştir. Bu bağlamda ayetlerin içeriğine göre “sayılı günler” Allah’ın kurallarına göre hareket etmenin bir sonucu olarak yanlış yapanların cezalandırıldığı doğru olanların ise barışı ve refahı yaşadığı bir dönem olmaktadır. Birisi hasta veya yolculuk halinde ise bu kabiliyetleri kazanabilmesi için diğer günlerde çaba göstermelidir. “عده” kelimesinin anlamı miktar, nicelik ve de hazırlamaktır. Bu ayetlerin konusu kabiliyet kazanma ve eğitimdir. Dolayısıyla hasta “fiziksel rahatsızlık veya bilgi eksikliği” ve yolcu “fiziksel, fikirsel veya zihinsel” olanların bu kabiliyetleri kazanabilmelerine diğer günlerde izin verilmiştir.
Özetle Savm “Kabiliyetleri kazanma günleri” dir. Bu dönemde mümin toplumu reforma hazırlar. Ayrıca kaos, anarşi, ve terör ortamından sorumlu olanlar alıkonulur/engellenir ve cezalandırılır.
فَمَنْ كَانَ مِنْكُمْ مَرٖيضًا اَوْ عَلٰى سَفَرٍ فَعِدَّة 12; مِنْ اَيَّامٍ اُخَرَ
Hasta veya yolcu iseniz, diğer günlerde kabiliyetleri kazanabilirsiniz.
Hastalık fiziksel olmayabilir ve yolculuk da karada olmayabilir. Hastalık bilgi eksikliği, yolculuk ise bilgiyi ya da ideolojiyi edinme amaçlı olabilir. Dolayısıyla Savmın amacına girişmeden evvel mümin eksiklik ve zayıflıklarının üstesinden gelmelidir. Toplumu değiştirme programına katılmadan evvel bilgi eksikliği varsa elde etmeli, bilgiyi elde etmek için henüz yola çıkmışsa tamamlamalıdır. Ancak Savm edebilecek gücü olanlar yani fiziksel ve fikirsel olarak Savma hazırlanmış olanlar ihtiyaç sahiplerine yardımlarda bulunarak Savmı başlatırlar.
İhtiyaç Sahiplerine Yardım Etmek (طَعَامُ مِسْكٖينٍ )
وَعَلَى الَّذٖينَ يُطٖيقُونَهُ فِدْيَةٌ طَعَامُ مِسْكٖينٍ
Muhtaçları geçindirmek/doyurmak Savma gücü yetenlerin fidyesi/kefaretidir.
Ne fidyesi? Bu insanlar suç mu işlediler ki fidye ödesinler ? Bu ayetlerde Savm toplumu reforme etme anlamında kullanılmaktadır. Elbette bir hata yapmıştır ve bunun için de muhtaçları geçindirerek bir fidye ödemek zorundadır. Gücü yetenler kendilerini değiştirmelidir. Bakara suresinin 177. ayetine dönersek doğru olanlar mallarını sevmelerine rağmen muhtaçlara yardım ederek harcayanlardır. Konuyu bağlarsak görevlerini yerine getirmeyenler yani mallarını ihtiyaç sahipleri ile paylaşmayanlar için Savm zorunlu/cebri olmaktadır. Taam kelimesinin anlamı sadece aç olanı doyurmak değildir. Bu Arapça terim yiyecek, giyecek, barınma, eğitim, sağlık, namus, güvenlik ve adalet gibi ihtiyaçları da kapsamaktadır.
Allah’ın Kurallarına Uyma فَمَنْ تَطَوَّع 14; خَيْرًا
فَمَنْ تَطَوَّع 14; خَيْرًا فَهُوَ خَيْرٌ لَهُ
Her kim Allahın kurallarına uyarsa bu kendi iyiliğinedir.
تَطَوَّع 14; kelimesi itaat anlamına gelmektedir. Kuran خَيْر kelimesini ise iki farklı manada kullanır: Allah’ın vahyi veya kuralları (2:105) ve servet veya sahip olunanlar. Buradaki anlamı Allah’ın vahyi veya kuralları olarak kullanılmaktadır çünkü itaat söz konusudur. Her kim Allah’ın emirlerini takip eder ve buna uygun hareket ederse bu onun yararınadır. Temelde Savm Allah’ın emir veya kurallarını insanlığın karşısına çıkan anlaşmazlıkların üstesinden gelmek ve çözüme kavuşturmak için kullanmaktır. Savm görevini üstlenenler elbette ödülü de alır. (problemler çözüldüğünde ve anlaşmazlıklar giderildiğinde herkes faydalanır. Bütün vatandaşlar barış ve güvenlikten hoşlanır.)
Ve Savm sizin için iyidir وَاَنْ تَصُومُو 75; خَيْرٌ لَكُمْ
وَاَنْ تَصُومُو 75; خَيْرٌ لَكُمْ اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُ 08;نَ
Ve Savm sizin için iyidir, bir bilseniz.
Takva sahipleri Allah’ın sunduklarını açık ve adil olarak hiç kimse mahrum bırakılmayacak şekilde dağıtırlar.
Şehr شَهْر
Anlamı bilinen veya meşhurdur. Ayrıca kılıcı kınından çıkarmak anlamına gelir. Dolayısıyla kılıç ve savaş kelimeleri Şehr kelimesi ile anlam kazanmaktadır. Özetle Şehr kelimesi bir bilinen olay veya deyiş ya da kan dökülen bir durumdur.
اَلشَّهْ 85;ُ الْحَرَا 05;ُ بِالشَّه 18;رِ الْحَرَا 05;ِ وَالْحُر 15;مَاتُ قِصَاصٌ
Yasak ay yasak aya karşılıktır ve yasaklanan her şey misliyledir.
Bu çeviriden bir şey anlıyor musunuz ?
فَمَنِ اعْتَدٰى عَلَيْكُ 05;ْ فَاعْتَد 15;وا عَلَيْهِ بِمِثْلِ مَا اعْتَدٰى عَلَيْكُ 05;ْ وَاتَّقُ 08;ا اللّٰهَ وَاعْلَم 15;وا اَنَّ اللّٰهَ مَعَ الْمُتَّ 02;ٖينَ
Birileri size karşı saldırganlık gösterirse, aynı şekilde karşılık verebilirsiniz. Ancak Allah’ın Doğru yolu (takva) üzerinde kalın. Unutmayın ki Allah doğru gidenlerle beraberdir.
شهر الحرام normal şartlarda yasaklanmış bir durumdur. Ancak düşman bu yasağı delip de saldırırsa o zaman aynı şekilde karşılık verebilirsin.
Ramazan رمضان
İki anlamı vardır. İlki şiddetli sıcak ikincisi kılıcı keskinleştirmek.
شَهْرُ رَمَضَان 14; الَّذٖى اُنْزِلَ فٖيهِ الْقُرْا 48;نُ هُدًى لِلنَّاس 16; وَبَيِّن 14;اتٍ مِنَ الْهُدٰى وَالْفُر 18;قَانِ
Ramazan gibi bir durumla baş edebilmek için Kuran indirildi. İnsanlara rehber ve doğru ile yanlışın kıstasıdır.
فَمَنْ شَهِدَ مِنْكُمُ الشَّهْر 14; فَلْيَصُ 05;ْهُ
Dolayısıyla her kim bu duruma şahit olursa, ona bulaşmaktan kaçınmalı ve diğerlerini de engellemelidir.
2:184 ayetinde Savm muhtaçlara yardım etme ile ilgiliydi. Burada ise toplumda şehru ramazan gibi bir durumla karşılaşıldığında hem kendimizi hem de başkalarını korumakla emrolunmuşuz. Şehru ramazan toplumun karşılaştığı kötü bir durumdur. Fel yesumhu nun anlamı kendini ve başkalarını sakınmaktır. Güç ve otorite sahipleri diğerlerini engellerken, sıradan kişiler kendilerini sakınacaklardır. Fakat toplumda bu kötülükle savaşmaya veya toplumun reforme edilmesinde sorumluluk almaya hazır olmayan kimseler bulunmaktadır. Bu kimseler öncelikle bilgiyi edinmeli ve bu kabiliyetleri geliştirmelidir.
يُرٖيدُ اللّٰهُ بِكُمُ الْيُسْر 14; وَلَا يُرٖيدُ بِكُمُ الْعُسْر 14; وَلِتُكْ 05;ِلُوا الْعِدَّ 77;َ وَلِتُكَ 76;ِّرُوا اللّٰهَ عَلٰى مَا هَدٰيكُم 18; وَ لَعَلَّك 15;مْ تَشْكُرُ 08;نَ
Allah sizin için kolayı ister, zoru değil. Emirlerine uygun olarak Allah’ın egemenliğini kurabilmek için bu kabiliyetleri kazandığınızda şükredin.
Gördüğünüz üzere Savmı gerçekleştirmek insanın hayatından güçlükleri çıkarabilmekte ve toplumda rahatlığı sağlamaktadır.
Allah’ın nimeti ve bereketine şükretmek onu doğru düzgün kullanmak demektir.
وَاِذَا سَاَلَكَ عِبَادٖى عَنّٖى فَاِنّٖى قَرٖيبٌ اُجٖيبُ دَعْوَةَ الدَّاعِ اِذَا دَعَانِ فَلْيَسْ 78;َجٖيبُوا لٖى وَلْيُؤْ 05;ِنُوا بٖى لَعَلَّه 15;مْ يَرْشُدُ 08;نَ
Kullarım benden istediklerinde, yanlarındayım. Beni çağıran herkesi duyarım ve karşılığını veririm. Dolayısıyla o ileriye gitmeli ve emirlerimi yerine getirerek barış yapıcı (mümin) olmalıdır. Böylece diğerleri de çağrıyı önemseyeceklerdir.
Savm, destekçilerinin Allah’ın emirlerine göre toplumu reforme etmek için çabaladığı bir programdır. 2:185 ayeti tamamen bununla ilgilidir. Toplumda bir kaos ortaya çıkarsa Kuran’ın rehberliğinde bununla savaşılarak toplum geliştirilip reforme edilecek. Burada Kuran doğru ve yanlışı ayıran kıstas olarak kullanılacaktır. Böylece dünyada Allah’ın egemenliği kurulacaktır. Böyle bir program insanlara sunulduğunda “Nerede bu toplum veya program ?” diye sorduklarında bu mutluluk vaat eden program Kuran’ın rehberliğinde toplumda barışı sağlamak üzere gönüllü olduklarında kısa sürede gerçekleşeceğini söyleyin.
2:187 ayetinde ise Savm toplumdaki başka bir probleme işaret etmektedir.
اُحِلَّ لَكُمْ لَيْلَةَ الصِّيَا 05;ِ الرَّفَث 15; اِلٰى نِسَائِك 15;مْ هُنَّ لِبَاسٌ لَكُمْ وَاَنْتُ 05;ْ لِبَاسٌ لَهُنَّ عَلِمَ اللّٰهُ اَنَّكُم 18; كُنْتُمْ تَخْتَان 15;ونَ اَنْفُسَ 03;ُمْ فَتَابَ عَلَيْكُ 05;ْ وَعَفَا عَنْكُمْ فَالْپٰن 14; بَاشِرُو 07;ُنَّ وَابْتَغ 15;وا مَا كَتَبَ اللّٰهُ لَكُمْ
Ennisa النساه ya kötü muamele oldukça yaygınlaştı veya toplumda kabul edilir bir davranış olarak algılanıyor. Ancak onlar sizin kardeşlerinizdir (hepiniz ortak bir atanın çocuklarısınız). Allah kendi insanlarınıza yaptığınız bu ihanetin farkındadır. Yine de size lütfuyla döndü ve sizi affetti. Şimdi onlarla samimi ilişkiler kurabilirsiniz ancak yalnızca gerçekten size ait olanı alabilirsiniz.
رفث anlamı çok ağır eleştirmek veya küçümsemek, hor görmek
النساه ise yalnızca kadınlar manasına gelmemektedir; toplumdaki güçsüz, mahrum ve muhtaç kişiler için de kullanılmaktadır. Ayetin başlangıcında hor görmenin meşrulaştığı görülüyor. Şüphesiz Allah böyle bir davranışa onay vermez. Başka bir deyişle toplumun zengin ve nüfuzlu tabakasının (güçsüz ve fakir) ennisayı (hor görmesine) rafas etmesine müsaade edilemez. Nisa kelimesi erkek veya kadın fark etmez hor görülen baskı altına alınan seslerini dahi çıkaramayan kesimi ifade etmektedir.
Bu ayette geçen bir başka kelime ise ليل . 2:185’te geçen şehru ramazan denen döneme 2:187’de ليلة الصيام adı veriliyor. الصيام anlamı insanların kötülüğü durdurmak, iyiliği yaymak ve kendilerini değiştirmek için çalıştıkları dönemdir.
اُحِلَّ لَكُمْ لَيْلَةَ الصِّيَا 05;ِ الرَّفَث 15; اِلٰى نِسَائِك 15;مْ
Muhtaç kimselere zulmün hakim olduğu karanlık geceler boyunca kötü davranmak meşru hale getirilmişti.
Hiç kimsenin kötülüğe karşı gelmediği veya iyiliğin yaygınlaşmadığı bu döneme Kuran’da ليلة الصيام karanlık geceler adı veriliyor.
هُنَّ لِبَاسٌ لَكُمْ وَاَنْتُ 05;ْ لِبَاسٌ لَهُنَّ
Onlar sizin giysiniz siz de onların.
Anlamı; hor kullandığınız, kötü muamele ettiğiniz, sömürdüğünüz ve emeklerinin karşılıklarını çaldığınız bu kimseler sizin kendi insanlarınızdır.
عَلِمَ اللّٰهُ اَنَّكُم 18; كُنْتُمْ تَخْتَان 15;ونَ اَنْفُسَ 03;ُمْ
Allah kendi insanlarınıza yaptığınız bu ihanetin farkındadır.(Onların emeklerinin karşılıklarını çalıyorsunuz.)
فَتَابَ عَلَيْكُ 05;ْ وَعَفَا عَنْكُمْ
Yine de size lutfuyla döndü ve sizi affetti.
فَالْپٰن 14; بَاشِرُو 07;ُنَّ وَابْتَغ 15;وا مَا كَتَبَ اللّٰهُ لَكُمْ
Bundan böyle onlarla samimi ilişkiler kurun ve Allah’ın emirlerine göre yasal olarak ne sizinse sadece onu arayın.
وَكُلُوا وَاشْرَب 15;وا حَتّٰى يَتَبَيّ 14;نَ لَكُمُ الْخَيْط 15; الْاَبْي 14;ضُ مِنَ الْخَيْط 16; الْاَسْو 14;دِ مِنَ الْفَجْر 16;
Elfecr, beyaz ipliği siyah iplikten ayırana dek yiyin ve için.
Elfecr Kuran’da birçok yerde geçmektedir. İsra suresinin 78. ayetinde anlamı açıkça ortaya çıkmaktadır:
اَقِمِ الصَّلٰو 77;َ لِدُلُوك 16; الشَّمْس 16; اِلٰى غَسَقِ الَّيْلِ وَقُرْاٰ 06;َ الْفَجْر 16; اِنَّ قُرْاٰنَ الْفَجْر 16; كَانَ مَشْهُود 11;ا
Yeni Şafağı meydana getirmek için Salat sistemini kur ve zulmün karanlığını Kuran-el-Fecr ile kaldır.
Salat namaz değil, Allah’ın emirlerine göre inşa edilen (idari, yasal ve adli) bir sistemdir. Bu sistem sayesinde toplumdaki ekonomik ve sosyal haksızlıkların oluşturduğu karanlık ortadan kalkmakta, refah vadeden yeni bir Şafak doğmaktadır. Kuran-el-Fecrin anlamı budur. Beyaz iplik Kuranın parıldayan ayetlerini siyah iplik ise toplumda yer eden yanlış gelenekleri ve alışkanlıkları teşbih etmektedir.
وَكُلُوا وَاشْرَب 15;وا حَتّٰى يَتَبَيّ 14;نَ لَكُمُ الْخَيْط 15; الْاَبْي 14;ضُ مِنَ الْخَيْط 16; الْاَسْو 14;دِ مِنَ الْفَجْر 16;
Allah’ın emirlerini kavra ve öyle uygula/yerleştir ki onun parlayan ışığı toplumdaki yanlış gelenek ve inançları ayırt etmene ve ortadan kaldırmana yardımcı olsun.
ثُمَّ اَتِمُّو 75; الصِّيَا 05;َ اِلَى الَّيْلِ
Sonra bütün karanlık ortadan kalkıncaya dek Savmı tamamla.
وَلَا تُ بَاشِرُو 07;ُنَّ وَاَنْتُ 05;ْ عَاكِفُو 06;َ فِى الْمَسَا 80;ِد Allah’ın emirlerini yayma ve yerleştirme sürecinde iken hiçbir şey için söz vermemelisin.
تِلْكَ حُدُودُ اللّٰهِ Bunlar Allah tarafından konan kısıtlamalar veya sınırlardır.
فَلَا تَقْرَبُ 08;هَا Asla yanına yaklaşma veya geçme.
Mesacid Allah’ın sınırlarıdır.
كَذٰلِكَ يُبَيِّن 15; اللّٰهُ اٰيَاتِهٖ لِلنَّاس 16; لَعَلَّه 15;مْ يَتَّقُو 06;َ Takvaya ulaşabilmeniz için Allah kurallarını bu şekilde açıklar.
وَلَا تَاْكُلُ 08;ا اَمْوَال 14;كُمْ بَيْنَكُ 05;ْ بِالْبَا 91;ِلِ وَتُدْلُ 08;ا بِهَا اِلَى الْحُكَّ 75;مِ لِ تَاْكُلُ 08;ا فَرٖيقًا مِنْ اَمْوَال 16; النَّاسِ بِالْاِث 18;مِ وَاَنْتُ 05;ْ تَعْلَمُ 08;نَ
Başkalarının malını haksızca alamazsınız. Yönetime (rüşvet olarak) ahlaksız bir şekilde sahip olduğunuz servetin/malın bir kısmını da - kalanını kendinize ayırma kastıyla- veremezsiniz.
Devamı gelecek.
|