Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
selam değerli asım
şuanki uygulamadaki orucun elbette faydası var. Sağlıklı her insanın kendisinin belirleyebileceği bazı dönemlerde ve saatlerde kendisini aç-susuz bırakması, bedensel hazlardan ve ihtiyaçlardan uzak tutması gerekir. İster doğu ister batı kaynaklı olsun bu tür uygulamaları tavsiye eden ve sıfatları bilge/sufi/derviş/buda vs olan, hattâ zamanımızda tıp doktorları vardır. Sizin de bildiğiniz gibi bizim tasavvuf kültüründe de en önemli ilkelerden biridir bu, riyazat derler. Hatta bilinen oruç dışındaki zamanlarda dahi onlar, az yemeyi, az uyumayı ve az konuşmayı tavsiye etmişlerdir.
Ancak mesele, allah gerçekten bunu mu emretmiştir Kuranda? Allah, aç-susuz kalmanızın zamanını sadece ben belirlerim, ve benim kabul edeceğim de budur mu demiştir?
Ahzab 35’te Allah bağışlama ve ödül vereceği kişiler arasında oruç tutanları da (sâimîne ves sâimâti) saymış. Yani Allahın belirlediği zamanda aç-susuz kalanlar mı bu oruç tutanlar ve ödülü hakedenler?
Dediğiniz gibi Allahın istediği orucun bu olduğunu ben de sanmıyorum. Ancak “iradeyi sağlamlaştırmak kuvvetlendirmek geliştirmek için ramazan orucu iyi bir idman gibidir… yapılması ve yenilmesi meşru olan şeylere belirli bir süre kendini tutabilen bu konuda iradesini kontrol etmeye alışır...” sözlerinize pek katılamıyorum. Bir insanın iradesi mesela hırsızlık, zina gibi suç işlemeye/kötülük yapmaya meyilli ise gündüz aç-susuz kalması onu bu kötülükleri yapmasına engel olacağını düşünmüyorum. Adamın içinde varsa, gündüz aç kalır ama iftardan sonra da hırsızlık, yankesicilik yapar.
Sağlıklı olan her insanın elinde maddi imkan da varsa bu ritüeli yapması kolaydır. Çünkü sahur vaktinde kalkıyor, eh maddiyatı da iyi olduğundan dolabını da tıka basa hazırlamış, dayanamam diye mideyi bi güzel dolduruyor. Gündüz çok aç kaldı ya, akşam iftarda da gelsin çorbalar, yemekler, tatlılar… eh kılıyorsa bi de camiye teravihe gider. Yatma vakti gelince de Allahın verdiği emri yerine getirmenin sevinci ve gönül huzuruyla (!) yumuşacık yatağına yatar ve uyur…
Evet, elinde sağlık imkanı, para imkanı varken; oruç (açlık-susuzluk) ritüeline sabretmek kolaydır. (Çünkü bir insanın açlığa dayanıklılığı değil 16-17 saat, 3-4 günden bile fazladır bildiğimiz kadarıyla.)
Peki, “Ve le nebluvennekum bi şey’in minel havfi vel cûi ve naksın minel emvâli vel enfusi ves semerât, ve beşşiris sâbirîn.” (Bakara-155)
Yemin olsun ki sizi korku, açlık; mallardan-canlardan-meyvalardan eksiltme türünden bir şeyle mutlaka imtihan edeceğiz. Sabredenlere müjdele.
İşte mesele bu. Senin bilerek ve isteyerek aç susuz kalmana allah müjde vermiyor. Allah senin sağlığını alıyor… işte sabır o! Allah senin paranı malını alıyor, azaltıyor. Ne sahurda doğru düzgün yiyeceğin var ne de iftarda. Hadi ramazan ayını geç. Allah seni belki aylarca, yıllarca AÇLIKla imtihan ediyor.. İşte sabır o! İşte müjde ve mükafat orda.
(Burdaki senin, direkt size değil asım dost, genele konuştum..yanlış anlama olmasın.. selam ile)
|