HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an Çalışmaları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an Çalışmaları
Konu Konu: Milli Piyango,iddaa vb. Haramdır. Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
cuneyd_kul
Newbie
Newbie
Simge

Katılma Tarihi: 26 aralik 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 11
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı cuneyd_kul

Selamün Aleyküm Müslüman Kardeşlerim,
Milli Piyango,iddaa vb. müşterek bahis gibi tertib ve oyunlar da kumardır; daha büyük kalabalıkların oynadığı kumardır, kumarın bütün unsurlarını taşımaktadır.

KUMARIN İSLAMİYETTE YASAK OLMASI
Kumar haramdır.Hangi metodla oynanırsa oynansın, oyunun -önceden belli olmayan- sonunda taraflardan biri parayı kazanıp diğeri kaybediyorsa kumar gerçekleşmiştir.Birçok kişi aralarında para toplayıp çekilecek kura veya yapılacak yarışma sonunda içlerinden bir kısmı kazanıp diğerleri kaybedecekse kumardır.
«Ey iman edenler! İçki, kumar, putlar ve fal okları, şüphesiz şeytan işi pisliklerdir; bunlardan kaçının ki saadete eresiniz. Şeytan şüphesiz içki ve kumar yüzünden aranıza düşmanlık ve kin sokmak ve sizi Allah'ı anmaktan, namazdan alıkoymak ister. Artık bundan vazgeçersiniz değil mi» (el-Mâide: 5/90-91) mealindeki âyet kumarı hem haram kılmakta, hem de bu hükmün hikmetlerini sıralamaktadır:
1) Müslüman hayat ve kazancı şansa ve tesadüfe değil, aldığı tedbirler ve verdiği emeğin sonucuna bağlamalıdır.
2) Başkasının kazancı haramdır; kumar haksız kazanç yoludur.
3) Kaybeden verdiğine razı görünse bile, kalbinden kazanana kin, düşmanlık duyduğu şüphesizdir.
4) Kumar ibâdetlere engel olur.
5) Kumarın zararı bireylerle kalmaz, toplumu etkiler; üretime katılmayan, işsiz insanların çoğalmasına neden olur.

Allah Tüm müslümanları kumardan ve İçkiden korusun.Amin

Vesselamün alel mürseliyn velhamdü lillahi Rabbil âlemin.El-Fatiha
Bismillahirrahmanirrahim.Elhamdü lillâhi rabbil'âlemin. Errahmânirra-hîm. Mâliki yevmiddin. İyyâke na'budü ve iyyâke neste'în, İhdinessırâtal müstakîm. Sırâtellezine en'amte aleyhim ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn.Amin.

Yukarı dön Göster cuneyd_kul's Profil Diğer Mesajlarını Ara: cuneyd_kul
 
Alperen
Admin Group
Admin Group
Simge

Katılma Tarihi: 09 nisan 2005
Gönderilenler: 2974
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Alperen

Aleyküm Selam Cüneyd

Kumarhanelerde oynanan kumar ile Milli Piyango idaresinin tertiplediği şans oyunları arasında farklar var.

O farklardan birisi hakkında aşağıya birkaç haber alıntılıyorum:

aksam 12 Kasım 2006 Pazar AKŞAM GAZETESİ

Talih Kuşu devletin başına kondu

MİLLİ Piyango devlete de kazandırıyor. Milli Piyango'nun doğrudan kaynak aktarımı kapsamında, Türkiye'yi yurtiçi ve dışında tanıtmak amacıyla, idarenin hasılatının yüzde 10'u her yıl Tanıtma Fonu'na ayrılıyor. Bakıma muhtaç çocuk, sakat ve yaşlı kişilere götürülen hizmetlere katkı sağlamak için hasılatın yüzde 1'i de Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'na aktarılıyor. Milli Piyango hasılatının yüzde 5'i de İstanbul'un olimpiyatlara hazırlanması için oluşturulan Olimpiyat Oyunları Hazırlık ve Düzenleme Kurulu için ayrılıyor. Milli Piyango İdaresi, hasılatının yüzde 95'ini aktararak Savunma Sanayi Destekleme Fonu'nu destekliyor. Milli Piyango, 2001 yılında kamuya 272 milyon 848 bin YTL aktarırken, bu miktar 2002'de 428 milyon 927 bin YTL, 2003'te 589 milyon 839 bin YTL, 2004'te 631 milyon 621 bin YTL oldu. Geçen sene piyangodan kamuya aktarılan kaynakların toplamı ise 648 milyon 670 milyon YTL'yi buldu. Son beş yılda devlete aktarılan kaynaklar, 2 milyar 571 milyon 902 bin YTL'yi aştı. Böylece devletin başına son beş yılda, 1 milyar 830 milyon dolarlık talih kuşu konmuş oldu.

Deniz ÇİÇEK/ANKARA


Milli Piyango İdaresinin Yurt Genelinde açtığı okullar:

http://www.millipiyango.gov.tr/okullarimiz01.html


Ankara'da sokakta yaşayan çocuklar ile madde bağımlısı çocukların kurtarılması ve bir meslek edinerek topluma kazandırılması için İdaremiz adını taşıyan rehabilitasyon merkezinin inşaatı başlamıştır. Sakarya'da ise ara sanayiye teknik eleman kazandırmak amacıyla yaptırılmakta olan Endüstri Meslek Lisesinin bu yıl eğitime açılması beklenmektedir.

Toplumumuzun her kesimine hizmet ve destek vermeyi sosyal sorumluluğunun bir parçası olarak gören İdaremiz, her yıl özürlü vatandaşlarımıza tekerlekli sandalye hediye ederek, onların yaşama daha sıkı bağlanmalarını ve yarınlara daha güvenle bakmalar amaçlamaktadır.

http://www.millipiyango.gov.tr/katkilar.html



__________________
Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
Yukarı dön Göster Alperen's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Alperen
 
Alperen
Admin Group
Admin Group
Simge

Katılma Tarihi: 09 nisan 2005
Gönderilenler: 2974
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Alperen

cuneyd_kul Yazdı:

Milli Piyango, iddaa vb. müşterek bahis gibi tertib ve oyunlar da kumardır; daha büyük kalabalıkların oynadığı kumardır, kumarın bütün unsurlarını taşımaktadır.

«Ey iman edenler! İçki, kumar, putlar ve fal okları, şüphesiz şeytan işi pisliklerdir; bunlardan kaçının ki saadete eresiniz. Şeytan şüphesiz içki ve kumar yüzünden aranıza düşmanlık ve kin sokmak ve sizi Allah'ı anmaktan, namazdan alıkoymak ister. Artık bundan vazgeçersiniz değil mi» (el-Mâide: 5/90-91)



Diğer fark:

Bu konuda iddia sahibi değilim sadece soruyorum; Şeytanlar (saptırıcı odaklar) Milli Piyango, Toto, Loto, İddaa ile insanların arasına düşmanlık ve kin sokabilir mi? Bunlar halihazırda salat ve zikir eden insanları bu güzel işlerinden alıkoyabilir mi?

Bir de şu haberlere bakın:

TAKVIM - Kumar borcu bir aileyi yok etti

Güncel Haber - Kumar borcu yerine kızını saydı

Eşini bıçaklayarak öldürdü




__________________
Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
Yukarı dön Göster Alperen's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Alperen
 
Öğrenci
Newbie
Newbie


Katılma Tarihi: 09 aralik 2007
Gönderilenler: 8
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Öğrenci

 

Dostlar, konuyu biraz daha açabilir miyiz?



__________________
... Sen yücesin, bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgimiz yok.
Gerçekten sen, herşeyi bilen, hüküm ve hikmet sahibi olansın.
- Bakara, 32 -
Yukarı dön Göster Öğrenci's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Öğrenci
 
gülkurt
Newbie
Newbie


Katılma Tarihi: 16 haziran 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 5
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı gülkurt

Bir de şu açıdan bakalım. Kumar masasına 5 kişi oturuyor, para dönüyor dolaşıyor kartları en iyi dizen kişide kalıyor. Bu oyunlar ya da çekilişlerde de çok daha fazla insan belli miktarlarda para yatırıp, bir takım sayıların tesadüfi dizilişi sonucunda içlerinden bir kaçı kazanıyor. Bence aynı mantık. Tek farkı çekiliş ya da şans oyunlarıyla kazanılan para vergiyle aklanıyor.
Yukarı dön Göster gülkurt's Profil Diğer Mesajlarını Ara: gülkurt
 
aliaksoy
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 05 subat 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 989
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı aliaksoy

Selam;

Bu meselenin en zararlı yönü insanların hayatı algılamasında "şans - tesadüf" gibi kavramlara inanmalarını pekiştirmesidir.

Kazananların çoğu, "şansım yaver gitti" diyecek, kaybedenlerin çoğu da "şansım yok" diyecektir.

Halbuki hayatta tesadüfe yer ve imkan tanımak Allah'ın alemler üzerindeki mutlak kontrolünü / gözeticiliğini inkar etmek demektir.

İşin nasıl gerçekleştiği hususundaki tartışma ayrı bir konu olmakla birlikte, Yunus'un kura meselesi de işin şansa değil, takdire bağlı olduğunu göstermektedir. 

Rızkın dağıtım ve takdiri de Allah'a aittir. Şanş veya tesadüf gibi kavramlar rızkın dağıtımında etkin değildir. Bu türlü yaklaşımlar, rızkın talep edilebileceği örnek yahut uygun yollar da değildir.

Fakat, Alperen'in değindiği husus da gözden kaçırılmamalı. Sonuç olarak , birilerinin  bu türlü  etkinlikler sebebiyle yuvası batmıyor ama  asli görevlerini yerine getirmekte zaafa düşmüş bir devlet şu veya bu şekilde bu işler sayesinde bir kısım hayra vesile oluyor.  Hayrı gerçekleştirmeye yarayan bedel de bu çekilişe katılanlardan elde ediliyor. 

Bu işe katılanların ne kadarının böyle bir hayrı doğrudan doğruya niyet ettiği hususu ise tartışmalıdır. Bir nevi, kastedilmeksizin oluşmuş bir hayır diyebiliriz.

Fakat, her ne kadar bir hayra sebep olunsa da rızkın ne şekilde dağıtıldığı bilincinde ve şans-tesadüf gibi kavramların pekişmesi sebebiyle inançta oluşan hasar elde edilen faydadan daha fazladır.

İnsan psikolojisinin deneysel gözlemlere dayalı tespitlerine göre tutumlar şu şekilde oluşur:

Bilgi / veri , duyguyu, duygular davranışları, davranışlar tutumları oluşturur.

İnsan, tutarlı olmak, tutarlı görünmek eğilimindedir. Bazen, oturaklaşmış bir tutuma dayanmayan hareketler de sergileriz. Bu defa, iş tersine çalışır. Davranışımızı haklı ve tutarlı gösterecek inanışlar geliştiririz. Bunun en yalın ifadesi, "İnandıkları gibi yaşamayanlar, yaşadıkları gibi inanmaya başlarlar" sözünde anlam bulmaktadır.

Bir insan, her ne kadar şans-tesadüf gibi kavramlara inanmıyorum dese de, insanların genel algısında şans veya tesadüf sonucu ortaya çıktığına inanılan bir sonucu umud ederek böyle bir oyuna katılır, bunu sürekli hale getirirse, davranış kendisi ile tutarlı bir inanış doğuracaktır.

Yeterli bir koruma sağlayacak inanışa sahip olmayan insanlarda davranışın oluşturduğu bu inanç arızalı bir derecede görünüm arzedebilir.

Şans ve tesadüfe inanan bir insan başına gelen her musibeti yahut nimeti de şans ve tesadüfe bağlamaya başlayabilir.

Musibetleri şans ve tesadüfe bağlayanlar;

1) Allah'ın mutlak hakimiyetini ve musibetin ezelde bilindiğini inkar etmiş olur. Böylece Kuran'ın buyurduğu hali ile, eline geçenle haksız olarak sevinmiş, elinden çıkan için de gereksiz bir üzüntü duymuş olur.

2) Bu kişiler, musibetleri kendileri dışında bir sebebe bağlayarak hatalarını düzeltme imkanını kaybederler. Şans-tesadüf, diğer insanlar, diğer koşullar hep suçlu ve sorumlu addedilir. Böylelikle, "Sana gelen her musibet, kendi elinin üretip kazandığı şeyler yüzündendir" ve "Siz ilkin kendinizi düzeltmeye bakın. Siz kendiniz doğru yolu bulunca sapanlar size zarar veremez" ayetlerindeki anlamı, çözüm yolunu yakalayamazlar.

Nimetleri şans ve tesadüfe bağlayanlar;

1) Allah'ın mutlak hakimiyetini ve nimetin ezelde bilindiğini inkar etmiş olur. Böylece Kuran'ın buyurduğu hali ile, eline geçenle haksız olarak sevinmiş, elinden çıkan için de gereksiz bir üzüntü duymuş olur.

2) Nimete sebep olanın Allah olduğunu, hayrın O'ndan kaynaklandığını unutur. Böyle kimselerin hakkıyla şükredebilmeleri mümkün değildir. Şükrün ne olduğunu daha doğrusu kuru kuruya  "hamdolsun yarabbi, çok şükür"  demekten ibaret olmadığını, şükrün; nimeti ihsan edene karşılığını ödemek olduğunu sayın Hakkı Yılmaz'ın  İşte Kuran sitesinde ilgili başlıktan okuyabilirsiniz.  Nimeti Allah'tan görmeyenler dolayısı ile bunun karşılığını yanlış yere ödeyeceklerdir. 

Bir de; insan olumsuz durumlarda kendini / kendi sorumluluğunu arka plana iterken, olumlu durumlarda kendini / kendi marifetini ön plana çıkarma eğilimindedir. Mesela, sınavda kötü not alan, "Hoca şu notu vermiş" der, iyi not alanda, "Sınavda şu notu aldım" der.

Nimeti, şans-tesadüf gibi kavramlara bağlayanlar, nimeti somut bir şeye bağlamak yolunda iki yol izleyebilirler:

1) Nimeti,  öncelikle kendilerinde olan bir marifete, bir hak ediş  duygusuna bağlarlar. Bu Kuran'da anlatıldığı şekli ile Karun  tarafından izlenen tavırdır.  Karun , mülkünü kendi ilmi ile kazandığını iddia etmiş, bu sebeple bundan hak sahiplerine pay vermek zorunluluğunun bulunmadığını söylemiştir. Karun'un hazin sonu ibret olarak Kuran'da anlatılır.

2) Bu kimseler, başka insanları rızık verici olarak görebilirler. Böylece, efendiler, kutsal patronlar ve bunlara mutlak bağımlılık vücut bulur. Böylesi kimseler, mesela hicreti reddederler. Çünkü onlara rızık veren Allah değil, yerel - somut unsurlardır.


Biraz uzun oldu ama, görüldüğü üzere basit bir davranış sıklıkla tekrar edildiğinde kendisine uygun bir inanış doğurur. Bu insanın yaratılış kanununun şaşmaz kurallarından olan "tutarlı görünmek" ilkesinin yol açabileceği olumsuz bir sonuçtur.

Müminler için esas olan, bütüm mevcudatı sevk ve idare eden, nezdinde bu konu kapsamında, küçük - büyük diye bir ayrım bulunmayan bir Allah'a iman etmek, hayır yapmak dileniyorsa bunu da hayır yapmak kasdı ile icra etmek gerekliliğidir.

Muhabbetlerimle...


__________________
"(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
Yukarı dön Göster aliaksoy's Profil Diğer Mesajlarını Ara: aliaksoy Ziyaret aliaksoy's Ana Sayfa
 
muslumankul
Newbie
Newbie


Katılma Tarihi: 12 kasim 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 22
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muslumankul

aliaksoy Yazdı:
Selam;

Bu meselenin en zararlı yönü insanların hayatı algılamasında "şans - tesadüf" gibi kavramlara inanmalarını pekiştirmesidir.

Kazananların çoğu, "şansım yaver gitti" diyecek, kaybedenlerin çoğu da "şansım yok" diyecektir.

Halbuki hayatta tesadüfe yer ve imkan tanımak Allah'ın alemler üzerindeki mutlak kontrolünü / gözeticiliğini inkar etmek demektir.

İşin nasıl gerçekleştiği hususundaki tartışma ayrı bir konu olmakla birlikte, Yunus'un kura meselesi de işin şansa değil, takdire bağlı olduğunu göstermektedir. 

Rızkın dağıtım ve takdiri de Allah'a aittir. Şanş veya tesadüf gibi kavramlar rızkın dağıtımında etkin değildir. Bu türlü yaklaşımlar, rızkın talep edilebileceği örnek yahut uygun yollar da değildir.

Fakat, Alperen'in değindiği husus da gözden kaçırılmamalı. Sonuç olarak , birilerinin  bu türlü  etkinlikler sebebiyle yuvası batmıyor ama  asli görevlerini yerine getirmekte zaafa düşmüş bir devlet şu veya bu şekilde bu işler sayesinde bir kısım hayra vesile oluyor.  Hayrı gerçekleştirmeye yarayan bedel de bu çekilişe katılanlardan elde ediliyor. 

Bu işe katılanların ne kadarının böyle bir hayrı doğrudan doğruya niyet ettiği hususu ise tartışmalıdır. Bir nevi, kastedilmeksizin oluşmuş bir hayır diyebiliriz.

Fakat, her ne kadar bir hayra sebep olunsa da rızkın ne şekilde dağıtıldığı bilincinde ve şans-tesadüf gibi kavramların pekişmesi sebebiyle inançta oluşan hasar elde edilen faydadan daha fazladır.

İnsan psikolojisinin deneysel gözlemlere dayalı tespitlerine göre tutumlar şu şekilde oluşur:

Bilgi / veri , duyguyu, duygular davranışları, davranışlar tutumları oluşturur.

İnsan, tutarlı olmak, tutarlı görünmek eğilimindedir. Bazen, oturaklaşmış bir tutuma dayanmayan hareketler de sergileriz. Bu defa, iş tersine çalışır. Davranışımızı haklı ve tutarlı gösterecek inanışlar geliştiririz. Bunun en yalın ifadesi, "İnandıkları gibi yaşamayanlar, yaşadıkları gibi inanmaya başlarlar" sözünde anlam bulmaktadır.

Bir insan, her ne kadar şans-tesadüf gibi kavramlara inanmıyorum dese de, insanların genel algısında şans veya tesadüf sonucu ortaya çıktığına inanılan bir sonucu umud ederek böyle bir oyuna katılır, bunu sürekli hale getirirse, davranış kendisi ile tutarlı bir inanış doğuracaktır.

Yeterli bir koruma sağlayacak inanışa sahip olmayan insanlarda davranışın oluşturduğu bu inanç arızalı bir derecede görünüm arzedebilir.

Şans ve tesadüfe inanan bir insan başına gelen her musibeti yahut nimeti de şans ve tesadüfe bağlamaya başlayabilir.

Musibetleri şans ve tesadüfe bağlayanlar;

1) Allah'ın mutlak hakimiyetini ve musibetin ezelde bilindiğini inkar etmiş olur. Böylece Kuran'ın buyurduğu hali ile, eline geçenle haksız olarak sevinmiş, elinden çıkan için de gereksiz bir üzüntü duymuş olur.

2) Bu kişiler, musibetleri kendileri dışında bir sebebe bağlayarak hatalarını düzeltme imkanını kaybederler. Şans-tesadüf, diğer insanlar, diğer koşullar hep suçlu ve sorumlu addedilir. Böylelikle, "Sana gelen her musibet, kendi elinin üretip kazandığı şeyler yüzündendir" ve "Siz ilkin kendinizi düzeltmeye bakın. Siz kendiniz doğru yolu bulunca sapanlar size zarar veremez" ayetlerindeki anlamı, çözüm yolunu yakalayamazlar.

Nimetleri şans ve tesadüfe bağlayanlar;

1) Allah'ın mutlak hakimiyetini ve nimetin ezelde bilindiğini inkar etmiş olur. Böylece Kuran'ın buyurduğu hali ile, eline geçenle haksız olarak sevinmiş, elinden çıkan için de gereksiz bir üzüntü duymuş olur.

2) Nimete sebep olanın Allah olduğunu, hayrın O'ndan kaynaklandığını unutur. Böyle kimselerin hakkıyla şükredebilmeleri mümkün değildir. Şükrün ne olduğunu daha doğrusu kuru kuruya  "hamdolsun yarabbi, çok şükür"  demekten ibaret olmadığını, şükrün; nimeti ihsan edene karşılığını ödemek olduğunu sayın Hakkı Yılmaz'ın  İşte Kuran sitesinde ilgili başlıktan okuyabilirsiniz.  Nimeti Allah'tan görmeyenler dolayısı ile bunun karşılığını yanlış yere ödeyeceklerdir. 

Bir de; insan olumsuz durumlarda kendini / kendi sorumluluğunu arka plana iterken, olumlu durumlarda kendini / kendi marifetini ön plana çıkarma eğilimindedir. Mesela, sınavda kötü not alan, "Hoca şu notu vermiş" der, iyi not alanda, "Sınavda şu notu aldım" der.

Nimeti, şans-tesadüf gibi kavramlara bağlayanlar, nimeti somut bir şeye bağlamak yolunda iki yol izleyebilirler:

1) Nimeti,  öncelikle kendilerinde olan bir marifete, bir hak ediş  duygusuna bağlarlar. Bu Kuran'da anlatıldığı şekli ile Karun  tarafından izlenen tavırdır.  Karun , mülkünü kendi ilmi ile kazandığını iddia etmiş, bu sebeple bundan hak sahiplerine pay vermek zorunluluğunun bulunmadığını söylemiştir. Karun'un hazin sonu ibret olarak Kuran'da anlatılır.

2) Bu kimseler, başka insanları rızık verici olarak görebilirler. Böylece, efendiler, kutsal patronlar ve bunlara mutlak bağımlılık vücut bulur. Böylesi kimseler, mesela hicreti reddederler. Çünkü onlara rızık veren Allah değil, yerel - somut unsurlardır.


Biraz uzun oldu ama, görüldüğü üzere basit bir davranış sıklıkla tekrar edildiğinde kendisine uygun bir inanış doğurur. Bu insanın yaratılış kanununun şaşmaz kurallarından olan "tutarlı görünmek" ilkesinin yol açabileceği olumsuz bir sonuçtur.

Müminler için esas olan, bütüm mevcudatı sevk ve idare eden, nezdinde bu konu kapsamında, küçük - büyük diye bir ayrım bulunmayan bir Allah'a iman etmek, hayır yapmak dileniyorsa bunu da hayır yapmak kasdı ile icra etmek gerekliliğidir.

Muhabbetlerimle...

Her kelimesine katılıyorum.  Yeni yılda yeni işlere başlangıç yapmak isteyenler için ne kadar anlamlı ve güzel bir yazı olmuş.

Allah razı olsun.

 

 

Yukarı dön Göster muslumankul's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muslumankul
 
ebu muharrem
Katilimci Uye
Katilimci Uye


Katılma Tarihi: 11 ocak 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 77
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ebu muharrem

Aliaksoy kumar olayını güzel açıklamış.Bu tür kumar cinslerini meşrulaştırmak gerçektende çok kötü.Hatta buna Allahı ble ortak edenler var.Birisi piyango bileti alırken inşallah bana çıkar diyor,birisi yasin okumam sebebiyle bana çıktı diyor.Hep aynı mantık.Alın terine(hakkaniyet) karşı verilmiş şeytani bir nankörlüktür kumar.Sonuçta azgın bir ruh hali oluşuyor.

  eklemek istediğim husus şu;bu tür kumarları devlet eliyle yürütülmesi çok kötü bir durum.Devletin bir an önce bu nankörlükten vazgeçmesi gerekli.Emeğe saygı göstermeli ve onu korumalı.Bu devletin asli görevi olmalı.Ancak malesef bu pis işte devletin rolü de var.

  İnşallah bu kumarı oynayan kişiler hatalarından dönerlerde tekrar helal kazançtan rızıklanırlar.Allah hepimize hidayet nasip etsin.

Selametle.

Yukarı dön Göster ebu muharrem's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ebu muharrem
 
Öğrenci
Newbie
Newbie


Katılma Tarihi: 09 aralik 2007
Gönderilenler: 8
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Öğrenci

 

       Aydınlatıcı bilgilerden dolayı teşekkür ederim.



__________________
... Sen yücesin, bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgimiz yok.
Gerçekten sen, herşeyi bilen, hüküm ve hikmet sahibi olansın.
- Bakara, 32 -
Yukarı dön Göster Öğrenci's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Öğrenci
 

Eğer Bu Konuya Cevap Yazmak İstiyorsanız İlk Önce giriş
Eğer Kayıtlı Bir Kullanıcı Değilseniz İlk Önce Kayıt Olmalısınız

  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats