Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Çok samimi , iç ten ve güzel bir yazıydı. Rahman razı olsun.

selamlar...

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Sayın Migenes...

Maide suresinde ki anlatımlardan yola çıkarak misaller verip cevap beklemek iyi hoş ta, o anlatımları doğru anladığından nasıl emin olabiliyor mantık yürüten sorular sorabiliyorsun ?

O ayetler tarihi bilgiler vermek yerine "atıf" yada "mantık çarpıklıkları" koymadığına delil nedir mesela ?

selamlar...

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

sadeceinsan35......

"Dua" ne demek diye kısa bir soru sormak istedim...Kurandan DUA nın manasını yada türkçe karşılığını ve duanın geçtiği herhangi bir anlatım seçerek orda anlatılmak isteneni ve akabinde insanın yapması gerekeni özetleyebilirmisin sana zahmet ?

selamlar....

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Merhaba. Bu iletideki bir kaç ifade üzerine kısaca söylemek istediklerim:

(İsevîler) bu eylemlerini şekilsel olarak yere kapanarak yapmazlar...

Musevîler kıyam, rükû, secde yapıyor. Bkz. Hayim Halevy Donin’in "Yahudi Gibi IBADET ETMEK: İbadet ve Sinagog Servisleri El Kitabı" Nisâ 101-103'teki namaz Ve Allah İsevi-Musevi ayırımı yapmadan bildiriyor ki önceleri salâtı hepsi yerine getirirdi (اضاعوا الصلاة); sonra bıraktılar (19:59).

*

böylece öğrendik ki hergün sabah ve akşam duamız var

Buradaki "dua"ya takılan Zzadi kardeşimiz soruyor: "Dua" ne demek? Keşke takılmasaydı. Çünkü sabah ve akşam aslında "dua"mız değil "salât"ımız var (11:114).

*

kurandan hiçbir şekilde abdest dediğimiz eylem gibi anlatılan bir dua -salat- eylemi bilgisi edinemeyiz.

Bana ediniriz gibi geliyor. Bkz. http://www.hanifdostlar.net/forum_posts.asp?TID=6386&PN= 1&TPN=18 

*

..- çeneleri üzerine secde ederler - ne demek bu yani çeneleri üzerine boyunlarını bükerler..

İsrâ 107, İsrâ 109 ile birlikte okuduğunda görülüyor ki sizin ÇENELERİ ÜZERİNE BOYUNLARINI BÜKERLER diye Türkçeye çevirdiğiniz (يخرون للاذقان سجدا)'deki çeneleri üzerine, derin duygular anlamına gelen bir deyim: 

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Maviler bana siyahlar ibrahimimizm isimli kullanıcıya aittir.

"Kuranda neden İncil sahipleri incille,tevrat sahipleri
tevratla amel etsin deniyor?

yada şöyle mi?

Madem Kurana iman etmeyecekler hiç olmazsa tevrat ve incil
sahipleri kendi kitaplarına iman etsin."

Bugün ben bu sayfada savunduklarımı yazıyorsam, bunu kur'an'ı ayakta tutmuş olarak yapıyorum, kur'an'ın ayakta durabilmesi için insan kendi potansiyelinin hakkını verebilmeli,

Tüm zikirler çakmak gibidir, size aydınlık vermez, karanlıkta çakıldığı zaman size karanlığınızı hatırlatır, ve bunu hatırlatanlar karanlıkta bu kıvılcımla aydınlanmaya çalışmanızı değil, gördüğünüz noktadan yola çıkarak, kıvılcımı nur'a çevirmenizi ister,

Muhammed de aynı şekilde kur'an ile bir çakmak yakmıştır, ve içinde kıvılcım barındıran kitapların da farkındadır, o kitaplarla amel edilmesinin de kıvılcımdan nur'a geçiş için yeterli olacağını bilir bu yüzden kendilerini o kitaba nisbet eden insanların sadece geyik tartışmalar için zaman öldürmelerine gerek olmadığını da belirterek nefislerine dönmelerini sağlamaya çalışmıştır,

kur'an'ı incil'i tevrat'ı ayakta tut derken; onların yaktığı kıvılcımdan yola çıkarak karanlıklarını aydınlığa çevirecek projeler üret demektir, ki bunların sunduğu geçmişe ve geleceğe dair gözlemlerdir, siz sunulan bu gözlemlerden yola çıkarak bir hareket noktası yakalayabilirsiniz,

Kur'an'ın yazılı olduğu metinler, sadece kur'an'ın yazılı olduğu iddia edilen metinlerdir, bu metinler içerisinde gerçekle örtüşmeyen bir veri görürseniz iki şey yaparsınız ya bunun kur'andan olmadığını söyler ve yanlış gördüklerinizi ayıklayarak işte bunlar muhammed'in okumasıdır dersiniz, ya da bu metni bu hali ile gerçek kabul eder ve yüz çevirirsiniz,

"Peki sizce,Kuran şimdi ki araplar için de geçersiz midir?"

Picasso elini kaldırmadan bir kuş resmi çizer ve bir eleştirmen yanına yaklaşarak bu kuş'a hiç benzememiş der; Picasso cevap verir; Evet, o bir kuş değil, resim,

Hayaller gerçeklerin kopoziysonudur, resimler gerçeğin müteşabihidir,

Kur'an hayatın müteşabihidir, dünya ahiretin,

Muhammed'in çizdiği resim, gördüğü hayat ile beraber anlamlıdır,

Gerçeğini bilmediğiniz bir şeyin tasavvuru da mutlaka eksik olur,

Kur'an'ın yürürlükte olup olmaması mesele edilecek çok az madde vardır, suç ceza, ve kimine göre nüsukların şekilleri,

Ceza suç'a göre değil suçluya göre verilir, ama kur'andaki cezalar suçluya göre değil suç'a göredir, ve bunu bu devrin insanları kur'an'ın cesedini diriltmeye çalışarak aynen taşır insan aynı insan der, ama hiç bir insan bir diğerinin aynı değildir bunu göremezler,

Adalet insan sayısı kadar uygulamadır, ki bu da ancak farklı yaratılışlarla mümkündür, insan istifleme tepeleme kabalama götürü iş değildir, ince işcilik ister.

Dolayısıyla kur'an'ın bu manada uygulanabilirliği olan uygulamaları kendi döneminde bile bu hali ile genel geçer bir uygulama olmamıştır, en başta dediğim gibi sorunlarını nasıl çözdüklerine dair bir gözlem sunmuşlardır, 'den yola çıkılacak  noktalar vermişlerdir,

Kuran size göre neden geçerliliğini yitirmiştir?

Kur'an da eşyanın işleyişine tabidir, nasıl ki eşya dönüşür, değişir, hem zaman hem zemine göre, kur'an da yeryüzündeki işleyiş gibi geçmişte kalmıştır, şu anda kendisinden ibret alınacak tarihi bir saat kulesinden farksızdır, artık neden bez mendil değil de kağıt mendil kullanıyorsanız kur'an da o yüzden geçmişte kalmıştır ama mendil hala kullanılır, mendil mesajdır, zikirdir ve korunmuştur, eşya ve insan arasındaki ilişki zikri mecbur kılar,

Mendilin kağıdı, ipeği, tıpkı kur'an ve türevleri olan cisimler/esmalardır, dönemlerinde beden bulmuşlardır sonralarında cesed olmuşlardır,

Kur'an'ı hakim tutmak, kur'an şablonunu giymek vs gibi söylemler,

Biraderinize bruder demeden O'na biraderliğinizi hissettirmicek olduğunuzu düşündüren zihinsel yanılsamalardır,

Aslolan kitaptır ki o kitap kendisinden zikir indirilen kitaptır,semadır  ki o da evrendeki işleyiştir,

Sema'da oturup kovulanlar, ne zaman ki alıcıları açarlar o zaman sema'da oturdukları zaman kendilerini takip edecek aydınlatıcı bir gözlem bulurlar,

Bu günkü kaos'un nedeni de budur, bu günün gerçeklerinden yola çıkılarak girişilen esmalardan ziyade gerçeğinden habersiz olduğumuz esmalarla oturuyoruz sema'da ve doğaldır ki kovuluyoruz, çünkü isime göre ruh haline girmek eşyanın ahlakına aykırıdır,  

Her dönem muhammed gibi biriler gelir ve o işleyişten hareket ederek sosyal adaleti sağlamaya çaba gösterir, birileri de çakılan kıvılcımı, çakan şimşekle yürüyen, sönen şimşekle duran adamlar gibi kendi karanlıklarına gömerler.

------------------------------------------------------------ -------

Selametle

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

selamlar insan isterki küçük bir delik olsada ordan içeri girse. evet bu kadar ha,in yaratılmış insan kuranın hükümlerini değiştiremez ama günün koşullarına basda baya uydurur. zaten tevratın ve incilin bozulması bundan geçerlilik geçerliliği gün koşullarına uygulamadan aslından sapmıştır. kuran bir çevher dir nasıl demir (fe) altın(au) bakır (cu) kuranın süreleri de bunlar gibidir. al herşeyi yap eskiden demirden sadece ok balta kazma yapılırdı. şimdi aynı demirden insan uçak araba bilgisayar ve diğerlerini yapıyor. ama öz demir dir değişmez elemet olarak hep aynıdır. yanlız kullanım alanları değişmiştir. allahın  ayetleride demir cevheri gibidir değişmez yanlız yaralılık bakımından günün koşullarına uygulanır. nasıl demirin yapısını bozmaya insanın gücü yetmiyorsa allahın ayetini bozmayada insanın gücü yetmez.

     buyrun allahın ayeti : yerde ve göktekiler ister istemez allaha boyun bükmektedir.

        kuranın ilk okunduğu yıllardaki insanların kullanım amacı na uygun olarak allahın ayetleri bir demirin kullanımı gibi kılış balta kazma mızrak olarak o dönemin vargeçilmezleri idiler. bir ayet okundumu ne anlam ifade ettiği gayet açıktı zaten olmasaydı inana olmazdı  şimdi günümüzde ayetlerin kapalı olmasının sebepleri  günün koşullarına uygulanmaması . hayladağa o zaman ki insanların görüş açısı var anlatım hiç değişmiyor balta kazma kılıç  bu ayetlerde allah bunları söyler ... şimdi bu günümde bunların bana ne faydası var. hiç dini koruyalım derken işin içinden çıkılmaz hale getirdiler. hatta öyle bir korudularki senelerce kimse yanına yanaşamadı. zaten en büyük hainlikte allahın ayetlerini arabi dil lisanın içinde saklamak. böylece sene lerce korudular. şimdi bizim gibi ler içini açıp kuranı okuduğumuzda .. aradaki kopukluk yüzünden anlama farkılığı yaşıyoruz. oysa asır asır günün koşulların da sinsile yolu ile bu günü tazelenerek gelseydi .. şimdi biz kuran okurlar. deve sığır gibi çevrilerin yerine bu günün çevrileri ile karşılaşırdık. yani kuranı koruyalım diye arabi lisanın içine saklayanların durumu. 100 sene önceki bir adamın lazım  diye 10 kuruş parasını saklamasına  benzedi. evet tevratın ve incilin durumu da bundan iberttir. günün koşullarına uygunluğunu yitirmesi.

    buyrun allahın ayeti : biz israil oğullarından söz almıştık kitabı insanlara açıklıcaksınız. diye ve yine ayet.

      allahın ayetlerini insanlara açıklamayan dan dağa zalim kim olabilir.

evet burdaki zulumun büyüklüğünü  şimdi her kuran okuyan anlar.

 ama işin kötü tarafı var allah dan son nebi dağa gemeyecek  açıklayan olmayacak. hadi bu zulmu nasıl mertaraf edeceğiz düşünelim.

 yine allah dan ayet. : içinizde allahın ayetlerini açıklayan müjdeci bir nebi varken nasıl oluyorda döndürülüyorsunuz.

        tevratın incilin aslını insanlara kuran olarak açıkladı saklı gizli kalmadı ve ağirete göçtü gitti nebi .. sonra gelenler  eski huylarına geri döndü tekrar sakladı. gizledi.

       şimdi okyanlarada tartışma olarak şu kaldı kuran yükümlüğünü yitirmişmi yitirmemişmi.  

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selam Tavilo kardeş,

Demokrasi bir hüküm içermez bir yöntem sunar, yöntemi bir hüküm gibi düşünebiliriz belki, demokrasinin bir dönem uygulandığı bir toplumdaki hükümleri alıp bu hükümler uygulamak demokrasinin gereğidir demek kadar yanlış bir anlayış kur'an'ın hükümlerini uygulamalıyız demek ve bunu da kur'an'ın gereği olarak görmek,

Kur'an'ı da bir yöntem gibi düşünebiliriz, ve O'nun sunduğu yöntem beni bana dönderdi,

Burdan kur'an kötü bir kitaptır tu kakadır, atın gitsin çöpe felan dediğim yanılgılarına düşmeyin,

Esen kalasın,

Bu arada avatarın bir harika :)