Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

"Yok" u tanımlamadan önce "Var" ı tanımlayalım mı? Önerim, deneyelim beceremez isek Allah'a sığınalım ve bize FAYDALI olacak GERÇEK HAYAT ile ilgili meselelere vaktimizi harcayalım, ne dersiniz?

Önerme: Karanlık VAR dır.

Tez: Yoktur. Karanlık ışığın olmadığı durumlardır.

Önerme: Renkler VAR dır.

Tez: Yoktur. Beyaz ışığın kırılması sonucu gözlerimizin ALGISIDIR.

Uzayıp gider.

Önerme : Allah YOK tur.

GERÇEK : Allah VAR dır. inanan ve inanmayanın ilk testidir. Teslim olmaktır.

Haydi dostlar, biraz pratik hayat üzerinde duralım. Bu tartışma bana nedense melekler dişi midir, erkek midir den fazla bir şey ifade etmiyor. AŞIRILIK gibi geliyor.

Allah ilminden ilmimizi artırsın.

Kelamını dosdoğru anlayıp, YAŞAMIMIZI nasip etsin. Bütün mesele pratik gerçek hayatta yaşayabilmekte. O dur ki, İslamı Kominizmden ayıran.

Selametle

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Soru: Evrenimiz yoktan mı var oldu?

Hayır.

Boş uzay-zamanı (uzay ve zaman değil) yokluğa en yakın durum kabul edersek, evrenimiz yoktan var olmamıştır.

Temel kuvvet alanları kendi kuantlarını(nicem-parçacık) oluşturur. Elektromanyetik alanı temel parçacığı olan fotonu, güçlü çekirdek kuvveti gluonu, zayıf çekirdek kuvveti vektör bozonları gibi.  Heisenberg'in belirsizlik prensibi bize iki şey söyler:

Birincisi, bir parçacığın konumundaki kesinlik artarsa, momentumundaki( hız ile kütlenin bir fonkiyonu) azalır. Bunun tersi de geçerlidir. Konumdaki belirsizlik ile momentumundaki belirsizliğin çarpımı planck sabitinden az olamaz. Planck sabiti sıfırdan büyük bir sayı olduğu için biz, herhangi bir parçacığın ne konumunu ne de hızını mutlak kesinlikte ölçemeyiz.

Hiçbir parçacığın hızı sıfır olamaz, belirli bir konumda bulunamaz.

İkincisi, enerjideki belirsizlik ile zaman aralığındaki belirsizliğin çarpımı planck sabitinden küçük olamaz. Hiçbir parçacığın belirli ya da sıfır enerjisi yoktur.

Hızdaki, konumdaki,enerjideki bu kesinsizlik bize evrendeki her parçacığın, her noktanın titreşim halinde olduğunu söyler. Yani, uzayın her noktası, boşluk da bir basit harmonik salınımcıdır.  Boşluğun her noktası bir parçacığın sahip olduğu spin, yük vs. gibi özelliklere sahiptir. Bu değerler vektörel olarak birbirini götürünce geriye sadece boşluk kalır.

Bir parçacık aynı zamanda bir dalga da olduğu için her parçacık ya da dalganın mümkün olan en düşük enerjisine taban durum enerjisi denir. Dalgaların boyların kısalığı hakkında bir kısıtlama olmadığı için, uzayın her bölgesinde sonsuz sayıda dalga boyu ve sonsuz miktarda taban durum enerjisi vardır.

Zamandaki ve enerjideki belirsizliğin sonucu olarak, yeterince küçük zaman aralıklarında enerjideki belirsizlik büyür. Enerjinin korunumu çok kısa süreler için geçerliliğini yitirir. Buna kuantum dalgalanması denir.  Boşlukta çok kısa süreler için enerji dalgalanmaları oluşur. Bu dalgalanmalarda boşluktan enerji ödünç alınarak parçacık çiftleri oluşur. Hemen sonrasında da bu parçacık çiftleri etkileşerek yok olurlar. Bu parçacıkların durgun kütleleri ne kadar büyükse yaşam süreleri o kadar kısa olur.

Bizim evrenimiz de boşluktaki bir kuantum dalgalanmasında ortaya çıkan bir vakum baloncuğunun taban durum enerjilerinin yarattığı negatif basınç ile şişmesi, daha sonra kuantum kararlılığının bozulması, şişmenin durması, parçacık çiftlerinin oluşması, bunların birbirlerini yok etmesi sonucunda ortaya çıkan enerjinin büyük patlamayı başlatmasıyla oluşmuştur.

Üstelik, yokluktan varolmaya en yakın kuram bu olmasına rağmen, evrenimizin tek varoluş kuramı da bu değildir.

-------------

Soru: Evrenimizde yoktan var olma gerçekleşebilir mi?

Boş uzay-zamanı yokluk olarak tanımlarsak, evet.

Günlük hayatmızda enerjinin korunumu prensibinin ihlali söz konusu değildir. Ancak,  çok küçüklerin dünyasında bu ilke bazı durumlarda ihlal ediliyor gibi görünür. Boşluktan herhangi bir anda, hiçbir neden olmaksızın parçacık çiftleri oluşur. Bu çiftlerden bazıları yok olmaz. Bir karadelik gibi çok güçlü kütleçekim alanlarında bu çiftlerden biri gerçek parçacıklara dönüşebilir. Her an, boşluktan yeni paçacık çiftleri oluşmaktadır. Her temel kuvvetin etkileşiminde, parçacık dönüşümlerinde bu virtual(edimsiz ya da sanal) parçacıklar oluşur.

------------

Soru: Evrenimiz, bizim oluşmamız için özenle seçilmiş bazı değerlere sahip görünmektedir. Rastgele bir dalgalanmanın sonucunda bizim ortaya çıkma olasılığımız neredeyse sıfırdır.

Evrenimiz bir kuantum dalgalanması sonucunda oluştuysa, başka evrenler de oluşmuş olabilir. Sonsuz sayıdaki evrenin çok büyük bir kısmı bir canlı oluşturma başarısını gösteremeyecek, ama birkaçı bunu başardığında, canlılar evrene bakıp, kendilerinin oluşması için evrensel değerlerin özenle seçilmiş olduğunu düşünecektir. İnsanlar bu soruyu soracak çünkü başka türlü olsaydı bu soruyu soracak insanlar varolamazdı.

----------

Soru: Boşluktan oluşan bu parçacık çiftleri sadece matematiksel kavramlar mıdır?

Hayır.

Evrenin genişlemesinin hızlanarak devamı, evrenin toplam enerjisinin yüzde 73'ünün taban durum enerjisi olması, Lamb kayması, Casimir etkisi gibi deney ve gözlemler bu oluşumların doğada gerçekleştiğini göstermiştir.

------------

Soru: Evrende madde-enerji var. Bunlar yoktan var olamaz. Enerjinin korunumu kuralına aykırıdır.

Madde,enerji pozitif enerjiye sahiptir. Kütleçekim ise negatif enerjiye sahiptir. Bu durumda evrenin toplam enerjisi sıfırdır. Evrenden önce de toplam enerji sıfırdı.

------------

Bu arada, İbn Rüşd şöyle demiş:

"Felsefe dinin arkadaşı ve süt kardeşidir"

Tekrar selamlar.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

selam cin13 kardeşim,

Uzay ve Zamanın olmadığı maddi bir "varlık" tarifi mümkün müdür?

veya Uzay ve zamanın olmadığı bir "yokluk" hayal edile bilir mi?

selam ve dua ile,

rıdvan

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selamlar,

Zaman algımız ulaşabildiğimiz hızla orantılımıdır?

Dış dünyayla iletişim kurduğumuz vasıta(beş duyu)larımız varlık âlemini bütünüyle keşfetmek için yeterlimi?

Gördüğümüz boyutlardan fazla boyut varmı?

Kuantum fiziği hakkında ne kadar bilgimiz var?

Kıyamet nasıl kopacak?

Vs... vs... vs... sorular çoğaltılabilir...

Bilgilenme sınırlılığı bize bir hat çiziyor, bu yüzden haddimizi bilmemiz en doğrusu olacaktır.

Selam ve dua ile.  

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

selam cin13 kardeşim,

cevablarınız için teşekür ediyorum,

başlığa uygun olmasada (veya yeni başlık altında sizin bu konudaki birikiminizden istifade etmek isterim, sizde uygun olduğunuzda inşAllah bizi bildiklerinizle nasiblendire bilirsiniz)

"Bin Bang teorisi" şuan ne durumdadır?

teoriye göre "evrenin tek bir noktadan çok yoğun ve çok sıcak bir şekilde oluşmaya başladığını; evrenin sürekli genişlediği....ilh"   

Burada "vahdet-i vücud" anlayışının "big bangla" izahı nasıl söz konusu olabilir?

yine, uzay ve zamanın olmadığı bir durumdan uzay ve zamanın oluşmaya başlaması "tesadüfle" açıklana bilir mi?

veya evren "bilinçli" bir şekilde mi hareket ediyor? (Varlıktaki bilgi)

veya "madde ezeli" ise bizim gibi "organik" varlıklar nasıl oluşuyor?

uygun bulursanız ve zamanınız uygun olursa cevablamanızı rica edeceğim,

selam ve dua ile,

kardeşiniz rıdvan 

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Merhaba Baybora kardeşim,

Soru: "Big Bang teorisi" şuan ne durumdadır?

Büyük Patlama Kuramı bugün için alternatifsiz bir kuramdır. Evrenin ilk 10 üzeri -33 sn.'e kadar olan hayatına ilişkin sorulara hem matematiksel hem de deneysel cevaplarını hatasız vermektedir.

------------------

Soru: Burada "vahdet-i vücud" anlayışının "big bangla" izahı nasıl söz konusu olabilir?

Panenteizm, bildiğiniz gibi Yaratıcının evren ile olan ilişkisini hem içkin hem aşkın olarak tanımlar. Herşey O'nun içindedir, O herşeyin içindedir. Bununla birlikte, O herşeyden üsttedir.

Panenteizmde, sadece büyük patlamayı başlatan bir Yaratıcı var olmayıp, bunun yerine, yaratıma dahil olan, yaratımı sürekli, evrendeki hayatın kaynağı ve gücü olan bir Yaratıcı vardır.

--------------------

Soru: Uzay ve zamanın olmadığı bir durumdan uzay ve zamanın oluşmaya başlaması "tesadüfle" açıklana bilir mi?

1. Evren, birkez şişmeye başlamışsa uzay-zamanın oluşması kaçınılmaz olur. Şişmenin oluşması için gerekli kuramlar bunu zorunlu kılar.

2. Evrenimiz başka bir evrenin çökmesi sonucu oluştuysa - ki kuramlarımız buna izin vermektedir- o halde uzay-zaman daima varolmuştur. Bu evrenler birbirine benzemez, farklı şekilde evrimleşebilirler.

3. Feynman diagramları bize şunu söyler: Her parçacığın belirli-tek bir tarihi yoktur. Bunun yerine, parçacıklar uzay-zamanda olası her yolu aynı anda izler. Bir konumdan diğerine giden bir parçacığın olasılığı, bu iki konum arasındaki olası her dalganın toplamıyla bulunur.

Günlük hayatta ise biz nesnelerin tek bir yol izliyormuş gibi görürüz. Çünkü, her bir yol için sayılar atama kuralı, büyük nesneler için, biri dışında tüm yolların birbirini götürmesini sağlar. Sonsuz sayıdaki bu yollardan sadece biri makro ölçekte kalır, bu da Newton'un klasik mekaniğinin ortaya koyduğu yoldur.

Her parçacık gibi evrenin de tek bir geçmişi olmayacaktır.

Evrenin geçmişleri düz bir yüzey gibi değil de aynı Dünya yüzeyi gibi sonlu fakat sınırsız ise bu durumda evrenin bir uzay-zamanın yoktan varolduğu, fizik kurallarının anlaşılmaz olduğu, büyük patlamanın başlangıcındaki gibi tekillikler var olmayacak, evrenin böyle sınır koşulları varolmayacak, evren bağımsız olarak varolacak, herşey fizik kanunları ile belirlenecektir.

Evrenin olası tüm geçmişleri arasından içinde bulunduğumuz evrene doğru evrilmesinin nedeni nedir?

Evrenin olası geçmişlerinin çoğu bizim ortaya çıkmamıza yol açmayacaktır.Bizim varlığımız içinde yaşadığımız geçmişin bir kısıtlamasıdır. O halde,evrenimiz bu şekildedir, çünkü farklı geçmişlerde bu soruları soracak birileri olmayacaktır.

M kuramı gibi, "herşeyin kuramı"nı arayan kuramlar, evrenimiz için çok sayıda olası geçmişe olanak tanır. Bu geçmişlerden büyük kısmı üçten az ya da üçten fazla boyutludur. Bu geçmişlerden hiçbiri bizim evrimimize olanak tanımayacak, sadece üç boyutlu evrenler bizi oluşturacak, sadece bu evrenlerde "uzay neden üç boyutlu?" diye sorular sorulacaktır.

----------------------

Soru: Evren "bilinçli" bir şekilde mi hareket ediyor? (Varlıktaki bilgi)

Hayır.

----------------------

Soru: "madde ezeli" ise bizim gibi "organik" varlıklar nasıl oluşuyor?

Bunun cevabını vermiş oldum sanırım.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Merhaba Cin13,

Fizik ilminde Rabbim size lutfetmiş, inşallah Hak yolda ilminden ilmini artırsın.

Uzun bir zamandır, kafama takılan bir soru var:

Süleyman (A.S.) ile güneşe tapan kadının kavmini anlatan kıssada, "kendisine ilim verilmiş bir insan" suleyman (a.s) gözlerini açıp kapayıncaya kadar tahtı getiriyor.

Benim bu ifadelerden anladığım ışık hızına eşdeğer bir hızda getiriyor, allah'ın izni ile. Hatta cinlerden olanın, süleyman (A.S.) ın oturup kalkma süresinde getirebilme teklifi de kıyaslama yapabilmemiz için belirtilmiş.

Bu durumda nesnelerin ışık hızı ile bir yerden başka bir yere transferinin ilmi açıdan mümkün olduğuna yürekten inanıyorum. Ancak Allah bu ilmi kime nasib eder, en doğrusunu O bilir.

O halde, sizin gelmiş olduğunu ilim seviyesine göre, bu ilme nasıl sahip olabiliriz?

ilgi ve alakanızı beklerim

Selametle,

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Biraz daha açmak istiyorum konuyu:

Kabullenilmiş fiziğin temel kanuna göre  F= m x a yani bir kütleye kuvvet uyguladığınızda o kütle artan bir hareket kazanır.

Ancak einstien E= m x c2 ile, bir kütleye enerji uygulandığında, ışık hızının karesine eşdeğer bir hız ile hareket kazanabiliri ortaya koymuş.

fizik bilgim temel seviyede, ancak bu formül üzerinden hareketle, nesneleri atom seviyesinden de öteye limit sonsuza giderken, parçalayabilme durumunda hangi seviyeye ulaşabiliriz. Bu seviyede bir parçalanma ışık demek olabilir mi, gibi...

selametle,