HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Alıntılar, Makaleler
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Alıntılar, Makaleler
Konu Konu: Vicdani Redçi Direniyor! Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Selamlar,

Size göre 'ayrıntı' olan bize göre, üzerimizde taşıdığımız en büyük şükür göstergesi.Kanımca asıl sorun da bu olsa gerek. 

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
adalet
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 02 ekim 2006
Gönderilenler: 1195
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı adalet


Vicdani Red Bir İnsan Hakkıdır!

Ben diyorum ki, hayır kardeşim Her Türk Asker Doğmaz! Her Türk asker doğmak, askerlik yapmak, asker ölmek, askerde ölebilmek mecburiyetinde değildir. Nasıl her Türk nükleer fizikçi, baraj mühendisi, balet, narenciye üreticisi, son ütücü olarak doğmuyorsa.


Yeni Aktüel
07/06/2006    Perihan MAĞDEN

BİA (İstanbul) - "Birleşmiş Milletler 70'lerden beri vicdani reddin bir insan hakkı olduğu fikrini savunuyor." Diyerek mi girelim? Nasıl girelim bu "hassas" konuya? Bu konu çok hassas çünkü Askeriye'yle ilgili her konu çok hassas. Çok çok hassas, bu ülkede. Orduyla ilgili herrrhangi bir şeyde: öneri/eleştiri/neden böyle/neden öyle hayır haksızsınız, porselen dükkanındaki filsiniz. Tuhafiyecideki boğa. Züccaciyedeki zürafasınız; aman çabuk pılınızı pırtınızı toplayıp o konunun topraklarından uzaklaşınızzz.

Ben diyorum ki, hayır kardeşim Her Türk Asker Doğmaz! Her Türk asker doğmak, askerlik yapmak, asker ölmek, askerde ölebilmek mecburiyetinde değildir. Nasıl her Türk nükleer fizikçi, baraj mühendisi, balet, narenciye üreticisi, son ütücü olarak doğmuyorsa, doğmayacaksa, doğmaması tercih nedeniyse her Türk, asker de doğamaz. Doğmayacaktır. Doğmaması gerekir.

Önce yıllardır, on yıllardır, yüz yıllardır maruz bırakıldığımız militarist koşullanmalardan kurtulmamız gerektiğini, bazılarımızın böyle bir tercihi olabileceğini kabul etme "alicenaplığını" göstermemiz gerektiğini, ARTIK gerektiğini söyleyerek lafa başlayalım.

Avrupa Konseyi'ne üye 46 ülke içinde vicdani reddin bir hak olarak tanınmadığı yalnızca iki ülkenin: Azerbeycan ve Türkiye'nin bulunduğunu belirtelim. Ermenistan'ın dahi vicdani reddi bir hak olarak tanıdığını, kurucuları arasında bulunduğumuz Avrupa Konseyi tarafından vicdani reddin tarafımızdan reddiyle ilgili, mutat sıklıklarla uyarıldığımızı.

Şimdi biliyorsunuz (ya da bilmiyorsunuz) Mehmet Tarhan diye biri var. Mehmet Tarhan total redçi. Mehmet Tarhan, kardeşim ben barışı seviyorum. Ben antimilitaristim. Ben elime silah almam, Silahlı Kuvvetler'e de (hiçbir kisve altında) hizmet vermem, veremem. Diyor. (Onun sözleriyle değil, ben kendi dilime çeviriyorum.) Mayıs 2001'de askerlik yapmayı reddettiği için tutuklanıyor.

Ve o gün bugündür Mehmet Tarhan'ın başı belada. Zira Türkiye Cumhuriyeti, Mehmet Tarhan'a bu insan hakkını, eline silah almama, Silahlı Kuvvetler'e hizmet etmeme hakkını tanımıyor. Mehmet Tarhan eşcinsel. Ve yurdumuzda eşcinsel olanlar bir nevi "sakat" "kusurlu" vs. vs. kabul edilerek askerlikten muaf tutulabiliyorlar. Bir sağlık kurulunun muayenesine maruz bırakılarak.

Mehmet Tarhan bu muayeneye maruz bırakılmayı reddediyor. Zira o eşcinsel olduğu için değil (yani "kusurlu" ve bir nevi "sakat" kabul edilmeyi kabul ettiği için değil) TOTAL REDÇİ olduğu için askerlik yapmayı reddediyor.

Askeri Yargıtay 3'üncü Ceza Dairesi ise vicdani reddin kabul edilemezliğine hükmediyor. "Silahlı çatışmaların devam ettiği bir coğrafyanın ortasında bulunan Türkiye'nin ülke savunması için gerekli tedbirleri alması zorunludur. Bunun için her erkeğin zorunlu askerlik yapacağı benimsenmiştir" ifadesiyle.

Ve de Sivas Askeri Mahkemesi'nin Mehmet Tarhan hakkında verdiği iki davada toplam dört yıl hapis kararını bozuyor. Tarhan'ın (zorla) muayeneye tabi tutularak "eşcinsellik" gerekçesiyle terhisinin verilmesini talep ediyor. Yakın zamanda görülen davada Sivas Askeri Mahkemesi de Yargıtay'ın bozma kararına itiraz ediyor. Yani Tarhan'ın davası yine Askeri Yargıtay'da. Saçları zorla kesilmiş bulunan Mehmet Tarhan Sivas'ta, Askeri Cezaevi'nde. Bu davanın seyrine bakarak daha yıllarca orada kalacağına da hükmedebiliriz. Cezaevi koşullarının alabildiğine "zor" olacağını da.

Zira Mehmet Tarhan'dan önce 87'inci maddeden (EMRE İTAATSİZLİK maddesi) yargılanıp askeri hapishanelerde yatmış bulunan vicdani redçiler Osman Murat Ülke, Mehmet Bal ve Halil Savda'nın ne mene maddi ve manevi işkencelere uğradıkları; diyelim Mehmet Bal'ın üstünden askeri üniformasını çıkartmaması için ellerinden ve ayaklarından kelepçelendiği, el fizyonomisi "düşünülerek" yapılmış bulunan kelepçeler ayaklarını kestiği için Adana Askeri Cezaevi Komutanı Albay Durdu Solak tarafından özel olarak imal ettiri len prangalarla ayaklarından prangalandığı "filan" biliniyor.

Yani Mehmet Tarhan'ı Askeri Cezaevi'nde geçireceği "meşakkatli" (nasıl da efendice kelimeler seçiyorum) yıllar bekliyor. Böyle bir tercihi olduğu için. Antimilitarist olduğu için. Silahlı Kuvvetler'e hizmet vermeyi reddettiği için. Bu red hakkı kendisine tanınmadığı için.

Şimdi eğri oturup doğru konuşalım: Yurdumuz topraklarında 300 bin ila 400 bin arasında değişen (kayda değer) sayılarda asker kaçağı dolaşıyor. Ne yapılıp edilse bu sayı aşağı çekilemiyor, her üç ila beş yılda bir "bedelli askerlik" çıkarılarak zevahir kurtarılıyor: Yani "bedelini" ödeyebilecek maddi imkanlara sahip çocuklarımız Askeriye'nin emrinde geçirilecek 15 aylık bir süre ve süreçten "yırtıyorlar." Modernize edilmiş bir ordudan, profesyonelleştirilmiş bir ordudan (bizzat ordusu tarafından) bu denli sık söz edilen bir ülkede, ordumuzun bütçemizden aldığı pay bu denli "hatırı sayılır" iken, teknoloji bu denli ilerlemiş (özellikle savaş teknolojisi) bir sürü aletin başına "uzmanlar" yani "teknik donanımlı subaylar" dışında kişilerin yerleştirilmesi giderek imkansız hale gelmiş iken1) Askerlik süresi şu kısaltılmış haliyle bile, ziyadesiyle uzun değil midir?

2) Ordumuzun bu kadar çok sayıdaki kişiyi askere almaya çalışması hakiki bir zaruret midir? 3) Bu denli çok para harcayabilen ve hatta elemanlarının kaynaklarıyla OYAK gibi bir ekonomi devini yaratıklandırabilen Yüce Ordumuz, "Türkiye'nin içinde bulunduğu ÖZEL koşullar" teranesinin artık az biraz eski etkisinde ve inandırıcılığında olmadığını, bilmem kabule yanaşabilecek midir? Diyelim Aczmendiler, Yehova Şahitleri, kimi fundamentalist Protestanlar ellerine dinleri gereği silah değdirmeyi reddediyorlar. E artık biz Avrupa Birliği'ne Uyumlu müreffeh bir ülke olduğumuza/olacağımıza göre Budistlerimiz'in, Hindularımız'ın sayısında da natürel bir artış olacak. E madem fikri hür, vicdanı hür bir ülkenin çocuklarıyız; vicdani redcilerimiz de anlaşılan, olacak. Olacaktır. Olsun.

Askeriyemiz için "Bedelli Askerlik" söz konusu olduğunda içleri kan ağlayarak da olsa gözardı edilebilen "eşitlik" ilkesi bu denli mühim ise; hem hakikaten Türk Ordusu'nun profesyonelleşmesi, modernleşmesi konusunda ciddi adımlar atılsın, askerlik süresi yeniden kısaltılsın, hem de VİCDANİ RED bir insan hakkı olarak tanınsın.

Zira ben bir kız çocuğu annesi olarak böyle bir dertten "sıyırmış" olabilirim; ama bir oğlum olsaydı ve vicdani nedenlerle eline silah almayı reddetseydi hem sonuna kadar onun (ve gerekirse mücadelesinin) yanında olurdum, hem de diyelim öğretmenlik yaparak/koro çalıştırarak/ambulans sürerek/ağaç dikerek/kreşte çocuk bakarak/aşı yaparak/icabında yerleri silerek DE devletine "hizmet" edebilmesinin mümkün olduğu, ama bu görevlerin "eşit" ve hakiki ihtiyaçlar için dağıtılması ilkesiyle, pek de ala mümkün olduğu düşüncesi içinde olurdum.

E, şimdi oğlum yok diye tam da "kurtulmuş" sayılmam. Zira ülkemde vicdani reddin bir hak olmaması beni (vicdanımı) rahatsız ediyor. Daha önce 87. maddeden yargılanan üç vicdani redçiye karşın Mehmet Tarhan'ın 88. maddeden yani TOPLU ERAT ÖNÜNDE EMRE İTAATSİZLİK'den yargılanmasının rahatsız ettiği gibi. Sivas Askeri Cezaevi'nde "hangi koşullar" altında yatıyor olduğundan emin olamadığım gibi. O niye peki hapiste? Peki niye biz rahat rahat yatağımızdayız? gibi. Peki biz rahat mıyız? Biri, insan haklarından bir hak için mücadele verirken, biz rahat olabilir miyiz? Rahat uyuyabilir miyiz? gibi. Askeri konulara gelince medyalamamızın içinde bulunduğu ağır militarist koşullanma, uyguladıkları "otosansür" normal midir, "norm" bu ise bu memleketin "normlarını" daha insanileştirmenin, vicdanileştirmenin zamanı gelmemiş midir, gelmeyecek midir, hiç gelmeyecek midir?? GİBİ. Liste uzuyor. E kesmek, bir yerde bitirmek lazım. Bitti.(EÖ)

(*) Bu yazı, Yeni Aktüel dergisinde Aralık 2005'te yayımlandı.


__________________
"Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
Yukarı dön Göster adalet's Profil Diğer Mesajlarını Ara: adalet
 
iman
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 16 haziran 2006
Gönderilenler: 751
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı iman

selam

Burası hakkın doğruluğunu esas alan, Kimseyi üzmek kırmak rahatsız
etmek için değil, yanlış anlamaları düzeltmek, hakikatin Allah için ifade
edildiği bir forum olarak biliyorum. En azından ben öyle algılıyorum.

Yanlışsam düzeltin. Ama doğruysa anlamamazlıktan gelerek ortalığı
germeyin. Oturduğum yerde neşemi bölerek vebalime girmeyin.

Batılı toplumların vicdani red di insan hakkı sayan argümanlarını ortaya
koyup tanımlamadan (Tıpkı laiklik kavramında olduğu gibi) bu toplumun
askerlik anlayışını vicdani red kavramının içine sokamazsınız.

Benim toplumumda para karşılığı toplama asker, bekaret kemeriyle
korunan namus, günah çıkartan papaz, kutsanmış şövalye, babadan
kayıtlı uşak, kasta dayalı hiyerarşi, fahişelik diye bir meslekmi, varki
vicdani red olsun.

(yokmu diyenleri duyar gibi oluyorum. Buradada başka bir kavram
kargaşasından istifade etmek isteyenlerin sesleri onlar. Hepsinin teker
teker mücbir sebep, ve toplumsal hastalıklar olarak izahı ve tıpkı
kölelikteki yanlış anlaşılma gibi geçici statüsü var. Yani dinimden
kaynaklanmıyorlar. Sayın Hasan Akçay'ın tesettür ayetleriyle ilgili -
özellikle mahremlere ilişkin - mealleri bu konuların neden ve nasıl
saptırıldığınada bence iyi bir model olarak ışık tutar.)

Vicdani red emperyalist toplumların eski kültüründen gelen inkarı halinde
toplumsal sistemini zorlayan, kölelik, sınıfsal ayrımlar gibi insan haklarına
aykırı olduğu alenen açık ama kabulü halinde altından kalkılmaz
tazminatlar doğuran durumlarda bir hak olarak vatandaşına koyduğu bir
çıkış kapısıdır.

Tıpkı bizdede batıdan kopyalandığı için sistem gereği ağır borçlarla ölen
kişinin mirasçısının reddi miras hakkı gibi.

İnsanın babasını inkar etmek gibi bir hakkımı varki namusundan sakınsın.
Ama bunu yaptığında kanunkoyucu bir sürü başka sebepten yanında
olamadığı evlad için böyle bir kapı koymuş.

Askerliğin icra edilen bir meslek olarak tanımlanmasını, bu sebeptende
insan hakkı kapsamına alınmasını isteyenler bu milletin içinde azınlık
statüsüyle yaşayan takımı çoğunlukla. Yani gerçekte böyle bir dertleri yok
aslında.

Daha geniş manada bu ermeni meseleside ters istikamette aynı
argümanlara dayanır. Düşünün insan hakkı kavramına sokarak herhangi
bir sebeple kitlesel mecburiyetlerden doğan sonuçları daha sonra gelen
kuşaklara miras yapacaksınız, yine aynı argümanlara dayanarak bu sefer
aynı olayın fert bazında inkarını vicdani red yapacaksınız.

Yine batılı ülkelerin benim soykırım yaptığını söylediğim topluma hayır
yapmadılar dersen suç sayılır diyen yasalar çıkarmasının altındaki
dayanakda budur. Yani Allah korkusu olmayınca yasayla kişilere verilecek
zararlar çok sıkışıldığında vicdani red yoluyla sorumluluk savılacaktır.

Batılı önce vicdani reddi kilisesine kabul ettirsin mecburi kesilen ödentileri
serbest hale getirsin. sonra dönüp insan hakkı kapsamında vicdani reddi
banada tavsiye etsin.

Ben Bu memleketin insanı olarak üstüne basa basa söylüyorum dinimin
emriyle (yani Kuranı esas alan yaşam şeklim) milletimin dirliğine hizmet
etmek için askerlik yaptım. Yine yaparım. Çocuklarımda yapacaklar.

Komutanımı bilgisinden tanırım. Zaten üstüm kalmadığında astıma
komutanım.

Bana bişi öğretin saygı duyayım, Ama Lütfen beynimi mıncıklamayın.
Mıncıklatmayın. Zulümdür. Günahtır.

Sevgiyle
Yukarı dön Göster iman's Profil Diğer Mesajlarını Ara: iman
 
ebu turab
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 08 eylul 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 529
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ebu turab

selam iman,

elinize yüreğinize sağlık.yazınızda çok doğru tesbitler mevcut.her satırına imzamı atarım.

ilk yazımda da değindiğim gibi genelkurmayın profesyonel ordu kurma projesi gerçek mana da hayata geçtiğinde bu tipler ve bu tiplerin oluşturduğu yapay gündemler kendiliğinden ortadan kalkacaktır.

sevgi ve saygılarımla



__________________
"sadece iki şey sonsuzdur evren ve insan ahmaklığı..
ilkinden o kadar da emin değilim." (albert einstein)
Yukarı dön Göster ebu turab's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ebu turab
 
iman
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 16 haziran 2006
Gönderilenler: 751
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı iman

Selam ebu turab

Sizce Profesyonel nedir?

Neden profesyonel ordu istiyorsunuz?

Sizce Genel Kurmayın Profesyonel ordudan muradı ne?

Yanlış biliyorsam düzeltin. Eğer müslümansam ve profesyonel ordu
istersem vicdani reddi peşinen kabul etmem gerekir. Öbür türlü köleliğin
en alt biçimini kabul etmiş olurumki islama taban tabana ters olur.

Bu durumda nasıl tespitlerimi hem doğru bulup, Hemde kuranla yaşayan
profesyonel ordu taraftarı olursunuz.

Eğer profesyonel ordu taraftarıysanız vicdani reddi neye dayanarak
reddediyorsunuz?

Böyle bir akıl yürütmede ben neyi gözden kaçırıyorum?

sevgiyle...



Yukarı dön Göster iman's Profil Diğer Mesajlarını Ara: iman
 
muhliskul
Ayrıldı
Ayrıldı
Simge

Katılma Tarihi: 26 nisan 2007
Yer: Australia
Gönderilenler: 854
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muhliskul

 Eger icinde bulundugunuz  mekan sizi Allah'in dinini yasamaktan alikoyuyorsa, Onun genis arzinda daha uygun mekanlara gocun. Is icin,para icin, egitim icin,daha luks yasam icin insanlar dunyanin obur ucuna giderken kac kisi Sirf Allah icin bunu yapiyor?

Birde mangalda kul birakmayan askerlik sevdalisi gecinenler eger firsat bulsalar ilk sivisanlar olurlar. Bulundugum ulkede Ataturk'cu gecinen kominist cok kimse ,sirf para odememek ve bir ay bile askerlik yapmamak icin T.C Vatandasligindan ciktilar. Benim gibi guya vatan haini de tipis tipis parayi odedi ve yine askerlik yapmadi. Parayi geri alma hakkim kanunen taninmis iken dogup buyudugum topraklara daha fazlasi helal olsun diye  buna yeltenmedim. Turkiye bizim vatanimiz keske onu cikarlarina alet edenler ayiklansada omrumuz boyu askerlik yapsak.

 

Yukarı dön Göster muhliskul's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muhliskul
 
iman
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 16 haziran 2006
Gönderilenler: 751
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı iman

Eger icinde bulundugunuz mekan sizi Allah'in dinini yasamaktan
alikoyuyorsa, Onun genis arzinda daha uygun mekanlara gocun. Is icin,para
icin, egitim icin,daha luks yasam icin insanlar dunyanin obur ucuna giderken
kac kisi Sirf Allah icin bunu yapiyor?



Bütün insanlar toplumlarına mutluluk getirir
ya gelirken
ya giderken

sevgiyle
Yukarı dön Göster iman's Profil Diğer Mesajlarını Ara: iman
 
ebu turab
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 08 eylul 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 529
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ebu turab

iman Yazdı:
Selam ebu turab

Sizce Profesyonel nedir?

Neden profesyonel ordu istiyorsunuz?

Sizce Genel Kurmayın Profesyonel ordudan muradı ne?

Yanlış biliyorsam düzeltin. Eğer müslümansam ve profesyonel ordu
istersem vicdani reddi peşinen kabul etmem gerekir. Öbür türlü köleliğin
en alt biçimini kabul etmiş olurumki islama taban tabana ters olur.

Bu durumda nasıl tespitlerimi hem doğru bulup, Hemde kuranla yaşayan
profesyonel ordu taraftarı olursunuz.

Eğer profesyonel ordu taraftarıysanız vicdani reddi neye dayanarak
reddediyorsunuz?

Böyle bir akıl yürütmede ben neyi gözden kaçırıyorum?

sevgiyle...



selam iman,

sorularınızın yanıtı ilk yazımda var ama tam anlaşılmadı sanırım.şöyle açıklayayım.bir defa profesyonel ordunun bencesi sizcesi yok.bütün ileri dünyada kabul görmüş bir sistem.bu sistemde paşadan ere kadar herkes bu işin erbabı.bizim erimiz araziyi ancak tanıyor tam işi kapıyor ve tezkereyi alıyor.ardından sıfırdan bir acemi geliyor.oysa bu sistemde erine erbaşına kadar tıpkı osmanlıdaki akıncılar gibi bu işi isteyerek severek ve biraz da maaaş alarak yapan askerler.her biri işinin uzmanı.bu sistemde acemi erleri uzmanlaşmış teröristin önüne atmak yok.uzman terörist sürekli orada.ama bizim orduda işi  kapanlar bir süre sonra tezkereyi alıyor. ve hiçbir zaman tam manasıyla uzmanlaşmış yani profesyonel bir hale gelemiyor.sistem erliği erbaşlığı,onbaşılığı vs.yibir meslek haline getiriyor.polislik gibi yani.maaşı, emekliliği,çalışma saati mesaisi sosyal hayatı olan bir meslek.

kısaca ihtiyaca kadar eleman istihdamı olduğundan zaten böyle bir sistemde vicdansız retçilerle askeriyenin muhatap olmasına gerek kalmıyor.demek istediğim bu.şu anda 100 kişinin yaptığını 10 kişi yapacak.gönüllü olarak ben askerlik hizmeti yapmak istiyorum ne olur ne olmaz,ilerde lazım olur diyen olursa ona da belli bir sürede askerlik eğitimi veriliyor ama zorunlu değil.

ama şu anda böyle bir sistem olmadığı için her halükarda herkesin bir vatandaşlık görevi olarak ve diğer insanların hakkının üzerine geçmemesi için ülkesi ve milleti adına severek bu hizmeti tamamlaması gerekir diye gayet açık ve net bir düşünceye sahibim.profesyonel ordu konusunda özetle bunları söyleyebilirim.daha fazla bilgi için milli savunma bakanlığı veya genelkurmay başkanlığına danışabilirsiniz.

bilmem anlatabildim mi kardeş,

hürmetler



__________________
"sadece iki şey sonsuzdur evren ve insan ahmaklığı..
ilkinden o kadar da emin değilim." (albert einstein)
Yukarı dön Göster ebu turab's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ebu turab
 
ebu turab
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 08 eylul 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 529
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ebu turab

ilaveten askerlik bir gönül ,aşk,sevgi işi.mahkeme zoruyla  yaka paça askere alınmış birisinden orduya millete devlete ne hayır gelir ki?vicdanı ait olduğu toplumuna askerlik hizmeti yapmayı red eden bir insan yarın komutanını ,kendi silah arkadaşını sırtından vurur,kendi halkına kurşun sıkar,timini,bölüğünü satar diye düşünüyorum.yani böyleleri nin alınmaması alınmasından daha hayırlıdır kanaatimce.

sağlıcakla kalınız.



__________________
"sadece iki şey sonsuzdur evren ve insan ahmaklığı..
ilkinden o kadar da emin değilim." (albert einstein)
Yukarı dön Göster ebu turab's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ebu turab
 
mukavemet
Newbie
Newbie
Simge

Katılma Tarihi: 19 temmuz 2007
Gönderilenler: 28
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı mukavemet

 

 askerde yemin töreni yapılmadan önce binbaşı bizi toplayarak kesinlikle türbanlıların  kışlaya giremeyeceğini söyledi.o zaman benim çocuğumu ve eşimi görmemi engelleyen bu zihniyete isyan etmek istedim ama enver aydemir kadar cesur olamadım.başörtülüleri sadece asker annesi ve hizmetçi olarak görmek isteyen yada hiç görmemek isteyenlere karşı enver kardeşe tam destek.

 

  ey tağutun neferi

mermin gelsin göğsüme

biz ölüme and içmişiz

senin gözdağın kime !

 

Yukarı dön Göster mukavemet's Profil Diğer Mesajlarını Ara: mukavemet
 

<< Önceki Sayfa Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats