Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Yazın Sıcak Havalarda, Kışın Soğuk Havalarda Zahmet Çekmeden,
Zahmetsizce, Sıkıntı Çekmeden, Sıkıntısızca, Meşakkatsiz, Meşakkkatsizce, Kolay, Rahat Oruç Tutma Yolları Bir işte insan deneye deneye bazı
kolaylıklara ve rahatlıklara ulaşır. Yani iş insanlara başlangıçta zor ve
sıkıntılı görünür ama deneyimle insanlar sonra işin kolay ve rahat olmasını
sağlayan püf noktalarını görürler ve artık iş onlara zor ve sıkıntılı görünmez.
Ayeti celilide buyrulduğu üzere ‘Her zorluktan sonra kolaylık vardır. Evet,
her zorluktan sonra kolaylık vardır. (İnşirah
suresi, ayet 5-6)’.
Ben âcizane son dört yıldır,
aralıksız pazartesi ve perşembe günleri oruçlarını tutmaktayım. Ayrıca üç
aylarda bu günleri biraz daha artırmaktayım. Yani üç aylarda elimden geldiğince
başka günlerde de oruç tutuyorum. Bunları bu yolda deneyimim olduğuna ve
yazımın inandırıcılığına kanıt olması için söylüyorum. Yani okuyucu yazımı
okurken bu yazımın altında bir deneyim olduğunu, bunun masa başı yazısı
olmadığını bilsin istiyorum. İnternet ortamında nick ismimle yazmama karşın gurur, kibir, riya, gösteriş… gibi insanın
imanını, bütün iyi amellerini yok edecek bu dehşetli afatlardan Allah’a
sığınırım. Allah bizleri bu afatlardan korusun.
Amin.
Oruç biliyorsunuz kameri
aylardadır, kameri aylar da şemsi ayların içerisinde dönmektedir. 33 yılda
devir tamam olmaktadır. Çocukluğumda yazın oruç vardı. Şimdi kırklı yaşlarda
yaz oruçlarını yine gördük.
Bir insan yaz kış belli günlerde
de olsa oruca devam edince mevsimlerde bazı püf noktalara dikkat edince orucu
çok rahat ve kolay bir şekilde tutabilmektedir.
Biz başlangıçta çok sıkıntılar
çektik, ama şimdi o sıkıntılardan elde ettiğimiz deneyimle işin meyvelerini
yemeğe başladık. Oruç benim için artık çok rahat ve kolay bir ibadete dönüştü.
Sadece Ramazan’da değil bütün yıl boyunca belli günlerde de rahat ve kolay bir
şekilde tuttuğumu demin söyledim. İstiyorum ki, ümmeti Muhammed de benim
yaşadığım kolaylığı ve rahatlığı görsün onlar da bu ibadete sadece Ramazanda
değil bütün yıl boyunca da belli günlerde talip olsunlar, bunu bir hayat biçimi
olarak benimsesinler.
İnsanın manevi dünyasında pek çok
uyarıcı var. Bunlardan ikisi oruç tutarken insana sıkıntı vermeye başlarlar: Açlık ve susuzluk. Bunlar uyarıcılardır. Eğer
bunlar olmasa insanlar çalışmazlardı. Çünkü insan tembel yaratılmıştır.
Medeniyetin temeli de bu iki uyarana bağlıdır. Her neyse…
Bu iki uyaranın ikisi birden, aynı
anda etkili olmaz. Yani bu beden makinesini yaratan yüce Allah, bu iki uyaranı
birlikte, aynı anda hareket ettirmez. Birisi etkin olur. Diğeri varlığı
hissedilmeyecek oranda geri kalır. Yazın oruç tutan insanlar susar, kışın da
acıkır. Yani yazın oruç tutan kişi kesinlikle acıkmaz. İsterse iki gün ağzına
bir lokma koymasın, sadece susar. Deli gibi susar. Susuzluk dışında bir şey
düşünmez. Kışın da acıkır. Yemek dışında bir şey düşünmez. İlkbahar ve sonbahar
mevsimleri ise sıcaklık durumları ile yaza ve kışa benzemelerine göre
değişirler. Yani bu mevsimlerde hava serin olduğunda acıkırız, sıcak olduğunda
susarız. Yani yüce Allah, merhametinden açlık ve susuzluk gibi iki belayı aynı
anda birarada, birlikte kuluna tattırmaz. Biri baskın olur; diğerinin üzerini
örter, varlığını hissettirmez. Yani bebek ya kız doğar, ya erkek onun gibi. Bu
yüce Allah’ın biz aciz kullarına büyük bir lütfudür. Bünyemizin
kanunudur.
Yazın bir insan oruç tuttuğunda
mümkün mertebe yemekle orucunu açmasın. Daha doğrusu yemeği çok az yesin. Sıvı
alsın. Kahvaltı ayarında bir iftar en iyisidir. Hele sahurda kesinlikle yemek
yemesin. Korkmasın, kesinlikle acıkmayacaktır oruç günü içinde. Sadece
susayacaktır. Susuz devler gibi saatlerce su içmek isteyecektir. Onun için
sahurda karnı aç olsa da fazla yemek yemesin; karnını çay, su, karpuz, kavun,
meyve suyu gibi şeylerle doldursun; çünkü bu yalancı açlıktır, gündüz bu açlığı
hissetmeyecek, sadece yavaş yavaş susamaya başlayacaktır. Kışınsa durum tam
tersine olacak, kişinin iftarda ve sahurda sıvı şeylere değil, yemeğe ağırlık
vermesi gerekecektir. Kışın da kesinlikle susamayacaktır. Kışın susuz yatsa
bile, oruç günü boyunca susuzluğu ortadan kalkacak, sadece acıktığını
hissedecektir.
Gece imsak vaktine kadar uyumayıp
vazifelerinizi yaptıktan sonra uyunması gün içerisindeki zamanın büyük bölümünü
uyku ile geçirilmesini sağlayacaktır. Böylelikle Ramazan gecelerinden birisinde
saklı bulunan, bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesini de ibadetlerle ihya
etme olanağına kavuşur.
Uyku nadasa bırakılmış tarla
gibidir. Enerjinizi muhafaza eder, yazın geç susamanızı, kışın da geç
acıkmanızı sağlar. Yalnız yazın uyuduğunuz yerin serin olmasına özellikle çok dikkat
edin, tabii üşütme riskine girmeden, kapı veya pencereleri açık bırakmayı
unutmayın. Yoksa uyku çok su kaybına neden olacak, daha uyanmadan vücut
sıvınızın önemli bir kısmını kaybetmenize neden olacaktır. Terlemiş vaziyette
uyanıyorsanız, bunu ortadan kaldırmak için hemen acil önlem alın; uyandığınızda
odanın serinliğini vücudunuzda mutlaka hissedin.
Tabii çalışanların Ramazanı tatil
günlerine denk getirmesi veya bu ayda izin alması en güzelidir. Bu ayı baştan
sona ibadete tahsis etmek akıllı kişilerin harcıdır. Çünkü ganimet gökten bu
ayda adeta yağmaktadır. Her ibadete verilen sevap birden yedi yüze kadar çıkar.
Sair ayları defalarca kez katlar. Bazılarını yüzlerce kez. Bir Kadir gecesini –ki
o Ramazan gecelerinden birisinde saklıdır- ihya, ayeti kerime ile sabittir ki,
bin aya, o da seksen küsur yıla tekabül etmektedir.
Sabah uyandığınızda hemen dışarı
çıkmayın. Alış verişi sonraya bırakın. En sona. Eve geldiğinizde iftara on beş
dakika, yarım saat gibi bir zaman kalsın. Çünkü orucun en zor zaman dilimidir.
Sıkıntılıdır. Sabah uyandığınızda orucun sıkıntılarını pek hissetmezsiniz. Onun
için dikkat isteyen işlere yönelebilirsiniz. Kitap okumak gibi. Sonra ibadet,
özellikle kaza namazları ve nafile ibadetler yapılabilir. Kuran-ı Kerim okumak
ve dinlemek de güzeldir, dinlendirici etkileri vardır. Yavaş yavaş susuzluğu
hissetmeye başladığınızda evde durmayın, dışarı çıkın, arkadaşlarınızın yanına
gidin, sohbetlere katılın. Dindar olanlarını tercih edin. Yoksa gıybet yapan
kişiler orucunuzun sevabını boşa çıkarırlar. Bu, orucun sıkıntılarının önüne
geçer. Alış verişi sona bırakın. Alış veriş orucun sıkıntılarını yok eder.
Gezmek de öyle. Son yarım saat kaldığında evde bulunun. Evden erken çıkarsanız
vücudunuzdaki sıvıyı erken bitirip susamaya erken başlarsınız. Hele bir de bu
vaziyette eve erken dönerseniz susuzluktan çatlarsınız, üfleyip püflemeye
başlarsınız. Kendinizi boşu boşuna sıkıntıya düşürmüş olursunuz. Bu durumda
soğuk bir duş iyi gelecektir ama orucun faziletini öldürür korkusuyla ben pek
yapmıyorum. Ramazan ayında hele hiç yapmıyorum. Fakat peygamberimizin oruçta
bunaldığında başını suyla yıkadığı hadislerde geçmektedir.
Son on beş dakika veya yarım
saatte mutlaka evde bulunun. Çünkü orucu tefekkür etmeniz, son sıkıntıları doya
doya yaşamanız çok manidardır. Orucun ruhuna uygundur. Duayı bu zamanda ihmal
etmeyelim. Kabul oranı çok yüksektir. Yani açlık ve susuzluk belasıyla
kavrulduğumuz bu anda –tabii kerehat vakti olduğu için farz dışında namaz
kılınmaz ama- zikirle duayla Allah’a yakın olmaya çalışalım. Yani bu anlar tam
çiftçinin mahsulü kaldırıp kazanca dönüştürdüğü anlardır. Malı götürme zamanı
yani. Nefis de azgınlaşır. Dikkat edin. Bela arar. Aman ağzınızı bağlayın.
Yoksa sermayeyi kediye yüklersiniz. Duaya, zikre daldığınızda nefis söner. Bu
zaman diliminde gün boyunca tuttuğunuz orucun, dolayısıyla katlandığınız
sıkıntıların rahmeti, sekineti bu sayede üzerinize inmeye başlar.
Bir işte çalışanlar oruç tutarken
kendilerini maratoncu gibi düşünmelidir. İşlerinin hızını yavaş yavaş
artırmalıdır. Ama hoşlarına giden, yapmaktan zevk aldıkları, yaparken
kendilerini kaybettikleri işleri sona bırakmalı; zor ve sıkıntılı, sevmedikleri
işleri başa almalıdırlar. Zira oruçta sıkıntı başta değil sona doğrudur.
Orucun bu kolaylığını ve
rahatlığını fark eden kişi benim gibi yaz kış belli günlerde de oruç tutmaya
başlar.
Allah, Ramazan ayı ve sair oruçları
rahat ve kolay bir şekilde tutmayı ve bu yolla rızasına ermeyi nasip eylesin. Fazl
u ikramıyla günahlarımızı bağışlasın. Amin. Dualarınızı istirham ediyorum. Selamun
aleyküm.
|