Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam Dostlar
Hz. İsa geri gelmeyecek. Birilerini haklı çıkarma adına onun tekrar dünyaya geleceğini ispatlamaya çalışanlar Kur’an ayetlerinden birkısmını nedense bile bile es geçiyorlar.
Hem Hz. İsa’nın yeniden dünyaya geleceğini sözde Kur’an ile ispatlayan bu kişiler ayrıca Mehdinin de geleceğini yine Kur’an ayetleriyle ispatlamak zorundalar. Bu da yetmez bu iki zatın büyük bir savaş vereceğini iddia ettikleri Deccalin geleceğini de yine Kur’an ayetlerinden bulup göstermek mecburiyetindeler. Bunun yanında Hz. İsa ve Mehdinin Deccalle yapacağı savaştan sonraki Altınçağ dönemine ait işaretleri de yine Kur’andan bulup göstermeleri gerekiyor. Yani Hz. İsa bahsinde laf edenler işin içinden böyle kolayca sıyrılamazlar. Senaryodaki tüm fertleri, varlıkları ve olayları Kur’andan ispatlamaları mecburidir. Ancak böylece ortaya inandırıcı ve tutarlı bir söylem çıkmış olacaktır.
Üstte de değindiğim gibi birileri işlerine gelen bir iki ayeti alıyor ve ona göre yorum üretip sözde haklılığını ispatlıyor. Bunu göremeyen(!) muhataplarını da cahillikle vs. suçluyor.
Bu birilerinin iddiası şu: Hz. İsa ile alakalı olan ve içinde VEFAT kavramı geçen ayetlerde ayrıca MEVT kavramı geçmiyor. Bu yüzden buradaki VEFAT bildiğimiz anlamda ölüm değildir.
Şimdi ilgili ayete bakalım:
Ali İmran 55. İz kalellahü ya iysa inni müteveffike ve rafiuke ileyye ve mütahhiruke minellezine keferu ve cailüllezinettebeuke fevkallezine keferu ila yevmil kiyameh, sümme ileyye merciuküm fe ahkümü beyneküm fima küntüm fihi tahtelifun
Ali İmran 55. Allah şunu da demişti: “Ey İsa, senin canını alacağım, seni kendime yükselteceğim; seni, inkar edenlerden uzaklaştırıp arındıracağım.Ve sana uyanları, inkar edenlerin, kıyamete kadar üstünde tutacağım.Sonra bana olacak dönüşünüz; tartışıp durduğunuz şeyler hakkında aranızda ben hüküm vereceğim.”
Bu birileri iddialarına destek mahiyetinde şu iki ayeti öne sürüyorlar:
Enam 60. Ve hüvellezi yeteveffaküm bil leyli ve ya'lemü ma cerahtüm bin nehari sümme yeb'asüküm fihi li yukda ecelüm müsemma sümme ileyhi merciuküm sümme yünebbiüküm bi ma küntüm ta'melun.
Enam 60. O, odur ki, geceleyin sizi öldürür. Gün boyunca neler yapıp neler kazandığınızı bilir. Sonra, belirlenmiş süre işletilip tamamlansın diye, gün içinde sizi diriltir. Nihayet O'nadır dönüşünüz. Sonra, yapıp ettiklerinizi size haber verecektir.
Zümer 42. Allahü yeteveffel enfüse hiyne mevtiha velleti lem temüt fi menamiha fe yümsikülleti kada aleyhel mevte ve yürsilül uhra ila ecelim müsemma inne fi zalike le ayatil li kavmiy yetefekkerun.
Zümer 42. Allah, canları, ölümleri sırasında alır, ölmeyenleri de uykuları sırasında. Sonra, haklarında ölüm hükmü verdiklerimi alıkoyar; ötekileri, belirlenen bir süreye kadar salıverir. Bunda, iyice düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.
Üstteki ayetleri baz alan zevat şunu söylüyor: İlk ayette de aynen Hz. İsa ile alakalı olan ayetteki gibi VEFAT kavramı yanı sıra MEVT kavramı kullanılmıyor. Ve konu uyku olduğu için Hz. İsa’da bir nevi uyku haline geçirilmiştir. Bir müddet sonra da bu uyku fazından çıkarılacaktır. Böylece dünyaya nüzul edecektir. İkinci ayette ise konu çok daha net olarak anlaşılmaktadır. Zümer 42’de görüldüğü gibi kişi uyku sırasında VEFAT ettirilir ama ÖLMEZ.
Bu şahıslar iddialarını şöyle sürdürüyor: Bildiğimiz anlamda ÖLÜM MEVT kelimesi ile ifade edilir. VEFAT kavramının bu bilinen anlamdaki ÖLÜM=MEVT ile eşdeğer olabilmesi için bu iki kavramın birlikte kullanılması zaruridir. Şimdi bu iddiaya dayanak teşkil ettiği söylenilen ayetlere bakalım:
Enam 61. Ve hüvel kahiru fevka ibadihi ve yürsilü aleyküm hafezah hatta iza cae ehadekümül mevtü teveffethü rusülüna ve hüm la yüferritun.
Enam 61. Kulları üzerinde egemenlik sahibi Kaahir'dir O. Üzerinize koruyucular gönderir. Nihayet ölüm birinize geldiğinde, elçilerimiz onu vefat ettirirler. Ne vaktinden önce iş yaparlar onlar ne de vaktinden sonra.
Nisa 15. Vellati ye'tinel fahişete min nisaiküm festeşhidu aleyhinne erbeatem minküm fe in şehidu fe emsikuhünne fil büyuti hatta yeteveffahünnel mevtü ev yec'alellahü lehünne sebila.
Nisa 15. Kadınlarınızdan eşcinsellik/sevicilik yapanlara karşı içinizden dört tanık getirin; eğer tanıklık ederlerse o kadınları, ölüm canlarını alıncaya ya da Allah kendileri için bir yol açıncaya kadar evlerde tutun.
Evet bu iki ayette VEFAT kavramı MEVT kavramı ile birlikte kullanıyor. Fakat dikkat edilmesi gereken en önemli nokta MEVT kavramının VEFAT kavramı yerine kullanılmadığıdır. VEFAT canın/ruhun/özbenliğin alınması/kabzedilmesi iken MEVT hayatın son bulmasıdır. Ayrıca VEFAT kavramı sadece insanoğlu için kullanılır. Örneğin hayvanlar yada bitkiler için “vefat etti” denilmez. Ama MEVT kavramı genelgeçer bir kavramdır. Örneğin hayvanlar için de “öldü” deriz.
Dolayısıyla Rabbimiz ayetlerde VEFAT kavramını kullanmışsa bu RUHUN (genel kabul böyle olduğu için RUH yazıyorum siz adına ne derseniz işte o varlığın) bizden alınmasını ifade eder.
Enam 60’ta ve Zümer 42’de bahsedilen durum da bundan farklı değildir. Rabbimiz Ruhumuzu alıyor, bir nevi VEFAT ettiriyor ve sabah olduğunda dilerse Ruhumuzu iade ediyor. Dilemezse MEVT gerçekleşiyor.
Şimdi sadece bu Enam 60’taki ve Zümer 42’deki “istisnai husus” baz alınıyor ve konu Hz. İsa’ya da uyarlanıyor. Ve deniliyor ki; Enam 60’ta nasıl ki VEFAT sonrasında uyanma sözkonusu o halde Hz. İsa ile ilgili ayette de (Ali İmran 55) VEFAT sonrası uyanma sözkonusu olacaktır. Nereden nereye bağlantı kuruluyor. Halbuki Rabbimiz bir zamanlar İncil’le nasıl ki insanlara adı Ahmed olacak birini açıkça müjdelemişse bunun aynısını Kur’anda İsa adına yapamaz mıydı? Ama yapmamış. Allah bu “pek mühim” mevzuyu böyle (haşa) sürüncemede bırakır mı? Birçok konuda ayrıntılı açıklama yapan Rabbimiz Hz. İsa’nın dünyaya yeniden geleceği konusunda bırakın ayrıntıyı tek bir kelam bile etmemiş. Yapılan değerlendirmeler sadece yorumlardan ibaret. Vefat kavramına kafayı takarak varılan bir takım zorlama sonuçlardan başka elde ne var?
Bu zorlama yorumları yapanlar diğer ayetlerde VEFAT kavramının (yanısıra MEVT kavramı geçmeksizin) ÖLÜM anlamında kullanıldığını nedense görmezlikten geliyorlar.
Aşağıdaki tüm ayetlerde sadece VEFAT kavramı geçiyor. Ve bu ayetlerin tamamında VEFAT=ÖLÜM.
Sözün özü 20’den fazla ayeti bir bütün olarak incelediğimizde gerek VEFAT kavramı gerekse MEVT kavramı sonuçta Türkçemizde de doğru olarak kullandığımız gibi Ruhumuzun alınarak hayatımızın son buldurulmasını yani ölümü ifade ediyor.
Secde 11. Kul yeteveffaküm melekül mevtillezi vükkile biküm sümme ila rabbiküm türceun.
Secde 11. Söyle onlara: "Size vekil edilen ölüm meleği canınızı alır, sonra doğrudan doğruya Rabbinize döndürülürsünüz."
Nisa 97. İnnellezine teveffahümül melaiketü zalimi enfüsihim kalu fime küntüm kalu künna müstad'afine fil ard kalu e lem tekün erdullahi vasiaten fe tühaciru fiha fe ülaike me'vahüm cehennem ve saet mesiyra
Nisa 97. Melekler, öz benliklerine zulmetmiş olanların canlarını alırken, onlara şöyle dediler: "Neredeydiniz siz?" Cevap verdiler: "Yeryüzünde ezilip horlananlardandık biz." Melekler dediler ki: "Allah'ın yeryüzü geniş değil miydi ki orada bir yerden bir yere göçesiniz?" İşte böylelerinin varacağı yer cehennemdir. Ne kötü dönüş yeridir o!
Muhammed 27. Fe keyfe iza teveffethümül melaiketü yadribune vücuhehüm ve edbarahüm
Muhammed 27. Melekler onların yüzlerine ve sırtlarına vurarak canlarını alacakları zaman, bakalım nasıl olacak?!
Maide 117. Me kultü lehüm illa ma emarteni bihi eni'büdüllahe rabbi ve rabbeküm ve küntü aleyhim şehidem ma dümtü fihim felemma teveffeyteni künte enter rakiybe aleyhim ve ente ala külli şey'in şehid
Maide 117. "Onlara, senin bana emrettiğin şu sözden başka bir şey söylemedim: 'Benim Rabbim ve sizin de Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin.' İçlerinde olduğum sürece üzerlerine tanıktım. Sen beni vefat ettirince üzerlerine yalnız sen gözetleyici oldun. Ve sen zaten her şey üzerinde bir Şehîdsin, bir tanıksın."
Yunus 46. Ve imma nüriyenneke ba'dallezi neidühüm ev neteveffeyenneke fe ileyna merciuhüm sümmellahü şehidün ala ma yef'alun.
Yunus 46. Onların vaat ettiğimizin bazısını sana göstersek de seni vefat ettirsek de dönüşleri bizedir. Sonunda Allah, işlemiş olduklarına tanıklık edecektir.
Rad 40. Ve im ma nüriyenneke ba'dallezi neidühüm ev neteveffeyenneke fe innema aleykel belağu ve aleynel hisab
Rad 40. Ya onlara vaat ettiğimiz şeylerin bir kısmını sana gösteririz yahut da seni vefat ettiririz. O halde tebliğ etmek sana, hesap sormak bize düşer.
Mümin 77. Fasbir inne va'dellahi hakk fe imma nüriyenneke ba'dallezi neidühüm ev neteveffeyenneke fe ileyna yürceun.
Mümin 77. Sen sabret! Çünkü Allah'ın vaadi haktır. Onları tehdit ettiğimiz şeyin bir kısmını belki sana gösteririz, belki de seni vefat ettiririz. Sonunda onlar bize döndürülecekler.
Enfal 50. Ve lev tera iz yeteveffellezine keferul melaiketü yadribune vücuhehüm ve edbarahüm ve zuku azabel hariyk.
Enfal 50. Bir görseydin o küfre sapanları! Melekler canlarını alırken onların yüzlerine ve arkalarına vuruyorlardı: "Yangın azabını tadın."
Yunus 104. Kul ya eyyühen nasü in küntüm fi şekkim min dini fe la a'büdüllezine ta'büdune min dunillahi ve lakin a'büdüllahellezi yeteveffaküm ve ümirtü en ekune minel mü'minun.
Yunus 104. De ki: "Ey insanlar, benim dinimden kuşkuda iseniz, ben sizin Allah'ın berisinden kulluk ettiklerinize kulluk etmeyeceğim. Tam aksine ben, sizin canınızı alacak olan Allah'a kulluk edeceğim. Bana, müminlerden olmam emredildi.
Nahl 70. Vallahü halekaküm sümme yeteveffaküm ve minküm mey yüraddü ila erzelil umuri li keyla ya'leme ba'de ilmin şey'a innellahe alimün kadir.
Nahl 70. Allah sizi yarattı, sonra sizi vefat ettirecek. İçinizden bazıları, ömrün en basit ve düşük noktasına geri çevirilir ki, bir ilimden sonra hiçbir şey bilmez olsun. Allah Alîm'dir, Kadîr'dir.
Ali İmran 193. Rabbena innena semi'na münadiyey yünadi lil imani en aminu bi rabbiküm fe amenna, rabbena fağfir lena zünubena ve keffir anna seyyiatina ve teveffena meal ebrar.
Ali İmran 193. "Ey Rabbimiz! Bir çağırıcının, 'Rabbinize inanın!' diye imana çağırdığını işittik ve iman ettik. Ey Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla bizim. Kötülüklerimizin üstünü ört ve bize iyilerle birlikte ölmek nasip et."
Araf 126. Ve ma tenkimü minna illa en amenna bi ayati rabbina lemma caetna rabbena efriğ aleyna sabrav ve teveffena müslimin.
Araf 126. "Sen bizden, sırf Rabbimizin ayetleri bize gelince, onlara iman ettiğimizden ötürü intikam alıyorsun. Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır. Canımızı müslümanlar olarak al."
Yusuf 101. Rabbi kad ateyteni minel mülki ve allemteni min te'vilil ehadis fatiras semavati vel erdi ente veliyyi fid dünya vel ahirah teveffeni müslimev ve elhikni bis salihiyn.
Yusuf 101. "Rabbim, sen bana mülk ve saltanattan bir nasip verdin. Olayların ve düşlerin yorumundan bana bir ilim öğrettin. Ey gökleri ve yeri yaratan! Benim dünyada da âhirette de Velî'm sensin. Beni müslüman/sana teslim olmuş olarak öldür ve beni barışsever hayırlı kullar arasına kat."
Mümin 67. Hüvellezi halekaküm min türabin sümme min nutfetin sümme min alekatin sümme yuhricüküm tiflen sümme li teblüğu eşüddeküm sümme li tekunu şüyuha ve minküm mey yüteveffa min kablü ve li teblüğu ecelem müsemmev ve lealleküm ta'kilun.
Mümin 67. O O'dur ki; sizi önce topraktan, sonra bir spermden, sonra bir embriyodan yarattı. Sonra sizi bebek olarak annelerinizin karnından çıkarıyor, sonra güçlü çağınıza ulaşasınız ve nihayet ihtiyarlar olasınız diye sizi yaşatıyor. İçinizden bir kısmı daha önce vefat ettiriliyor. Tüm bunlar, belirlenen bir süreye ulaşasınız ve aklınızı işletesiniz diyedir.
Bakara 234. Vellezine yüteveffevne minküm ve yezerune ezvacey yeterabbasne bi enfüsihinne erbeate eşhüriv ve aşra, fe iza belağne ecelehünne fe la cünaha aleyküm fima fealne fi enfüsihinne bil ma'ruf, vallahü bi ma ta'melune habir.
Bakara 234. İçinizden ölüp de geriye zevceler bırakanların bu eşleri, dört ay on gün kendi başlarına beklerler. Sürelerini tamamladıklarında kendilerince uygun gördüklerini örfe uygun biçimde yapmalarında sizin için bir sakınca yoktur. Allah, yapmakta olduklarınızdan gereğince haberdardır.
Bakara 240. Vellezine yüteveffevne minküm ve yezerune ezvaca, vesiyyetel li ezvacihim metaan ilel havli ğayra ihrac, fe in haracne fe la cünaha aleyküm fi ma fealne fi enfüsihinne mim ma'ruf, vallahü aziyzün hakiym.
Bakara 240. İçinizden ölüp de geriye eşler bırakan erkekler, eşlerinin evden çıkarılmaksızın bir yıla kadar geçimlerinin sağlanmasını vasiyet etsinler. Eğer kendileri çıkarlarsa, onların kendileri için yararlı gördüklerini yapmaları yüzünden size bir günah yoktur. Allah Azîz'dir, Hakîm'dir.
Nahl 28-32. Ellezine teteveffahümül melaiketü zalimi enfüsihim fe elkavüs seleme ma künna na'melü min su' bela innellahe alimüm bima küntüm ta'melun. Fedhulu ebvabe cehenneme halidine fiha fe lebi'se mesvel mütekebbirin. Ve kiyle lillezinettekav maza enzele rabbüküm kalu hayra lillezine ahsenu fi hazihid dünya haseneh ve le darul ahirati hayr ve le ni'me darul müttekiyn. Cennatü adniy yedhuluneha tecri min tahtihel enharu lehüm fiha ma yeşaun kezalike yeczillahül müttekiyn. Ellezine teteveffahümül melaiketü tayyibine yekulune selamün aleykümüdhulül cennete bima küntüm ta'melun
Nahl 28. Öz benliklerine zulmedip durdukları bir sırada, meleklerin vefat ettirdikleri kişiler şöyle diyerek teslim bayrağını çekerler: "Biz hiçbir kötülük yapmıyorduk." İş hiç de öyle değil. Allah, sizin yapmakta olduklarınızı çok iyi bilmektedir. Hadi girin cehennem kapılarından; sürekli kalacaksınız orada. Gerçekten kötü yermiş kibre sapanların barınağı. Korunup sakınanlara, "Rabbiniz ne indirdi" dendiğinde şöyle dediler: "Hayır indirdi." Bu dünyada güzel düşünüp güzel davrananlara güzellik vardır. Sonsuzluk yurdu elbette ki daha hayırlıdır. Gerçekten ne güzelmiş takva sahiplerinin yurdu! Adn cennetleri... Girecekler içlerine. Altlarından ırmaklar akacak. Orada diledikleri şey kendilerinin olacak. Allah, korunup sakınanları işte böyle ödüllendirir. Melekler, canlarını temiz insanlar olarak aldıklarına şöyle derler: "Selam size, yapıp ettiklerinize karşılık olarak girin cennete."
Hacc 5. Ya eyyühen nasü in küntüm fi raybim minel ba'si fe inna halaknaküm min türabin sümme min nutfetin sümme min alekatin sümme mim mudğatim muhallekativ ve ğayri muhallekatil li nübeyyine leküm ve nükirru fil erhami ma neşaü ila ecelim müsemmen sümme nuhricüküm tiflen sümme li teblüğu eşüddeküm ve minküm mey yüteveffa ve minküm mey yürüddü ila erzelil umüri li keyla ya'leme mim ba'di ilmin şey'a ve teral erda hamideten fe iza enzelna aleyhel maehtezzet ve rabet ve embetet min külli zevcim behic.
Hacc 5. Ey insanlar! Ölümden sonra dirilme konusunda kuşku içinde olabilirsiniz. Ama şu bir gerçek ki, biz sizi bir topraktan, sonra bir spermden, sonra bir embriyodan/döllenmiş bir karışımdan, sonra ne olduğu kısmen belirli, kısmen belirsiz bir et parçasından yarattık ki, size açık-seçik beyanda bulunalım. Ve sizi rahimlerde, belirlenen bir süreye kadar dilediğimiz şekilde bekletiyoruz. Sonra sizi bir çocuk olarak çıkarıyoruz. Daha sonra da tam kuvvetinize ulaşmanızı sağlıyoruz. Bununla birlikte içinizden bir kısmı öldürülüyor, yine içinizden bir kısmı ilimden sonra bir şey bilmesin diye ömrün en basit ve düşük noktasına geri gönderiliyor. Yeryüzünü de sönmüş kül halinde görürsün. Nihayet onun üzerine suyu indirdiğimizde titrer, kabarır ve her güzel/bereketli çiftten bir şeyler bitirir.
__________________ Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
|