HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an'da İnanç Konuları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an'da İnanç Konuları
Konu Konu: KADERE İMAN FARZ MI? Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
EHLİKURAN
Groupie
Groupie


Katılma Tarihi: 16 ocak 2011
Gönderilenler: 41
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı EHLİKURAN

BİR EVVEL YAZMIŞ OLDUĞUM YAZIYI GENELLEMECİLERDEN OLMAYARAK OKUYUNUZ ZİRA ZATEN GENELLEMECİYSENİZ HAŞA ATEİST BİRİNİN 2X2 4 EDER DEMESİNİ SİZDE DİYORSANIZ ATEİST OLMUŞ OLURSUNUZ Kİ BÖYLE BİR MANTIK OLAMAZ. PEKİ BEN BUNU NİYE YAZDIM KADER KONUSUNDA YAZMIŞ OLDUĞUM BU YAZI BENİM MUCİZEYİ İNKAR ETTİĞİM ANLAMINA VEYAHUT DA KADER E İMAN ŞART DEĞİLDİR DİYEN BİRİNİN HER DEDİĞİNİ DİYECEĞİNİ KABUL ETTİM ANLAMINA GELMEZ. ÇÜNKİ MUCİZE ALLAH IN DURUM KARŞISINDA DİLEYEREK GERÇEKLEŞTİRDİĞİ BİR DURUMDUR.
Yukarı dön Göster EHLİKURAN's Profil Diğer Mesajlarını Ara: EHLİKURAN
 
takva81
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 13 ocak 2010
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 288
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı takva81

selamlar.

           kader dediler içki içtiler kader dediler. soydular çaldılar.  allah böyler kaderlemiş. taktir etmiş dediler. yan gelip yattılar. ya sen neden evlenmiyorsun dedi ya kaderim böyleymiş. ya senin neden evin yok ya kaderim böyleymiş. ya sende neden tarla yok ya kaderim böyleymiş. 

          bakın kader nerelere gidiyor.  sanki bana biraz kandırmaca gibi geliyor. umutsuzluk aşısı gibi. kader ile söylenenler. kuranın ruhuna ters.

         yok efendim allah dünü  bu günü yarını en başı en sonu biliyor elbette biliyor. allah demiyormu; o allahki ilim sahimi hüküm sahibi hikmet sahibi.. allahın ilmi ile bilmesi. neden bu kadar ağırlarına gidiyor.

     allah demiyormuki; biz her şey bir sünnetullah ile yarattık ve bir ölçü ve kader ile gider. 

     kader. bir ölçüler sinsilesi değilmi. neden çarpıtıyorsunuz. kimyada nacı vardır sodyum klorür. yani tuz veya h2o vardır bu da su. bunlar bir ölçüdür. bir helyum asla su meydana getirmez. bu ölçü budur. dört oksijen iki helyumla birleşirse su meydana gelmez. allahın ilmi bu neden. inkar ediyorsunuz. efendim neymiş. bir insan sakat doğuyor. kolu yok bacağı yok. hiç demiyorlar akraba evliliği yapıpda  paralar dışarı çıkmasın bir başkasını bu zenginliğimize almayalım . yada diri diri kızı gömelim. gömemezsem onu kendi akrabamızla evlendirelim. allahın  sünnetini bozalım. çocuk sakat olsun. kaderi bu imiş. sen kime yutturuyorsun. sen nasıl ölçüyü bozarsın sen nasıl taktir edilmiş. bir kimyayı bozarsın. sonrada buna kaderniş. dersin.

           işte bunlar kader deyip durduklarımız. allahın yarını bilmesi. onu ilk yaratmasıdır. bütün birleşenlerin sonucunu bilmesidir. çünkü azotu o yoktan var etti. ve neyle haşır neşir olacağını bilir. ona göre yarattı. 

             mesela bir motor mühendisi  onun nasıl çalış cağını bilir. eğer ona yağ koymazsan  aşınır ve yatak sarar bir dağa çalışmaz. ve bu motoru insanlara veriyor. bizim kaderci ziğniyet. buna yağ koymuyor. motor yatak sarar. ve kaderci derki ya bu motorun kaderi bu imiş.  şimdi motoru yapan adam sana demişki bu motora yağ koy. yoksa yatak sarar. sen ona yağ koymadın  yatak sardı. sonrada bu onun kaderi imiş. diye  motor mühendisini kandıracağınımı sanarsın.

            



__________________
ben yanlız kendimi kurana adadım.
Yukarı dön Göster takva81's Profil Diğer Mesajlarını Ara: takva81
 
EHLİKURAN
Groupie
Groupie


Katılma Tarihi: 16 ocak 2011
Gönderilenler: 41
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı EHLİKURAN

BU KONU HAKKINDA ÖNCEKİ YAZILARIMI OKUYAN HERKES GÖRECEKTİR AMA BEN BURAYA KISACA GEÇEYİM HAYIR VE ŞER ALLAH TAN GELİR AMA ŞÖYLE, YA KİŞİ İRADESİYLE ŞERLİĞE SEBEP OLUR ALLAH TA YANLIŞINDAN DÖNMEK İSTEMYENİN BAŞINA BU KÖTÜLÜĞÜ VERİR VEYAHUT DA KULUNU SINAMAK İÇİN KULUNUN BAŞINA BİR BELA VERİR Kİ SABREDENLERDEN OLACAK MI DİYE. İYİLİKTE BÖYLEDİR KİŞİ İYİLĞİ HAKEDECEK TAVIRLARA GİRDİĞİNDE ALLAH ONA İYİ BİRŞEY NASİP EDECEĞİ GİBİ. ŞIMARIP ŞIMARMAYACAĞINI HATTA FİRAVUNVARİ BİR TUTUMA GİRİP GİRMEYECEĞNİ SINAMAK ADINA DA ONA FAZLADAN BİR İYİLİK NASİP EDEBİLİR.


PEKİ BU NASIL OLACAK ALLAH KİŞİNİN İRADESİNE HÜKMEDERSE VAHDEDİ VÜCUD OLUR ONUN YAPMIŞ OLDUĞU İYİLİKLER VE DUALAR SONUCUNDA DOĞRUYA ULAŞMASINI ALLAH NASIL SAĞLAYACAK.

MİSAL ŞÖYLE OLACAK. KİŞİNİN KUR AN A UYMAYA ÇALIŞMASI DURUMUNDA KİŞİNİN İRADESİNE DEĞİL KİŞİNİN BEYNİNE DİREK MÜDAHALE EDECEK. NASIL Kİ MEYVE SEBZE YEMEK ÇİKOLATA YEMEK BEYİN FONKSİYONLARINDA DEĞİŞME MEYDANA GETİRİYORSA ALLAH BUNU DİREK YAPACAK. BÖYLELİKLE KİŞİ ARTAN BEYİN FONKSİYONLARIYLA DAHA İYİ KARAR ALABİLİR DURUMA GELİP DOĞRUYA DAHA KOLAY ULAŞACAK.

BUNA BENZER BİR ÖRNEK HZ. MERYEM NORMALDE ÇOCUK SAHİBİ OLMASI İÇİN BİR ERKEĞE İHTİYAÇ DUYARKEN ALLAH YİNE İRADEYE DEĞİL SPERME İHTİYAÇ DUYAN RAHMİN KENDİSİNE HÜKMEDEREK SPERMSİZ OLARAK DÖLLENEBİLİR HALE GETİRMİŞTİR.

YİNE MİSAL ALLAH İRADESİ OLMAYAN ARABAYA YOLA RÜZGARA HÜKMEDECEK. BİR KAZA ÖNLENECEK KİŞİ ALLAH A ŞÜKREDECEK. YİNE MİSAL ALLAH İYİLİK DİLEDİĞİ KİMSENİN TARLASININ BULUNDUĞU YERE BULUTA HÜKMEDİP YAĞMUR YAĞDIRACAK. KİŞİ BU SAYEDE BOLUĞA KAVUŞACAK.

YANİ BU ÖRNEKLERLE DE ANLATTIĞIM ÜZERE ALLAH KİŞİNİN İRADESİNE HÜKMETMEZ AMA YÖN VERECEK SEBEPLERE HÜKMEDER. ALLAH KİŞİNİN İRADESİNDE TECELLİ ETMEZ. AMA YAPTIKLARIYLA KENDİNİ SEVDİREN KULUNUN KENDİ İRADESİ SONUCUNDA HÜKMETTİKLERİYLE İSTEDİĞİ DOĞRULTUDA YAŞAMASINI ONA NASİP EDEBİLİR.

AKSİ VAHDEDİ VÜCUD A GİRER Kİ HAŞA DİYORUM.

GÖRÜLDÜĞÜ GİBİ HAYIR VE ŞER KULUN KENDİ İRADE ETTİKLERİNDEN DOLAYI VEYAHUT ANLATTIKLARIM ŞEKLİNDE VB. DOLAYSIZ OLARAK YİNE ALLAH TAN GELMEKTEDİR.

ANCAK ALLAH KUR AN DAN ANLADIĞIM KADARIYLA EĞER KUR AN DA HAŞA YALAN KONUŞMUYORSA ÖZGÜR İRADE DEN BAHSETTİĞİ İÇİN BÖYLE SÖYLÜYORUM, İNSANIN Bİ KONU HAKKINDA NE KARAR ALIP NASIL DAVRANCAĞINI KİŞİ HAKKINDA Kİ KARARINI VERENE DEK BİLEMEZ. KARARINI VERDİKTEN SONRA İSE ALLAH KARARINDA YANILMAZ. KİŞİ BENZER TAVIRLARA DEVAM EDECEKTİR. BU DA KESİNLEŞMİŞ ÖNSEZİDİR ZATEN.
Yukarı dön Göster EHLİKURAN's Profil Diğer Mesajlarını Ara: EHLİKURAN
 
EHLİKURAN
Groupie
Groupie


Katılma Tarihi: 16 ocak 2011
Gönderilenler: 41
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı EHLİKURAN

KARDEŞİM DEMEK Kİ SEN KELİMENİN DÜZ KALIBINDA TAKILI KALAN BİRİSİN.

BEN ALLAH IN HERŞEYİ BİR DÜZEN İÇİNDE YARATMADIĞINIMI İDDAA ETTİM. ÇÜNKİ YAZIN KENDİYLE ÇELİŞKİLİ. YAIZININ BİR YERİNDE KADERİ NEDEN İNKAR EDİYORSUNUZ DİYORSUN ÖTEKİ YERİNDE DE İNSANIN KENDİ YAPTIKLARINDAN DOLAYI BAŞINA GELENİ KADERE YORMASINI KÖTÜLÜYORSUN. BU NASIL İŞ.

BENİM SÖYLEDİĞİM ZATEN ŞU BİR KİŞİ SEBEPLERDEN BİRİNE YÖNELİRSE O YÖNELDİĞİ ONA SONUÇ VERİR. MİSAL ŞEYTANİ TAVIRLARA YÖNELİRSE NEFS ALLAH KORUSUN ONA TABİ Kİ DE CEHENNEMİ VERİR.

YOK ALLAH IN KUR AN DAKİ EMİRLERİNE UYARSA KİŞİ BU DA TABİ Kİ ONA CENNET İ NASİP EDECEKTİR.

ŞİMDİ BU BAŞKA BİRŞEYDİR. ALLAH IN EZELDEN BERİ KİŞİNİN BU SEBEPLERDEN HANGİSİNE YÖNELECEĞİNİ BİLMESİ APAYRI BİRŞEYDİR.

EĞER BÖYLE OLSA İDİ KARAR VERME SÜRECİ OLMAZ İNSANLARA DA KİTAP GÖNDERMEZDİ.

İNSANLAR BİR KARAR VERECEK ALLAH TA ONLARIN BU VERDİKLERİ KARAR DOĞRULTUSUNDA HAKLARINDA BİR KARAR VERECEK. VE ALLAH HAŞA BEŞER GİBİ ŞAŞMAZ. YANİ KARARI VERDİMİ ARTIK KULUNUN O VERDİĞİ KARAR DOĞRULTUSUNUN DIŞINDA HAREKET ETMESİ İMKANSIZDIR. ÇÜNKİ BİR KEZ DAHA TEKRARLIYORUM ALLAH KARARINDA YANILMAZ.

AMA DÜNYAYA HENÜZ GELMEMİŞ BİR KİŞİ HAKKINDA ALLAH DAHA GELMEDEN KARAR VEREMEZ. BU ONUN BÜYÜKLÜĞÜNE HAŞA BİR LAF ETMEK DEMEKTE DEĞİLDİR. HATTA BUNUN AKSİ HAŞA ALLAH I BEĞENMEMEYE BİLE GİDER. HAŞA ALLAH IN KUDRETİNİ YETERSİZ GÖRMEYE GİRER.

O NEDENLE BUNDAN ÖNCE BU KONU HAKKINDA SİTEYE YAZMIŞ OLDUKLARIMI BAŞTAN SONA OKUYAN BİR KİŞİ Kİ TOPLASAN BİR KİTABIN 3 4 SAYFASI ANCA EDER. ÜŞENMEYİP OKUYAN BİR KİŞİ. KUR AN A TEK BİR TERS SÖZ SÖYLEMEDİĞİMİ ANLAYACAKTIR.

HA DİYORSAK Kİ ALLAH DAN HESAP SORULMAZ HAŞA KUR AN DA ALLAH YALAN KONUŞMUŞ OLAMAZ MI DERSEK. TABİ Kİ DE BUNA BİR İTİRAZI HİÇBİR KUL EDEMEZ. ANCAK BU DURUMDA DA KULUN CEHENNEME GİRMESİNDE KULUN PAYI KALMAYACAKTIR. HA ALLAH KULU HAKETMESEDE CEHENNEMİNE KOYAMAZ MI KULUNU DERSENİZ Kİ BUNU DA TABİ Kİ DİLESE YAPAR DERİM. ANCAK BEN ALLAH IN VARLIĞINA VE BİRLİĞİNE İNANIYORUM. KUR AN DA YALAN OLMADIĞINA İNANIYORUM. BENDEN BUNU İSTEYENDE BİZZAT KUR AN LA ALLAH. O NEDENLE SONUCUM MADEM BAZILARININ İDDAA ETTİĞİ GİBİ BANA BAĞLI DEĞİL. BENİM KUR AN A İNANIP İNANMAMAMDA BANA BAĞLI DEĞİL. DEMEK Kİ ALLAH BENİM İNANARAK YAŞAMAMI YAZMIŞ CEHENNEMİNE BENİ KOYACAK OLSA BİLE. VE AKSİNİ İDDAA EDENLERİ HAKSIZ OLARAK BULMAMI DA ALLAH YAZDIĞI İÇİN SÖYLÜYORUM BU DA DEMEK OLUYOR Kİ BEN DEĞİL ALLAH SİZLERİ KÖTÜLÜYOR. HA YOK OLUR MU ÖYLE ŞEY DİYORSANIZ DA ARTIK HAKİKATE VARMIŞ OLMALISINIZ.
Yukarı dön Göster EHLİKURAN's Profil Diğer Mesajlarını Ara: EHLİKURAN
 
EHLİKURAN
Groupie
Groupie


Katılma Tarihi: 16 ocak 2011
Gönderilenler: 41
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı EHLİKURAN

HA ŞUNU DA EKLEYEYİM. ALLAH U TEALA (C.C) GELECEKLE ALAKALI TABİ Kİ DE BİR KURGU SAHİBİ HER AN VE ŞARTA GÖRE. YANİ BİR OLAYI KURGULAMA OLAYININ EZELİ OLMASI GEREKMEZ. DURUMA GÖRE KURGU SÖZKONUSU OLUR VE BU DEĞİŞKENLİK GÖSTEREBİLİR. MUCİZELERDE BÖYLEDİR. BUNUN AKSİ HAŞA ALLAH IN KARAR ALMADIĞINA YA DA EZELDEN BERİ SONSUZA KADAR HERŞEYİN KARARININ ALINMASINA YOL AÇAR Kİ BU DA HAŞA BİLİNCİN KENDİNİ YENİ VEYAHUT FARKLI BİR KARARA KAPATMASI DEMEKTİR. ANCAK BU HER KURGULADIĞINI UYGULAYACAĞI ANLAMINA GELMEZ. ZATEN BUNU İNKAR EDEN YOK Kİ. BU ŞU DEMEKTİR DURUM KURGUSUNU FARKLI KILMAYA YOL AÇARSA KURGU DEĞİŞECEK DEMEKTİR. DEĞİŞEN ŞEY EVVELDEN BELLİ OLMAZ. YANİ GELECEĞE DAİR KURGU GELECEĞİN O ŞEKİLDE GERÇEKLEŞECEĞİNİ DÜNYAMIZ ADINA KABUL ANLAMINA GELMEZ. BU KURGU SÜREKLİ DEĞİŞİM GÖSTEREBİLMEKTEDİR. HAKKINDA HÜKÜM VERİLMİŞ OLANINSA MİSAL CEHENNEMLİK OLDUĞU KURGUNUN DEĞİŞMEYECEK YANLARINI OLUŞTURUR. ÇÜNKİ İNSANIN KISACIK DÜNYA ÖMRÜNDE KENDİ İRADESİ SÖZKONUSUDUR.

MİSAL OLARAK MUSA İLE DİNİMİZDE HIZIR ADIYLA ANILAN PEYGAMBERİN KARŞILAŞMASINDA Kİ DUVAR OLAYINI VEREBİLİRİZ. BEN BU ŞEKİLDE GELECEKLE İLGİLİ BİR KANIYA VARDIĞIM İÇİN ÖYLEYSE ALLAH BİLMEDİĞİ BİRŞEYİ NASIL PEYGAMBERE VAHY EDER DEYİNCE ARAŞTIRMAYA BAŞLADIM Kİ VERECEĞİM ŞU LİNKTE DE BENİM VARDIĞIM MANTIK DOĞRULTUSUNDA BİR CEVAP SUNAN YAZIYA ULAŞTIM.

LİNK ŞU

http://www.erdemyolu.com/hizir/kuranda-hizir-konusu-var-mi-h akki-yilmaz.html

EĞER LİNKTE Kİ YAZININ TAMAMINI !!! OKURSANIZ DUVAR HUSUSUNDA DA ALLAH IN YAŞANILMIŞ VE YAŞANILMAKTA OLAN HERŞEYİ BİLMESİNDEN ÖTÜRÜ. ORAYA GÖMÜLÜ OLAN DEFİNENİN VARLIĞINI BİLMESİ SEBEBİYLE DUVAR I SAĞLAMLAŞTIRMASINI PEYGAMBERİNE VAHY ETMİŞTİR. ÇOCUKLARIN İLERİDE O DEFİNEYİ BULMASINI ALLAH TEMENNİ ETMİŞTİR! YA DA DİLEMİŞTİR ( OLMASINI EMRETMEK BAŞKA TEMENNİ ETMEK BAŞKA, TABİ DİLEYEREK İNSAN DIŞINDAKİ CANLI CANSIZ VARLIKLARA HÜKMEDEREK ÇOCUKLARDA İLERİDE BİR ÖNSEZİ MEYDANA GETİREREK DİLEĞİNİ DE GERÇEKLEŞTİREBİLİR. YOKSA İNSAN DIŞINDAKİLERİN OLAĞAN HALİNE HÜKMETMEZSE MİSAL BİR KÖPEĞİN DUVARIN ALTINI EŞELEMESİNİ İSTEMEZSE BU BİR TEMENNİ OLACAK EŞELETİRSE TEMENNİSİNİN GERÇEKLEŞMESİNİ DE İSTMEİŞ OLARAK GERÇEKLEŞTİRECEK)
Yukarı dön Göster EHLİKURAN's Profil Diğer Mesajlarını Ara: EHLİKURAN
 
EHLİKURAN
Groupie
Groupie


Katılma Tarihi: 16 ocak 2011
Gönderilenler: 41
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı EHLİKURAN

KONUYLA İLGİLİ SONRADAN AKLIMA GELDİ OLURYA DEDİM ONCA AYRITNILI ANLATIMIMIZA RAĞMEN YİNE ANLAŞILMAYAN BİR YÖN OLABİLİR ONA DA DİREK CEVAP VEREYİM.

TABİ Kİ ALLAH İNSANIN İRADESİ DIŞINDA İNSANIN İŞLEVİNE ÖRNEKLENDİRDİĞİM ŞEKİLLERDE HÜKMEDEBİLECEĞİ GİBİ (MİSAL BEYNİN YEMEKLE DAHA İİ ÇALIŞABİLİRLİĞİ GİBİ YEMEK YEMEDEN AYNI ÇALIŞABİLİRLİĞE KAVUŞTURMASI) İNSAN DIŞINDA ÖZGÜR İRADE SAHİBİ OLMAYAN HAYVAN BİTKİYEDE HÜKMEDEREK DÜNYADA DA TEMENNİ ETTİĞİNİN GERÇEKLEŞMESİNİ SAĞLAYABİLİR ( MİSAL KÖPEĞİN KOKLAMASIYLA İNSANLARIN BİRŞEYİ BULMASINI SAĞLAMASI GİBİ )

BU ÖRNEKLERE ZATEN YAZILARIMDA DEĞİNMİŞTİM SIRA GELDİ BAŞLIKTA BELİRTTİĞİM AKLA TAKILABİLECEK SON MEVZUYA

İKİ KİŞİ ÖZGÜR İRADELERİYLE EVLENMEK İSTEYEBİLİR. ALLAH BU NOKTADA DÜNYA DÜZENİNE HÜKMEDEREK BİR DEPREM MİSAL VEREREK BU ÖZGÜR İRADELERİN KARARINI GERÇEKLEŞTİRTMEYEBİLİR.

BU ÖRNEKTEN DE ANLAŞILACAĞI ÜZERE TEKRAR SÖYLÜYORUM SONUÇ İTİBARİYLE HAYIR ŞER ALLAH TAN DIR. FAKAT KİMİ HAYIR VE ŞERRİN YARATILMASINA SEBEP İNSANLARDIR.
Yukarı dön Göster EHLİKURAN's Profil Diğer Mesajlarını Ara: EHLİKURAN
 
EHLİKURAN
Groupie
Groupie


Katılma Tarihi: 16 ocak 2011
Gönderilenler: 41
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı EHLİKURAN

YANİ KISACASI ALLAH DÜNYA DÜZENİNİN GELECEĞİNİ KESİN OLARAK BİLMEZ DOĞMADAN BİR ÇOCUĞUN CENNET E Mİ CEHENNEME Mİ GİDECEĞİNİN KARARINI DA VERMEZ. ANCAK DİLERSE GELECEĞE HÜKMEDER YANİ GELECEĞİ KENDİ BELİRLER MİSAL İNSAN İRADESİNE DEĞİLDE FİZYOLOJİSİNE VEYAHUT İNSAN DIŞINDA Kİ ARABA FAY HATTI VS GİBİ ETKİLERLE HÜKMEDER. AMA İSTİSNAİ ( MUCİZE AFET VS. GİBİ) DURUMLAR HARİCİNDE BÖYLE BİR HÜKMÜ VERMEMEKTE. KENDİ GELECEKLERİNİ İNSANLARIN KENDİLERİNİN ÇİZMESİNİ SERBEST BIRAKMAKTA.

O NEDENLE KEŞMEKEŞ İN SORUSUDA CEVAP BULMUŞ OLUYOR ALLAH DİLESE İKİ ÇOK YAKIN AKRABANIN EVLENMESİNE İZİN VERMEYEREK ONLARDAN SAKAT ÇOCUK DOĞMASINA İZİN VERMEYEBİLİRDİ MİSAL BİRİSİNİN VEYAHUT İKİSİNİN BİRDEN NEFESİNİ KESERDİ.

AMA İNSANLAR YAPTIKLARINDAN SORUMLUDUR. VE ONLARI UYARMASINA RAĞMEN BAZI KÖTÜLÜKLERİNE ENGEL OLMAMAKTADIR. BUNUN CEZASI ALLAH KATINDADIR VAKTİ DE ÖYLE. DİLEDİĞİNE DÜNYADAN TİİBAREN CEZAYA BAŞLAR DİLEDİĞİNİ AHİRETE BIRAKIR.

SAKAT DOĞAN ÇOCUKLARDA ALLAH IN İNSANLARIN SEBEP OLDUĞU BİR DURUMSA VEL ASR LA SABRETTİĞİ OLAYLARDAN BİRİ OLARAK BU DURUMA GÖZ YUMMASI OLABİLECEĞİ GİBİ. GEN UYUŞMAZLIĞINDAN BİR HABER OLAN İNSANLARDAN DA DOĞABİLİR. BUNUN DIŞINDA ALLAH VAKTİ GELDİĞİNDE BİR KULUNUN SAKAT DOĞMASINI DA DİLEMİŞSE BUNA KİMSE BİŞEY DİYEMEZ ELBET ONDA DA BİR HİKMET VARDIR. BELKİ DE O KULUNA CENNET İ NASİP EDECEK ONUN SAYESİNDE DE DİĞER KULLARINI SINAYACAKTIR. BUNLARIN ALLAH IN GELECEĞİ EZELDEN BERİ BİLMESİ İLE ALAKASI YOKTUR. AMA GELECEĞİ DİLEDİĞİ AN HÜKMEDEBİLECEĞİNİ TABİ Kİ DE ORTAYA KOYMAKTADIR.




Yukarı dön Göster EHLİKURAN's Profil Diğer Mesajlarını Ara: EHLİKURAN
 
EHLİKURAN
Groupie
Groupie


Katılma Tarihi: 16 ocak 2011
Gönderilenler: 41
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı EHLİKURAN

İSTİSNAİ DURUMLARA HER TÜRLÜ MÜDAHELE ANLAMINDA Kİ ( İNSAN İRADESİ DIŞINDA ANCAK TABİKİ DE İRADENİN UFKUNU BEYİN FONKSİYONUNA ETKİ EDEREK AÇABİLİR) KERAMETİ DE KATMAK GEREKİR.

O NEDENLE ALLAH A YÖNELEN KULLARIN ÇEVRESİNDE GELİŞEN OLAYLARDA KENDİ DİLEDİKLERİ AN HARİÇ ( DUA EDİP DUANIN KABULU DURUMU BAŞKA ) ALLAH IN KERAMETİNİN GÖRÜLMESİ DE BU DURUMDA DAHİLDİR.

SANIRIM BU NEDENLE VELİ DİYE ADLEDİLEN KULLARDAN HAKİKATEN VELİ OLANLARINDA BU TÜR KERAMETLER GÖRÜNMESİ DE GAYET DOĞALDIR. BUNLARIN GELECEKTEN VERECEĞİ HABERLERDE YİNE AYNI ŞEKİLDE ALLAH IN TÜM DÜNYADA YAPILANLARI BİLEREK ÖNSEZİ !!! ( ÖNSEZİ HER AN HER KOŞULDA DEĞİŞEBİLİR ALLAH KULLARI HAKKINDA Kİ KESİN GELECEĞİ ONLARI YARATMADAN BİLMEZ ONLAR YAŞADIKÇA DA HAKLARINDA KARAR VERİR. YANİ ALLAH IN EZELDEN BERİ KESİN GELECEĞİ BİLMESİ DURUMU YOKTUR. BU DA HAŞA ONUN ALLAH OLMASI GERÇEĞİNİ DEĞİŞTİRMEZ. VE ZERRE DAHİ GÜCÜNÜN KÜÇÜMSENECEĞİ ANLAMINA GELMEZ. İŞTE KİMİLERİ BUNU ANLAYAMIYOR.) DE BULUNDUĞU HALİN KULLARINA AKTARILMASI DA BU BAĞLAMDA OLABİLİR. BU AKTARILAN ÖNSEZİ GERÇEKLEŞMESİ MUHTEMEL OLAN (TABİ Kİ DE İNSANIN İRADESİNE DİREK MÜDAHELESİNİN DIŞINDA DOLAYLI OLARAK ETKİ EDEBİLİR VE GELECEĞE HÜKMEDEBİLİR BU DURUMDA MUHTEMEL KESİNLİK KAZANIR. AMA BU KESİNLİK KAZANMA DÜNYA ZAMANINDA İNSAN SINAVA BAŞLADIKTAN SONRA OLUR EZELDEN BERİ DEĞİL.) OLAYDIR. GELECEĞİN DEĞİŞMEYECEĞİ ANLAMINA GELMEZ.

AMA ÖNCEKİ YAZILARIMDA VERDİĞİM LİNKİN SON KISMINDA YAZILI OLAN HIZIR ADI VERİLEN PEYGAMBERLE MUSA (A.S.) IN KARŞILAŞMASINDA ÖLDÜRDÜĞÜ DE BU BAĞLAMDA BEBEK VEYAHUT KÜÇÜK ÇOCUK DEĞİL AKLIBAŞINDA BİR DELİKANLIDIR. ÇÜNKİ ALLAH GELECEKTE NASIL DAVRANACAĞINI BİLMEDİĞİ BİR BEBEK VEYAHUT KÜÇÜK ÇOCUĞUN CANINI BU ATEİSTTİR DİYE VAHYEDEREK ALDIRTMAZ.

BU OLAY O AN ALINAN BİR VAHİY DEĞİL KUR AN DA DA AKSETTİRİLDİĞİ GİBİ KAFİRLERDEN MÜSLÜMANA ENGEL KOYMA GAYRETİNE GİRENLERİN ÖLDÜRÜLMESİ FİTNEDEN İYİDİR ANLAYIŞININ FARKINDA OLAN PEYGAMBERİN ALLAH IN BU HÜKMÜ GEREĞİ APAÇIK İNKARDA OLUP İNSANLARI KÖTÜYE YÖNLENDİRMEYE ÇALIŞAN O KULUN ÖLDÜRÜLMESİNİ HÜKMETMESİDİR.
Yukarı dön Göster EHLİKURAN's Profil Diğer Mesajlarını Ara: EHLİKURAN
 
takva81
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 13 ocak 2010
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 288
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı takva81

selamlar.

   ALLAH BU GÜNÜ YARINI BENİ ATAMI DEDEMİ BENDEN GELECEKLERİ VEYA SONRASINI BİLİR.  ALLAHIN BİLMESİ SENİN BENİM BURDA YAZDIĞIMIZ GİBİ DEĞİL. O BİLİR. O HER YARATMAYI EN İYİ BİLENDİR.  ONUN İLMİ ARŞ,I KAPLAMIŞTIR. BİR ZERRE ONDAN HABERSİZ DEĞİLDİR.

      ALLAH GELECEĞİ KESİN YARATMADAN BİLMEZ. ONLAR YAŞADIKÇA KARAR VERİR  YANİ ALLAHIN EZELDEN BERİ GELECEĞİ BİLMESİ DURUMU YOKTUR. DEMİŞSİN  DELİLİN NEDİR. NEDEN BİLMEZ. BİZ NEDEN ANLAMIYORUZ. BU DURUM NE İLE AÇIKLANIR.  O ZAMAN KURAN BU GÜN BÜTÜN VASFINI KAYBETMİŞTİR. GELECEĞE DAİR HİÇ BİR  FİKRİ YOK ALLAHIN, HELE BİR DURUMA BAKALIM ONA GÖRE AYET İNDİRİZ Mİ DEMİŞ.... BENCE ÇOK SAÇMA  EĞER KURAN O ZAMANKİ İNSANLARIN   YAŞAYIŞ KOŞULLARINI ANLATIYORSA ALLAH BU GÜNKÜ İNSANLARIN YAŞAYIŞ KOŞULLARINI ANLATACAK KURAN VEYA AYET GÖDERMELİ DURUMA GÖRE İNSANLARI DÜZELTMELİ.  ÇÜNKÜ İNSANIN YARIN NE DURUMDA OLACAHINI BİLMİYOR. TOPLUMUN NEREYE GİDECEĞİNİ BİLMİYOR. BU NE SAÇMA BİR ŞEY. OYSA 1400 YIL ÖNCE OLAN ŞEYLERDE VE 2500 YIL SONRA OLACAK ŞEYLER İNSANIN NEREYE NASIL GİDECEĞİ KURANDA YAZIYOR. 

           ALLAH BUYURDU; KURAN OKURKEN YERİLMİŞ KOVULMUŞ ŞEYTANDAN ALLAHA SIĞIN O(ŞEYTAN) İNSANA ALLAH HAKKINDA BİLMEDİĞİ ŞEYLERİ FISILDAR. SİZİ AÇLIKLA YOKLUKLA YARIN NE OLACAK KORKUSU İLE FİTNELENDİRİR.



__________________
ben yanlız kendimi kurana adadım.
Yukarı dön Göster takva81's Profil Diğer Mesajlarını Ara: takva81
 
takva81
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 13 ocak 2010
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 288
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı takva81

 

          HA BİRDE KERAMET MUCİZE FALAN BUNLAR YOK VELİ KULLAR BUNLARI YAPARMIŞ DA.. İŞTE BUNLAR ALLAHIN SÜNETULLAHINI İNKAR ETMENİN DELİLİDİR. BUNLARA İNAN.

      EFENDİM EVLİYANIN KERAMETİ HAKMIŞTA. BUNLAR BATIL AFRİKA DİNLERİNDEN KALMA. UÇAN ADAMLAR. KAYAYI ELMAS YAPANLAR. BİR İBRİKTEN BİR GÜN BOYUNCA SU AKITANLAR.  BİR ANDA KITALAR ARSI YOL ALANLAR.  BUNLAR ŞARLATAN.. HEP BUNLAR MUSA A.S İLE BİLGİN KUL  HALK AĞAZI İLE HIZIR(YEŞİL). AYETLERİNDEN ETKİLENİP HALKA YUTTURULANLAR.

         

KUR’AN’DAKİ MUSA İLE BİLGİN KUL KISSASI

Allah’a kayıtsız şartsız teslim olma ve geçici şeylerden  uzak durma konularında önemli bilgi ve ilkeler içeren Kehf suresinin bünyesindeki “ashab-ı kehf (mağara arkadaşları)”, zengin adam-yoksul adam, Musa ile “bilgin kul” ve Zülkarneyn ile Ye’cüc Me’cüc kıssaları, bizler için ibret dolu birer örnek teşkil etmektedir.

Ancak, bu kıssalardan bir tanesi, Musa ile “bilgin kul” kıssası, İsrailiyat kültürü altında âdeta rivayet bombardımanına tutulmuş ve bu konuda binlerce hikâye, menkıbe yazılmıştır. İşin kötü tarafı, bu rivayet bombardımanı sonucunda Kur’an’dan onay almayan ve İslâm ilkeleri ile kesinlikle bağdaşmayan,

Veli,

Hızır,

İlm-i Ledün

Kulların gaybı bilebilmeleri,

Velinin nebiden üstünlüğü

gibi bir çok abuk sabuk inanış, ne yazık ki Müslümanlara kabul ettirilmiştir.

Bizim bu makaleyi yazmamızdaki amaç, işin gerçeğini kardeşlerimizle paylaşıp, kardeşlerimizi İsrailiyat batağından uzak tutmaktır.

Musa ile “bilgin kul” kıssası, Kehf suresinin 60 – 82. ayetlerinde anlatılmıştır. 60 – 64. ayetler, Musa’nın yolculuğa çıkışı, genç yardımcısı, sahra (iki denizin birleştiği yer),  balık konularını içermekte, “bilgin kul” ise 65. ayette ortaya çıkmaktadır. 60 – 64. ayetlerde anlatılanlar da önemli olmakla birlikte, rivayet bombardımanın bu ayetlerdeki hasarı imanı, tevhidi zedeleyecek boyutta değildir. Bu sebeple biz, bu kısmın sadece mealini vermekle yetinip, yorumlarımızı, yanlışa, batıla ve hurafeye malzeme yapılan 65 – 82. ayetler için yapmış bulunuyoruz.

60 – 80. ayetlerin meali:

60- Ve bir vakit Musa genç hizmetçisine “Ben iki denizin birleştiği yere varıncayakadar durmayacağım, yahut senelerce gideceğim.” demişti.

61- Bunun üzerine iki denizin birleştiği yere vardıklarında ikisi de balıklarını unuttu. O zaman o  denizde bir deliğe doğru yolunu tutmuştu.

62- Bu şekilde geçtikleri zaman genç hizmetçisine: “Getir kuşluk yemeğimizi gerçekten biz bu yolculuğumuzda yorulduk.” dedi.

63-  Genç: “Gördün mü? Büyük Kaya’ya sığındığımız vakit doğrusu ben balığıunuttum; onu anmamı muhakkak şeytan unutturdu. O, şaşılacak bir şekildedenizdeki yolunu tuttu.” dedi.

64-  Musa, “İşte bu, aradığımızdı!” dedi. Hemen izlerini takip ederek gerisin geridöndüler.

65-  Derken kullarımızdan bir kul buldular ki, Biz ona katımızdan bir rahme vermiş ve tarafımızdan bir ilim öğretmiştik.

66-  Musa ona: “Doğru yol konusundaki sana öğretilenden bana da öğretmenşartıyla sana tâbi olabilir miyim?” dedi.

67-  O: “Doğrusu sen benimle beraber olmaya sabredemezsin.

68-  Ve havsalanın almadığı şeye nasıl sabredeceksin!” dedi.

69-  Musa: “İnşallah beni sabırlı bulacaksın ve senin hiçbir işine karşı gelmem.”dedi.

70-  O: “O halde eğer bana uyacaksan, bana hiçbir şey hakkında soru sorma, ta kiben sana ondan söz açıncaya kadar.”

71-  Bunun üzerine ikisi beraber gittiler; nihayet gemiye bindiklerinde tuttgemiyi yaraladı. Musa: “A, içindekileri boğmak için mi yaraladın onu?Doğrusu kötü bir şey yaptın!” dedi.

72-  O: “Demedim mi ki sen benimle beraber olmaya sabredemezsin?” dedi.

73-  Musa: “Unuttuğum şeyle beni suçlama ve bu işimden dolayı bana güçlükçıkarma!” dedi.

74-  Yine gittiler nihayet bir delikanlıya rastgeldiler; tuttu onu öldürüverdi. Musa“Bir can karşılığı olmaksızın masum bir cana mı kıydın? Doğrusu çok kötü bir şey yaptın!” dedi.

75-  “Doğrusu sen benimle asla sabredemezsin demedim mi sana?” dedi.

76-  Musa: “Eğer bundan sonra sana birşey sorarsam, artık benimle arkadaşlık etme! Doğrusu tarafımdan beyan edilecek son özre erdin.”

77-  Bunun üzerine yine gittiler. Nihayet bir köy halkına varınca onlardan yemek istediler. Ancak onlar, kendilerini misafir etmekten kaçındılar. Derkenorada yıkılmak üzere olan bir duvar buldular, tutup onu doğrulttu. Musa:“İsteseydin bunun karşılığında mutlaka bir ücret alırdın” dedi.

78-  O: “İşte bu, seninle benim ayrılmamız olacak! Şimdi sana o sabredemediğinşeylerin iç yüzünü haber vereyim.

79-  Önce gemi, denizde çalışan birtakım zavallılarındı. Ben onu kusurlu halegetirmek istedim; çünkü ötelerinde bütün sağlam gemileri gaspedip alan birkral vardı.

80-  Delikanlıya gelince, anne-babası mümin kimselerdi. Onun, o ikisiniazdırmasından ve inkâra sürüklemesinden korktuk.

81-  İstedik ki, Rableri onun yerine kendilerine temizlikçe daha hayırlı vemerhamet bakımından daha yakınını versin.

82-  Ve gelelim duvara; o, şehirde iki yetim oğlanındı, altında onlar için  bir definevardı ve babaları iyi bir zat idi. Onun için Rabbin onların erginlik çağına ermelerini, definelerini çıkarmalarını diledi. Bu, Rabbinden bir rahmet olmaküzeredir ve ben onu (duvar doğrultma işini) kendi görüşümle yapmadım. İştesenin sabredemediğin şeylerin açıklaması!” dedi.

65 – 82. ayetlerin tefsiri:

Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi, bu ayetlerde anlatılan serüven, binlerce rivayet ve menkıbeye kaynak olmuştur. Daha doğrusu, bu  uydurmaların türediği esas kaynak bu ayetler değil, bu ayetler hakkındaki Ubeyy b. Ka’b rivayetleridir. Ubeyy b. Ka’b sayesinde; Hızır adında bir süpermenimiz; elifi görse mertek sanan İlm-i Ledün sahibi köşe bucak post serip cennet pazarlaması yapan bir çok evliyamız; havada uçup suda yürüyen, dağların arkasını ve yıllar sonrasını ayan beyan görüp anlatan, peygamberden üstün tutulan velilerimiz olmuştur.

Bu bombardımanın amiral gemisi ise İbn-i Kesir’in rivayet tefsirleri kitabıdır.

Şimdi, bu saçmalıklara dayanak kabul edilen ayetlerin gerçek anlamlarını inceleyelim ve bakalım gerçekten bu ayetler ile bu saçmalıklar arasında bir bağıntı, bir benzerlik var mı?

65.   Ayet:

 Derken kullarımızdan bir kul buldular ki, Biz ona katımızdan bir rahmetvermiş ve tarafımızdan bir ilim öğretmiştik.

Musa ile yardımcısının Sahra’da (iki denizin birleştiği yerde) buldukları kul bize göre bir peygamberdir. Çünkü ayette “Biz ona katımızdan bir rahmet vermiştik” denmiştir. Biz biliyoruz ki Yüce Rabbimiz bu ifadeyi başka ayetlerde de peygamberlerine verdikleri için kullanmıştır:

Zühruf; 31 – 32: Yine dediler ki: “Bu Kur’an, şu iki kentin birinden, bir büyükadama indirilmeli değil miydi?”Ne! Yoksa Rabbinin rahmetini onlar mı paylaştırıyorlar? Şimdikihayatta, onların geçimliklerini aralarında paylaştıran, birbirlerine işgördürmeleri için, kimini kimine derecelerle üstün kılan biziz. Rabbini rahmeti, onların topladıklarından daha iyidir.”

Kasas; 86: Sen, Kitab’ın sana verileceğini hiç ummazdın. O ancak Rabbinin birrahmetidir. Öyleyse, sakın inkârcılara arka çıkma!

“Bilgin kul”un peygamber oluşunun bir diğer delili ise; “bilgin kul”un 82. ayette, duvar doğrultma işini kendi iradesi ile yapmadığını beyan etmesidir. Bu demektir ki, duvar altında duran iki yetime ait gömünün varlığı ve bu gömünün belli bir süre daha bulunduğu yerde korunması gereği ve dolayısıyla bunun icabı olan duvarın doğrultma işi, “bilgin kul”a vahy ile telkin edilmiştir.

Yukarıdaki delillere dayanarak peygamber olduğunu söylediğimiz “bilgin kul” için bize bu kıssa dışında bilgi verilmemiştir. Bu durumda “bilgin kul”un Nisa suresinin 164 ve Mümin suresinin 78. ayetlerinde bahsedilen, adı ve kendi hikâyesi bildirilmemiş peygamberlerden olduğu anlaşılmaktadır.

Bu iki âyetten “rahmet” ile neyin kasdedildiğini  öğrendikten sonra görüyoruz ki 65. âyette “biz ona katımızdan rahmet vermiştik” buyuruluyor. Yine aşağıda göreceksiniz 82.  âyette duvar doğrultma olayı Âlim Kul’un kendi isteğiyle yaptığı bir eylem değildir. Duvarın altında iki yetime ait gömünün varlığı, onun korunmasının gereği, onun içinde duvarın doğrultulmasının icabı Alim Kul’a (peygambere) vahy ile telkin edilmiştir. 

66.   Ayet:

  Musa ona: “Doğru yol konusundaki sana öğretilenden bana da öğretmenşartıyla sana tabi olabilir miyim?” dedi.

Musa ve “bilgin kul” tanışmışlardır. Musa, onun bilgin birisi olduğunu, doğru yolu bulma konusunda kendisine çok bilgi verilmiş olduğunu öğrenmiştir. Ve ondan “doğru yolu bulma konusunda ona öğretilenlerden öğrenmek için”, onun öğrencisi olmayı istemektedir.

67 – 68.   Ayetler:

 O: “Doğrusu sen benimle beraber olmaya sabredemezsin.Ve havsalanın almadığı şeye nasıl sabredeceksin!” dedi.

Musa`nın o yöre ve “bilgin kul” hakkında bilgisinin olmadığı bellidir. Çünkü o bölgeye yeni gelmiş ve “bilgin kul” ile yeni tanışmıştır. Ama “bilgin kul”un ifadelerinden anlıyoruz ki, “bilgin kul” o yörenin insanıdır ve bir takım görevleri vardır. Zira “bilgin kul”, Musa ile birlikte oldukları takdirde meydana gelmesi muhtemel olaylar karşısında Musa’nın, kafasının bu olayları almayacağını ve sabredemeyeceğini öngörmektedir. Yani “bilgin kul”, belli bir görevi ifa etmek için dolaştığı o bölgede, o bölgeyi iyi tanıdığı için, bazı olumsuzluklarla karşılaşabileceğini tahmin edebilmekte ve Musa’nın da bunlara sabredemeyeceğini düşünmektedir.

69 – 77.   Ayetler:

Musa: “İnşallah beni sabırlı bulacaksın ve senin hiçbir işine karşı gelmem.”dedi.O: “O halde eğer bana uyacaksan, bana hiçbir şey hakkında soru sorma, taki ben sana ondan söz açıncaya kadar.”

Pazarlık yapılmış ve “bilgin kul” Musa’nın yanında gelmesine izin vermiştir. Kıssanın bundan sonraki bölümlerinde Musa’nın genç yardımcısından söz edilmez olmuştur

.Bunun üzerine ikisi beraber gittiler; nihayet gemiye bindiklerinde tuttugemiyi yaraladı. Musa: “A, içindekileri boğmak için mi yaraladın onu?Doğrusu kötü bir şey yaptın!” dedi.

“Bilgin kul”un o çevreyi tanıdığı gibi, gemi sahipleri ve yolcular da “bilgin kul”u tanıyor ve ona güveniyor olmalılar ki, “bilgin kul”un gemiyi yaralamasına engel olmamışlardır. Ne “bilgin kul”, ne de o yöre hakkında bilgisi olmayan Musa ise bu işe karşı çıkmıştır.

Olanlar gayet olağan şeylerdir. Bu olayda herhangi bir olağanüstülük, esrarengizlik yoktur. Kulun gaybı bilmesi gibi bir şey söz konusu değildir.

O: “Demedim mi ki sen benimle beraber olmaya sabredemezsin?” dedi.Musa: “Unuttuğum şeyle beni suçlama ve bu işimden dolayı bana güçlük çıkarma!” dedi.Yine gittiler nihayet bir delikanlıya rastgeldiler; tuttu onu öldürüverdi.Musa: “Bir can karşılığı olmaksızın masum bir cana mı kıydın? Doğrusuçok kötü birşey yaptın!” dedi.

Ayette geçen “ غلام Gulam” sözcüğünün orijinal anlamı, “Cinsel ilişkiye alabildiğine düşkün ve arzulu olan” demektir. Bu özellik, çocukluk yaşından çıkmış kimselerde olur. Bu da delikanlılık çağıdır. Gulam/ delikanlı sözcüğü, şeyh/ ihtiyar sözcüğünün zıt anlamlısı olarak kullanılır.

Ayetteki “Bir can karşılığı olmaksızın masum bir cana mı kıydın?” ifadesinden, “gulam”ın erişkin birisi olduğunu anlıyoruz. Zira çocuk yaşta birisi başkasını öldürürse ona kısas yapılmaz. Buradaki olay  kısasa uygun görüldüğüne göre “gulam”, çocuk değil erişkin bir delikanlıdır.

Delikanlının öldürülmesine de Musa’dan başka karşı çıkan olmamıştır. Demek ki, “bilgin kul”un delikanlıyı niçin öldürdüğünü o beldenin insanları, öldürülen delikanlının yakınları; ana-babası herkes bilmektedir. Aksi halde bir yabancının gelip de, memleketlerinde kendilerinden bir delikanlıyı öldürüp elini kolunu sallayarak çekip gitmesine kimse kayıtsız kalmazdı. Öldürme gerekçesi ise aşağıda 80 ve 81. ayetlerde açıklanmıştır.

“Doğrusu sen benimle asla sabredemezsin demedim mi sana?” dedi.Musa: “Eğer bundan sonra sana bir şey sorarsam, artık benimle arkadaşlıketme! Doğrusu tarafımdan beyan edilecek son özre erdin.”Bunun üzerine yine gittiler. Nihayet bir köy halkına varınca onlardan yemekistediler. Ancak onlar, kendilerini misafir etmekten kaçındılar. Derkenorada yıkılmak üzere olan bir duvar buldular, tutup onu doğrulttu. Musa:“İsteseydin bunun karşılığında mutlaka bir ücret alırdın” dedi.

“Bilgin kul” bu köyün veya beldenin yabancısı olmalı ki, köylüler “bilgin kul” ve Musa’ya ilgisiz kalıyorlar.

78 – 79.   Ayetler:

 O: “İşte bu, seninle benim ayrılmamız olacak! Şimdi sana o sabredemediğinşeylerin iç yüzünü haber vereyim.Gemi olayına gelince, denizde çalışan birtakım zavallılarındı. Ben onukusurlu hale getirmek istedim; çünkü ötelerinde bütün sağlam gemilerigasp edip alan bir kral vardı.

“Bilgin kul”un o bölgeyi tanıdığının bir kanıtı da, bindikleri geminin sahiplerini tanıması ve öteki kıyıda hüküm süren zalim kraldan haberdar olmasıdır. Bunları bildiği için gemiyi yaralamış ve zalim kralın gemiye el koymasını engellemiştir.  Gemi sahipleri ve gemideki yolcular da “bilgin kul”u tanıyıp ona güvenmektedirler ki, ona engel olmamışlar ve gemiye verdiği zararın karşılığını talep etmemişlerdir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta, “bilgin kul”un gemideki hasarı kendi iradesi ile yapmış olmasıdır. Bu hususu kendisi de “  فاردت ان اعيبها  BEN onu kusurlu hale getirmek İSTEDİM” diyerek beyan etmiştir.

“Bilgin kul”un buradaki davranışı; “İki fesat tearuz ettikte ehaffi irtikab ile a’zamın çaresine bakılır. Yani, biri büyük diğeri daha hafif iki zarar bir anda söz konusu olduğunda, hafif olan zararı işleyerek büyük zarardan kurtulma yoluna gidilir.”  (Mecelle Madde 28) genel ilkesine göredir. Yoksa burada gaybı bilme gibi olağan dışı bir durum söz konusu değildir.

80 – 81.   Ayetler:Delikanlıya gelince, anne-babası mümin kimselerdi. Onun, o ikisiniazdırmasından ve inkâra sürüklemesinden korktuk.İstedik ki, Rableri onun yerine kendilerine temizlikçe daha hayırlı vemerhamet bakımından daha yakınını versin.

Ayetlerden anlaşıldığına göre delikanlıyı öldürme olayı resmî otoritenin; toplum olarak yasalara göre verdikleri bir karar gereği olmuştur. “Bilgin kul” bu kararın infaz memurudur; tabiri caizse cellâttır. Onun için olayı açıklarken “ فخشينا      korktuk” ve “فاردنا   istedik ki” diye kamuyu içeren, çoğul bir ifade kullanmıştır. Eğer delikanlının öldürülmesi o delikanlının yaşadığı kentte yasal bir icraat olmasaydı, hem delikanlının yakınlarının hem de şehir halkının (kamu otoritesi) “bilgin kul”a gerekli tepkiyi göstermeleri ve onu cezalandırma yönüne gitmeleri gerekirdi.

Gelenekçiler, bu ayetlerdeki “korktuk” ve “istedik” fiillerinin öznelerini uyduramamışlardır. “Bilgin kul”, “Hızır” veya “melek” yapılınca, korkanlar da Allah ile Hızır veya Allah ile melek olmaktadır. Buna rağmen bu sözcüklerin üzerinde durmamışlar olayın üstüne gidememişlerdir.

Bu olayların bilinmeyecek, yadırganacak, batın ilmi vs. gibi açıklanacak bir yanı yoktur. Normal şer’î bir icraattır. Musa “Bir can karşılığı olmaksızın masum bir cana mı kıydın?” diyerek sadece kısas ile insan öldürülebilineceğini ileri sürmüştür. Halbuki şer’an (yasal açıdan) insan, sadece, kısas için öldürülmez. Allah’a savaş açanlar da öldürülür:

Maide; 33: Allah ve elçisine karşı savaşanların ve yeryüzünde bozgunculuğaçalışanların cezası ancak öldürülmek veya çarmıha gerilmek ya da el veayakları çapraz olarak kesilmek ya da yeryüzünden sürülmektir. Bu onlaradünyada bir rezilliktir. Öteki dünyada da onlar için büyük bir ceza vardır.

Burada 80. ayete dikkat edilirse; “Delikanlıya gelince, anne-babası mümin kimselerdi. Onun, o ikisini azdırmasından ve inkâra sürüklemesinden korktuk.” denilmektedir. Bu ifadeden de delikanlının, mümin anne ve babasını dinden çıkarmak için çaba sarfettiği (Allah ile savaştığı) anlaşılmaktadır. Yani bu durumda Maide suresinin 33. ayetine göre onun öldürülmesi meşru bir olaydır.

82.   AyetVe gelelim duvara; o, şehirde iki yetim oğlanındı, altında onlar için birdefine vardı ve babaları iyi bir zat idi. Onun için -Rabbinden bir rahmetolmak üzere- Rabbin onların erginlik çağına ermelerini, defineleriniçıkarmalarını diledi. Ve ben onu (duvar doğrultma işini) kendi görüşümleyapmadım. İşte senin sabredemediğin şeylerin açıklaması!” dedi.

Kendisine rahmet (peygamberlik) verilen ve Allah tarafından bilgilendirilen “bilgin kul”, duvar meselesini açıklarken “Onun için ( …….  فاراد ربّك )     - Rabbinden bir rahmet olmak üzere- Rabbin onların erginlik çağına ermelerini, definelerini çıkarmalarını diledi. Ve ben onu (duvar doğrultma işini) kendi görüşümle yapmadım.” diye açıklamıştır. Demek oluyor ki, bu üç olaydan sadece üçüncü olay vahy ile bildirilmiştir. Yani “bilgin kul”, sadece duvar doğrultma işini kendi bilgisi ve iradesiyle gerçekleştirmemiştir.

Ayetin orijinalindeki “ وما فعلته عن امرى  ve mâ fealtühü an emrî” ifadesi, tefsir ve meallerin ekserisinde (hemen hemen hepsinde) “ve ben bunların hiç birini kendi görüşümle yapmadım.” diye çevrilmiştir. Bu çeviriye göre üç olaydan hiç birinde “bilgin kul”un kendi görüşü ile davranmadığı, her üç olayda da aldığı vahyle hareket ettiği anlaşılmaktadır. Oysa bu çeviri yanlıştır. Doğru çeviri; “Ve ben onu (duvarı doğrultmayı) kendi görüşümle yapmadım” şeklindedir.

Rivayetçilerin ve dirayetsizlerin yanlış meal ve tefsirlerinin doğru olabilmesi için ayetin orijinalinin “عن امرى  فعلتهنوماVe mâ fealtühünne an emrî” şeklinde olması gerekirdi. Ancak bu takdirde cümlenin anlamı, “Ben onları kendi görüşümle yapmadım” şeklinde olurdu. Halbuki ayetin orijinali böyle değildir.

Üç olayın da vahye dayandığı görüşü, ayetlerin içeriği ile uyumlu değildir. Eğer üç olay da vahye dayalı ise “bilgin kul”, 79. ayette geminin kusurlu hâle getirilme işi kendi tasarrufunda imiş gibi “ben diledim” dememeli ve 80 ile 81. ayetlerde anlatılan “gulam”ın öldürülmesi olayında başkalarını da kapsayan “korktuk” ve “istedik” şeklindeki çoğul ifadeler kullanmamalı idi. Ayrıca bu üç olay vahye dayalı olsaydı, 82. ayetteki “Ve ben onu (duvar doğrultma işini) kendi görüşümle yapmadım.” ifadesi cümlenin en sonunda, “işte senin sabredemediğin şeylerin açıklaması” ifadesinden sonra olmalı idi. Böylece her üç olay da “bilgin kul”un kendi görüşü ile yapmadığı şeylerin kapsamına girmiş olurdu.

Sonuç olarak rivayetlerin, masalların, menkıbelerin, ayetin orijinal anlamını ihmal ettirdiği anlaşılmaktadır 



__________________
ben yanlız kendimi kurana adadım.
Yukarı dön Göster takva81's Profil Diğer Mesajlarını Ara: takva81
 

<< Önceki Sayfa 19 Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats