Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
__________________ Cinlerden ve insanlardan; insanların kalplerine vesvese veren sinsi vesvesecinin kötülüğünden, insanların Rabbine, insanların Melik’ine, insanların İlah’ına sığınırım.
GALAKSİLERE YOLCULUK NASIL OLACAK;
Uzayda çok büyük hızlarda yol alacağız. Beklide ışık
hızının 10 katı 100 katı 1000 katlarında yol
alacağımızı düşünüyorum. Eğer bu şekilde olmaz ise
insanların ömürleri en yakın yıldıza ulaşmak için dahi
yetmeyecektir. Işınlanma veya ışık hızıyla bile
gidilse yeterli olmayacaktır. Bu yüzden Allah uzayı
bomboş yaratmıştır. Biraz sisli havada şehrin bir
ucundan diğerine bakın diğer ucunu göremezsiniz. eğer
açık bir havada gökyüzüne bakarsanız milyarlarca ışık
yılı uzaklıktaki galaksileri bile görebilirsiniz. İşte
bu deney bize uzayın boş olduğunu uzay aracımıza güç
verdiğimiz sürece hızlanabileceğimizi göstermektedir.
Çünkü uzayda sürtünme yaratacak ve aracımızın hızını
engelleyecek hiçbir madde yoktur. Bu durum insanların
bir gün ışık hızının belki 10 sayısının katlarınca hız
yapabileceklerini ve galaksiler arası yolculukları
günlerle veya haftalarla olabileceğini göstermektedir.
Örneğin bir Ferrari araç saate 100 km hıza 6
saniyede çıksın bu araç bu şekilde sürtünmesiz bir
ortamda hızlandığını düşünürsek ışık hızının saniyede
kat etmiş olduğu 300 000 km ye 2,06 yıl sonra
ulaşabilir.
100 000 m/ 3600 sn = 27,77 metre /saniye (Ferrari
aracın bir saniyede almış olduğu yol.)
Şu orantıyı kurabiliriz Bir Ferrari 6 saniye sonra bir
saniyede 27,77 metre yol alırsa kaç yılda ışık hızına
ulaşır. Hemen hesaplayalım.
Ferari 100 km/saat hıza ulaşıncaya kadar GEÇEN ZAMAN =
6 SANİYE 1 SANİYEDE ALINAN YOL (METRE) = 0.027,77 MT
Uzay aracı ışık hızına ulaşıncaya kadar GEÇEN ZAMAN =
64.818.149,08 SANİYE 1 SANİYEDE ALINAN YOL (KM) =
300.000
GEÇEN ZAMAN = 64.818.149,08 / 60 = 1.080.302,48 DAKİKA
GEÇEN ZAMAN = 1.080.302,48 / 60 = 18.005,04 SAAT
GEÇEN ZAMAN = 18.005,04 / 24 = 750,21 GÜN
GEÇEN ZAMAN = 750,21 / 365 = 2.06 YIL SONRA IŞIK
HIZINA ULAŞILIR.
Şayet ivmelenmemiz daha yüksek hızlarda olursa ışık
hızına daha kısa sürede ulaşabiliriz. Bu uzay
araçlarının motorları günümüzde doğrusal parçacık
hızlandırıcıların daha gelişmiş versiyonları
olacaktır. Parçacık ışık hızında motordan çıktığında
etkin tepki prensibine göre uzay aracı toplam
ağırlığının yarısını bu şekilde fırlatarak yok
ettiğinde ışık hızına ulaşacak durmak içinde yani o km
hıza ulaşmak içinde ağılığının bir yarısını daha
kaybedecektir. Yani ışık hızına ulaşması ve durması
için ağırlığının ¾ ünü kaybetmiş olacak. Biz en iyisi
bu çalışmalara hız verelim ve DAHA HIZLI PARÇACIK
HIZLANDIRICILARI YAPMAYA ÇALIŞALIM. Sanırım şu da bir
gerçek ki elektrik akımı bakır tel içinde ışık
hızında yol aldığı için hızlandırıcılarda parçacıklar
ışık hızını geçemiyorlar. Sanırım.
İkinci bir yolda uzay balonu şeklinde araçlar
olabilir. Anyştayn’ın görecelik kuramından yola
çıkarak galaksimizin merkezine doğru gittikçe artan
bir kütle çekim gücü vardır. Bu çekim gücünü daha az
hale getirirsek yani kütle çekim basıncı içinde bir
balon şişirirsek bunu da atom üzerine etki eden
elektromanyetik güç ve zayıf ve güçlü çekirdek
güçlerini güçlendirirsek olur diye düşünüyorum.
Yapmamız gereken sadece anti gravitaty elde etmek ve
bunu uzay aracımızla birlikte kendimizde kapsayacak
şekilde olmasını sağlamak olacak. Eğer kendimizde
dahil olursak ivmeden etkilenmediğimiz için çok kısa
sürede hızlanabiliriz. Eğer bu olursa okyanusun
derinliklerinde oluşan bir hava kabarcığı su yüzeyine
nasıl hızla çıkıyor ise bizim içinde bulunduğumuz uzay
balonu da samanyolu galaksisinin dışına aynı mantıkla
çıkacaktır. Tabi bu mantıkla ilk önce dünya kütle
çekiminden sonra güneş kütle çekiminden en sonda
samanyolunun kütle çekimin den hızla uzaklaşırız. AYNI
OKYANUS DERİNLİĞİNDEKİ İÇİ BOŞ BİR ARACIN SU YÜZEYİNE
DOĞRU FIRLATILMASI GİBİ MANTIKLA GALAKSİMZİN DIŞINA
FIRLATILIRIZ, TABİ BUR DA GALAKSİMİZİN YER ÇEKİM
KUVVETİ SIFIRA (İKİ GALAKSİ ARASINDA ) YAKIN OLACAĞI
VE YOLA DEVAM ETTİĞİMİZ İÇİN DE DİĞER GALAKSİNİN ÇEKİM
KUVVETİNE MARUZ KALIRIZ. BU SEFERDE AYNI HIZLA DİĞER
GALAKSİ MERKEZİNE DOĞRU YOL ALMAYA DEVAM EDERİZ.
DURACAĞIMIZ YER ÇEKİM KUVVETİNİN DÜNYA İLE AYNI OLDUĞU
SEVİYEDE OLACAKTIR. YANİ GALAKSİMİZİN GÜNEŞ SİSTEMİ
YÖRÜNGESİNİN MARUZ KALDIĞI YERÇEKİM BASIÇ DÜZEYİ İLE
AYNI OLACAKTIR.
Bu yolculukların çok büyük hızlarda olduğu için
çeşitli sakıncaları da beraberinde getirmektedir. Zira
şu anda görmüş olduğumuz galaksi ve yıldızlar
milyarlarca yıl önceki hallerini göstermektedir.
Bunların değişip değişmediklerini bilemeyiz.
Işık hızından hızlı hareket ettiğimizden dolayı
geldiğimiz istikamete baktığımızda arkamızı görebilir
miyiz? Işık hızını geçtikten hemen sonra bize arka
istikametten dik açıyla gelen ışınları görmemeye
başlarız ve hızımız artıkça arkadaki karanlığın çapı
artar (KARA DELİKLERDE OLDUĞU GİBİ BİR DAİRE OLUŞUR)
ve bu çapın derecesine göre ışık hızının kaç katı
hızla gittiğimizi bulabiliriz. Önümüze baktığımızda
ise durum bambaşka olacaktır. Zira bizden önce yola
çıkmış olan ışın fotonlarını yakalamış olacağız, bu da
önümüze baktığımızda arkamızı görmemizi sağlayacak
aynı zamanda önümüzden gelen ışın fotolarını da
göreceğiz. Yani ön camımızda iki görüntü birden olacak
arkadan gelen ışınların sayısı az olduğundan görüntü
silik KIRMIZIYA KAYMA önden gelen ışınların sayısı
fazla olacağından parlak MAVİYE KAYMA şeklinde
olacaktır. IŞIK HIZININ 2 KATI HIZLA GİDERKEN ARKADAN
ÇIKAN IŞININ HIZI DÜNYADAN BAKAN BİR İNSANA GÖRE 2-1=1
IŞIK HIZINDA VE ARAÇ İSTİKAMETİNDE OLACAKTIR. YANİ
IŞIK ARACIN ARKA İSTİKAMETTİNDEN ÇIKMASINA RAĞMEN AYNI
İSTİKAMETTE GİTMEYE DEVAM EDECEKTİR.
Aynı zamanda bu ışınların geldiği
kaynağın yani yıldız ve galaksilerin geçmişte neler
yaşadıkları nasıl gelişip ve değişime uğradıkları ne
gibi evrelerden geçtikleri hakkında bize hızlı çekim
bir film gibi bilgiler akacaktır. İşte bu durum bize
hem uzayın oluşumu hem de gideceğimiz yıldız ve
galaksiler hakkında bilgiler verecektir. Geri dönerken
film geri saracak bu durum zamanda yolculuk değil bir
insanın yaşamış olduğu ve filme aldığı olayların
tekrar seyredilmesi gibi bir şey olacaktır.
Atalarımızın ve daha önceki çağların geçtiği zamanın
dünyasını görebileceğiz. Yani geçmiş zamanın filmini
görür gibi göreceğiz. Bu sayede güneş sistemimizin
nasıl oluştuğunu da görebileceğiz. Çok yüksek hızlarda
yol alırken önümüze çıkabilecek uzayda başı boş
dolaşan meteor ve parçalardan nasıl kurtulacağız.?
Uzayın manyetik haritası bize bunu sağlayacak zira
manyetik alan ışık hızı ile değil anında tüm evrene
hükmetmektedir.
Çok yüksek hızlarda maddeleri çarpıştırarak yeni yeni
maddeler oluşturacağız ve bu maddeler sayesinde çok
sağlam uzay araçları üreteceğiz ve bu zorlukları
aştıkça aracımızın hızını artıracağız. Birde çok
yüksek hızlarda seyreden uzay aracımızdan çıkan ışın
fotonları acaba uzay aracımızın hızını 0 sıfır kabul
ederek saniyede 300 000 km hızla mı? çıkış yapacaklar
yoksa duran bir cisme göre mi? çıkış yapacaklar.
Benim kanaatimce araç ne kadar hızla giderse gitsin
duran bir araç gibi kabul ederek saniyede 300,000 km
hızla araçtan çıkış yaparak hareket edeceklerdir.
HIZ=BİR CİSMİN DİĞER BİR CİSME GÖRE BİRİM ZAMANDAKİ
KONUM DEĞİŞİKLİĞİDİR. İVME= BİRİM ZAMANDAKİ KONUM
DEGŞİKLİĞİNDEKİ FARKTIR. Biz dünyada aracımızla yol
alırken neye göre hız yapıyoruz. Dünya üzerinde ki
konumumuza göre peki hiç güneşe göre veya samanyolu
galaksisine göre veya andromeda galaksisine göre neden
değerlendirmiyoruz. Işık çıktığı ışık kaynağının neye
göre kime göre hareket edip etmediğini bilmesine imkan
yoktur. Işığın kaçış hızı (hızı) çıktığı kaynağın
kütle yoğunluğu arttıkça düşük olacaktır. Yalnız şunu
ayırmak lazım kuasar jetlerinden çıkan maddelerde bir
hıza sahip ve bunlarda ışık gibi özellikler
gösterebilir. Bunların hızı ışığın kat be kat üstünde
olacaktır.
Birde günümüzde uzaya baktığımızda bizden uzaklaşan
veya yaklaşan cisimlerin bize gelen ışınları kırmızıya
veya maviye kayması nedeniyle bizden uzaklaşmakta ve
yaklaşmakta olduğunu biliyoruz. Eğer uzayda hareket
eden cisimlerin hızları ne olursa olsun ışık hızı aynı
olsa idi maviye kayma veya kırmızı ya kayma diye bir
bulguyu bulmamız imkânsız olurdu. Hem iddia edildiği
gibi ışın kaynağa bakmadan her cisimden aynı hızla
kaçıyorsa kara deliklerdeki ışığa bağlı zaman yavaşlar
veya hızlanır teoremini nasıl kurabilirler. Buda bir
çelişki. Bana göre yanlış olan bir olguda ışık hızına
ulaşıldığında zamanın duracağı kavramıdır. Eğer böyle
bir durum söz konusu ise ışık, ışık hızında gittiği
için uzaydaki bütün cisimlerin görüntüleri gerçek
zamanı göstermektedir. Denilmesi gerekirdi. Birde ışık
çeşitli cisimler içinden de aynı hızda geçerdi, Nerden
baksan çelişki. Uzay zamanı ve gözlem zamanı vardır.
Işık kaynaktan çıkıp gözümüze ulaştığında gözlem
zamanı oluşur. Galaksilerden gelen ışınlarda bizi bunu
sağlar. Ama gerçek zaman yani kainat zamanı her yerde
aynıdır ve yaşanmaya, akmaya devam etmektedir. Tüm
evreni kapsayan bir genel görelilik kuramı vardır ve
ne kadar alanı kapsadığı bilinmemektedir.
İyide bunun bize ne faydası var diye bilirsiniz. İşte
bu ışınlarla iletişim sağlanacak nasıl mı?
Hızlandırılmış ışık fotonları sayesinde iletişim
kurulacak. Yani uzay aracından küçük bir ışın
fırlatıcı ayrılacak ve uzay aracının katlarınca
hızlanarak ışınları fırlatacak haberleşme ya bu
şekilde ya da manyetik algılama sayesinde olacaktır.
Başka bir varsayımda ışık ışık hızının katlarınca
hızlandırılıp hedefe gönderilecektir.
Gittiğimiz yerden çıkış noktasına baktığımızda nasıl
görünecek ve geldiğimiz yere nasıl döneceğiz.?
Gittiğimiz yerden geldiğimiz yere baktığımızda
geldiğimiz yerin yıllar önceki halini göreceğiz.(
Örneğin 100.000 ışık yılı – yolda geçen süre =
Bulunduğumuz noktadan geldiğimiz noktaya baktığımızda
geldiğimiz yerin yıllar önceki hali görünecektir. )
Yukarıda bahsettiğim gibi uzay aracımızın ön camına
düşen ışın fotonlarını kayıt ederek dönüş yolunda
kullanacağız. Çünkü bu görüntüler hemen hemen
birbirine çok benzer olacak sadece aradaki fark hangi
istikamete gidiyor isek karşımızdan gelen ışınlar
parlak, geçtiğimiz ışınlar biraz daha az parlak
olacaktır. Yanlara baktığımızda ise bulunduğumuz
ortamın durumunu yansıtacaktır. O yüzden yan
görüntüler gerçek zamanın görüntüleri olduğu için
dünyadaki görüntüsü ile farklılık gösterecektir. Şöyle
ki Biz diyelim ki 100 000 ışık yılı uzaklıkta bir
yıldıza 1 hafta da gidiyoruz. Yolun 4 üncü günü
ortalarında uzay aracımızın yan camından baktığımızda
ne görürüz. Ortamın o anda bulunduğu hali görürüz.
Fakat bulunduğumuz ortamdaki ışınlar dünyaya 50 000
yıl sonra ulaşacağından biz dünyaya göre 50 000 yıl
önceki halini görürüz. Yani şöyle bir örnek
verebiliriz. Diyelim ki ben bu uzay aracı ile yolculuk
yaparken bir cismin veya bir doğa olayının fotoğrafını
çektim. Bu fotoğrafı da evladıma verdim. Bu fotoğraf
nesiler boyu aktarıldıktan sonra bu fotoğraftaki
görüntülerin dünyaya 50 000 yıl sonra geldiği
görülecektir. Yalnız şu ayrıntıya dikkat çekmek
istiyorum yaşanan olayların görüntüleri uzaydadır.
Yaşanacak olayların görüntüleri kesinlikle olamaz. O
yüzden geleceğin nasıl olacağını ancak ALLAH bilir.
Zamanda yolculuk yapılabilir mi? Zamanda yolculuk
hiçbir zaman yapılamaz. Sadece bu tür yolculuklarda
geçmiş zamanın görüntülerine ulaşılabilir. ANCAK
GELECEK ZAMANIN GÖRÜNTÜLERİNE HİÇBİR ZAMAN ULAŞILAMAZ.
Uzay araçları ile yolda gelebilecek felaketlerde
dünyamızda yeni bulunan kıtaların bulunmasında olduğu
gibi elbette insan kaybı açısından yeni felaketler
doğuracaktır ve günümüzde de uzay çalışmalarında insan
zayiatları da olmaktadır.
KAİNAT NASIL YARATILDI ;
Bana göre zaman görecelidir. galaksilerin kütlesine
oranlı olarak metabolizması vardır ve galaksinin
zamanı bana göre budur. hız ve ivmede bir cismin
diğerine göre ölçülmesinden ortaya çıkar. bir foton
tanesi diğerine göre ters istikamette hareket ediyor
ise 2 ışık hızında aynı yönde hareket ediyor iseler
hızı sıfırdır. ışık hızı ile zamanın alakası yoktur.
Tabi ki benim düşünceme göre. (AYNŞTYN DİNİ
DÜŞÜNCELERİNİ BİLİME ALET ETTİĞİ İÇİN ALLAH’IN VAR
OLUP OLMADIĞI KONUSUNDA Kİ ŞÜPHELERİ VAR OLDUĞUNDAN
BELKİDE ZAMANDA YOLCULUĞUN OLMA OLASILIĞINI DÜŞÜNMÜŞ
VE İLİŞKİLENDİRMİŞ OLABİLİR ZATEN BANA GÖRE DE ZAMANDA
YOLCULUK YAPAN BİR VARLIK HER ŞEYE MUKTEDİR OLABİLİR.)
Aynştyan’ın görecelik kuramı bana göre kütlelerin
metabolizma hızları söylemi ile aynıdır. TABİKİ
KÂİNATINDA (YANİ İÇİNDE MİLYARLARCA GALAKSİNİN
BULUNDUĞU EVRENİN) BİR METABOLİZMASI VARDIR. AMA BU
KÂİNATIN METABOLİZMASI HEPSİNİ KAPSADIĞI İÇİN BURADA
ZAMANDA YOLCULUK YAPMAK SAÇMADIR. BELKİ KÂİNATLAR
ARASINDA ZAMAN YOLCULUĞU MÜMKÜNDÜR. ODA DİNİMİZCE
NASIL OLACAĞI AÇIKLANMIŞTIR. ÖLÜNCE……
E= Cismin enerjisi (joule)
m= Cismin kütlesi (kilogram)
c2= Işık hızının karesinin sayısal değeri (kilogram
ile çarpıldığında metre/saniye değeri
kullanılmalıdır).
Okunuşu: Bir madde, 1 kg ise enerjisi 89 875 517 873
681 764 J'dür. E=mc2
BU FORMÜL İLE ZAMANIN NE ALAKASI VAR. ANLAMIŞ DEĞİLİM.
BİRDE ENERJİ FARKLIDIR ZAMAN FARKLIDIR. HEM MADDE
OLMADAN ENERJİ OLAMAZ. KÜTLE ÇEKİM ENERJİDE,
ELEKTROMANYETİK ENERJİDE NÜKLEER GÜÇLÜ VE ZAYIF
ENERJİDE MADDE VARSA VARDIR. BENZETME YAPACAK OLURSAK
HALK OLMADAN DEVLET OLUR MU?
Ayrıca bana göre karanlık madde dedikleri bilinmeyen
enerji galaksiler arasında daha atom oluşumu aşamasını
tamamlamamış veya parlamamış madde yığınları da
olabilir. Bence büyük olasılıkla bu tür maddelerdir.
Atomun atom altı parçacıklarının aşamaları bu yerlerde
vardır. Diye düşünüyorum. Bir atom ne gibi aşamalardan
geçmişte, atom olmuş bu yerleri inceleyerek
gözlemleyerek görebiliriz.
KAMER49 – Muhakkak ki Biz her şeyi bir kaderle, bir
ölçü ile yarattık. (KURAN-I KERİM Suat YILDIRIM meali)
EVRENİN ZAMANI BANA GÖRE TOPLAM KÜTLENİN BİRBİRİ İLE
ETKİLEŞİM HIZIDIR. EVREN NE KADAR BÜYÜKTÜR BENDE
BİLMİYORUM. ZAMAN EN KÜÇÜK İKİ MADDE BİRBİRİ İLE
ETKİLEŞİME BAŞLAYINCA BAŞLAMIŞTIR. NE KADAR ÇOK KÜTLE
BİRBİRİNİ ETKİLERSE O KADAR ZAMAN HIZLI AKAR. YANİ
METABOLİZMA O KADAR HIZLANIR. GALAKSİNİN ZAMANI
FARKLIDIR, GÜNEŞİN ÜZERİNDE ZAMAN FARKLIDIR, DÜNYA
ÜZERİNDE ZAMAN FARKLIDIR AY ÜZERİNDE DE ZAMAN
FARKLIDIR. ZAMAN BULUNDUĞUN YERE GÖRE DEĞİŞİR YANİ
GÖRECELİDİR. Ayrıca galaksi görelilik kuramına göre
de maddelerin kütleleri galaksinin büyüklüğüne göre ve
galaksinin merkezine göre değişmesi gerekir. Yani
galaksinin merkezinde metabolizma daha hızlı işler,
galaksinin merkezinden uzaklaştıkça yavaşlar. HİÇ BİR
ZAMAN SIFIR OLMAZ. Algıladığımız zaman; maddenin
kütlesine ve yoğunluğuna göre olayların metabolizma
hızlarından kaynaklanmaktadır. Zamanı ölçmek içinde
ALLAH AYI VE GÜNEŞİ ÖRNEK GÖSTERMİŞTİR. Zaman
görecelidir.
EN'AM96 – Karanlığı yarıp sabahı ortaya çıkaran O’dur.
Geceyi dinlenmeniz, güneş ve Ay’ı da vakitlerinizi
hesaplamak için O yarattı. İşte bütün bunlar, azîz ve
alîm (mutlak galip ve her şeyi hakkıyla bilen Allah’ın
takdiridir). (KURAN-I KERİM Suat YILDIRIM meali)
Bana göre kâinatın oluşumu atomun en küçük yapı
taşının üç boyutlu simetrik dağılımının yaratılıp
birbiri ile etkileşimi sonucunda atom ve diğer
maddeler süreç içinde ortaya çıkmıştır ve zamanın
başlangıcı da bu noktadadır. BU NOKTA BİR NOKTAMIDIR
YOKSA BİRDEN ÇOK NOKTADAMIDIR BUNU BİLİM
ARAŞTIRMALARLA BULACAKTIR. BİRDE BU ETKİLEŞİM KARANLIK
MADDENİN BULUNDUĞU YERLERE DOĞRU ETKİLEŞİME DEVAM
ETMESİ İLE EVREN BÜYÜYOR. HEM BÜYÜYOR HEM GALAKSİ
MERKEZLERİNE DOĞRU BÜZÜŞÜYOR. YANİ EVREN HEM
GENİŞİLİYOR. HEMDE GALAKSİLERİN MERKEZLERİNE DOĞRU
BÜZÜŞMAKTE OLDUĞU İÇİN BÜYUYOR.
BU NOKTA MADDENİN MADDEYİ ÇEKMESİ İLE TOPLAM
POTANSİYEL ENERJİNİN KİNETİK ENERJİYE YANİ HAREKETE
DÖNÜŞTÜĞÜ ANDIR. KİNETİK ENERJİDE POTANSİYEL ENERJİDE
MADDE VAR OLMADAN OLAMAZ. MADDE YOĞUNLAŞMAYA
BİRBİRİNE YAKLAŞMAYA DEVAM ETTİKÇE DE KİNETİK ENERJİSİ
ARTMAKTADIR. MADDE KÜTLE KAZANMA AŞAMALARINDA ATOMU
ETKİLEYEN KUVVETLERİN MADDEYE OLAN ETKİLERİ DE DEĞİŞİM
KAZANMAKTADIR. YER ÇEKİM KUVVETİ GALAKSİNİN EN DIŞINDA
BİR MADDE İÇİN EN AZ %0 DEĞİL FAKAT ARTI BİR DEĞER
GALAKSİNİN ORTA GÖBEĞİNE EN YAKINKEN DE %100 DEĞİL
FAKAT ÇOK YAKINDIR. BANA GÖRE NE %0 OLMALI NEDE %100
OLMALIDIR. DİĞER KUVVETLERDE GALAKSİNİN DIŞINDAN İÇE
DOĞRU MADDENİN ÇÖKME YOLCULUĞU DEVAM ETTİKÇE DEĞİŞİK
ORANLARDA GÜÇ PAYLAŞIMI SÜRMEKTEDİR. BUNU ÖLÇÜMLER
YAPARAK TESPİT ETMELİYİZ. GALAKSİMİZİN DÜNYA KONUMU
İLE EŞDEĞER BİR YERİNDE OLAN BİR İNSAN 1,75 MT İSE
GALAKSİNİN EN DIŞINDA 20,00 METRE OLABİLİR TABİKİ
METREDE DEĞİŞECEĞİ İÇİN BUNU FARK ETMEYEBİLİRİZ.
FAKAT BULUNDUĞUMUZ YERDEN UZAK GALAKSİLERE
BAKTIĞIMIZDA BUNU GÖRMEMİZ GEREKİR. BEN KUASARLARDA
BULUTSULARDA MERKEZİNDEN UZAKLAŞTIKÇA BU YANSIMALARI
GÖRMEKTEYİM. HEM BU CİSİMLER YETERİNCE KİNETİK
ENERJİYE SAHİP OLMADIĞINDAN IŞIMA YAPMIYORLAR YANSIYAN
IŞIKLARDAN BU OLUŞUMLAR FARK EDİLİYOR. KARANLIK MADDE
DİYE ADLANDIRIYORUZ. BİNG BENG PATLAMASINDAN GELDİĞİ
SANILAN RADYASYON IŞIMASI BANA GÖRE KARANNIK MADDENİN
İLK FOTONU YANİ İLK IŞIMAYI YAPTIĞI ANDIR.
MADDE BİRBİRİ İLE ETKİLEŞİME GİRDİĞİNDE ZAMAN VE KÜTLE
ORTAYA ÇIKAR. Ama etkileşim içine girmemiş olan
maddelerde vardır ve onların etkileşimi de devam
etmekte olduğundan evrenin enerjisi artmaktadır. Bu
büyüme sanıldığı gibi genişleme şeklinde değil
etkileşime giren maddelerin birleşmesi kütle yoğun
hale dönüşmesi sonucunda yerlerini boşluğa terk
etmeleri ile meydana gelmektedir. Bana göre büyük
patlama falan yok ALLAH SONSUZ GÜCÜ İLE KÂİNATIN HER
YERİNDE MADDEYİ YARATTI VE İLETİŞİME GEÇMELERİNİ
EMRETMESİ İLE AŞK (BİRLEŞME) BAŞLADI. SONUMUZ DA
AYRIŞMA NETİCESİNDE MEYDANA GELECEK. YANİ KİN VE
NEFRET İNSANLARI AYRIŞTIRIR YOK EDERSE KAİNATINDA YOK
EDİLMESİ AYRIŞMA YANİ MADDENİN BİRBİRİNDEN UZAKLAŞMASI
İLE MEYDANA GELECEK Maddelerin birleşmeleri sonucunda
yıldızlar galaksiler ve tüm bu sistem ortaya çıktı ve
geniş uzay boşlukları oluştu. Aslında galaksiler
bizden uzaklaşmıyor. Biz dünya ve güneş sistemi
samanyolu galaksi merkezine doğru yaklaşmaktayız. Yani
evrendeki bütün galaksilerde olduğu gibi içe çökme
bizim samanyolu galaksimizde de devam ediyor.
GALAKSİNİN MERKEZİNE DOĞRU BÜZÜŞME IŞIKTAN HIZLI HALE
GELDİĞİNDE YILDIZLARIN IŞIKLARI BİZE ULAŞMAYACAĞI İÇİN
YILDIZLARIN IŞIĞI SÖNDÜĞÜ ZAMAN KIYAMET KOPACAKTIR.
TABİ BİZİM GALAKSİMİZ İÇİN.
KÂİNATIN YAŞI 13,5 MİLYAR, BİLİNEN UZAYIN GENİŞLİĞİ
İSE 156 MİLYAR IŞIK YILI ÇAPINDA, BUNDA BİR GARİPLİK
VAR. 1 saniyede bir madde 156 milyar yıl nasıl yol
alırda uzayda homojen bir şekilde simetrik olarak
dağılır. Hadi diyelim aldı. Uzay orda son mu? Buluyor.
Belki de 156 milyar yıl daha gitmek lazım. Hem büyük
patlama doğru ise bu benimde işime yarar demek madde
yeterince sıkıştırılırsa ışık hızı katlarınca
hızlanarak uzaya yayılmış demektir ki o zamanda ışık
hızı sabiti diye uydurdukları teoriyi kendileri
çürütüyor demektir.
Bazıları da büyük patlama ile birlikte galaksiler
oluşmaya başladı ve o nedenle galaksiler uzaklaşıyor
diyor. Buda doğru ise 13,5 milyar ışık yılı uzaklıkta
galaksi olmaması gerekir. Haddi diyelim ki ışık madde
hangi istikamete giderse gitsin saniyede 300.000 km
yol alır mantığı ile çelişki çelişki çelişki. Biri
doğru budur diyor. Diğerleri he diyor. Aksini dese
diyecekler ki ne biçim fizikçi.
Yeterince kütle yoğunluğa ulaşmış galaksilerin
merkezinde, ışığın kaçış hızı ile kaçamadığı kara
delikler vardır. Kara deliklerin kütle çekimi
sayesinde uzak galaksi ve yıldızların ışınlarının
buradan geçerken kırılması sayesinde görmekteyiz.
Birde kara deliğin merkezinden çıkan ışınlar bize geç
geldiği için kara delik olarak görmekteyiz. Kara
delikler oluşunca bazılarında çift taraflı veya tek
taraflı jetleri de oluşmakta, bu jetler maddeyi uzaya
savurduğu için etkin tepki prensibine göre galaksi
uzayda yol almaktadır. Kim bilir bu galaksilerin
jetlerinden çıkan maddeleri kaç ışık hızı ile uzaya
göndermektedir. KARA DELİK BİR TARAFA DOĞRU GİDİYOR
İSE KARA DELİK 2 BOYUTLU RESİM GİBİ GÖRÜNTÜ
VERMEKTEDİRLER. BİRDE DOPLER ETKİSİ KARA DELİKLERDE
ÇOK ETKİLİDİR VE HER AŞAMASI BU PRENSİP DAHİLİNDE
İNCELENMELİDİR. SAMANYOLU GALAKSİMİZE ÇOK UZAKLARDAN
13 MİLYAR IŞIK YILI UZAKTAN BAKAN BİR GÖZLEMCİ
galaksimizin ortasında DEVASA BİR KARA DELİK GÖRÜYOR
DA OLABİLİR. Çünkü SAMANYOLU GALAKSİSİNİN MERKEZİ BİZE
50.000 IŞIK YILI UZAKLIKTA OLAY UFKUNA GİRMEMİŞ TAM
MERKEZİNDEKİ BİR IŞIN FOTUNU BİZE DAHA YENİ GELMİŞSE
BİR KARADELİK OLDUĞUNU GÖZLE GÖREMEYEBİLİRİZ. BAŞKA
BİR ÖRNEKTE 10.000 YIL ÖNCE BİZE ULAŞMIŞ GEÇMİŞTE
OLABİLİR. BELKİDE 1 MİLYAR YILDA GEÇMİŞ OLABİLİR.
GALAKSİMİZİN MERKEZİNDEKİ KARA DELİK GÖZLEMCİNİN
YERİNE VE HIZINA GÖRE DEĞİŞİKLİK ARZ EDECEKTİR.
KARA DELİKLER BİZE ÇOK UZAKTA OLDUKLARINDAN
MERKEZLERİNE YAKIN OLAN (OLAY UFKU) YERLERDEN ÇIKAN
IŞINLARIN HIZLARI YAVAŞ OLACAĞI İÇİN BİZE
ULAŞMADIKLARIDA BİR GERÇEKTİR. BU DEMEK OLUYORKİ KARA
DELİĞE YAKLAŞTIKÇA OLAY UFKUNUN ÇAPI KÜÇÜLMEYE
BAŞLAYACAKTIR. ÇÜNKÜ (BİZİM HIZIMIZ + BİZE YAKLAŞMAKTA
OLAN OLAY UFKU FOTON HIZI) = TOPLAM HIZ BİZE BUNU
SAĞLAR. KARA DELİKTEN BİZ UZAKLAŞMAYA BAŞLADIKÇADA
TERSİ OLACAK KARADELİĞİN ÇAPI BÜYÜYECEKTİR. BUNU
UZAYDA YOLCULUK YAPARKEN İLERDE ÖLÇEBİLİRİZ. BİZE
YAKLAŞAN VEYA UZAKLAŞAN GALAKSİLERDE DE
GÖZLEMLEYEBİLİRİZ. BU YÖNDE ÖLÇÜMLER YAPTIĞIMIZDA
BENİM HAKLILIĞIMDA ORTAYA ÇIKACAK. BELKİDE KARA DELİĞE
DOĞRU YOLCULUK YAPARKEN DELİĞİN İÇİNE DÜŞENE KADAR
KARA DELİK OLDUĞUNUN FARKINA BİLE VARAMAYABİLİRİZ.
ÇÜNKÜ FARK ETTİĞİMİZDE IŞIK GİBİ KAÇAMAYABİLİRİZ.
Belki de bu galaksilerin tek taraflı jetleri
güçlendikçe ışık hızında dahi yol alabileceklerdir.
Belki de ışık hızında yol alanları bile vardır. Hem
bu şekilde galaksiler uzayda yüksek hızlarda dolaşarak
etkileşime girmemiş olan maddeler ile hem de diğer
maddeleri toplayarak kütleleri artmaktadır. Bu sayede
uzay temizlenmektedir. Diğer galaksiler ile de
çarpışarak yeni oluşumlara da neden olmaktadırlar.
IŞIK HIZI İLE GİDEN BİR ARAÇTAN GERİ İSTİKAMETE BİR
IŞIN İLE BİRLİKTE BİR BİLGİ IŞIK HIZINDA BIRAKILIR İSE
O BİLGİYİ BİRİLERİ BULANA KADAR VEYA ETKİLEŞİME GİRENE
KADAR ORDA DURACAKTIR. (EVRENE GÖRE KONUMUNU BU ARACIN
SIFIR KABUL EDERSEK Kİ BU MÜMKÜN DEĞİLDİR. ÖLÇMEKTE
İMKANSIZDIR.) KARA DELİKLERDE GERÇEKLEŞEN OLAY UFKUDA
TAM DA BUDUR. KARA DELİĞİN ÇEKİM GÜCÜ İLE IŞIGIN KAÇIŞ
GÜCÜ DENKTİR. IŞIĞIN KAÇIŞ HIZI SANİYEDE ARTI DEĞER
OLARAK HAREKET ETMEYE BAŞLADIĞINDA OLAY UFKU GÖRÜNMEYE
BAŞLAR. ZAMANLA FELAN ALAKASI YOKTUR. BİR NESNE OLAY
UFKUNU GEÇMEDEN ÖNCEDE O NESNEDEN ÇIKAN IŞINLARIN
HIZLARI AZ OLACAĞINDAN NESNE KIRMIZIYA KAYARAK OLAY
UFKUNUN BİTTİĞİ YERDE YOK OLUR.
EVREN VE ZAMAN NE EĞİLMEKTE NEDE BÜKÜLMEKTEDİR.
EVRENİN ZAMANI HER YERDE AYNI OLARAK GEÇMEKTEDİR. KARA
DELİKTE OLAN BİTEN SADECE FİLMİN YAVAŞ VEYA HIZLI
SEYREDİLMESİ GİBİ BİRŞEYDİR. KARA DELİGE DÜŞEN NESNE
HIZLANARAK YOLUNA DEVAM EDERKEN ATOMLARI FİZİK
KURALLARI İÇİNDE MERKEZİNE DOĞRU İLERLERKEN
YOĞUNLAŞMAYA VE METABOLİZMASI HIZLANMAYA DEVAM EDER.
BU SÜREÇ YA KUASAR GİBİ BİR NETİCEYE VARIR YA DA
PATLAR. BÜTÜN MADDE UZAYA SAÇILIR SÜREÇ YENİDEN
BAŞLAR. ESASINDA BU SÜREÇ ZERREDEN BÜTÜNE DOĞRU OLAN
BİR ÇÖKME OLAYIDIR. UZAY MADDENİN KÜMELENMESİNDEN
DOLAYI BÜYÜYORMUŞ GİBİ BİR İZLENİM BIRAKMAKTADIR. YANİ
ATOM BÜZÜŞMEKTEDİR. YANİ MADDENİN EN YOĞUN OLDUĞU
YERDE EN KÜÇÜKTÜR MADDENİN YOĞUNLUĞUNUN EN AZ OLDUĞU
YERDE DE ATOM BİLE DEĞİLDİR. BİRLEŞMEYE BAŞLADIKÇA
ATOMUN ALT BİLEŞİKLERİNDEN BAŞLAYARAK İLK ÖNCE ATOMU
DAHA SONRADA SIRASIYLA ELEMENTLERİ OLUŞTURUR. BENCE BU
MADDENİN HALLERİ GİBİ ATOMUN HALLERİNDEN BAŞKA BİRŞEY
DEĞİLDİR. BU ATOMUN HALLERİNİ BİLİM İLERLEDİKÇE
BULACAĞIZ. UZAYDAKİ OLAYLARDA BU ATOMUN HALLERİNİ BİZE
GÖSTERMEKTEDİR. EVREN BÜYÜMÜYOR BİZ KÜÇÜLÜYORUZ.
CİSMİN MERKEZİNDE METABOLİZMA EN HIZLI SEVİYEDEDİR. EN
DIŞTA İSE EN AZ. SEVİYEDEDİR. DÜNYA İÇİN BUNU
İNCELERSEK DUNYANIN MERKEZİNE YAKLAŞTIKCA METABOLİZMA
HIZLANACAĞI İÇİN SAAT DAHİL HER ŞEY DAHA HIZLI HAREKET
EDER, DÜNYADA VE UYDULARDA ATOM SAATİ İLE ÖLÇÜLEN
ZAMAN FARKLI İSE BU NEDENDEN DOLAYIDIR. ATOM SAATİNİ
ATOMUN İÇİNDE BULUNDUĞU KOŞULLARA GÖRE DEĞERLENDİRMEK
GEREKİR. ATOMLARIN KÜTLE ÇEKİMİ BİRBİRLERİNİ DAHA
FAZLA ETKİLER. AMA BİZ SADECE DÜNYA İÇİNDE DEĞİLİZKİ
EN YAKINIMIZDA DEVASA GÜNEŞ VAR. BİRDE GALAKSİMİZ VAR.
BUNLARINDA DUNYADAKİ HER ATOMA UYGULADIKLARI BİR
ENERJİ VARDIR. İZAFİYET TEORİSİNE GÖRE GALAKSİMİZİ ELE
ALIRSAK EN DIŞ HALKASINDA YAŞLANMA YANİ METABOLİZMA EN
AZ SEVİYEDE OLACAKTIR. AMA SİZE TAVSİYEM DAHA KÜÇÜK
BİR GÜNEŞ İLE DAHA KÜÇÜK BİR DÜNYA BULMANIZI TAVSİYE
EDERİM. 70 YILLIK ÖMRÜNÜZ GÜNEŞ SİSTEMİNDE BULUNAN
DUNYADAKİ İNSANA GÖRE 140 YIL OLACAKTIR. HEM DÜNYADA
HEMDE 140 YIL YAŞADIĞINIZ YERDE ZAMAN AYNI AKMIŞTIR
SADECE OLAN SİZİN METEBOLİZMANIZ AĞIR ÇEKİM GİBİ
YAŞADIĞI İÇİN DAHA UZUN SÜREDE YAŞLANMANIZDAN BAŞKA
BİRŞEY DEĞİLDİR. ZAMANIN HIZI YAŞANANLARI ETKİLEMEZ.
AĞIR ÇEKİM YAŞAM VARSA AĞIR ÇEKİMİ ALĞILAYAN
ALGILARIMIZ VAR. YANİ SİZİNDE BENİM DE ALGILADIGIMIZ
ZAMAN DA GÖRECELİDİR. AMA DÜNYAYA GELDİĞİNİZDE
YAŞITLARINIZ ÖLMÜŞ VE ONLARIN TORUNLARI İLE AYNI
METABOLİK YAŞLARDA OLMUŞ OLURSUNUZ, AMA KÂİNATIN
ZAMANINDA DEĞİŞEN BİRŞEY OLMAZ. YANİ 140 YIL GEÇMİŞ
OLUR.
ZAMAN VE MEKAN NE EGİLİR NEDEN BÜKÜLÜR. BEN SİZE
SÖYLEYEYİM. GEÇMİŞ ZAMANLARDA ANILARIMIZI
ÖLÜMSÜZLEŞTİRMEK İÇİN ÇEKTİĞİMİZ RESİMLER 2 BOYUTLUDUR
İŞTE ONLARI BÜKEBİLİRİZ. İŞTE O RESİMLERE BAKTIĞIMIZDA
O ZAMANIN ANILARI İLE DUYĞULANDIĞIMIZDA ZAMAN EĞİLİR
GEÇMİŞE GİDERİZ. GEÇMİŞE SADECE FOROGRAF VE VİDEOLARDA
GİDİLİR, GELECEĞİN ASLA FOTOĞRAFI DAHİ OLAMAZ.
Şimdi bazı insanlar ışınlanmadan bahsetmektedirler. Bu
ışınlanmanın hızı neye göre olacak hiç düşünmüyorlar.
Şöyle ki Elektrik hızına göre mi? Radyo sinyallerine
göre mi? neye göre hepsinin de bir hızı var ve aşağı
yukarı ışık hızına yakın veya iki misli diyelim ve
örnek verelim. Yani biz ışınlanacağız ve 100 milyar
ışık yılı uzaklıkta bir yere 50 milyar ışık yılı
sonramı varacağız. Yolda giderken başımıza neler
gelecek acaba tek bütün olarak mı varacağız. 50 milyar
yılda ne yenip ne içilecek vardığımız yer şu anda
gördüğümüz yer mi? olacak. Bir çok soru insanın aklına
geliyor. Belki ışınlanma MADDENİN DOLAŞIKLIK ÖZELLİĞİ
KULLANILARAK KISA MESAFELERDE KULLANILABİLİR OLABİLİR
UZUN MESAFEDE OLABİLMESİ İÇİN IŞIK HIZININ KATLARINCA
HIZ YAPAN BİR ARAÇLA GİDİP ORDA O SİSTEMİN ALICI
VERİCİSİNİ KURMAK GEREKİR. BUNUN İÇİNDE YİNE IŞIK
HIZININ KATLARINCA UZAYDA YOL ALAN ARAÇLARA İHTİYAÇ
VAR.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma