Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Katılma Tarihi: 24 haziran 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 669
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Bunun ne olduğu ise Yerleri ve gökleri yaratan bir olan Allaha kul
olmaya çağırmaktı.Tamamen tüm benliği ile vahye teslim olmaktan başka
birşey söylememişlerlerdir.İbrahimin temellerini yükselttiği şey vahyin
temellerinden başka bir şey değilidr.İsa yaşamı boyunca ne yaptı ise
onun salatı oydu.
Din her toplumda zaman içerisinde asli konumundan uzaklaştı ve
salatı yitirenler konumuna getirdiler.Nuh ve tüm peygamberlerin salatı
emrediyor düzeltiyor inşa ediyor.Bu nasıl bir salatki tüm toplum
rahatsız oluyor ve peygamberleri tehdit edecek konuma getiriyor?
Ben ibrahim gibi yüzümü bir hanif olarak Alemlerin rabbine çevirdim.
Selamlar,demek ki deist olmadanda insanlar kabe ve şekilsel namazı
sorgulayabiliyorlar..Geçenlerde Ali Aksoy'a bir soru yönelmişti..siz salatınızı şekilsel değil farklı anladığınızı belirtiyorsunuz,öyleyse bize salatınızı anlatın babında....bu fikri savunanlardan bizim salatımız şudur ve vakitleri belirlenmiş olan salat vakitlerindede şunu yapıyoruz yada eda eyliyoruz babında açık bir cevaba rastlamadım şu ana kadar...fakat aslına bakıldığındada islam alemindeki genel uygulanan salata ya ihanet var yada salat yanlış anlaşıldı..
olmuş ise nasıl oluyorda Peygamberin vefatından kısa süre sonra ev halkım dediği kimseler öldürülebiliyor..yoksa onlar bazı şeylere karşımı çıkmışlardı..onlar saltanata önemsiz bakarken ve o haldeyken saltanat için mi oldu bu katliamların tümü?
hemen salata ihanet var deyip işin içinden sıyrılabilirizde anlayamadığım şu;tv de arada bir denk gelir izlerim..bu budistleri hinduları vs...adamlar öğreti ve dinlerine o kadar bağlıki bu kadar olur..hayvan öldürmek caiz değil deyip ağızlarına bile örtü örtenlerine rastladım..haydi bunların inanışları batıl..Buda adındaki peygamberden silik izler üzerine yada konfiçyus denen resulun silik izleri üzerine adamlar devasa bir inanç sistemini kurmaktan öte yaşıyorlar..
Bunların inançları bize göre batıl diyelim peki bizlere ne oluyor..Nuh'un oğluna Lut'un karısına İbrahim'in babasına faydası dokunamamışken bu ciddiyetsizlik yada laçkalık neden..bazı şeylerin genel olarak kanıksanmış olması doğru sonuçlara erişilememesinin nedeni olabilir mı?
Tamamen objektif yaklaşıyorum..ah birde anlayışlarımızdan kemikleşmiş olanları atabilsek diyorum bu sefer aklıma''o münafıklar salata bile üşenerek gelirler''mealinde ayet geliyor aklıma...
İbrahimi inancı ve yaşayışı kendine şiar edinmişlere kim münafık diyebilir?o kabeyi veya şekilsel salatı red ederken..düşünüyorum ancak abdestin muhtevasında bile bir şekil yok mu diyorum..ve yine düşünüyorum...sağlıcakla
__________________ Herkes kendi ameliyle Allah’ın huzuruna gider
Kurana inanan bir kişi yüzlerce sorgulama düşünmeye yönelik ayeti okuyacakta aklını kullanmayacak!
Allah bu kitabı hakkı ile okuyup görevlerini yerine getirenleri arındırıyor ve arınanlarda arınmayı veriyor.
Kuran bütünlüğü içerisinde salat ve salatı ikame Allah ile yürüyüşün genel adıdır.Onunla iletişimi koparmamaktır.
Biz namazı kılmayanlara genellikle sorulan sorulardan bazılarıda peki sizler namaz yok şu yok bu yok ne var gibi sorular soruyorlar.
Kuran içerisinde sabah akşam rabbini tesbih etmekten bahsediliyor.Yani her an rabbine yakıştırılan yanlış tasavvurları uzaklaştır deniliyor.Bizlerin görevide budur.Rabbimize yakıştırılan onun sözleriymiş gibi anlatılmaya, uygulanmaya çalışılan eylemleri düzeltmek ve tamamen uzaklaştırmaktır.
Biz salatı daha geniş anlamı ile ele alıyor ve bunun ritüeller ile alakalı olmadığını,ritüellerin zaten hareket olduğunu ama salat bilincinin insanı sürekli hareketli yani aktif şekilde tuttuğunu ve bunun sonucunda insanları güzel eylem ve davranışlara itecek toplumun ıslahına yönelik eylemler işlemeyi hızlandıran bu konuda heyecanı asla bırakmayan müthiş bir bilinci aşılar.Toplumun kötülüğüne, fesada yönelik eylem ve davranışlarda bulunan kişileri engellemeyi ve bunu rabbinden bir görev bilip bu bilinç ile yaşamayı öğretir salat.
İlgili başlıkta gerçekbilgi,haktansapmaz,Ali aksoy ve bir kaç arkadaşın daha konu ile ilgili sözlerini tekrardan okumak gerekir diye düşünüyorum.
Kurandaki musa ve samiri kıssasından çok mesajlar verildiğini düşünüyor ve bu mesaj üzerinden aslında tüm toplumlar daha peygamberleri içlerindeyken bile vahyin dışına çıkacak uygulamaları görebilmekteyiz.Onların bizden farkları yok.Onlarda insan bizlerde.Bizlerin onlardan farklı yönleri yoktur.Aynı zaaflar tüm insanlıkta vardır.Konuyu bu şekil değerlendirirsek kapıyı aralamış ve anlama yönünde büyük bir mesafe katetmiş oluruz.Bu mesafelerin biride tüm önyargılardan sıyrılıp vahyi o şekil okumak ve anlamak gerekiyor.
Kurana bakıldığında namaz olayı var deniliyor bilinen bir uygulama deniliyor ama bakıyoruzki abdest 20 yıl gibi bir zamandan sonra ortaya çıkıyor.Kuran içerisinde diğer peygamberlerin abdestinden bahsedilmiyor.Şuara suresinde bir bakıyorsunuzki peygamber secde edenler arasında dolaşıyor.vsvsvs...
Bizler kuranda bu namazı göremiyoruz.Her türlü şeyin ayrıntısından bahseden rabbimiz namaz konusunda cimri davranmamıştır diye düşünüyorum.Bizleri namaz kılmıyoruz diye bir takım yerlere üye olmakla bu toplumu saptırmakla suçlayanlara karşı daha tutarlı ve uzlaşmacı bir uslub kullanmaya davet ediyorum.
Kalbleri bilen Allahtır.
__________________ ''Sana indirildikten sonra sakın seni Allah'ın ayetlerinden alıkoymasınlar.Sen rabbine çağır ve sakın müşriklerden olma''(28/87)
Katılma Tarihi: 24 haziran 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 669
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
1-Kuran bütünlüğü içerisinde salat ve salatı ikame Allah ile yürüyüşün genel adıdır.Onunla iletişimi koparmamaktır.
2-Kurana bakıldığında namaz olayı var deniliyor bilinen bir uygulama
deniliyor ama bakıyoruzki abdest 20 yıl gibi bir zamandan sonra ortaya
çıkıyor.
3-Şuara suresinde bir bakıyorsunuzki peygamber secde edenler arasında dolaşıyor.vsvsvs...
selamlar İzci, 1 nolu yerde andığın zaten herkes için olması gereken değil mi? 2 nolu yere bakınca abdestin 20 yıl sonralığına bakıyorsunuz ancak peygambere inen ayet olduğunu yani peygamberi gözardı mı ediyorsunuz.. 3 nolu yerde salat edenler arasında dolaşmaktan açılmış söz,peki bu salat diye andığınızı yani genel uygulamaya, tam olarak bizim salat olarak algıladığımız mı anlatıyor...
__________________ Herkes kendi ameliyle Allah’ın huzuruna gider
1-Kuran bütünlüğü içerisinde salat ve salatı ikame Allah ile yürüyüşün genel adıdır.Onunla iletişimi koparmamaktır.
2-Kurana bakıldığında namaz olayı var deniliyor bilinen bir uygulama deniliyor ama bakıyoruzki abdest 20 yıl gibi bir zamandan sonra ortaya çıkıyor.
3-Şuara suresinde bir bakıyorsunuzki peygamber secde edenler arasında dolaşıyor.vsvsvs...
selamlar İzci, 1 nolu yerde andığın zaten herkes için olması gereken değil mi? 2 nolu yere bakınca abdestin 20 yıl sonralığına bakıyorsunuz ancak peygambere inen ayet olduğunu yani peygamberi gözardı mı ediyorsunuz.. 3 nolu yerde salat edenler arasında dolaşmaktan açılmış söz,peki bu salat diye andığınızı yani genel uygulamaya, tam olarak bizim salat olarak algıladığımız mı anlatıyor...
Sayın muvahhit; yazınızla benim sorum arasında nasıl bir bağ kurdunuz anlamış değilim.Şimdi ne alakası var a kuzum sorduğum soru ile bu yazınızın Allah aşkına...
Katılma Tarihi: 24 haziran 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 669
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Sayın muvahhit; yazınızla benim sorum arasında
nasıl bir bağ kurdunuz anlamış değilim.Şimdi ne alakası var a kuzum
sorduğum soru ile bu yazınızın Allah aşkına...
İngiliz'in, vakit vakit gemilerden, siperden... Yine bolca gülle, bomba savurduğu bir gündü. Hızlı hızlı geçiyordum, tehlikeli bir yerden Birden bire gözlerime büyük bir şey göründü.
Böyle büyük görünen şey küçücük bir insandı Fakat bana çok dokundu, ayaklarım bağlandı.
Ateşlerin yaladığı bu düzlükten geçenler Güllelerin cehennemlik yağmurundan kaçarken.. Yolun biraz kenarında, tek başına bir nefer, Pervasızca bombalardan, ateşlerden, her şeyden..
Kendisine, süngüsünden bir mihrabcık kurmuştu, Sonra onun karşısında namazına durmuştu.
Ne havada ıslık çalan ve düştüğü yerlere Kızgın çelik dahmelerle ölüm saçan gülleler... Ne semâda ifrit gibi, vızıldayan tayyâre... Ne dünyalık bir düşünce, ne bir korku, ne keder
Onun demir yüreğini oynatmaktan acizdi, Sanki toplar, şarapneller tehlikesiz.. sessizdi!
Potinleri yanındaydı... Onun büyük saygısı, Kunduralı ibadeti görmüyordu muvâfık. Böyle bir yüreğin bütün işi, kaygısı, Elbet Hakk'ın rızasına olmalıydı mutâbık
Kuru toprak üzerinde, kundurasız kılınan Bu namazın, pek uygun bir kubbesiydi âsumân!
Bir çam, ona gölgesinde yapmış idi seccade. Sanki tekbir alıyordu vakit vakit top sesi... Gözlerinin sade akı beyaz kalan yüzünde Parlıyordu o sarsılmaz imanın gölgesi
Bir Müslüman nasıl olur? Bu levhadan anladım, Hürmetlerle -yavaş yavaş- sokuldum beş on adım Başındaki kabalağın gölgesine gömülen Süzük gözler, dikilmişti o süngüden mihrâba Hakk’ın büyük divanında, eli bağlı, dururken Artık o, can kaygısını almıyordu hesaba
Allah Allah, bu ne yüksek bir imandır yâ Rabbi Bir Müslüman, ne büyük bir kahramandır, yâ Rabbi!
Kahramandır, çünkü toplar etrafında patlarken Zerre kadar titremedi, namazını bozmadı Dört yanına ateş saçan türlü türlü âfetten Sanki onu koruyordu bir meleğin kanadı
Onun, böyle tevekkülü bana pek çok dokundu Yüreğimi bir şey ezdi... İki gözüm sulandı
Ey medenî İngilizler! Daha varsa getirin İnsanları, göme göme öldürecek şeyleri.. Getirin de şu cenneti, cehenneme çevirin Bakın onlar korkutur mu, bir Müslüman neferi
Bunu, hâlâ anlamıyor ne Hamilton ne Garey Müslüman'ı korkutamaz Allah'tan başka şey
Böyle dalgın, düşünerek geçerken ben yanından Sağa sola selâm verdi, namazını bitirdi Sonra, biraz kımıldandı.. ellerini -Yaradan Ta gerisine dua için -gökyüzüne çevirdi.
Şimdi, artık Allah'ına döküyordu derdini Gözlerini kapamıştı.. unutmuştu kendini
Tâ gerisine karşı boynu bükük duran bir nefer Korku bilmez bir yiğitti.. hürmetlerle eğildim! Duasına, mutlak âmin diyorlardı melekler Kendimi pek fazla gördüm.. usul usul çekildim
Ben giderken, kulağıma değdi onun sadâsı.. (Allahümme salli alâ seyyidinâ) duâsı
Şimdi, hâlâ nerede bir kabalaklı askeri, Görse gözüm, hatırlarım o kahraman neferi!
Ahmet NEDİM
__________________ O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Her toplum küçük veya büyük kendini tanıtmak için bir takım sembolik anlamlar içerisine bürünmüşlerdir.Bayrak olayınıda öyle değerlendirmek gerekiyor.
Kabenin Allanhın evi noktasında sembolik bir anlam taşıdığı fikrini sanırım savunuyorsunuz.Allahın evi noktasında sembolik anlam içerdiğini savunuyorsanız zandan öteye gitmiyorsunuz ve atalarınızın inandığı ve savunageldiği düşünceleri tekrar etmekten öteyede gitmediğinizi bilmenizi isterim.
Sizin fikrinize saygı duymakla birlikte ben Allahın evi olmadığı kanısını taşımaktayım.
Sayın izci-444; Allah'ın evi olmadığı kanısında olduğunuzu söylüyorsunuz,ben size katılmıyorum.Allah'ın bir evi var elbetteki amma neresi?
Bir mantık sorgulamasına girelim de karşımıza ne çıkacak.
Eğer Camiler Allahın evi olsaydı dünyanın bir çok yerinde camiler bombalanmazdı.Bir bakıyorsunki,Cami içerisinde sex sahnesi çekiliyor.Bi bakıyorsunki müezzin cami odasında kadınla birlikte oluyor.Bu örnekleri çoğaltabiliriz tabii...
Eğer Kabe Allahın evi olsaydı defalarca sel baskınlarında yıkılmaz ve yeniden inşa olmazdı.
Allahın evi yoktur.
Allahın Beyti vardır.Oda sistemidir.Ona giren emniyette olur.
Sevgili izci-444; sana bir yerde katılıyorum amma çok yerde değil !. Katıldığım yer Kâbe ve Camîler Allah'ın evleri değiller elbette.Burada hemfikiriz.Zahiren doğru.Amma bilinmesi gereken ve her zaman unutulan bir olgu var!. İnsanoğlunun zahiri olduğu gibi batını da var öyle değil mi?! Bizler;Allah'ın evini her zaman ve her zamanda dışarıda-zahirde aradık ve bulamadık hailyle.Allah'ın evinden kastımız şudur ki;tasavvufta da bir olgudur bu.Bir hadiste diyor ki;Hiç bir yere sığmam inanan ve beni kabul eden mümin kulumun kalbine sığarım.Tasavvufte Allah'ın evi; kalptir.Çünkü ayette ne diyor; Ben kuluma şah damarından yakınım.ŞAH DAMARI can damarı değilmidir?! Yani cami dediğimizde insanoğlunun elleriyle yaptıkları değil,Allah'ın yaptığı İki ayaklı camileri düşünmek daha doğru olur kanaatindeyim.Bunu biraz düşünelim ve öyle cevap verelim.Allah'ın BEYT'i KÂBE'dir ve kabe'de,bir Mürşidi Kâmildir.Yani olgun bir öğretmendir.İşte Bu fakirde Allah'ın evinden kastımız,Allah'ı öğreten bir Olgun Öğretmendir.Allah'ın kabesi insandır.
Carpici olmasi acisindan boyle bir ornek verdim, ilginize simdiden tesekkurler.
Sayın muhittin;Size katılmıyor ve söylediklerinizi doğru bulmuyorum;mastürbasyon buna Türkçe'de otuzbir çekmek derler!..Mastürbasyon yapmak için evvelâ bir şeyin-birşeylerin ele gelmesi gerekli değil mi?! Kaldı ki Fikirler bırakın elle tutulmayı gözle dahi görünen varlıklar değiller diye bliyorum. Ahsen:Pislik değildir. Kuran-ı Kerim'de, Tin Suresinde insanın en güzel surette(ahsen-i takvimde) yaratıldığı buyurulmaktadır. İnsanın: 1.Yapısı; a.Biyolojik yapı:Hareket,üreme,sinir,sindirim,dolaşım,salgı...sis- temleriyle,bu sistemlere bağlı organların yapılarının mükemmelliği.En kü-çük yapı birimi olan hücre,hücrenin yapısındaki ve hücresel faaliyetlerde- ki mükemmellik... b.Manevi yapı:Aklı,kalbi,vicdanıyla ve bunlara bağlı manevi duygu- larıyla; merakı,inadı,kararlılığı,cesareti,korkaklığı,sevgi, nefreti...ile ilgili yö nü. 2.İnsanın cinsiyeti:Kadın erkek iki cinsin birbirini tamamlamada fıt- ri uyumdaki mükemmellik... 3.İnsanların aynı atadan(Adem Baba,Havva Ana) Hikmet gereği fark lı renk ve dillerde yaratılmış olmalarındaki güzellikler.. İnsana verilen sonsuz gelişme meyli...Uçak yapıp göklerde uçan,de nizlerde gemilerle turlar yapabilen,Dünya ötesi yolculuklara çıkan,göz ka maştırıcı medeniyetler ve medeniyet eserleri inşa eden insan.Tüm bunlar ahsen-i takvimde olmanın değişik yansımalarıdır.
Sayın izci-444; Allah'ın evi olmadığı kanısında olduğunuzu söylüyorsunuz,ben size katılmıyorum.Allah'ın bir evi var elbetteki amma neresi?
Sevgili Kirpi,
Bu iletinizi okuyunca mesacidullah'ın / Allah'ın mescidlerinin , inananların kalpleri olduğunu yazacaktım ki, bir sonraki iletinizde sizin benimle aynı görüşte olduğunuzu okudum ve inanın çok sevindim sizinle aynı düşünceyi paylaştığımdan.
"İnnel'mesâcide lillâhi ve lâ ted'uû me'allâhi ehadé: Mescidler Allah'a aittir, (oraya) Allah'la beraber hiç kimseyi davet etmeyin!"
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma