Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Bana
öyle geliyor ki bu ülkenin gerçek potansiyeli 'ezik' gençleridir.
Küresel kapitalizmin önüne katıp dilediğince güdemediği hayalperestler.
Her zaman vizit
yaptığımız salonun kapısından, ürkek bir hayat hikâyesi içeri doğru
kıvrılıyor. Üç günlük bir yoğun bakım serüveninin ardından, işte
hayatta. Tıpkı Dylan Thomas'ın dizesi gibi : "Ve artık ölüm galip
gelmeyecek".
Ölümle hayat arasındaki o alacakaranlık kuşağını, bir göz
açıp kapamasıyla kat eden bütün intihar yorgunları gibi hızla
olgunlaşmış, bir anda büyümüş ve aniden hayatı kavramış olarak
karşımızda oturuyor. Ah, o çabuk büyüyen çocukların endamı.
Yaşıtlarının pek çoğu gibi "MSN'de konuşurken" bir şarapnel parçasıyla
yere yıkılmış. Ona sanal arkadaşları "ezik!" demişler, 'eziksin sen'
demişler, kabloların diğer ucundan gençliğin artık bu en can acıtan
kelimesini kalbine bir siyanür gibi zerk etmişler.
Ezikliği kendisine
yediremeyen bu 16 yaşındaki genç kız, bedeninden ve ruhundan ezikliğin
işaretlerini iki kutu ilaç içerek silmek istemiş. Bilmiyor ki aldığı
ilaç alınabileceklerin en tehlikelisi. Ve işte şimdi o hain kelimeyi
telaffuz etmekten bile ürkerek bize hikayesini anlatıyor.
Sosyal
Darwinizm ülkemize gençler üzerinden çıkarma yapıyor. Gücün her şeyi
meşrulaştırabildiğini, haram parayı ve ahlâk dışı şöhreti sevimli
gösterebildiğini, zalim bir politik kudretin hiçbir meşruiyet
aramaksızın binlerce mil uzağını kan ve gözyaşına boğabildiğini görerek
büyüyen bir kuşak, güce ve güçlüye tapınarak var oluyor.
Bildik tüketim
kalıplarına itibar etmeyen, marka giymeyen, ölçüsüzce para harcamayan,
anne ve babalarının sözünü dinleyen, madde kullanıp uçmaya yanaşmayan
saf ve temiz Anadolu çocukları artık "ezik"tir. Bu sözcüğün kapsama
alanında hülyalı, içine kapanık, tedirgin ve mahcup kızlar ve oğlanlar
da vardır. Yüzleri kızarmadan karşı cinsle konuşamayanlar. Sınıfın
kenarında duranlar. Uzaktan sevmelerin madalyasız şampiyonları.
Geçmişte erdem diye bildiğimiz ne varsa artık ezikliğin alametidir.
Bu
ethos "kazanan hepsini alır" zihniyetinin bir tezahürü. Rekabetçi, itiş
kakışa dayalı, güçlü olanın ayakta kalıp altta kalanın canının çıktığı,
vahşi bir düzen. Türkiye'nin kızları ve oğulları yavaş yavaş
zehirleniyor. Öncelikle geçmişin değerlerinin bugünün dünyasında işe
yaramadığına inandırılıyoruz. Hayat giderek maddileşiyor, yakınlık ve
samimiyet kayboluyor. Sonra tek değerin, kaynağı nereden gelirse
gelsin, ne kadar gayrı meşru olursa olsun, maddi güç olduğuna ikna
ediliyoruz. Ruhumuzu şeytana satmazsak hayatta kalmamızın imkânsız
olduğu fısıldanıyor. Sonra gücün gövde gösterisi başlıyor. Ona
yapışmakla içimizde fokurdayıp duran bir cerahati boşaltmak, aşağılık
duygusundan iyileşmek istiyoruz.
Bana öyle geliyor ki bu ülkenin
gerçek potansiyeli "ezik" gençleridir.
Her an düş kurmaya meyilli,
kelimelerin sihrine inanan, dünyayı henüz tastamam bir yurt edinmemiş
ve belki hiç edinemeyecek olan, insan ilişkilerinde ve hayatta ölçüyü
gözeten gençler. Küresel kapitalizmin önüne katıp dilediğince
güdemediği hayalperestler. Sevgililer gününde sevgilisiz dolaşıp aşk
şiiri okuyanlar. Satın almayanlar ve alamayanlar. Bakın bu çocuklardan
ateşli taraftarlar çıkar, sağlam partizanlar, iyi şairler çıkar.
Popüler gençler ileride en iyimser tahminle birer ceo olup
efendilerinin değirmenine su taşırken, hayalperestler bütün dünyayı
değiştirmenin düşünü kurar.
Ezikler kükrediğinde ya dillerde dolaşan
bir türkü, bir dize sökün eder ya tarihi titretecek bir devrim.
Eziklerin içinde öyleleri vardır ki, sakın ha yalnız ve pejmürde
dolaştıklarına kanmayın, başkasının onayına ihtiyaç duymayacak kadar
özgürlüklerine düşkün, serazat ruhlardır onlar. "Akılları başlarında
olacaktır delirseler de / Denizlere batsalar yükseleceklerdir yine".
(Yeni AKTüel-Kemal Sayar)
__________________ ŞEYTANDAN VE ONUN EVLİYASINDAN KAÇINMANIN EN İYİ YOLU,ŞEYTANA KÜLAHINI TERS GİYDİRMEKTİR!
Sosyal Darwinizm ülkemize gençler üzerinden çıkarma yapıyor. Gücün her şeyi meşrulaştırabildiğini, haram parayı ve ahlâk dışı şöhreti sevimli gösterebildiğini, zalim bir politik kudretin hiçbir meşruiyet aramaksızın binlerce mil uzağını kan ve gözyaşına boğabildiğini görerek büyüyen bir kuşak, güce ve güçlüye tapınarak var oluyor.
Bildik tüketim kalıplarına itibar etmeyen, marka giymeyen, ölçüsüzce para harcamayan, anne ve babalarının sözünü dinleyen, madde kullanıp uçmaya yanaşmayan saf ve temiz Anadolu çocukları artık "ezik"tir. Bu sözcüğün kapsama alanında hülyalı, içine kapanık, tedirgin ve mahcup kızlar ve oğlanlar da vardır. Yüzleri kızarmadan karşı cinsle konuşamayanlar. Sınıfın kenarında duranlar. Uzaktan sevmelerin madalyasız şampiyonları. Geçmişte erdem diye bildiğimiz ne varsa artık ezikliğin alametidir.
Bu ethos "kazanan hepsini alır" zihniyetinin bir tezahürü. Rekabetçi, itiş kakışa dayalı, güçlü olanın ayakta kalıp altta kalanın canının çıktığı, vahşi bir düzen. Türkiye'nin kızları ve oğulları yavaş yavaş zehirleniyor. Öncelikle geçmişin değerlerinin bugünün dünyasında işe yaramadığına inandırılıyoruz. Hayat giderek maddileşiyor, yakınlık ve samimiyet kayboluyor. Sonra tek değerin, kaynağı nereden gelirse gelsin, ne kadar gayrı meşru olursa olsun, maddi güç olduğuna ikna ediliyoruz. Ruhumuzu şeytana satmazsak hayatta kalmamızın imkânsız olduğu fısıldanıyor. Sonra gücün gövde gösterisi başlıyor. Ona yapışmakla içimizde fokurdayıp duran bir cerahati boşaltmak, aşağılık duygusundan iyileşmek istiyoruz.
Bana öyle geliyor ki bu ülkenin gerçek potansiyeli "ezik" gençleridir. ..........................................
6 En'am 112 -113 :
112 Böylece biz, her peygambere insan ve cin şeytânlarını düşman yaptık. (Bunlar), aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar. Rabbin dileseydi onu yapamazlardı. Artık onları, uydurdukları şeylerle baş başa bırak.
113 Ki âhirete inanmayanların kalbleri o(nların yaldızlı sözleri)ne kansın, ondan hoşlansınlar ve onlar, işledikleri suçları işlemeğe devam etsinler.
7 A'raf 200-201 :
200 Ne zaman şeytândan bir kötü düşünce seni dürtüklerse, Allah'a sığın; çünkü O, işitendir, bilendir.
201 Allah'tan korkanlar, kendilerine şeytândan gelen bir vesvese dokunduğu zaman düşünür, (gerçeği) görürler.
114 Nas 4-6 :
4 O sinsi vesvesecinin şerrinden.
5 O ki insanların göğüslerine (kötü düşünceler) fısıldar.
6 Gerek cinlerden, gerek insanlardan (olan bütün vesvesecilerin şerrinden Allah'a sığınırım).
Selam İblissavar Kardeş,
'' ruhumuzu şeytana satmazsak hayatta kalmamızın imkansız olduğu'' vurgulanıyor.
evet, bunu vurgulayan, besleyen ve büyüten bir sistem var ve bence tüm toplum olarak bu şeytani oyunu yaşıyoruz. ne demişti Demirel kriz anındaki bir sohbet konuşmasında :
merak etmeyin çocuklar, sistem çalışıyor...
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma