Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
"Yehirrune" kelimesi başlı başına sadece düşmeyi değil OKUnandan etkilenip çıkan sonucun üzerine kapaklanmayı/sahiplenmeyi anlatıyor.Buda yere değil karşıya doğru odaklandığını/ hamle yaptığını anlatıyor kanımca çenenin/kişinin..Selamlar..
Evet, "xarra" başlı başına sadece yukardan /yüksekten aşağıya düşmeyi anlatır. İlgili tüm ayetlere bakılınca daha net olarak anlaşılacaktır bu. Dediğiniz anlamı vermesi için arkadan gelecek bir hal'e gereksinim var "succede, râki'an, yescudûne, yarke'ûne, xuşû'an" vs gibi. Bunların dışında bir örnek: Xarra mûsâ sa'iqan: Musa bayılarak yere yığıldı. Öbür türlü bir örnek: ...fe xarra 'aleyhim-us-saqfu min fevqihim: ... ve tavan tepelerine çöktü.
yığılmak ve çökmek KİŞİNİN BİLEREK yaptığı EYLEM değildir...
çene üstü yere kapanmak ise : BİLİNÇLİ olarak YAPILAN bir eylemdir..KABUL niteliği taşır...kişinin KaBULUNUN, itaatinin BEDEN dili ile göstergesidir...,
dolayısı ile yukarıdaki örnekler ancak ELMA ve ARMUT karşılaştırması olur...
Şu anda vaktim yok; yalnızca son cümlesinin çevirisini yapabilirim.
Isrâ 109: And they fall down to their chins weeping and it increases their "humility" ,ويخرونللأذقانيبكونويزيدهمخشوعاً It is clear that "fall to the chin" is an expression and that their reaction was that of being humble (سجد: خشع ; sajada: kasha3a : to be humble/fearful)
If we can imagine a prostration falling to the chin, what does "weeping falling to the chin" mean? That's why I believe to the chin is an expression and has nothing to do with the literal translation "fall to the chin".
It could mean fully, intensely, to the farhest extent ....
(Çenelerinin üstüne) tamamen demek, derin derin, son kertesine kadar.
Evet Hsan hocam iddialı konuşuyorum. Samia'nı görüşünü çevirmediğiniz için anlamadım. Ancak gördüğüm kadarıyla Arapça iki kelimeyi; SECEDE'yi: XAŞE'A ile açıklamış ki buna aynen katılıyorum. Ama sizin "LİL_EZQÂNİ'ye verdiğiniz/(varsa birinin) verdiği manaya katılmak mümkün değildir. Buna hiç bir Arap ilim erabı da katılamaz.
ZİQN, yüzün iki tarafındaki sakalların en aşağıda birleştiği yer. Onun için sakal anlamına da müsta'meldir. Yani bizim bildiğimiz alt çene, üst çene anlmına kullanılmıyor ZİQN. Dişlerin saplı olduğu kemiğe FEKK denir. Alt ve üst çeneye FEKK-ÜL-ESFEL ve FEKK-ÜL-E'LÂ denir.
"Çene kapamak" sözü zeqn sözcüğü ile ifade edilmiyor.
Evet, "xarra" başlı başına sadece yukardan /yüksekten aşağıya düşmeyi anlatır. İlgili tüm ayetlere bakılınca daha net olarak anlaşılacaktır bu. Dediğiniz anlamı vermesi için arkadan gelecek bir hal'e gereksinim var "succede, râki'an, yescudûne, yarke'ûne, xuşû'an" vs gibi. Bunların dışında bir örnek: Xarra mûsâ sa'iqan: Musa bayılarak yere yığıldı. Öbür türlü bir örnek: ...fe xarra 'aleyhim-us-saqfu min fevqihim: ... ve tavan tepelerine çöktü.
Yusuf-100 ayetinde anne ve babası Yusufun önünde "düşmüş" olamazlar.Yaptıkları şey Yusuf'un iktidarını onaylamaları ve ondan gelecek emirlere dikkat kesilmeleridir.Selamlar..
sizin "xarra" fiilinin kullanıldığı ayetlerdeki fiili eylemi, isra 107 ve 109 da kullanılan yahırrûne fiili ile bağdaştırılması...
ben sizin verdiğiniz manalandırmalar üzerinden yorumda bulundum...
dedim ki, doğrudur : musa a.s.'ın bayıldığı ve tavan çökme durumunun anlatıldığı eylemler KİŞİNİN BİLMEYEREK, BİLİNÇ DIŞI maruz kaldığı durumdur...
fakat isra 107 ve 109 da kullanılan fiil "kapaklanma, yüz üstü yere kapanma, çene üstü kapanma" fiili BİLEREK, RIZA gösterilerek yapılır...ağlama fiili ise bu teslimiyetten sonra vukuu bulur...yalvarma, acizlik, takatsizlik, dayanamama, yükü, sıkıntıyı kaldıramama, elden ayaktan düşme durumunda..bu her SECDEDE, her kapaklanmada olacak diye bir durum da yok...olan bir durumun betimlenmesidir.. ve insanlar secdeyi BİLİNÇLİ yaparlar, secdede ağlarken bile bilinçlidirler...bilinçli iken ağlamak demek, rol yapmak demek değildir...
gösteriş için ağlamak, ancak maun süresinde anlatılan musallinler için geçerlidir, bunlar da vardır ki, rahman bildirmiş...
not: bu arada, gerçekten bulunduğumuz duruma şükrediyorum...geyik sohbetler, amaçsız videolar, ahlak dışı sohbet, video, dışarıda eğlence, para, mal, mülk değil kavgamız...ne GÜZEL kavgamız, KURAN'I DAHA DOĞRU anlamak için...
Şu anda vaktim yok; yalnızca son cümlesinin çevirisini yapabilirim.
Isrâ 109: And they fall down to their chins weeping and it increases their "humility" ,ويخرونللأذقانيبكونويزيدهمخشوعاً It is clear that "fall to the chin" is an expression and that their reaction was that of being humble (سجد: خشع ; sajada: kasha3a : to be humble/fearful)
If we can imagine a prostration falling to the chin, what does "weeping falling to the chin" mean? That's why I believe to the chin is an expression and has nothing to do with the literal translation "fall to the chin".
It could mean fully, intensely, to the farhest extent ....
(Çenelerinin üstüne) tamamen demek, derin derin, son kertesine kadar.
Evet Hsan hocam iddialı konuşuyorum. Samia'nı görüşünü çevirmediğiniz için anlamadım. Ancak gördüğüm kadarıyla Arapça iki kelimeyi; SECEDE'yi: XAŞE'A ile açıklamış ki buna aynen katılıyorum. Ama sizin "LİL_EZQÂNİ'ye verdiğiniz/(varsa birinin) verdiği manaya katılmak mümkün değildir. Buna hiç bir Arap ilim erabı da katılamaz.
ZİQN, yüzün iki tarafındaki sakalların en aşağıda birleştiği yer. Onun için sakal anlamına da müsta'meldir. Yani bizim bildiğimiz alt çene, üst çene anlmına kullanılmıyor ZİQN. Dişlerin saplı olduğu kemiğe FEKK denir. Alt ve üst çeneye FEKK-ÜL-ESFEL ve FEKK-ÜL-E'LÂ denir.
"Çene kapamak" sözü zeqn sözcüğü ile ifade edilmiyor.
Muhabbetle.
Uygun ortama kavuşunca müzakereyi sürdürmek umuduyla ve
109: Ve ağlayıp çeneleri üstüne düşerler; bu onların "tevazu"unu artırır. (Ve yahirrîune lil-ezkâni yebkûne ve yezîduhum huşû’a.)
Açık ve net; "çene üstüne düşmek" bir deyimdir ve bu tepki onların "tevazu"unu gösterir.(سجد: خشع ; secede: haşe'a: mütevazi/korkuyor olmak)
Isrâ 109: And they fall down to their chins weeping and it increases their "humility" ,ويخرونللأذقانيبكونويزيدهمخشوعاً
It is clear that "fall to the chin" is an expression and that their reaction was that of being humble (سجد: خشع ; sajada: kasha3a : to be humble/fearful)
*
İki ayrı ayette var bu ifade
harrû ‘alel ezkâni suc-ceden
harrû ‘alel ezkâni yebkûn (ağlaya ağlaya)
Eğer çene üstüne düşerek secde etmeyi aklımız alıyorsa "çene üstüne düşerek ağlama"ya ne diyeceğiz? O yüzden diyorum ki "çene üstüne" ifadesi "çene"nin lafzî anlamından bağımsız bir deyimdir. Şu anlama geliyor olabilir: "tamamen", "derin derin" "son kertesine kadar".
If we can imagine a prostration falling to the chin, what does "weeping falling to the chin" mean? That's why I believe "to the chin" is an expression and has nothing to do with the literal translation "fall to the chin". It could mean "fully", "intensely" "to the farhest extent".
"Yusuf-100 ayetinde anne ve babası Yusufun önünde "düşmüş" olamazlar.Yaptıkları şey Yusuf'un iktidarını onaylamaları ve ondan gelecek emirlere dikkat kesilmeleridir.Selamlar..
Elbette Yusuf'un önünde düşmüş olamazlar. Benim söylediklerimden böyle bir anlayışa varılmış olması benim eksik izahımdan kaynaklana bilir."
Burada "düşmek" lafzi anlamıyla değil de sihirbazların (ve elqâ-s-seharatu sâcidîn), (Fe elqâ-s-seharatu succeden) deki "ELQÂ" ile (Fe qa'û lehû sâcidîn" deki "VEQA'A" fillerinin ifade ettiği manayadırlar.
"yahırrûne" kelimesinin pratikteki kullanımı hakkında bildiğim şudur :
şöyle bir örnekle izah edeyim :
plastikten veya tenekeden yapılmış, içi su vb.sıvı dolu bir kap düşünelim. bu kap, şayet özellikle istem dışı, her ne şekilde olursa olsun, özellikle alt tarafından çok ince bir şekilde delinir ve ince ince/ usul usul , fışkırmadan içindeki sıvı dışarıya sızarsa, işte bu duruma "yahırrûne" adı verilir, böyle anılır yani.
kıyamlı salatlardan BİRİ olan namazdaki secde pozisyonundan bir an öncesi olsun veya tam da secde pozisyonunda olsun gözlerinden gözyaşı sızan/dökülen, yani gözyaşı "yahırrûne" vaziyetinde olan insanlara şahid olmuşum, şahsen. yani bu pozisyonlarda ağlamak çok mümkün.
Muhabbetle
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma