Yazanlarda |
|
hanifcan Newbie
Katılma Tarihi: 01 nisan 2012 Gönderilenler: 35
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Kaplan dost,
Başlığın konusu olan namazla ilgili konuşmayı sevmeyen biriyim aslında. Çünkü bu forumda yüzlerce sayfada tartışıldı. Kuranda namaz var diyenler de aynı kaldı, yok diyenler de aynı… Görüşlerini değiştirenler olduğunu sanmıyorum. Şahsen ben de ikinci gruptayım. Gelenekçilerin olmazsa olmaz dedikleri, o eğilip kalkma, oturma hareketlerini Allah asla emretmez. Allah gözle görünür elle tutulur bir varlık, bir put değildir. Kimin ya da neyin önünde eğiliyorsunuz? Haa elbette siz, yahu ben bişeyin önünde eğilmiyorum, sadece bu hareketleri yaparken Allahın huzurunda olduğumu hissediyorum ve rahatlıyorum, huzur buluyorum, o hareketleri yapmazsam vakitleri kaçırırsam rahatsız oluyorum, diyorsanız buna zaten kimse karışamaz. Fazılın dediği gibi bu hareketler kötü değil ki… Yeter ki bu hareketler Allahın kendisine ibadet maksadıyla insanlara emrettiği olmazsa olmaz hareketlerdendir demeyin!
Yaşar Hocaya gelince. Kendisini yazdıklarıyla takip eden biri olarak, onun da gelenekçilerin kıldığı gibi bir namazın Kuranda olmadığını bildiğini ancak açık ve net konuşmak istemediğini düşünüyorum. Fakat neden böyle yaptığını bilmiyorum.
|
Yukarı dön |
|
|
Kaplan Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 08 haziran 2012 Yer: Ingiltere Gönderilenler: 7
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Evet gercekten kafam karisik. Yani bence peygamberimiz bu
konuda (sekilli namaz) bizi yardimsiz birakmamistir. Ama
sejde etmek insanin Allah'a teslimeyetini gosteren en
guzel harekettir (sekilli hareket), ve Kuranda bircok
yerde sejde gecer.
Yani buyuk imamlar, 4 halifenin kildigi namaz,
peygamberimizin cemaatle kildigi bir namaz tabiki vardi,
bende o namazi ariyorum, kafamdaki soru isaretleri
gidermek istiyorum.
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Hanifcan merhaba,
Namaz deyip yazan uzun yada kısa bir zaman sonra, namazı bırakıp salat diyen onlarca kişi oldu bu sitede yazanlardan. Hem de en hararetli savunucularından namazın. Hiç kimse olduğu yerde durmuyor. Büyük bir kesimi de salat çok şeydir, namaz da bunlardan biridir, anlamaında sözler etti. Amam Kuran'daki her yerde salat, bir şeye bağlılık, bir şeyle birliktelik, bir şeyi izleme, tabi olmadır.
Yaşar Nuri'ye gelince, onu da yaptığı açıklamalarıyla, konu ile ilgili yazdıklarıyla değerlendirmek lazım. Yaşar Nuri üçü farz, ikisi sünnet dediği, Hz Peygamberin beş vakit namaz kıldığından/kıdırdığından bahs ediyor. Kendisine namazla ilgili sorulan sorulara verdiği yanıtlarda namazın olmadığını ima edeecek bir sözü bulunmamaktadır. Yaşar Nuri'nin salat ve salatı ikameden kılınan namazdan öte bir şey anladığını da sanmıyorum. Yaşar Nuri onlarca konuda halka, geleneğe rağmen konuşmaktan, yazmaktan çekinmiyor. Salatın namaz olmadığını bile bile ne diye salata namaz desin yada bu konuda sussun? Bildiği, inandığı ve yapmadığı (ki namaz kılıyordur) bir konuda konuşmaması adamın içini için için kemirir durur, Yaşar Nuri gibi bir adam susmaya dayanamaz.
Merhaba Kaplan,
Secde inananın hep özelliğidir. Secde devamlı boyun eğmek, itaat etmek, kanuna, emre tabi olmaktır. Gökler, yer, ; güneş, ay, yıldızlar, dağlar, bitkiler, hayvanlar Allah'a nasıl secde ediyorsa, inananların da öyle secde etmeleri isteniyor onlardan. Onların secdesinden ne anlıyorsak, insanların da secdesinden onu anlamak lazım.
|
Yukarı dön |
|
|
fazıl Yasaklı
Katılma Tarihi: 06 subat 2011 Yer: Turkiye Gönderilenler: 335
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Merhaba Hanif, vicdan hakkında sorduğuna devam edeyim.
Adam şu kadar kişiyi öldürdü vicdan rahat dedi, çoluğu çocuğu kesti vicdan rahat dedi. Neden? Madem vicdan var nasıl oldu da bunlardaki vicdan rahat?
Şöyle anlatayım, üşümesin diye üzerini örttüm, ölmemek için öldürdüm, kendimi korumak için böyle yaptım, ne yapayım yani milletin tek delisi ben miyim... vs
Miligram deneyi burada bireyin kendi isteği dışında (vicdanına ters) davranışının nedenleri, nasılları, sonuçları anlatılıyor.
Namusumu temizledim diyen adam, en başta üzerinde olacak baskıları ve gördüklerini hesaba katıyor, baskı vicdanı örtüyor.
Çocuğu duvara çarptım öldürdüm ve rahatım diyen adamın ise vicdan sorunu yok, onun hasta olma sorunu var. Adam psikomanyağın teki. Abd de lsd veya bir türevini alanların haberleri var bugünlerde. Yamyam dehşeti, evladını öldürmek isteyen kadın, onu bulamazsa köpeğini boğmak isteyen kadın vs. Bunlar da hasta. Vicdanla alakalı değil.
Bireyler, sorguladıkça zaman içinde değişirler ama sorgulama olmazsa çakılıp kalırlar. Geçen cezairde katliam yapan eski askerlerin belgeseli izledim, çoğu artık iyice yaşlanmış. Adamlar, yaptıkları eziyetleri bir bir anlatırken bir taraftan da ağlıyorlardı. Bu adamlar neden ağlıyor? veya ırakta çoluk çocuk demeden kesen adamlardan bazıları neden intihar ediyor?
Her neyse uzatmak işe yaramaz, son olarak şöyle diyeyim.
Karga gaklar, kedi miyavlar, güneş aydınlatır, ay yansıtır, kuş öter, kurbağa vıraklar. Secde budur, ettikleri secde, benliklerine yazılanın dışına çıkamayışlarıdır. İnsan ise sorguladığı ve değişime yenilgiyi kabullendikçe insandır. Aklıma gelenler bunlar.
|
Yukarı dön |
|
|
fazıl Yasaklı
Katılma Tarihi: 06 subat 2011 Yer: Turkiye Gönderilenler: 335
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Baskı vicdanı örter demiştik. Baskının çeşidi var, devletin baskısı, işinin baskısı, mahalle baskısı, geleneğin baskısı, nefsinin baskısı, yetişme tarzının dayattığı baskı... vs. Aklıma gelen bunlar elbet daha vardır lakin bunlar da birbirinin türevi sonuçta.
Değişim demiştik ya gücüm yettiğince örneği açıklayayım.
Şimdi zaman Almanların yahudileri her nerede bulursa katlettiği zaman olsun. Alman askerlerinden bir grubun bir şekilde diğerlerinden ayrı düşündüğünü farzedelim. Bunlar diyorlar ki, böyle zulüm olmaz ve haliyle birliklerinden firar ediyorlar. Dere tepe düz gidiyorlar ve sonuçta o zulme ortak olmuyorlar. Onlar hitlerin nazarında bir hain, alçak, namussuz olarak damgalanıyor. Nerede yakalanırlarsa oracıkta işleri bitirilecek.
Firar edenler elbette bunların farkında lakin onların vicdanlarına ettiği şahitlik, onları her ne olursa olsun caydırmıyor, adamlar masumun canına kıymaktansa ölmeyi yeğliyorlar. Bu değişimi eğer tüm naziler gerçekleştirseydi o kıyım o kadar sürmezdi. Binlerce masum insan öldürülmezdi.
Merhamete gelince, o zaten vicdanın en çok paya sahip bir şubesidir. Merhametli olmak, vicdanlı olmaktan ileri geliyor. Bunların her ikisi de ancak farkındalık arttıkça güçleniyor, yani ne kadar biliyorsan o kadar farkındasındır ve ne kadar farkındaysan o kadar vicdanlısındır... vesselam
|
Yukarı dön |
|
|
hanifcan Newbie
Katılma Tarihi: 01 nisan 2012 Gönderilenler: 35
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam hanif06
Sitede tek tek kişileri ve yazdıklarını takip etme imkanım fazla olmadı. O yüzden gözüme çarpacak netlikte namaz savunmasından vazgeçen kişileri farketmemiş olabilirim. Namazın savunucularından kimisi bıraktı siteyi kimisi de değişik rumuzlarda hala devam ediyor sanırım. Namazın vakitleriyle ilgili başlığın altında başlığı açan arkadaş ve Hasan hoca ile yaptığınız tartışmaları okuduk. Ben de araya girip ne kadar anlatsanız da onlar görüşlerinden vazgeçmeyecekler anlamında bişeyler yazmıştım. Ve öyle de değil mi? Ama tabii sonuçta bunlar olması gerekir. Kırıcı olunmadığı, hakaret edilmediği sürece herşey tartışılmalı.
Bu başlığın ilk sayfasında Yaşar Hoca’nın namaz görüşleri verilmiş. Burada namazın olmadığını ima edecek bir söz bulunmasa da bazı cümlelerinde çelişkili ifadeler var gibi sanki. O sayfadan bazı alıntılar yapmak istiyorum. Cümlelere dokunmadım, sadece renkli işaretlediğim cümleler dikkatimi çekenlerdi.
GERÇEK BİR NAMAZ, YANİ ALLAH’IN KABUL EDECEĞİ BİR NAMAZ NASIL OLUR?
Namazın ruhu Allah’a karşı bağlılık ve samimiyettir. O ruhu yakalayıp yakalayamadığınız ise Allah ile sizin aranızdadır.
Salât, namaz ilişkisi nedir?
Kur'an; aynı zamanda dua anlamına gelen salâtın bağlı olduğu temel şekil kurallarını da göstermiştir. Ancak geniş anlamda bütün dualar salât kavramı içine de girer.
Fıkıh kitaplarındaki namaz kılma tarifleri ne kadar doğrudur, Hz. Peygamber nasıl namaz kılmıştır?
Fıkıh kitaplarının anlattığı namaz, Hz. Peygamber’in kıldığı namazın aynı değildir. Temel kaynak niteliğindeki fıkıh kitapları okunduğunda Peygamberimizin kıldığı namazla ona yapılan ilaveleri birbirinden ayrılabilir. Bu bir bilgi ve ihtisas işidir. Peygamberimizin kıldığı şekliyle namazı yakında çıkacak olan Kur’an ve sünnete göre hazırlanmış İslam ilmihalinden öğrenebileceksiniz. Şimdilik, İslam Nasıl Yozlaştırıldı kitabımızın Namaz bölümüne bakabilirsiniz.
Namazın toplu şekli Kur’an’da verilmiyor, parça parça veriliyor. Açıklar mısınız?
O parçaları Hz. Peygamber birleştirerek bugünkü şekliyle namazı göstermiştir. Namaz, toplayıcı bir ibadettir. Rûkü ve secdede söylenen sözler bağlayıcı değildir. Söylemeseniz de olur, yerine başka bir şey söyleseniz de olur.
Hz. Peygamber, şu an İslam âleminin kıldığı şekilde mi namaz kılıyordu?
Büyük ölçüde bugünkü şeklin dışında bir biçimde kılıyordu.
Namazın kılınış şekli tam olarak kutsal kitabımızda neden tarif edilmemiştir?
Namazın kılınış şekli parçalar halinde verilmiştir. Hz. Peygamber bu parçaları birleştirerek namazı en mükemmel şekliyle göstermiştir. Ancak namazın parçaları olan hamd, şükür, tespih (Allah’ı yüceltmek), secde, rükû, kıraat ayrı ayrı birer ibadettir.
Afganistan’daki Şii bir Türk arkadaşım, namaz kılarken secdede alnını koyacağı yere kilden yapılmış bir madde koyuyor. Sorulduğunda, insanın topraktan yaratıldığını ve yine ona dönüleceğini söylüyor. Sizce tekâmülümüz toprakta mı Tanrı’da mı tamamlanacaktır?
Tekâmülün toprakta tamamlanacağını ve secdenin toprağa yapılması gerektiğini söylemek bir hurafedir.
Herkes Kur’an’ı Kerim’i anladığı şekilde namaz kılarsa sonuç ne olur? Bu yüzden mezhepler yol gösterici değil midir?
Mezhepler yorumdur. Siz; dini yaşamak için bir yoruma ihtiyaç duyuyorsanız bunda bir sakınca yoktur. Yeter ki seçtiğiniz yorumu dinle eşitlemeyin. Namazını-niyazını Kur’an’dan anladığı şekilde yerine getirenlere de karışmayın.
......
Evet özellikle şu cümlelerine dikkat edin:
…Hz. Peygamber birleştirerek bugünkü şekliyle namazı göstermiştir
…Büyük ölçüde bugünkü şeklin dışında bir biçimde kılıyordu.
!!!???
|
Yukarı dön |
|
|
hanifcan Newbie
Katılma Tarihi: 01 nisan 2012 Gönderilenler: 35
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam fazıl,
vicdan konusu da uzun bi konu. Bence herkesin vicdan anlayışı farklı. birilerine kötülük yapmayı, mesela dolandırmayı, hırsızlık yapmayı, bir tekme de ben atayımı zevk haline getirenler var. Bunlara siz isterseniz hasta deyin.. sonuçta bunları yapmaktan vazgeçmiyorlar, vicdanları rahat... Ama sen baskı vicdanı örter dediğin gibi, hırsızlığa, dolandırıcılığa da örtecek bişey bulursun :)
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Size de selam,
Sanırım bu yazıda Yaşar Nuri'nin namaz anlayışını ve namaz tanımını görebilirsiniz.
Namaz ibadeti , tüm dinlerde ortak olarak bilinen bir kavramdır. Bu bir tür, Allah a yalvarma ve yakarış demektir. Salat yani namaz sözcüğü, İslam ın ortaya koyduğu yeni bir kavram değildir. İslam dan öncede Araplar namaz anlamındaki salat sözcüğünü “dua ve istiğfar” anlamında kullanıyorlardı. Salat sözcüğü aslında “es sılatü” sözcüğünden türemiştir.Bu da ulamak ,eklemek,ulaştırmak birleştirmek anlamındadır. Namaz ibadeti de mümini, rabbi olan Allah a bağladığından ona ulaştığından dolayı, Allah la birleşmesi buluşması nedeniyle bu manada salat denmiştir. Namaza başlarken hem ruhun hem bedenin namaza hazır hale getirilmesi, namazda fatiha süresinin bize telkin ettiği duygular,namazdaki ruku nun manası, secdelerin anlamı ve namaz bitiminde okunan Tahiyyat ın telkin ettiği duygular çok mükemmeldir. İftitah tekbiriyle namaza başlayan bir kimse kimi hak mezheplere göre şu duayı okur.”Kuşkusuz ben yüzümü Allah a birleyici, tam bir Müslüman olarak , gökleri ve yeri yaratan Allah a çevirdim. Ben müşriklerden değilim. Benim namazım da, ibadetlerimde ,hayatımda, ölümümde Alemlerin Rabbi Allah içindir. Onun benzeri ve ortağı yoktur. Ben bununla emrolundum.” Der. Ancak bunu anlayamadığı Arapça lisanla okumuşsa ona hiç birşey kazandırmamıştır. Çünki o duayı anlayarak okuyamamış ve psikolojik olarak Namaza kendini hazırlayamamıştır. Hatta onun verdiği anlamsızlık o kimseyi boşluğa sürüklemiştir. Namazdan önceki gamet, psikolojik olarak namaza hazırlanmaktır. Sonra tekbir getirerek, ellerinizi kulak hizasında, Allah ı karşınızda bilerek ve onu görüyormuşçasına Allahın varlığına ve birliğine inandım diyerek namaza başlıyorsunuz. Sübhanekeyi okuyorsunuz .Onun anlamı çok güzeldir. O her gün okuduğunuz süphanekedir. Fatiha süresinde Allah a ne dediğinize bir bakın. “Bağışlayan ve koruyan Allah a sığınırım.Bütün teşekkürler Alemlerin Rabbi Allah içindir,o merhamet edendir bağışlayandır,hesap gününün sahibidir, Rabbimiz sadece sana ibadet ederiz ve ancak senden yardım dileriz,bizleri dosdoğru yola hidayet eyle, o kendilerine nimet vermiş olduklarının yoluna gazaba uğramış olanların ve dalalete düşmüş olanların yoluna değil. Kabul eyle “ Gördünüz mü Allah la ne güzel konuşuyorsunuz. Bu anlamları taşımayarak namaz kılıyorsanız her namazınız önünüze atılacaktır. İlk hesap , namazdan sorulacaktır. Dikkat edin.!. Namazda ne yaptığını bilmeyenlersiniz. O kelimelerin ve hareketlerin, ne anlama geldiğini bilmeyerek yaptığınız işler ancak size bir eziyettir. Siz ancak spor veya birtakım hareketler yapıyorsunuz. Doğru yolda değilsiniz. Rüküü de ise Allah ı bir hükümdar gibi görüp, önünde saygıyla, hürmetle, tazimle ve muhtaçlığınızla, üstünlüğün sadece ona ait olduğunu bilerek eğilmenizdir. “Müminler muhakkak felah bulmuş(umduklarına ermişler) dur. Ki onlar namazlarında huşu içinde (Kalbi ve bedeniyle tam teslimiyet halinde ) olanlardır.” Hanginiz bu duyguları taşıyarak rükü ediyor. Çok nadir kişiler çıkar.Bir Cuma topluluğunda belki bir, belki iki, fazla çıkmaz. Diğerleri ise hiçbir şey yapmıyorlar.Onlar ibadet etmiyorlar, onlar boş, birtakım hareketler yapıyorlar. Anlamak ve bilmek her şeydir.Sizin servetinizdir. Onlarla yaşarsınız.Ve sizleri uyanık, şuurlu ve iyi bir hale getirir. Ölünce de kefenle gitmezsiniz. Sizinle beraber yaptıklarınız ve edindiğiniz bilgileriniz gider. "Namazı dosdoğru kıl. Çünkü namaz hayasızlıktan ve kötü şeylerden alıkor. Allah ın zikri (namaz) ne güzel bir ibadettir.” Peygamberimiz vefatında dahi, yatağında “namaza dikkat edin! namaza dikkat edin!” diyordu. Çünkü insanların sapıtacaklarını ve saptırılacaklarını çok iyi biliyordu. Şeytanda sizlerin, Allah ı tesbih etmenizi engellemek ister. Siz gerçekten iman edip ibadetlerinizi doğru mu yapıyorsunuz, yoksa iman ettiğinizi zannedip ibadetleriniz eksik ve yanlış mı. Namaz da ,Allah ın huzurunda olduğunu bilmemek yanlışlıktır. Nasıl bir zikir içinde olduğunu bilmemek büyük yanlışlıktır. Bilmediğiniz için, anlayarak okuyamadığınız için namazda boşluğa düşüyorsunuz. O boşlukta şeytan var.Sizin aklınıza yaşadığınız pek çok şey getirir.Artık namaz da onunla berabersiniz. Allah ı unutursunuz.. Namaz insanı rahatlatır.Allah a bağlar. Kötülüklerden sakındırır. Günahları temizler. En mükemmel ibadet şeklidir. Sizler bunları tadamıyorsanız Kendinize bakın.En büyük engel lisanınızdır.Kendi lisanınızda namazı kılın. Aranızdan Alimler çıkar.Bunlar sizin öz çocuklarınız ve öz kardeşleriniz olur. Dini, iyi bildiğini zannedenlere, bilerek okuyun dediğimde ‘ tabiki anlamını bilerek okumak daha çok sevaptır.’diyorlar.Halbuki anlamını bilmeden kılıyorsanız, size hiçbir şey yok.Hatta sorguya çekilecekler. Namazda , Örneğin ; Hz Ali, bir gün sırtından ok yer. ve çıkartamazlar.Ali de ; “ben namaza durduğumda çekin çıkartın” der.Ali namazda iken çekerek çıkartırlar.Namazı biten Ali; “ne yaptınız çıkardınız mı” diye sorar.Hz Ali nin bu hali Akıl, idrak, Şuurluluk, dikkat, bütünüyle kendini verme işidir.Bu durum , televizyon seyrederken bir konuya çok ilgi duyduğumuzda, tüm dikkatimizi vermemizle Çevremizdeki sesleri duymamamız ve annemizin gelip “oğlum sana söylüyorum niye bakmıyorsun” demesi gibidir.
Kaynak: http://www.izafet.com/islam-ve-insan/526444-turkce-namaz-kil inabilinir.html#ixzz1yIzwwrq2
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Kuran'da salatın "dua" anlamına olduğu doğru değildir. Bütün dinlerde namazın var olduğu, Arapların ve diğer dinlerin mensuplarının "iftitah tekbiri, kıyam, kıraat, ruku, secde ve tehiyyat"tan müteşekkil, Yaşar nuri'nin dahil, bildikleri namazı, Peygamber'in bu şekilde kıldığını Yaşar Nuri nerden biliyor? Kuran'dan mı? Namaz parça parça Kuran'da var, Peygamber bu parçaları bir araya getirip mükemmel namazı çıkarmış, kılmıştır diyor. Söylediği zandan öteye geçmez. Yaşar Nuri bir çok konuda çelişkiler içinde olduğu gibi salat konusunda da çelişki içindedir. Yaşar Nuri Kuran'daki salatı ve ilgili ayetleri anlayabilmiş değildir. Farklı zamanlarda ilgili sorulara farklı cecaplar vermesi bundandır. Yaşar Nuri hep çelişkileri yaşıyor. Bundan sonra da yaşamaya devam edecektir. Çünkü Yaşar Nuri, basın ve yayında büyük ücret karşılığı fetva makamı, fetva mercii olmayı kabullenmiş hem cebinin hem içinin bundan nemalandığı ve keyif duyduğu bir din hocasıdır(!) Yaşar Nuri'nin diğerlerinden fazla bir farkı yoktur. O da dinini, geçimini yapmışlardandır.
|
Yukarı dön |
|
|
hanifcan Newbie
Katılma Tarihi: 01 nisan 2012 Gönderilenler: 35
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam hanif06,
Daha önce belirttiğim gibi tek yazıda dahi Yaşar Hocanın çelişkili ifadeler kullandığını söylemiştim. Alıntılamış olduğunuz bu yazıda ise Hoca, namazı tamamen şu anki şekliyle hatta özellikle Hanefi mezhebine göre kılınan (mesela elleri kulaklara kadar kaldırma şekli) namazı aynen kabul ederek açıklamalarda bulunmuş. Yazının/kitabın ana konusu Türkçe namaz… Yani Hoca ülkemizde büyük çoğunluğun kıldığı namazda ne denildiğini, namaz hareketlerinin ne anlama geldiğini öğretmek istemiş gibi. Demek istiyor ki, tamam nasıl biliyorsanız öyle kılın, gelenekleri, ilmihal kitaplarında yazılanları aynen alıp kılın, ama hiç olmazsa o yaptığınız hareketlerin ve okunan ayetlerin/surelerin ne anlama geldiğini bilerek kılın.
Eğer bu başlığın ilk yazısındaki sözler ve sizin buraya alıntıladığınız yazıdaki sözler aynı kişinin (Yaşar Hocanın) ağzından/kaleminden çıktıysa Hoca da namaz konusunda çelişkiler içinde dönüp duruyor.
Mesela birinci yazıda tahiyyat konusunda peygamberin uygulaması olmadığını söylerken, sizin gönderdiğiniz yazıda ise tahiyyatın telkin ettiği duaların mükemmelliğinden bahsetmiş. Diğer örneklere geçmeye bile gerek yok.
Araştırmaları sonucu elde ettiği bilgileri ve düşündüklerini (dediğiniz gibi) çekinmeden korkmadan söyleyen Yaşar Hoca gibi biri nasıl olur da bu konuda çelişkili ifadeler kullanabilir?
Yaşar Hoca dahil Peygamberin neyi nasıl yaptığını ayrıntısıyla bilmek mümkün değildir. Kaldı ki namazı ne zaman nasıl kıldığını nereden ve nasıl bilelim. Neyse kendisi adına konuşmuş ve fikir yürütmüş olmayalım. Sonuçta herkesin namazı kendine…
|
Yukarı dön |
|
|
|
|