Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Haccı da umreyi de Allah için tamamlayın. Eğer engellenirseniz, esir veya köle âzatlamak, Kâbe'ye kurbanlık hayvan veya başka bir şey sunmak şeklinde bağışta bulunmanın kolayınıza geleni yeterlidir. Bağış, kendi yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. İçinizden hasta olan yahut başından rahatsızlığı bulunan oruç tutarak yahut sadaka vererek veya kurban keserek/Allah'a yakınlık için Kâbe'ye bir şey bağışlayarak fidye yoluna gitsin. Güvene kavuştuğunuzda, hacca kadar umreden yararlanmak isteyen, esir veya köle âzatlamak, Kâbe'ye kurbanlık hayvan veya başka bir şey sunmak türünden kolayına gelen bir bağışta bulunsun! Bunu bulamayan oruç tutsun: Bu, üç günü hacda, yedi günü döndüğünüzde, tam on gündür. Bu, ailesi Mescid-i Haram'da oturmayan kişi içindir. Allah'tan sakının ve bilin ki, Allah'ın azabı çok şiddetlidir.
Allah'ı sayılıgünlerde anın. Kim hemen iki gün içinde işini bitirirse ona günah yoktur. Kim de bunu geciktirir-ertelerse, sakınıp korunduğu takdirde ona da günah yoktur. Allah'tan sakının ve bilin ki, siz O'nun huzurunda haşredileceksiniz.
sayılıgünlerdir. Sizden kim hasta olur veya yolculuk halinde bulunursa tutamadığı gün sayısınca başka günlerde tutar. Oruca zorlukla dayananlar üzerine düşen, fidye olarak bir yoksulu doyurmaktır. Kim bir mecburiyeti olmaksızın içinden gelerek iyilik yaparsa bu onun için daha hayırlı olur. Ve oruç tutmanız, eğer bilirseniz, sizin için daha hayırlıdır
Ayetlerden sayılı gun(Eyyamem Medudat) için çıkan sonuç 3+7=10
Ramazan o aydır ki; insanlara kılavuz olan, iyi-kötü ayrımıyla hidayetten kanıtlar getiren Kur'an, onda indirilmiştir. O halde bu aya ulaşanınız onu oruçlu geçirsin. Hasta olan veya yolculuk halinde bulunan, tutamadığı gün sayısınca başka günlerde tutsun. allah sizin için kolaylık ister; O sizin için zorluk istemez. Tutulmamış olan günleri tamamlamanızı, sizi doğru yola kılavuzladığı için allah'ı yüceltmenizi ister. Ve sizin şükretmeniz umulmaktadır.
Ayet ramazan ayını yani iki dolunay arasını oruç suresının yeraldığı zaman dilimini vurguluyor ama hemen yanında sayılı gunler deyımı ile tutulacak gun sayısı verlıyor.Eger senın dedığin gıbı 30 gun olsaydı,sayılı gunler deyımıne gırmez ramazan ayında tutun demesı kafi olurdu,yada 30 gun derdı.Çunku ayın dönusunu tamamlaması 29.3 gıbı bırsey yanı tam 30 gun degıl,mezhepçilerın bu eyyamen medudat deyımıni ve ayetın bu kısmını neshetmesının sebebıde zaten budur.
Alperen yazdı
203. Allah'ı sayılı günlerde anın. Kim hemen iki gün içinde işini bitirirse ona günah yoktur…
Burada ise sayılı günler minimum iki günle kısıtlı.
bu dedığıne kesınlıkle katılmıyorum ,sayılı gun orda ıkı gunu nitelemiyor.
Bakara 80. Dediler ki: "sayılı günler dışında ateş bize asla dokunmayacaktır.''
Burda konuşan dil, Arap halkının anlayacağı şekıldedır ve bu onlara özgü bir halk deyımiyse burda ''en az uç en cok 10 ''olan bu deyımı kullanarakta atesın sureklı olmadığını ifade etmış olabilirler.''Bır ıkı gun'' dıye anlamak yanlış olur ''bır ıkı gun '' bızım toplumuzda az sureyı ıfade ıçın kullanılır.
Hac ile oruç zamanıda aynı dönemlerde haram aylarda ,ikisi çok farklı şeyler değil,ramazan ayıda (iki dolunay arası) ayette verılen 4 haram ayların içindedir,birincisidir ve hac yapılabılır,gelenekte ise ramazan ve devamındaki 2 ay hac zamanından sayılmaz ve uç gune sığar,yüzlerce kişi izdihamda ölür.Kurban bayramı 31 Aralık,ramazan bitimi 23 Ekim,tezata bak!!!!!
Hicr Takvimine göre haram aylar 12,1,2,3 ür.Bize göre olması gereken 9,10,11,12 dir.9.ay ramazandır ve haram aylara giriştir,Kurana uygun olan budur.Yani haram aylar konusunda doğru bir uygulama olmadığı açık...
FECR SURESI
1.ANDOLSUN TAN YERININ AĞIRMA VAKTİNE,
2.ON GECEYE
Burdada orucun baslama vaktı olan tan yerının agırmasına ve gun sayısına atıf yapılmış.
Ay takvimiyle gunes takvımının neden uymadığını bellı,mantıksız olan bu tarıhın mevsımsel olarak değişmesi,Kuran zamanı belırlemede hem gunesten hem aydan bahseder.Hangi bayram 11 gun gerıye atıyor her sene yada hayvanların üreme mevsımı nıye her yaz?tabiatın ve hayvanların şaşmaz ölçüleri değişimiyor.Haram aylarda konulan av yasağının, yabani hayvanların üreme mevsimi yaza denk gelmesi aklın ve mantığın dını İslamda olması gereken degıl mi?
İsra suresi17:12Biz,geceyi ve gündüzüiki ayet yaptık; sonragecenin ayetini silip gündüzün ayetini gösterici yaptık ki, Rabbinizden bir lütuf isteyesiniz, yılların sayısını ve hesabı bilesiniz. Biz her şeyi ayrıntılı bir biçimde açıkladık.
Furkansuresi25:45
Görmedin mi Rabbini, nasıl uzatmıştır gölgeyi? Eğer dileseydi, onu elbette hareketsiz kılardı. Sonra nasıl Güneş'i ona delil yapmışız!
Gece ve gündüzü belirleyen Ay değil Güneştir. Bu ayet yılın Güneş yılına göre olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.
21 hazıran şaşmaz kozmık bir ölçuyle yaz baslangıcıdır,yazın ılk dolunayıda ramazanın(arapça manası kavurucu ay) baslangıcı ,yani iri ve parlak sekılde görulduğu ılk tarıh( bu tarıhlerde yeryuzune okadar yakın ve parlak iri net gözukur ki yazın eger gözlemleyıp şahıt olduysan nerdeyse elını uzatsan tutacak gıbı hıssedersın)
10 gunde sayılı gundur 30 gunde ama şu var eger Eyyuman Medudat bır deyımse ve bu deyım kullanıldığında bir sayı anlaşılıyorsa ve bu sayı Kuranda 3+7=10 olarak verılmışse üstelik arapça sözlük manasıda böyle ise bu anlaşılır.Dolunayın yani gökyüzünde butun olarak gözuken ayın,tamanının gözukmeyerek( hilale dönme suresıde) 10 gundur.
21 hazıran Kuzey yarımkure için yaz baslangıcıdır,bu blimsel tartışılmaz bir verıdır,guneş en dık açıyla gelır,bu ölçude gölge en kısadır(gölge uzunluğu çok eski kabilelerde bile mevsimler için kullanlır) ,bu tarıhten sonra ki ilk dolunay en iri ve parlaktır,elbette en kavurucu gun olmayabılır ama şaşmaz kozmık bir ölçüdür ve yaz başlangıcıdır.doğa olaylarına sahıtlıkle haram aylar belırlenırdı.İlk icad eden Mısır ve Arap yarım adasında uzun sure etkisi olmuş Roma imparatorluğu güneş takvimini yani mevsimsel takvımı kullanmışlar,355'i değişik şekillerde 365 e uydurmaya çalışmışlardır.(SUZI ARKADAŞIMIZIN YAZDIĞI PEYGAMBERIMIZ DÖNEMINE AİT MEVSIMSEL TAKVİM)
'Şehr ''kelimesıne Elmallı hamdıden baktığımızda,''şöhretli,parlak'' manasınada gelıyor,biz burda göbegi buyumuş kadından maksat parlak iri dolunaya vurgu olarak alıyoruz.Yanı gelenek hılalle baslayan ay ,yenı bılgı ise dolunayla baslayan ay diyor.Ayların baslangıcı zaten dolunay olmalıdır,çunku en iyi gözlemlenen odur,hılali kaç kişi gözleyebılır 1. gunu incecıkken hava şartları çok net degılse?Tespıt için bu ırı, parlak, net yeryuzune çok yakınlaşmış her şartta şahıt olunabilen yazın ılk dolunayı gözlenecektır,yeni bilgiler kabul edılırse.
FECR SURESI
1.ANDOLSUN TAN YERININ AĞIRMA VAKTİNE,
2.ON GECEYE
Burdada orucun baslama vaktı olan tan yerının agırmasına ve gun sayısına atıf yapılmış.
Katılma Tarihi: 18 mart 2006 Yer: Fiji Gönderilenler: 244
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
selam Alperen bey kardeşim,şunu belirtme ihtiyacı hissettimki; öncelikle niyetim ne kimseyi incitmek,nede kimsenin yersiz iddialarını savunmaktır.Bu güzel forum ortamında Kitabımızı daha iyi anlamak için bilgi edinmektir. Şahsen ,Kuranı anlama yolunda, pek çok doğru bildiğim yanlışlar ortaya çıkarken,şaşırdıktan ve gerekli gereksiz tepki gösterdikten sonra önyargılarımı bir kenara koymayı ağleben başarmaktayım.Bu konuyu beynimde netleştirene kadar ,bu kameri ayda 30 gün orucumu da tatacağım.biiznillah...
---
"Eyyamen Ma'dudat"ın en az 3 en çok 10 olduğunu Fahrettin Razi "tefsirul Kebir" adlı eserinin 3.cü ciltinde Bakara 80 ayetini tefsir ederken çok deteylı olarak anlatıyor.Mümkünse lütfen ordan bir inceleyin.Ayrıca "şehri ramadan" konusunuda aynı eserinde teknik olarakta açıklıyor.lakin "sayılı günlerin " ,"şehri ramadanın " tamamının yani29-30 gününü kapsayıp kapsamadığını net olarak açıklayamıyor.
Gelelim bakara 185 deki şu metne"...femen şehide minkumuş şehre FELYESUMHU..."
FEMEN : ÖYLEYSE SİZDEN
ŞEHİDE :ŞAHİT OLDU
MİNKUM : SİZDEN
EŞ ŞEHRE :O AYA
FELYESUMHU :ON DA TUTSUN -ONU
O halde tam çeviri eğer yanlışım yoksa :"...öyleyse sizden kim bu şehre (aya) şahid olursa ONDA (ORUÇ) TUTSUN..." (dikkat burada onu oruçlu geçirsin manası bence yok)
Bu ayetin bu kısmı aynı zamanda 184 cü ayetin "eyyamen ma'dudat "" bölümüne direk atıfta bulunuyor ve mezkur kısmı açıklayıp beyan ediyor.yani burdaki "eşşehr" direkmen "eyyamen me'dudatı bağlıyor.
Daha öncede belirttiğim gibi " eyyamen me'dudat" terim ,deyim,kalıp,kavram olarak Kitabımızın sadece dört yerinde geçiyor. Bakara 80,184 203 ve Ali imran 24...Diğer yerde "eyyam " ve me'dudat-me'dudeh" bir birinden bağımsız çok yerde geçer.Bunları karıştırmamaya lütfen dikkat edelim.
Bakara 203 teki durum ise şöyle ; "...Allahı sayılı günlerde zikredin ,kim iki gün de acele ederse ona günah yoktur..."
Anladığım kadarıyla şunu demek istiyor: Allahı zikir en az 3 gün en çok 10 gündür ,lakin acele eden olursa ona bir cevaz vardır ki, iki gün içinde bunu icra edip gitmesinde ona günah yoktur...
Bakara 196 daki gün sayıları ise açık ve net olarak belirtilmiştir.yani orada bizim mezkur tamlama-deyim yoktur.Dolayısıyla bizim deyimi bu ayetle bağlantı kurarak açıklamak yersizdir.
Seninle maalesef sağlıklı bir iletişim kuramıyorum. Ebuzer’in yada senin sözlerinden yola çıkarak sorduğum her soruya aynı -cevap olmayan şeyleri- yazıyorsun.
Ebuzerin “ben şehr’e “sayılı günler” demedim, şehr ay demektir. Oruç Ramazan ayının içindeki on gündedir” demesine binaen soru sormuşum sen hayvanların üreme mevsiminden bahsetmişsin. Üstelik Ebuzer’in iletisine “evet bunu anlatmaya çalışıyoruz” dedikten sonra.
Ben sana "şehr ne demektir" diye sormuşum. Sen Dolunay’dan bahsetmişsin. Ben "iyi o halde Şehru Ramazan Ramazan Dolunay’ı demekse öyleyseiçinde şehr yazan ayetlerin anlamını yaz bize" demişim sen yine "oruç kaymaz, yerinde durur" gibi açıklamalar yapmışsın.
Sana "ayette hilal’den bahsediliyor, hilal ile oruca başlanılması demek bu işin AY Takvimine göre olacağını gösterir" demişim. Sen bana "ayetlerde gece-gündüz anlatılıyor, demek ki Güneş takvimi kullanılmalı" demişsin.
"Ramazan hilalle değil dolunay’la başlamalı" diyorsun ama Allah "hilalle başlayın" diyor. Kimi dinleyelim seni mi Allah'ı mı? Sana soruyorum; Dolunay’la başlayan ve biten bir takvim mevcut mu kionu baz alalım? Sen bana yine “hayır öyle değil oruca dolunayla başlanacak ve on gün tutulacak” diyorsun.
Sana “Ay Takvimi Ay takvimidir, insanlar bunu binlerce yıldan beri kullanır, mevsimlere uymaz çünkü Güneş’e endeksli değildir” diyorum. Sen “hayır bu bir saçmalık, böyle takvim olmaz” diyorsun. Saçmalık dediğin şey Takvimde bir standarttır. Güneş takvimini referans almak Farz falan değildir. Hem de “Ramazan’a Hilalle başlayın” emri varsa. Üstelik anlamsız bir şekilde Ay Takvimini ve ondaki ayları sanki Hz. Ömer uydurmuş gibi ona yükleniyorsun.
Şehru Ramazan’a Ebuzer’in söylediğinin aksine "Ramazan Dolunay’ı" dedikten sonra sana sorsam; Allah hilalden bahsettiğine göre Ramazan Dolunay’ını tespit için Hilale mi bakacağız? (Dolunay'ı tespit için Hilale bakmak???) Sen yine aynen “hayır oruç sıcak günlerde tutulmalı, ramazan kavuran demek” yanıtını vereceksin.
Sana “sayılı günler” deyimini bu kavramın geçtiği dört ayeti yazarak bunun üç+yedi günle falan alakası olmadığını gösteriyorum. Sen bana yine de “hayır ramazan orucu üç+yedi gün olmalı” diyorsun ve birbiriyle ilintisiz ayetleri alt alta yazıyorsun.
Dediğim gibi bu konuda maalesef seninle iletişim kuramıyorum. Çünkü beni duymuyorsun.
__________________ Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
"Eyyamen Ma'dudat"ın en az 3 en çok 10 olduğunu Fahrettin Razi "tefsirul Kebir" adlı eserinin 3.cü ciltinde Bakara 80 ayetini tefsir ederken çok deteylı olarak anlatıyor. Mümkünse lütfen ordan bir inceleyin.
Selam Ebuzer
Fahreddin-i Razi’nin bu konudaki yorumunu neden tek hakikat sayalım? Tefsirul Kebir’deki diğer bazı yorumlara itibar etmezken neden adamın bu yorumuna “işte doğrusu bu” diyerek dört elle sarılalım?
Eyyamen Ma’dudat teriminin geçtiği dört ayeti sen de biliyorsun. İlk ikisinde (Bakara 80, Ali İmran 24) insanlar bu deyimle çok kısa bir süreyi anlatmaya çalışıyor. İkinci ayet grubunda (Bakara 183/185) bu deyim Şehru Ramazan’ı işaret ediyor. Üçüncü ayette ise (Bakara 203) sayılı günlerde zikrin iki günle kısıtlanmasında bir sakınca olmadığından bahsediliyor.
Burada Fahreddin Razi’yi mi esas alacağız yoksa Allah’ın ne dediğine mi bakacağız? Eyyamen Madudat, en kısa süresi iki gün olan bir zaman dilimi mi yoksa belirsiz bir şekilde sadece “çok kısa” bir zaman dilimi mi veya şehru ramazan mı? Yada şehru Ramazan içindeki bir zaman dilimi mi?
Teknik detaylar altında ezilmeden bu kavrama bakarsak deyimin sadece “sayısı belirli günler”i işaret ettiğini görmememiz için hiçbir neden yoktur.
ebuzer Yazdı:
O halde tam çeviri eğer yanlışım yoksa :"...öyleyse sizden kim bu şehre (aya) şahid olursa ONDA (ORUÇ) TUTSUN..." (dikkat burada onu oruçlu geçirsin manası bence yok)
Sizden kim bu aya şahit olursa onda oruç tutsun demek Sizden kim bu aya şahit olursa ONDA oruç tutsun demektir. Allah burada “Sizden kim bu aya şahit olursa onda değil onun içinde on gün oruç tutsun” demiyor.
Hem eğer sayılı günler minimum üç maksimum üç+yedi gün ise ramazan orucunun da minimum ve maksimumu vardır. Ne dersiniz? Aslında sayılı günler deyiminde gün sayısı Bakara 203’e göre minimum üç değil iki gün. Demek ki Ramazan orucu iki/üç gün de tutulabilir on gün de (!!!)
ebuzer Yazdı:
Bu ayetin bu kısmı aynı zamanda 184 cü ayetin "eyyamen ma'dudat "" bölümüne direk atıfta bulunuyor ve mezkur kısmı açıklayıp beyan ediyor.yani burdaki "eşşehr" direkmen "eyyamen me'dudatı bağlıyor.
Eşşehr eğer AY (29/30 gün) demekse ve bu direkt Eyyamen Madudat’a bağlanılıyorsa o halde burada Eyyamen madudat 29/30 günlük bir zaman dilimidir.
Neden burada eyyamen madudat 3/7 gün’ü değil de 29/30 günü işaret ettiği halde “hayır öyle değil oruç üç günden yedi güne tutulur” deniliyor?
Ek bir soru olarak; hem neden maksimum süre olan on gün oruç tutalım, üç gün neden tutmayalım? Bu fetvayı kim vermiş on gün olarak? Dileyen üç gün tutsun, dileyen on gün ???
Üstelik “eyyamen madudat” deyiminin geçtiği hiçbir ayette üç-yedi tasnifi yapılmamışken.
Minimum süresi iki gün maksimum süresi on gün olarak işaret edilen hacc ibadetindeki zaman dilimi ile Fecr Suresi 1 ve 2 ile ilişkilendiriliyor ve oradan da Ramazan Ayındaki Eyyamen madudat deyimine (direkt şehr=ay ile ilişkilendirilmesine rağmen) el-ense çekiliyor. Gayet enteresan…
ebuzer Yazdı:
Bakara 203 teki durum ise şöyle ; "...Allahı sayılı günlerde zikredin ,kim iki gün de acele ederse ona günah yoktur..."
Anladığım kadarıyla şunu demek istiyor: Allahı zikir en az 3 gün en çok 10 gündür ,lakin acele eden olursa ona bir cevaz vardır ki, iki gün içinde bunu icra edip gitmesinde ona günah yoktur...
Hayır kardeşim, ifade açık. “İki günde bitirip gitmenin sakıncası da yoktur” demek bu iş asgari iki gündür demektir. Normal süresi 3(+7) gün olan Hacc’ın asgari süresi İKİ gündür.
Demek ki Eyyamen madudat ne iki gün, ne üç veya on gün, ne belirsiz bir kısa süre, ne de bir aylık bir zaman dilimidir. Bu genel bir deyimdir.
Hani biz de üç , on, yirmi, otuz, yüz, bin gün bizden ayrı kalacak olan gurbetteki sevdiğimize “üzülme sayılı gün, gelir geçer” deriz ya, işte öyle bir şey.
__________________ Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
İşte böyle çırılçıplak kalıveririz ortalıkta. Artık karar veremeyiz;
- Ramazan Orucu kaç gün? İki, üç, yedi, on veya yirmidokuz/otuz?
- Ramazan’ın başlangıcı Hilal mi yoksa Dolunay mı? AllahHilale işaret ediyor olsa da…
- “Dolunayla başlayan ay” için hangi takvimi kullanmalı insanlar? Ay takvimini, Güneş takvimini, Melez(!) Takvimi?
- Ramazan orucuna ne zaman başlanmalı? Ramazanın anlamı “kavuran” olduğuna göre her millet kendi memleketindeki en sıcak günlerde mi oruç tutmalı yoksa Arabistan’daki en sıcak 2/3/7/10 gün mü fixlenmeli? Ki ülkelerinde kavuran sıcaklara muhatap olmayanlar “biz napacağız” demesinler.
İşte safsata üreticilerinin (bizim arkadaşları kastetmiyorum) amacıtam da budur. Kafaları karıştırırlar ve öylece bırakırlar. Halbuki bu kadar ilim irfan deryası olan zatlar “Ramazan orucu her sene sabit şu günlerde tutulmalıdır” "Hz. Muhammed ve arkadaşları Güneş takvimine göre şu günlerde oruç tuttular" diyebilmeliler, ama diyemiyorlar. Çünkü amaç bu değil. Amaç bu olsa (önceden de dediğim gibi) masumiyetlerini zedeleme pahasına, örneğin şehr kavramını, kavramın geçtiği diğer ayetleri de ele alarak yorumlamakla yola çıkarlar.
Bu yaratılan akıl karışıklığı nedeniyle önceden burada moderatör olan bir arkadaşımız şuan DEİST. Adam Kur’anı inkar ediyor artık. Bingo !!!
Bakın işin ucu nereye varıyormuş.
Muhalif kanattaki arkadaşlar seneye ne zaman oruç tutacaklarını söylerler mi bizlere? Yoksa tartışalım, bir karara varalım mı derler acaba? Allah da (haşa) anlaşılması ne kadar zor bir kitap indirmiş değil mi bize? Kur’an, Kur’an diyenler bile tökezleyip kalıyor işte(!). Bu Allah’ın yaptığı (haşa) zulüm değil de nedir öyleyse?
Safar Aidid’lerin amacı kavramlarla oynayarak Kitabın (haşa) karmakarışık, anlaşılmaz, saçma, tuhaf olduğunu göstermektir. Şehr’e ay dememek için bu terimin aslında göbeği şişkinleşmiş hamile kadın demek olduğunu söylemek şeytanla dansetmektir.
__________________ Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
Yazılarında ki ifadeler maalesef bizi farklı anladığını gösterıyor.Biz burda gereklı mantık ve çıkarımları,ayetleri yazdık,bu konunun daha zamana ve daha kesin kaynaklara ihtıyacı var.
Yapılan suçlamalar bana Osmanlı dönemini hatırlattı,o zamanda halkın Kuran mealını dusunerek okuması, tartışması, çıkarımlarda bulunması araştırması yasak ve tehlıkelıydi,sağolsun Elmalılı Hamdi padişahlık kaldırılıdıktan sonra ılk meali yazdı.
En başta peygamberımızın bır takvımı yada ajandası varmıydı,yoksa bu sureler sadece mevsımsel şahıt olunan olaylarlamı anlaşılıyordu.Peygamberımızın Hicr takvımı kullandığını tarihsel kaynaklarla ispatla ki ondan sonra Hicr takvimi mantığıyla düşün.Ama bulabilceğini sanmıyorum çünkü sonradan çıktığı geçiyor hepsinde.
Senın dedığın gıbı şahit olma sadece ayın hareketlerıne mi baglıydı,yoksa bızım dedığımız gıbı hem guneş hem ay mıydı yanı mevsımlerde rol oynuyormuydu?Kuran ayetlerı maalesef bizden yana...
Gereklı bılgıleri yazdım,iyi okuyanlar anladı,haram aylar konusunda şu an zaten bır zulum var sınırlı 3 gunluk hacda izdihamdan ölen her sene yüzlerce kişi ve haram ayların sırasıda değişik,Kurana uygun değil,Kurban bayramı ile ramazan bıtım tarıhlerıne bakmanız yeterli ,Hicr takvımınde doğru bir uygulama olmadığına dikkat çektim.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma