Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
şimdi senin dediğine göre 1 ayın her 10 günü oruca müsait
"1 ayın her 10 günü oruca müsaittir," demedim. Deseydim yanlış bir şey demiş olurdum. 1 ayın her 10 günü oruca müsait değildir. Allah yalnızca "Sıcak dolunayı göreniniz oruç tutsun!" diyor (2:185). Öteki dolunaylarda farz orucu yok.
Ama kefaret orucu olabilir. Yani örneğin bir inanır yanlışlıkla bir insan öldürür de öldürülenin ailesine tazminat ödeyemezse 2 dolunay ardı ardına oruç tutar (4:92).
Bundan ne anlıyorsam size yazdığım cevabî iletimde onu açıkladım. Siz 2 ay ardı ardına oruç üzerinde durduğunuz için Nisâ 92'deki kefaret orucuna gönderme yaptım: fe siyâmu şehrayni mütetabiayni...
10 günlük kefaret orucu da var: Hacda yoksullar için her hangi bir nedenle hayvan bağışlamaya imkan bulamayanlar 10 gün kefaret orucu tutarlar (2:196). O on günlük oruçta 2 dolunay ardı ardına oruç sözü edilemez elbet.
Canım arkadaşım, açıkçasını söyleyebilir miyim:
Sizin bu söylediklerimi doğru anlıyacağınızı da sanmıyorum. Çünkü ay değil dolunay deyip kanıtlar getirerek açıkladığım halde ay demeyi sürdürüyorsunuz.
AY: yılın onikide biri. Kuran'da bu anlama gelen bir kelime yok. Bu bağlamda takvimdeki vakitleri dile getirmek için Kuran ŞEHR kelimesini kullanıyor ve ŞEHR dolunay demek. Kuran yılın onikide birleri ile değil dolunaylar ile tanımlıyor vakitleri. Örneğin içinizde kim "sıcak dolunay"a tanık olursa oruç tutsun (2:185).
DOLUNAY: "gökteki ay"ın görüntülerinden biri. ARDI ARDINA 2 DOLUNAY "bir dolunay ile onu izleyen ikinci dolunay arasındaki süre"dir.
2010 yılının "yasak dolunaylar"ı: 26 Haziran, 24 Ağustos, 23 Eylul, 23 Ekim. Bu "yasak"tan kasıt "avlanma yasağı"dır (5:2, 5:95). Yoksa o "yasak dolunaylar"da örneğin savaşmak caizdir (9:36, 2:217)
Bu yıl 26 Haziranda görünmüş olan "sıcak dolunay"ı yaşıyoruz şu an, Bakara 185'te şehru ramazân diye anılan dolunay. Onun sıcak sayılmasının nedeni yılın en sıcak döneminin habercisi olması ve o dönemdeki "avlanma yasağı"nı başlatmasıdır.
Oruç o dolunayı izleyen 10 (on) günde tutulacak. Belki de insanlar o dönemde yavrularını büyüten av hayvanlarına duyarlı davransınlar diye. Bir tür özdenetim alıştırması.
24 Ağustosta göreceğimiz yasak dolunay ise Büyük Hac anlamında HACCI EKBER vaktidir (9:3). Onda oruç yok.
23 Eylulde ve 23 Ekimde göreceğimiz üçüncü ve dördüncü "yasak dolunaylar"da da hac yapılabilir yani onlar da hac için birer seçenektir ama oruç vakti değildir.
Farz olarak oruç yalnızca sıcak dolunayın ilk on gününde tutulur. 10 (on) gün. Çünkü Bakara 183'te geçen ve orucun süresini belirleyen MÂ'DÛDAT, iki elin parmakları ile sayılabilen demek. Bakara 196'da sözü edilen (3 + 7) toplam 10 günlük kefaret orucu da bunu pekiştiriyor.
allahın orucu emretmediğine dair kendi akli delilim şudur...
allah tüm kullarına aynı şeyleri emreder...
yani birine oruç tut diyorsa herkes bundan mesuldür...
bazıları oruç tutmakla mükellef bazıları değilse bunun sebebi pek açıklanamaz...
şimdi oruç bugün sadece müslümanlıkta bilinen bir ritüel...
yani ramazan orucu...
ve şartları gerekleri...
insanlığın çoğunluğu bu özel bilgilerden uzak ve habersiz...
onların böyle bir oruç tutma sorumluluğu olması adil olmaz...
oruç tutmayı sadece bilenler mesul olsa onlara haksızlık olur...
öyleyse böyle bir sorumluluk tanrının adaletine yakışmaz...
oruç olsa olsa bir gelenek olmalıdır...
arap geleneği...
isteyen hoşlanıyorsa bunu yapar istemeyen yapmaz...
tanrının emri herkesin yapması gereken kötülüklerden uzak durma şeklindeki oruç olmalıdır...
ve bunu tutmakla tüm insanlar mükelleftir...
__________________ O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
sasha: … Hos ben oruc diye bugunku anlamda uygulanmasi emredilen bir ibadet sekli oldugunu dusunmuyorum…..
Peki sizce nedir oruç ? Bakara 187’de geçen leylet’es sıyam (sıyam/oruç gecesi) ibaresinden ne anlıyorsunuz. Kadınlarınıza yaklaşmanız helal kılındı ne demek? Allah sizin öz benliklerinize yazık etmekte olduğunuzu bilmiş, tövbelerinizi kabul edip sizi affetmiştir. ne demek? Bu ayetler bile, bırakın Kuranın evrenselliğini, zamanüstülüğünü, zamana ve zemine göre değişen ayetler geldiğinin/düzenlendiğinin kanıtıdır bana göre.
sasha: Oyle olsaydi geriden gelen kavimleri ve dinleri de cinsellige duskun addetmemiz gerekirdi. Oruc Muhammed ile ortaya cikmis bir kavram degil zira..
Evet değil, tamam da her oruç her dinde kavimde aynı mıydı? Yani sizin de dediğiniz gibi bugünkü uygulama şekli ile her dinde aynı mıydı? Her kavmin dinin savmı başka başka. Eh, Arapları da hizaya getirmenin çarelerinden biri de oruçtu.
Sasha: Ustelik Allah'in sirf bu sebeple boyle yasakli, sureli vs. gunler kurali koydugunu sanmiyorum.
Araplara koymuş işte. sasha: Cunku cinsellik duskunlugunu bir hizaya koymasi icin bu gibi bir kural komikle esdeger olur.
Baştaki soru burası için de geçerli, tekrar yazmayayım. (yani, peki nedir sizce oruç diye başlayan soru)
Neticede insan her yerde, her haliyle insandir. Yapacagini gene yapacaktir.
Evet, doğru. Yapacağını gene yapacaktır. Allah, Kuran, ayet bile dinlemez bu insanlar
Elmalılı Hamdi Yazır: Ve umum nas içinde haccı i'lân eyle
gelsinler sana: gerek yaya ve gerek her derin vadiden
gelerek incelmiş her bir binid üzerinde.Hac 27
Haccın elçi dönemine has AMAÇ barındıran bir uygulama
olduğuna delil..
sana gelsinler..buradaki sana nın kim olduğu pek önemli
değil,ister elçi İbrahim isterse elçi Muhammed olsun..ama
önem arzeden şu:insanlar Allahın elçisine varacaklar..
bu arada bir nokta,nasıl varacaklar?incelmiş binitler..
incelmiş binitler den kasıt nedir?
sanırım hayvanlar..hayvanlara artık gerek var mı?
yok..
çoğunluk uçan tenekelere biniyor..
bu arada islam akıl dini ise,o bina çevresinde 7 tur
dönmek,tavaf için birde kutsal hacerül esved midir neyse
onu uydurmak bu yetmedi binayı kutsamak..
hac varsa elçiye..elçilerin gidişiyle beraber bu haccında
bir anlamı kalmamış..bu zamanda islamın en büyük putu
gelenekçilik..daha sıra hala kabe denen o yapıya gelemedi
lakin o binaya da put görevi yüklenilmiş..
ritüelde olsa hiçbir elçi döneminde
emredilmemiştir,emredilen yaptırımlardır..
konuşuyoruz aman Allah korusun dedi ve tahtaya 3 kez
vurdu..neden tahtaya vurdun..adet böyle..böyle yapınca
Allah korur..
çayı dolduracak,üst demliği 3 sefer bardak üzerinde
dolandırdı..
ne yapıyorsun dedim..
dedi ki,böyle yapılır Allah korur..
elbet sonuncusu desteksiz..yani ritüel dendiğinde içinde
akıl mantık aranması mümkün olmayan ve hatta akıl mantık
aranması için teklif bile sunulamayan saçmalıklar..aynı
kravat takmak gibi..
kaldırımda yürürken çizgilere basma sakın..
neden?
çünkü...çünkü...
söylesene be adam..çünkü?
çünkü hiçbişi..
hacca gidiyorum ama orada elçi yok,bina çevresini
turluyorum akıl mantık almıyor bir akli amacı
yok..ramazanda oruç tutuyorum çünkü Allah beni sevecek..
iyi sen sisteme kafa tutma veya en azından düşünme ve
zorunlu açlar gibi açlık ve susuzluğunu ibadete say..
şimdi bir ayet..
Allah’a teslim olan erkekler ve Allah’a teslim olan
kadınlar, Allah’a iman eden erkekler ve Allah’a iman eden
kadınlar, itaate devam eden erkekler ve itaate devam eden
kadınlar, sadık erkekler ve sadık kadınlar, sabreden
erkekler ve sabreden kadınlar, huşû sahibi erkekler ve
huşû sahibi kadınlar, tasadduk eden erkekler ve tasadduk
eden kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan
kadınlar, iffetlerini muhafaza eden erkekler ve
iffetlerini muhafaza eden kadınlar, Allah’ı çok zikreden
erkekler ve Allah’ı çok zikreden kadınlar var ya; işte
Allah, bunlar için bir mağfiret ve büyük bir mükâfat
hazırlamıştır.” (Ahzâb, 35)
geleneğe göre bakarsak eğer,aç susuz kalmak 7.sırada
anılmış..ama garip ki sömürüye karşı olmak bulaşmamak
bulaştırılmamak,aç susuz kalmak kadar önemli değil..Allah
bilir..
sasha: … Hos ben oruc diye bugunku anlamda uygulanmasi emredilen bir ibadet sekli oldugunu dusunmuyorum…..
Peki sizce nedir oru� ? Bakara 187’de ge�en leylet’es s№yam (s№yam/oru� gecesi) ibaresinden ne anl№yorsunuz. Kad№nlar№n№za yakla�man№z helal k№l№nd№ ne demek? Allah sizin �z benliklerinize yaz№k etmekte oldu�unuzu bilmi�, t�vbelerinizi kabul edip sizi affetmi�tir. ne demek? Bu ayetler bile, b№rak№n Kuran№n evrenselli�ini, zaman�st�l���n�, zamana ve zemine g�re de�i�en ayetler geldi�inin/d�zenlendi�inin kan№t№d№r bana g�re.
sasha: Oyle olsaydi geriden gelen kavimleri ve dinleri de cinsellige duskun addetmemiz gerekirdi. Oruc Muhammed ile ortaya cikmis bir kavram degil zira..
Evet de�il, tamam da her oru� her dinde kavimde ayn№ m№yd№? Yani sizin de dedi�iniz gibi bug�nk� uygulama �ekli ile her dinde ayn№ m№yd№? Her kavmin dinin savm№ ba�ka ba�ka. Eh, Araplar№ da hizaya getirmenin �arelerinden biri de oru�tu.
Sasha: Ustelik Allah'in sirf bu sebeple boyle yasakli, sureli vs. gunler kurali koydugunu sanmiyorum.
Araplara koymu� i�te. sasha: Cunku cinsellik duskunlugunu bir hizaya koymasi icin bu gibi bir kural komikle esdeger olur.
Ba�taki soru buras№ i�in de ge�erli, tekrar yazmayay№m. (yani, peki nedir sizce oru� diye ba�layan soru)
Neticede insan her yerde, her haliyle insandir. Yapacagini gene yapacaktir.
Evet, do�ru. Yapaca�№n№ gene yapacakt№r. Allah, Kuran, ayet bile dinlemez bu insanlar
Selam,
1- Bence oruc, bugunku sekilde uygulanan, anlatildigi gibi bir ibadet sekli degil.. Aksine Allah dini uzerinde olan insanlarin biraraya gelip esitlik ilkesi altinda belli bir zamanda bir nevi kutlama yapmasi ve tebligi nasil daha iyi yayabilirim maksatli, toplumsal rolleri yer degistirmek suretiyle paylasmasidir.
Ayni toreni, bir inanmis kole'ye uyguladiginizi dusunun veya onun yerine gecin hic degilse bir sureligine (calisma sartlari, yasami , statusu vb.) Bu olabilecek perhizlerin belki de en faydalisidir, insan bunyesinde..
Bence oructaki anlam, insanin toplumsal statulerinden siyrilarak, yasanin isleyisi/ki henuz vahiy inisi bitmis degil(Allah'in yasasi), daha nasil iyi bir hale getirilebilirligine ve baska insanlara ulastirilmasina, olumsuz isleyislerin dillendirilmesine dair SOZ SAHIBI olmasidir.
Islamin idamesi icin, her dakika eteginden cekilip soru sorulacak bir olumsuz peygamber olmayacagi icin, doneme dair bir an once siyasalligin yaninda, sosyallesmesi de gerekir mantiken. Sahibinden insanlik disi davranislar goren bir kole, peygamber olumu ve vahiy kesilmesinden sonra ne yapacak? Basvuracagi ve hakkini arayacagi bir sosyal meclis(mahkeme degil) olmali..
Gelismis ulkelerde bile sivil toplum kuruluslari, resmi yurutme uzerinde soz sahibidir. Ama kimse hristiyanlarin bugunku sekliyle oruc tuttugunu soyleyemez. Gunumuzde bizde bile, gostermelik dahi olsa da belli gunler de en basiti
cocuklar dahi bakan koltuguna oturup, soz hakki sahibi olmalari
saglaniyor.
Cunku oruc bahsinde gecen en dikkat cekici ayrinti, orucun sosyal statulere gore ayristirilmis olmamasi. (hasta vs. insanlar haric) Mantiken inanmis bir kole icin de, bir efendi icin de ayni olmali.
"-Eslerinize yaklasmaniz helal kilindi" sozunu anlamak icin, eski yahudi ve hristiyan dini geleneginde (ve bolgede yer alan diger dini gruplarin oruc rituellerinde) kadinin yerini ve statusunu incelemek yeterli.. Bu eski atalarin oruc donemlerinde nikahli eslerine yaklasmamalari, bu olaya pis ve gunah dolu gozlerle bakmalari, bazi kaynaklarda bunun 40 gune ulasiyor olmasi vb. ornekler verilebilir. Bircok inanmis eski yahudinin dahi, Musa'nin dagda vahiy alirken 40 gun ve gece mecburi oruc tutugunu dusunerek aynini uygulamasi..
Allah'a yaklasmak icin insanin ozbenligine yazik etmesi aciklamasi , tam da islamiyet oncesi kadina bakis ve oruc ritueli ile uyusuyor. Allah'in helal kildigi, insanin nikahli esini sirf Allah'a daha yakin olayim ve gunahlarimi affettireyim sebebiyle, kaldirip tamamiyla bir tarafa atmasina zaten Allah'in sicak bakacagini dusunmuyorum.
Buna bir de yeni muslumanlar arasinda, olcuyu kaciranlarin da var oldugunu dusunursek taslar yerine oturur sanirim. Gecmis hadis arastirmalarimda peygamber'in asiri giden Ashab'tan bazi kisilere bu sekilde bir soylemi oldugunu da iyi hatirliyorum. Yani ben de yer icerim, esimle birlikte olurum seklinde..
"Araplar'a ozel uygulamadir" dusuncenize dair; Insanin cinsellige duskunlugunun dini veya irki olmaz. Ona bakacak olursaniz eski Osmanli'daki sefahat ve oturak alemleri de iyi bir tarihsel orneklemeye uygundur. Ama doneme iliskin ne bir peygamber, ne de baska bir kitap inmistir.
Insan tum ozellikleriyle ayni insandir cunku. Ureme icgudusu de, insana dair en temel konudur.
2- Oruc'un uygulanisi hemen her kavimde(gerek tek tanrili,gerek cok tanrili) dinlerde kucuk ayrintilar farkiyla ayni.. Mesela Eski Misir'a da bakin bayramlarda oruc tutma rituelini gorursunuz. Taoizm'de de sagligi korumak amacli oruc gorursunuz. Eski Museviler'de orucu yatsidan sonra birsey yememek suretiyle tamamlamis. Muhtemelen ilk inanmis muslumanlarin oruc ritueli de, atalar dininden gelen rituel olmalidir.(sayet henuz ayet inmemisse)
Araplarin cinsellik bazinda, hizaya getirilmesine de gerek yok, zira Araplar zaten atalar dini ile ibadet etmekteydi. Yani onlarda da sapmis hallerine ragmen etik, ahlak vs. tarzi degerler vardi. Tamamiyla yaratici fikrinden soyut bir kavim degillerdi.Sadece sapmislardi, koklu hukumlerde.. Kaldi ki birden fazla farkli hak dinin geldigi, bulundugu cografyada yasadilar. Hani uzayda yasiyor olsalardi, dediginiz de hakliydiniz.
Benim orucun bugunku haliyle anlatilmadigini dusunmemde ki sebeplerden bir tanesi de, cok tanrili dinlerin de ayni ritueli doga motiflerine, objelerine dair yapmis ve hala yapiyor olmalari. Allah'in sisteminin bir ayricaligi olmali, tum bunlardan..
3-Diger sorulariniz icin zaten cevaplar yukarda..
__________________ sana iyi görünen bir başkasının kötüsüyse ona "gerçek" değil “düşün” denir. gerçekler değişmez ama düşün değişkendir.
sende haklısın lakin ''itiraz Allahın farz kıldığı oruca
değil ki''
mesele geleneğin bakış açısıyla yapılmış yorumlara artık
güven duyamamamız..güven duymuyorum hiçbirine..
buna rağmen kurandan illa orucu yorumlamam gerekirse,bu
yasaklamayı bir dersin hazırlığı olarak görüyorum..
dışarıda ne zaman bir çengi duysalar,elçiyi ayakta
bırakıyorlar yapayalnız..
iki kişi muhabbet ediyorsunuz ve o sıra birinin cebi
çalıyor,konuşma sekteye uğruyor vs..
mevcut yorumlara göre eğer öyle bir uygulama var ise de
bu elçinin vefatıyla beraber sona ermiştir fakat insanlar
hakkı adaleti ayağa kaldırmak için çaba içine girip çağrı
yapmışlarsa ve bazı kurallar koymuşlarsa o çaba için o
kurallara uymak olmazsa olmazdır..
Bizden öncekiler hangi takvim göre ne kadar oruç tutuyordular bu konudaki bir fikriniz varmı?
Allah'ın ındinde geçerli olan YIL "güneş yılı"dır (12:47). Bu kesin. O halde bizden öncekilerin de oruçlarını "güneş yılını esas alan bir takvim"e göre tutmuş olmaları gerekir. Ama ne kadar oruç tuttuklarını bilemem.
Yüce Allah'ın bizim orucumuzla ilgili olarak söylediklerine gelince, çok kısa:
ORUÇ, sıcak dolunaya tanık olanlar tarafından (2:185) yiyip içmeden ve cinsel ilişkiden uzak durmak (2:187) suretiyle sıcak dolunayın ilk on günü içinde (2:184) sabah + gündüz (2:187) tutulur.
Örneğin sıcak dolunay bu yıl 26 Haziranda göründüğüne göre ilk orucumuza 27 Haziran sabahı ak ipin kara ipten seçildiği anda başlayıp (2:187) günün ikinci ucu olan gün batımında (11:114) son vermeliydik.
Bunun dışında farz orucu yok.
Bu orucun gerekçesi ise TAKVA yani "duyarlı duruş"tur - le'allekum tettakûn (2:183). Hangi şeye duyarlı? Özellike av hayvanlarına. Orucun sıcak dolunaya tanık olanlar tarafından tutulacak olması bunu gösterir. Çünkü sıcak dolunay yasak dolunayların ilki olup avlanma yasağını başlatır.
ORUÇ bir bakıma özdenetim alıştırmasıdır. İnsan kendisini tutmayı öğrenecek.
Değerli sasha, aynı şeyleri düşünüyoruz galiba ama açıklamalarımız farklı. Mesela Kuranda geçtiği kelimelerle salat, zekat, savm, hacc gibi emirler ve şirke bulaşmama, zina etmeme, adam öldürmeme, hırsızlık etmeme gibi yasaklar da ilahi olan her dinde vardı. Ama sizin de dediğiniz gibi uygulamaları farklı idi. Mesela zinanın, adam öldürmenin, hırsızlığın cezası her dinde aynı mıydı? Bunları işleyenlere şu cezayı verin diye Allah mı emrediyordu yoksa o anki kavmin geleneği mi?
Oruç konusundaki düşüncelerinizi açıklamak için siz de bazı eski bilgilerden faydalanıyorsunuz. Mesela, oruç dönemlerinde eşlere yaklaşılmaması konusunu açıklarken eski yahudi ve hristiyan geleneklerinden bahsediyorsunuz, hadislerden de faydalanıyorsunuz. Madem Kurandaki oruç şimdiki oruç değilse Allah neden şunu doğru düzgün anlatmamış. Mesela “ey müminler oruç aç-susuz kalmanız ve eşlerinizden uzak durmanız değildir” dedikten sonra sizin dediklerinizi buraya koyup devam edelim. “Oruç, Allah dini uzerinde olan insanlarin biraraya gelip esitlik ilkesi altinda belli bir zamanda bir nevi kutlama yapmasi ve tebligi nasil daha iyi yayabilirim maksatli, toplumsal rolleri yer degistirmek suretiyle paylasmasidir. insanin toplumsal statulerinden siyrilarak, yasanin isleyisi/ki henuz vahiy inisi bitmis degil(Allah'in yasasi), daha nasil iyi bir hale getirilebilirligine ve baska insanlara ulastirilmasina, olumsuz isleyislerin dillendirilmesine dair SOZ SAHIBI olmasidir.” Diyemez miydi? Bunu Allah 2:189’da yapmadı mı? Yani birr kavramını açıklarken birr evlere arkalarından girmeniz değildir, birr şudur… diye açıklama yapmamış mıydı?
Aşırı giden ashaba peygamberin uyarısından bahsetmişsiniz. Eğer bu doğruysa yine Kurandaki orucun şu anki uygulama olduğunu kabul etmemiz gerekmez mi?
Osmanlıdaki safahat alemleri ile ilgili cümlenizi tersten düşünürsek. Yani o halde Allaha göre bir yerde bir olumsuzluk varsa Allah o olumsuzluğu yapanları uyarmak için mutlaka peygamber ve kitap gönderir anlamı çıkmaz mı? Peki şimdi tüm dünya insanları ve özelde Türkiye Allahın emirlerine Onun istediği gibi uyuyor mu da ne bir peygamber ne bir kitap var? Demek ki herşey güllük gülistanlık.
Evet üreme iç güdüsü insana dair en temel konudur. Ama işte Araplar bu duyguyu sadece üremek için değil, gece gündüz cinsellik düşünerek ve uygulayarak kullanıyorlardı.
Sasha : Araplarin cinsellik bazinda, hizaya getirilmesine de gerek yok, zira Araplar zaten atalar dini ile ibadet etmekteydi. Yani onlarda da sapmis hallerine ragmen etik, ahlak vs. tarzi degerler vardi… Tamamiyla yaratici fikrinden soyut bir kavim degillerdi.Sadece sapmislardi, koklu hukumlerde..
Elbette yaratıcı fikrinden soyut değillerdi. Ama diyorsunuz ki sapmış hallerine rağmen etik ahlak vs tarzı değerleri vardı… Tamam işte ben de onu demek istiyorum. Yani araplar sadece cinsellik anlamında değil birçok yönden sapmış ki Allah onları seçmiş.
Genel anlamda demek istediğim Kuran ayetlerinin hükümlerinin bazıları o günlerin/zamanların şartlarına göre ayarlanmış ve sorunlar çözülmeye çalışılmış. Araplar hangi hatayı yapıyorsa ona göre ayet geliyor. Mesela evet zina her dinde yasak ama yasağı çiğneyenlere uygulanacak ceza değişebilir. Kuranda buna ceza olarak 100 sopa var..Bize şu an düşen zinaya giden yolları elden geldiğince kapatmaktır. Buna rağmen zina olursa da ille de bu ceza 100 sopa olamaz. O zanilerin psikolojik, sosyolojik durumuna göre ceza verilir. Aynı şekilde hırsızlık, katl gibi suçlar için de benzer şeyler söylenebilir. Eh, Kurana göre oruç da bi nevi ceza değil mi zaten?
Neyse konu başlığı oruç değildi ama bir süredir öyle gidiyor. Konu başlığına dönersek İslamı yahudilikten ayırmaya devam dostlar..
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma