Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Merhaba,
Şüphesiz Kur'an her konuda yetiyor.
Aynı konu Türban konusunda da var.
Faiz, Türban gibi konularda din adamları sadece Kur'an dan yorum yapamıyor.
Hadisler de işin içine giriyor.
Hadisler peygamberden 200 se sonra yazılmış şeyler. İnanın hepsini okudum. Bir de Kitab-ı Mukaddes i (Bible) okudunuzmu , Yahudi kültürünün (İsrailiyyat) ve Hristiyan kültürünün (Mesihhiyyat) hadisler yoluyla nasıl girdiğini anlıyorsunuz. Hatta diyebilirim ki , sıradan geleneksel bir müslüman ferdi Tevratı, İncili (Hiç okumamış olmasına rağmen) , Kur'an dan daha iyi biliyor. Hatta insanlar Yahudiliği uyguluyor, yaşıyor da haberi yok. Örneğin Türban yasağında Türban yerine peruk takan kızlar, batı dünyasındaki evli yahudi kadınların yaptığını yapıyor, peruk takıyor. Saç göstermeme bir yahudi takıntısı. Çünkü onlarda evli kadın saçının bir telini gösteremez. Çünkü onlarda örtünme şekli alyans. Bizde güya Allahın emri. Aslında gelenek. Ama insanlar maalesef şartlı.
Hristiyan toplum 1770 lerde büyük değişim geçiriyor. Bu yeni endüstri toplumuna , tarım toplumuna göre olan tevrat ve incil kuralları dar geliyor. Öyle faiz yasağı, kadınların şahitliği, kadın hakları vb. konularda değişim gerekiyor. Zorunlu olarak Laiklik geliyor. Dini hayatın çok kuvvetli olduğu Fransa gibi Katolik bir ülkede bu Laiklik prensibi çok kuvvetli uygulanıyor. Türkiye de gelişmeleri Tanzimat döneminde takip ediyor ama baştan laikliği getirmiyor. Ancak toplumsal gelişmeyi çok yavaş bulan M.Kemal Laiklik prensibini getiriyor.
Aynen Fransa gibi çok sıkı bir laiklik politikası takip ediliyor. Fransada da bu çok şiddetli idi. Örneğin 1905 lerde pazar günü kiliseye giden devlet memurlarından işinden atılanlar bile oldu. Bu şiddette yani.
Dinin problemi aslında hadisler yoluyla İslama girmiş Yahudi ve Hristiyan kültürü. İnsanların Kur’ana yönelmesini engelleyen örümcek ağı bu. İşte biz dini anlayışımızda bu kültürü kaldırdığımız zaman daha bilinçli dindar olacağız. Din o zaman gerici tehlike falan olmayacak. Dinin şekillerle istismar edilecek bir yanı da kalmayacak.
Avrupa Aydınlanmayla bu işi başardı. Biz de Laiklikle dindeki bu Yahudi-Hristiyan kültüründen kaynaklanan olumsuzlukların önüne geçmeye çalışılıyor 200 yıldır. Ama bilinçli, ama bilinçsiz. Bazen yumuşak, bazen baskıcı.
Çok ilgimi çeken bir husus, belki insanlık tarihinin en önemli olaylarından biri olan Aydınlanma nın Türk eğitim sisteminde gerektiği gibi okutulmamasıdır. Rönesans, Reform anlatılır da, 1770 lerde ki Aydınlanma /Enlightment, Erklarung) anlatılmaz. Sen Darwin den önce bunu anlat. Darwinin tartışması yapılıyor, yok İran gibi bir ülke bile Darwini okutuyormuş, biz okutmuyormuşuz. Sen önce Aydınlanmayı anlat. Bunu anlatmadığın zaman da Ne tanzimatı, ne Islahatı, ne Abdülhamiti, ne İttihat ve Terakkiyi ve hepsinden önemlisi M.Kemal ‘i anlayamazsın. Din, devlet, yönetim , halk arasındaki problemi anlayamaz ve çözemezsin.
Aslında hiçbir dini problemi de çözemezsin. Dinin gerçekten bir Ortaçağ ideolojisi değil de, Uzay çağınının itici gücü haline gelmesini istiyorsak, insanları bastıran, geri bıraktıran değil de, rahatlatan, ilerleten bir kültür haline gelmesini istiyorsak, insanların Kur’an kültürünü arttırmak zorundayız. Hadisiyyetten gerçek İslamiyyet e geçmek zorundayız.
Selamlar,
__________________ Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
|