Yazanlarda |
|
muvahhıd Uzman Uye
Katılma Tarihi: 07 eylul 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 174
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
muvahhıd Yazdı:
Sayın Naci Çelik bey
Siz sizin yakınınz olan bir kişinin (bay,bayan) bu şekilde bir birliktelik yaşamasına musaade edermisiniz sizin ve ya toplumun aklı selim olarak hoş görmediğiniz bir yaşam tarzını Allah nasıl hoş görür bunu izah edermisiniz
Esen kalın
|
|
|
naci çelik yazdı
Sevgili muvahhıd.Benim oğlum,1"yıldır Çin"de.Orda çalışıyor.Yani oğlum rüşt yaşına ermiş,asgariden kendi ayakları üstünde durabilen biri.Kerata çok yakışıklı ve bana göre,çok"ta dürüst"tür.Çinli kızlar bayılıyor ona.Şu anda Çinli ve cici bir kızla birlikte oturuyor ve birlikte iş yapıyorlar.Yani oğlum istikbali için orada.Yani oğlum ibadetini,yani selatını,şimdilik Çin"de ikame etmektedir.Bakalım Meval neyler,neylerse güzel eyler.
Kızım ise,burda benimle birlikte çalışıyor.Kendisi ünüversite mezunu,iyi yabancı dil bilen,kitap okumayı ve düşünmeyi seven bir kız.Zaman zaman erkek arkadaşları oldu.Şu anda erkek arkadaşı falan yok.Olsa mutlaka bilirdim,bana söz ederdi.Kızım,şu anda bir erkek arkadaş edinse ve bir müddet veya sürekli onunla otursa,oturmayı düşünse,ben ona hiç karışmam,karışamam.Çünkü,ben artık onun mürebbisi veya rabbi değilim.Çünkü o kendi kararını verecek ve kendi yolunu çizecek yaşta.Ben onun verdiği karara uyar ve onu seven,düşünen biri olarak,ona o yolda yardımcı olmaya çalışırım.Bilmem anlatabildim mi?
Unutmuşum.
Sevgili Muvahhid.Ben,benim kızıma verdiğim insiyatifi,sen sakın senin kıza verme.Eğer verirsen bil ki,senin kız,ya davulcuyla,ya da zurnacıyla oturmaya kalkar:)
Sayın Naci çelik
Yukarıdaki yazıları karşılaştıran vijdan sahibi her insan vijdanında gereken kararı vermiştir
Ben senin kızına veya oğluna hakaret etmedim sanada saygısızlık adına bir tek kelimemi bulamassın ben sadece sana edeb sınırları içerisinde bir soru sordum ancak sen nasıl bir edeb namus ve şeref anlayışına sahip olduğunu kendi satırlarında ortaya koydun aslında ben sana ne diyeceyimi biliyorum ancak senin seviyene inmek istemem şimdilik ancak sen istersen sana senin anlayacağın dilden de cevap verebilirim birde utanmadan gülücük işaretlemişsin
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
n.celik Yazdı:
Allah,büyük günahlardan kaçınırsanız,küçük günahlarınızı örteceğim demiyor mu?
Hayır demiyor. Kuran'da böyle bir cümle yer almıyor.
Saygı ile.
Onlar büyük günahlardan ve çirkin işlerden kaçınırlar;kızdıkları zamanda onlar,affederler.42/37.S Ateş.
Eğer size yasaklanan büyük günahlardan kaçınırsanız,sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi güzel bir yere sokarız.4/31.S.Ateş.
Sevgili Haktansapmaz.Sakın verdiğim ayetlere işkence yaparak,ayetlerin verdiği mesaji değiştirmeye kalkma:Sana verebileceğim başka örnekler de var.
Selam ile. |
|
|
Sayın Çelik, senin verdiğin ayetler değil, zavallılardan bildiğin Süleyman Ateş'in çevirileridir onlar. Şimdi bu yaptığın doğru mu? "Bana sakın cevap verme, benim ve çevirisini doğru bulduğum, anlayışımı dayandırdığım (işime geldiği için) zavallı(!) Süleyman Ateş'in mealine ters düşecek başka bir meal verme, verirsen peşinen ayetlere işkence ediyorsun derim, biliyorsun benim anlayışıma uymadı mı ben doğruya dopğru demem" demeye getirdin.
Bak Naci, alıntıladığın ayetlerin orjinalinde "küçük büyük günahllar"ın olmadığını okuyamıyacak kadar işin cahilisin. Onun için benim muhatabım sen olamazsın. Seni hoş görmek durumundayım. Bir zavallının mealine muhtaç olan ondan daha zavallıdır. Benim muhatabım, her ne kadar zavallı desen de Süleyman Ateş hocadır. Ulaşa bilirsen Süleyman Ateş Hoca'ya sor; "hocam bu ayetlerde küçük günah karşılığı hangi kelimedir?" Sana söylesin! Ben iddia ediyorum ki, Kuran'da hiç bir cümlede küçük günah geçmiyor. Aslına bakarsan "kebéir" de büyük günahlar değildir. Kebéir ile fahşé aynı şeyleri içeriyorlar. İkisi de çirkin, kötü, iğrenç, rezil, haddi aşma, aşırı gitmedir. Tek kelime ile Allah'a dolayısıyla Resul'e itaatsizliktir, onları dinlememektir. Yani şirktir.
Süleyman Ateş şunu çok iyi biliyor ki, 4/31'de "küçük günahlar"ı karşılayan bir kelime yok. Kebéir büyük günahlarsa, küçük günahlar da sağâir olarak ifade edilirdi. Zira kebéirin zıddı sağâirdir. Kebéir "mé tunhevne 'anhu: nehiyolunduğunuz"dur. Eğer yasaklandığınız çirkin davranışlardan kaçınırsanız biz sizin kusurlarınızı örter/ıslah ederiz, diyor. Küçük günahlarınızı affederiz demiyor. Allah'n nehyettiği her şey kebéir ve fahşâdır. Gerçekten iman etmiş inanır, aklını kaçırmadıkça Rabbine âsî davranmaz, O'ndan çekinir. Ama münafık oldu mu o başka! Hem seyyiét ne diye küçük günahlar olsun ki? Kuran'a bakın bakalım seyyiét bu anlamda gelmiş mi?
Saygı ile.
|
Yukarı dön |
|
|
takva81 Uzman Uye
Katılma Tarihi: 13 ocak 2010 Yer: Turkiye Gönderilenler: 288
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Nur 2: Zina eden kadın ve zina eden erkekten herbirine yüz değnek vurun; eğer Allah'a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, Allah'ın dinini uygulamada bunlara acıyacağınız tutmasın! Ayrıca müminlerden bir grup cezalandırılmalarına şahit olsun!
Ezzaniyetü:
1. Erkek ve kadının, 2. İki kadının, 3. İki erkeğin, 4. İnsan-Hayvan arasında olan,
a) Amatör/Para karşılığı yapılmayan tür, b) Para karşılığı yapılan zina=FUHUŞ.
Burada erkek ve kadın kelimesi yok, her biri var. Her tür ilişki hatta bestialite (hayvanlarla ilişki) bile (Tevrat'ta Hahamlar hariç hayvanla ilişki çok uzun uzun yer alır. Sadece Hahamlara helal gibidir)...
Ezzeniyetü vezzani= Bilin bakalım ne demek?
Zina tipi 4, zina yapanlar 2 (Fuhuş ve Zina). Kur'an'ın az kelimeyle bu çok anlatma özelliği (ve yukarıdan aşağıya okunma özelliği ve de misal kelimelerini deşifre ettirme özelliklerine hayranım). Zaniyyen=Tüm zina biçimlerini (dört türünü) ve yine çoğul olduğu için PROFESYONEL ve AMATÖR iki biçimini ele alıyor.
İlla ki zinayı kadın ve erkek arasına indirgerseniz, Zaniyen=Zinacılar kelimesi güme gider... Tıpkı Hımar=Üzüm şarabı demek gibi... Ve Ezzaniyetü vezzani derken FUHUŞ VE ZİNA ikilisi de ÇOĞUL içine girmiş bulunuyor. Zina için hükümleri biliyorsunuz. Ev hapsi gibi. Fuhuş (para karşılıığı ve venüs hastalığı bulaştırma riski vb.) ise caydırıcı CEZA gerektiriyor.
Eğer o ülkede yabancı iseniz SINIRDIŞI EDERSİNİZ. Bir daha gelirlerse taciz edersiniz. Bir daha gelirler ve mükerrer suç işlerlerse (her karakolda günlük egzersizdir) hırpalarsınız. Ama seçilmiş kelime ÇOK önemli. Taciz CELDE ile yapılacak! CeLDe = CİLD =Cilde eziyet! Yani KAN ÇIKMAYACAK, çürük, morartı olmayacak... Amhari ve Danakil dillerinde GELDE=Söğüt dalı... Esnek kamçı değil; Esnek Sopa değil... Söğüt dalı sadece... Birgün alıp denersiniz bir kedinin bile canı yanmıyor, sadece "KINAMA" cezası biçiminde.
Şahitli de... Öyle alıp kapalı bir yerde tekbaşına bildiğinizi okumak değil... CELDE'yi Resulullah ve 4 halife hiç uygulamadılar (Celdeyi uygulamayanlara 6 Hadis ile RECM=Toprağa gömüp taşlayarak linç etmek İFTİRASI bile yaptılar. "Ma kâne HADİSEN YÜFTERA!".
Ayette “Miete Celdetiv” diyor. 100 sopa lafını oraya kim koydu? Mesela on sopa için "AŞRete Celde" diyoruz, yüz sopa için “ASRete Celde” diyoruz. Bana lütfen YÜZ kelimesini gösteriniz. Örneğin Kadir suresinde ELFİ=BİN kelimesi var apaçık orada duruyor. Bana burada YÜZ kelimesini bulur musunuz?
Ben tıpkı "taşlayarak öldürmek diye bir ayet varmış ya" onu BULAMADIĞIM GİBİ YÜZ SOPA kelimesini de bulamadım... Ya bakıp yazdığımız MEALLER nereden buldular acaba? Üç vakit ile beş vakiti (Hatta 55 vakitmiş) karıştıranların oyununa mı geldik yine?...
Ne diyor meal: "Zina eden kadın ve erkeğin her birine yüzer sopa vurun". Hayır öyle demiyor! Diyor ki: “Fuhuş biçiminde 4 türlü zinayı uygulayanlardan AKTİF olanının CİLDİNE eziyet edin”. AKTİF kelimesini bilinçli kullandım...
Bosna'da bir başka dram daha yaşadık. Gizli bir dram! Müslüman kadınlara Sırplar tecavüz ettiler ve hamile bıraktılar ve kimi kadını kocası/babası kendi öldürdü... Kızlarımızı Sırplar dışında da birkaç yüz seçmece teenager gençkız hamile kaldığında Müslüman babaları tarafından öldürüldüler, çünkü hamile oldukları otopside anlaşılıyordu. Bu talihsizlerin 6 ay'dan fazla (Nato ancak kıpırdadı) kışlalarda zorla tecavüz edildiği ve kurtarıldıktan sonra öldürüldüğü maalesef biliniyor.
Az değil 200 kadar hamile ve 15 yaş cıvarında kız evlatlarımız... İşte ikinci bir meal: "Kız çocukları böyle DİRİ DİRİ GÖMÜLDÜ". Sırp gömmedi: Çünkü, onun çocuğu olması ve sırp kanı taşıması, devşirilmesi İŞİNE GELİR. Bunun için tecavüz ediyordu SIRP zaten!...
Şimdi Arapçasına baktığımızda, YÜZ SOPA da yok. Sadece Cilde eziyet edin var. Cilde eziyet: Üç yaşındaki çocuğunuzu nasıl döversiniz? En kızdığınız anda? Öfkenize hakim olamadınız vurdunuz: Parmağınızın ucuyla dokundunuz yani... Yine de kıpkırmızı oluyor orası... KAN çıkmayacak, MORARTI olmayacak, sadece cilt KIZARACAK... CELDE (Cilde eziyet) budur. Sopa yok kamçı yok, demir ucuna takılmış jilet falan yok! Bir Söğüt dalı....
"Eşlerinize eziyet ediniz, onları dövünüz". Hayır öyle demiyor "ACİZ bırakın". AŞI NEDİR? Aşı ZAYIFLATILMIŞ KUDUZ mikrobu mesela, Tüberküloz mesela mikroplarının VÜCUDA VERİLMESİDİR. Kuduz vücudunuza veriliyor! Duyunca insanın kanı donuyor değil mi? Sapasağlam insana tetanoz aşısı yapılıyor... CELDE aşıdır... Utanır ve o FUHUŞ suçunu yapmaz.
Zinanın ise tek cezası vardır, Evde hapis tutup, bir çözüm yolu aramak. Zina'nın tek cezası gerçekten ev hapsidir, çare üretene kadar. Örneğin iki genci evlendirene kadar ya da eşler birbirini yeniden benimseyene ve/veya reddedip boşanana kadar EV HAPSİ... Üstelik orada ebediyen EVE hapsedin de demiyor. "Kadının hamile kalıp kalmadığını müşahede altında tutun" diyor. Ayeti size Diyanet nasıl yutturuyor? "Kadınları ölüm onları gelip alana kadar evde hapis tutun". Bu ayet içinize sindi mi? Allah böyle bir şey söyleyebilir mi? "Ölüm" kelimesi var ama böyle değil!
AİDS'ten haber veriliyor (eskiden frengi de ölümcül idi), çaresiz Venüs hastalıklarından söz ediliyor. Ne yapalım yani. Aids'liyi alıp bağrımıza basalım mı acaba? Ya da acıyıp onlarla evlenelim mi acaba? Görüyorsunuz değil mi Hanifdaşlar! Almışlar ZİNA ile ilgili ayetleri ne hale getirmişler. Tanıyana aşkolsun... Cebrail kardeşimiz bile tanıyamaz onları bu meallerden okusaydı...
Zina ve Fuhuş'u ayıralım. Fuhuş CELDE eziyet ve kınama cezalı. Hemcinsler, karşıt cinsler, hayvanlar ile yapıyan PARA KARŞILIĞI ZİNA=FUHUŞ ile iki gencin hiçbir maddi menfaate dayanmayan derin aşklarını sakın bir tutmayın. Yoksa Kur'an bizi çarpar! Cennet ve Cehennemi nasıl BİR tutarsınız? Nasıl ikisi de aynı şey dersiniz?
Gelelim ayete ne diyor: "Fuhuşun ölümcül etkilerinden dolayı ve haksız rekabetinden dolayı fahiş ve fahişenin yaptıklarına Allah'ın dini içinde acımayın. Bu acımayın nedir? Cilde eziyet! Ötekisinde ise (amatör Zina'da) ev hapsi.
ACIMAYIN dediği AŞI yapmaktan ibaret! Başka bir ayette "Kadını aciz bırakın" diyor. Yine aşı...
1. Güzellikle uyar, 2. Bir gün küskün dur, 3. Üç gün arkanı dön ve yat, 4. İki hafta kadar "Anne-baba" evine tatile gönder ve birbirinizi özleyin, 5. Ayrı yaşayın, 6. Üçte-bir boşanın, 7. Üçte iki boşanın, 8. Tamamen boşanın, 9. Birbirinizi özleyip yeniden evlenin,
27 kez boşanabilirsiniz... İşte kadını ACİZ bırakan ÖNLEMLER bunlardan ibaret! "Kadını dövün" diyen mealler milletimize hayırlı uğurlu olsun! Artık kadınlar dövüyor... Ben ikinci ve dördüncü evliliğimde birer tokat yedim ve HİÇ vurmadım. Bu beni onursuz yapmaz. Erkekler çok seyrek fakat öfkelidir. Kadınlar çok sık fakat ASABİ'dir. Yani o an patlamışsa, anlayış gösterin... Hep erkekler patlayacak değil ya? Zaten konu kadın ve erkek değil ÖNCE İNSANIZ.
İnsan dayak yer/atar mı? Kur'an'ı size/bize nasıl yutturdu şu mealciler... İşte Allah bu konularda "Acımayın" diyor... Üstelik kadının da BOŞANMA hakkı var, erkeği BİR KEREDE boşayabiliyor (üç takside gerek yok). Yani DAHA SERT boşayabilir! Çünkü: KIZ ÇOCUKLARININ DİRİ DİRİ gömülmesini, bir kara kefen (Çarşaf da deniyor) içinde peçelenmiş, kalın tüller arkasında soyutlanmasına karşı KUR'AN !
Kırsal bölge: Kim hasadı ekip toplayacak? Çeşmeden suyu kim getirecek? Çiftlikte kim hayvanları sağacak? Savaş çıktı: Erkek gibi FATMA ninelerimiz mermileri cepheye taşırken AFERİN. Savaş bitti, Fatma nine sen yine karaçarşafını giy, içeri gir! Yok öyle şey!
Türk kadını ve aile düzeni anaerkildir! Evi kadın-ana yönetir. Tüm çocuklarına, damat ve gelinlerine ve torunlarına emir yağdırır! Ne çabuk unuttuk AMAZON Türk kadınını? Kentlerde: İşe gidecek kadın kim? Çocuğunu okula götürecek kadın, üniversiteye her gün devam eden genç kız. Pazara çıkan pazarcı kadın ve ondan alışveriş yapan bizim kadınımız... Kadını içeride DİRİ DİRİ GÖMEN ŞU ARAP ATAERKİL TOPLUM DÜZENİ OLMASIN SAKIN?
Hani islam ile HİÇBİR İLGİSİ olmayan bir ARAP töresi... Gerçekten Kur'an'ı anladınız mı? Yoksa anlatanların (!) yalancısı mı olduk? Yol ayrımındasınız... Olmak ya da olmamak!
O ayetler de tamamen çarpıtılmış. Kur'an'dan başka hiç bir kitap böyle "Gözünüzün içine baka baka” mealler ile YALAN haline getirilemez. Bu sadece Müslümanların yapacağı bir şer... Şeytan bile yapamaz bunu. Şeytan'ın bir Euzü besmelelik işi var! Çektin mi kaçtı... Peki bunlar nasıl kaçırtılacak? Euzü besmele de kâr etmez. Çünkü Euzü besmele cinlerden olan şeytanlar içindir, insanlardan olan ŞEYTANLAR için bu dünyada hiç bir etkisi yok. "Kız Çocuklarının Diri Diri Gömülmesi" Yukarı
Başka bir ayeti hatırlıyor musunuz? Tekvir Suresi 8’de: "Kız çocuğuna niçin diri diri gömüldüğü sorulduğu zaman..." diyor. Bu ayet "Cahiliye devrindeki çocuklarını gömen Araplar için değil; DAHA SONRAKİ İslam içindeki MÜSLÜMAN GENÇKIZLARI kastediyor. 7 anlamı var ya:
"Lutfen Forumu zor duruma sokmayalim Türkiye’sinde İlkokul mecburi diye kızımı okula gönderiyorum. Bana kalsa 8 yaşında evlendiririm" diyen anne-babalarımızın oranı Türkiye'nin yarısıyıdı daha dün... "Kız çocuğunu okutmak gereksiz!" diyenler de evvelsi gün Türkiye'nin tamamıydı... Global bir Köy olan Türkiye'mizdeki örselenmiş zavallı cahil anneler ve ardındaki nineler neyin kurbanıydılar? Diri diri gömülmenin!
“12 yaşında beni evlendirdiler”, diyor şu nine... Görücü usulüyle... Bu ninelerin sayısı azmıdır? Elinizi vicdanınıza koyun! Müslüman KIZÇOCUĞU böyle gömüldü işte... "Beşikten mezara kadar KADIN ve ERKEK için “FARZ" olan BİLİM'i nereye koyacağız şimdi? Allah'ın ilk ve son emri olan “OKU” ne olacak şimdi?
Kız çocuğuna NİÇİN GÖMÜLDÜĞÜ SORULDUĞU ZAMAN... böyle diyor ayet! Hem de diri diri ve dikkat ediniz "Mağdurecik olan kız çocuğuna soruluyor". Yani gömene değil! Alın ve düşünün lütfen! Acaba niçin KIZÇOCUĞUNA soruluyor... Kızçocuğu ne? Tanımla!
Anne olma yetisini kazandığı gün (7 ila 15 yaş...İklime göre değişir. Türkiye 11 yaş, İsveç 15 yaş, Arabistan, Güneydoğu Asya, Hindistan ve Güney Çin 6 ila 8 yaş). ANNE olabiliyor biyolojik olarak... Ama KIZ+ÇOCUK... İşte ayetleri böyle boyutlandırmaya alışın. Bu yedi anlamından biriydi.
__________________ ben yanlız kendimi kurana adadım.
|
Yukarı dön |
|
|
n.celik Yasaklı
Katılma Tarihi: 08 mart 2010 Yer: Turkiye Gönderilenler: 29
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Sevgili muvahhid.
Ben sizi,sanalda da olsa tanıdığım ve sevdiğim için,hoş görünüze sığınarak,göya espiri yapmak istemiştim.Galiba amacımı aştım.Çok özür dilerim.Ben sizin ihlasınıza ve samimiyetinize hayranım.Belkide bundan cesaret alarak,haddimi aştım.Tekrar özür dilerim.Hakkını helal et lütfen.Sizi kırmak,size laf dokundurmak,aklımın ucundan bile geçmedi vallahi.
Selam ile.
|
Yukarı dön |
|
|
n.celik Yasaklı
Katılma Tarihi: 08 mart 2010 Yer: Turkiye Gönderilenler: 29
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Haktansapmaz yazdı.Sayın Çelik, senin verdiğin ayetler değil, zavallılardan bildiğin Süleyman Ateş'in çevirileridir onlar.Sana katılmıyorum.O verdiğim ayetler,Suleyman Ateş"in çevirileri değil.Çünkü Kur"an"ın mota mot çevirisini yapacak Allahtan başka hiç kimse yoktur.Sende dahil.O verdiğim ayetler,Süleyman Ateş veya Türkçe kelimelerle düşünen din adamlarının,Arapca değil,yüksek bir lisan ile Alemlerin Rabbinden indirilen orijinal ayetlerden aldığı,aldıkları mesajlardır.Ben,benim,orijinal ayetlerden aldığım mesaj ile örtüşen her mesaji alırım veya doğru bulurum ve her yerde kullanırım.Ben Süleyman Ateş"in çevirilerini veya ayetlerden aldığı mesaji kullanmıyorum.Ben,Süleyman Ateşin kullandığı kelimeleri kullanıyorum.Çünkü Allah,bana da bu kelimelerle konuşmayı,düşünmeyi nasib etti..Bu kelimeleri bana annem babam öğretmedi.Babama kalsaydı,bana arapça veya ingilizce öğretirdi.Annem babam,bu kelimelerle birbirlerine sadece meram anlattı.Bu arada,bende bu kelimeleri,gayri ihtiyari öğrendim.Yani benim bu kelimeleri öğrenmemde,ne anne babamın,ne de çevremdeki insanların iradi,hiç bir dahli yoktur.Bundan dolayı hiç birine minnet etmem.Allah bana Türkçe öğretmeyi nasip etmek için,anne babamı piyon veya vasıta olarak kullandı.Nasıl ki,beni anne babam yaratmadıysa,kullandığım kelimeleri de bana onlar öğretmedi.Bu konuda,sende din adamları gibi,Arapçayı(Arapların kullandıkları kelime veya lisanı)put edinmişin de haberin yok.Süleyman Ateş,Arapça bilmez.Çünkü Süleyman Ateş Türkçe düşünen bir adamdır ve onun Kur"an"ı,ona özgü,bir Türkçe"dir.Ben her konuda onun Kur"an"ına uymak zorunda değilim.Ben,bana özgü Kur"an"ıma uyarım.Şimdi bu yaptığın doğru mu? "Bana sakın cevap verme, benim ve çevirisini doğru bulduğum, anlayışımı dayandırdığım (işime geldiği için) zavallı(!) Süleyman Ateş'in mealine ters düşecek başka bir meal verme, verirsen peşinen ayetlere işkence ediyorsun derim, biliyorsun benim anlayışıma uymadı mı ben doğruya dopğru demem" demeye getirdin.Evet.Ben,benim ayetlerden aldığım mesaja uymayan,hiç bir mesaji doğru kabul etmem.
Bak Naci, alıntıladığın ayetlerin orjinalinde "küçük büyük günahllar"ın olmadığını okuyamıyacak kadar işin cahilisin.Bana polemik yapma.Alimlikte taslama.Ayıp ediyorsun.Bana polemik yapacağına,verdiğim ayetlerden aldığın mesaji yaz.Bak,bakalım,sonuç olarak aynı mesaj çıkıyor mu,çıkmıyor mu? Allah,iyi veya kötü amellerimizin derece derece olduğunu söylemiyor mu? Ha,"Büyük günahlardan kaçınırsanız,küçük günahlarınızı affederim,ha"Büyük günahlardan kaçınırsanız kusurlarınızı örterim".Ne farkeder.Eğer itiraz edeceksen,benim küçük günah veya kusur diye nitelendirdiğim fiillerin küçük olmadığına itiraz et.Çünkü bu yoruma açıktır,tartışılabilir,tartışılmalıdır.Onun için benim muhatabım sen olamazsın. Seni hoş görmek durumundayım. Bir zavallının mealine muhtaç olan ondan daha zavallıdır. Benim muhatabım, her ne kadar zavallı desen de Süleyman Ateş hocadır. Ulaşa bilirsen Süleyman Ateş Hoca'ya sor; "hocam bu ayetlerde küçük günah karşılığı hangi kelimedir?" Sana söylesin!Süleyman Ateş"e veya sana sormama hiç gerek yok.Hiç birinize minnet etmem.Sen duymadın mı,"öğüt almamız için Allah"ın Kur"an"ı kolaylaştırdığını(54/17).Elimin altında,bir sürü ve Arapça da dahil, bir çok dilde yazılmış Kur"an"lar var.En önemlisi,her gün yüzyüze olduğum yüzlerce,binlerce orijinal,yani varlık ayetleri var. Ben iddia ediyorum ki, Kuran'da hiç bir cümlede küçük günah geçmiyor. Aslına bakarsan "kebéir" de büyük günahlar değildir. Kebéir ile fahşé aynı şeyleri içeriyorlar. İkisi de çirkin, kötü, iğrenç, rezil, haddi aşma, aşırı gitmedir. Tek kelime ile Allah'a dolayısıyla Resul'e itaatsizliktir, onları dinlememektir. Yani şirktir. Ben aksini iddia etmedim.
Süleyman Ateş şunu çok iyi biliyor ki, 4/31'de "küçük günahlar"ı karşılayan bir kelime yok. Kebéir büyük günahlarsa, küçük günahlar da sağâir olarak ifade edilirdi. Zira kebéirin zıddı sağâirdir. Kebéir "mé tunhevne 'anhu: nehiyolunduğunuz"dur. Eğer yasaklandığınız çirkin davranışlardan kaçınırsanız biz sizin kusurlarınızı örter/ıslah ederiz, diyor.İşte.Aynı şey. Küçük günahlarınızı affederiz demiyor. Allah'n nehyettiği her şey kebéir ve fahşâdır.Evet.Öyledir.Öneğin,bir insana hakaret etmek,veya bir insanı aşağılamak büyük günahtır.Ama bir insanı dövmek daha büyük bir günahtır.Bir insanı öldürmek ise,daha daha büyük günahtır.Bana göre,gaflet veya sinirli bir halinizde,herhangi bir insana,hakaret etmek küçük günahtır. Ve ideal olan,bu tür günahları da işlememektir.Ama Allah"tan korkun,benim tartışmaya açtığım konuların günah olduğu açıkca belirtilmiş mi? (2/222.ayete yaptığım yorum hariç). Bunlar yoruma açık şeyler değil mi? Gerçekten iman etmiş inanır, aklını kaçırmadıkça Rabbine âsî davranmaz, O'ndan çekinir. Ama münafık oldu mu o başka! Hem seyyiét ne diye küçük günahlar olsun ki? Kuran'a bakın bakalım seyyiét bu anlamda gelmiş mi?Ben,seyyiat"ı veya fahşa yı tartışmadım,tartışmıyorum.Ben,neyin seyyiat,neyin fahşa olup,olmadığını tartıştım,tartışıyorum.Benim tartıştığım veya caiz gördüğüm fiillerin,seyyiat veya fahşa olduğuna dair delilleriniz varsa,onları getirin,onlar üzerinde tartışalım.
Selam ile.
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Sayın Naci, size katılıyorum, kuranlarımız farklı; senin kuranında "seyyiét" daha önce işlenmiş ufak tefek suçlardır (ki benim okuduğum kuran bu küçük günahların ne olduklarını yazmıyor), Allah, daha, daha büyüklerini işlemekten geri durursanız onları bağışlıyor. Benim kuranımda ise "seyyiét", geçmişte bizzat işlenmiş küçük büyük günahlar olmayıp, suç işlemeye etken, sevkeden insandaki zaaflar, dürtülerdir. Eğer, söz dinler kebéir ve fahşâdan uzak durursanız sizin bu zaaflarınızı ıslah ederizdir. "Yapın yapın, edin edin affederim" anlayışı benim kuranımda yoktur. Cehaleten yaptıklarınızı, çirkin, yasak olduğunu öğrendikten sora tekrar yapar ederseniz bir daha affetmem ha! anlayışı vardır. "Rivayet mivayet beni ilgilendirmez, hiç birine itibar etmem, başkasının yorumu beni etkilemez" diyorsun ama yalan söylüyorsun. Senin kuranın, zavallıların, yazdığı kuranlarından okuduğun rivayet ve yorumlarını oluşturduğun anlayışındır.
Hoşça kal sevgili Naci!
|
Yukarı dön |
|
|
takva81 Uzman Uye
Katılma Tarihi: 13 ocak 2010 Yer: Turkiye Gönderilenler: 288
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
SAYIN HOCALAR BÜTÜN İŞLER BİTTİDE BU KONUMU KALDI KARI KOCA İLİŞKİSİMİ NE YAZIK NE
İNSANLARI BU SEBEPLERE İTEN OLGULARI TARTIŞCAĞIMIZA YAPILMIŞ BİR OLAYIN CEZASINI TARTIŞIYORUZ. OYSA KURAN SIRASINDA BUNLAR EN SONDA NEDEN ÇÜNKÜ İLK BAŞTAN MÜMİN OLAN BUNLARI YAPMAZ. YAPSADA ALLAHA HESAP VERİR.
KURANIN HER HÜKMÜ BU DÜNYANIN NİZAMI İÇİNDİR EĞER KURANIN BİR HÜKMÜNÜN BU DÜNYADA DEĞİŞİM VE GELİŞİMİ YOKSA İNAN DIRICILIĞINI YİTİRİR. MESELA ZEKAT VERİRSEN BU DÜNYADA KARŞILIĞINI ALIRSIN ZARAR DÜŞER MELINA KİMSE GÖZ DİKMEZ. CEZA ORTADAN KALKAR. AMA KARŞILIĞI RİBA FAİZ .. EĞER ONU DA YAPARSAN KARŞILIĞINI ALIRSIN BU DÜNYADA .. AÇ İNSANLAR SALDIRMAYA ELVERİŞLİ VE HER AN MALINA MÜLKÜNE GÖZ DİKENLER. VE TABİ CEZA.
BAKIN CEZA NASIL OLUYOR. İŞTE ALLAH BUNU DİYOR HAPİLERDE ÇÜRÜYENLER KARININ KOCASINI ALDATMASI BUNLARIN HER BİRİ SİZİN KENDİ ELLERİNİZLE YAPTIĞINIZ. NEDENİ İSE SALATI YOK ETMENİZDENDEN. ZEKATI YOK SAYMANIZDAN
MESELA BEN DERİMKİ BU HASTALIKLAR. DA İNSANLARIN KENDİ ELLERİ İLE YAPTIKLARINDAN.
SİZLER BÜYÜĞÜNDEN KAÇARSANIZ ALLAH KÜÇÜĞÜNÜ YOK EDER. EVET SEN FAİZİ BİRİKTİRMEYİP EĞER SALATI İŞELRSEN ALLAH KÜÇÜĞÜNÜ SEN İSTESENDE İSTEMESENDE YOK EDER.
EĞER SEN BİR FAKİRİN SOBASINI DOLDURURSAN YERDEN ÇIKAN MILYONLARCA KÖMÜRÜ MAL MÜKL YAPMAK İÇİN FIRINLARDA YAKMAYIP. FAKİRE MUHTACA VERMEZSEN BİLEMEM NE GRİBİ BULAŞIR. VE KÜÇÜĞÜN BAŞLADIĞI YER OLUR.
ŞİMDİ DİYECEKSİNİZ BU GÜNAHMI GÜNAHIN GENİŞ ANLAMI VEBAL DİR O İŞİN SONUNDA KATLANILACAK ŞEY.
(''VE BİZ ONLARI BİLMEDİKLERİ YERDEN AĞIR AĞIR HELAKA SÜRECEĞİZ.'')
__________________ ben yanlız kendimi kurana adadım.
|
Yukarı dön |
|
|
n.celik Yasaklı
Katılma Tarihi: 08 mart 2010 Yer: Turkiye Gönderilenler: 29
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Haktansapmaz yazdı.Kırmızı yazılar bana aittir.Sayın Naci, size katılıyorum, kuranlarımız farklı; senin kuranında "seyyiét" daha önce işlenmiş ufak tefek suçlardır Tam öyle değil ama,öylede denebilir. (ki benim okuduğum kuran bu küçük günahların ne olduklarını yazmıyor Hamdolsun,benimkisi yazıyor.), Allah, daha, daha büyüklerini işlemekten geri durursanız onları bağışlıyor.Evet.Aynen öyle.Çünkü insan veya müslümanlar,sizde dahil,yeryüzünde yürüyen melekler değildir. Benim kuranımda ise "seyyiét", geçmişte bizzat işlenmiş küçük büyük günahlar olmayıp, suç işlemeye etken, sevkeden insandaki zaaflar, dürtülerdir. Eğer, söz dinler kebéir ve fahşâdan uzak durursanız sizin bu zaaflarınızı ıslah ederizdir.Hayır.Sizin zaaflarınızı ıslah eder,sizi melekleştiririz demiyor,bu zaaflarınızdan dolayı,işlediğiniz küçük günahlarınızı affederim,örterim diyor.İkisi aynı şey değildir.Siz,bir iletinizde,benim namussuz,şerefsiz,fıtratı bozuk olduğuma hükmettiniz.Bu hükmü nasıl verdiniz.Mele-i-Alaya çıkıp,amel defterime mi baktınız,yoksa vahiy mi aldınız.Söyleyeyim.Bunların hiç birini yapmadınız.Benim hakkımda suizanda bulundunuz,bana iftira ve buhtanda bulundunuz.Bu yaptığınız seyyiat düzeyinde bir günah değil.Fahşa,belkide fitne düzeyinde bir günahtır.Bu veya buna benzer günahları her zaman işledik,işliyoruz,işlemeye de devam edeceğiz.Lütfen karınca ezmez ayaklarına yatma.Bu veya buna benzer günahlar da bana göre küçük günahlardandır.Allah"a hamd etmeye,tövbe etmeye devam edersek ve buna benzer günahların,daha daha büyüklerinden kaçınırsak,Allah bizim bu tür günahlarımızı affedecek diyorum.Daha doğrusu benim Kur"an"ım böyle diyor. "Yapın yapın, edin edin affederim" anlayışı benim kuranımda yoktur. Cehaleten yaptıklarınızı, çirkin, yasak olduğunu öğrendikten sora tekrar yapar ederseniz bir daha affetmem ha! anlayışı vardır.Biliyorum.Sen ve senin gibi düşünen bir çok insan veya din adamına göre de,sizden ve sizin onayladığınız,bir kaç kişiden başka,hiç kimse cennete giremeyecek. "Rivayet mivayet beni ilgilendirmez, hiç birine itibar etmem, başkasının yorumu beni etkilemez" diyorsun ama yalan söylüyorsun. Senin kuranın, zavallıların, yazdığı kuranlarından okuduğun rivayet ve yorumlarını oluşturduğun anlayışındır.
Yukarda izah etmeye çalıştım.Belli ki anlamadın.Daha açık anlatayım.Ben sadece zavallı din adamlarının yazdığı,Kur"an,yaptığı rivayet ettiği yorum veya kullandığı kelimeleri kullanmıyorum.Ben daha başka zavallılarında ektiği buğdayı,yaptığı ekmeği,yoğurdu,sütü,şekeri,ilacı,uçağı,otomobili,bilgisayarı ,giysileri,evleri de kullanıyorum.Ne yani.Şimdi bu zavallılara,günde 5 vakit şükür mü edeceğim.Onlar bu işleri,ben istifade edeyim,ben aç açık kalmayayaım diye yapmadı ki.Onlar,her şeyden önce ekmeklerini çıkartmak,yaşamlarını idame ettirmek için,kimi de çok para kazanmak,çok zengin olmak için yaptı.Kimi şohret için,kimi alim desinler,mütercim,müfessir desinler veya Prof veya Doç desinler için yaptı.Ben de bu arada onların yapıp,ettiklerinden,ürettiklerinden işime geleni veya alabildiğimi aldım,alıyorum,almaya da devam edeceğim,devam etmek zorundayım.Çünkü sistem bu.Yani Sünnetullah böyle kurulmuş.Bundan dolayı,değil bu işleri yapanlara,babama bile minnet etmem,minnet duymam.
Ben,sadece,benim ihtiyaç duyduğum her şeyi ayağıma getiren,böyle bir sistemi Kur"an,tasarlayan ve yaşatan Alemlerin rabbı Allah"a şükrederim,minnet duyarım.
Bilmem anlatabildim mi? Demem o ki,bize intikal eden kelime veya anlayışlar,yani dil olgusu,yağmurun yağması,güneşin doğması gibi,insan iradesini aşan bir olgudur.Yani ben,Kullandığım kelime veya algıları veya anlayışları,atalarımdan değil,doğrudan ve bizzat Allah"tan aldım.Bundan dolayı da,Allah"tan başka,hiç kimseye minnet etmem.
Selam ile.
Hoşça kal sevgili Naci!
|
Yukarı dön |
|
|
sasha Uzman Uye
Katılma Tarihi: 27 kasim 2009 Gönderilenler: 368
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
n.celik Yazdı:
Sevgili sasha.
Ya benim bilgisayarýmda,ya da sistemden kaynaklanan bir sorunum var.Onun için sorunu alýntýlayamadým.
Sözünü ettiðin yazýmda,bugün batýda çok uygulanan,ülkemizin büyük þehirlerinde de uygunlanmaya baþlanan evlilik dýþý birlikteliklerin,çocuk yapmamak þartýyla caiz olduðunu söyledim ve söylüyorum.Ancak birlikte yaþanan kiþi,evlenilmesi yasaklanmýþ kiþi olmamalýdýr.Bu þartlar çerçevesinde,bir erkek,isterse,10 kadýnla,bir kadýn,isterse,10 erkekle birlikte yaþayabilir,dedim,demek istedim.
Bu tür birliktelikler,23/6.ayetin dikkat çektiði "meleket eymanüküm"kapsamýna girer.Ancak bizim doðuda töresel olarak yapýlan resmi nikahsýz evlilikler,ayný ayetin dikkat çektiði eþ kapsamýna girer.
Yani peygamberde olsa,bir kiþinin,birden fazla resmi eþi,yani velayet hakký da olan eþi olamaz.Böyle olduðu içindir ki,miras bölüþümünde Kur"an,tek eþi dikkate almaktadýr.
Selam ile. |
|
|
Sayin n celik,
Bakin, gunumuzdeki ornekleri bile baz alsak, yani; bagimsiz bir bay ve bir bayan birlikte oluyor diyelim, ama inanclari geregi bir dini nikahlari(Kuran'da Allah'in mesru gordugu, muta nikahi degil!) var. Bu baglamda(Kuran'a gore) bu ciftin yasadigi gayrimesru olmadigi gibi,iliskilerinden ola ki dogacak cocuk da gayrimesru olmaz.
Ben sizin kisisel olarak yorumlamis oldugunuz, cocuk yapmayin ama iliski sayisi onemli degil,caizdir dusunce seklinize, Kuran ilkesi babinda katilmiyorum. Katilmamami da, ayetlerin yanisira, en basit guncel ispatla, bugun icinde yasadigim okyanus otesi ve bati kulturundeki ailenin cokusu ve bir kisim degerlerin ayak altina alinisi dogruluyor. Kaldi ki gecmisteki insanlar da ayni sebeple(sebeplerden biriydi) helak edilmislerdi. Bu minvalde, kisiler kiymakla yukumlu olduklari nikah sartiyla birden fazla insanla evlilik/birliktelik/cinsellik yasayabilir. Bunu derken
kastim sudur. Kisi evlenir fakat goturemeyecegini bir sebeple anlar
bosanir, bosanmanin iddetlerini yerine getirir. Bu surec gectikten
sonra, eger evlenmek isterse evlenebilir yeniden. Kuran bunu hicbir
sekilde yasaklamaz.
Ama bunun anlami, boncuk dizer gibi, sirf cinsel anlamda arzulanan kadin veya erkegi siraya dizmek degildir. Ha kisi hukmu cigner yapar ayri konu, onun secimidir, cezasi da onadir.
Kuran bu yuzden, birkac sebeple, birden fazla evlilige ruhsat vererek, bugunku anlamiyla fuhusu ve zinayi ortadan kaldirmayi, bu egilimde olan kadin ve erkegin de toplumda desifre olup islah olmasini saglar.
Bu tip iliskiler, en basta insanin kendine saygisini yok eder. Bazen kisilerin gencligine verip cok ustunde durmadiginiz seyler, zaman icinde yasam tarzi haline de gelebilir. Cunku her iliskide kaniksanmaya baslar. Tuhaf gelmez. Bugun soyle bir etrafiniza bakin. Gizli sakli metresvari, aile haklarina tecavuz eden,ailedeki cocuklarin haklarini mesru kilinmamisa yediren, bircok olusumu gorebilirsiniz rahatlikla.. Saniyormusunuz ki, bugun bir erkek gizli yasadigi bayanla olan iliskisini, durustce gelip yapmadan,baslamadan once karisina soyluyor?Bence hayir.Kuran birden fazla evlilik emriyle bunu onler. Cunku orada asil esin fikri/rizasi alinmamistir.Bu da onun ifade hakkini yok eder.
Ayetlerin de hicbiri muallak degildir. Eksik olan bilgidir, insanin dusunme bicimidir.
Hazir bu arada alakali oldugu icin sunu da belirtmek isterim. Siz ters iliski ve buyuk kucuk gunah yorumu yapmistiniz. Ben size hangisinin buyuk veya kucuk oldugunu soyleyebilirim.
Ters iliski yasagini da anlamli kilan, insanin tipik ozellikleridir. Kuran'daki cinsellik ayeti, sadece Bakara suresindeki bilinen ayetlerden ibaret degildir. Bu sebeple tarla benzetmesini yuzeysel olarak sadece tohum atma ve urun alma alani olarak algilarsaniz, ters iliski yasagini anlamaniz pek kolay degildir. Tarla sadece tohum atilmali mantigi ile emredilseydi, onerilseydi, istisnasiz yeryuzunde hic kisir erkek veya kisir kadin olmamasi gerekirdi. Bunu herkes bilir.
Tarla ve ekim mantigini derinlemesine algilayamamis olanlar geleneksel argumanlardan edinilen uyduruk "Meni israfi yapmayiniz" cumlesine takilmis ve bundan arinamamis insanlardir, bu takilip kalma yuzunden Kuran'da farkli bosalma ayetleri arayip dururlar, bulamayinca farkli bosalma ayetlerine dair muallaklik oldugunu soyleyip ters iliski olabilirligine, tovbe ile bunun giderilecegini dusunurler.
Halbuki boyle birsey yoktur.Oral sekse dair ayet aramak, cok ozur dilerim ama, Kuran'dan bi haber olunmasi durumudur.Bu onermeyi sunabilmek icin, geleneksel argumanlarin cok okunmus ve etkisinde kalinmis olmasi gerekir. Ki ekim-tarla mantigi derinlemesine anlasilamasin. Neden, ille de tarlami olmali diye sorulsun. Ve akabinde bu ayetlerde yok diye onerilsin. Meni israfi yapmayin diyen, Allah degil, geleneksel argumanlardir.Allah size esinizin ayagina bosalmayin diye bir ayet yollamaz, bir inanan kitabi tumuyle okur cunku. Bir kismini okumamamak gibi bir luksu yoktur. Zaten o kulunun bu gibi bir egilime yonelebilecegini bilir. Kaldi ki mesru esidir insanin, dort duvarin arasinda yasanilan onlara aittir ve Allah bunu kinamaz. Muminun/6
Kisi gozunu dort acip bakarsa ve kendine verilen akli sus diye kullanmassa ; Helak edilen kavimler bahsinde, ters iliskiyi, escinselligi, ensest iliskiyi, kimin eli kimin cebinde seklinde gayrimesruyu(mesela 10 insanla diledigince beraber olma bahsi), hatta bu sayilanlar neticesinde grup seksi dahi bulursunuz.
Bunca genis bir yelpazeden bu helak edilen insanlarin, ters iliski de kurduklarini cikarsamak hic zor degil. Aklen anlarsiniz yani, ortalama zeka sahibiyseniz..
Bu bugunku esler arasindaki ters iliski icin de gecerlidir.
En basit farkli ornek, escinsel iliski yasayan insan, ters iliski kuruyordur zaten.Duzunu kurmasinin fizyolojik olarak imkani yoktur. Erkek penisi, kadin vajinasi icin yaratilmistir. Baska bir erkegin arkasi icin degil!
Allah bu sebeple helak etmis mi? Etmis. Bunun siniri budur, yasak anlaminda. Bundan ote acaba su helal olabilir mi,kadinin gogsune bosalma olabilir mi, bu muallak gibi duruyor seklinde aramak manasizdir.
Veya bir helak'in daha mi gerceklesmesi gerekir anlasilmasi icin?
Hele hele, ters iliski kurulur tovbesi var , Allah kucuk gunahlari affederim diyor deyip, bu ayeti buraya acikca yamamak Kuran'dan bi haber olusa acik delildir.
Ters iliski yasagi, zaten Bakara'nin ilgili ayetinde bir kez daha vurgulanmistir.Ille de tarla diye vurgulanmis, ters iliski icermeyen konularda serbest birakilmistir. Zina yasagi bir kez daha vurgulanmistir. Fuhus keza ayni sekilde. Ensest ayni sekilde. Demek ki bunlar uyari anlaminda tekrara gerek duyulduysa Allah tarafindan, buyuk gunahlar icerisinde yer alirlar.
Cinsellige dair hangisi kucuk veya buyuk gunah diye ayirmak hic zor degil.
Bunun bu anlamda ters iliski icin tovbesi yoktur .. Oradaki tovbe kadinin adet doneminde bir sebeple iliski olabilir niteligindedir. Veya tarlaya uygun olmayan bir zamanda girme karsiligidir.Kaza ile olabilir.Pismanlik duyulursa tovbe edilir. Ki o da suregel degildir, yap, tovbe et dongusu seklinde.. Allah'i kandiramassiniz cunku..
Ama nikahli ese dair bir farkli bosalma yasagi okuyamassiniz, bulamassiniz. Cunku mecazi anlamda, meniniz size aitse, tasarrufu da sizdedir, ustunde hak sahibi olan da mesru esinizdir.Kuskusuz helal olan sekilde!
Kisi riayet eder veya etmez hukumlere kendi bilecegi istir, sorgusunu
kendisi verecektir.Ama lutfen kimse okumadan akletmeden, Kuran'da bu
var, su var, bu yok demesin. Size verilen aklin hakkini verin. Bu da salatin
icindedir.
Inanan insanlarin bir kismi, elbette dogum kontrolune yonelecektir.
Cunku ayet geneli kapsamalidir. Yetim'e ayricalik tanimis Allah, ortalama 50-60 yillik insan omrunde kisinin ortada bilincli olarak 30 tane cocugu yetim olmadigi halde, yetim'in maruz kaldigi benzeri sartlari yasatmaya, mantiken izin vermez. Kaldi ki yarin sabahi gorecegimize dahi garantimiz yok.
Kisaca, carpik ve emredilmeyen iliskiler,bunu yasayan insanlarin sorunudur. Bunlarin bugun dahi varligi ve yasaniyor olmasindan Kuran sorumlu degildir.
Gecmiste de yasanmistir. Verilen ceza ortadadir. Istediginiz docent veya prof'a sorun, hicbiri Allah'in gecmiste bu sebeplerle helak etmedigini soyleyemez.
Simdi sizin soylediginiz delil bazinda noktaya dikkat cekelim. Mirasta tek es var, bu sebeple de peygamber dahi olsa,birden fazla kadina hak tanimaz diyorsunuz. Bence bu dogru degil.
Cunku Muminun/6 , Nisa/3, Nisa/19 bu dediginizi yanlisliyor.
__________________ sana iyi görünen bir başkasının kötüsüyse ona "gerçek" değil “düşün” denir. gerçekler değişmez ama düşün değişkendir.
|
Yukarı dön |
|
|
n.celik Yasaklı
Katılma Tarihi: 08 mart 2010 Yer: Turkiye Gönderilenler: 29
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Sevgili sasha.
1.Ben eşler arasında olabilecek ters ilişkinin caiz olduğunu söylemedim.Bana göre bu konu,Kur"an"da oldukça kapalı geçilmiştir.Bundan dolayı,bu konuda hiç kimse kesin bir hükme varamaz,varmamalıdır,diyorum.
2.Evlilik"te çok eşlilik konusu da,çok kapalı anlatılmış bir konudur.Yani bu konu da yoruma son derece açıktır.Salt Kur"an"dan hareketle,hiç kimse,çok eşliliğin caiz olduğunu veya olmadığını ispat edemez.Edebileceğini düşünen varsa buyursun etsin de göreyim.Yani konu yoruma ve yeni içtihadlara son derece açıktır.Bana göre bu konu,toplum,bilhassa ikinci evliliğini yapmak isteyen kişilerin içinde bulunduğu şartlara göre yasal kurallara bağlanması,yani bu konuda yeni bir içtihad yapılması gerekmektedir.Bu içtihad veya yasal kurallar doğrultusunda,ikinci evliliğe hak kazanan kişilerin,her ikisi de aynı yasal haklara sahip olmalıdır.
Hele,birinci eşin veya birinci eşten doğan çocukların,haberi ve yasal izni olmadan,gizlice yapılan evlilikler ve bu evliliklerden doğan çocukların,ilk eşten doğan çocukların hakkını yemesi,onlara düşen veya düşecek olan mallardan pay alması,tam bir zulumdur,fahşa ve zinadır.
3.Nisa/3.ayet,evlilikten veya evlenilecek olan eşlerden,hiç söz etmemektedir.Söz konusu ayet,bilhassa evlat edinilecek öksüz çocuklardan söz etmektedir.Şimdi anladınız mı,din adamları için,neden zavallı dediğimi?
Selam ile.
|
Yukarı dön |
|
|
|
|